Jump to content

Evliliğe BiYOLOJiK olarak elverişli olanlar nikahlanabilir..miş.


Recommended Posts

14 dakika önce, Hasan Akçay yazdı:

"iki kız kardeşin arasını birleştirmeniz size haram kılındı" denerek konan eş üstüne eş yasağı  konusunda

daha önce yazdıklarımı okumumış görünüyorsunuz; konuyla ilgisi olmayan şeyler söylüyorsunuz o yüzden.

lütfen ya okuyun ya da benden anlatmamı isteyin. Yoksa kör düvüşü yapar dururuz böyle. 

sende yaptığın analojiyi islamileştirmek zorundasın birden çok eşi olan biri de eşini değiştirebilir sana gönderdiğim mesajı buraya da atıyorum ona cevap vermedin zira

 

On 06.09.2018 at 18:22, yüpyücecik yazdı:

http://www.sistersinislam.org.my/news.php?item.1033.7

istinaden

şu" مِّيثَاقًا غَلِيظًا " bu mehir tabanındaki evlilik maddesi hakkında kadınların erkeklerden söz alması malların geri alınıp alınmaması üzerine kalınlaştırılmış bir ifade.

Buralarda(nisa 19-20-21) talaktan bahsedilmiyor bir eşten hoşlanmama ve onu değiştirme( اسْتِبْدَالَ ) söz konusu özellikle mallar(mehir) öne çıkarılmış ayette, allah talak(طلاق ) kelimesini kullanmamış bir eşi diğer eşin yerine almada birden çok eşi olan birinin eşinin birini diğeriyle değiştirmesi da anlaşılabilir yazıdaki kural 4 çöp,ayrıca konuya yazdığım gibi nisa 3 te geçen ifal babının emir çekimi değil.

Artı olarak diyanet tefsirin ne dediğine de bakmanız uygun olur diye link koyuyorum.

https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Nisâ-suresi/512/19-ayet-tefsiri

https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Nisâ-suresi/513/20-21-ayet-tefsiri

 

 

 

On 06.09.2018 at 18:34, yüpyücecik yazdı:

Ayrıca normal boşanma durumu da çok eşliliği yasaklamakla ilişkilendirilemez.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 317
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bir saat önce, Hasan Akçay yazdı:

İddia:

 

4:23'teki iki kız kardeşin aynı anda kocası olmanız haramdır hükmü

kardeş olmayan bir çok kadının aynı anda kocası olmanızı helal kılar.

 

Yok böyle bir saçmalık... 

 

Böyle bir saçmalık var.

Suriyelilerin evlenme cüzdanında kadın kısmında 4 adet fotoğraf çerçevesi bulunmaktadır.

Bunlar has Arap ve Arapça konuşuyorlar, bu ne diyorum? Parmağı ile yukarıyı gösteriyor. Allah’ları izin vermiş işte, ne diyelim..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu Hasan'a bir şey anlatılmaz, putu Kuran'ı sadece o ve onun gibi kerameti kendinden menkul bir kaç kişi için göndermiş, bu dinin kurucusu Muhammed ve anadili arapça olan müslümanlar da dahil olmak üzere tüm İslam alemi yanlış anlamış, bir tek bunlar doğru anlıyor. Bunların mastürbasyonu da bu.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
34 dakika önce, Hasan Akçay yazdı:

"iki kız kardeşin arasını birleştirmeniz size haram kılındı" denerek konan eş üstüne eş yasağı  konusunda

daha önce yazdıklarımı okumumış görünüyorsunuz; konuyla ilgisi olmayan şeyler söylüyorsunuz o yüzden.

lütfen ya okuyun ya da benden anlatmamı isteyin. Yoksa kör düvüşü yapar dururuz böyle. 

 

Hasan bey;

 

Uzun zamandır yazmasan da forumu takip ediyorum. Kaldı ki benim en başta belirtiğim nokta çok basit bir nokta. Oturup da üzerinde araştırma yapılabilecek bir şey değil. "İçip içip etrafa saldıranlar" benzetmeniz hatalı. Sizin deyiminizle "absürt". Dolayısıyla "daha önce yazdıklarınız", konudan çıkış için yeterli değil.

 

Siz olumsuzluk şartı yerine işi değiştirerek mantığı kendinize uydurma yolu seçmişsiniz.

 

Hatalısınız.

