Jump to content

Varlık ve Madde Sonsuz mudur ?


Recommended Posts

Materyalizm felsefesi bu konuda haklı midir  ? Elimizde big bang  olmasina rağmen varlık kavramı sonsuz olabilir mi?   

 

Buna  verilecek klasik sözler entropi olduğu dolayısıyla  materyalizmin yanlış olduğudur.  

 

Burada tartışalım  :  

 

Varlık sonsuz mudur  ?

@democrossian

 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 82
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Uzay/zaman/madde/enerji sonsuzdur. Big bang bu sonsuzlukta başlangıçlardan sadece biridir. Evrenimiz yegane, tek, biricik evren değildir. Evrenimizde önce de evrenler vardı, sonra da olacaktır. Zaman başlamadı, sona ermez. Uzayın bittiği bir sınır olamayacağı için yoktur.

 

Uzay/zaman/madde/enerji bir dokudur. Bir big-bang oluşmadan ortaya somut bir şey çıkmaz. Bir big bang ile doğan bir evren olmadıkça bu doku kendini ortaya koymaz. Görünürde boş uzaydır, hiç bir şey yok gibidir. Big bang oluşunca harekete geçer.  

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, democrossian yazdı:

Uzay/zaman/madde/enerji sonsuzdur. Big bang bu sonsuzlukta başlangıçlardan sadece biridir. Evrenimiz yegane, tek, biricik evren değildir. Evrenimizde önce de evrenler vardı, sonra da olacaktır. Zaman başlamadı, sona ermez. Uzayın bittiği bir sınır olamayacağı için yoktur.

 

Uzay/zaman/madde/enerji bir dokudur. Bir big-bang oluşmadan ortaya somut bir şey çıkmaz. Bir big bang ile doğan bir evren olmadıkça bu doku kendini ortaya koymaz. Görünürde boş uzaydır, hiç bir şey yok gibidir. Big bang oluşunca harekete geçer.  

Deney ve gözlem ile doğrulanamayan yanlışlanamayan şeyler anlamsızdır.

 

Bu yaptığına iman denir bilim denmez.:)

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 dakika önce, GREENHOUSE yazdı:

Deney ve gözlem ile doğrulanamayan yanlışlanamayan şeyler anlamsızdır.

 

Bu yaptığına iman denir bilim denmez.:)

 

Uzay/zaman/madde/enerjinin doku olduğu bilinen bir gerçek. Big bang in sonsuzluk sarmalının içindeki bir olay olması  bir varsayımdır. Ancak mantıklı.  Tabi  tanrıyı işin içine kattık mı tüm bilim alt-üst oluyor. Elimizdeki en iyi seçenekler materyalist varsayımlardır.  

 

Daha iyi bir varsayımın varsa söyle bilgilenelim. Eğer o varsayım tanrı ise sus.  Daha fazla bilime hakaret etme.

tarihinde Charles dawkins tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, Charles dawkins yazdı:

Materyalizm felsefesi bu konuda haklı midir  ? Elimizde big bang  olmasina rağmen varlık kavramı sonsuz olabilir mi?   

 

Buna  verilecek klasik sözler entropi olduğu dolayısıyla  materyalizmin yanlış olduğudur.  

 

Burada tartışalım  :  

 

Varlık sonsuz mudur  ?

@democrossian

 

 

 

 

 

materyalizm madde için hangi tanımı kullanıyor?

