Jump to content

Ahzap 50 Efsane Geri Döndü :)


Recommended Posts

33/AHZÂB-28
 

Ey Peygamber! Hanımlarına de ki: “Eğer dünya hayatını ve onun süsünü istiyorsanız, gelin size mut’a vereyim ve sizi güzelce bırakayım.”

Peki bu ayetin hükmü ne oldu ? Ulak eşlerine nasıl bir muamelede bulundu ? Eşlerinden ayrıldı mı ?

Ayeti açıklamadan şunlara bir bakalım ;

ma meleket yeminu ke ; Güven kazanman demektir tekildir.Mealciler Elinin altındakiler şeklinde çevirmişlerdir.Muhtemelen yemin ederken yani güven kazanırken sağ elin havaya kaldırılması yahut sağ el ile el sıkışması yapılması nedeniyle Güven kazanmak kelimesini elinin altındakiler şeklinde çevirmişlerdir.Halbu ki bu ifade GÜVEN KAZANMAK demektir.Yed kelimesi el demektir örneğin yedi emin ifadesi (Güvenilir El demektir ) yani yemin kelimesi el değildir.

Şimdi ayete geçelim ve pasajlar halinde izah edelim ;

 
1. yâ eyyuhâ : ey
2. en nebiyyu : nebî, peygamber
3. innâ : muhakkak biz
4. ahlelnâ : helâl kıldık
5. leke : senin için, sana
6. ezvâce-ke : senin zevcelerin, hanımların, eşlerin
7. elletî : ki o
8. âteyte : sen verdin
9. ucûre-hunne
(hunne)
(hum)
: onların ücretleri
: onlar (kadınlar için)
: onlar (erkekler içi

Ulak burada eşlerine ücret verecek ve bu ücreti neden veriyor yani nikahlanmadan önce verilen mehir midir yoksa boşanma bedeli mi ve bunu nasıl anlarız ? Bu arkadaşlar boşanma bedelidir neden derseniz çünkü ayetin sonrasında Hacerne yani Hicret kelimesi geçer ki herkes bunu göç anlamında almıştır Halbu ki hicret ayrılmak demektir yani BOŞANMAK ve Kur'anın bir çok yerinde boşanmak kelimesi için farklı ifadeler mevcuttur isteyen olursa yazarım.Peki helal olan ney ? Allah FEY olan mallardan dünya hayatını isteyen eşlerine boşanma bedeline karşılık kullanmasını helal ediyor.Ve böylece Ulak ile Allah arasında ma meleket yeminu ke oluşuyor yani karşılıklı güven

Devam Edelim ;
 
10. ve mâ : ve şey
11. meleket : sahip oldu
12. yemînu-ke
(mâ meleket yemînu-ke)
: senin elin
: (elinin altında sahip olduğun)
13. mimmâ (min mâ) : şeyden
14. efâallâhu (efâe allâhu) : Allah ganimet olarak verdi
15. aleyke : sana


efae kelimesi Fey dir bakınız ( Haşr 6-7) bu kısmı yukarıda anlattık

 
16. ve benâti : ve kızları
17. ammi-ke : senin amcan
18. ve benâti : ve kızları
19. ammâti-ke : senin halan
20. ve benâti : ve kızları
21. hâli-ke : dayın
22. ve benâti : ve kızları
23. halâti-ke : senin teyzen
24. ellâtî : ki o (kadın)
25. hâcerne : hicret etti
26. meâ-ke : seninle beraber


Hacerne kelimesi ayrılmak demektir yani Boşanmak demektir.Ulak Feyi sadece kendi eşlerini boşamak için kullanmıyacak sayılan akrabalarını ve o kadını eşlerinden boşacayak ve bu ifade mea-ke seninle beraber ifadesi ile tasdik bulur.Evet Allah Ulaktan diğer sayılanlarında boşanmasını istiyor ve bu ifade ayetin sonrasında müminlerin eşleri hakkında neyi farz kıldığımız biliriz ile hayat bulur

Devam edelim ve diyelim ki siz ulağın eşi olsanız ne yapardınız yani ayrılmak istiyorsun ancak korkuyorsun acaba Allah'ın azabına uğrarmıyım diye ? İşte bu nokta en akıllı yol kadının boşama hakkını ulağa bırakmasıdır yani Ey ulak benim hakkımda kararı sen ver diyeceksin ki sorumluluğu ulağa atacaksın 
 
27. vemreeten (ve imreeten) : ve kadın, hanım
28. mu'mineten : bir mü'min (kadın)
29. in : eğer
30. vehebet : hibe etti
31. nefse-hâ : nefsini, kendini
32. li en nebiyyi : nebî (peygamber) için
33. in erâde : eğer isterse
34. en nebiyyu : nebî, peygamber
35. en yestenkiha-hâ : onu nikâh etmek ister
36. hâlisaten : ... a has olarak, özel olarak
37. leke : sana

Ulağın karısı emreeten mumineten ( Mümin kadın eşin) ne yapıyor nikah akdinin boşanma hükmünü ulağa hibe ediyor.Peki bu durumda ulağa bir vebal düşmüyor mu ? Ya karar verirken nefsine uyarsa ve boşanma konusunda adaleti sağlayamazsa ne bilim kimini güzel bulur kimini çirkin bulursa ne olacak ? İşte bu durumda Allah ulağı bu vebalden ahzap 51 ve 52 de rahatlatıyor.( Aslında Allah ulağa bir tüyo da veriyor bakın emreeten mümineten ifadesinde ulağa gelen kadın için eşin demiyor yani boşa diyor onu Allah bu bir tüyodur anlayana eğer o kadın için zevcen deseydi onu boşama şeklinde anlayacaksın burası çok önemlidir rasul için )

Devam edelim imdi;
 
38. min dûni : başka (hariç)
39. el mu'minîne : mü'minler
40. kad : oldu
41. alimnâ : biz bildik
42. mâ faradnâ : farz kıldığımız şeyi
43. aleyhim : onların üzerine, onlara
44. : içinde, hakkında, konusunda
45. ezvâci-him : onların zevceleri, hanımları


Ayetin bu kısmı boşanacak olan yukarıda sayılan akraba ve o kadındır

Devam edelim ;
 
46. ve mâ meleket eymânu-hum : ve onların elleri altında olan
47. li keylâ yekûne : olmaması için
48. aleyke : sana
49. haracun : zorluk, güçlük
50. ve kânallâhu (ve kâne allâhu) : ve Allah oldu (dır)
51. gafûran : gafur, mağfiret eden
52. rahîmen : rahîm (Rahîm esmasıyla tecelli eden)


ma meleket eymanu-humn ifadesi çoğuldur.Yani ulak onları boşarken Fey den kullanırsa bu ona zorluk vermez ayrıca bahsettiğim tüyoda bir kolaylıktır boşama konusunda velhasılı ahzap 50-51-52 hepsi bir kolaylıktır rahatlatmadır.


Sonuç ; Kur'anın hiç bir yerinde müminlere dört kadın alın şeklinde yazmaz ve Muhammede eş sınırsız diyenler onlar bunu akılları ile değil kalpleri iel değil ağızları ile uydurmaktadırlar.

Ne güzel söz değil mi ağızları ile uyduruyor yani ağızları torba değil ki dikesin  :)


Anlamayacağınızı bile bile genede yazdım çünkü az sonra yine AĞZINIZLA UYDURACAKSINIZ bir şeyleri ve psikolojiniz bozulacak bu yazıdan sonra benden nefret edeceksiniz ve bende türübünlere çıkıp sizleri izlicem ve çekirdeklerimi yanıma alıcam biliyorsunuz değil mi çekirdekleri niye yanıma aldığımı   :)
 
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...

ayet bükmek ne kadar kolay bişey öyle değilmi ? ne güzel istediğin gibi alıp bükebiliyorsun

 

ey peygamber! mehirlerini verdiğin hanımlarını, allah'ın sana ganimet olarak verdiği ve elinin altında bulunan cariyeleri, amcanın, halanın, dayının ve teyzenin seninle beraber göç eden kızlarını sana helâl kıldık. bir de peygamber kendisiyle evlenmek istediği takdirde, kendisini peygambere hibe eden mümin kadını, diğer müminlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helâl kıldık). kuşkusuz biz, hanımları ve ellerinin altında bulunan cariyeleri hakkında müminlere neyi farz kıldığımızı biliriz. (bu hususta ne yapmaları lâzım geldiğini onlara açıkladık) ki, sana bir zorluk olmasın. allah bağışlayandır, merhamet edendir." (ahzab 50)

 

burada açık açık muhammede sınırsız diyor aksini iddia edersen kuranın apaçık indirdik ayetine karşı çıkmış olursun geriside kuranı tahrife girdiğinden direk olarak tescilli ayet bükücü oluyorsun

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 29.06.2018 at 07:50, Gizli yazdı:

33/AHZÂB-28
 

Ey Peygamber! Hanımlarına de ki: “Eğer dünya hayatını ve onun süsünü istiyorsanız, gelin size mut’a vereyim ve sizi güzelce bırakayım.”

Peki bu ayetin hükmü ne oldu ? Ulak eşlerine nasıl bir muamelede bulundu ? Eşlerinden ayrıldı mı ?

Ayeti açıklamadan şunlara bir bakalım ;

ma meleket yeminu ke ; Güven kazanman demektir tekildir.Mealciler Elinin altındakiler şeklinde çevirmişlerdir.Muhtemelen yemin ederken yani güven kazanırken sağ elin havaya kaldırılması yahut sağ el ile el sıkışması yapılması nedeniyle Güven kazanmak kelimesini elinin altındakiler şeklinde çevirmişlerdir.Halbu ki bu ifade GÜVEN KAZANMAK demektir.Yed kelimesi el demektir örneğin yedi emin ifadesi (Güvenilir El demektir ) yani yemin kelimesi el değildir.

Şimdi ayete geçelim ve pasajlar halinde izah edelim ;

 
1. yâ eyyuhâ : ey
2. en nebiyyu : nebî, peygamber
3. innâ : muhakkak biz
4. ahlelnâ : helâl kıldık
5. leke : senin için, sana
6. ezvâce-ke : senin zevcelerin, hanımların, eşlerin
7. elletî : ki o
8. âteyte : sen verdin
9. ucûre-hunne
(hunne)
(hum)
: onların ücretleri
: onlar (kadınlar için)
: onlar (erkekler içi

Ulak burada eşlerine ücret verecek ve bu ücreti neden veriyor yani nikahlanmadan önce verilen mehir midir yoksa boşanma bedeli mi ve bunu nasıl anlarız ? Bu arkadaşlar boşanma bedelidir neden derseniz çünkü ayetin sonrasında Hacerne yani Hicret kelimesi geçer ki herkes bunu göç anlamında almıştır Halbu ki hicret ayrılmak demektir yani BOŞANMAK ve Kur'anın bir çok yerinde boşanmak kelimesi için farklı ifadeler mevcuttur isteyen olursa yazarım.Peki helal olan ney ? Allah FEY olan mallardan dünya hayatını isteyen eşlerine boşanma bedeline karşılık kullanmasını helal ediyor.Ve böylece Ulak ile Allah arasında ma meleket yeminu ke oluşuyor yani karşılıklı güven

Devam Edelim ;
 
10. ve mâ : ve şey
11. meleket : sahip oldu
12. yemînu-ke
(mâ meleket yemînu-ke)
: senin elin
: (elinin altında sahip olduğun)
13. mimmâ (min mâ) : şeyden
14. efâallâhu (efâe allâhu) : Allah ganimet olarak verdi
15. aleyke : sana


efae kelimesi Fey dir bakınız ( Haşr 6-7) bu kısmı yukarıda anlattık

 
16. ve benâti : ve kızları
17. ammi-ke : senin amcan
18. ve benâti : ve kızları
19. ammâti-ke : senin halan
20. ve benâti : ve kızları
21. hâli-ke : dayın
22. ve benâti : ve kızları
23. halâti-ke : senin teyzen
24. ellâtî : ki o (kadın)
25. hâcerne : hicret etti
26. meâ-ke : seninle beraber


