Jump to content

ATEİST SORASA BÖYLE GÜZEL SORU SORAR.


Recommended Posts

On 13.07.2018 at 23:40, güven yazdı:

Allahda bir şey bilmiyor ne yapacağız çözüm ne?

 

Çözüm Kur'anla uğraşmayı bırakman. Kur'an sana gökten uzatılmış bir el. Sana seni tanıtan bir ayna. Öğrenmek ve hatırlamak istersen öğretir ve hatırlatır. İstemezsen kendi karanlığından bir çıkış bulamayacağından emin olabilirsin.

 

Ben peygamberi baş gözüyle görmedim ama kendi kendime samimi olarak şunu söyledim. Ben Peygamberi görmedim, Onu görenleri de görmedim. Onun gerçekten iyi birisi olduğunu nasıl bileceğim. Kitaplara bakmak yeterli değil, çünkü herkes hakkında bir sürü kitap olabilir. Allah'ım bana bu konuda bir yol göster diye dua ettim. O gece perde gerisinden bir silüet olarak peygamberin ruhaniyeti rüyama girdi. Bütün soru işaretleri de çöpe gitti.

 

Ben sizin Peygamberi de Allahı da görmek istemenize itiraz etmiyorum. Ama bu konuda hassas bir ayırım var. Musa(a.s.) "Ey rabbim bana kendini göster de sana bakayım" dediğinde Allah dağa tecelli etti ve Musa bu tecelliyle bayıldı. İsrail oğulları "Ey Musa bize Allah ı göster, yoksa sana inanmayız" dediğinde ise tepelerine yıldırım düştü. Aynı şeyi istedikleri halde biri edeple biri edepsiz bir şekilde istediği için sonuç yüzde yüz farklı oldu. Siz de hakiki bir rehber ve terbiye eşliğinde edeple isterseniz istediğinizi görürsünüz. Görmeseniz bile bir işaret ya da tecelli görürsünüz. Bu, bilinmeyen bir şey değil. Dünya üzerinde binlerce insan samimi sorularına ve arayışlarına cevap buluyor, irşat oluyor. 

 

Kendini taşlarla aynı varlık seviyesinde ve aynı şeylerin farklı bir ürünü olarak görmek istiyorsan ya da maymunluktan bu tarafa geçmek istemiyorsan orada kalırsın. Ama Kuranın ve peygamberin sana öğrettiği şerefini kabul edersen her geçen gün daha da yükselir ve sonunda gökyüzündeki makamına erişirsin. 

 

Kendi hakikatini aynada gördüğünden ibaret sanma. Sen yerdesin ama senin hakikatin ve sırrın göklere ait. Allah'tan geldin. Tekrar Ona döneceksin. Öyle olduğun için gözünü diğer hayvanlar gibi yere değil gök yüzüne dikiyorsun. Arıyorsun, maddi varlığının sınırlarından kurtulup ötelere ulaşmak, sonsuzluğa kanatlanmak istiyorsun. Çünkü ezelde öyleydin ve ruhun bu tadı hatırlıyor. Bunu kabul eder ve inanırsan, bunu yaşar ve görürsün. Reddedersen de kabul ettiğin şeyi yaşar ve görürsün.   

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 94
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

38 minutes ago, Yeni Üye said:

Çözüm Kur'anla uğraşmayı bırakman. Kur'an sana gökten uzatılmış bir el. Sana seni tanıtan bir ayna. Öğrenmek ve hatırlamak istersen öğretir ve hatırlatır. İstemezsen kendi karanlığından bir çıkış bulamayacağından emin olabilirsin.görürsün.   

 

Öyle mi acaba? Mesela ben güney Amerika kıtasında 1632 yılında yani Muhammed'in ölümünden tam 1000 yıl sonra yaşayan 54 yaşında bir insanım ve benim Kuran'dan haberim bile yok. Hani Kuran gökten uzatılmış bir eldi, bana neden uzatılmamış? Ben insan değil miyim yani?

 

Siz dincilerin sorunu şu: Olaya tamamen yanlış taraftan bakıyorsunuz ve bunun farkında bile değilsiniz. Farkında olmadığınız için kısır bir döngüye giriyorsunuz ve olduğunuz yerde patinaj yapıp duruyorsunuz. 

 

İslam insanlığa şöyle sunuluyor: Allah Muhammed'i elçi seçti ve onun aracılığı ile insanlığa Kuran adlı bir kitap gönderdi. Bu sunum hatalı, Allah adlı bir tanrının varolduğu ön kabulüne dayanıyor. Oysa şöyle denilmeli: Muhammed adlı birisi Allah adında bir tanrının kendisini elçi seçtiğini ve Kuran adlı bir kitap gönderdiğini iddia diyor. İşte burada sormamız gereken soru şu: Muhammed doğru mu söylüyor?

 

Gelelim Kuran'ın insanı kendine tanıttığı iddiana, Kuran insana kendini değil Muhammed gibi insanları tanıtır sadece, bencil, kindar, güç ve iktidar düşkünü, narsist, çarpık, sadist ve sapık düşünceleri olan birisi.

 

1 hour ago, Yeni Üye said:

Kendini taşlarla aynı varlık seviyesinde ve aynı şeylerin farklı bir ürünü olarak görmek istiyorsan ya da maymunluktan bu tarafa geçmek istemiyorsan orada kalırsın. Ama Kuranın ve peygamberin sana öğrettiği şerefini kabul edersen her geçen gün daha da yükselir ve sonunda gökyüzündeki makamına erişirsin. 

 

Aklı başında, kendisine saygısı olan, onurlu bir insan neden Muhammed gibi yağmacı, bencil, narsist, iktidar ve güç düşkünün, sadist ve sapık birisinin tarafında olmak istesin ki? Böyle birisi insana ne öğretebilir, insanlığa ne verebilir? Siz müslümanlar Muhammed'in ne çeşit insan olduğunu göremezsiniz, ama diğer insanlar Muhammed'in ne olduğunu açıkça görüyor.