  1. Kütlesi ve hacmi olan herşey maddedir.(en eski tanım bu.okul kitaplarında hala bu tanım kullanılır)
  2. İnsan zihninden bağımsız olan herşey maddedir.( bu tanımı lenin gibi diyalektik materyalistler kullanıyor.)
  3. Gözlemlenebilir ölçülebilir olan   herşey maddedir.( bu tanımda deneycilerin pozitivistlerin tanımı)

 

Gerçi bazı pozitivistler maddeyi 1. tanım olarak kullandıkları için 3. tanımı  nesne,varlık,şey  yerine kullanıyorlar.:)

 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 dakika önce, Charles dawkins yazdı:

Uzay/zaman/madde/enerjinin doku olduğu bilinen bir gerçek. Big bang in sonsuzluk sarmalının içindeki bir olay olması  bir varsayımdır. Ancak mantıklı.  Tabi  tanrıyı işin içine kattık mı tüm bilim alt-üst oluyor. Elimizdeki en iyi seçenekler materyalist varsayımlardır.  

 

Daha iyi bir varsayımın varsa söyle bilgilenelim. Eğer o varsayım tanrı ise sus.  Daha fazla bilime hakaret etme.

Bak deney ve gözlem ile doğrulanamaya yanlışlanmayan şeyler için ne demişler.:)

 

materyalizm mantıksal pozitivizme göre metafiziktir.

 

 

https://tr.wikipedia.org/wiki/Mantıksal_pozitivizm

 

Mantıksal pozitivizm, Viyana Çevresi olarak adlandılan filozofların felsefi düşünüş sistemlerini adlandırır. Başlıca temsilcileri Moritz Schlick, Rudolph Carnap ve Otto Neurath olan bu çevre, yeni pozitivistler ya da mantıkçı empiristler olarak da adlandırılır. Bu çevrenin oluşumunda önemli etkisi olan isim Ernst Mach'tır, ki Mach'ın Viyana'da belirli dönemlerde mantık, fizik ve felsefe profesörlüğü yaptığı bilinmektedir. Mantıksal pozitivizmin çok farklı konumlardaki ve disiplinlerdeki filozofları bir araya getiren bir zemin olduğunu söyleyebiliriz. Söz konusu akımın içinde sayılan ya da sayılmış olan belli başlı filozoflar şöyledir; Ernest Nagel, Hans Hahn, Kurt Gödel, Felix Kaufmann, Philiph Frank, Bertrand Russell, Whitehead, A.J.Ayer, Wittgenstein.

Felsefi konum[değiştir | kaynağı değiştir]

100px-Ernstmach.jpg
 
Mantıksal pozitivizme fikir babalığı yapmış olan Ernst Mach

Mantıksal pozitivizm, 19. yüzyıl sonlarında belirginleşen pozitivizmin yeniden değerlendirilerek devam ettirilmesidir. Sonradan etkisi kaybolmakla birlikte 20. yüzyıl felsefesinde çok etkili olmuş, bilim ve felsefe eksenli tartışmalarda belirleyici bir konum elde etmiştir. Pozitivizm, bilindiği gibi deneyci (Ampirist) bilgi anlayışını temel alan, deney ve gözleme dayalı olgulardan hareketle bilginin kaynağını ve geçerliliğini kabul eden bir yaklaşım biçimidir. Bilginin kaynağı duyu verileri olmakla kalmaz, aynı zamanda bu duyu verilerinden kalkarak tümevarımsal bir yöntemle ulaşılan genellemelerle de yasa'lar oluşur ve bu yasalar pozitivist düşüncede, belirli bir olay ve olgunun açıklanabilmesi için gerekli olan yasalardır. Bilgi dış-dünya kaynaklıdır ve bu anlamda dış-gerçekliğe tabidir; buna göre bilgi ile gerçeklik arasında bir tekabüliyet ilişkisi vardır. Mantıksal pozitivizme gelindiğinde dil ve mantık alanlarının öne çıktığı görülür. Mantıksal pozitivizm bu anlamda pozitivizmin bilim/bilimsellik iddialı felsefi statüsünü devam ettirir; felsefenin deney dışı kalan niteliğini yadsıyarak, metafizik ilan ederek kendilerine göre felsefeyi doğru bir temel oturtma iddiasındadırlar. Bilim ve felsefe ikiye ayrı bölüm olarak ele alınır ve felsefenin görevi dil olarak belirlenir. Buna göre felsefe dil çözümlemeleriyle sınırlı kalmalı, onlara dayanarak olguları dile getirdiğimiz önermeler üzerine ve bu önermelerin dilsel bağlamları üzerine açıklama yapmakla görevlidir. Bu görüş özellikle Wittgenstein mantıksal pozitivist sayıldığı yaklaşımda belirgin olarak görülür. Mantıksal pozitivizm, bunlardan hareketle, ikili bir görevi yerine getirmeyi üstlenir; birincisi, dünyanın bilimsel kavranışında metafizik ögelerin ve teolojik unsurların kuramsal olarak arındırılması ve ikincisi felsefeye bilimsel bir nitelik kazandırılması.