Hacerne kelimesi ayrılmak demektir yani Boşanmak demektir.Ulak Feyi sadece kendi eşlerini boşamak için kullanmıyacak sayılan akrabalarını ve o kadını eşlerinden boşacayak ve bu ifade mea-ke seninle beraber ifadesi ile tasdik bulur.Evet Allah Ulaktan diğer sayılanlarında boşanmasını istiyor ve bu ifade ayetin sonrasında müminlerin eşleri hakkında neyi farz kıldığımız biliriz ile hayat bulur

Devam edelim ve diyelim ki siz ulağın eşi olsanız ne yapardınız yani ayrılmak istiyorsun ancak korkuyorsun acaba Allah'ın azabına uğrarmıyım diye ? İşte bu nokta en akıllı yol kadının boşama hakkını ulağa bırakmasıdır yani Ey ulak benim hakkımda kararı sen ver diyeceksin ki sorumluluğu ulağa atacaksın 
 
27. vemreeten (ve imreeten) : ve kadın, hanım
28. mu'mineten : bir mü'min (kadın)
29. in : eğer
30. vehebet : hibe etti
31. nefse-hâ : nefsini, kendini
32. li en nebiyyi : nebî (peygamber) için
33. in erâde : eğer isterse
34. en nebiyyu : nebî, peygamber
35. en yestenkiha-hâ : onu nikâh etmek ister
36. hâlisaten : ... a has olarak, özel olarak
37. leke : sana

Ulağın karısı emreeten mumineten ( Mümin kadın eşin) ne yapıyor nikah akdinin boşanma hükmünü ulağa hibe ediyor.Peki bu durumda ulağa bir vebal düşmüyor mu ? Ya karar verirken nefsine uyarsa ve boşanma konusunda adaleti sağlayamazsa ne bilim kimini güzel bulur kimini çirkin bulursa ne olacak ? İşte bu durumda Allah ulağı bu vebalden ahzap 51 ve 52 de rahatlatıyor.( Aslında Allah ulağa bir tüyo da veriyor bakın emreeten mümineten ifadesinde ulağa gelen kadın için eşin demiyor yani boşa diyor onu Allah bu bir tüyodur anlayana eğer o kadın için zevcen deseydi onu boşama şeklinde anlayacaksın burası çok önemlidir rasul için )

Devam edelim imdi;
 
38. min dûni : başka (hariç)
39. el mu'minîne : mü'minler
40. kad : oldu
41. alimnâ : biz bildik
42. mâ faradnâ : farz kıldığımız şeyi
43. aleyhim : onların üzerine, onlara
44. : içinde, hakkında, konusunda
45. ezvâci-him : onların zevceleri, hanımları


Ayetin bu kısmı boşanacak olan yukarıda sayılan akraba ve o kadındır

Devam edelim ;
 
46. ve mâ meleket eymânu-hum : ve onların elleri altında olan
47. li keylâ yekûne : olmaması için
48. aleyke : sana
49. haracun : zorluk, güçlük
50. ve kânallâhu (ve kâne allâhu) : ve Allah oldu (dır)
51. gafûran : gafur, mağfiret eden
52. rahîmen : rahîm (Rahîm esmasıyla tecelli eden)


ma meleket eymanu-humn ifadesi çoğuldur.Yani ulak onları boşarken Fey den kullanırsa bu ona zorluk vermez ayrıca bahsettiğim tüyoda bir kolaylıktır boşama konusunda velhasılı ahzap 50-51-52 hepsi bir kolaylıktır rahatlatmadır.


Sonuç ; Kur'anın hiç bir yerinde müminlere dört kadın alın şeklinde yazmaz ve Muhammede eş sınırsız diyenler onlar bunu akılları ile değil kalpleri iel değil ağızları ile uydurmaktadırlar.

Ne güzel söz değil mi ağızları ile uyduruyor yani ağızları torba değil ki dikesin  :)


Anlamayacağınızı bile bile genede yazdım çünkü az sonra yine AĞZINIZLA UYDURACAKSINIZ bir şeyleri ve psikolojiniz bozulacak bu yazıdan sonra benden nefret edeceksiniz ve bende türübünlere çıkıp sizleri izlicem ve çekirdeklerimi yanıma alıcam biliyorsunuz değil mi çekirdekleri niye yanıma aldığımı   :)
 

Bu başlık.Utanmazlığın arsızlığın yüsüzlüyün tavan yaptığı bir başlık olmuş. Vatana millete hayırlı  olsun.

Açılış ne zaman?

Link to post
Sitelerde Paylaş

İlluminatus ( Son ayet bükücüyüm :)

Sana bir türlü anlatamadık


Allah müminlerin ne kadar eş alacağını belirlemez sadece adalet için tek eş alın diye tavsiyede bulunur istersen 1000 tane dişi al buna karışmaz ama öbür tarafta eşler arası adaletinde hesabını sorar hemde ilmik ilmik sen merak etme

Muhammed Nebi Rasul bir Ulaktır Allah eşleri konusunda özellikle boşama konusunda yahut adaletli davranabilme konusunda ona vahiy indirmesi normaldir çünkü yükü ağırdır ve Allah derki sana biz ayetleri yük olması için indirmiyoruz bilakis inşirah her zorlukla bir kolaylık vardır ayeti tecelli etsin bağımında

Şuna cevap ver

Ben kafama göre ayet yorumlarsam beni Alllah'ın elinden kim kurtarak

Yahut ben sahtekarsam benim bundan kazancım ne

Yahut sizi daha önce kaç defa kandırdım gibi analiz sorular düşünmek size tarafsız

Link to post
Sitelerde Paylaş
15 dakika önce, Gizli yazdı:

İlluminatus ( Son ayet bükücüyüm :)

Sana bir türlü anlatamadık


Allah müminlerin ne kadar eş alacağını belirlemez sadece adalet için tek eş alın diye tavsiyede bulunur istersen 1000 tane dişi al buna karışmaz ama öbür tarafta eşler arası adaletinde hesabını sorar hemde ilmik ilmik sen merak etme

Muhammed Nebi Rasul bir Ulaktır Allah eşleri konusunda özellikle boşama konusunda yahut adaletli davranabilme konusunda ona vahiy indirmesi normaldir çünkü yükü ağırdır ve Allah derki sana biz ayetleri yük olması için indirmiyoruz bilakis inşirah her zorlukla bir kolaylık vardır ayeti tecelli etsin bağımında

Şuna cevap ver

Ben kafama göre ayet yorumlarsam beni Alllah'ın elinden kim kurtarak

Yahut ben sahtekarsam benim bundan kazancım ne

Yahut sizi daha önce kaç defa kandırdım gibi analiz sorular düşünmek size tarafsız

Sonuç? muhammede sınırsız

Koskoca ayetemi inanacağız yoksa sıfır ilim ve arapça bilgisi olan sanamı?

 

Hadi az biraz bilgin var diyelim allah kendini bu ayette ifade edememişmide sen ifade etmeye kalkıyorsun?

 

Oh ne güzel al yorumla kafana göre nasıl olsa mis gibi kolay bakanda yok

 

ayet büküyorsun ayet kelimelerini alıp bak burada bunu diyor demekle bi halt olmadığını biliyorsundur umarım

 

tarihinde İlluminatus tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, Gizli yazdı:

İlluminatus ( Başta ne dedik )

Ateist=Müslümanlar

Onlarında canı dört dişi isteyince ayetin arapçasına senin yaptığın gibi zorla dört dişi alın diye çevirdiler

Ve böylece sözümün hak oldu

Ateist=Müslüman

Konularda kaç haftadır ayet paylaşan sonra sıfır ilim ve arapça bilgin olmasına rağmen ayetlerin kelimelerini inceleyen sorulunca allahın ayetlerini sadece resul açıklayabilir diyip sonrada kendin ayrıca açıklayıp kendinle çelişmen   bir diğer gün ise bunlara aynen devam edip ateist eşittir müslüman diyerek dünyanın en saçma karşılaştırmalarından birisini yapman  

 

dalgamı geçiyorsun ? 

 

 

canları 4 dişi istemiş diye öyle çevirmişler yanlarındamıydın ? 

 

 

 

cidden konu ve bilgi kirliliği  bu kadar konu açıp hiç bişey anlatmamak size özel bir marifet olsa gerek

tarihinde İlluminatus tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bundan sonra, güzellikleri hoşuna gitse bile başka kadınlarla evlenmek, eşlerini boşayıp başka eşler almak sana helâl değildir. Ancak sahip olduğun cariyeler başka. Şüphesiz Allah, her şeyi gözetleyendir.Ahzab 52

 

Bundan sonra, güzellikleri hoşuna gitse bile başka kadınlarla evlenmek, eşlerini boşayıp başka eşler almak sana helâl değildir. Ancak güvenini kazandığın başka. Şüphesiz Allah, her şeyi gözetleyendir.Ahzab 52

 

Güvenini kazandıkların nedir la??

tarihinde Buzul tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Gizli yazdı:

İlluminatus ( Beni Seviyorsun )

Ben hiç bir şey bilmem dedik ya hiçiz

Ayrıca Acı çekiyorsunuz

Din,kimlik vs bunları nereden çıkardın dört dişi canın çekince böyle mi oluyorsun yoksa

acı çeken sizsiniz  kafanızdaki muhteşem islam hayalinin gerçekte olmadığı bildiğiniz için burada ayet büküyorsunuz

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Not: senin trol olduğunu söylemiştim  burada müslüman olup başka forumlarda ateist olmak istiyorum diye konu açmak ayrı bir trollük ister

 

ayrıca kendi reklamını yapman  gizli bulundu diye konu açıp  gizlikim? diye nick alman  bunun bir kanıtı niteliğinde

 

https://forum.donanimhaber.com/ateist-olmak-istiyorumyardim--133737845#133738541

 

https://www.ateistforum.org/index.php?/topic/68073-gizli-bulundu/

 

senin gibi bir trolle daha vaktimi harcamayacağım  büyük ihtimalle türk forumlarındada ben tengrici olmak istiyorum yardım edin diye konuda açıyorsundur  trollüğünde bir kalitesi olur.

tarihinde İlluminatus tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İlluminatus ( ? )

Ben o muyum ?

O değil miyim ? 

Şifreyi değiştirince o olurum belki ne dersin ?

Başka forumlarda yazmışlığım olsa uslubdan tanırsın

Yaşımı sormuşsun iyi seyirler

Daha önce ne dedik lütfen kapıyı vurmadan git şimdide yaşıma bak bak kaç yaşındaymışım

https://www.youtube.com/watch?v=boWGnQUzLPc

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 saat önce, Gizli yazdı:

güven (Nezaketen cevap verdim)

Teşekkür edrim cevabınız için. Şu ahzap 52  tam bir rezalet. Eş deyime birbirinin karısını deyiş tokuş yapmak. zaten kurana baktığın zaman tam bir sex kitabı gibi bir şeydir.

AHZAB Suresi 52. ayet Elmalılı Hamdi Yazır: Bundan başka kadınlar sana halâl olmaz, bunları başka zevcelere değiştirmek de olmaz, isterse husünleri çok hoşuna gitsin, meğer ki milki yemînin ola, Allah her şeye gözcü bulunuyor

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 29.06.2018 at 07:50, Gizli yazdı:

33/AHZÂB-28
 

Ey Peygamber! Hanımlarına de ki: “Eğer dünya hayatını ve onun süsünü istiyorsanız, gelin size mut’a vereyim ve sizi güzelce bırakayım.”