 

Daha da uzatmanın manası yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, Sundance yazdı:

 

Hasan bey;

 

Uzun zamandır yazmasam da, forumu takip ediyorum. Kaldı ki benim en başta belirtiğim nokta çok basit bir nokta. Oturup da üzerinde araştırma yapılabilecek bir şey değil. "İçip içip etrafa saldıranlar" benzetmeniz hatalı. Sizin deyiminizle "absürt". Dolayısıyla "daha önce yazdıklarınız", konudan çıkış için yeterli değil.

 

Siz olumsuzluk şartı yerine işi değiştirerek mantığı kendinize uydurma yolu seçmişsiniz.

 

Hatalısınız.

 

Daha da uzatmanın manası yok.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 10.09.2018 at 16:31, Hasan Akçay yazdı:

Ahzâb 52: ve, ey nebi, eşlerinin arasından birilerini başka kadınlarla DEĞiŞTiRMEN de helal değildir -ve lâ en TEBEDDELE bihinnne min ezvâc

Tahrim 5: Ola ki Rabbi siz eşlerini dul ve bekar kadınlarla DEĞiŞTiRiVERiR ona -Asâ rabbuhû en YUBDiLE hû mü'minâtin seyyibâtin ve enkârâ 

 

Eş değiştirmek-değiştirmemek

Ahzâb 52'de nebinin işidir,

66:5'te ise nebinin Rabbinin işi.

 

Rabbin

nebiyi evlendirmesi ya da eşlerini onun için değiştirmesi

FARAZî* eylemlerdir yani uygulamada öyle olmazlar.

 

Örneğin 33:37'de Allah nebiye "Seni o kadınla BiZ evlendirdik" der -zevvecNÂkehé 

ama evlendirmeyi bizat Allah değil nikah memuru ve tanıklar yerine getirmiştir. 

 

66:5'te Allah bir uyarıda bulunuyor ve Kendisinin her şeye gücünün yettiğini anımsatıyor;

33:52'de ise Allah'ın artık eş değiştirmeyeceksin emri var. Allah'ın emrine itaat zorunludur.  

 

On 11.09.2018 at 07:28, Hasan Akçay yazdı:

Ey nebi, eşlerinden birilerini

başka kadınlarla değiştirmen de 

helal değildir. (33:52)

 

On 11.09.2018 at 11:21, Hasan Akçay yazdı:

 

 

 

O yüzden

eğer Muhammed yeni bir eş alırsa

eş üstüne eş almış olur.

 

"Eşlerini başka kadınlarla değiştirmen de helal değil" denerek

ona işte BU yasaklanıyor,

eş üstüne eş almak yasakalnıyor,

çok eşlilik yasaklanıyor çünkü eş üsütüne eş alınmadan çok eşli olunamaz.

 

Ve islam peygamberinin şahsında

bütün müminlere yasaklanıyor çok eşlilik.

 

On 11.09.2018 at 11:47, Hasan Akçay yazdı:

Bir de ayetlerde söyleneni daha kolay anlamanız için

33:52'de ve 4:23'te yasaklananları karşılaştırarak okuyun,

çünkü onlar birbirini tamamlıyor.

 

Eşinin üstüne başka bir kadını eş alman sana helal değil. (33:52)

Eşinizin üstüne onun kız kardeşini almanız haram kılındı. (4:23)

 

16 saat önce, Hasan Akçay yazdı:

Ama size göre ne denmiş oluyor orda,  eşinizin üzerine başka kadınları eş almanız helaldır mı denmiş oluyor;

hem de çok eşli nebiye 33:52'de "Eşlerini BAŞKA KADINLAR ile değiştirmen helal değildir " diyen Allah'a inat?

 

 

Ahzap 52'yle ilgili ciddi bir çarpıtmanız söz konusu. Bu ayeti, çok eşliliğe engel olmak için yazıldığını kanıtlamak için kullanıyorsunuz. Oysa bu ayet öncesindeki 50 ve 51'in devamıdır ve yalnızca Muhammed'e hitap eder. 

 

Sırasıyla yapıştıralım. Elmalılı'nın sadeleştirilmiş mealini alalım hadi.

