Jump to content

Evliliğe BiYOLOJiK olarak elverişli olanlar nikahlanabilir..miş.


Recommended Posts

3 hours ago, Phocas said:

Benim dediğim şu; yetimlerin mallarını koruyamamaktan korkmakla onları nikahlamanın ne alakası var?

Nikahlayınca ne oluyor?

 

 

Bir alâkası yok;

"rüşd"e eren yetimlere mallarını verip onları kendi başlarına bıraktığınızda 

eğer onlar "Bir babalık daha yap, beni evlendir!" derler ise

BiR BABALIK DAHA YAPIP SEVABA GiRMEK iÇiN evlendireceksiniz onları.   

 

Ayetimizin siyakında

"Yetimlerin mallarını kendi malınızla yemeyin" denerek

büyük günahtır bu -hûben kebîrâ-  diye uyarılmışsınız,

samimi müminler olarak "Büyük günahı bilmeden işlersem!" korkusu içindesiniz;

ayetimizde o korkudan kurtulmanızın yolu gösteriliyor:

 

Rüşde eren yetimleri hayata salıvermek üzere verin mallarını kendilerine,

elinizde yanlışlıkla yiyeceğiniz yetim malı kalmaz böylece;

o arada eğer beni nkhla yani evlendir derler ise evlendirin.

 

Yetiminiz size beni nkhla dediğine göre

talibi çıkmış demektir;

"Verdim gitti!" demeden önce o talip uygun mu değil mi araştıracaksınız. Yetiminizi evlendirmeniz BUNDAN ibaret. 

 

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 317
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

7 saat önce, Hasan Akçay yazdı:

 

 

Bir alâkası yok;

"rüşd"e eren yetimlere mallarını verip onları kendi başlarına bıraktığınızda 

eğer onlar "Bir babalık daha yap, beni evlendir!" derler ise

BiR BABALIK DAHA YAPIP SEVABA GiRMEK iÇiN evlendireceksiniz onları.   

 

Ayetimizin siyakında

"Yetimlerin mallarını kendi malınızla yemeyin" denerek

büyük günahtır bu -hûben kebîrâ-  diye uyarılmışsınız,

samimi müminler olarak "Büyük günahı bilmeden işlersem!" korkusu içindesiniz;

ayetimizde o korkudan kurtulmanızın yolu gösteriliyor:

 

Rüşde eren yetimleri hayata salıvermek üzere verin mallarını kendilerine,

elinizde yanlışlıkla yiyeceğiniz yetim malı kalmaz böylece;

o arada eğer beni nkhla yani evlendir derler ise evlendirin.

 

Yetiminiz size beni nkhla dediğine göre

talibi çıkmış demektir;

"Verdim gitti!" demeden önce o talip uygun mu değil mi araştıracaksınız. Yetiminizi evlendirmeniz BUNDAN ibaret. 

 

Ayeti istediğiniz gibi değiştirip, buna göre senaryo yazıyorsunuz.

Yetimin malını verdin, iş bitti, değil mi? Ötesi olasılıklara bağlı, nikahlama da binlerce olasılıktan birisi, ama niye özellikle nikahlanma?

Bunu açıklayın.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
59 minutes ago, Phocas said:

Ayeti istediğiniz gibi değiştirip, buna göre senaryo yazıyorsunuz.

Yetimin malını verdin, iş bitti, değil mi? Ötesi olasılıklara bağlı, nikahlama da binlerce olasılıktan birisi, ama niye özellikle nikahlanma?

Bunu açıklayın.

 

 

Nikahlanmak yetimlerin hakkı değil

diyorsunuz yani.

Yetimler sizi  ellerine bi geçirirlerse kimse kurtaramaz ellerinden;

en iyisi siz bi süre ortalarda görünmeyin.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 09.09.2018 at 18:26, teflon said:

1400 senelik geçmişe ve uygulamalara bakacak olursak eğer, öyle olmadığı kesin.

Müslümanlar çok eşli evlilikler yapıyor mu, yapıyor.