Peki bu ayetin hükmü ne oldu ? Ulak eşlerine nasıl bir muamelede bulundu ? Eşlerinden ayrıldı mı ?

Ayeti açıklamadan şunlara bir bakalım ;

ma meleket yeminu ke ; Güven kazanman demektir tekildir.Mealciler Elinin altındakiler şeklinde çevirmişlerdir.Muhtemelen yemin ederken yani güven kazanırken sağ elin havaya kaldırılması yahut sağ el ile el sıkışması yapılması nedeniyle Güven kazanmak kelimesini elinin altındakiler şeklinde çevirmişlerdir.Halbu ki bu ifade GÜVEN KAZANMAK demektir.Yed kelimesi el demektir örneğin yedi emin ifadesi (Güvenilir El demektir ) yani yemin kelimesi el değildir.

Şimdi ayete geçelim ve pasajlar halinde izah edelim ;

 
1. yâ eyyuhâ : ey
2. en nebiyyu : nebî, peygamber
3. innâ : muhakkak biz
4. ahlelnâ : helâl kıldık
5. leke : senin için, sana
6. ezvâce-ke : senin zevcelerin, hanımların, eşlerin
7. elletî : ki o
8. âteyte : sen verdin
9. ucûre-hunne
(hunne)
(hum)
: onların ücretleri
: onlar (kadınlar için)
: onlar (erkekler içi

Ulak burada eşlerine ücret verecek ve bu ücreti neden veriyor yani nikahlanmadan önce verilen mehir midir yoksa boşanma bedeli mi ve bunu nasıl anlarız ? Bu arkadaşlar boşanma bedelidir neden derseniz çünkü ayetin sonrasında Hacerne yani Hicret kelimesi geçer ki herkes bunu göç anlamında almıştır Halbu ki hicret ayrılmak demektir yani BOŞANMAK ve Kur'anın bir çok yerinde boşanmak kelimesi için farklı ifadeler mevcuttur isteyen olursa yazarım.Peki helal olan ney ? Allah FEY olan mallardan dünya hayatını isteyen eşlerine boşanma bedeline karşılık kullanmasını helal ediyor.Ve böylece Ulak ile Allah arasında ma meleket yeminu ke oluşuyor yani karşılıklı güven

Devam Edelim ;
 
10. ve mâ : ve şey
11. meleket : sahip oldu
12. yemînu-ke
(mâ meleket yemînu-ke)
: senin elin
: (elinin altında sahip olduğun)
13. mimmâ (min mâ) : şeyden
14. efâallâhu (efâe allâhu) : Allah ganimet olarak verdi
15. aleyke : sana


efae kelimesi Fey dir bakınız ( Haşr 6-7) bu kısmı yukarıda anlattık

 
16. ve benâti : ve kızları
17. ammi-ke : senin amcan
18. ve benâti : ve kızları
19. ammâti-ke : senin halan
20. ve benâti : ve kızları
21. hâli-ke : dayın
22. ve benâti : ve kızları
23. halâti-ke : senin teyzen
24. ellâtî : ki o (kadın)
25. hâcerne : hicret etti
26. meâ-ke : seninle beraber


Hacerne kelimesi ayrılmak demektir yani Boşanmak demektir.Ulak Feyi sadece kendi eşlerini boşamak için kullanmıyacak sayılan akrabalarını ve o kadını eşlerinden boşacayak ve bu ifade mea-ke seninle beraber ifadesi ile tasdik bulur.Evet Allah Ulaktan diğer sayılanlarında boşanmasını istiyor ve bu ifade ayetin sonrasında müminlerin eşleri hakkında neyi farz kıldığımız biliriz ile hayat bulur

Devam edelim ve diyelim ki siz ulağın eşi olsanız ne yapardınız yani ayrılmak istiyorsun ancak korkuyorsun acaba Allah'ın azabına uğrarmıyım diye ? İşte bu nokta en akıllı yol kadının boşama hakkını ulağa bırakmasıdır yani Ey ulak benim hakkımda kararı sen ver diyeceksin ki sorumluluğu ulağa atacaksın 
 
27. vemreeten (ve imreeten) : ve kadın, hanım
28. mu'mineten : bir mü'min (kadın)
29. in : eğer
30. vehebet : hibe etti
31. nefse-hâ : nefsini, kendini
32. li en nebiyyi : nebî (peygamber) için
33. in erâde : eğer isterse
34. en nebiyyu : nebî, peygamber
35. en yestenkiha-hâ : onu nikâh etmek ister
36. hâlisaten : ... a has olarak, özel olarak
37. leke : sana

Ulağın karısı emreeten mumineten ( Mümin kadın eşin) ne yapıyor nikah akdinin boşanma hükmünü ulağa hibe ediyor.Peki bu durumda ulağa bir vebal düşmüyor mu ? Ya karar verirken nefsine uyarsa ve boşanma konusunda adaleti sağlayamazsa ne bilim kimini güzel bulur kimini çirkin bulursa ne olacak ? İşte bu durumda Allah ulağı bu vebalden ahzap 51 ve 52 de rahatlatıyor.( Aslında Allah ulağa bir tüyo da veriyor bakın emreeten mümineten ifadesinde ulağa gelen kadın için eşin demiyor yani boşa diyor onu Allah bu bir tüyodur anlayana eğer o kadın için zevcen deseydi onu boşama şeklinde anlayacaksın burası çok önemlidir rasul için )

Devam edelim imdi;
 
38. min dûni : başka (hariç)
39. el mu'minîne : mü'minler
40. kad : oldu
41. alimnâ : biz bildik
42. mâ faradnâ : farz kıldığımız şeyi
43. aleyhim : onların üzerine, onlara
44. : içinde, hakkında, konusunda
45. ezvâci-him : onların zevceleri, hanımları


Ayetin bu kısmı boşanacak olan yukarıda sayılan akraba ve o kadındır

Devam edelim ;
 
46. ve mâ meleket eymânu-hum : ve onların elleri altında olan
47. li keylâ yekûne : olmaması için
48. aleyke : sana
49. haracun : zorluk, güçlük
50. ve kânallâhu (ve kâne allâhu) : ve Allah oldu (dır)
51. gafûran : gafur, mağfiret eden
52. rahîmen : rahîm (Rahîm esmasıyla tecelli eden)


ma meleket eymanu-humn ifadesi çoğuldur.Yani ulak onları boşarken Fey den kullanırsa bu ona zorluk vermez ayrıca bahsettiğim tüyoda bir kolaylıktır boşama konusunda velhasılı ahzap 50-51-52 hepsi bir kolaylıktır rahatlatmadır.


Sonuç ; Kur'anın hiç bir yerinde müminlere dört kadın alın şeklinde yazmaz ve Muhammede eş sınırsız diyenler onlar bunu akılları ile değil kalpleri iel değil ağızları ile uydurmaktadırlar.

Ne güzel söz değil mi ağızları ile uyduruyor yani ağızları torba değil ki dikesin  :)


Anlamayacağınızı bile bile genede yazdım çünkü az sonra yine AĞZINIZLA UYDURACAKSINIZ bir şeyleri ve psikolojiniz bozulacak bu yazıdan sonra benden nefret edeceksiniz ve bende türübünlere çıkıp sizleri izlicem ve çekirdeklerimi yanıma alıcam biliyorsunuz değil mi çekirdekleri niye yanıma aldığımı   :)
 

Bu başlığın adı. Ahzap FİLİMİ Olsa. Allahında hoşuna gider. buyrun okuyalım.

AHZAB SURESİ FİLMİ

ALINTI

Filmde oynayanlar..
Zeynep rolünde Adriana Lima
Hatice rolünü  Aysel Gürel
Zeyd Rolünü Küçük Emrah
Muhammed rolünü ise Hugh Hefner oynayacak..

Filmin girişi. Perde I
Muhammed kara kara düşünür. Milletin diline düşmeden Zeynebi nasıl yatağa atıp haremime katsam diye.. Muhammed kafayı yemektedir. Zira Zeynep gelinidir. Ona yıllarca baba demiş biridir. Zeyd ise Muhammed in evlatlığıdır, aynı zamanda Zeyneb in kocası…Öyle cart diye Allahtan vahiy geldi, Zeyneple evlenmemi istiyor demek işi kurtarmaz. Senaryo için sıkı bir giriş lazımdır, ama nasıl bir giriş olmalıdır bu?

Muhammed ile Allah başbaşa karakara düşünürler.. .. Sizde yani koskoca Allah var, her bir şeyi bilen.. Allah salak mı milleti uyandıracak cart diye hemen konuya direkt girip Zeyneple evlen diyecek kadar…

Allah – ”hah buldum Muhammed .. İşe farklı yönden girelim.. Önce senin şu evlatlık meselesini hallederek başlayalım” der ve devam eder- .. Ah şu cahiliye Arapları, mok mu vardı evlatlıklarınızı öz evlat gibi görüyorsunuz, evlatlıkta olsa onların karılarını öz gelin gibi sayıp yatağa atmayı ayıplıyorsunuz. O kadar cahiliye dönemi dedik, insan bari bu konuda biraz ahlaksızlaşır.. Sizi gidi ahlaklı cahiller sizi…

– Neyse Ey Muhammed filme alakasız bir şekilde giriş yapalım. Sanki konunun Zeyneple alakası yokmuş gibi başlayalım.. Öyle cart diye Zeynep meselesine girersek millet kıllanır..İşin içine önce korku katalım ki millet tırssın..Birde en baştan diyelim ki sana yukarıdan gelen emirlere uy. Sana ne emir geleceğini biliyorsun Muhammed.. Sen anladın onu   Nasılda gülüyorsun seni Muhammed seni…

Neyse önce şu evlatlık meselesini halledelim. Sonra araya başka şeyler sokuştururuz ve sonunda millet uyanmadan araya Zeynebi hallederiz..

Bak Muhammed şöyle bir şeyle giriş yapsak nasıl olur?
Ahzâb 4 [/size]

Allah, bir adamın içinde iki kalp yaratmadığı gibi, “zıhar” yaptığınız eşlerinizi de analarınız yerinde tutmadı ve evlatlıklarınızı da öz oğullarınız olarak tanımadı. Bunlar sizin ağızlarınıza geliveren sözlerden ibarettir. Allah ise gerçeği söyler ve doğru yola O eriştirir.

Allah devam eder: Ya biz bunlara cahiliye dönemi dedik ama bunlarında en önemli konuda ahlaklı olacakları tuttu. Öyle bir ayetle bunları ikna edemeyiz. Gönlüm el vermiyor ama madem Zeynep senin için önemli öyleyse şu ahlaklı cahillere evlatlık konusunda biraz daha gaz verelim..

Off ya Muhammed ne zor işmiş bu.. Bu cahiliye Arapları zor yutuyor bunu.. Neeee.. Of ya Muhammed şimdide işin içine başka şeyler sokuşturma. Ne demek ya diğer karıların başkası ile konuşursa. Konuşsunlar yani ne olur ki..

Muhammed: Ya Allah ım şu işi baya uzattın. Artık şu Zeynep işine odaklansak!!
Allah : Muhammed o kadar kolay değil üveyde olsa gelinini koynuna almak. Az sabret..

