Jump to content

Evliliğe BiYOLOJiK olarak elverişli olanlar nikahlanabilir..miş.


Recommended Posts

2 hours ago, Phocas said:

4 Halife’nin yaşamadığını kabul edersek, Muhammed’in de yaşamadığını veya bahsedilenden çok farklı bir karakter olduğunu kabul etmek gerekir.

Nedeni ise, Muhammed ve Halifelerin kronolojisini aynı kişiler yazmıştır.Halifeler kurgu ise Muhammed’de kurgu olmalıdır.

 

 

Muhammed nebiden yüzlerce yıl sonra uydurulan kronoloji masallarının lüzumu yok;

Osman ve Ömer'in yaşadığını kaya yazıları kanıtlıyor,

dolayısıyla Muhammed nebinin öteki arkadaşları ve Muhammed nebinin kendisi yaşamıştır.

 

https://www.islamic-awareness.org/history/islam/inscriptions/uthman1

https://www.islamic-awareness.org/history/islam/inscriptions/kuficsaud

 

Benim tartışma götürür dediğim şey

"halife"lerin çok eşli olduğu iddiasıdır

çünkü o iddia Muhammed nebiden yüzlerce yıl sonra uydurulan siyer masallarına daynır. Masal masal matitas.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 317
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

7 dakika önce, Hasan Akçay yazdı:

 

 

Muhammed nebiden yüzlerce yıl sonra uydurulan kronoloji masallarının lüzumu yok;

Osman ve Ömer'in yaşadığını kaya yazıları kanıtlıyor,

dolayısıyla Muhammed nebinin öteki arkadaşları ve Muhammed nebinin kendisi yaşamıştır.

 

https://www.islamic-awareness.org/history/islam/inscriptions/uthman1

https://www.islamic-awareness.org/history/islam/inscriptions/kuficsaud

 

Benim tartışma götürür dediğim şey

"halife"lerin çok eşli olduğu iddiasıdır

çünkü o iddia Muhammed nebiden yüzlerce yıl sonra uydurulan siyer masallarına daynır. Masal masal matitas.

Peki sizin gerekçeniz nedir?

Halifelerin tek eşli olduğuna dair kanıtınız var mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 minutes ago, Phocas said:

Peki sizin gerekçeniz nedir?

Halifelerin tek eşli olduğuna dair kanıtınız var mı?

 

 

"Halife"lerin tek eşli olduğuna dair benim bir kanıtım olamaz

ama EĞER çok eşli idilerse 

eş üstüne eş almayı yasaklayan ayetlerden ÖNCE  üstüne eş almışlardır

tıpkı Muhammed nebi gibi ve nebinin çok eşli öteki arkadaşları gibi.

 

Yoksa Allah'a isyan etmiş olurlardı

ve hak ettikleri cezayı çekmek üzere 

kafir olarak ölürlerdi (Yûnus 15):

 

Bizimle buluşacaklarına inanmayanlara apaçık ayetlerimiz  okunduğunda derler ki:  "Bize başka bir kuran getir ya da bunda değişiklik yap!"

De ki: "Onu ben değiştiremem; bana ne vahyedilirse ona uyarım; yoksa Rabbime isyan etmiş olurum ve o zorlu gündeki cezadan korkarım."

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Hasan Akçay yazdı:

 

 

"Halife"lerin tek eşli olduğuna dair benim bir kanıtım olamaz

ama EĞER çok eşli idilerse 

eş üstüne eş almayı yasaklayan ayetlerden ÖNCE  üstüne eş almışlardır

tıpkı Muhammed nebi gibi ve nebinin çok eşli öteki arkadaşları gibi.

 

Yoksa Allah'a isyan etmiş olurlardı

ve hak ettikleri cezayı çekmek üzere 

kafir olarak ölürlerdi (Yûnus 15):

 

Bizimle buluşacaklarına inanmayanlara apaçık ayetlerimiz  okunduğunda derler ki:  "Bize başka bir kuran getir ya da bunda değişiklik yap!"