 

Ahzap 50, 51 ve 52:

 

"Ey peygamber, Biz, özellikle sana şunları helal kıldık: Mehirlerini vermiş olduğun eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden sahibi bulunduğun cariyeyi, amcanın kızlarından, halalarının kızlarından, dayının kızlarından, teyzelerinin kızlarından seninle birlikte hicret etmiş olanları; bir de inanan bir kadın eğer kendisini peygambere bağışlar da, peygamber de onunla evlenmek isterse onu, sadece sana, diğer mü'minlere değil. Onlara eşleri ve cariyeleri hakkında neleri farz kıldığımızı biliyoruz. Bunlar, sana bir darlık olmaması içindir. Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.

 

Onlardan dilediğini geri bırakır, dilediğini yanına alırsın. Sırasını geri bıraktığın kadınlardan dilediğini yanına almanda da sana bir günah yoktur. Onların gözleri aydın olup üzülmemelerine ve kendilerine verdiğin ile hepsinin hoşnut olmalarına en elverişli olan budur. Allah kalblerinizdekini bilir. Allah her şeyi bilir ve yumuşak davranır.

 

Bundan böyle artık, başka kadınlar sana helal olmaz. Bunları başka eşlerle değiştirmek de olmaz; isterse güzellikleri çok hoşuna gitsin. Ancak sahibi bulunduğun cariye başka. Allah, her şeye gözcü bulunmaktadır."

 

Böyle sırasıyla, konu bütünlüğünü bozmadan okuyunca nasıl da iğrenç duruyor ve o son ayet insana nasıl kahkaha attırıyor, değil mi?

Bir ayıbınızı daha göstermekten hoşnut değilim ama kız kardeşlerle evlilik meselesi diğer arkadaşların üstünde durduğu konu olunca ve siz de ısrarla uyanıklık yaparak 33:52'yi kırk kere araya sıkıştırınca göstermek zorunda kaldım.

Yaptığınız hiç hoş değil, ancak meselenin aslının korkunçluğunu ve çirkinliğini bir kere daha gösterebilme fırsatı tanıdığı için yararlı oldu.

 

Ahzap Kur'an'ın en sapkın, en iğrenç surelerinden biridir. Allah'ın uğraştığı, düşündüğü sapkınlıklara, çok eşliliğin ulaştığı noktaya bakmadan geçmemek lazım.

Malum, ümmet, efendisinin yaptıklarını yapmayı pek sever, onu model alır. Yasak olmadığı gibi, beklenen davranıştır da bu.

 

İslam çok eşliliğin zirve yaptığı berbat bir dindir. Ayetlerin önünü ardını kırpınca bu gerçek saklanabilir hale gelemiyor işte...

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Allah'a bak sen... Guzellikleri hosuna gitse bile alamazsin diyor. Bu, boyle mi denir yahu?

 

Koskoca Allah, yarattigi insana "o kadinla evlenemezsin" gibi bir sey demiyor ama "guzellikleri hosuna gitse bile" diyor. Biraz daha ileri gitse, fantezilerinden filan bahsedecek. Allah'in kafasi ancak boyle seylere calisiyor galiba.

tarihinde Summertime Sadness tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
5 hours ago, Türk Ateist said:

"Ey peygamber, Biz, özellikle sana şunları helal kıldık: Mehirlerini vermiş olduğun eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden sahibi bulunduğun cariyeyi, amcanın kızlarından, halalarının kızlarından, dayının kızlarından, teyzelerinin kızlarından seninle birlikte hicret etmiş olanları; bir de inanan bir kadın eğer kendisini peygambere bağışlar da, peygamber de onunla evlenmek isterse onu, sadece sana, diğer mü'minlere değil. Onlara eşleri ve cariyeleri hakkında neleri farz kıldığımızı biliyoruz. Bunlar, sana bir darlık olmaması içindir. Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.

 

 

Sevgili Türk Ateist,

 

Elmalılı mealinde

dikkat ettiyseniz özellikle sana deniyor; 

"özellikle"nin altını çizdim

çünkü Arapça metinde yok o ifade. Elmalılı hata yapmaz diye bişey yok, hata yapmış.

 

Lütfen dikkat eder misiniz

ayette sayılıp dökülen kadınlar

özellikle Muhammed nebiye değil her erkeğe helal kılınmıştır,

örneğin siz Türk Ateist'e de helal kılınmıştır.

