Jump to content

Determinizm ve öngörü


Recommended Posts

  • İleti 88
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Haaaa şimdi mevzuyu biraz derinleştirelim ve bakış açısını değiştirelim.

 

İslam inancına göre peygamberlere allah mucizeler verdiği gibi deccal ve onun önemli askerlerine de olağanüstü haller verecektir. Bu tabii niye, peygamberin peygamber olduğunun anlaşılması, deccalın deccal olduğunun anlaşılması için. Yersen... İnanç bu şekilde.

 

Peygamberin olağanüstü hallerine mucize denirken deccalın olağanüstü hallerine ise "istihraç" denilir. Peygamberler gaipten haber alabildiği gibi deccal ve önemli komutanları, şeytan filan da alır! :D

 

Çok komik ama inanç bu şekilde. Bazen tuhaf şekilde bu inancı destekleyecek denk gelişler olabilir. Bir konu hakkında düşünürken bir kitabı eline alıp rastgele açtığında tam düşündüğün konuyu görmek gibi. Bu tür olaylar istatistiki açıdan bakılınca mucize değildir.

 

Bir parkta bir adamın yanındakilere "yalan söylüyorsam kafama taş düşsün" dediği anda kafasına taş düşmesi mucize gibi görünse de istatistiksel olarak mucize değildir. Ama "yalan söylüyorsam yerçekimi beni etkilemesin" derse de yavaşça yerden yükselmeye başlarsa bu illüzyonun nasıl yaratıldığına hemen bakmak lazım.

 

Hatta Richard Dawkins mermer bir Meryem heykelinin elini salladığını görseniz mucize değildir diyor. Kuantumsal olarak bunun mümkün olduğunu söylüyor!

 

Yoksa deccal ordusundaki rütbemi merak edebilirdim! :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir bardak sudaki bakterilerin ölmesi için mikrodalga fırında bardağın ne kadar dönmesi lazım da deseniz yirmi, en geç elli diyeceğimi anlayacak kadar espri zekasına sahip olmak iyi olurdu. Deprem için de bunu söylemiş olmamdan bunu rahatlıkla anlamak mümkündür. Tabii bu açıklamaya rağmen hâlâ anlaşılmamış olması da mümkün!

 

"Ne yani bardak elli yıl fırında dönecek ha! Nasıl olacak bu" :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Haaa şimdi gelelim bunun ne zaman gideceği meselesine.

 

Bunun gitmesinin gitmemesinin ne zaman gideceğinin filan bir önemi kalmadı artık. Bunun gitmesi gitmemesi artık hiç bir şeyi değiştirmez. Son kez kazığı sağlama aldığında da alamasaydı değişmezdi. Hatta sağlama alması yönündeki tercih o saatten sonra doğru da yani! Buraya kadar getirdik, artık sonuna kadar gitsin demek mantıklı! Bundan sonra ne halt edecek acaba diye merak etmek bile yerinde! :D

 

Ha giderse sesini duymaktan suratını görmekten kurtulmuş olunur sinir sağlığı olumlu etkilenir ama! Gitmesi bundan başka hiç bir yarar sağlamaz.

 

Yarın başınız sağ olsun öldü deseler (kulağa ne hoş geliyor değil mi! :D ) yine değişen bir şey olmaz.

 

Çünkü değişecek bir şey olması için artık çok geç. Yapacaklarını şimdiye kadar yaptı zaten. Bundan sonra bir şey yapmasına gerek yok. Onun yerine kimi oturtsalar olacaklar değişmez.

 

Öngörülmesi gereken, BOP'un hangi adımları atacağı. Piyon ne olacak işte, isterse vezir yapılmış olsun. Satranç tahtasında şahtan başka feda edilmeyecek taş, yoktur!  

