Jump to content

Determinizm ve öngörü


Recommended Posts

Dışişleri bakanından vahim bir açıklama geldi. Ciddiye alınacaksa vahim. İdlib'i dinci teröristlerden temizlemek için harekete geçen Esad'a Türkiye'den başka karşı çıkan yokmuş!!!

 

Demek başka karşı çıkan yok! Neden acaba!? :D

 

İlginç! Çok ilginç! Eğer ciddi ciddi bir açıklamaysa bu ve ciddiye alınması gerekiyorsa... Ciddi olmadığının umulması gerekiyor bunun. Öylesi laf olsun torba dolsun türü bir açıklamaysa çok iyi olur. 

 

Bu tür açıklamaların sonucunun nerelere gideceğine çok iyi bakılmasını tavsiye ederim. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 88
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Suriye'yi yıllardır kana bulayan İslamcı teröristler sıkışa sıkışa İdlib'e tıkılıp kaldı. Rusya Esad'a tam destek vererek teröristleri bombalıyor. İç savaş çıkarmanın ve bir ülkeyi kan gölüne çevirmenin faturaları bir bir çıkıyor. Bu faturalar tüm sorumlulara çıkacaktır.

 

İşin ilginç yanlarından birisi YPG nin de Esad'ı desteklemesi! İdlib'e doluşan İslamcı teröristleri kimse istemiyor! Bunlara muhtemelen hiç acınmadan cinayetlerinin bedeli olarak hepsi öldürülecek. Bu da büyük bir göç dalgasını tetikleyecek. Bir sürü katil terörist nereye kaçar acaba?

 

Ürdün Dera'dan kaçmaya çalışan teröristleri ülkesine almamış ve Dera'ya Esad bayrağı dikmişti. Şimdi Türkiye İdlib sınırına asker yığınağı yapıyor. Ve Türkiye hâlâ Esad'ı tanımamakta direniyor!!! Bu işin gideceği yere çok iyi bakılırsa iyi olur. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On ‎23‎.‎8‎.‎2018 at 22:33, John Ahmet yazdı:

Robot savaşçılar yapmak  zaman, para ve enerji israfıdır.

 

Cepheden cenazeler ve yaralılar gelmesinden, savaş alanından ölüler ve yaralılar toplamaktan, yaralılara tıbbi destek sağlamaktan, hastaneler kurmaktan, sağlık çalışanı ordusu çalıştırmaktan, ülkenin her yerinde malül gaziler gezmesinden masraflı değil.

 

Robotların giderek üretim maliyetlerinin düşeceği öngörülüyor. Bunun yanısıra beklenen bir teknolojik devrim de uzun ömürlü, hafif, ucuz ve verimli pil bataryalarının geliştirilmesi. Bu çok önemli. Bu yapılırsa robot teknolojisinin önüne hiç bir şey geçemez. Şu an halen, büyük bir yük taşıyacak ve çevik robotlar için bataryalar yetersiz.

 

Ni-Cad pillere göre lion piller bayağı bir devrimsel gelişme oldu. Elektrikli otomobillerin önünü bu gelişme açtı. Robotlar için yeni bir devrimsel gelişme daha gerekiyor. Bu kez devrimi nano teknoloji malzemelerin yapacağı öngörülüyor. Lityum ayrıca çok yanıcı bir element olduğu için isabet alan robot patlayabilir. Tesla otomobillerde bu risk yüzünden eklediği ağırlığa karşın mecburen arabanın altı sert bir kabukla korunmak zorunda kalındı. Batarya işi halledilmeli.

 

Zaman hiç sorun değil. Asker yetiştirmek ve eğitmek çok daha fazla zaman alır. Üretim bantları 7/24 durmaksızın robot üretebilir.

 

Seri üretim bir kez başladı mı, robotlar karıncalar gibi yayılmaya başlar ve onları hiç kimse durduramaz. Önlerine çıkan tüm insanları öldürürler. Acımazlar, yorulmazlar, acıkmazlar, üzülmezler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

@Kafamdakisesler Michio Kaku çok değer verdiğim ve dikkate aldığım bir düşünür. Onun söylediği hiç bir sözü yabana atmam. Burada da son derece yerinde belirlemeler yapıyor.