 

1 hour ago, Yeni Üye said:

Ben sizin Peygamberi de Allahı da görmek istemenize itiraz etmiyorum. Ama bu konuda hassas bir ayırım var. Musa(a.s.) "Ey rabbim bana kendini göster de sana bakayım" dediğinde Allah dağa tecelli etti ve Musa bu tecelliyle bayıldı. İsrail oğulları "Ey Musa bize Allah ı göster, yoksa sana inanmayız" dediğinde ise tepelerine yıldırım düştü. Aynı şeyi istedikleri halde biri edeple biri edepsiz bir şekilde istediği için sonuç yüzde yüz farklı oldu. Siz de hakiki bir rehber ve terbiye eşliğinde edeple isterseniz istediğinizi görürsünüz. Görmeseniz bile bir işaret ya da tecelli görürsünüz. Bu, bilinmeyen bir şey değil. Dünya üzerinde binlerce insan samimi sorularına ve arayışlarına cevap buluyor, irşat oluyor. 

 

Bir insanın kendisini bir tanrının elçisi olarak tanıtan şarlatanlara soru sormasının neresi yanlış? Bu ne biçim bir tanrı ki, soru soran insana hiddetlenip hemen saldırganlaşıyor?

 

Kendini Musa'nın hitap ettiği insanlardan birinin yerine koy. Sana Musa adında birisi gelip ben falan tanrının elçisiyim, bundan sonra bana itaat edeceksiniz, ne dersem kabul edeceksiniz dese sen hemen bu iddiayı kabul eder misin? Mesela bana birisi bu iddia ile gelse o adamı ciddiye bile almam, direk siktiri çekerim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, Yeni Üye yazdı:

Ben sizin Peygamberi de Allahı da görmek istemenize itiraz etmiyorum. Ama bu konuda hassas bir ayırım var. Musa(a.s.) "Ey rabbim bana kendini göster de sana bakayım" dediğinde Allah dağa tecelli etti ve Musa bu tecelliyle bayıldı. İsrail oğulları "Ey Musa bize Allah ı göster, yoksa sana inanmayız" dediğinde ise tepelerine yıldırım düştü. Aynı şeyi istedikleri halde biri edeple biri edepsiz bir şekilde istediği için sonuç yüzde yüz farklı oldu. Siz de hakiki bir rehber ve terbiye eşliğinde edeple isterseniz istediğinizi görürsünüz. Görmeseniz bile bir işaret ya da tecelli görürsünüz. Bu, bilinmeyen bir şey değil. Dünya üzerinde binlerce insan samimi sorularına ve arayışlarına cevap buluyor, irşat oluyor. 

Dini sorgulama sürecinde aklındaki sorulara dinî kaynaklardan samimiyetle cevap arayıp da bulamayan, gerçeklerin İslam'dan yana olmasını arzu ettiği halde her seferinde olmadığını görerek düş kırıklığına uğrayan ve İslam'ı terk etmek zorunda kalan birçok Müslüman kökenli ateist var. Ya da Kuran'ı açık yüreklilikle, Allah'ın mesajı diye okumaya başlayıp da beklediği etkiyi, coşkuyu bulamayan ve umduğu kadar yüce, ulvi, ilahi bir içeriğe sahip olmadığını görüp  hayal kırıklığı yaşayan birçok insan var. Buna ne diyeceksiniz? Allah niye onlara işaret, alamet, tecelli vs. göndermemiş? Niye onlara mucize göstermemiş? Yoksa onlar aslında samimi değil de art niyetli miydi? Ya da bu konular çok göreceli ve öznel. Nasıl algılamak istediğinize, kendinizi nasıl ve ne kuvvette şartlandırdığınıza bağlı. Kendinizi yeterince güçlü şartlandırırsanız her kitaptan ilahi anlamlar çıkarmanız mümkün.

tarihinde Şövalye tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
27 dakika önce, Şövalye yazdı:

Dini sorgulama sürecinde aklındaki sorulara dinî kaynaklardan samimiyetle cevap arayıp da bulamayan, gerçeklerin İslam'dan yana olmasını arzu ettiği halde her seferinde olmadığını görerek düş kırıklığına uğrayan ve İslam'ı terk etmek zorunda kalan birçok Müslüman kökenli ateist var. Ya da Kuran'ı açık yüreklilikle, Allah'ın mesajı diye okumaya başlayıp da beklediği etkiyi, coşkuyu bulamayan ve umduğu kadar yüce, ulvi, ilahi bir içeriğe sahip olmadığını görüp  hayal kırıklığı yaşayan birçok insan var. Buna ne diyeceksiniz? Allah niye onlara işaret, alamet, tecelli vs. göndermemiş? Niye onlara mucize göstermemiş? Yoksa onlar aslında samimi değil de art niyetli miydi? Ya da bu konular çok göreceli ve öznel. Nasıl algılamak istediğinize, kendinizi nasıl ve ne kuvvette şartlandırdığınıza bağlı. Kendinizi yeterince güçlü şartlandırırsanız her kitaptan ilahi anlamlar çıkarmanız mümkün.

 

Herkes yaşaması gerekeni yaşar, görmesi gerekeni görür. Önemli olan işin sonudur. Bir sene, bir kaç sene, birkaç on sene... Bunlar bazen insanı yaşaması gereken sona hazırlar, erişmesi gereken noktaya doğru yol almasına hizmet eder. Son nefes verilmeden insanın neye ulaştığına ya da ulaşamadığına dair konuşmak için erkendir. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, sağduyu yazdı:

Kendini Musa'nın hitap ettiği insanlardan birinin yerine koy. Sana Musa adında birisi gelip ben falan tanrının elçisiyim, bundan sonra bana itaat edeceksiniz, ne dersem kabul edeceksiniz dese sen hemen bu iddiayı kabul eder misin? Mesela bana birisi bu iddia ile gelse o adamı ciddiye bile almam, direk siktiri çekerim.

 

Sokaktan çevirdikleri adamı Peygamber diye yollamıyorlar zaten. Tanınan, bilinen, temiz, dürüst, yalan söylemesi mümkün olmayan, doğru sözlü bir kişi geliyor ve diyor ki ben de senin gibi insanım ama bana vahiy ediliyor ki güneş, ay, ataların ruhu falan bir sürü ilah yoktur. İlah tek bir İlahtır. Ben de bunu sana tebliğ ediyorum. Bu iş için senden bir ücret ya da maddi menfaat beklemiyorum. Kabul edersen kendin için iyi olur. Etmezsen, taşlara, güneşe, aya, atalarına tapmaya devam edersen de kendine yazık edersin. 