 

Siz Türk Ateist te evlenebilirsiniz

mehirini verdiğiniz kadınla,

Allah'ın nasip etmesi üzerine sizin yemininizin bağlı kıldığı kadınla ,

kuzeninizle (amcanızın- halanızın-dayınızın-teyzenizin kızıyla) 

değil mi?

 

Ayette

(hâliseten) özellikle nebiye helal kılınmış olan yalnızca BiR kadın var:

kendisini nebiye hibe eden kadın ki o da bir şarta bağlıdır

yani eğer nebi onu nikahına almak isterse  -in erâden nebiyyu en yestenkihâhâ.

 

Sırasıyla demişsiniz ya,

peki sırasıyla gidelim.

 

O kadın size neyi düşündürüyor?

 

Yani

1.o kadın kendisini neden bekar bir adama değil de çok eşli nebiye hediye etmektedir,

2.bu içerikte hediye etmek ne anlama geliyor,

3.nebinin o kadını nikahına alması neden şarta bağlanmak zorundadır?

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
16 hours ago, yüpyücecik said:

...birden çok eşi olan biri de eşini değiştirebilir sana gönderdiğim mesajı buraya da atıyorum ona cevap vermedin zira.

 

 

Sizin bu iddianızı

Phocas da sahiplenmiş olmalı ki

itiraz anlamında sordu:

 

Bu ayetin

(Nisâ 20'nin) neresinde

çok eşlilik yasaklanıyor?

 

Cevap verdim:

 

Bir eşin YERiNE  denerek yasaklanıyor çok eşlilik

yani yeni eşinizi mevcut eşinizin ÜSTÜNE eş alamazsınız

mevcut eşinizin YERiNE alabilirsiniz.

 

Boşayacaksınız önce,

bekar kalacaksınız. 

Ondan sonra yeni bir kadın alabilirsiniz.

 

Ek olarak şuna da dikkat edelim:

 

Nisâ 20'nin muhatapları

çok eşli değil tek eşlidir,

yoksa iki ayet arasında çelişki oluşur.

 

Hayır, eş üstüne eş almak

bu dinin nebisine haram kılınmış olup dururken (33:52)

öteki müminlere helal olamaz (4:20). 

 

4:20'nin her bir muhatabı tek eşlidir,

eş değiştirmek istiyorsa o tek eşini boşayıp bekar kalacak önce;

yeni eşini ondan sonra alacak.

 

Sevgili yüpyücecik,

anlaşılıyor ki size göre bunlar yetmez

ille talâk fiili de kullanılmak zorunda.  

 

Lütfen sorar mısınız kendinize:

 

YERiNE eş alınan eş

kendisinin YERi doldurulduktan sonra hangi konumdadır,

zihar da haram olduğuna göre (33:5)?

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Burada herhangi bir üyenin tartışılabilirlik vasfını yitirmesi iyi bir şey değildir, çünkü burada amaç tartışmak. Ama bu embesil tartışma vasfını yitirdi. Ortaya attığı saçmalıklar kepazelik derecesinde zırva. Ele alınır düzeltilir yanı kalmadı. Bunu tümüyle yanıtsız, sap gibi iyot gibi bırakmanızı öneririm. Buna yapılacak en uygun davranış bu saatten sonra bu. Bu artık Kuran'ını lastik gibi çekecek sündürecek dürecek bükecek her haltı yiyecek yutturabilmek adına, kesinleşti. Bu iyice kafayı sıyırdı.

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 hours ago, Hasan Akçay said:

Bir eşin YERiNE  denerek yasaklanıyor çok eşlilik

 

İşte insan apaçık olduğu söylenen kitapta "çok eşlilik yasaktır" ifadesini bulamayınca böyle satır aralarında çok eşliliğin yasak olduğunu ima eden ifadeler arar, saçma sapan çıkarımlar yaparak kendini soytarı konumuna düşürür.

 

Be geri zekalı mal, hadi sen malın önde gidenisin, Allah'ın da mı malın önde gideni? Bu arap putu "Çok eşlilik yasaktır" demesini bilmiyor mu?

 

"Bir eşin yerine" denerek çok eşlilik yasaklanıyormuş, öyle yasaklanmaz, "Çok eşlilik yasaktır" denerek yasaklanır.

 

 

7 hours ago, Hasan Akçay said:

Hayır, eş üstüne eş almak

bu dinin nebisine haram kılınmış olup dururken (33:52)

öteki müminlere helal olamaz (4:20). 