 

Ancak oraya gelmeden yanıtlamamız gereken bir soru var: Evrende yalnız olup olmadığımız gibi çok çok önemli bir soruya henüz yanıt bulamadık! Bu neden önemli? Yalnız olsak ne olur olmasak ne olur? Şundan önemli: Hayatın çok ender bir rastlantısal mucize sonucu mu ortaya çıktığını, yoksa yaygın ve olağan bir olgu mu olduğunu anlamamız gerekiyor. Bu ikisi arasında fark edecek çok şey var.

 

Eğer ender bir olgu ise çok çok çok dikkatli olmalı, bu şansı heba etmemeliyiz. Ha, başka varsa boşver dikkatli olmayı, salla gitsin nasıl olsa bizim gibi çok var mı, değil ama iki durum arasında korkunç fark var.

 

Michio Kaku elbette çok doğru söylüyor ama benim korkum hayatın çok ender bir rastlantısal mucize sonucu ortaya çıktığını anlamamız! Bu gerçekten korkunç ve ürpertici olur. Bırakalım Samanyolu galaksisinde tek olmayı, komşu galaksi Andromeda'da bile hiç kimse yoksa, bu çok ama çok korkunç bir şey olur. İnsanlık bunu kaldıracak yapıda değil. Bu korkunç gerçeği kabullenmek olanaksız gelir insanlara. Evrendeki korkunç yalnızlık duygusunu gidermek için herkes tanrı inancına sarılabilir! Bundan daha da korkunç olanı, o tek sarılınan dost tanrının da olmayışı! Tanrı olsa neyse ama yok!

 

Umarım Michio Kaku haklıdır. Bunu gönülden diliyorum, aksi çok korkunç olur. Eğer evrende yalnızsak bittik demektir. Hoş, yalnız değilsek de bittik demektir de olabilir. Çünkü gelişmiş, hiç bir karşı atak yapamadığımız düzeyde bir uygarlık gelip bizi ezip geçebilir. O zaman da keşke evrende yalnız olsaymışız diyebiliriz.

 

Gerçeği anlamak için yıldızlara filan gitmeye gerek olmayabilir. Mars kesmez pek ama Jüpiter ve Satürn aylarından birince mikroskobik de olsa yaşam bulunması, yaşamın yaygın ve olağan bir olgu olmadığını kanıtlayacaktır. Mars neden kesmez, çok yakın. Çok yakın derken astronomik ölçü bazında çok yakın. Yaşam bulaşması olasılığı var.

 

Ama bir Satürn ayında mikroskobik yaşam bulunursa bu çok önemli bir bulgudur. Ne gibi önemli, evrimi çok iyi açıklayabildiğimiz halde ilk hücrenin nasıl oluştuğunu açıklamak zor oluyor ya, onun gibi. Mikroskopik yaşam oluştuysa başka bir çok gezegende evrim gerisini halletmiştir diye düşünürüz. Yani gerisi kolay! Kritik nokta, ilk hücre!  

 

Neyse ben kendi çözümümü söyleyeyim: Benim tahminim de Michio Kaku'nunki gibi evrende yalnız olmadığımız yönünde. Aksine de olasılık veriyorum ama bu kadar büyük bir evrende yalnız olmak hiç hoş bir duygu değil. Sanırsam anket yapılsa %99 un üzerinde yalnız olmadığımız inancı çıkar. (Aynı Türkiye'nin %99 u müslim gibi :D ) 

 

Benim çözümüm ise bu uygarlıkların birbirine ulaşamayacak mesafede oldukları şeklinde. Samanyolu'muzun öbür köşesinde bir uygarlık daha var farzedelim. Bununla iletişim kurmak olanaksız gibi bir şey. Komşu galaksi Andromeda'da ise bir galaktik imparatorluk bile olsa onunla bile iletişim zor olabilir. Çünkü mesafeler çok korkunç... Bu mesafelerin ne kadar korkunç olduğunu insan aklı kavrayamaz. Ben kafamda canlandırabildiğim kadarıyla mesafelerin akıl almaz ölçüde korkunç olduğunu görebiliyorum.