Muhammed: Haklısın Allah’ım bu arada savaşmaktan kaçanlar var. Şu işide bir halletsen iyi olurdu… Biz akrabalarımızla kan kardeşlerimizle savaşmayız diyorlar. Onlarla savaşmazsak benim karıları besleyecek parayı nerden buluruz Allah’ ım.. Bıktım şu karıların isteklerinden, dırdırından.. Kimi lapiz lazuli gerdanlık istiyor, kimi inci bileklik… Bu arada baya işe yaradı -Eyy peygamber hanımları diye başlayan ayet ama aç gözlü karılar, illa şunu bunu isterim diye vıdı vııdı ediyorlar.. Oysa karıların istediği ancak gasp, el koyma ile olur. Ama gel görki bizim Müslümanlar savaşmayız, savaşa gerek yok diyorlar. Tabi onların en fazla dört karısı var, bilmiyorlar onca karı ve cariyeyi beslemek ne demek…

Allah: Bak baya şık bir ayet oldu.. Fena gaza gelecekler….

Ahzâb 16 (Resulüm!) De ki: Eğer ölümden veya öldürülmekten kaçıyorsanız, kaçmanın size asla faydası olmaz! (Eceliniz gelmemiş ise) o takdirde de, yaşatılacağınız süre çok değildir.

Aradan iki gün geçer..

Allah: Oha oldum sana ya Muhammed bunca karın var hala mı daha zırlanıyorsun? Bak bütün müslümanlar tırsmıştır artık Ahzab 6 dan sonra senin hatunlara bakmazlar …. Dedik işte senin karılar onların anaları gibidir diye. Sende yani hem evlatlık müessesesi yoktur dedik üzerine birde senin kıskançlığın için senin karıları Müslümanların anaları yaptık..

Muhammed: Ya Allah onların tadına baktım, ama benden başkasının bakmasına tahammülüm yok Hem sen bırak Musayı, İsayı da sadede gel artık..

Allah: Çüşşş yaaa ;Muhammed. Unutma sana baba diyen birini haremine istiyorsun, hemde halanın kızı. O kadar kolay değil bu iş.. Sabret… Önce masal anlatalım, uyutalım milleti sonrası kolay, sen yatağında bil Zeynebi..

Muhammed: Off Allahım yaaa fena çarpıldım Zeynebe… Gözümde başka hiç bir şey yok… Off ya ya ben Zeyneple ilgilenirken başkası benim diğer karılara göz koyarsa ne olacak. Olmazz kabullenemem Allah ım.. Ya derlerse sen evlatlığının sana baba diyen karısını yatağa attın, bizim senin haremindeki hiç bir bağımız olmayan karılarına sulanmak suç mu diye.. Offffff.. Allah ım bir çözüm bul..

Valla abazalığın sonu yok Muhammed. Sen evlatlığının karısına sulanırken başkalarıda senin karılara sulanır. En iyisi senin karıları korkutmak..

Ahzâb 28 Ey Peygamber! Eşlerine şöyle söyle: Eğer dünya dirliğini ve süsünü (refahını) istiyorsanız, gelin size boşanma bedellerinizi vereyim de, sizi güzellikle salıvereyim.

Ahzâb 29 Eğer Allah’ı, Peygamberini ve ahiret yurdunu diliyorsanız, bilin ki, Allah, içinizden güzel davrananlar için büyük bir mükafat hazırlamıştır.

Ahzâb 30 Ey peygamber hanımları! Sizden kim açık bir hayasızlık yaparsa, onun azabı iki katına çıkarılır. Bu, Allah’a göre kolaydır.

Ahzâb 31 Sizden kim, Allah’a ve Resulüne itaat eder ve yararlı iş yaparsa ona mükafatını iki kat veririz. Ve ona (cennette) bol rızık hazırlamışızdır.

Ahzâb 32 Ey Peygamber hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer (Allah’tan) korkuyorsanız, (yabancı erkeklere karşı) çekici bir eda ile konuşmayın; sonra kalbinde hastalık bulunan kimse ümide kapılır. Güzel söz söyleyin.

Ahzâb 33 Evlerinizde oturun, eski cahiliye adetinde olduğu gibi açılıp saçılmayın. Namazı kılın, zekatı verin, Allah’a ve Resulüne itaat edin. Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden, sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.

Allah : Ulan bu Muhammed in kıskançlığı yüzünden milyarlarca kadın gelecekte köle gibi yaşayacak ama Muhammed sayesinde beni kaale alacaklar o yüzden işime geliyor bu karıların gelecekleri ile oynamak….

Muhammed sabırsızlanmaktadır. Alla ise işi yavaştan almakta fazla dedikoduya maal vermemek için her türlü önlemi almaktadır. Neler yapmıştır Allah kısa özet geçelim..

Ahzab 4 ayetle birlikte, Zeyd, evlatlık durumundan çıkmıştır.. Ancak, Zeyd hala, Zeyd Ibn-i Muhammed’dir ve adınında değişmesi gerekmektedir.. Arkasından, Ahzab 5 gelir…

“ Evlat edindiklerinizi, babalarına nispet ederek çağırın, Allah yanında en doğrusu budur. Eğer babalarının kim olduğunu bilmiyorsanız, bu taktirde onları din kardeşleriniz ve gözettiğiniz kimseler olarak kabul edin..”

Zeyd bu şekilde tekrar Zeyd Ibn-i Harise olur.. Ve oğul olma durumundan çıktığı için, Muhammed’in Zeyneb’le evlenebilmesine mani onemli bir engel de ortadan kalkar..

Allah derki ileride bazı uyanıklar çıkıp şöyle yorum yapacaklardır. ” Burada akla gelen bir soru da, neden her konuda Peygamberine karşı uyarıcı olan Tanrı’nın, Muhammed, Zeyd’i evlatlık alırken bu ayeti göndermediği ve aradan onca zaman geçtikten ve bu Zeyneb olayı meydana çıktıktan sonra, acele olarak evlatlıkların kabul edilmedikleri ile ilgili bir ayetin ortaya atıldığıdır..”

Muhammed bir aşağı bir yukarı yürümektedir. Zemin hazırlanmıştır. Bu arada zavallı Zeyd gelip Muhammed e eğer isterse Zeynepten boşanacağını ve kendisinin onunla evlenebileceğini söylemiştir. Ama Muhammed e Allah dan daha sinyal gelmediği için içi giderek hayır demiştir. Ah evet dese çıkacak dedikoduları şimdiden duyar gibi olmuştur..

-Ebu Lebleb duydun mu Muhammed gelini ile evlenmiş..
-Duydum Ebu Cebceb bin Aziz, birde peygamber olacak, zaten Medinede el atmadığı hatun kalmadı. Hatice öldükten sonra gemi iyice azıya aldı bu Muhammed..
-Ya Ebu Lebleb bende korkudan benim karıları eve kapattım, çıkartmıyorum dışarı, çıksalar bile sıkı sıkı örtünüyorlar. (İşte Müslüman kadının asıl eve kapanması ve dışarı çıkarken örtünmesinin asıl sebebi budur. )

Kulaklarında bu dedikodular çınlamaktadır. Zeydin yanından kulaklarını tıkayıp hayır hayır diyerek kaçar.. Muhammed örtüsüne bürünüp Allah tan haber bekler.. Ama beklediği müjdeli haber gelmez. Onun yerine :

Ahzâb 36 Allah ve Resulü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.

Muhammed örtüden kafayı çıkartıp söylenmeye başlar..
-Ya Allah ım hani Zeynep meselesi ne oldu?
-Allah : Dur az kaldı sende vurula vurula gittin gelinine vuruldun. Öyle kolay iş değil.. Bak iyi oku 36 yı, bu ayeti okuyan saftiriklerin artık tek söz bile söylemeye cesaretleri kalmaz. Boru değil hükümü ben vericem, sen merak etme..

Muhammed in canı biraz sıkılmıştır, az daha sabır diye söylenirken acaba bu gece sıra kimdeydi diye içinden geçirip, ardından sıradaki diye seslenir…

Muhammed son ayeti etrafına toplanan Bedevilere yüksek sesle okur.. İçlerinden bir kaçı bu Allah a ne oluyor daldan dala konuyor bu son ayet pek hayra alamet değil bakalım arkasından ne gelecek diye düşünürken aniden tövbe tövbe şeytan aklımı çeliyor diyip bu gibi fikirleri kafalarından atarlar…

Muhammed eve dönerken Zeyneplerin evinin önünden geçer, acaba Zeynep evde ne yapıyordur diye düşünmeden edemez… Eve kendini zor atar ve hemen örtüsüne bürünür, tam 1 hafta örtüye bürünür ama Allahtan ses seda çıkmaz..

Nihayet Allah seslenir..
Ey Muhammed zamanı geldi. Bilerek 1 hafta geçirttim ki uyanan olmasın hemen o korkutma ayetinin arkasından şimdiki ayet olmazdı…

Muhammed hemen evden dışarı fırlar. Neşesi yerine gelmiştir… Kendisine Ahzab 37 ayetin geldiğini söyler..
“ Resulüm, hani Allah’ın nimet verdiği, senin de kendisine iyilik ettiğin kimseye, “Eşini yanında tut, Allah’tan kork” diyordun. Allah’ın açığa vuracagı şeyi, insanlardan çekinerek içine gizliyordun. Oysa asıl korkmana layık olan Allah’tır. Zeyd, o kadından ilişiğini kesince biz onu sana nikahladık ki evlatlıkları, karıları ile ilişkilerini kestiklerinde müminlere bir güçlük olmasın. Allah’ın emri yerine getirilmiştir..”

Muhammed in etrafına toplanan kalabalıktan bu ayetin ardından uğultular yükselir. Çoğu Mümin şaşırmış bir halde bu haberi yaymak için hemen koşuşturmaya başlarlar.. Nasıl olur bir peygamber bunu yapabilir diye düşünenler çoğunluktadır…

Muhammed ”DURUN, DAHA BİTMEDİ” diye seslenir. Dağılmaya başlayanlar tekrar toplanır ve etrafa sessizlik hakim olunca devam eder…

Ahzâb 38 Allah’ın, kendisine helal kıldığı şeyde Peygamber’e herhangi bir vebal yoktur. Önce gelip geçenler arasında da Allah’ın adeti böyle idi. Allah’ın emri mutlaka yerine gelecek, yazılmış bir kaderdir.

Müminler Allah emriymiş diye söylenirken bazılarınıda şeytan dürtüklemektedir.. Allah zaten şeytanın dürtükleyeceğini bildiği için ayetleri ona göre düzenlemiştir.. Şeytan daha dürtmeye yeni başlamışken Muhammed devam eder..

Ahzâb 39 O peygamberler ki Allah’ın gönderdiği emirleri duyururlar, Allah’tan korkarlar ve O’ndan başka kimseden korkmazlar. Hesap görücü olarak Allah (herkese) yeter.

Ahzab 40 ayet, Zeyd’in babası olmadığını bir defa daha vurgular.
33/40. Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat o, Allah’ın Resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.

Ahzâb 41 Ey inananlar! Allah’ı çokça zikredin.

Ahzâb 42 Ve O’nu sabah-akşam tesbih edin.

Allah bunu boşuna dememiştir. Bu ayeti duyanlar(41-42) hemen tesbih ve zikir işine girerler ve Zeynep meselesini geçici olarak unuturlar. Nasıl tesbih ve zikir etmesinler.. Zira 44. ayet onlara hediyeler vaad eder..

Ahzâb 44 Kendisine kavuştukları gün, Allah’ın onlara iltifatı, “selam” dır. Allah onlara çok değerli mükafat hazırlamıştır.