 

4:20'nin her bir muhatabı tek eşlidir,

 

Örnek verdiği adamın da 8-9 karısı var ha. Yani bu malın mantığına göre 8-9 karı aldıktan sonra eş üstüne eş almak yasak denmesi çok eşliliğin yasaklandığı anlamına geliyormuş.

Link to post
Sitelerde Paylaş
15 saat önce, Hasan Akçay yazdı:

Sevgili Türk Ateist,

 

Elmalılı mealinde

dikkat ettiyseniz özellikle sana deniyor; 

"özellikle"nin altını çizdim

çünkü Arapça metinde yok o ifade. Elmalılı hata yapmaz diye bişey yok, hata yapmış.

 

Lütfen dikkat eder misiniz

ayette sayılıp dökülen kadınlar

özellikle Muhammed nebiye değil her erkeğe helal kılınmıştır,

örneğin siz Türk Ateist'e de helal kılınmıştır.

 

Siz Türk Ateist te evlenebilirsiniz

mehirini verdiğiniz kadınla,

Allah'ın nasip etmesi üzerine sizin yemininizin bağlı kıldığı kadınla ,

kuzeninizle (amcanızın- halanızın-dayınızın-teyzenizin kızıyla) 

değil mi?

 

Elmalılı hata yapmış sayılmaz. "Özellikle sana" demesinde bir sakınca yok. "Yalnızca sana" deseydi sıkıntı vardı ama şu anda öyle bir sıkıntı yok, zira kuzenlerin vb yakın akraba kızlarının herkese helal olduğunu biliyoruz. Oysa bu ikinci dereceden ensesttir ve ne yazık ki Müslüman Türkiye'de de çokça yaygındır, normal karşılanır.

Bu arada ben erkek değilim.

 

Ayette sayılıp dökünlen kadın özellikle Muhammed'e ve elbette tüm Müslümanlara helal kılınmış, ancak yalnızca "kendini hibe eden" kadın Muhammed'e helal kılınmış.

Bundaki gariplik kadının kendini hibe etmesinde değil. Sonuç olarak Muhammed'in seçilmiş en özel erkek olduğuna inanılıyor, tamamen alfa birey. Bu tip erkeklerle olmak isteyen, onun hareminde himayesinde olmayı şeref sayan hatta hayat amacı bu olan kadınlar olabilir, her zaman olmuştur. Özellikle o çağda çok normal.

Normal olmayan, bu saçma şeylerin kutsal saydığınız kitapta olması.

 

Kur'an basbayağı orta yaşlı bir zamparanın yatak odası maceralarını anlatıyor.  O kadınları da al, bunlar da senin, seni zaten isteyenler hepten helal; beğenmediğini geri bırak ama sonra onu canın çekerse bir daha helal vs vs...

İğrenç.

Sizce de öyle görünmüyor mu? Şu çağda konuşmak zorunda olduğumuz şeylere bakın...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu mesele aynen kölelik meselesine benziyor.
- Kölelik müessesesi de İslam´dan önce vardı, sonra da var olmaya devam etti.
- Çok evlilik de önce vardı, sonra da var olmaya devam etti.
Her ikisini de ortadan kaldırmaya niyeti var idiyse, ki benim fikrim tam aksi yönde, hedefine hiç ulaşmamıştır.

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
gönderildi (düzenlendi)
10 hours ago, Türk Ateist said:

O kadınları da al, bunlar da senin, seni zaten isteyenler hepten helal; beğenmediğini geri bırak ama sonra onu canın çekerse bir daha helal vs vs...

İğrenç.

Sizce de öyle görünmüyor mu? 

 

 

Hayır, bana öyle görünmüyor.

 

SiZE öyle görünüyor

çünkü o kadınları

Muhammed nebinin, eğer canı çekerse,

bundan sonra eş alabileceği varsayımından hareket ediyorsunuz.   

 

Ama bu mümkün değil çünkü hemen arkadan gelen ikinci ayette  denmekte ki

bundan sonra kadınlar sana helal değildir -lâ yahıllu leken nisâu min ba'd;

hem de güzellikleri hoşuna gidip o kadınları canın çekse bile -velev a'cebeke husnuhunn .

 

Ahzâb 50'de sayılıp dökülen kadınlar 

nebinin mevcut eşleridir

yani EŞLERiN helaldır sana deniyor.