De ki: "Onu ben değiştiremem; bana ne vahyedilirse ona uyarım; yoksa Rabbime isyan etmiş olurum ve o zorlu gündeki cezadan korkarım."

 

Halifeler yaşamadıysa Muhammed de yaşamamıştır. Onların yaşadığını kanıtlayamıyorsanız Muhammed'in yaşadığını da kanıtlayamazsınız. Nitekim kanıtlanamıyor da.

 

Yoksa elbette hiçbiri yaşamamıştır. Ne Muhammed ne de diğerleri... Bahsini ettiğimiz saçma sapıtık olaylar birer masaldan ibaret. İslam, Arap halkının ortak aklının ürünü bir kitap.

Ama bunun önemi şu anda bir önemi yok, zira bir buçuk milyardan fazla insan bunların yaşadığına da kutsal kitaba da bütün kalbiyle inanıp dini pratik ediyor. "Şunu şunun için yapıyorum" dediğinde öne sürdüğü gerekçe, mecburen muhatap haline geliyor. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, Türk Ateist yazdı:

 

Halifeler yaşamadıysa Muhammed de yaşamamıştır. Onların yaşadığını kanıtlayamıyorsanız Muhammed'in yaşadığını da kanıtlayamazsınız. Nitekim kanıtlanamıyor da.

 

Yoksa elbette hiçbiri yaşamamıştır. Ne Muhammed ne de diğerleri... Bahsini ettiğimiz saçma sapıtık olaylar birer masaldan ibaret. İslam, Arap halkının ortak aklının ürünü bir kitap.

Ama bunun önemi şu anda bir önemi yok, zira bir buçuk milyardan fazla insan bunların yaşadığına da kutsal kitaba da bütün kalbiyle inanıp dini pratik ediyor. "Şunu şunun için yapıyorum" dediğinde öne sürdüğü gerekçe, mecburen muhatap haline geliyor. 

Arkadaşın yukarıda Halifeler yaşamıştır diye verdiği kaya yazıtları ki başka gösterecek kanıt yoktur, sahtedir. Bunlar kum taşlarına yazılmıştır, Kum taşlarının, bazalt taşlarının aksine 1400 sene içinde erozyone olması beklenir, ne hikmetse bunlar erozyone olmamıştır.

Gerçi bunlarla uğraşmanın hiç anlamı yok, cinlerin birbirinin omuzuna çıkıp göğde yükselerek Allah’ın meleklerle olan konuşmasını dinlediğini iddia eden bir kitabın yazarı yaşasa ne olur ki?

Link to post
Sitelerde Paylaş
30 minutes ago, Phocas said:

Arkadaşın yukarıda Halifeler yaşamıştır diye verdiği kaya yazıtları ki başka gösterecek kanıt yoktur, sahtedir. Bunlar kum taşlarına yazılmıştır, Kum taşlarının, bazalt taşlarının aksine 1400 sene içinde erozyone olması beklenir, ne hikmetse bunlar erozyone olmamıştır.

Gerçi bunlarla uğraşmanın hiç anlamı yok, cinlerin birbirinin omuzuna çıkıp göğde yükselerek Allah’ın meleklerle olan konuşmasını dinlediğini iddia eden bir kitabın yazarı yaşasa ne olur ki?

 

 

Muhammed Nebinin (sahabeleri) arkadaşları Ömer ve Osman'dan söz eden bu yazıtlar

UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim Kültür Örgütü) tarafından 

"Memory of the World Register of Documentary Collections"a dahil edilmiştir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Phocas yazdı:

Arkadaşın yukarıda Halifeler yaşamıştır diye verdiği kaya yazıtları ki başka gösterecek kanıt yoktur, sahtedir. Bunlar kum taşlarına yazılmıştır, Kum taşlarının, bazalt taşlarının aksine 1400 sene içinde erozyone olması beklenir, ne hikmetse bunlar erozyone olmamıştır.

Gerçi bunlarla uğraşmanın hiç anlamı yok, cinlerin birbirinin omuzuna çıkıp göğde yükselerek Allah’ın meleklerle olan konuşmasını dinlediğini iddia eden bir kitabın yazarı yaşasa ne olur ki?