Alimlerin bu yönde yorumları var mı, var...

 

 

Rabbimiz!

Beylerimize, büyüklerimize uyduk biz;

bizi onlar saptırdı! (Ahzâb 67)

 

 

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
3 minutes ago, Hasan Akçay said:

 

 

Rabbimiz! Beylerimize, büyüklerimize uyduk, bizi onlar saptırdı! (Ahzâb 67)

 

 

 

Müslümanları, İslam'ı, dini, seni çok güzel tanımlayan bir söz. Bilim varken eskilerin masallarını, peygamber denen sahtekarları -gerçi peygamber demek aslında sahtekar demek ya neyse- rehber alırsan olacağı bu.

Link to post
Sitelerde Paylaş
12 minutes ago, Hasan Akçay said:

Rabbimiz!

Beylerimize, büyüklerimize uyduk biz;

bizi onlar saptırdı! (Ahzâb 67)

 

Hasan Bey ben de ne örnek vereyim şimdi? Kılavuzu karga olanın....falan mı diyeyim?

Hem ben bir soru daha sormuştum ona yanıt gelmedi: 

Quote

Hasan Bey; tam olarak sizin çevirilerinize uygun olan, "birebir" bir kuran çevirisi, tefsiri var mı piyasada? Bütünüyle, eksiksiz olarak "işte budur" diyeceğiniz?..Ya da sizin için var mı daha en başta?

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 9.10.2018 at 13:11, teflon yazdı:

 

Bu kafayla kuranı okuyan biri şöyle de düşünebilir: O tarihlerde araplar arasında bir yetim seferberliği, seferberlik ne kelime, tam bir yetim çılgınlığı varmış. Herkes yetim alıp bakmak için birbirini eziyormuş; cariyelik diye bir kurum ise neredeyse hiç yokmuş(!)..Kuranda ikide bir yetim(!) dediğine göre..Ama tarih tam tersi gibi sanki..

Yetim babası ölmüş kişiye denir, bu şahsın annesi sağdır, anne- babasız diye algılamayalım.

Öksüz ise ana-babası ölmüş kişiye denir.

Kuran’ da öksüz kelimesi geçmez, neden acaba?

Link to post
Sitelerde Paylaş
57 minutes ago, teflon said:

 

Hasan Bey ben de ne örnek vereyim şimdi? Kılavuzu karga olanın....falan mı diyeyim?

Hem ben bir soru daha sormuştum ona yanıt gelmedi:

 

 Hasan Bey;

tam olarak sizin çevirilerinize uygun olan, "birebir" bir kuran çevirisi, tefsiri var mı piyasada?

Bütünüyle, eksiksiz olarak "işte budur" diyeceğiniz?..Ya da sizin için var mı daha en başta?

 

 

Yok 

ya da var ama ben göremedim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Çevirilerini genellikle onayladığım insanlar var,

örneğin Yaşar Nuri Öztürk.

Ama bazan onun yaptığı bir ayet çevirisi de o kadar uyduruk oluyor ki...

Örneğin Nisâ 25'in şu çevirisine bakar mısınız:

 

İnanmış HÜR kadınları nikâhlama genişliğine gücü yetmeyeniniz, ellerinizin altındaki genç, mümin KÖLE kızlarından biriyle evlensin. Allah sizin imanınızı daha iyi bilir. Hep birbirinizdensiniz. O halde onları, ailelerinin izniyle nikâhlayın. Gizli dost edinmeyerek, zinadan uzak kalarak, iffetli hanımlar olmaları şartıyla onların mehirlerini örfe uygun bir biçimde verin. Evliliğe geçtikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara, hür kadınlara uygulanan cezasının yarısı uygulanacaktır. Bu, köle ile evlenme yolu, günaha ve sıkıntıya girmekten korkanınız içindir. Sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır. Allah çok affedici, çok merhametlidir.

 

Çevirinin ASLI GiBi olması gerekir

ya da en azından aslı gibidir iDDiASINI taşıması.