Felsefi tezleri[değiştir | kaynağı değiştir]

Mantıksal pozitivizmin temel felsefi sorununu ya da konumunu anlam ve anlamsızlık meselesi bağlamında ileri sürmek mümkündür. Buna göre anlamlı önermeler doğrulanabilirlikleriyle belirlenen önermelerdir. Doğrulama denilen kavram bu filozoflar için temel önemdedir, çünkü bir dilsel ifadenin doğru olup olmadığı ve buna bağlı olarak anlamlı olup olmadığının belirlenmesi bu doğrulama işlemiyle belirlenmektedir. Bir anlamda bu düşünce akımının öncüsü sayılan Schlick, bir önermenin anlamının onun doğrulama yöntemi olduğunu belirtir. Doğrulamada öncelikli olan ise duyusal veriler, yani deney ve gözlemle elde edilen verilerdir. Böylece mantıkçı pozitivistlere göre, doğrulanabilir olmayan her şey anlamsızdır, yani metafiziktir. Anlamsız önermeler iki türlüdür; birinciler cümle yapısı itibarıyla düzgün olmalarına rağmen anlamsız olanlardır (mutlak, hiçlik, koşulsuz olan, gerçekte olan gibi kullanıldığı cümlelerin yapısı doğru fakat anlamca doğrulanabilir olmayan önermeler). İkinci türdekiler ise cümle kuruluşları itibarıyla anlamsız olanlardır (elmalar hayvandır gibi tümceler). Metafizik olarak belirtilen ve yadsınan önermeler asıl olarak birinci tür önermelerdir. Bunlar sözde-sorunlardır, çünkü anlamsızdırlar, deney ve gözlem alanının dışında kalırlar. Mantıksal pozitivizm, sentetik önermeleri ve mantıksal önermeleri kabul eder, ancak felsefenin görevini metafizik önermeleri cözümlemek olarak belirtir. Felsefeden metafizik arındırmalı ve dünyanın bilimsel kavranışı ortaya konulmalıdır. Mantıksal pozitivizmin felsefi tezleri bu iki temel yaklaşım üzerinden geliştirilmektedir. Dünyanın bilimsel kavranışı yaklaşımınında ikili niteliği vardır; yukarda söylenenlere bağlı olarak bunlar, ilkin bilginin temelinde gözlem ve deneye dayalı olguların bulunması ve ikinci olarak da kesin bir mantıksal çözümlemeile meydana gelmesidir. Bilimsel etkinlik, bu noktada, deneysel verileri mantıksal analiz yoluyla çözümlemek ve ortaya koymaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Karl marx termodinamiğin ikinci yasasına absürt demiş.Diyalektik materyalizm absürt diyemiyor.:0_80cbc_37a71a73_L:

Second law
Engels, supposedly, first became aware of Rudolf Clausius’ formulation of entropy, or of at least William Thomson’s 1862 heat death version of the second law, in 1869 as stated in a March 21st letter to Karl Marx: [8]

 

“In Germany the conversion of the natural forces, for instance, heat into mechanical energy, etc., has given rise to a very absurd theory—that the world is becoming steadily colder … and that, in the end, a moment will come when all life will be impossible. I am simply waiting for the moment when the clerics seize upon this theory.”
http://www.eoht.info/page/Friedrich+Engels

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 hours ago, Charles dawkins said:

Materyalizm felsefesi bu konuda haklı midir  ? Elimizde big bang  olmasina rağmen varlık kavramı sonsuz olabilir mi?   