 

Bir kere mesajın kendisi mesajın doğruluğunun delili. İkincisi de mesajı getiren kişinin karakteri mesajın doğruluğunun delili. Bizim için üçüncü bir delil daha var. Tarih ve kader. Allah dinini göndermiş ve Beytullah ve çevresi başta olmak üzere yeryüzünde şirkin kökünü kazımış. Artık şirk bir kere daha belini doğrultamamış. Diğer yandan kendisine önceden kitap verilmiş topluluklara da inancın duru ve doğru halini göstermiş. Kendilerine çeki düzen vermesini ve muhasebe etmesini ve geliştirmesini sağlamış.

 

Fanatik papazların teranelerini bir kenara koyup biraz gerçek tarih okursak bugünkü dünyaya ait bütün faziletlerin miladının Muhammed peygamberin risaleti, kurduğu toplumsal düzen ve İslam medeniyeti olduğunu anlayabiliriz. Batıda şimdi söylemiyorlar ama aydınlanma döneminde yazılan ilk dünya tarihi kitapları modern dönemi İslamla başlatır. Voltarie , Geothe , Rousseau bunların hepsi eserlerinde bazen dürüst davranıp İslamın ve Muhammed peygamberin bir çok üstünlüğünü taktir etmiş adamlar.  Çünkü İslam medeniyeti bir yandan kendinden önceki kadim medeniyetlerin mirasını en güzel bir şekilde devralarak geliştirip zenginleştirmiş. Diğer yandan batının dogmatizmden akılcılığa geçişinin ve maddi yükselişinin öncüsü olmuş. Batı daha sonra olayı abartmış orası başka tabi.

 

Neyse, biz batının teyidine muhtaç değiliz. İslamın güneş gibi parlak bir inanç ve hukuk sitemi olduğu körler hariç herkesin görebileceği bir şey. Bak belki duymamışsındır ama Ruslar bile müslüman olacakmış ama direkten dönmüş, çünkü içkiden vaz geçememişler. Ama olacaklar inşallah. Rus ta, Alman da, Britanya da, Japon da... Belki o zaman sen de müslüman olursun.

tarihinde Yeni Üye tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
28 minutes ago, Yeni Üye said:

 

Sokaktan çevirdikleri adamı Peygamber diye yollamıyorlar..vb..vb..

 

Yeni Üye fazla vaktim yok şu an, bi ara yazarım.

Ama en yalın yorumu bir metaforla özet geçeyim :)

 

En başından yazdıkların giriş olarak mesela Tarkovski'nin "Stalker" filmi falan gibi başlıyor, ancak ve maalesef gelişme ve final bölümü ise Maskeli Beşler şeklinde bitiyor.

Hani neresinden tutsan elinde kalıyor..Mantık safsataları mı dersin, döngüsel mantık mı dersin, bir nevi a-priori olduğu gerekçesi karşı çıktığın kabullerin bir adım sonra feriştahının bizzat yapılması mı dersin, non-sequitur safsataları mı(Buradan bu sonuç çıkmaz) dersin...Felaket..

 

 - Bir kere mesajın kendisi doğruluğun delili..? (Hö?)

Hank'ın kıçını öpmek vardır bilir misin?

https://www.uludagsozluk.com/k/hank-in-kicini-opmek/

 

 -  İslamın güneş gibi parlak bir inanç ve hukuk sitemi olduğu..(ney pardon?)

 

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Yeni Üye yazdı:

 

Bilim tanrı değildir, kutsal değildir, yanlışlanabilir değişebilir hatta yanlıştır diyoruz ama okuyana tabii.

 

 

Hala felsefenin işini bilime yaptırma çabası içinde debelenip duruyorsunuz. Ortaya bir çelişki çıkıncada bak çelişki deyip tanrıyı işaret ediyorsunuz. Daha ne kadar basit yazmak gerek acaba ?

 

Bilimsel metod(t) dediğin şey bir topu deliğe sokmak ve bunu genelleştirmek için yapılan bir dizi işlemden başka bir halt değildir. Genelleme dünyada çalışıyor ama ayda çalışmıyorsa ya işlemi çöpe atar yada ekleme yaparsın.

 

Alıntı

Bir kere mesajın kendisi mesajın doğruluğunun delili. İkincisi de mesajı getiren kişinin karakteri mesajın doğruluğunun delili. Bizim için üçüncü bir delil daha var. Tarih ve kader. Allah dinini göndermiş ve Beytullah ve çevresi başta olmak üzere yeryüzünde şirkin kökünü kazımış. Artık şirk bir kere daha belini doğrultamamış. Diğer yandan kendisine önceden kitap verilmiş topluluklara da inancın duru ve doğru halini göstermiş. Kendilerine çeki düzen vermesini ve muhasebe etmesini ve geliştirmesini sağlamış.

 

Şu mavi olarak işaretlediğim cümleyi ilk okuduğumda verdiğim tepki '''ney? ney? neey?'' oldu açıkçası. Bak bunu yazan adam bunu da yazmış, 

 

'' görüneni izah etmeye görünen yetmez. Görünenin ötesine başvurmadan görüneni açıklayamayız. ''

 

Dahada ileri gidersek. Mesajı alanı gerçekten tanımıyorsun karakterini nereden bileceksin ? Allah şirkin kökünü kazımış, şirk belini doğrultamamış ama bizi hesaba katmayı unutmuş sanırım. Okumaya devam ediyorum, ediyorum ama verecek bir cevap bulamıyorum, göremiyorum....