Bu çeviri ise öyle bir iddaya sahip değil; tamamen uydurma.

 

Niye yapar bunu Y N Öztürk,

düşünmeden edemiyor insan.

 

Cevap:

 

Sanırım

"gelenek islamı"ndan uzaklaşmayı göze alamamış;

"gelenek islamı"nın hışmından korkmuş.

 

Benim bu forumda yapmaya çalıştığım çeviri:

 

Ve ifetli inanan kadınlarla kolay kolay evlenemeyenleriniz (Ve men lem yestetı’ minkum tavlen en yenkıhal muhsanâtil mu’minât)

yeminlerinizin BAĞLI kıldığı inanan genç KIZLARINIZ ile evlensinler (fe min mâ meleket eymânukum min feteyâtikumul mu’minât)

Sizin imanınızı Allah bilir, hepiniz birsiniz (Vallâhu a’lemu bi îmânikum. Ba’dukum min ba’d)

Ailelerinin izni ile eş alın onları ve kendilerine örfe uyan mehirlerini verin (fenkihûhunne bi izni ehlihinne ve âtûhunne ucûrehunne bil ma’rûf)

Onlar da iffetllerini korusun, uygunsuz davranmasın, gizli dost edinmesinler (muhsanâtin gayra musâfihâtin ve lâ muttehızâti ahdân)

Eğer korunuyor olduklarında hafif meşreb davranırlarsa onların cezası (fe izâ uhsinne fe in eteyne bi fâhışetin fe aleyhinne)

iffeti koruma altında olan BAĞIMSIZ kadınlara verilenin yarısıdır (nısfu mâ alâl muhsanâti minel azâb

Darda kalmaktan korkanlarınız içindir bu. Ama sabretmeniz daha iyidir (Zâlike li men haşiyel anete minkum. Ve en tasbirû hayrun lekum.)

Esirgeyendir Allah, bağışlayandır ( Vallâhu gafûrun rahîm).

 

Lütfen karşılaştırır mısınız.

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 10.10.2018 at 14:56, Hasan Akçay said:

Yok 

ya da var ama ben göremedim.

 

Hasan Bey (üzerinden 1400 sene geçtiğini de göz önünde bulundurursak)

 

Bu "din" nerede o zaman...?!!

ya da

Bu din "nerede", o zaman?!

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
11 hours ago, teflon said:

 

Hasan Bey (üzerinden 1400 sene geçtiğini de göz önünde bulundurursak)

 

Bu "din" nerede o zaman...?!!

ya da

Bu din "nerede", o zaman?!

 

 

Bu din her zaman harekesiz Kuran'da.

 

Bu din "tefsir"lerde değil

çünkü tefsir müfessir denen "beşer"in görüşüdür;

beşer şaşar; bile bile ya da bilmeden, dini çarpıtır.

 

Bu din "meal"lerde de değil

çünkü meal meali yapan "beşer"in isteklerine göre oluşur

ve dini çarpıtır.

 

Örneğin

mevcut mealler erkeklerin isteklerine göre oluşmuştur,

o yüzden bu din KADEK tüzüğü derekesine indirilmiştir 

(Kadın Düşmanı Erkekler Klübü).

 

Öneğin Yaşar Nuri Öztürk'ün

4:25 mealinde

şu söylediklerine bakar mısınız:

 

İnanmış HÜR kadınlar diyor, Arapça metinde HÜR mür bulunmadığı halde;

KÖLE kızlar diyor, ayette genç kızlarınız anlamında feteyâtikum dendiği ve kölenin "k"si geçmediği halde;

evliliğe geçtikten sonra diyor, Arapça metindeki iZÂ UHSiNNE korunuyor olduklarında demek olduğu halde

ve fuhuş yapan kendi eşinin yarım ceza ile yırtmasına sanki kendisi razı olurmuş gibi.

 

Biz gerçek islama ulaşmak istiyorsak

ayetleri AKLIMIZ ile okuyacağız.

 

AKLIMIZ vicdanımızdır aynı zamanda;

vicdan ve akıl bir olduğunda dağları devirir.