Millet tesbih ve zikirle uğraşırken Muhammed araya Ahzab 50 yi sokuşturuverir. Zira Allah geleceği gördüğü için ileride zırt pırt Muhammed in yok teyze kızı, yok amca kızı, yok şu cariye, yok bu uçan kaçan diye kendisine geleceğini iyi biliyordur.. En iyisi tek bir ayette ne kadar hatun varsa Muhammed e helal etmektedir. Bu arada Allah iyi ki Muhammed in kız kardeşi yokmuş demekten de kendini alamaz…

Ahzâb 50 Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin hanımlarını, Allah’ın sana ganimet olarak verdiği ve elinin altında bulunan cariyeleri, amcanın, halanın, dayının ve teyzenin seninle beraber göç eden kızlarını sana helal kıldık. Bir de Peygamber kendisiyle evlenmek istediği takdirde, kendisini peygambere hibe eden mümin kadını, diğer müminlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helal kıldık). Kuşkusuz biz, hanımları ve ellerinin altında bulunan cariyeleri hakkında müminlere neyi farz kıldığımızı biliriz. (Bu hususta ne yapmaları lazım geldiğini onlara açıkladık) ki, sana bir zorluk olmasın. Allah bağışlayandır, merhamet edendir.

Allah Muhammed bunları okurken kendi kendine konuşur…

Ya bütün akraba kızlarını özellikle baba tarafından olanları bile Muhammed e helal kıldık ileride baya sakat doğan bebekler olacak ama ne yapalım onun yüzü suyu hürmetine yarattığım şu evrende bunu mu kafaya takıcam…

———————————————————–

Medine meydanında akşam olmak üzeredir ve hummalı bir hareketlilik vardır.

Diğer yandan Muhammed in evinde ziyafet için koyunlar boğazlanmış, örtülere bürünmüş kadınlar bir yandan yemek hazırlıyorlar, bir yandanda fısıltılar halinde dedikodu yapıyorlardır:

– Ay inşallah bu gelin Ayşe ile anlaşır, Ayşede pek yaramaz, yerinde durmuyor..
– Aman sen Ayşe yi bırak asıl Hafsa belli etmiyor ama bu işe pek sıcak bakmıyor.
-Tabi daha taze 23 yaşında Hafsacık kendisine ortak geldi. Eee Muhammed de yaşlandı 58 yaşına giriyor..
-Ay kız öyle deme günaha gireriz emir Allah tan geldi.
-Aman haklısın tövbe, tövbe.. Şeytan dürttü ayyyy eti yakacaktık bak şeytana uyduk..

Ayşe bu düğün sırasında 12 yaşındadır ve eve gelecek 35 yaşında ki Zeyneb in eski kaynanasıdır. Zeynep yeni elbiselerini giymiş, kınasını yakmış bir halde evde otururken Ayşede etrafında yağ satarım bal satarım diyerek zıplayarak dolanıyordu.

30 lu yaşlarına girmil ÜmmüSeleme ise kıskanç gözlerle Zeyneb i süzüp :
-Muhammed bana böyle giysiler alıp, düğünde koyunlar kestirip ziyafet vermedi, ucuza gittim derken birden aklına Ahzab ayetleri gelir.

Ahzâb 28 Ey Peygamber! Eşlerine şöyle söyle: Eğer dünya dirliğini ve süsünü (refahını) istiyorsanız, gelin size boşanma bedellerinizi vereyim de, sizi güzellikle salıvereyim.

Ahzâb 29 Eğer Allah’ı, Peygamberini ve ahiret yurdunu diliyorsanız, bilin ki, Allah, içinizden güzel davrananlar için büyük bir mükafat hazırlamıştır.

Bir anda kıskançlığı ve isyanı boğazına takılır ve yutkunarak işine devam eder.. Hele diğer iki ayeti hatırlayınca boğulacak gibi olur. Tövbeler ederek Allah a yalvarmaya başlar.

Ahzâb 30 Ey peygamber hanımları! Sizden kim açık bir hayasızlık yaparsa, onun azabı iki katına çıkarılır. Bu, Allah’a göre kolaydır.
Tefsir

Ahzâb 31 Sizden kim, Allah’a ve Resulüne itaat eder ve yararlı iş yaparsa ona mükafatını iki kat veririz. Ve ona (cennette) bol rızık hazırlamışızdır.

Davetliler Medine meydanından ayrılıp Muhammed in evine düğün için yönelirler. İlk gece geç saatlere kadaryenilir içilir. Allah ın ululuğundan, bu evliliğin hayrından söz edilir. Konu konuyu açar millet gitmek bilmez..

Sonunda herkes gitmiş Muhammed in diğer hanımları Zeynebi elleri ile hazırlayıp odalarına çekilmiştir.

Muhammed sabah uyandığında oldukça mutludur…

————————————————————————————-

Muhammed sabah neşeyle uyanmıştır ama akşamın gelmesini dört gözle beklemektedir. Hafsa Muhammed e bir güyüm su ısıtır. Muhammed sabah namazından önce gusül abdestini alır ve Medine meydan camiine namaz kılmaya gider.

Zeynepte şaşkınlık içinde sabaha uyanmış, ayrı bir yerde gusül abdestini almıştır. Kırk yıl düşünse yıllarca baba dediği üzerine üstlük peygamber olan Muhammedle evlenip gerdeğe gireceği aklının ucundan geçmemiştir.

Zeynep kendisini garip hissetmektedir. İşin içinde Allah ın emri olmasa ve böyle bir şey başına gelmiş olsa çoktan intihar edeceğini düşünür. İçinde yine ölmek vardır fakat Allah korkusundan dolayı dayanmaktadır. Nasıl olmasın daha geçen gece eski kocası yani dün geceyi beraber geçirdiği adamın evlatlıkta olsa oğluyla birlikte olmuştur. Hangi ruh bunu kaldırabilir? Kimbilir şimdi Zeyd ne haledir? Neler aklından geçiyordur?

Belki de uzun süren bir düşün içersindeyim dedi Zeynep perde aralığından süzülen gün ışığı göz kapaklarına değince
uyuyan bedenine aydı beyni. Aklından bir türlü atamıyordy ayılan beynini kemiren soruyu. Bir cevabı var mıdır?

Ne düşteyim, ne ölü, ne de bir deli, ya ben kimim, ne olur biri çıkıp söylesin bunu birisi cevap versin beni yiyip bitiren şu soruyu? Allah neden bu ayeti Muhammed e uygulamalı yaptırdı? Allah neden beni seçti? Sadece sözler yetmez miydi bu cahiliye adetini ortadan kaldırmaya. Allah ın sözü söz değil mi? Bu uygulama neden ve neden ben?

Oysa Zeynep bilemezdi gerçeği : Dilsiz ve soğuktur binlerce çöle açılan bir kapıdır dünya, insan onun aradığı cevabı açıkça haykırsa bir yerlerde duramaz bir daha… Kim söyleyecen Zeyneb e bunu : Sözün örtüsünü araladığında
ne görecek? Kimsesiz düşler , binlerce itiraf, dağları eritebilecek sırlar ve denizine kavuşamamış nehirler duruyor olacak hâlâ orada.

Nerenden keserse kessin Zeynep bir yanına hep asılı kalacak birkaç nota, yarımlık bir sus ve bir iki söz gerekli bu şarkıya. Öyleyse Zeynep ört hadi ört üstünü üşütmesin, ayakları dışarıda kalmış gerçekler…

Zeyneb in düşüncelerini evden gelen bir sürü kadın sesi bozar. Evde ki kadınları sayar.. 1-2-3-4-5-6…..17-18 birde ben 19. Zeynep yeni bir hayata başlamıştır ve bu gerçeğin de farkındadır. Oo artık eskiden baba dediği bir peygamberle evlidir, peygamber karısıdır..

Muhammed Medine meydanından eve döner bir an önce akşamın olmasını dört gözle beklemektedir. Akşam olur ama gelin görün ki ev yine kutlamaya gelenlerle dolup taşmaktadır. Misafirlere sofralar kurulur ve bir önceki akşam gibi gelenler kalkmak bilmezler. Muhammed in içi darlanır. Bildiği bütün duaları okur, hatta misafirlerin ayakkabılarına tuz döker ama nafile..

Neredeyse 1 hafta geçmiştir fakat misafirlerin ardı arkası kesilmez. Tamam der Muhammed gelsinler yesinler içsinler ama vaktinde gitsinler ki bende Zeyneple doya doya bütün geceyi geçireyim. Misafirlerin gitmesi yatakların hazırlanması gece yarısını buluyor. Zeyneple fazla vakit geçirmeden uyku bastırıyor ve uyuyakalıyorum.. Malum sabah gün doğumundan önce kalkıp gusül abdesti alıp namaz kılmak lazım. Şu meseleyi bir Allah a haber edeyim bana bir çözüm bulsun… Hemde vakitli vakitsiz eve geliyorlar benim hatunları görüyorlar uyuz oluyorum…

Allah Muhammed in bu şikayetini duyunca önce bir gürler.

-Eyy Muhammed biz bu ayetleri tüminsanlığa indiriyoruz. Şimdi nerden çıktı bu özel istek. Hem millet ne der.. Şimdiyi bırak 21. yy da bir sürü kefere olacak, bunları dillerine dolayacaklar..

Muhammed hemen savunmaya geçer..
-Allah ım ne var bunda.. İşin zor kısmını hallettik. Önce söylendiler ama bak şimdi kimsenin sesi çıkmıyor pek.. Hem artık onca korkutmadan sonra ne dersek itiraz edemiyorlar. H Allahım birde benim hatunlarla evlenmelerini yasaklayıver..

Allah isteksizde olsa Muhammed in isteğini yerine getirir.

Ahzâb 53 Ey iman edenler! Siz zamanını gözetlemeksizin, bir yemeğe davet edilmedikçe, Peygamber’in evlerine girmeyin. Ancak davet edildiğiniz vakit girin. Yemeği yediğinizde hemen dağılın, sohbete dalmayın. Çünkü bu hareketiniz Peygamber’i üzmekte, fakat o (size bunu söylemekten) utanmaktadır. Ama Allah, hakkı söylemekten çekinmez. Peygamber’in hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Bu, hem sizin kalpleriniz, hem de onların kalpleri için daha temiz bir davranıştır. Sizin Allah’ın Resulünü üzmeniz ve kendisinden sonra onun hanımlarını nikahlamanız asla caiz olamaz. Çünkü bu, Allah katında büyük (bir günah) tır.

——————————————————————————————-

Bu en son ayet indikten sonra kamera çöllere zoom yapar.. Uçuşan kumlar arasında şuursuzca oraya buraya koşan bir adam görülmektedir. Adam koşuşturmayı bırakıp çöle diz üstü çöker ve kumlara ellerini daldırıp avucunda sıkar…

Kafasını yukarı kaldırıp ellerindeki kumları fırlatıp göğsünü dövmeye başlar.. Bu arada rüzgardaha şiddetlenir ve adamın elbiseleri uçuşur… Tekrar ayağa kalkar ve bir iki adım attıktan sonra güçsüz bir halde yere yığılır..

Tabi bütün bunlar olup biterken aşağıdaki müzik çalmaktadır..

http://www.youtube.com/watch?v=JmebQGqQM5E…feature=related

Bu çöllerdeki adam Zeyd dir.

İlk gece uykuya direnmiştir. Ne zaman gözlerini kapatsa aklına karısı ve babasının görüntüleri geliyordur.. Hemde ne görüntüler.. Babası ve karısı aynı yatakta kahkahalar atarak Zeyd e bakmaktadırlar..

Bu olayın acısına dayanamamış düğün gecesi kendisini çöllere vurmuştur. Nihayet bir hafta sonra kendisine gelip geri dönmüştür. Artık bağrına taş basacaktır. Yüreğinde büyük ferman vardır. Allah ın fermanı. Bu ferman karısını ondan alıp götürmüştür..