 

 

Alıntı

Bu konuya cevap yazarken kafamdaki tek iddia şuydu, görüneni izah etmeye görünen yetmez. Görünenin ötesine başvurmadan görüneni açıklayamayız. O yüzden bazıları bilim adına milyarlarca yıldan, görünmeyen boyutlardan, karanlık maddeden, karanlık enerjiden,  sıfırdan kendi kendine oluşmuş bir evrenden, evrimden falan bahsediyor, büyüklere masallar tadında şeyler anlatıyor. Ne şahit olduğumuz, ne test edebileceğimiz, ne tekrarlayabileceğimiz masallar. Dini bıraksak dahi zihnimizde oluşturduğumuz gerçeğe evreni uydurmak için bir sürü teoriye, varsayıma, hokkabazlığa başvurmak zorunda kalıyoruz. Burada sizin yanlışınız ya da çelişkiniz aynen bir teist gibi önce inanıp, sonra gerekçelerinizi ya da izahınızı geliştirdiğinizi fark etmiyor oluşunuz. Ya da mugalatayla bunu gizlemeye çalışmanız.

 

Yukarıda top dedik, genelleme dedik, şimdi onu burada kullanalım.

 

Adamlar kütle çekimle ilgili bir dizi matematiksel işlem bulmuşlar. Bakmışlar bu işlemler aya insan göndermek, yörüngeye uydu yerleştirmek dahil her şeyde gayet güzel işliyor. O zaman biz bunu doğru kabul edelim demişler. Sonra adamın teki çıkmış bu işlemler sonucunda hesaplanan kütle çekim kuvveti galaksileri bir arada tutmaya yetmez demiş.  Şimdi.... İşlemler gayet güzel çalışıyor ama ortada bir hatada var. O zaman bu galaksileri bir arada tutan ekstra bir kuvvet daha koyalım (olmalı) demişler. Adına da karanlık madde demişler. 

 

Fazla uzatmak istemiyorum ama inan hepsini yukarıdaki gibi yazarım.  

 

►Şimdi sen çıkıp da bu adamların yaptığına hokkabazlık, teist gibi inanç sonucu ortaya çıkmış veri dersen rezil olursun. Hani nerede dogmatiklik ben niye göremiyorum ??

 

►Haa, tabi bak bunu diyen allahın daha mantıklı değil mi ? http://i.hizliresim.com/ODL36A.jpg (üzerine tıklayarak yakınlaştırın.)

 

Alıntı

Allah'ım bana bu konuda bir yol göster diye dua ettim. O gece perde gerisinden bir silüet olarak peygamberin ruhaniyeti rüyama girdi.

 

Şu rüya işine de girmeden edemeyeceğim.

 

►istatistik diye bir şey vardır. Dünyada yaklaşık 7,5 milyar insan olduğu düşünülüyor, elbet birileri sevgili muhammedini rüyasında görmüştür. Şanslı kişilerden biride senmişsin demek ki. 

 

 

O gün, o konuda düşünmenin de buna etkisi büyüktür tabi ki. İnanır mısın bende peygamberinin pedofili olduğunu düşündüğüm bir gece uykuya daldıktan sonra, peygamberinin rüyamda bana gelip '' evet ben pedofiliyim '' dediğini bilirim. Hatta yukarıdan allahta kafa sallıyordu onaylar cinsten. Ne olacak şimdi ? Olumlu şeyleri kabul ederken olumsuz şeyleri kabul etmiyor muyuz ? Ne bilimsel ne mantıklı bir yaklaşım olur değil mi ? 

 

 

►Benden bu kadar daha çok yazılır da cidden yazdıklarını çözümlemekte çok zorlanıyorum. Gerisini teflona paslayalım. 

tarihinde Sütlü Kase tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Müslümanlar sorgulayıp,Kuranın içeriğinden Allahın varlığına ulaşmış değillerdir,onlar atalarınca Allaha iman ettirilip,ona atfedilen islam paketinin içinde ne varsa savunmak durumunda bırakılanlardır.İslam paketinin içinde tek bir şeyi yanlış bulup,eleştirme hakları yoktur.İslam sorgulanarak,araştırılacak seçilebilir bir şey değildir,Kuran ayetleriyle de Allah kanıtlamaz.Yıldızlar şeytanlara atış taneleridir diyen ayet Allahın varlığını kanıtlamaz ya da yıldırımların Allah ile uğraşanlara atılması,göğün oturulabilir yerlerine oturup melekleri dinleyen cinlerin alev toplarıyla vurulması ya da nahl 81 de söz edilen zırh Allahın varlığını kanıtlamaz.Kurandaki hiçbir ayet Allahın varlığına kanıt oluşturmaz.Ama tam tersi Kuran ayetlerinden Allahın uyduruk olduğu sonucuna ulaşılabilir,bunun için tek bir yanlış yeterlidir.

Dediğim gibi bir müslümanın İslam paketinin içindeki tek bir şeyi eleştirme gibi bir seçeneği yoktur,eğer dinden çıkmak istemiyorsa.

 

ENBİYA-80.Bir de Davud’a, sizin için, zırh yapma sanatını öğrettik ki, savaşlarınızda sizi korusun. Şimdi Siz şükrediyor musunuz?

 

Allah, yarattıklarından sizin için gölgeler yaptı. Dağlarda da sizin için barınaklar yarattı. Sizi sıcaktan koruyacak elbiseler ve savaşta sizi koruyacak zırhlar yarattı. İşte böylece Allah, müslüman olmanız için üzerinize nimetini tamamlıyor.Nahl 81

 

Örnek olarak;Kuranda zırhın varlığı islama girmek,Allaha inanılması bir neden olarak sunulmuştur.Zırhı Allah insanların birbirlerini kesip biçtikleri savaşlarda korusun diye yaratmış.Halbuki zırhı korunmak için yapan insanlardır.Peki zarar verici silahları,kılıçları,okları,füzeleri,bombaları yaratan kimdir?Koruyucu özelliği olan zırhı yaratan kendisidir de,zarar verici bu silahları yaratan şeytan mıdır?İslamın bakış açısından bakacak olursak bunları yaratan da Allahın ta kendisidir.Kuranın Allahı insanın yaptığı zırhı ben yarattım diyerek islama girmek için bir neden olarak sunarken,insanların yaptığı öldürücü silahları islama girilmesi,kendine inanılması için bir neden olarak sunmamıştır açıktan.Halbuki Nahl 81de bu anlam vardır,ama zırhın koruyuculuğu altına gizlenip görünmez olmuştur.Ben sizin için korusun diye zırh yarattım hala bana inanmaz mısınız demek,ben birbirinize zarar vermeniz için füze,bomba,silah yarattım hala bana inanmaz mısınız demekle eşdeğerdir.Düşününsene nahl 81de açık açık birbirinizi kesmeniz için bunları yarattım,hala bana inanmaz,islama girmez misiniz diye yazdığını.

