Jump to content

Cehennemdeki Besinler


Recommended Posts

Kur'an'da cehennemi hak etmiş insanlar için bazı besinlerden bahsedilmekte. En sık tekrar edilenler ise: irin, kan, zakkum ağacı ve kaynar su.
 

  • İbrahim Suresi, 16. ayet: (Böylesinin) Önünde cehennem vardır ve (orada) irinli sudan içirilecektir.
  • Sad Suresi, 57. ayet: İşte bu; tatsınlar onu: Kaynar su ve irin.
  • Hakka Suresi, 36. ayet: "İrin ve kan karışımından başka bir yemek yoktur."

 

Kur'an'da insanları susamış bir şekilde cehenneme gönderileceği, bu susuzlukları da kaynar su ile gidermeye çalışılacağı söyleniyor.

 

  • Meryem Suresi, 86. ayet: Suçlu-günahkarları susamışlar olarak cehenneme süreceğiz.

 

 

 

Nebe Suresi 24. 25. ve 26. ayetlerinde ise insanın susuzluğunu ve açlığını yine kanla irinle ve kaynar suyla gidermeye çalışacağını söylüyor.



Bu durumda insanın cehennemde tıpkı dünyadaki gibi canlı bir yapıda, tüm biyolojik ihtiyaçlarıyla var olacağını anlıyoruz.

Cehennemin bu yapısından şu sonuçlar çıkarılabilir:

1-) Öldükten sonra insanın yeniden olduğu gibi ''canlı'' olarak diriltirileceği.
2-) Yeniden diriltilen insanın bütün bedensel faaliyetlerinin ve iç güdülerinin süreceği. (açlık, susama ve diğer ihtiyaçlar)

3-) Cehennemin aslında dünyadaki gibi yaşamsal koşulların oluştuğu, algılarla duyumsanabilen hissedilebilen bir yer olacağı.
4-) Cehennemde, tıpkı yaşamda olduğu gibi istek ve arzuların devam ettiği ve sürdüğü, aslında İslam'a göre insanın bu istek ve ihtiyaçların insan için hiçbir zaman sonunun gelmeyeceği.
5-) Cehennemin sadece bedensel acılar için tasarlanmış bir yer olması. Bedensel ihtiyaçların tatminsizliği karşısında dünyadaki gibi hayal kırıklığı, öfke, üzüntü, bunalım gibi duygusal süreçleri de ortaya koyacağı.

6-) Acıyı çeken beden olduğu için metafizik anlamda ruhun varlığının gereksiz ve anlamsız oluşu.
7-) Salt bir kötülük ve işkence mekanı olan cehennemde ''iyi'' nin olamayacağı, iyi olmadan kötülüğün de ortaya çıkamayacağı ve bu halde sonsuza dek cehennemde kalan bir insanın zamanla acıya tahammül düzeyinin artmasının kaçınılmaz oluşu, acıya alışması, dolasıyla acının ve ıstırabın artık anlamsız hale gelmesi.
8-) Biyolojik varlığı devam ettiği halde sürekli kan, irin ve kaynar suyla beslenen bir insanın bir süre sonra tekrar ölmesi gerektiği, ölse bile yeniden yeniden diriltilip tekrar işkenceye devam edilmesi.

 

Bu sonuçlarla birlikte cehennemdeki insan tüm biyolojik ihtiyaçlarının ve tatmin edilmesi gereken güdülerinin varlığı ile hala canlıdır.

Şimdi o halde cehennemle ilgili şu sorular sorulmalı:

 

İnsan için doğa dışı bir yerde, doğanın var ettiği istekler (besin almak, üremek, oksijene ihtiyaç duymak vb) nasıl oluşuyor?

Bu koşulların oluşması için, cehennemdeki dinamik fiziksel yapının dünyadaki koşullarla  birebir aynı olması gerekmez mi?
Üreme gibi türümüzü sürdürme iç güdüsünün cennette ve cehennemde de yeniden ortaya çıkmasının anlamı nedir?

Cennette veya cehennemde açlık duymamımızın sebebi yaşamda kalmak mıdır?