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
11 hours ago, Hasan Akçay said:

 

 

Bu din her zaman harekesiz Kuran'da.

 

Bu din "tefsir"lerde değil

çünkü tefsir müfessir denen "beşer"in görüşüdür;

beşer şaşar; bile bile ya da bilmeden, dini çarpıtır.

 

Bu din "meal"lerde de değil

çünkü meal meali yapan "beşer"in isteklerine göre oluşur

ve dini çarpıtır.

 

Örneğin

mevcut mealler erkeklerin isteklerine göre oluşmuştur,

o yüzden bu din KADEK tüzüğü derekesine indirilmiştir 

(Kadın Düşmanı Erkekler Klübü).

 

Öneğin Yaşar Nuri Öztürk'ün

4:25 mealinde

şu söylediklerine bakar mısınız:

 

İnanmış HÜR kadınlar diyor, Arapça metinde HÜR mür bulunmadığı halde;

KÖLE kızlar diyor, ayette genç kızlarınız anlamında feteyâtikum dendiği ve kölenin "k"si geçmediği halde;

evliliğe geçtikten sonra diyor, Arapça metindeki iZÂ UHSiNNE korunuyor olduklarında demek olduğu halde

ve fuhuş yapan kendi eşinin yarım ceza ile yırtmasına sanki kendisi razı olurmuş gibi.

 

Biz gerçek islama ulaşmak istiyorsak

ayetleri AKLIMIZ ile okuyacağız.

 

AKLIMIZ vicdanımızdır aynı zamanda;

vicdan ve akıl bir olduğunda dağları devirir.

 

 

Bu din tefsirde değil, mealde değil, orada değil, burada değil, nerede o zaman? Arapça bilmeyen, sıradan bir insan bu kitapta yazılanlara nasıl ulaşacak? Var mı bu sorunun cevabı? Arapça bilen bile ulaşamıyor ya, neyse.

 

Yıl 1632. Kuran'ın tamamlanmasından itibaren tam 1000 yıl geçmiş. 1632'de ortada kaç adet Kuran vardı ve kaç dile çevrilmişti? O ana kadar yaşamış olan insanların kaçta kaçına ulaşmıştı bu Kuran?

 

Bu geri zekalı da hala aklımız ile okuyalım diyor. Meal olmaz, tefsir olmaz, çeviri olmaz, harekeli olmaz, o olmaz, bu olmaz, ne olur o zaman be geri zekalı mal?

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

@Hasan Akçay,

 

Sizin bunca sayfadır gördüğümüz karşı çıkışlarınızdan ve genel yazılarınızdan anladığım şu ki, Kur'an'da cariye diye bir şeyden bahsetmez, İslam'da cariyelik diye bir sosyal kurum yoktur. Cariye diye bir şey yok... Bize cariye diye çevrilen ve anlatılan kızların hepsi yetim, kimsesiz vb kızlar. Dolayısıyla bunlar, onlara bakmakla yükümlendirilmiş (veya bu yükümlülüğü kendisi almış) aileleri tarafından, kendi kızları gibi sevilmekte ve korunmakta. Haliyle bunlarla seks falan da yapılmaz.

 

Peki Meraic Suresi 30. ayette bahsi geçen kızlar kimler oluyor? Önceki ayetle birlikte buraya yapıştıralım ki anlaşılsın. Daha öncekilerde de namazını doğru kılan, düzgün müminlerden "İşte bunlar Allah'ın azabından korkarlar, namazlarını dosdoğru kılarlar, onların mallarında hem kendileri hem de yoksullar için hak vardır, ceza gününe inanır ve korkarlar, ırzlarını korurlar" gibi cümlelerle bahseder ve onları över. Devamı aşağıda:

 

70/29: Onlar edep yerlerini/iffetlerini koruyanlardır.

70/30: Ancak eşleri, yahut sahip oldukları cariyeleri başka. Çünkü onlar (eşleri ve cariyeleri ile olan ilişkileri konusunda) kınanmazlar.