 

Enbiya 80 de yazıyor şükretmez misiniz diye.Savaşlarda korusun diye yaratılan zırha şükredilsin de,savaşlarda yarattığın yaydan çıkan ok zarar verirse isyan mı edilsin?Bu nasıl bir Tanrı anlayışıdır ki zırhı şükredilmesi,kendine inanılması,islama girilmesi için bir neden olarak sunuyor.

 

İşte bir müslüman nahl 81,enbiya 80e eleştirel yaklaşıp,bu sonuca ulaşabilir mi?Ulaşamaz,çünkü müslüman iman putuna tutsaktır.İman putuna tutsak edilip,islam paketinin içinde yer alan ne varsa savunmak durumunda bırakılan biri gerçeğin üstünü örter,yalanları ve yanlışları savunur.

tarihinde Buzul tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
7 saat önce, Yeni Üye yazdı:

 Kur'an sana gökten uzatılmış bir el.

Boş beleş yaz dur. kuran sana ne diyor senin canını malını stın almış. öldürüp ölmek için. sen müslüman olsan burda yazmayı bırak  evinde dahi otormaman gerek.  filstine git  israil götünden bıraz kan alsın yoksa korkuyormusun.müslüman kardeşelrine yardıma  git ama nerde kafirlik diz boyu sizde utanmada yok allahınızdan korkunuzda yok.

Tevbe; 111:
"
Allah müminlerden, mallarını ve canlarını, kendilerine (verilecek) cennet karşılığında satın almıştır. Çünkü onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler, ölürler. (Bu), Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da Allah üzerine hak bir vaaddir. Allah'tan daha çok sözünü yerine getiren kim vardır! O halde O'nunla yapmış olduğunuz bu alışverişinizden dolayı sevinin. İşte bu, (gerçekten) büyük kazançtır."

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 saat önce, Yeni Üye yazdı:

Çözüm Kur'anla uğraşmayı bırakman.

Niye bırakayım hangi ayte bakarsan bak o kadar yaan smtkemişler  kuranı çorna gibi kaqtştırmışlar kimse anlmasın diye

ENFAL: 39 - Ortalıkta fitne kalmayıp, din tamamıyla Allah'ın dini oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse muhakkak ki, Allah yaptıklarını görür.

YUNUS:99 - Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzünde kim varsa hepsi toptan iman ederlerdi. O halde insanları hep mümin olsunlar diye sen mi zorlayacaksın?

biz bıraksak  kuran kuran bizi bırakmaz  şu iki ayeti alıyormusun.  bu ayeti  anlayanilrsen sana bravo

 

6KdKy0.jpg

 

tarihinde güven tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

@Yeni Üye

Piyasadaki tanrıların hiçbirisine biat etmeyen ama humanist, doğa ve hayvansever  kişiliği olan, kimseye zararı olmayan, barışsever olan, sözde kutsal kitapların tümünün insan ürünü olduğundan emin bilen birisinin olası bir tanrının huzurunda somut olarak akibeti, kaybı veya kazancı nedir sizce ?

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

"HUZ"HUZUR İSLAMDA AMA KUSUR İNSANDA" (YAZARKEN BİLE GÜLESİ "HUZUR İSLAMDA AMRKEN BİLE Lübnanlı müslüman 9 yaşındaki çocukla nikahlanmış.! Huzur islamda GÜLESİM GELDİ, BU CÜMLEYİ KİM İCAT ETTİY15BVOx.jpgSE ALLAHI DA ONU GÜLDÜRSÜN) : ))) M GELDİ, BU CÜMLEYİ KİM İCAT ETTİYSE ALLAHI DA ONU GÜLDÜRSÜN) : )))UR İSLAMDA AMA KUSUR İNSANDA" (YAZARKEN BİLE GÜLESİM GEL "HUZUR İSLAMDA AMA KUSUR İNSANDA" (YAZARKEN BİLE GÜLESİM GELDİ, BU CÜMLEYİ KİM İCAT ETTİYSE ALLAHI DA ONU GÜLDÜRSÜN) : ))) Dİ, BU CÜMLEYİ KİM İCAT ETTİYSE ALLAHI DA ONU GÜLDÜRSÜN) : )))

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 hours ago, Yeni Üye said:

 

Sokaktan çevirdikleri adamı Peygamber diye yollamıyorlar zaten. Tanınan, bilinen, temiz, dürüst, yalan söylemesi mümkün olmayan, doğru sözlü bir kişi geliyor ve diyor ki ben de senin gibi insanım ama bana vahiy ediliyor ki güneş, ay, ataların ruhu falan bir sürü ilah yoktur. İlah tek bir İlahtır. Ben de bunu sana tebliğ ediyorum. Bu iş için senden bir ücret ya da maddi menfaat beklemiyorum. Kabul edersen kendin için iyi olur. Etmezsen, taşlara, güneşe, aya, atalarına tapmaya devam edersen de kendine yazık edersin. 

 

Bir kere mesajın kendisi mesajın doğruluğunun delili. İkincisi de mesajı getiren kişinin karakteri mesajın doğruluğunun delili. Bizim için üçüncü bir delil daha var. Tarih ve kader. Allah dinini göndermiş ve Beytullah ve çevresi başta olmak üzere yeryüzünde şirkin kökünü kazımış. Artık şirk bir kere daha belini doğrultamamış. Diğer yandan kendisine önceden kitap verilmiş topluluklara da inancın duru ve doğru halini göstermiş. Kendilerine çeki düzen vermesini ve muhasebe etmesini ve geliştirmesini sağlamış.