Açlık duyuyorsak enerjiye ihtiyacımız var demektir, o halde bu enerji ihtiyacı neden ortaya çıkıyor?
Eğer beslenmezse kişinin cennet veya cehennemde tekrar ölmesi gerekir, öldüğü halde yeniden diriltilip önceki konumuna tekrar mı gönderiliyor?

Cennette her şey varsa, var olan her şeye insan sonsuz kez bir arzuyu sonsuz kez tatmin edebilir, bu durumda da cennet sıkıcı bir yer haline gelir.
Dünyadaki yaşamımızda ölüm olmasaydı ve sonsuza dek yaşasaydık bu gerçekten sıkıcı olmaya başlamaz mıydı? Tam tersi acı için de geçerli. (7. madde)


Son tahlilde yeniden diriltilmiş insan için, cennetin ve cehennemin dünyadaki yaşamdan pek bir farkı kalmaması sonucu çıkıyor.

Bu sonuç karşısında düşünceleriniz neler?

tarihinde Ya Sonra tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
29 dakika önce, ahmet1405 yazdı:

Allah'ın; insanların algılarının alabileceği şekilde dünyevi nesnelerle insanları tehdit ediyor olması gayet tabi bir durum.



Evet.

 

Fakat ben bu tehditlerin insan için sonuçlarından bahsetmiştim.

Yukarıdaki ayetlerde gördüğümüz gibi dünyadaki yaşamından sonra tekrar diriltilen insanın biyolojik anlamda varlığı devam ediyor. Örneğin susuzluk duyabiliyor.

İslam'a göre insan var olduğu her ''yaşam'' da biyolojik varlığını sürdürüyor (çünkü cennet ve cehennem ayetleri bedensel hazlardan söz ediyor).

 

Böylece İslam'a göre insanın bulunduğu ortam Tanrı tarafından buna uygun olarak tasarlanıyor.

Size göre (ya da İslam'a göre) insanın varlığı nerede ve ne zaman başladı, insan sonsuzdan mı geldi yoksa geçmişte hiç yoktu ilk kez dünyada mı yaratıldı?

 

Eğer insan hep vardı ise dünyaya gelmeden önce neredeydi ve bu biyolojik ihtiyaçlarını nasıl karşılıyordu?
 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Mübalağa yaparak bu kirli ideoloji ciddiye aldırmaya çalışıyor okuyucusunu ve okuyanın zihnini bükmeye çalışıyor, tek kelimeyle tüyler ürpertici, çocuk yaştaki bireylere böyle kitaplar okutulduğunu düşünmek bile korkunç ağacı yaş iken eğiyorlar.Bir şeye inanan biri herşeyin mümkün olduğuna mantıken inanabilme yeteneğine sahiptir.

Elbette kurandaki tamamlanmamaış soru işaretleri gizemler düzenbazca merak uyandırıcılıktan başka bir şey değil.

Buna mit-efsane tarzı anlatım denebilir.

Arapça olarak tecvidle okununca verdiği hava korkunç.

tarihinde yüpyücecik tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
17 dakika önce, yüpyücecik yazdı:

Mübalağa yaparak bu kirli ideoloji ciddiye aldırmaya çalışıyor okuyucusunu ve okuyanın zihnini bükmeye çalışıyor, tek kelimeyle tüyler ürpertici, çocuk yaştaki bireylere böyle kitaplar okutulduğunu düşünmek bile korkunç ağacı yaş iken eğiyorlar.Bir şeye inanan biri herşeyin mümkün olduğuna mantıken inanabilme yeteneğine sahiptir.

Elbette kurandaki tamamlanmamaış soru işaretleri gizemler düzenbazca merak uyandırıcılıktan başka bir şey değil.

Buna mit-efsane tarzı anlatım denebilir.

Arapça olarak tecvidle okununca verdiği hava korkunç.



Gerçekten korkunç çünkü söz konusu tanrı (Allah) yarattığı insana bizatihi kendisinin yüklediği istekleri (beslenme, su içme, üreme vb.) tatmin ettirmeyerek, onu susuz ve aç bırakarak ya da bedensel acılar çektirerek cezasını bu şekilde vereceğini söylüyor. Ya da tam tersi bu istek ve arzuları en iyi şekilde tatmin ettirerek cennetine yerleştireceğini söylüyor.