Buna  verilecek klasik sözler entropi olduğu dolayısıyla  materyalizmin yanlış olduğudur.  

Burada tartışalım  :  

Varlık sonsuz mudur  ?

@democrossian

 

 

https://www.ateistforum.org/index.php?/topic/66259-ateistler-size-göre-enerji-ve-bilginin-kökeni-nedir/&do=findComment&comment=1396771

 

Bu konu şurada tartışılmıştı bir nevi. Kesip atmak için vermiyorum linki, burada da tartışılsın/tartışalım. Lakin, entropi ile kast ettiğin kısım devirli/döngüsel evren modellerindeki entropi zehirlenmesi hususuna gönderme yapıyor gibi bir nevi. Yanılmıyorsam tabi. O yüzden bakılabilir.

 

Varlığın sonsuz olması önünde ise mantıksal hiçbir engel yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, GREENHOUSE yazdı:

Bak deney ve gözlem ile doğrulanamaya yanlışlanmayan şeyler için ne demişler.:)

 

materyalizm mantıksal pozitivizme göre metafiziktir.

 

 

https://tr.wikipedia.org/wiki/Mantıksal_pozitivizm

 

Mantıksal pozitivizm, Viyana Çevresi olarak adlandılan filozofların felsefi düşünüş sistemlerini adlandırır. Başlıca temsilcileri Moritz Schlick, Rudolph Carnap ve Otto Neurath olan bu çevre, yeni pozitivistler ya da mantıkçı empiristler olarak da adlandırılır. Bu çevrenin oluşumunda önemli etkisi olan isim Ernst Mach'tır, ki Mach'ın Viyana'da belirli dönemlerde mantık, fizik ve felsefe profesörlüğü yaptığı bilinmektedir. Mantıksal pozitivizmin çok farklı konumlardaki ve disiplinlerdeki filozofları bir araya getiren bir zemin olduğunu söyleyebiliriz. Söz konusu akımın içinde sayılan ya da sayılmış olan belli başlı filozoflar şöyledir; Ernest Nagel, Hans Hahn, Kurt Gödel, Felix Kaufmann, Philiph Frank, Bertrand Russell, Whitehead, A.J.Ayer, Wittgenstein.

Felsefi konum[değiştir | kaynağı değiştir]