 

Çok açık ve net,

bu bir durum tesbitidir:

 

Nebinin şahsında

çok eşli ailelerin durumu ortaya konup

sorunun büyüklüğü dile getiriliyor.

 

Hatta nebinin tebliğ görevine bile köstek olmaktadır çok eş;

o yüzden önce geçici çözüm açıklanıyor: eşlerin ya boşanması yoluna gidilecek (33:28) ya da tebliğ görevine katkıları nedeniyle gözleri parlayacak (33:51),

sonra kesin çözüm (Ahzâb 52): artık eş üstüne eş alınamaz, çok eşlilik haram kılınmıştır. 

 

*

 

Ateist  forumda sıkça şu söylenir:  Açıkça yazılsaydı ya çok eşlilik haramdır diye;

bunu söyleyenler bir gerçeği göz ardı ediyorlar ya da gerçeğin ayırdında değiller:

yasa kitabı değildir Kuran, yalnızca öğüttür (36:69) -in hüve illâ zikr

Onun öğütlerini yasa haline getirmek insanlara düşer laik yasalar yaparak... tabii EĞER isterlerse.

 

Söylediğim gibi

ne gördüğümüzü, ne göreceğimizi

bakış açılarımız belirliyor.

 

İnsanları

sen farklı görüyorsun diye faşistçe sık boğaz etmek yerine

özgürlüğe layık görmek gerekir.

 

Yani beni özgürlüğe ne kadar layık görüyorsanız

siz özgürlüğe ancak o kadar layıksınız. 

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
gönderildi (düzenlendi)

Nebinin

ayet 50'de sayılıp dökülen kadınlarla zaten evlenmiş olduğunun bir kanıtı da

senin yemînin kimi bağladıysa onlar anlamındaki "mâ meleket yemînük"dür. 

 

Sizin kendi "meleket yemîn"inizle evlenmeniz haramdır (4:25).

 

Eğer meleket yemîn konumunda bir eşiniz olmasını istiyorsanız

ya onu vallahi eşim olarak kabul ediyorum diye yemîn ederek baştan nikahınıza alacaksınız

ya da başka birisinin "meleket yemîn"i ile evleneceksiniz.

 

Ayet 50'de

başka birisinin meleket yemîni denmiyor

senin meleket yemînin deniyor.

 

Nebinin

yemîn nikahlı "ezvâc"ı onlar.

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
3 hours ago, Hasan Akçay said:

Nebinin

ayet 50'de sayılıp dökülen kadınlarla zaten evlenmiş olduğunun bir kanıtı da

senin yemînin kimi bağladıysa onlar anlamındaki "mâ meleket yemînük"dür. 

 

Hasan Bey çok uğraşıyorsunuz ve mesele zerre şüpheye yer bırakmayacak şekilde belli ama..

 

Bunun pratikteki geçerliliğini anlamanın bir yolu daha var.

Şöyle aklına, objektifliğine güvendiğiniz 10 kişiye Nisa 3 ve 23'ü sorun. Yorumsuz şekilde.

Bakın bakalım ne cevap verecekler?

Ben diyorum ki, her 10 kişiden 9'u meseleyi bizlerin dediği şekilde yorumlayacak.

Çünkü aklın yolu bir.

Akabinde siz kendi mantığınızı eklemleseniz dahi, en iyi ihtimalle her 10 kişiden 6-7'si yine aynı şekilde düşünmeye devam edecek.

Önemli olan da bu.

 

Kuranda yazan şey, ondan "anlaşılandır". Şimdi ve geçtiğimiz 1400 sene boyunca. Genel olarak.

Neden genel olarak peki? Tamamen diyemiyoruz ki!

Çünkü gördüğümüz üzere ve inkar edilemez şekilde, bu kitaptan herkes aynı şeyi anlayamıyor.

Bu kitap bunu becerememiş ve halen de beceremiyor..

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
6 saat önce, Hasan Akçay yazdı:

 

 

Hayır, bana öyle görünmüyor.

 

SiZE öyle görünüyor

çünkü o kadınları

Muhammed nebinin, eğer canı çekerse,

bundan sonra eş alabileceği varsayımından hareket ediyorsunuz.   

 

Ama bu mümkün değil çünkü hemen arkadan gelen ikinci ayette  denmekte ki

bundan sonra kadınlar sana helal değildir -lâ yahıllu leken nisâu min ba'd;

hem de güzellikleri hoşuna gidip o kadınları canın çekse bile -velev a'cebeke husnuhunn .