Aslında vereceği acı da vadettiği haz da tamamen bedensel acılarına ve hazlarına yönelik. 

Eğer müslüman cennete ve cehenneme inanıyorsa, insanın doğmadan önce biyolojik anlamda nasıl var olduğunu sorgulamalı. 

Müslümanlar insanın varlığını dünyada başlatıyorlarsa, şu soru çelişkilerini ortaya koyar: nasıl oluyor da başlangıcı olan bir varlık sonsuz olabiliyor?
(sonsuz zamanda cennette veya cehennemde nasıl kalabiliyorlar?)

tarihinde Ya Sonra tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Uyanık tanrı, aklınca insanları böyle söylemlerle tiksindirip, ürkütüp ve tabii korkutmak istiyor. Tahtalı köydeki mangal keyfini(!), pardon tehditlerini de unutmayalım. Bu söylemler ne zaman gözüme ilişse, çehremde bir tebessüm beliriyor.

 

Toparlayacak olursak; cennet tasavvurunda da yerel doğanın nimetlerinden dem vuruluyor. Örneğin orada bir mangodan, çilekten, patatesten, domatesten bahsetmez, çünkü dinler temelinde yerel olarak başlar ve haliyle tanrının bilgi alanı yereldir. Nereden bilsin garibim ?

 

Hasılı herşeye gücü yeten bir tanrının, sürekli kuru tehditlere başvurması, onun ne kadar da insancıl, yani insan ürünü olduğunun, somut bir göstergesi aslında. Daha açık söylemek gerekirse, hiçbir yaptırım gücünün olmadığının kanıtıdır.

Atalarımız ne güzel demiş:"Havlayan köpek ısırmaz."

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, melih007 yazdı:

cennet çok sıkıcı bir yer olurdu demiş ilk konudaki arkadaş   can sıkıntısı hissi olmayacak güzel kardeşim

 

Bir şeyden sonsuza kadar haz duymak mümkün değil.

Bir şeyin yokluğu hissedilmeden varlığından nasıl haz duyulabilsin, yokluk hissedilemiyorsa sonsuz haz mümkün değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu kitap küçük çocukların psikolojisini altüst edecek düzeyde . Küçükken cehennem den korkup ağladığımı bilirim.  

 

Bu ayetler müslimlere allah larının da kendileri kadar barbar olduğunu ortaya koyuyor .  Kan mış da KAYNAR SU ymuş da zakkum muş da . Hitler bile sonsuza kadar bu kadar insana işkence çektiremez . Amma evrenin en merhametlisi hatta öyle merhametli ki annenin sevgisini damlaya benzetirsek kendisininki okyanusa benzettigimiz allah bize bunları mübah görüyor.  Birde zevkle anlatıyor sanki ayetlerde . Öyle anlatıyor ki allah cehennem ayetlerini adeta orgazm oluyor  . Bu dine inanmamak için objektif olan bir beyine ihtiyaç var ancak müslimler de malesef gezmiyor.  

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 month later...
18 saat önce, Ketboğa yazdı:

Bu barbarlar çocuk da dinlemezler.Böylesine bir kitabın yeri ayakların altıdır.Sonuçta taptıkları muhammed çocukların öldürülmesinde sakınca görmemiş.

 

Soruda geçen hadiste özetle şu ifadelere yer verilmiştir: “Gece müşriklere yapılan baskınlarda kadın ve çocuklar da ölüyor, bunun hükmü nedir?” şeklindeki soruya karşı Peygamberimiz (a.s.m) “onlar da onlardan (müşrik olanlardan)dır” şeklinde cevap vermiştir.(bk. Buharî, Cihad, 146; Müslim, Cihad, 26/h.no: 1745).

 

 

Kuran’da, Musa’nın yanındaki adamın masum bir çocuğu yere yatırıp boğazlamasından da bahsedilir, Çocuğun tek suçu büyüyünce ateist olacak olmasıdır. Böyle bir vahşet kurana ayet diye konulup, ilahileştirilir..İnanılmaz değil mi..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...