 

Çok pis kandırılmışız di mi? Gerçi bizi kandıranlar da işin aslını bilmiyordu ki. Hala bilmiyorlar.  Bırak erozyone olmayı, kaya yazıtlarını falan, çölün ortasındaki adam hırka giydirmekle kalmamış, onu da 1400 senedir yıkayıp ütüleyip insanlara kutsal diye göstermişler. Hala gösteriyorlar. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
26 dakika önce, Hasan Akçay yazdı:

 

 

Muhammed Nebinin (sahabeleri) arkadaşları Ömer ve Osman'dan söz eden bu yazıtlar

UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim Kültür Örgütü) tarafından 

"Memory of the World Register of Documentary Collections"a dahil edilmiştir.

 

Bu bir kanıt değildir Hasan Akçay. Birinin, Suudi Arabistan'ın kuzeybatısındaki bir bölgede, kırmızı bir kumtaşının üstüne yazdığı bir satır sadece. "Ömer şu gün öldü, şu gün de toprağa verildi, Allah çarpsın ki doğru söylüyorum" tadında bir not.

 

Elbette tarihi ve kültürel mirastır ve korunmalıdır. Üstünde ne yazdığının önemi bile yok. Ama delil olması biraz zor. UNESCO da erken İslam dönemine ait bir yazı demiş... 

Bu Muhammed ve saz arkadaşlarının var olduğunu söyleyenler nedense yalnızca Araplar. Dünyanın başka hiçbir yerinde adları sanları geçmez, yaptıkları iddia edilen savaşlarda muhatapların tek bir kaydı yok. Sonra hepsi ve ardından çocukları hızla buhar olup dünyadan uçuyor falan.

Hikaye üstüne hikaye.

 

Konumuz bu değil gerçi, ama yazıtı görünce ve okuyunca dayanamayıp yazdım. Ama dediğim gibi, kendi başına gerçekten de değerli bir tarihi miras. UNESCO iyi yapmış. Belki ileride inceleme ihtimali bir olur. Araplar hiçbir şeyi inceletmiyor, araştırılmasına izin vermiyor çünkü.

Link to post
Sitelerde Paylaş
18 dakika önce, Türk Ateist yazdı:

 

Çok pis kandırılmışız di mi? Gerçi bizi kandıranlar da işin aslını bilmiyordu ki. Hala bilmiyorlar.  Bırak erozyone olmayı, kaya yazıtlarını falan, çölün ortasındaki adam hırka giydirmekle kalmamış, onu da 1400 senedir yıkayıp ütüleyip insanlara kutsal diye göstermişler. Hala gösteriyorlar. 

Bizim vergi ödediğimiz devlet, Topkapı sarayında ki Halife Osman’ ait olduğu iddia edilen Kuran’ın hangi yılda yazıldığının araştırılmasına ait talepleri reddediyor, Neden acaba?

Çünkü Halife Osman zamanında yazılmadığını biliyor.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
gönderildi (düzenlendi)

Zaten

nebinin ve onun sahabe denen arkadaşlarının

gerçekten yaşayıp yaşamadığı

bu müzakere bölümünün konusu değil.

 

Kuran'da 

eş üstüne eş edinilmesini yasaklayan ayetler hangileridir, buranın konusu odur

ve yasaklayan ayetlerden birisi olan Ahzâb 52'ye yukarda* değinilmiştir.

 

Konuyu saptırıp boğuntuya getirmeyelim lütfen. 

 

___________________________________________________________

 

* Medine'de oda arkadaşım bir cami imamıydı; peygamberin sünneti de sünneti diyor başka bişey demiyordu;

"Peygamberimiz ne yaptıysa biz de yapmalı, ne yapmadıysa yapmamalıyız. Sünnetini terkeden dinden çıkar".

 

O kadar çok söyledi ki bunu ta burama geldi.

 

"Peki" dedim

"Peygamber Ahzâb 52'den sonra eş üstüne eş almadı 

ama onun ümmeti alıyor; dinden çıkıyorlar mı?"

 

Çıt yok.