 

Ahzâb 50'de sayılıp dökülen kadınlar 

nebinin mevcut eşleridir

yani EŞLERiN helaldır sana deniyor.

 

Çok açık ve net,

bu bir durum tesbitidir:

 

Nebinin şahsında

çok eşli ailelerin durumu ortaya konup

sorunun büyüklüğü dile getiriliyor.

 

Hatta nebinin tebliğ görevine bile köstek olmaktadır çok eş;

o yüzden önce geçici çözüm açıklanıyor: eşlerin ya boşanması yoluna gidilecek (33:28) ya da tebliğ görevine katkıları nedeniyle gözleri parlayacak (33:51),

sonra kesin çözüm (Ahzâb 52): artık eş üstüne eş alınamaz, çok eşlilik haram kılınmıştır. 

 

*

 

Ateist  forumda sıkça şu söylenir:  Açıkça yazılsaydı ya çok eşlilik haramdır diye;

bunu söyleyenler bir gerçeği göz ardı ediyorlar ya da gerçeğin ayırdında değiller:

yasa kitabı değildir Kuran, yalnızca öğüttür (36:69) -in hüve illâ zikr

Onun öğütlerini yasa haline getirmek insanlara düşer laik yasalar yaparak... tabii EĞER isterlerse.

 

Söylediğim gibi

ne gördüğümüzü, ne göreceğimizi

bakış açılarımız belirliyor.

 

İnsanları

sen farklı görüyorsun diye faşistçe sık boğaz etmek yerine

özgürlüğe layık görmek gerekir.

 

Yani beni özgürlüğe ne kadar layık görüyorsanız

siz özgürlüğe ancak o kadar layıksınız. 

 

 

Efendim

 

Bu nasıl bir kitaptır ki, nereye çekerseniz oraya gidiyor. 

 

Saygılarımla

Link to post
Sitelerde Paylaş
13 saat önce, Hasan Akçay yazdı:

o yüzden önce geçici çözüm açıklanıyor: eşlerin ya boşanması yoluna gidilecek (33:28) ya da tebliğ görevine katkıları nedeniyle gözleri parlayacak (33:51),

 

 

Oops, burada koca bir çarpıtma, hatta bağışlayın ama yalan var. Göstereyim.

 

Ahzap 28'de "Eğer dünya hayatını ve onun ziynetini istiyorsanız, gelin, boşanma bedellerinizi verip sizi güzellikle boşayayım." der, sonra çok geçmeden aynı surenin 53. ayetinde peygamber eşlerinin, eğer peygamber onları boşarsa başkalarıyla evlenmeleri yasaklanır.

Yani bu ne demek? Peygamberden boşanmak bir tür ölüm fermanı imzalamak demek. Peygamberden boşanamazsınız. Yok öyle bir dünya. 

 

Ahzap 53'te de hiç öyle tebliğe katkıları nedeniyle gözleri parlayacak diye bir şey yok, çok fena uydurmuşsunuz. Evet, açıkça uydurmuş, yeni ayet yazmışsınız. Orada, bir nedenle artık istemediğin kadını canın çekerse geri alabilirsin, der açıkça. Ve bundan dolayı onların gözlerinin aydın olacağını, mahzun düşmeyeceklerini belirtmiş. Gözlerinin parlama nedeni öyle nur inmesi, tebliğ yapıp katkıda bulundukları için bir aydınlanma gelmesi, ulviliğe ermeleri gibi bir şey değil. Çok daha basit ve gerçek bir açıklama yapmış ayette. Kadın, peygamber artık onu istemediği için geri planda kalıyor, sonra tekrar istenince gözleri parlıyor sevinçten... Olayımız bu. İsterseniz ayetleri asayım.

 

13 saat önce, Hasan Akçay yazdı:

SiZE öyle görünüyor

çünkü o kadınları

Muhammed nebinin, eğer canı çekerse,

bundan sonra eş alabileceği varsayımından hareket ediyorsunuz.   

 

Ama bu mümkün değil çünkü hemen arkadan gelen ikinci ayette  denmekte ki

bundan sonra kadınlar sana helal değildir -lâ yahıllu leken nisâu min ba'd;

hem de güzellikleri hoşuna gidip o kadınları canın çekse bile -velev a'cebeke husnuhunn .