 

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

 Michio kaku'nun söyledikleri umut verici sebebi ise akla ve mantığa uygun olması yani inancın ötesinde hayal gücünden ve fikirlerden yola çıkılarak söylenmiş şeyler. o sebepten benim fikrim de şudur : insan olmayan birşeyi hayal edemez ,ateş olmayan yerden duman çıkmaz ve  bir çok farklı konuyla ilgili atasözünün'de kendisiyle ilintili olan konuyla örtüştüğün şahit olmuşuzdur.şimdi birçok inançlı kişi  şunuda diyebilir tabiki e ozaman tanrı var ,ama sen tanrıyı  fikirden ve hayal gücünden yola çıkarak keşfetmedin ona menfaatin için inandın. ilk insanlar ateşede tanrı diye tapmıştır çünkü ateşten menfaatleri vardı.bir olasılığın olma ihtimalini hayal edebilme kabiliyeti ile kendi menfaatine hizmet edene anlam (vasıf) yüklemek arasında ayrımı da yapmak  bu sebepten dolayı zor olmasa gerek..  bugün içinde yaşadığımız gerçekler ile hayal ettiğimiz şeyler arasında uçurum olsada   içinde bulunduğumuz gerçeklerin  bir başkasının hayal gücünden çıkmış gerçekler olduğunu unutmamalıyız.michio kaku'da tip 1'e geçişimize engel olan şeyler ile onu destekleyenler arasındaki farkı göstererek bunu açıklamış zaten.

tarihinde Kafamdakisesler tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Yani, bilimin ölçülebilir somut bir kanıt bulamadığı durumlarda felsefe olası mantıksal çözümleri listeler. Bazen bu mantıksal çözümlemeler tek bir olasılığı işaret edebilir. Mantık başka yol bulamayabilir. Fakat bazen de çeşitli çözüm olasılıkları listelenir. Hangisinin baskın olduğu ise belirsz olabilir. Burada da bu kadar büyük bir evrende tek bir yaşam barındıran gezegen olması evet çok olanaksız gibi görünüyor ama ya yaşam son derece ender bir rastlantısal mucizeyle var olduysa? Bu o kadar ender bir şans ise ki tekrarı olanaksızsa? Bunu bilemiyoruz. Bu sorunun tek çözümü var; dünya dışı yaşamı keşfetmek!

 

Diğer gezegenlere araç gönderilmesinin ana nedeni bu sorunu çözmek. Fakat ben madencilik amacının asıl olduğunu düşünüyorum o ayrı. Yani bundan parasal bir çıkar da mutlaka sağlanacak. Diyelim Mars'ta hiç yaşam izi yok ama Mars madenleri işletilecek. Hatta bence Mars'a insan da yerleşmeyecek, robotlar çalışacak madenlerde ve her türlü vahşi madencilik teknikleri uygulanacak, çünkü yaşamları mahvedilen hiç bir canlı olmayacak! 

 

Geleceğin robotlara teslim olduğunu öngörmek hiç zor değil de, tartışılan, robotlar hep insanın hizmetinde kalacaklar mı, yoksa yönetimi ele geçirecekler mi... İnsanlık tarihinin son darbesi robotların yönetimi ele geçirmesi mi olacak...  

Link to post
Sitelerde Paylaş
On ‎10‎.‎9‎.‎2018 at 04:26, democrossian yazdı:

İdlib sınırına asker yığınağı

 

Esad İdlib işini bitirmek için doğal olarak acele ediyor olsa da Rusya o kadar acele etmiyor. Şu an İdlib'e doluşmuş katil dincilerin silahsızlandırılması için bir süreç çalışıyor. Çünkü bunların ağır silahları var. Bunları yok ederken zayiat verilecek şu durumda. Köşeye sıkışmış kedi gibi kendilerini savunacaklar. Başa gidecek yerleri kalmadı, eğer Türkiye bunları da içeri almazsa tabii!