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
7 saat önce, Hasan Akçay yazdı:

 

 

"Halife"lerin tek eşli olduğuna dair benim bir kanıtım olamaz

ama EĞER çok eşli idilerse 

eş üstüne eş almayı yasaklayan ayetlerden ÖNCE  üstüne eş almışlardır

tıpkı Muhammed nebi gibi ve nebinin çok eşli öteki arkadaşları gibi.

 

Yoksa Allah'a isyan etmiş olurlardı

ve hak ettikleri cezayı çekmek üzere 

kafir olarak ölürlerdi (Yûnus 15):

 

Bizimle buluşacaklarına inanmayanlara apaçık ayetlerimiz  okunduğunda derler ki:  "Bize başka bir kuran getir ya da bunda değişiklik yap!"

De ki: "Onu ben değiştiremem; bana ne vahyedilirse ona uyarım; yoksa Rabbime isyan etmiş olurum ve o zorlu gündeki cezadan korkarım."

 

Mălum pasajlardan sonra eş biriktirmeye devam etmediklerine dair bir kanıtınız var mı ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hikayeye göre herif artık iyice gemi azıya alıp evlatlığının karısına da göz koyunca ve evlatlığına boşattırıp gelinini de alınca allahın bu herifin gözü dönmüşlüğü iyice gırtlağına kadar gelip tamam buraya kadar artık sana başka kadın almak yok demiş. Bundan sonra cariyelerle yetineceksin, tamam deniz bitti yettin iyice artık sen demiş.

 

Herifin o kadar gözü dönmüş ki artık misafirleri bile kovup gelinimi boşatıp aldım o kadar, yemeğinizi yeyin hepiniz toz olun demiş. Ben kovarsam oha çüş herif kudurmuş derler deyip allah söylemekten utanmaz, allah diyor, hepiniz dağılın ülen demiş.

 

Sana bütün kuzenlerinden istediklerinin hepsini verdik, biri hatta evlatlığının karısıydı, onu bile boşatıp verdik, oha çüş artık boşan da semerini de ye bari, bitti artık bundan sonra denmiş. Hikaye bu şekilde. Biz anlatmıyoruz. Kuran'da anlatılanlardan bu anlaşılıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
18 saat önce, Hasan Akçay yazdı:

Zaten

nebinin ve onun sahabe denen arkadaşlarının

gerçekten yaşayıp yaşamadığı

bu müzakere bölümünün konusu değil.

 

Kuran'da 

eş üstüne eş edinilmesini yasaklayan ayetler hangileridir, buranın konusu odur

ve yasaklayan ayetlerden birisi olan Ahzâb 52'ye yukarda* değinilmiştir.

 

Konuyu saptırıp boğuntuya getirmeyelim lütfen. 

 

___________________________________________________________

 

* Medine'de oda arkadaşım bir cami imamıydı; peygamberin sünneti de sünneti diyor başka bişey demiyordu;

"Peygamberimiz ne yaptıysa biz de yapmalı, ne yapmadıysa yapmamalıyız. Sünnetini terkeden dinden çıkar".

 

O kadar çok söyledi ki bunu ta burama geldi.

 

"Peki" dedim

"Peygamber Ahzâb 52'den sonra eş üstüne eş almadı 

ama onun ümmeti alıyor; dinden çıkıyorlar mı?"

 

Çıt yok.

 

Daha ne alacaktı, kiminle evlenecekti? Ayrıca almaya da devam etti. Cariyeleri kadın, eş yerine koymuyorsunuz galiba? Hani feminist yanınız? Ben feminist de değilim...

 

Ahzap 52 ve öncesindeki iki ayeti tekrar yapıştırayım buraya, okur görsün. Ahzap 52'yle çok eşlilik hiçbir şekilde yasaklanmış değildir, Muhammed'de masala göre zengin ve yaşlı karısı öldükten sonra hiçbir zaman tek eşli yaşamamıştır. Ahzap 52 "Annen, kardeşin ve yeğenler dışındaki bütün kadınları alabilirsin, hepsini al; bundan sonra sana eş almak yasak, ama cariyelerle birlikte olmaya devam edebilirsin" der açıkça. 