—————————————————————————————-

Zeyd çöllerde dolaşırken Muhammed eve vakitsiz gelip giden ziyaretçi meselesini halletmiştir. Her şey Allah ın izni ve yardımıyla istediği gibi gitmektedir. Muhammed Allah ın bu yardımları için bir şeyler yapması gerektiğini düşünür. Bir şekilde Allah a minnetini göstermek zorunluluğu hisseder. En sonunda farz namazlarından sonra Allah a teşekkür maiyetinde daha fazla rekat namaz kılmaya karar verir.

Bu durumu gören Müslümanlar neden fazla rekat namaz kıldığını sorgulamaksızın Muhammed i taklit ederler. Evet sünnet namazlarının asıl kılınma sebebi Muhammed in cinsel yönden isteklerini karşılayan Allah a şükretmesinden kaynaklanmaktadır. Ahzab suresinden önce Muhammed arada sırada fazla rekat namaz kılardı ama Ahzab suresinin ardından bunu her namazda yapmaya başlamıştır..

Zeynep ten sonra Muhammed karılarını yeni bir sıraya koymuştur. Muhammed öyle bir insandır ki cinsel yünden karılarını memnun etmek için haktan asla vazgeçmez. E ne de olsa bir peygamber, bir peygamberdende zaten bu beklenir. Ne de olsa Peygamberdir ve Allah ona otuz erkek gücü vermiştir. Buna Muhammed in yakın arkadaşlarından birisi olan Enes şahittir. Zaten Enes bu durumu önüne geldiğine anlatmaktadır..

Hatta Enes bir keresinde Müsned e Peygamberin , günün belirli saatlerinde bütün karılarını dolaştığını, hepsi ile cinsel ilişkide bulunduğunu anlatmıştır. Milletin ağzı torba değil ki büzesin..

Bu arada Muhammed in evinin içide evlere şenliktir. Muhammed in karıları birbirleriyle laf yarışındadır..

Zeynep bir keresinde Safiye’ye “Yahudi Karı” diye seslenmişti. Ayşe’nin Safiye için, “Boyu da pek kısa, yere çok yakın” demişti. Aişe ve Hafsa, “Biz Resulullah’ın yanında Safiye’den daha değerliyiz” diye iddia etmişlerdi.

Muhammed peygamber olmasa ve Allahtan korkmasalar kadınlar evde her gün saçsaça başbaşa gireceklerdir.

Muhammed in resmi karıları bir gün bir araya toplandılar. Konu eve yeni gelen köle Maryaydı. Marya, Kıpti kökenli ve Hristiyandır. Muhammed’e Mısır Mukavkıs’I (piskopos) dört cariye armağan eder işte Marya, bunlardan biridir. Hafsa zeytine, atların nallarından çıkan kıvılcıma yeminler ederek bu Marya nın başlarına iş açacağını söyler. Zeynep se ben yeni gelinim ama bu Marya da pek güzel bir kız, umarım onun yüzünden Muhammed bizi boşlamaz der..

Ayşe ise konuşmalardan sıkılmış geçen gün kaybettiği oyuncak bebeğini aramaya koyulmuştur..

—————————————————————————————–

Marya soluk soluğa Hafsa nın odasına girer. Bir iki nefeslendikten sonra heyecanla konuşmaya başlar.
-Kız abla Muhammed le Zeynebi aşağı mahallenin arkasındaki hurmalığa giderken gördüm. Malum ablacım bugün senin sıran sende garibim oturmuş Muhammed i bekliyorsun..

Bunu duyan Hafsa yıldırım hızıyla çarşaflarını giyer ve aceleyle evden çıkar.

Marya nın planı tutmuştur. Amacı Hafsa nın yatağına papaz büyüsünü uygulamaktır. Marya eve geldiğinde en çok Hafsa ya gıcık kapmıştır. Muhammed i cinsel yönden ona karşı soğutmak için memleketinde öğrendiği papaz büyüsünü hemen uygulamaya koyar. Nasılsa vakti boldur, hurmalık nereden baksa gidiş geliş yarın saati bulur. Tam işini bitirmiş kıs kıs gülüp yatağa oturmuşken içeri Muhammed girer.

Muhammed in gözleri şehvetle açılmış bir haldeyken şimdi bu şehvet dolu gözlere şaşkınlık eklenmiştir. Karşısında hafsayı beklerken Marya yı bulmuştur. Kime niyet kime kısmet diyerek işe koyulur. Nasılsa o sırayı takip edip Hafsa nın odasına gelmiştir. Yatakta Hafsa yoktur ama sıranın olduğu yatakta güzeller güzeli Marya vardır.

Marya ise sevinç içindedir. Şu papaz büyüsü ammada kuvvetliymiş daha bismillah yeni yaptım ama hemen işe yaradı diye içinden zafernaraları atmaktadır. O haldeyken Hafsanın eve gelmek üzere olduğunuda unutmuştur.

Birden her ikiside Hafsanın çığlıkları ile yataktan fırlarlar.

Hafsa deliye dönmüştür..
-Tüüüh yazıklar olsun birde Allah ın elçisi olacaksıın. “Tann Elçisi! Sen beni kötü duruma düşürdün, aşağıladın. Öyle birşey yaptın ki, benzerini hiçbir karma yapmadın! Benim günümde, benim sıramda ve benim yatağımda bir cariyeyi yatınp yapıyorsun!”

Muhammed ne desin çok zor bir durumda kalmıştır? Koskoca bir peygamber hak yemektedir. Hemde ne hak. Hoş Muhammed in yerinde kim olsa Marya gibi bir hakkı çatır çatır yerdi ama işte gelin görün Muhammed bir peygamberdir.
Ama Marya yı yemeden duramamıştır. Muhammed hemen durumu düzeltmeye çalışır. Ne de olsa kadınların zaaflarını iyi bilmektedir.

Sonra Muhammed’le Hafsa arasında şu konuşma geçer:

– “Hafsa! Marya’yı kendime haram etsem de ona bir daha yaklaş-masam; bundan hoşnut olur musun?

Hafsa hemen yelkenleri koyverir – Evet! diyerek sırıtır.

Muhammed hemen antiçmiştir.

– Hafsa! Aramızda kalsın, bunu sakın kimseye söyleme, olmaz mı?

– Tamam!

Muhammedin canı sıkılmıştır ama ucuz yırtmıştır. Olayı bir şekilde tatlıya bağlamıştır. Aradan bir zaman geçer.. Ama Muhammed Marya ya baktıkça içi bir hoş olmaktadır. Yemin etmiştir Marya ya el sürmeyeceğine dair. Ama gözünü de Marya dan alamamaktadır..

Marya ise durumun farkındadır. Muhammed i görünce inadına işvelenmekte ve fingirdemektedir. En son evde çamaşır yıkarken bacaklarını ve göğüslerini açmış şehvet içinde neredeyse çamaşırları yıkamaktansa onlarla sevişiyor gibi bir hal almıştır.

Muhammed ise uzaktan yalanmakta çamaşırların yerinde kendini hayal etmektedir.

Tamam der Muhammed bu işi allah a havale etmem lazım. Yoksa kafayı yiyeceğim..

O akşam Allah isyan eder. Yeter ya Muhammed yeter.. Ahzab suresi ni ne hale çevirdin. Baksana tam bir şehvet suresi halini aldı. Ne der insanlar? Hadi şimdiye kadarını bir şekilde hallettik.. ama bu başka ya Muhammed..

-Allah ım biraz daha korkutsak, cehennemden falan daha detaylı bahsetsek nasıl olur?

Ya Muhammed sen iyice gemi azıya aldın. Tamam bir şekilde halledeceğim. Ama artık sana sınır koymanın zamanı geldi. Bundan sonra sana başka karı almanı yasaklıyorum..

Allah ım cariyeler buna dahil mi?

Elbette dahil Muhammed. Hatta dişi sinekler bile dahil.

Yaa ama Allah ım bari cariyeleri hariç tut. Etraf mis gibi cariye ile kaynıyor. Bana ne bende o zaman oynamam işte.

Muhammed mızıkçılık yapma, işin sonuna gelmişken hem de bak olmaz böyle.

Banane yaa cariyeleri hariç tutarsan bu iş devam eder, yoksa ben bu işi bırakıcam. Onca dünya zevki varken sen benden bunu yapmamı isteyemezsin..

Peki o zaman Muhammed cariyeleri işin dışında tutuyorum, ama bak bu son olsun bundan sonra karı kız için kapımı çalma..

Ahzâb 51 Onlardan dilediğini geriye bırakır, dilediğini de yanına alırsın. Boşadığın hanımlarından arzu ettiğini tekrar yanına almanda, senin üzerine bir günah yoktur. Böyle yapman onların mutlu olmalarına, üzülmemelerine ve hepsinin, senin verdiklerine razı olmalarına daha uygundur. Allah, kalplerinizde olanı bilir. Allah hakkıyle bilendir, halimdir.

Ahzâb 52 Bundan sonra artık başka kadınlarla evlenmen, elinin altında bulunan cariyeler hariç, güzellikleri hoşuna gitse bile, bunların yerine başka hanımlar alman sana helal değildir. Allah her şeyi gözetler.

Allah ım ya bu yetmez ki.. Başka bir ayet daha yollasan..

Muhammed ard arda dikkat çeker en iyisi gerisini başka surede yollarım..

Ey peygamber! Eşlerini memnun etmek için Allah’ın serbest bıraktığı şeyi niçin kendine yasaklıyorsun? Allah çok bağışlayıcıdır, sevgi ve merhamet kaynağıdır. Allah yeminlerinizi bir çözüme bağlamayı istemektedir.” (Tahrim; 66/1-2).

Şimdi asıl bu ayetleri Ahzab 51 -52 geri plana atacak başka ayetleri bulmaya çalışıyorum.

Ama allah ın bana evlenmeyi yasakladın ya yetmez mi bu.. Evlenmeni yasakladım ama cariyelerle ne istersen yaparsın. Bu durumda bu tam yasaklama sayılmaz..

Şimdi allah katında senin çok değerli olduğunu vurgulamak lazım.

Ahzâb 56 Allah ve melekleri, Peygamber’e çok salevat getirirler. Ey müminler! Siz de ona salevat getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin.

Nasıl Muhammed melekler ve Allah bile sana salavat getiriyor dedim, hem bu ayetten sonra sana fazla laf edende kalmaz..

Pek bir akıllısın Allah ım ama biraz daha ek yapsak.. Enes dedi ki hala orada burada azgın Muhammed diye konuşanlar varmış. Nerden biliyorlar bu kadarazgın olduğumu bunu ortalığa yayanı bir yakalasam..

Muhammed salaklaşma durum ortada gelinini bile koynuna aldın. Onlarca karın, yirminin üzerinde cariyen var. Gören göz kılavuz istemez..

Ahzâb 57 Allah ve Resulünü incitenlere Allah, dünyada ve ahirette lanet etmiş ve onlar için horlayıcı bir azap hazırlamıştır.

Biraz saçma oldu bu arada bende incinirmişim gibi bir yargı çıktı ortaya ama iyide oldu. Hele bir incitsinler seni ve beni bu ayetten sonra yakarım Vallahi billahi..

Allah ım niye yemin ediyorsun yaa.

Ne bileyim Muhammed sürekli Arapça konuşmaktan sanırım..

Haa tamam o zaman…

———————————————————————————

Ahzab filmi en can alıcı sahnesi..

Ayşenin KOLYESİ bölümü..