 

Bir de kendilerini savunma refleksi içine girdiler ve çok gerginler doğal olarak. İşledikleri cinayetlerin faturasının çıkma vakti tabii. Gerginliğin azaltılması ve bu sırada ağır silahlarını bir süre daha yaşama karşılığı teslim etmeye zorlanmaları Rusya tarafından olumlu bulunuyor. Fakat bu katillerin işledikleri cinayetlerin hesabını vermeden geldikleri deliklere dağılmalarını Esad istemiyor. İşit katillerine acınmadı. Bu katillerin sadece eş ve çocuklarına geldikleri yere dönme izni verildi. Bu iğrenç katiller genellikle öldürüldü.

 

İdlib operasyonu bir süre için askıda... Bu Türkiye'nin diplomatik başarısı olarak lanse ediliyor ama bu doğru değil. Bu, Rusya'nın sorunu ani ve sert çözmeyi tercih etmemesi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İdlib operasyonunu erteleyen Astana mutabakatının ayrıntıları belli oldu. Türkiye'nin bu erteleme karşılığında iki önemli taahhütte bulunduğu ortaya çıktı: Birincisi başta htş olmak üzere teröristlerin savunma amaçlı şehrin dışına yerleştirdikleri şehri tahkim eden ağır silahların toplanmasını sağlaması. Bu silahlara karşı şehre girmek çok fazla çatışmaya neden olacak, bütün buraların bombalanıp taş üzerinde taş bırakılmaması gerekir. Dünyanın tepkisini çeken çok ağır bir harekat olur.

 

İkinci taahhüt harap olan şehrin dış bağlantı yollarını yeniden yapmak. Bu taahhüt de Esad tarafından memnunlukla karşılanmış. Bu masraflı işi Türkiye'nin üslenmesi olumlu. Rusya ve Esad'ın rahat ve memnun oldukları söyleniyor. Yalnız Suriye ordusu yanlışlıkla Rus uçağını nasıl düşürüyor anlamadım. Bu büyük bir iletişimsizlik.  

 

Öngörüye gelirsek... Ertelense de İdlip katil teröristlerden mutlaka sonunda temizlenecek. Bunun olması kaçınılmaz. Fakat bunun büyük bir bombardıman ve ardından sert bir girişle katliam şeklinde olmasını kimse istemedi. Erteleme mutabakatına bu nedenle varıldı. Ama bu katiller cinayetlerinin hesabını mutlaka verecekler.

 

Rusya Doğu Akdeniz'e yerleşti. Suriye satrancında taraf olmak İran ve Türkiye'ye artı getirmeyecek. Astana mutabakatı ile hiç bir diplomatik zafer kazanılmadı. Bataklıkta daha fazla oyalanma taahhütü verildi sadece. Risk ertelendi ama arttı.

 

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Putin Türkiye böyle bir anlaşma yaptı diye zil takıp oynasa yeridir. Ağır silahları Türkiye'ye kaldırttıracak, yolları Türkiye'ye yaptırtacak! "Biz vermeyiz silahlarımızı" diyen teröristlerle Türk askeri uğraşacak, bir de yol yapacak. Teröristlerle iyice içli dışlı olacak. Buraya nerede katil varsa doluştu, son sığınakları burası! Kaça kaça buraya doluştular. Bu ur buradan nasıl olsa kesilip atılacak. Bunu erteleyin demek Türkiye'ye hiç bir yarar sağlamaz, zarardan başka bir şey getirmez. Suriye'nin toprak bütünlüğünün sağlanmasının ve teröristlerden temizlenmesinin ertelenmesi Türkiye'nin zararına. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Doğrusu İdlib konusu ne olacak merak uyandırıyor. Dinci teröristlerin ağır silahlarının teslim alınıp silahsız tampon bölge oluşturması TSK açısından zor bir görev. Bu vaat ile Rusya'nın saldırıları ertelendi ama kazın ayağı öyle değil.