100px-Ernstmach.jpg
 
Mantıksal pozitivizme fikir babalığı yapmış olan Ernst Mach

Mantıksal pozitivizm, 19. yüzyıl sonlarında belirginleşen pozitivizmin yeniden değerlendirilerek devam ettirilmesidir. Sonradan etkisi kaybolmakla birlikte 20. yüzyıl felsefesinde çok etkili olmuş, bilim ve felsefe eksenli tartışmalarda belirleyici bir konum elde etmiştir. Pozitivizm, bilindiği gibi deneyci (Ampirist) bilgi anlayışını temel alan, deney ve gözleme dayalı olgulardan hareketle bilginin kaynağını ve geçerliliğini kabul eden bir yaklaşım biçimidir. Bilginin kaynağı duyu verileri olmakla kalmaz, aynı zamanda bu duyu verilerinden kalkarak tümevarımsal bir yöntemle ulaşılan genellemelerle de yasa'lar oluşur ve bu yasalar pozitivist düşüncede, belirli bir olay ve olgunun açıklanabilmesi için gerekli olan yasalardır. Bilgi dış-dünya kaynaklıdır ve bu anlamda dış-gerçekliğe tabidir; buna göre bilgi ile gerçeklik arasında bir tekabüliyet ilişkisi vardır. Mantıksal pozitivizme gelindiğinde dil ve mantık alanlarının öne çıktığı görülür. Mantıksal pozitivizm bu anlamda pozitivizmin bilim/bilimsellik iddialı felsefi statüsünü devam ettirir; felsefenin deney dışı kalan niteliğini yadsıyarak, metafizik ilan ederek kendilerine göre felsefeyi doğru bir temel oturtma iddiasındadırlar. Bilim ve felsefe ikiye ayrı bölüm olarak ele alınır ve felsefenin görevi dil olarak belirlenir. Buna göre felsefe dil çözümlemeleriyle sınırlı kalmalı, onlara dayanarak olguları dile getirdiğimiz önermeler üzerine ve bu önermelerin dilsel bağlamları üzerine açıklama yapmakla görevlidir. Bu görüş özellikle Wittgenstein mantıksal pozitivist sayıldığı yaklaşımda belirgin olarak görülür. Mantıksal pozitivizm, bunlardan hareketle, ikili bir görevi yerine getirmeyi üstlenir; birincisi, dünyanın bilimsel kavranışında metafizik ögelerin ve teolojik unsurların kuramsal olarak arındırılması ve ikincisi felsefeye bilimsel bir nitelik kazandırılması.

Felsefi tezleri[değiştir | kaynağı değiştir]

Mantıksal pozitivizmin temel felsefi sorununu ya da konumunu anlam ve anlamsızlık meselesi bağlamında ileri sürmek mümkündür. Buna göre anlamlı önermeler doğrulanabilirlikleriyle belirlenen önermelerdir. Doğrulama denilen kavram bu filozoflar için temel önemdedir, çünkü bir dilsel ifadenin doğru olup olmadığı ve buna bağlı olarak anlamlı olup olmadığının belirlenmesi bu doğrulama işlemiyle belirlenmektedir. Bir anlamda bu düşünce akımının öncüsü sayılan Schlick, bir önermenin anlamının onun doğrulama yöntemi olduğunu belirtir. Doğrulamada öncelikli olan ise duyusal veriler, yani deney ve gözlemle elde edilen verilerdir. Böylece mantıkçı pozitivistlere göre, doğrulanabilir olmayan her şey anlamsızdır, yani metafiziktir. Anlamsız önermeler iki türlüdür; birinciler cümle yapısı itibarıyla düzgün olmalarına rağmen anlamsız olanlardır (mutlak, hiçlik, koşulsuz olan, gerçekte olan gibi kullanıldığı cümlelerin yapısı doğru fakat anlamca doğrulanabilir olmayan önermeler). İkinci türdekiler ise cümle kuruluşları itibarıyla anlamsız olanlardır (elmalar hayvandır gibi tümceler). Metafizik olarak belirtilen ve yadsınan önermeler asıl olarak birinci tür önermelerdir. Bunlar sözde-sorunlardır, çünkü anlamsızdırlar, deney ve gözlem alanının dışında kalırlar. Mantıksal pozitivizm, sentetik önermeleri ve mantıksal önermeleri kabul eder, ancak felsefenin görevini metafizik önermeleri cözümlemek olarak belirtir. Felsefeden metafizik arındırmalı ve dünyanın bilimsel kavranışı ortaya konulmalıdır. Mantıksal pozitivizmin felsefi tezleri bu iki temel yaklaşım üzerinden geliştirilmektedir. Dünyanın bilimsel kavranışı yaklaşımınında ikili niteliği vardır; yukarda söylenenlere bağlı olarak bunlar, ilkin bilginin temelinde gözlem ve deneye dayalı olguların bulunması ve ikinci olarak da kesin bir mantıksal çözümlemeile meydana gelmesidir. Bilimsel etkinlik, bu noktada, deneysel verileri mantıksal analiz yoluyla çözümlemek ve ortaya koymaktır.

Bunu koymanın asıl amacı ne  ?