Muhammed, Aralık 626`da kendisine saldırmaya hazırlandıklarını ileri sürdüğü Mustalıkoğulları aşiretine baskın verdi. Kaçan Mustalıkogulları`nı Kızıldeniz`e yakın bir yerde, Mureysi denilen bir kuyunun başında kıstırdı. Kısa bir çarpışmadan sonra düşman dağıldı. Elde edilen ganimet yine çok büyüktü. 2000 deve, 5000 davar, 700 esir…Esirler arasında 13 yaşında, güzel mi güzel; güzelliğini, Ayşe`nin bile kıskanacagı Mustalıkoğulları`nın şefi Haris`in kızı Cüveyriye de vardı. Güzel ve soylu “Cariyecik”, Sabit İbn Kays`ın payına düşmüştü. Yeni efendisine fidye ödeyip özgür olmak istediğini söyledi. Sabit O`na, bu isteğini Muhammed`e söylemesini istedi. Kızcağız, Muhammed`in huzuruna çıktı ve isteğini O´na iletti. Muhammed cariyeciği görünce yüreği yerinden hoplar ve kafasında hemen bir şimşek çakar : Muhammed`in daha iyi bir düşüncesi vardı:
“Sabit`e vereceğin fidyeyi ben ödeyim, benim ol.”
-Zaten payıma düşen cariyelerin hepsini toplasan bir Cüveriyye etmez. Şansımın ta içine diye söylenir..

Ancak bu baskının dönüşünde Medineliler`le Mekkeliler arasında ganimetlerden alınan paylar konusunda tartışmalar, kavgalar başlamıştı. Orada bulunan İbn Übey yine topluluğu birbirine karşı kışkırtıyordu. Muhammed ise olayları yatıştırmaya ve duruma hakim olmaya çalışıyordu. İşin içinden çıkamayacağını anlayam Muhammed
– bana beşte birini verin gerisini ne yaparsanız yapın ‘ diyerek kendi payına düşen develeri, davarları ve kadınları alıp saymaya koyulur..

Dönüş yolculuğu cok hızlı oluyor, çok az mola veriliyordu ki; son verilen mola yerinde yaşanan bir olay doğrudan Muhammed`in namus ve şerefini ilgilendiren korkunç bir dedikodunun patlamasına neden oldu. Bu sefere; sevgili karısı, o sıralar 13 yaşında olan Ayşe`yi de yanında getirmişti.

Kamera Ayşeye odaklansın :

Olayı Ayşe`den dinleyelim:
“(Son mola yerinde) İhtiyaç dökmek için uzaklaştım. Boynumda zafir tanelerinden bir kolye asılıydı. İhtiyacımı gördüğüm sırada kolye düşmüş. Mola yerine döndüğümde kolyenin olmadığını farkettim. Yola devam etmek için hazırlık yapılıyordu. İlk gittiğim yere döndüm ve kolyeyi buluncaya kadar kumları karıştırıp aradım. Tahteravanımı deveye yükleyen adamlar, yokluğumda gelmişler, semeri vurup tahteravanı bağlamışlar. Beni içeride sanıyorlarmış. Deveyi sürüp götürmüşler. Mola yerine geldiğimde, kimseler kalmamıştı. Harmanime sarındım; yokluğumu görünce gelip beni alırlar diye olduğum yerde bekledim. Beklerken, yanıma Safvan İbn El Muattal Es-Selam geldi.

Kamera Ayşe Safvan İbn El Muattal Es-Selam ı anlatırken onun rolünü oynayan Brad Pitte odaklanır. Ah ne erkektir Safvan, boğum boğum kasları ile esmer yağız bir delikanlı yaşlı Muhammed in yanında yaydan fırlamış bir ok gibi durmaktadır.. Kamera bir Safvana, bir Muhammed e zoom yapar. İşte vermek istediğimiz soru işareti burata tam o sırada Ayşe:

-Bilmediğim bir nedenden ötürü gecikmiş, öbürleriyle beraber uyumadığı için arkada kalmıştı. Beni görünce yaklaştı, epey yakınımda durdu. Kamera aniden Ayşenin parlayan gözlerine çevrilir ve Ayşe anlatmaya devam eder :

– Yüzümüzü örtmediğimiz devirde de beni görmüştü, tanımıştı: “Allah`ın kullarıyız, yine O´nun bağrına sığınacağız; Peygamber`in kadını”. Elbiselerime sımsıkı sarınmıştım. Neden arkada kaldığımı sordu, cevap vermedim. Devesini getirdi ve “Bin deveye” dedi. Deveye bindim, deveyi çekerek yola koyuldu. Hızlı gidiyor, bir an önce kafileye yetişmeye çalışıyordu. Fakat yetişemedik ve yokluğum gün ışıyınca farkedilmiş. O zaman kafile durmuş. Mola yerinde dinlenirken onları bulduk.

Yaşlı Peygamber ne yapacağını bilmiyordu, canı çok sıkkındı. Çocuk yaştaki karısını çok seviyordu ama kıskanç ruhu, onun mahsumiyetine inanmıyordu. Acaba Cüveyriye`yi kıskanıp böyle bir hata yapmış olabilir miydi? Çok zor durumdaydı. O`nun kadınları müminlerin anası sayılıyorlardı. Bu olay sıradan bir dedikodu değildi. Milletin ağzını kapatamıyordu. Nasıl oluyor da bir mümin, anasıyla yatabilir diyorlardı. Hemen herkes, Ayşe`nin o adamla yattığına inanıyordu. Babası Ebu Bekir ve annesi Ümmü Ruman bile kızlarının mahsumiyetinden emin değillerdi. Kıskançlık duygularıyla bir gençlik hatası yapmış olabilirdi.

Ayşe, babasının evine gitmişti. Muhammed ise evinden dışarı çıkmıyordu. Güvendiği kişilere soruyor, akıl danışıyordu ama istediği yanıtı alamıyordu. Kendi oğlu saydığı, aynı zamanda damadı ve soyunun devamı Hasan ile Hüseyin`in babası, amcasi Ebu Talib`in yadigarı Ali`ye sordu. Ali: “Kadın kısmı böyledir, fırsat düştü mü yapar. Gönder gitsin. Sana kadın mı yok, yenisini alırsın”. Ama gönderemezdi Ayşe`yi. O´nu hala seviyordu. Üstelik Ebu Bekir`in kızıydı. Hem diğer müslümanlara ve müslüman olmayanlara ne diyecekti.

Aradan bir ay geçmişti ama Muhammed hala aynı kuşkular içindeydi. Ayşeyi yanına çağırıp tekrar sordu. Ayşe söyle gerçeği söyle, oldu mu bir şey..
Muhammed bu soruyu sorunca Ayşe o geceyi hatırladı, gözlerini şehvetle kısıp cevap verdi:
Bu nu bana mı soruyorsun Ey Muhammed. Hadi git her şeyi bilen Allahına sor..
Muhammed bu cevapla olduğu yerde dona kalmıştı. Böyle bir cevap beklemiyordu.

Ebu Bekir`in evine gitti. Sinir krizi geçiriyordu. Başının altına bir yastık koydular, üzerine de harmanisini çekti. Terledikçe terliyordu. Allah`ın Kelamı iniyordu. Kriz geçince ayağa kalktı : “Sana iyi haberim var Ayşe” dedi ve Allah`ın verdiği mahsumiyet kararını açıkladı. Önce zina edenlere uygulanacak cezayı açıkladı:

Nur (Işık) Suresi 2:
Zina eden kadınla zina eden erkek…Yüz vuruş vurun her birinin tenlerine… Müminlerden bir topluluk da onların cezalarına şahit olsun.

Daha sonra kadınlara zina iftirası atanlara verilecek olan ceza.

Nur (Işık) Suresi 4:
Namuslu kadınlara zina isnat edip de dört tanık getiremeyenlere seksen değnek vurun. Onların tanıklığını da sonsuza dek kabul etmeyin…

Daha sonra da Ayşe`nin mahsumiyetini açıklayan maddeler.

Nur (Işık) Suresi 11-13:
(Ayse hakında) O uydurma haberi size getirenler, içinizden bir gruptur. Onu kendiniz için bir kötülük saymayın. Aksine o, sizin için bir hayırdır. İftirada bulunanlardan her birinin o günahtan kazandığı vardır. Onların, günahın büyüğünü yönetenine de büyük bir azap vardır.
Onu duyduklarında, erkek ve kadın müminlerin birbirleri için iyi zanda bulunup, “Bu apaçık bir iftiradır” demeleri gerekmez miydi? O`na dört tanık getirilseydi ya. Madem ki tanık getiremediler, o halde Allah katında tümü yalancıdır.

Ve bu olayla ilgili konusma yasağını içeren madde:

Nur (Işık) Suresi 17:
Allah,eğer gerçek müminlerseniz, böyle bir günaha ebediyen dönmemenizi öğütler.

Bu dedikoduları gündeme getirmekle suçlanan, İbn Übey hariç herkese kırbaç cezası uygulandı. Böylece bu olay kapanmış gibi görünüyordu ama Ayşe, Ali`nin kendisiyle ilgili sözlerini unutmayacak, Sürekli olarak Ali ve çevresi aleyhine çalışmalar yapacak ve yıllar sonra O´nu bir suikastle öldürtecekti.

——————————————————————————————

Muhammed iyiden iyiye yaşlanmıştır.. Nedense Muhammedin Allahı ona Viagra mucizesini bahşetmemiştir.. Karpuz Hurma onca karıya yetecek besinler değildir… Viagra mucizesinden haberi olmayan allah Viagra yerine ayet indirip Muhammedin aç karılarının gözünü korkutmakla yetinmiştir.. eee Muhammed ne kadar peygamber olsa da onlarca kadını doyuracak güce sahip değildir. Zira o dönemde ALLAH IN BİLE vİAGRADAN HABERİ YOKTUR..

Madem o zaman Viagradan haberleri yok ne Muhammed in ne de Allah ın en iyisi sıkı bir ayet sallamaktır.. Muhammedin azgınlıktan ağızlarından sularını akıtan haremini dizginlemek için… Zira Muhammed 50 sini geçmiş yediği hurmalar değneğine hiç bir fayda sağlamamaktadır. Diğer tarafta hareminde sebi sübyan karı kız dolmaktadır..

Ah o dönem Allah ın aklına Viagra mucizesi gelse Muhammede daha nice sabi sübyan helel edecektir ama Allah ın bunun için 1400 sene beklemesi gerekecektir. Ahh Muhammedin elinde Hurma yerine Viagra olsaydı koskoca Allah Ayşenin namusu için ayet indirmek zorunda kalmayacaktı…

———————————————————————————-

Muhammed : Allah ım ben karıları sıraya soktum her birine ancak ayda bir sıra geliyor, bu arada ya şeytan akıllarını çelerse…

Allah: Kıskançlık krizine girdim desene sen şuna Muhammed…

Muhammed: Ne yapayım Allah’ım tabiatım bu.. Başkasınınki gelinimde olsa benim olsun istiyorum ama benimkinin başkası ile olmasını istemiyorum. Hadi bana bu surede bir kıyak daha geçiver.. Hadi ama.. Bak ben olmasam kimse sana inanmaz ama.. Ben sana o kadar kıyak geçtim. Sayemde baya taraftarın oldu…

Allah : Off Muhammed seninde isteklerinin sonu yok. Madem bana inanacaklar bu saftirikler o zaman hem senin karıların, hemde onlarda gözü olanların gözünü korkutalım…

Ahzâb 6 Peygamber, müminlere kendi canlarından daha yakındır. Eşleri, onların analarıdır. Akraba olanlar, Allah’ın Kitabına göre, (mirasçılık bakımından) birbirlerine diğer müminlerden ve muhacirlerden daha yakındırlar; ancak, dostlarınıza uygun bir vasiyet yapmanız müstesnadır. Bunlar Kitap’ta yazılı bulunmaktadır.