 

Ahzap 52 de dahil, Kur'an'ın hiçbir yerinde tek eşli olunuz demediği gibi, çok eşliliği hak görür, izin verir ve destekler. Hatta önerir. Muhammed'i hiçbir zaman bir aile babası, sevgili eşinin sadık kocası olarak görmeyiz. Kitap boyunca bir sürü eş alır, onlar birbirine düşer, yatak odası muhabbetleri yüzünden sürekli kavgalar çıkar ve sonunda Muhammed boşamakla tehdit edip kontrolü altında tutar. 

 

Bunlar dışında savaşta ele geçirilen ülkelerin kadınları da "ganimet" adı altında birilerine cariye, köle olarak geçer, seks kölesi olarak kullanılırlar. Müslüman da edilirler. Kur'an'la sabittir.

Savaş sırasında kocalarını öldürdükleri kadınları çadırlara çekip tecavüz ederler, tecavüzden önce Muhammed'e koşa koşa gelip "Ya biz bunları alıp çadıra çektik ama şimdi bunların içine mi boşalalım dışına mı?" diye sorarlar. Bu kısım senetli sepetli hadislerle aktarılır. Kur'an'da değil.

Çok farkı varmış gibi...

 

 

On 29.09.2018 at 22:30, Türk Ateist yazdı:

Ahzap 50, 51 ve 52:

 

"Ey peygamber, Biz, özellikle sana şunları helal kıldık: Mehirlerini vermiş olduğun eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden sahibi bulunduğun cariyeyi, amcanın kızlarından, halalarının kızlarından, dayının kızlarından, teyzelerinin kızlarından seninle birlikte hicret etmiş olanları; bir de inanan bir kadın eğer kendisini peygambere bağışlar da, peygamber de onunla evlenmek isterse onu, sadece sana, diğer mü'minlere değil. Onlara eşleri ve cariyeleri hakkında neleri farz kıldığımızı biliyoruz. Bunlar, sana bir darlık olmaması içindir. Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.

 

Onlardan dilediğini geri bırakır, dilediğini yanına alırsın. Sırasını geri bıraktığın kadınlardan dilediğini yanına almanda da sana bir günah yoktur. Onların gözleri aydın olup üzülmemelerine ve kendilerine verdiğin ile hepsinin hoşnut olmalarına en elverişli olan budur. Allah kalblerinizdekini bilir. Allah her şeyi bilir ve yumuşak davranır.

 

Bundan böyle artık, başka kadınlar sana helal olmaz. Bunları başka eşlerle değiştirmek de olmaz; isterse güzellikleri çok hoşuna gitsin. Ancak sahibi bulunduğun cariye başka. Allah, her şeye gözcü bulunmaktadır."

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
gönderildi (düzenlendi)
2 hours ago, Türk Ateist said:

Daha ne alacaktı, kiminle evlenecekti? Ayrıca almaya da devam etti. Cariyeleri kadın, eş yerine koymuyorsunuz galiba? Hani feminist yanınız? Ben feminist de değilim...

 

 

33:52'de cariye yok.

 

Cariye diye çarpıtılan

MÂ MELEKET YEMîNUK

lafzen senin yeminin kimleri BAĞLI kıldı ise onlar anlamına geliyor

ve buradaki BAĞLI kelimesi evlenme konusunda size bağlı demek.

 

Talipleri sizin izninizle nikahlarına alabilirler onları.

 

yemîn: yemin

eymân: yeminler

 

Mâ meleket yemînuk: senin yeminin kimleri bağlı kıldıysa onlar

Mâ meleket eymânukum: sizin yeminleriniz kimleri bağlı kıldıysa onlar

 

Kanıt için 4:25'e bakabilirsiniz;

orda da geçiyor aynı ifade:

 

İffetli bağımsız mümineleri nikahına alamayanlarınıza

yeminlerinizin BAĞLI kıldığı imanlı genç kızlarınız var,

MÂ MELEKET EYMÂNUKUM min feteyâtikumul müminât.

 

Yeminlerinizin bağlı kıldığı o imanlı gençler

sizin bakımını üstlendiğiniz genç kızlarınızdır,

cariyeleriniz değil.