 

Kimdir bu "Mâ meleket eymanu-hum" acaba?

Mümin erkeklerin onlara edep yerlerini gösterebilmesine neden hak tanınmış?

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 hours ago, Türk Ateist said:

70/29: Onlar edep yerlerini/iffetlerini koruyanlardır.

70/30: Ancak eşleri, yahut sahip oldukları cariyeleri başka. Çünkü onlar (eşleri ve cariyeleri ile olan ilişkileri konusunda) kınanmazlar.

 

Kimdir bu "Mâ meleket eymanu-hum" acaba?

Mümin erkeklerin onlara edep yerlerini gösterebilmesine neden hak tanınmış?

 

 

Mümin erkeklerin onlara ("mâ meleket eymân"larına) 

edep yerlerini gösterebilmesine neden hak tanınmış?

 

Önce şu ezberi bi bozalım:

 

Edep yerlerini "mâ meleket eymân"larına gösterebilme hakkı

yalnızca erkeklere tanınmamış,

mümin kadınlara da tanınmıştır.

 

Sevgili Türk Ateist,

siyakta söylenenleri kâle almanızdan anlaşılıyor ki

siz bu gerçeğin ayırdındasınız aslında: 

 

Ve edep yerlerini saklayanlardır onlar -Vellezîne li furûcihim hâfizûn.

 

Açık ve net;

edep yerlerini yalnızca mümin erkekler değil, mümin KADINLAR da saklarlar;

dolyayısıyla oralarını yalnızca mümin erkekler değil mümin KADINLAR da açarlar.

 

Kime açarlar?

mümin erkekler kendi "mâ meleket eymân"larına,

mümin kadınlar kendi "mâ meleket eymân"larına.

 

Kimdir bu "Mâ meleket eymanu-hum" acaba?

 

Yemin (şifahî?) NiKAHLI eşlerdir

bu ayetten başka bir anlam çıkmaz;

örneğin inanan erkeklerin cinsel ilişkiye girmek için "cariye"lerine edep yerlerini açılabileceği anlamı çıkmaz,

yoksa inanan kadınların da cinsel ilişkiye girmek için oralarını "erkek köle"lerine açabileceği anlamı çıkar... 

 

KADEK işte buna yanaşmaz,

"Yooo" derler, "kadınlar edep yerlerini erkek kölelerine açamaz."

 

Profesör Abdülaziz Bayındır'ın deyimiyle,

iyi ama neden?

Ayetten o anlam çıkıyorsa bu anlam da çıkar.

 

 

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Mâ meleket eymân 

ya bakımı üstlenilenlerdir

ya da yemin nikahlı eşler.

 

Bakımı üstlenilenler (4:3, 4:25, 4:33, 24:33, 33:55...)

Yemin nikahlı eşler (23:6, 33:50, 33:52, 70:30)

 

Ahzâb 50'de

Muhammed nebiye seslenilerek

deniyor ki:

 

Helal kıldık sana "yeminin kimleri bağlı kıldıysa onlar"ı -inna ahlelna leke mâ meleket yemînuk.

 

Muhammed nebinin o "meleket yemin"i

onun yemin nikahlı zevceleridir

ve nebi onların yemin nikahlı kocası. 

 

Tıpkı bunun gibi

Müminûn 6'daki mâ meleket eymân uhum

inanan erkeklerin yemin nikahlı zevceleridir

ve o erkekler onların yemin nikahlı kocaları.

Link to post
Sitelerde Paylaş
14 minutes ago, Phocas said:

@Hasan Akçay

 

Nur 33’ de besleme ( sizin iddianıza göre) ile ne anlaşması yapılıyor? Onları fuhuşa sürükleyenler var, fuhuşa sürüklesen bile affediliyorsun..

Ne iş bu?

Burayı da bir kıvırın bakalım.

 

 

Sevgili Phocas,

benim köyümde

birisi

senin burda yaptığı gibi

ağzından çıkanı kulağı duymadan konuşursa yaveeeş derler.