Link to post
Sitelerde Paylaş

Öbür özünü alan öldüğünde ne güzel bir gündü! Mis gibi hava vardı. Derin derin huzurla çek içine! :D

 

Kaldı ki onu sadece sevmezdim yani, nefret ettiğim yoktu. Bu öldüğünde havayı huzurla solumaktan fazla bir mutluluk olacağı kesin! :D 

 

Fakat öbürünün ölmesi yarar sağlamadığı gibi bununki de sağlamaz. Sadece her ikisinin de mirasçıları için çok çok fazla şey farketmiş ve farkedecektir! :lol: Banka hesapları ortaya çıkınca bayram havası! Sadece mirasçılara tabii... :lol:

 

Bir de kilo kilo altın biriktireni vardı bunların da ölünce oğlu hemen üstü açık Mercedes'le hava atmıştı. Araban çok güzel diyen gazeteciye daha da iyisini alacağım demişti!

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 22.08.2018 at 10:58, democrossian said:

Determinizmin sacayağından (ya da tripod diyebiliriz buna) biri Belirlenimcilik İlkesi. 

 

Bu ilkeye göre nedenselliğin çözümlendiği oranda bir öngörüde bulunabilmek olası. Gaipten haber alma diye bir şey olmadığına göre, kahinlik yapmanın tek yolu bu! Ama tabii kahinler deterministiz demezler. Esasen kimse pek deterministim demez. Çünkü bununla ne kastedildiğini çoğu kişi bile değil, neredeyse hiç kimse düzgün anlamaz. Teistler bunun pek matah kendilerine hizmet etmeyecek bir şey olduğunun farkındadırlar, o yüzden kuşkuyla yaklaşırlar. Belki bize hizmet eder diye de umarlar. Müslimler zaten İslamdan başka her şeye karşı oldukları için onların sözünü etmeye değmez.

 

Ateistler de bunu kadercilik mi acaba diye şüpheyle karşılarlar. Fakat şöyle söyleyeyim: Determinizm tam ve net kaderin antitezidir. Tersine kader diye bir şey olmadığı demektir determinizm. Nedensel gerekircilik, kader değildir. Kader saçma sapan bir uydurmadır. Tanrı isterse olur, istemezse olmaz şeklinde. Determinizmin nedensel gerekirciliğinin bununla en küçük alakası yok. Bunun tam tersidir. Tanrı filan yok, olacakları kimse belirlemiyor, nedensellik neyi sonuç veriyorsa o oluyor şeklindedir. Saksıyı sulamazsanız çiçeğin öleceğini bilmek için kahin olmaya gerek yok! Determinist olmaya bile gerek yok!

 

Fakat yılardır determinist olmamın öngörü geliştirmekte beni bayağı başarılı hale getirdiğini gözlemleyebiliyorum. Büyük çaplı küresel öngörüler, savaşlar, sınırlar, devletler, milletler filan bu konular geniş çaplı ve çok fazla etkenin kontrolü altında olduğundan, biraz zordur. Bu konuda sivrilmiş kaç kişi var işte, ortada. Bunun zor bir konu olduğu belli. Bir Nostradamus var doğru dürüst lafı edilen. Çok fazla bilmiyorum varsa da. En öne çıkanı Nostradamus.

 

Ancak gündelik olaylarda öngörülerim bayağı iyi diyebilirim. Fakat işin ilginç yanı, bilinçli olarak düşünerek yaptığım öngörülerin özetini, sembolik şekilde rüyamda görebilmem! Bu etkileyici oluyor. Asla olayın kendisini, ilgili kişiyi filan görmüyorum. Olay çok sembolik oluyor ve sembolleri çözdüğüm zaman analizini yaptığım olay ve kişi ile birebir örtüştüğünü görüyorum. Yani ne bileyim, yapmanın kolay göründüğü ama zorluklar çıkacağını öngördüğüm bir işi, rüyamda sırtımda taş taşımak olarak görebiliyorum. Gerçekten de işe girişince öngördüğüm zorluklar karşıma çıkıyor. Ya da ne bileyim, bir kişinin bana çok fazla yardımcı olmayacağını, kaçan bir otobüs olarak görüyorum. O kişinin yardımı olmaksızın işi başarmaya odaklanıyorum. Gerçekten de o kişi bana fazla yardım etmiyor, yarı yolda bırakıyor.

 

Bunları rastlantı olarak yorumlamak her zaman olasıdır. Ama ne demiş Petronius: "Rastlantının nedenleri vardır."   