 

Onları SiZ nikahınıza alamazsınız, haramdır;

çünkü onlar bakımını üstlendiğiniz SiZiN genç kızlarınızdır,

onları yoksullar nikahlarına alacak siz ailelerinin izniyle.

 

Buraya kadar anlaşıldıysa

devam edeyim.

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, Hasan Akçay yazdı:

 

Yok.

 

Devam ettiklerine dair SiZiN bir kanıtınız var mı,

ya da tanıdığınız birinin bir kanıtı var mı?

Devam ettiklerine dair binlerce hadis var, Siz bunları kanıt olarak görmeyip, kanıtım da yok diyorsunuz.

İçinde bulunduğunuz belirsizlik içinde aksi kanıt istemeniz sizce mantıklı mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş
12 dakika önce, Hasan Akçay yazdı:

 

 

33:52'de cariye yok.

 

Cariye diye çarpıtılan

MÂ MELEKET YEMîNUK

lafzen senin yeminin kimleri BAĞLI kıldı ise onlar anlamına geliyor

ve buradaki BAĞLI kelimesi evlenme konusunda size bağlı demek.

 

yemîn: yemin

eymân: yeminler

 

Mâ meleket yemînuk: senin yeminin kimleri bağlı kıldıysa onlar

Mâ meleket eymânukum: sizin yeminleriniz kimleri bağlı kıldıysa onlar

 

Kanıt için 4:25'e bakabilirsiniz;

orda da geçiyor aynı ifade:

 

İffetli bağımsız mümineleri nikahına alamayanlarınıza

yeminlerinizin BAĞLI kıldığı imanlı genç kızlarınız var,

MÂ MELEKET EYMÂNUKUM min feteyâtikumul müminât.

 

Yeminlerinizin bağlı kıldığı o imanlı gençler

sizin bakımını üstlendiğiniz genç kızlarınızdır,

cariyeleriniz değil.

 

Onları SiZ nikahınıza alamazsınız, haramdır;

çünkü onlar bakımını üstlendiğiniz SiZiN genç kızlarınızdır,

onları yoksullar nikahlarına alacak siz ailelerinin izniyle.

 

Buraya kadar anlaşıldıysa

devam edeyim.

 

İşte geldik yine aynı yere. Sizinle tartışan istisnasız herkesin yaşadığı şey bu. Çeviriyi değiştirmeniz.

 

Ben Arapça falan bilmem Hasan. Hiç anlamam. O yüzden meallere, sonra tefsirlere falan bakar, öyle anlamaya çalışırım.

Burada da aynı şeyi yaptım ve Kur'an'ı Kerim'i Türkçeye çeviren tüm alimlerin çevirilerinde net olarak "Cariye" dediklerini gördüm. Sizden başka böyle eğip büken yok. 

Evlilikten, kiminle seks yapılabileceğinden bahseden ve bununla ilgili talimatlar veren ayette zavallı yetimlerden söz edilmediği açık.  

Eş almaktan, güzelliği hoşuna gitmekten bahsederken 

 

Metin şu:" Bundan böyle artık, başka kadınlar sana helal olmaz. Bunları başka eşlerle değiştirmek de olmaz; isterse güzellikleri çok hoşuna gitsin. Ancak sahibi bulunduğun cariye başka. Allah, her şeye gözcü bulunmaktadır."

 

Dediğim gibi, tüm uzmanlar burayı "Elinin altındakiler, cariyeler" şeklinde çevirmiş ki elinin altındaki demek cariye demektir zaten. 

 

mâ meleket yemînu-ke: elinin altında olan şey

 

http://www.kuranmeali.org/33/ahzab_suresi/52.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx

 

Kısaca ayette diyor ki, cariyeler hariç diğerleriyle münasebeti kes, yenilerini alıp evlenme. Bu kadar zamandır vermediğimiz kalmadı, gözünü ben bile doyuramadım...

 

Nisa 25 de cariyeden bahseder. O ayet de başka bir rezalettir tabii. 