 

İdlib'in %65 inde denetimi elinde tutan HTŞ örgütünün liderlerinden fetvalar yağmaya başladı. Silah namustur'dan silahlarınızı teslim etmemek için savaşın'a kadar fetvalar. Silah teslim etmek allah yolunda savaşmayı bırakmak ve kafir olmaktır'a kadar gidiyor.

 

Bakalım neler olacak... 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Lafı öngörüye getirirsek Suriye olayı hâlen riskli durumlara doğru gidişini sürdüyor. Öngörülerimizin merkezinde yer alan BOP, adımlarını atmaya devam ediyor. Yani hep bu çerçevedeki gelişmeler dikkatimizi çekiyor.

 

Astana mutabakatı ile Türkiye'nin diplomatik bir zafer kazandığı iddiaları doğru değil. BOP sürecinde aksama yok. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 3 weeks later...

Soçi mutabakatının (daha önce karıştırıp Astana demişim, o önceydi) sonuçları belli oldu. Yani İdlib konusundaki mutabakat. 

 

Hiç şaşırılmayacak bir tarzda oyalama ve aldatmaca denemeleri... Sonucun bu olduğu apaçık ortaya çıktı. Türkiye muhalifler güvenlik şeridinden silahlarını çekmezlerse güç kullanacağı taahhüdünü vermişti. Oyalama için bazı gruplar silahlarını çekti ama hepsi değil. Kesin sonuç: Oyalama ve göz boyama yapılıyor.

 

Rusya tabii uzayda uyduları da olan bir ülke ve durumu gözlüyor. Bakalım şimdi ne tepki verecek, sıra onda. Hatta bazı örgütler çekilmek bir yana, Suriye ordusuna füze fırlatmakla meşguller. Esad'ın Rusya'ya muhtaç kalması acı. Bu adam İngiltere'den hiç ülkesine gitmemeli ve bu belaya bulaşmamalıydı, ne halleri varsa görsünler demeliydi ama yapmadı. Ateşten gömleği giymeyi tercih etti. Saygı duyulacak bir karar. Zor verilecek bir karar. Adam tıp doktoru ve kariyerini bırakıp döndü.

 

Esma Esad'a büyük paralar teklif edildi Beşşar'ı bırak İngiltere'ye dön diye ama kadın hepsini reddetti. Asil kadınmış. Bu çift gözüme dünyada kalan saygı duyulacak son çift gibi görünüyor artık. Kaddafi'nin sonunu göre göre bu cesareti ayakta alkışlıyorum. Bu kadar kahraman olacak dünyada başka kimse göremiyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 month later...
On ‎24‎.‎09‎.‎2018 at 22:19, democrossian yazdı:

Suriye olayı hâlen riskli durumlara doğru gidişini sürdüyor.

 

Gelişmeler bunu doğruladı. İdlib çevresindeki bölgeyi silahtan arındırma sözü veren Türkiye'ye rağmen HTŞ terör örgütü Halep'e klor gazı yüklü toplarla ateş açtı. Türkiye ağır silahları bölgeden boşaltacağı taahhüdü vermişti. Rusya taahhüdün yerine getirildiği konusunda "kaygılı olduğunu" açıkladıktan sonra HTŞ yi bombaladı. Suriye ordusu da hareketlendi.

 

Not: "Kaygılı olmak" diplomatik dildir ve tercümesi "yalan söylüyorsunuz" dur! 

 

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İdlib Gazze'den sonra ikinci dünyanın en kalabalık açık hava hapishanesi haline geldi. Bölgeye sıkışan teröristler zorbalık ve haydutluğu artırdılar. İnsan hakları aktivistlerini, gönüllü çalışan doktorları bile kaçırıp öldürmeye, işkence etmeye başladılar. 

 

TSK nın bu haydutlukları önlemede etkisiz kaldığı söyleniyor. Bunca haydut katil bakalım ne yapılacak merak konusu. Hepsi İdlib'e toplaştı. Türkiye de aman bunlara saldırmayın buncağızları öldürmeyin diye yalvarıyor. Niyeyse? Bakalım ne olacak.