 

Burada başka bir ateizm felsefesini savunarak U dönüşünü yapmak mi ?

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hakkında ölçülebilir somut veriler elde edilebilen konularda bilim ile çalışılır. Yok eğer ölçülebilir somut veri elde etme olanağı bulunamıyorsa felsefe ile devam edilir.

 

Uzay/zaman/madde/enerji dokusu defalarca sınanmış ve hakkında veriler elde edilmiştir. Böyle bir doku olmasa, zaman göreli olmazdı. Zaman da bir boyut olmazdı.

 

Bilim ve felsefe bilgi alışverişi yapan, birlikte çalışan ve aralarında köprüler kurulan alanlardır. Başka bir veri kaynağımız yok. Olsa "tükan" sizin. Verili olduğu iddia edilen başka bütün dogmatik iddialar yalandır, uydurmadır. Verili bir bilgi yoktur, sıfır yani, hiç yok. İnsan ne biliyorsa dişiyle tırnağıyla kazıyarak çabalayarak elde etmiştir. Verili bir bilgi yoktur.  

Link to post
Sitelerde Paylaş
12 saat önce, democrossian yazdı:

Uzay/zaman/madde/enerji sonsuzdur...  

Enerjinin sonsuz olup olmadığı (ne olduğuna bağlı olarak) tartışılabilir olsa da.

 

Uzay - zaman ve madde sonsuz değildir. 

 

12 saat önce, democrossian yazdı:

Evrenimiz yegane, tek, biricik evren değildir. Evrenimizde önce de evrenler vardı, sonra da olacaktır.

 

Bu ise sadece olası durumlardan biri.

 

Bu bulunmuş, bilinmiş, artık kesin böyle olduğu ispatlanmış bir durum değil. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Felsefenin vardığı sonuçlar bilim gibi bağlayıcı değildir. Ama aklen başka bir varsayım geliştiremediği için kabul görürler. Felsefeden de dinden olduğu gibi dogmaya, inanca elbette yol vardır. Bu yüzden bağlayıcı kabul edilmiyor zaten.

 

Bilimde somut deney ve gözlemler yapılırken felsefede düşünce deneyleri yapılır. Kara madde ve kara enerji gibi, hatta karadelik gibi, kuantumsal varsayımsal parçacıklar gibi olması gerekiyor şeklinde görünen, olması gerektiği hakkında bilimsel ölçümler yapılmış konular vardır. Ama bunları doğrudan gözlemlemek elimizdeki teknolojiyle mümkün olmayabilir. Böyle durumlarda bilim ve felsefe ortak hareket eder.

 

Bilim ve felsefenin ortaklaşa vardıkları kararlar da salt felsefi konular gibi bağlayıcı değildir. Zamanla ve teknolojik araçlar geliştikçe felsefe alanından bilim alanına çekmeyi başaramadığımız konuları bilime maletmeyi umabiliriz. Örneğin Darwin genetiği bilmiyordu, çünkü henüz yoktu. Ama genetik bulununca Darwin'i destekledi. Einstein hayattayken görelilik sınanamadı ama daha sonra so-ınandı ve onaylandı. Higgs boznu öngörüldükten bir süre sonra Higgs hayattayken bulundu. Kütleçekim dalgaları Einstein öldükten sonra ölçüldü.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Uzay/zaman/madde/enerji tek bir olgudur. Ayrımsanamaz. Uzay var ama madde yok diye bir şey yoktur. Madde var ama enerji yok diye bir şey yoktur. Zaman var ama madde yok diye bir şey yoktur. Enerji var ama madde yok diye bir şey yoktur. Bunların dördü de birlikte var olmak zorundadır. Biri eksik olamaz.

 

Bunları farklı olgular olarak algılayan bizim zihnimiz. Göreli olarak bunları farklı algılıyoruz. Farklı değildirler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

 

Zaman bir algıdan ibaret olduğu için tartışmamızda bulunmayı hak etmiyor bile. Onu bir kenara koyalım. 