 

Fanatik papazların teranelerini bir kenara koyup biraz gerçek tarih okursak bugünkü dünyaya ait bütün faziletlerin miladının Muhammed peygamberin risaleti, kurduğu toplumsal düzen ve İslam medeniyeti olduğunu anlayabiliriz. Batıda şimdi söylemiyorlar ama aydınlanma döneminde yazılan ilk dünya tarihi kitapları modern dönemi İslamla başlatır. Voltarie , Geothe , Rousseau bunların hepsi eserlerinde bazen dürüst davranıp İslamın ve Muhammed peygamberin bir çok üstünlüğünü taktir etmiş adamlar.  Çünkü İslam medeniyeti bir yandan kendinden önceki kadim medeniyetlerin mirasını en güzel bir şekilde devralarak geliştirip zenginleştirmiş. Diğer yandan batının dogmatizmden akılcılığa geçişinin ve maddi yükselişinin öncüsü olmuş. Batı daha sonra olayı abartmış orası başka tabi.

 

Neyse, biz batının teyidine muhtaç değiliz. İslamın güneş gibi parlak bir inanç ve hukuk sitemi olduğu körler hariç herkesin görebileceği bir şey. Bak belki duymamışsındır ama Ruslar bile müslüman olacakmış ama direkten dönmüş, çünkü içkiden vaz geçememişler. Ama olacaklar inşallah. Rus ta, Alman da, Britanya da, Japon da... Belki o zaman sen de müslüman olursun.

 

Bu peygamber denen şarlatanların ne mal olduğunu bilmiyorum sanki, sen o dürüst, temiz, doğru sözlü palavralarıyla kendini kandırırsın sadece. Saydırma şimdi bu heriflerin rezilliklerini, pisliklerini, ikiyüzlülüklerini bana. İslam ve yahudi tarihi bu peygamber denilen karakterlerin pislikleri ve rezillikleri, saçmalıkları ile dolu, ki bu tarih bir de bizzat müslüman ve yahudiler tarafından yazılmış, bir de tarafsız biri tarafından yazılsaydı daha ne pislikler ortaya çıkmış olurdu.

 

Gelelim mesaj palavrasına. Ne mesajıymış bu?  Bak önceki mesajımda ne yazmışım:

 

Mesela ben güney Amerika kıtasında 1632 yılında yani Muhammed'in ölümünden tam 1000 yıl sonra yaşayan 54 yaşında bir insanım ve benim Kuran'dan haberim bile yok. Hani Kuran gökten uzatılmış bir eldi, bana neden uzatılmamış? Ben insan değil miyim yani?

 

Eee, ne oldu mesaj? Nerede? Neden bana ulaşmadı?

 

6 hours ago, Yeni Üye said:

Neyse, biz batının teyidine muhtaç değiliz. İslamın güneş gibi parlak bir inanç ve hukuk sitemi olduğu körler hariç herkesin görebileceği bir şey. Bak belki duymamışsındır ama Ruslar bile müslüman olacakmış ama direkten dönmüş, çünkü içkiden vaz geçememişler. Ama olacaklar inşallah. Rus ta, Alman da, Britanya da, Japon da... Belki o zaman sen de müslüman olursun.

 

Sen bu zırvalara ciddi ciddi inanıyorsan sende gram akıl yok demektir. Hala müslüman kalmana şaşmamalı.

 

 

 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
16 saat önce, Sütlü Kase yazdı:

►Benden bu kadar daha çok yazılır da cidden yazdıklarını çözümlemekte çok zorlanıyorum. Gerisini teflona paslayalım. 

 

Benim sana pek bir itirazım olmadığı için cevap yazmamıştım. Senin bilimin rolü ve fonksiyonuyla ilgili çözümlemelerine itiraz etmiyorum. Açıklayabildikleri açısından bazı maddi değişimlerin nasıl gerçekleştiğini açıklamakta, teknik üretip hayatı kolaylaştırmakta faydalı bir şey doğal bilimi insan ve evren gerçekliğinin ve varlığının bütünü, anlamını, hikmetini yok saymak için kullanırsanız itirazımız ona olur. Biz taşın nasıl ve neden yere düştüğünü biliyoruz, o zaman evrenin sırrını çözdük, Tanrıya da gerek yok, havalarına girerseniz, bir kaç yüz yıl sonra gün gelir aslında taşın nasıl ve neden yere düştüğünü gerçek manada bilmiyoruz, kendi kafamızdan bazı açıklamalar yapıyoruz ama emin de değiliz, açıkçası bu kuvveti tam açıklayamıyoruz demek zorunda kalırsınız.  

 

"Evreni de çözmüş falan değilsiniz. Ben seni gördüğümde seni çözmüş mü oluyorum. Işık geliyor diye milyarlarca yıllık mesafeler hakkında spekülasyon yapmaktan başka bir şey yapmıyorsunuz. Siz daha atomu bile çözmüş ve açıklayabilmiş değilsiniz. Nerede kaldı evreni varlıkta tutan, yöneten ve idare eden bilgiye ve hikmete erişmek" deriz.

 

Siz biz bilimi kullanarak teknoloji üretebiliriz derseniz, biz size eyvallah, mübarek olsun, hayırlı olsun deriz. Ama teknoloji üretmek insan gibi potansiyeli sınırsız bir varlık için amaç olamayacak kadar aşağı bir hedeftir. Bunu da bilin deriz.

 

Siz bilim var, her şeyi de açıklıyoruz.Tanrıya da gerek yok derseniz, biz de size hadi oradan yalancılar deriz. 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
16 saat önce, Sütlü Kase yazdı:

Dahada ileri gidersek. Mesajı alanı gerçekten tanımıyorsun karakterini nereden bileceksin ? Allah şirkin kökünü kazımış, şirk belini doğrultamamış ama bizi hesaba katmayı unutmuş sanırım. Okumaya devam ediyorum, ediyorum ama verecek bir cevap bulamıyorum, göremiyorum....

 

 

Siz de kendinizi çok ciddiye almayın. Her hangi bir anda dünya nüfusunun yüzde iki buçuğu kadarsınız. İnsanlığın zekatısınız. İnanmak için sıranızı bekliyorsunuz. Çatlak olmayanlarınız tabi. Forumun yarısı psikolojik sorunlu ve çatlak olduğu için, onlar mükellef değil zaten. Siz kendinizi ateist olarak tanımladığınız için her şeye o pencereden bakıyorsunuz ama ateizm bir arızadır. Yani geçici bir durumdur. Şirk insanlığın çocukluğu ise, ateizm de ergenliğidir. İnsan olgunlaştıkça, kemale erdikçe ergenlik te kendiliğinden geçer. Tripler sona erer. 