 

İşitçi katillere acınmadı, dünya bu konuda uzlaştı. İkiz kuleler saldırısından sonra El Kaide teröristlerine bile bu kadar acımasız davranılmamıştı. Onları hiç olmazsa sorgulayıp bir kısmını öldürdüler kalanını esir kampına (Guantanamo)kapattılar. İşitçileri ise direk öldürdüler yani, hiç acınmadı.

 

Fakat diğer teröristlere ne yapılacağı henüz belirsiz. Madem başlığımız öngörü, öngörümü söylemem gerek. Bunların böyle Gazze şeridi örneği gibi burada kalmaları yaşamaları olasılığı var mı, sanmıyorum. Bu kangren er geç kesilip atılacaktır. Çünkü işin içinde Rusya var. Rusya çok etkisiz kalırsa bilmem. Ama son kararım bu kangren kesilip atılacak. Öldürülen öldürülecek kaçanlar kaçacak. Türkiye bu katilleri boşuna korumaya çalışıyor. Tahminim ve görüşüm bu.

 

Kötü olan olasılık bunları Türkiye'ye doğru sürmeleri. Bir sürü katil haydut içeri dolar. Aslında düşündüm de madem Türkiye bunları koruyor, burada Türkiye'ye ara ara sızarak sorun yaratsınlar diye ellemeye de bilirler. Durum karışık. Öngörü zor.

 

Her halükarda teröristlere kol kanat germek çok tehlikeli. Bunlar katil!

 

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Son vardığım sonuç; Soçi mutabakatı ile Rusya'nın "tamam peki ellemeyelim öldürmeyelim bu katilleri" demesini çok kuşkuyla karşılıyorum. Rusya'nın hesabı ne olabilir diye düşünüyorum. Zaman kazanmak mı, Türkiye'yi belaya yavaş yavaş batırmak mı, al madem terörist sevicisin bu katilleri sen besle mi, hepsi mi... Sonuçta Rusya uzakta. ABD de uzakta. Bela ile burun buruna olan Türkiye. En dikkatli olması gereken de Türkiye ama onun da ne yapmaya çalıştığı belli değil. Bu teröristleri niye öldürmeyin diye yalvarıyor anlaşılır değil. Hayır bunlar katil yani, bunlarda ne çıkarın var?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdi de yeni haber! Türkiye Rusya'ya görüşme talebinde bulunup teröristlerden ağır silahları toplamak üzere ek süre içeren yeni bir anlaşma istemiş! :D

 

Hayır gülüyorum ama keyfimden değil!

 

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Önce fiilin anlamını inceleyelim; 

to determine: belirlemek. 

 

Determinizm ise belirlemek fiilinden türemiş ad soylu bir kelimedir ve belirlenimcilik veya belirlemecilik anlamındadır.

 

Klasik mekaniğe(klasik fiziğe) göre doğanın işleyişi önceden tahmin edilebilir(belirlenebilir) 

 

Örneğin bir taşı havadan serbest düşüşe bıraktığım takdirde onun yere düşeceğini kesinkes kestirebiliriz. 

 

Veya bir meteorolog ertesi günün hava durumunu hassas ölçüm aletlerine dayanarak bilebilir.

 

Burada sorun "insan iradesinin" devreye girmesidir. Normal işleyiş ve gidişatta doğada vuku bulmayacak bir hadise insan eliyle var edilebilir. 

 

Yani mesela, dünya iklimi belli bir seyirde devam ediyor ya, insanoğlu atmosfere sera gazları salarak iklimin doğal seyrini değişikliğe maruz bırakıyor.

 

Yoksa bana kalırsa, -eğer dünyada canlılık vücuda gelmeseydi- atıyorum 1000 yıl sonra hangi bölgede hangi saman çöpünün rüzgarda savrulacağını "Tanrı" biliyor olurdu. Burada Tanrı'dan kasıt, çok gelişmiş hesaplama tekniklerine sahip ve tüm değişkenleri bilen güçtür...

 

Olay bu...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...