Rastlantının nedenleri vardır ama bu nedenler o kadar girift ve karmaşıktır ki bir gözlem yapmak için rastlantıyı meydana getiren bütün unsurların aslında birer bileşke olup adına rastlantı dediğimiz hadisenin ortaya çıkışını temin etmesini analiz etmek çok zordur.

Mesela kaza yapacak bir belediye otobüsünü saniye fark ile kaçırmış bulundum ve sonra o otobüs şarampole yuvarlanıp bütün yolcuları mevta oldu. Oysa saniye farkla otobüse binseydim ben de aynı kaderi paylaşacaktım. Bu rastlantı çiçeğe su vermeyip ölmeye terketmek gibi basit değil ama yine de basit sayılır. Otobüsün trafik ışıklarına takılmasından tut da, trafiğin yoğunluğuna, benim evden çıkış saatimden tut da, yolda durağa giderken bir arkadaş ile sohbete dalmama kadar daha sayamayacağım onlarca sebeb-i hikmet benim kaderimi teşkil etti.

Yani rastlantının nedenleri vardır, ama analiz etmemiz çok güçtür. Bunu Tanrı'nın belirlediğini zannetmiyor, rastgele şartların oluşturduğunu düşünüyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

 

58 dakika önce, hemdemo yazdı:

Yani rastlantının nedenleri vardır, ama analiz etmemiz çok güçtür. Bunu Tanrı'nın belirlediğini zannetmiyor, rastgele şartların oluşturduğunu düşünüyorum

 

Tanrının belirlediğini iddia etmek kader olur zaten. Rastgelelik bizim bakış açımıza bağlı bir göreliliktir. Çok kpsamlı bir bakış, otobüsün kaza yapacağını görebilirdi ama modern determinizme göre öyle kapsamlı bir bakış, yani tanrı olanaksızdır. Klasik determinizm bunu "aklı evvel" adı altında kabul ediyordu. Modern determinizme kapıyı açan Laplace önce bu üst aklı tanrı olmaktan çıkarıp demon dedi ve var olduğunu değil ama olabileceğini, ama olmadığını  söyledi.

 

Modern determinizm ise olabileceğini de kabul etmeyip olanaksız olduğu üzerine kuruldu. Her şeyi bilen bir akıl olanaksızdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, democrossian said:

 

 

Tanrının belirlediğini iddia etmek kader olur zaten. Rastgelelik bizim bakış açımıza bağlı bir göreliliktir. Çok kpsamlı bir bakış, otobüsün kaza yapacağını görebilirdi ama modern determinizme göre öyle kapsamlı bir bakış, yani tanrı olanaksızdır. Klasik determinizm bunu "aklı evvel" adı altında kabul ediyordu. Modern determinizme kapıyı açan Laplace önce bu üst aklı tanrı olmaktan çıkarıp demon dedi ve var olduğunu değil ama olabileceğini, ama olmadığını  söyledi.

 

Modern determinizm ise olabileceğini de kabul etmeyip olanaksız olduğu üzerine kuruldu. Her şeyi bilen bir akıl olanaksızdır.

Eğer kainat şuuru evrim ile vücuda getirmeseydi, aslında her şey ama her şey kainatın mekanizmanın tamamen düzen içinde işleyişine göre meydana gelecek idi.
Kainatın mekanizması tabirinden kasıt, fizik kaideleridir: Yerçekimi mesela, yukarıdan serbest düşüşe bıraktığımız bir cisim yeryüzüne düşer. Bu kaide bir zorunluktur.

Nasıl yukarıdan bıraktığımız cisim düşmeye mahkumsa, evren düzeneğinin zamanı gelince bir şuur vücuda getireceği de o kadar aşikardır ve bu bir zorunluktur.
Evrende şuurun teşekkülü -fizik kaide ve şartlarının direkte etmesi ile- zorunluktu. 