 

Mesajın kendisinin doğruluğuna delil olmasından kastım şuydu, birisi sana arkadaşım İsa Tanrı olamaz dediğinde bu sana inanması çok zor bir şey mi geliyor. Ya da varlığı var etmiş ve varlıkta tutan, idare eden bir sürü müstakil güç ve ilah yok, her şeyi varlıkta tutan, idare eden tek bir güç, tek bir plan, tek bir rab var dediğinde bu sana anlaşılması ve inanması zor bir şey mi geliyor. Birlik insan için fıtri ve tabi inançtır. Hiç kimse bu davete muhatap olduğunda "Sen neyden bahsediyorsun kardeşim, tek bir ilah olamaz, bir sürü olması lazım" demez. Tabi önceden demezdi ama şimdi "Yok kardeşim dört temel kuvvet var. Bir sürü fizik kuralı var, madde var, zaman var, mekan var, her şeyi işte bu bir sürü şey var ediyor ve idare ediyor" diyebiliyorlar. "Onları ne var etmiş acaba sorusunu sormaya da lüzum yok. Çünkü biz bilim yapıyoruz. Bilim çok kutsaldır. Onu aşan sorular sorulamaz." 

Link to post
Sitelerde Paylaş
12 saat önce, sağduyu yazdı:

Mesela ben güney Amerika kıtasında 1632 yılında yani Muhammed'in ölümünden tam 1000 yıl sonra yaşayan 54 yaşında bir insanım ve benim Kuran'dan haberim bile yok. Hani Kuran gökten uzatılmış bir eldi, bana neden uzatılmamış? Ben insan değil miyim yani?

 

 

Bir kızılderili anlatıyor: Biz aslında Müslümanız

 

"Benim adım Mahir Abdülrezzak ve ben Amerika'nın yerlilerinden Siyah Ayak kabilesindenim.Yürüyen Güneş Kartalı olarak bilinirim. New York'taki Yerli Kuzeydoğu Bandosu'nda org taşıyıcısı olarak hizmet veriyorum. Grubumuzda başka Müslümanlar da var. Genelde, Amerikan yerlilerinin İslam'la tanışmalarının tam bin yıl önce bazı Müslüman gezginlerin bizi ziyaret etmeleriyle gerçekleştiğini pekçok kimse bilmiyor. Müslümanlar'ın bu kıtada olduğunu ve bu topraklarda yaşadıkları topluluklar içinde çok önemli görevler üstlendiklerini gösteren 1600 ile 1800 yılları arasında imzalanmış çeşitli antlaşmalar, kanun ve önergeler ile pekçok doküman vardır. Örneğin, Muhammed İbn Abdullah ve Abdul-Hakk'ın imzalarını taşıyan ve 1787 yılında Delaware Nehri üzerinde yapılmış Peace and Friendship (Barış ve Kardeşlik) Antlaşması bunlardan biridir. Bir topluluk olarak ticaret ve deniz taşımacılığı gibi alanlarda sahip olduğumuz haklar ile İslamî kurallara uygun olarak o devirlerde kurduğumuz hükümete ilişkin ayrıntılar, 1787 yılında imzalanan bu antlaşmada yer almaktadır. Amerikan Milli Meclisi'nden alınmış federal mahkeme kayıtlarına göre, o yıllarda daha yeni oluşturulmuş Amerikan Anayasası'nın kabul edilip kurumlaşmasında biz Kızılderili Müslümanlar'ın da katkısı olmuştur.

Giyim kuşam da benziyor

Amerikan yerli kadınlarının geleneksel giyim kuşamında bir tür başörtüsü olan 'kimah' ve uzun elbiseler önemli bir yer tutar. Erkekler için ise, standart giyim şekli sarık ve dize kadar inen uzun elbiselerdir. Eğer Kızılderililer'in 1832 yılına kadar olan giyim tarzları ile ilgili eski kitaplara bakarsanız, erkeklerin sarık, kadınların da uzun başörtüleri kullandıklarını görürsünüz. 1866'larda Kızılderililer'in son şefinin adı Müslümanca bir isim olan Ramazan İbn Wati'ydi. ABD ve Kanada'daki bazı kentlerin adı Yerli (Kızılderili) ve İslami kelime köklerinden türemiştir. Hiç Tallahasi (Tallahassee) isminin ne anlama geldiğini merak ettiniz mi? Tallahasi 'tek kurtarıcınız Allah'tır' anlamına gelir."

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 dakika önce, Yeni Üye yazdı:

 

Bir kızılderili anlatıyor: Biz aslında Müslümanız

 

"Benim adım Mahir Abdülrezzak ve ben Amerika'nın yerlilerinden Siyah Ayak kabilesindenim.Yürüyen Güneş Kartalı olarak bilinirim. New York'taki Yerli Kuzeydoğu Bandosu'nda org taşıyıcısı olarak hizmet veriyorum. Grubumuzda başka Müslümanlar da var. Genelde, Amerikan yerlilerinin İslam'la tanışmalarının tam bin yıl önce bazı Müslüman gezginlerin bizi ziyaret etmeleriyle gerçekleştiğini pekçok kimse bilmiyor. Müslümanlar'ın bu kıtada olduğunu ve bu topraklarda yaşadıkları topluluklar içinde çok önemli görevler üstlendiklerini gösteren 1600 ile 1800 yılları arasında imzalanmış çeşitli antlaşmalar, kanun ve önergeler ile pekçok doküman vardır. Örneğin, Muhammed İbn Abdullah ve Abdul-Hakk'ın imzalarını taşıyan ve 1787 yılında Delaware Nehri üzerinde yapılmış Peace and Friendship (Barış ve Kardeşlik) Antlaşması bunlardan biridir. Bir topluluk olarak ticaret ve deniz taşımacılığı gibi alanlarda sahip olduğumuz haklar ile İslamî kurallara uygun olarak o devirlerde kurduğumuz hükümete ilişkin ayrıntılar, 1787 yılında imzalanan bu antlaşmada yer almaktadır. Amerikan Milli Meclisi'nden alınmış federal mahkeme kayıtlarına göre, o yıllarda daha yeni oluşturulmuş Amerikan Anayasası'nın kabul edilip kurumlaşmasında biz Kızılderili Müslümanlar'ın da katkısı olmuştur.