"Mümin ve hür kadınlarla evlenmeye gücü yetmeyenler genç mümin cariyelerle evlensin, sahipleri bu cariyeleri fuhuş yapmamaları ve iffetli olmaları şartıyla salıversin, evlendikten sonra da fuhuşa devam ederlerse hür kadına verilen cezanın yarısına çarptırılsın" der.

 

Neden burada bu kadından bahsederken habire fuhuş yapmasından bahseder ve veya bu ihtimali öngörür?

Çünkü sahipleri cariyelere fuhuş yaptırır, onları satar, onların üstünden böyle para kazanır. Allah bizzat izin vermiştir çünkü.

O yüzden bu ayette fakir, sahipsiz gençlere cariyeyi uygun görürken uyarır da. Çünkü cariyeler sahiplerinin sermayesidir...

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yanlis cevrilmis olabilir. Gercekten olabilir. Ama burada da bir sorun var. Kuran'in geneline baktigimizda, eger IQ'nuz 90 ve uzerindeyse, bu kitabin ustun bir guc tarafindan yazilmadigini anlarsiniz cunku kitapta hicbir sey yok.

 

Basit seyleri bile dogru duzgun aciklayamiyor. Ama durun, pardon, acikliyor evet. Mesela kadinlari dovun der. Siz ise boyle demek istemedi diye uydurursunuz. Aslinda Kuran net bir kitap. Haklisiniz. Dovun, kesin, yakin, bicin... Bu kitabi yazanin kesinlikle psikolojisi saglam degilmis.

 

Aslinda "oyle denmek istenmedi, soyle demek istedi" diyorsunuz ya? Aslinda siz Allah'a karsi geliyorsunuz. Allah "dovun, kesin, bicin" dediyse, is bitmistir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, Hasan Akçay yazdı:

Cariye diye çarpıtılan

MÂ MELEKET YEMîNUK

lafzen senin yeminin kimleri BAĞLI kıldı ise onlar anlamına geliyor

ve buradaki BAĞLI kelimesi evlenme konusunda size bağlı demek.

 

Ahzab-50'de Allah böbürleniyor bu "ma meleket yeminuk"'lardan peygambere ganimet verdi diye.

 

mehirlerini ödediğin kadınlar gibi bunları da sana helal kıldık diyor.

 

Yani sizin çevirinizi uygularsak:

 

Allah peygambere ganimet olarak yetim kızlar vermiş ve bunlarla sevişmesini helal kılmış.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
gönderildi (düzenlendi)
1 hour ago, Türk Ateist said:

Nisa 25 de cariyeden bahseder. O ayet de başka bir rezalettir tabii. 

"Mümin ve hür kadınlarla evlenmeye gücü yetmeyenler genç mümin cariyelerle evlensin, sahipleri bu cariyeleri fuhuş yapmamaları ve iffetli olmaları şartıyla salıversin, evlendikten sonra da fuhuşa devam ederlerse hür kadına verilen cezanın yarısına çarptırılsın" der.

 

 

Sevgili Türk Ateist,

 

Nisâ  25'in bu rezil çevirisini

ciddiye almış olamazsınız, şaka yaptım deyin. Nolur.

İnsansınız siz, AKIL sahibi; artı, ONUR sahibisiniz.

 

Siz erkek olsaydınız ve "cariye"nizle evlenseydiniz

ve "cariye"niz sizinle evlendikten sonra fuhuş yapsaydı

yarı ceza ile sıyırtmasına razı olur muydunuz?

 

Aklınızı işletmiycekseniz, "onur"unuzu önemsemiycekseniz,

"Ben bilmem, o meallerin sahibi olan büyüklerimiz bilir; onlar madem öyle demişler öyledir" diyecekseniz

bu konuyu benimle müzakere edecek kişi değilsiniz. 

 

Şaka yaptım deyin nolur.

 

*

 

Sevgili Sundance,

 

Ahzâb 50'de ganimet anlamına gelebilecek hiçbir ifade yok,

"mâ efâ allah" deniyor o kadar;

mâ efâ allah: Allah'ın sana verdiği demek.

 

 

 

 

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...