Allah: Ya Muhammed biz bu karı kız işine bu surede pek bir daldık, millet uyanacak. Araya şu Tevrattan bir şeyler sokuştursak.Hemde sen dersin Tevratın ki ile benim ki aynı Allah.. Yahudilerde iyi para vardır bu şekilde onlarıda kendine inandırırsan oooooh yemede yanında yat…

Ahzâb 7 Hani biz peygamberlerden söz almıştık; senden, Nuh’tan, İbrahim’den, Musa’dan ve Meryem oğlu İsa’dan da. (Evet) biz onlardan pek sağlam bir söz aldık.

Uff bu kefere Yahudiler yutmadılar ama Kureyşten yutan baya saftirikler oldu…

Ahzâb 5 Onları (evlat edindiklerinizi) babalarına nisbet ederek çağırın. Allah yanında en doğrusu budur. Eğer babalarının kim olduğunu bilmiyorsanız, bu takdirde onları din kardeşleriniz ve görüp gözettiğiniz kimseler olarak kabul edin. Yanılarak yaptıklarınızda size vebal yok; fakat kalplerinizin bile bile yöneldiğinde günah vardır. Allah bağışlayandır, esirgeyendir.

Ya şu Cahiliye Arapları ne demek evlatlıklarınızı öz saymak, birde üzerine kendi adınızı ve soyadınızı vermek. Ah Muhammed beni neden bu işe soktun. (Cahiliye döneminde evlatlıklar evlat eden kişinin adı ile çağrılırmış)

Muhammed Allah a sorar- Yuttular mı dersin..

Allah cevaplar.. Elleri Mahkum ilk başta fena tırstırdım… Bak ne dedim.

Ahzâb 1 Ey Peygamber! Allah’tan kork, kafirlere ve münafıklara boyun eğme. Elbette Allah her şeyi bilmekte ve yerli yerince yapmaktadır.

Ahzâb 2 Rabbinden sana vahyedilene uy. Şüphesiz Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır.

Ahzâb 3 Allah’a güven. Vekil olarak Allah yeter.

Allah konuşuyor Muhammed boru değil.. Şimdi bunlar bu ayetlerden gereken mesajı almıştır.. Nasıl giriş ama. Önce zemini hazırla sonra evlatlık meselesini hallet….

Sitenin linki aşağıda.Not. bu siteye  ben hiç bir tarayıcı yani mozila  ineternet expomar goole coram. vs tarayıcılardan girlimiyor artık bu hükümet biliyorsunuz dinci yobaz bir hükümet olduğunda çoğu site kapatıldı bunlarada erişmek zor oldu. belkide bende sorun var. Ben bu siteye girmek için. KAM. kulanıyorum....... Şimdi gelelim. Allahın niye bu başlığın ismin. Ahzap filimi olmasından neden menmun olacağı gerçeyine. Şimdi. @Gizli Allah diyorki  hangi nimetimi yalanlıycaksın. Bozuk  Pilak gibi aynı şeyleri tekrarlıyor buda arap putuna yakışandır . Önemli deyil biz anlayışla karşılıyoruz. O Konu dursun bir kenarda.Sene Allahın dediyi gibi şimdi sen bu ayetlerin hangisini yalanlıyacaksın. Merak ediyorum.

 

RAHMAN SÛRESİ
45. Öyleyken Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?

47. Öyleyken Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?

49. Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

51. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

53. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

55. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

57. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

59. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

61. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

63. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

65. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

67. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

69. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

71. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

73. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

75. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

77. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

        

https://islamiyetgercekleri.wordpress.com/

 

 

 

 

tarihinde güven tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

güven ( Ahzap 50-21-52 Bütündür)

Merak etme onuda yazarım bu bize kolaydır

Ayrıca şu uzun paylaşımını okumadım bile

Eğer başka yerden alıntı yapıp zombi pc görevi göreceksen bir daha bana yazma bende sana yazmıyayım

Ama adam gibi bir isteğin olursa merak etme güzelce cevaplarız

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 saat önce, Gizli yazdı:

güven (Bak bana )

Rivayetmi kullanıyorum

Başka yerden mi alıntı yapıyorum

Hayır bulamazsın yeryüzünde


O halde sizde böyle davranın

Ama yapamazsınız

 

On 29.06.2018 at 07:50, Gizli yazdı:

33/AHZÂB-28
 

Ey Peygamber! Hanımlarına de ki: “Eğer dünya hayatını ve onun süsünü istiyorsanız, gelin size mut’a vereyim ve sizi güzelce bırakayım.”

Peki bu ayetin hükmü ne oldu ? Ulak eşlerine nasıl bir muamelede bulundu ? Eşlerinden ayrıldı mı ?

Ayeti açıklamadan şunlara bir bakalım ;

ma meleket yeminu ke ; Güven kazanman demektir tekildir.Mealciler Elinin altındakiler şeklinde çevirmişlerdir.Muhtemelen yemin ederken yani güven kazanırken sağ elin havaya kaldırılması yahut sağ el ile el sıkışması yapılması nedeniyle Güven kazanmak kelimesini elinin altındakiler şeklinde çevirmişlerdir.Halbu ki bu ifade GÜVEN KAZANMAK demektir.Yed kelimesi el demektir örneğin yedi emin ifadesi (Güvenilir El demektir ) yani yemin kelimesi el değildir.

Şimdi ayete geçelim ve pasajlar halinde izah edelim ;

 
1. yâ eyyuhâ : ey
2. en nebiyyu : nebî, peygamber
3. innâ : muhakkak biz
4. ahlelnâ : helâl kıldık
5. leke : senin için, sana
6. ezvâce-ke : senin zevcelerin, hanımların, eşlerin
7. elletî : ki o
8. âteyte : sen verdin
9. ucûre-hunne
(hunne)
(hum)
: onların ücretleri
: onlar (kadınlar için)
: onlar (erkekler içi

Ulak burada eşlerine ücret verecek ve bu ücreti neden veriyor yani nikahlanmadan önce verilen mehir midir yoksa boşanma bedeli mi ve bunu nasıl anlarız ? Bu arkadaşlar boşanma bedelidir neden derseniz çünkü ayetin sonrasında Hacerne yani Hicret kelimesi geçer ki herkes bunu göç anlamında almıştır Halbu ki hicret ayrılmak demektir yani BOŞANMAK ve Kur'anın bir çok yerinde boşanmak kelimesi için farklı ifadeler mevcuttur isteyen olursa yazarım.Peki helal olan ney ? Allah FEY olan mallardan dünya hayatını isteyen eşlerine boşanma bedeline karşılık kullanmasını helal ediyor.Ve böylece Ulak ile Allah arasında ma meleket yeminu ke oluşuyor yani karşılıklı güven

Devam Edelim ;
 
10. ve mâ : ve şey
11. meleket : sahip oldu
12. yemînu-ke
(mâ meleket yemînu-ke)
: senin elin
: (elinin altında sahip olduğun)
13. mimmâ (min mâ) : şeyden
14. efâallâhu (efâe allâhu) : Allah ganimet olarak verdi
15. aleyke : sana


efae kelimesi Fey dir bakınız ( Haşr 6-7) bu kısmı yukarıda anlattık

 
16. ve benâti : ve kızları
17. ammi-ke : senin amcan
18. ve benâti : ve kızları
19. ammâti-ke : senin halan
20. ve benâti : ve kızları
21. hâli-ke : dayın
22. ve benâti : ve kızları
23. halâti-ke : senin teyzen
24. ellâtî : ki o (kadın)
25. hâcerne : hicret etti
26. meâ-ke : seninle beraber


Hacerne kelimesi ayrılmak demektir yani Boşanmak demektir.Ulak Feyi sadece kendi eşlerini boşamak için kullanmıyacak sayılan akrabalarını ve o kadını eşlerinden boşacayak ve bu ifade mea-ke seninle beraber ifadesi ile tasdik bulur.Evet Allah Ulaktan diğer sayılanlarında boşanmasını istiyor ve bu ifade ayetin sonrasında müminlerin eşleri hakkında neyi farz kıldığımız biliriz ile hayat bulur

Devam edelim ve diyelim ki siz ulağın eşi olsanız ne yapardınız yani ayrılmak istiyorsun ancak korkuyorsun acaba Allah'ın azabına uğrarmıyım diye ? İşte bu nokta en akıllı yol kadının boşama hakkını ulağa bırakmasıdır yani Ey ulak benim hakkımda kararı sen ver diyeceksin ki sorumluluğu ulağa atacaksın 
 
27. vemreeten (ve imreeten) : ve kadın, hanım
28. mu'mineten : bir mü'min (kadın)
29. in : eğer
30. vehebet : hibe etti
31. nefse-hâ : nefsini, kendini
32. li en nebiyyi : nebî (peygamber) için
33. in erâde : eğer isterse
34. en nebiyyu : nebî, peygamber
35. en yestenkiha-hâ : onu nikâh etmek ister
36. hâlisaten : ... a has olarak, özel olarak
37. leke : sana

Ulağın karısı emreeten mumineten ( Mümin kadın eşin) ne yapıyor nikah akdinin boşanma hükmünü ulağa hibe ediyor.Peki bu durumda ulağa bir vebal düşmüyor mu ? Ya karar verirken nefsine uyarsa ve boşanma konusunda adaleti sağlayamazsa ne bilim kimini güzel bulur kimini çirkin bulursa ne olacak ? İşte bu durumda Allah ulağı bu vebalden ahzap 51 ve 52 de rahatlatıyor.( Aslında Allah ulağa bir tüyo da veriyor bakın emreeten mümineten ifadesinde ulağa gelen kadın için eşin demiyor yani boşa diyor onu Allah bu bir tüyodur anlayana eğer o kadın için zevcen deseydi onu boşama şeklinde anlayacaksın burası çok önemlidir rasul için )

Devam edelim imdi;
 
38. min dûni : başka (hariç)
39. el mu'minîne : mü'minler
40. kad : oldu
41. alimnâ : biz bildik
42. mâ faradnâ : farz kıldığımız şeyi
43. aleyhim : onların üzerine, onlara
44. : içinde, hakkında, konusunda
45. ezvâci-him : onların zevceleri, hanımları


Ayetin bu kısmı boşanacak olan yukarıda sayılan akraba ve o kadındır

Devam edelim ;
 
46. ve mâ meleket eymânu-hum : ve onların elleri altında olan
47. li keylâ yekûne : olmaması için
48. aleyke : sana
49. haracun : zorluk, güçlük
50. ve kânallâhu (ve kâne allâhu) : ve Allah oldu (dır)
51. gafûran : gafur, mağfiret eden
52. rahîmen : rahîm (Rahîm esmasıyla tecelli eden)


ma meleket eymanu-humn ifadesi çoğuldur.Yani ulak onları boşarken Fey den kullanırsa bu ona zorluk vermez ayrıca bahsettiğim tüyoda bir kolaylıktır boşama konusunda velhasılı ahzap 50-51-52 hepsi bir kolaylıktır rahatlatmadır.


Sonuç ; Kur'anın hiç bir yerinde müminlere dört kadın alın şeklinde yazmaz ve Muhammede eş sınırsız diyenler onlar bunu akılları ile değil kalpleri iel değil ağızları ile uydurmaktadırlar.

Ne güzel söz değil mi ağızları ile uyduruyor yani ağızları torba değil ki dikesin  :)


Anlamayacağınızı bile bile genede yazdım çünkü az sonra yine AĞZINIZLA UYDURACAKSINIZ bir şeyleri ve psikolojiniz bozulacak bu yazıdan sonra benden nefret edeceksiniz ve bende türübünlere çıkıp sizleri izlicem ve çekirdeklerimi yanıma alıcam biliyorsunuz değil mi çekirdekleri niye yanıma aldığımı   :)
 

1-Bunlar rivayat deyilde nedir. 2- Bunlarda alıntı.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...