 

 

14 dakika önce, democrossian yazdı:

Uzay var ama madde yok diye bir şey yoktur.

 

Emin misin ? Belli bir noktaya fazla yaklaşırsam.... öyle ki 2 atom arasına kadar yaklaştım, malum zaten tamamen boşluk sayılırlar. Şimdi orada madde yok, e uzay da mı yok ? 

 

Maddesiz bir uzay oldu sanırım. 

 

5 dakika önce, democrossian yazdı:

Enerji var ama madde yok diye bir şey yoktur.

 

Yine emin misin ? Maddenin nasıl oluştuğu bilinmeyen bir şey değil. Yıldız çekirdeklerinde oluşmuşlardır. Şimdi ayrıntıya inip konuyu kastırmayacağım ama madde yokken enerji vardı. 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Felsefe bilime önerilerde bulunarak yol gösterir. Bilim bu önerileri dikkate almak zorunda değildir. Felsefi önerileri dikkate almadan da kendi ölçülebilir olgularını keşfetmeye çaba gösterir. Kuantumda başta felsefi öneriler vardı, elde somut veri yoktu. Bugün LHC sayesinde bazı verilerimiz var. Kuantumda Şrödinger'in kedisi, Maxwell'in cini ve Einstein'in ışık hızına çok yakın yol alan uzay gemisi deneyleri hiç bir somut veri içermeyen düşünce deneyleridir. Dolayısıyla felsefidir. Felsefe alanında bulunan bir konuyu bilim alanına çekmek hiç kolay değildir. Teknoloji düzeyine bağımlıdır. Ne kadar köfte o kadar ekmek gibi ne kadar teknoloji o kadar bilim. Ne kadar bilim, o kadar teknoloji aynı zamanda... ;)

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, democrossian yazdı:

 

Bu olanaksızdır.

 

Göster o zaman, de ki şu yüzden olanaksızdır. 

 

Dur ben nasıl olanaklı olduğunu gösteriyim. Evrendeki tüm elementler yani madde dediğimiz şey yıldız çekirdeklerinde devasa kütle çekim kuvveti ile oluşmuştur. Bu ezici kuvvet hidrojeni diğer ağır elementlere dönüştürür. 

 

Hidrojen ise bigbangden belirli bir süre sonra enerji yoğunluğundan ortaya çıkmıştır. (en kaba haliyle)  Buda enerji yok ama madde var dediğimiz bir anı sağlamış olur. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
22 dakika önce, Sütlü Kase yazdı:

Maddesiz bir uzay oldu sanırım. 

 

Hayır olmadı. Madde atomlardan ibaret değildir. Atomun parçalarından da ibaret değildir. Kuantum parçacıklar, onların da altında sicimler var. Uzay Higgs bozonları ile dolu olmasa kütleçekimi olmazdı. Alan taşıyıcı parçacıklar olmasa hiç bir kuvvet olmazdı. Sadece atom içinde geçerli olan kuvvetler de olmazdı. Kuvvet alanı oluşması için taşıyıcı parçacıklar olması gerekiyor.

 

Bizim boşluk diye tanımladığımız şeyin hiç bir şey içermeyen mutlak boşluk olması olanaksızdır. Biz göreli olarak hava olmayan ortama boşluk deriz. Teknolojimiz geliştikçe hava vakumunun boşluk yaratmadığını anlarız. Bir ortamda bulunan bir cismi kütleçekimi etkilemezse oraya boşluk diyebilirsin. Öyle bir ortam yaratamadık. İstediğin ortamı bir kap içinde yarat, o ortamdaki cismi yer çeker.

 

İstediğin ortamı yarat, orada zamanı durduramazsın. Uzay/zaman/madde/enerjiyi hiç bir zaman ayrıştıramazsın. Bunlar aynı şeyler. Biz farklı algılıyoruz.

 

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...