Giyim kuşam da benziyor

Amerikan yerli kadınlarının geleneksel giyim kuşamında bir tür başörtüsü olan 'kimah' ve uzun elbiseler önemli bir yer tutar. Erkekler için ise, standart giyim şekli sarık ve dize kadar inen uzun elbiselerdir. Eğer Kızılderililer'in 1832 yılına kadar olan giyim tarzları ile ilgili eski kitaplara bakarsanız, erkeklerin sarık, kadınların da uzun başörtüleri kullandıklarını görürsünüz. 1866'larda Kızılderililer'in son şefinin adı Müslümanca bir isim olan Ramazan İbn Wati'ydi. ABD ve Kanada'daki bazı kentlerin adı Yerli (Kızılderili) ve İslami kelime köklerinden türemiştir. Hiç Tallahasi (Tallahassee) isminin ne anlama geldiğini merak ettiniz mi? Tallahasi 'tek kurtarıcınız Allah'tır' anlamına gelir."

Kızıl derilinin sevinci.

kizilder%C4%B0ln%C4%B0yesek%C3%9Cy%C3%9C

Link to post
Sitelerde Paylaş
13 saat önce, kavak yazdı:

@Yeni Üye

Piyasadaki tanrıların hiçbirisine biat etmeyen ama humanist, doğa ve hayvansever  kişiliği olan, kimseye zararı olmayan, barışsever olan, sözde kutsal kitapların tümünün insan ürünü olduğundan emin bilen birisinin olası bir tanrının huzurunda somut olarak akibeti, kaybı veya kazancı nedir sizce ?

  

 

 

Benim inancıma göre İnsan dünyada kalp tatmini ve huzurunu bulmuşsa, diğer canlılarla ve insanlarla da barış içerisindeyse diğer tarafta da bu devam eder. Ama işte bu içeride ve dışarıda barışa ulaşmak, kavgayı bitirmek, sükuna ermek inananlar için bile kolay bir şey değildir. Evliyaların, azizlerin, kamillerin yoludur. O yola girmeden çok zordur.

 

Dünyada "Cehennem varsa, işte bu dünyadır, ben burada cehennemi yaşıyorum, keşke var olmasaydım, keşke insan olmasaydım" diyorsa. Kendiyle ve her şeyle kavga halindeyse, orada da işi Allah'a kalmış. 

 

Benim buradaki yaklaşımım şudur; bir domuzu çamurdan ve pislikten çıkarıp temiz, nezih ve seçkin bir mekana koymak o domuza iyilik yapmak değildir. Önce o domuzun temizlik, nezihlik ve estetiğin ne olduğunu bilebilecek bir seviyede ve terbiyeye ulaşması lazım. Bunun için sopa yemesi gerekse bile. Vahşi ve yabani bir ağacı budayıp, kesip biçmeden, aşılamadan sultanın bahçesine koyamazsın. Ya da odunu kereste yapmadan ondan saraya mobilya çıkaramazsın. 

 

Dünyada, kabirde, mahşerde ve sonrasında yaşanacak sıkıntılar ve çileler, iyi kötü karşıtlığı, ilhamlar, vesveseler vb. şeyler insanın vahşi tabiatını terbiye edip onu İlahi huzura ve ebediyete hazırlamak içindir. Savaş, helak, hatta cehennemin kendisi bile bir terbiye aracıdır. Ama dünyada terbiye olması, sonradan terbiye olmaktan çok daha zahmetsiz ve kolaydır. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
26 dakika önce, Yeni Üye yazdı:

 

Siz de kendinizi çok ciddiye almayın. Her hangi bir anda dünya nüfusunun yüzde iki buçuğu kadarsınız. İnsanlığın zekatısınız. İnanmak için sıranızı bekliyorsunuz. Çatlak olmayanlarınız tabi. Forumun yarısı psikolojik sorunlu ve çatlak olduğu için, onlar mükellef değil zaten. Siz kendinizi ateist olarak tanımladığınız için her şeye o pencereden bakıyorsunuz ama ateizm bir arızadır. Yani geçici bir durumdur. Şirk insanlığın çocukluğu ise, ateizm de ergenliğidir. İnsan olgunlaştıkça, kemale erdikçe ergenlik te kendiliğinden geçer. Tripler sona erer. 

 

Mesajın kendisinin doğruluğuna delil olmasından kastım şuydu, birisi sana arkadaşım İsa Tanrı olamaz dediğinde bu sana inanması çok zor bir şey mi geliyor. Ya da varlığı var etmiş ve varlıkta tutan, idare eden bir sürü müstakil güç ve ilah yok, her şeyi varlıkta tutan, idare eden tek bir güç, tek bir plan, tek bir rab var dediğinde bu sana anlaşılması ve inanması zor bir şey mi geliyor. Birlik insan için fıtri ve tabi inançtır. Hiç kimse bu davete muhatap olduğunda "Sen neyden bahsediyorsun kardeşim, tek bir ilah olamaz, bir sürü olması lazım" demez. Tabi önceden demezdi ama şimdi "Yok kardeşim dört temel kuvvet var. Bir sürü fizik kuralı var, madde var, zaman var, mekan var, her şeyi işte bu bir sürü şey var ediyor ve idare ediyor" diyebiliyorlar. "Onları ne var etmiş acaba sorusunu sormaya da lüzum yok. Çünkü biz bilim yapıyoruz. Bilim çok kutsaldır. Onu aşan sorular sorulamaz." 

Bana bak.Atalarının dini,kuşaktan kuşağa aktarılan islama inanmaya programlanmış,atalarının inanç ve öğretilerinin tutsağı olmuş,iman putuna tutsak edilip islam paketinin içeriğinde ne yazıyorsa katılmak zorunda kalmış zombi,zombilerin çok olması onların inandıklarını gerçek yapmaz,inanmak da inanılan şeyi gerçek yapmaz.aklını kullandığını,sorguladığını mı sanıyorsun sen?Unutma sen iman putuna tutsak edilip,islam paketinin içeriğinde ne yazıyorsa katılmak zorunda bırakıldın.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...