 

Yoo, ben yeni yeni eşlerden bahsetmedim. Ne gerek var ki? Daha kimi alacak, kim kalmış acaba? Dünyada evlenmediği bir ben kalmışım, baksanıza. Bir dolu eş, sayısız cariye, o da yetmiyor evlatlığın eşi ki bu Zeynep zaten kuzen falan...

Bundan sonra başkalarını isterse zaten yasak yok da olsa ne farkeder? Zahmet etmiş Allah....

 

Bakın, "bundan sonrası yasak, sana bu kadarı yeter" demekte bir anlam yok. Zaten önüne geleni, canının çektiğini kuzenlerin de dahil olmak üzere alabilirsin demiş, ancak şu zaman dilimi içinde yaparsın ve sonra biter gibi bir tarif vermemiş. Nerede, ne zaman dolacak bu limit? Var mı belirgin bir şey?

Kendini mehirsiz bedelsiz bağışlayan kadınlar, hangi zamandan sonra yasak mesela? Bunlardan kaç tane alabilir, ne zamandan sonra alamaz, limit nedir?

 

O yüzden çok absürd laflar ediyorsunuz. Adama zaten uçanı kaçanı alabilirsin demiş, o da misler gibi almış, siz kalkmış çok eşlilik yasak diyorsunuz. 

 

Daha Tahrim Suresi var sırada. Onu da konuşalım mı? Hafsa'nın Muhammed'i kendi sırasının olduğu gün kendi yatağında Mariye'yle basması, ortalığı ayağa kaldırması, Muhammed'in "Valla billa bir daha yapmayacağım, lütfen diğerlerine söyleme bunu, aramızda kalsın" diye ağlaması ama Hafsa'nın sindiremeyip bu pis durumu diğer kumalarla paylaşması, sonra Muhammed'in, kendisine hoop diye inen ayetlerle hepsini tehdit ve şantajla ehlileştirmesi falan? Ne der orada? 

 

Tahrim 5:

"Eğer o sizi boşarsa, Rabbi, sizin yerinize ona, sizden daha hayırlı, müslüman, mü’min, Allah’a gönülden boyun eğen, sorumluluklarını yerine getiren, saygılı, O’na karşılık vermeyen, tevbelerini, itaate yönelişlerini eksik etmeyen, Allah’ı ilâh tanımada, candan müslüman olarak Allah’a bağlanmada, saygıyla Allah’a kulluk ve ibadette, şeriatını uygulamada kusur işlemeyen, oruç tutan, mescitlere devam eden, cihad için, tebliğ için yollara düşen dul hanımlar, sekizinci olarak da bakire kızlar verir."

 

Peygamberin boşadığı kadınların bir daha evlenebilmesinin külliyen yasak olduğunu burada bir hatırlatalım...

Onlara cehennem azabı, Muhammed'e bakiresi de dahil olmak üzere her tür kadın.

 

Hay ben tüküreyim böyle kutsallığa, böyle kutsal kitaba.

İnsanın midesi almıyor okurken yazarken. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
gönderildi (düzenlendi)
12 hours ago, Türk Ateist said:

Ahzap 28'de "Eğer dünya hayatını ve onun ziynetini istiyorsanız, gelin, boşanma bedellerinizi verip sizi güzellikle boşayayım." der, sonra çok geçmeden aynı surenin 53. ayetinde peygamber eşlerinin, eğer peygamber onları boşarsa başkalarıyla evlenmeleri yasaklanır.

 

 

Örneğin

Ahzâb 53'te müminlerin peygamber eşleriyle evlenmesi yasaklanır

şeklindeki bilgi yanlıştır.

 

Ayette size yasaktır yani haramdır denmiyor;

size yakışmaz deniyor -mâ kâne lekum.  

 

Ve yakışmaz olan

peygamber eşleriyle evlenmeniz değil yalnızca 

onu üzmeniz de yakışmaz - en tü'zû resûlellah.

 

Ahzâb 53'te

"sizin, peygamberi üzmeniz yasaktır" mı deniyor ki

"onun eşleriyle evlenmeniz yasaktır" deniyor olsun.

 

Artı, yasaktır deniyor olsaydı o yasağa uyulabilir miydi;

örneğin bir kimseyi üzmemek her zaman mümkün müdür?

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...