Yani dikkat celbetmek istediğim nokta-i nazar şudur ki: İnsan çevreye ve ortama müdahele ediyor. İnsanın(yani şuurun) müdahalesi olmasaydı her şeyi formülize ederek geleceği kesin olarak tahmin etmek mümkün olacaktı.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 saat önce, democrossian yazdı:

 

 

Tanrının belirlediğini iddia etmek kader olur zaten. Rastgelelik bizim bakış açımıza bağlı bir göreliliktir. Çok kpsamlı bir bakış, otobüsün kaza yapacağını görebilirdi ama modern determinizme göre öyle kapsamlı bir bakış, yani tanrı olanaksızdır. Klasik determinizm bunu "aklı evvel" adı altında kabul ediyordu. Modern determinizme kapıyı açan Laplace önce bu üst aklı tanrı olmaktan çıkarıp demon dedi ve var olduğunu değil ama olabileceğini, ama olmadığını  söyledi.

 

Modern determinizm ise olabileceğini de kabul etmeyip olanaksız olduğu üzerine kuruldu. Her şeyi bilen bir akıl olanaksızdır.

Deistik tanrı olanaksızdır.

 

Herşeye müdahele eden tanrı ise olanaklıdır.Hassas ölçme ve hesaplamaya gerek yoktur.

 

Mesela uzaya gönderdiğimiz uydular zaman zaman motorlarını çalıştırıp kelebek etkisinden kaynaklanan sapmaları düzeltirler.:)

Link to post
Sitelerde Paylaş

13 bine yaklaşmış ileti sayısı var. Bulman zor olur. Biraz belleğin kuvvetli olsaydı hatırlardın. Ben üşenmem tekrarlarım ama havanda su döveceksem boşa kolumu yormam. Havanda işe yarar bir şeyler olmalı ki dövelim.

 

Bir ipucu: Tanrı kendi kendisini çürüten bir iddiadır. Tanrı iddia edildiği anda ben yokum, sadece kuru bir iddiayım diye kendisi söyler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 minutes ago, democrossian said:

13 bine yaklaşmış ileti sayısı var. Bulman zor olur. Biraz belleğin kuvvetli olsaydı hatırlardın. Ben üşenmem tekrarlarım ama havanda su döveceksem boşa kolumu yormam. Havanda işe yarar bir şeyler olmalı ki dövelim.

 

Bir ipucu: Tanrı kendi kendisini çürüten bir iddiadır. Tanrı iddia edildiği anda ben yokum, sadece kuru bir iddiayım diye kendisi söyler.

Her kavim kendi uydurduğu ''yaradan''a bir isim takmıştır. Türk kavminin yaradanı Tanrı'dır. Arapların Tanrısı ise Allah'tır
Allah'ın var olmadığını kesinlikle iddia edebiliriz. Bu iddianın ispatları yeterince mevcuttur. Ama tanımlayamadığımız bir ''yaradan'' var olabilir.


Kanıt yok ama spekülasyon yapabiliriz. Nereden biliyorsun ki ilk ilkel organismaları dünyaya birtakım gelişmiş uygarlıkların ekmediğini?. Belki onların zaman problemi yoktur. Bizim ömürlerimiz engin evrensel zaman ölçeğinde çok kısa bir dilim olabilir ama silikon koruganlarında muhafaza olunan hafıza çiplerinde milyon yılların onlar için sorun olmadığı tanımlayamadığımız mahlukların olmadığını nereden biliyorsun? 

Belki onlar bir evrimi smüle etmek için bizi dünyaya ektiler ve izlemekteler.

Bunlara ise pekala Tanrı diyebiliriz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 minute ago, democrossian said:

 

Yaratan tabii ki var. Ben şu anda bir ileti yaratıyorum. Bu ileti az önce yoktu, onu yaratıyorum.

İşin teknik kısmını bilmiyorum ama sen sadece server'ın hafızasını manipüle ettin; değiştirdin onu yani. 
Oysa ''yoktan'' yaratmadın. ex-nihilo değil bu. Yaradan'ın tanımından yoktan var etmesini anlıyorsak, insan aklı bunu anlayamaz, olanaksız demek de imkansızdır.
Başlangıçta bir şeyler vardı; sadece elinin kudretiyle sen şekil verdin.


Zaten benim bahsettiğim yaradan da bu tiptir. Manipüle eder; şekil verir; değiştirir.
 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...