 

Yaveeeeş kardeşim,

kıvırmak mıvırmak...

size yakışıyor mu?

 

Sorunuzu

ayrıca cevaplayacağım

Allah isterse.

 

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
8 saat önce, Hasan Akçay yazdı:

 

 

Mümin erkeklerin onlara ("mâ meleket eymân"larına) 

edep yerlerini gösterebilmesine neden hak tanınmış?

 

Önce şu ezberi bi bozalım:

 

Edep yerlerini "mâ meleket eymân"larına gösterebilme hakkı

yalnızca erkeklere tanınmamış,

mümin kadınlara da tanınmıştır.

 

Sevgili Türk Ateist,

siyakta söylenenleri kâle almanızdan anlaşılıyor ki

siz bu gerçeğin ayırdındasınız aslında: 

 

Ve edep yerlerini saklayanlardır onlar -Vellezîne li furûcihim hâfizûn.

 

Açık ve net;

edep yerlerini yalnızca mümin erkekler değil, mümin KADINLAR da saklarlar;

dolyayısıyla oralarını yalnızca mümin erkekler değil mümin KADINLAR da açarlar.

 

Kime açarlar?

mümin erkekler kendi "mâ meleket eymân"larına,

mümin kadınlar kendi "mâ meleket eymân"larına.

 

Kimdir bu "Mâ meleket eymanu-hum" acaba?

 

Yemin (şifahî?) NiKAHLI eşlerdir

bu ayetten başka bir anlam çıkmaz;

örneğin inanan erkeklerin cinsel ilişkiye girmek için "cariye"lerine edep yerlerini açılabileceği anlamı çıkmaz,

yoksa inanan kadınların da cinsel ilişkiye girmek için oralarını "erkek köle"lerine açabileceği anlamı çıkar... 

 

KADEK işte buna yanaşmaz,

"Yooo" derler, "kadınlar edep yerlerini erkek kölelerine açamaz."

 

Profesör Abdülaziz Bayındır'ın deyimiyle,

iyi ama neden?

Ayetten o anlam çıkıyorsa bu anlam da çıkar.

 

 

 

Pardon da kadınlar zaten erkeklerle aynı haklara sahip değil. Erkeklere sana herkesler helal, bir sürü eş alabilirsin, köleler cariyeler zaten senin der, cennette her seks sonrası tekrar bakire olan huriler verir ancak kadınlara ne dünyada ne de cennette bu tip vaadleri olmaz.  Kadın kafasını kaldırıp bir erkeğe baksa yandı. 

O yüzden sizin "Kadınların da kendi erkekleri dışındaki erkeklere edep yerlerini göstermesi yasak, kendi erkeklerine göstermesi haktır" dedikten sonra bu ayetin kadınlara da hitap ettiğini söylemeniz biraz yanlış olmuş. Kadınlar bu ayetleri üstlerine alınmazlar çünkü erkeğe hitap ettiği açıktır.

 

"Kaldı ki neden eşler ve sağ elin altındakiler" diye özellikle vurguluyor, di mi? 

 

Ayrıca lütfen söyleyin ki bilelim.

İslam'da cariyelik diye bir kurum var mıdır size göre, Kur'an'da bu kurumdan herhangi bir şekilde bahseder mi?

Çünkü siz cariyelerin adının geçtiği hiçbir ayeti mevcut çevirilere bakarak kabul etmiyorsunuz. Acaba cariyelik denen şeyden haberiniz mi yok yoksa biz mi yanlış biliyoruz?

Link to post
Sitelerde Paylaş
16 minutes ago, Türk Ateist said:

 

Pardon da kadınlar zaten erkeklerle aynı haklara sahip değil. Erkeklere sana herkesler helal, bir sürü eş alabilirsin, köleler cariyeler zaten senin der, cennette her seks sonrası tekrar bakire olan huriler verir ancak kadınlara ne dünyada ne de cennette bu tip vaadleri olmaz.  Kadın kafasını kaldırıp bir erkeğe baksa yandı. 

O yüzden sizin "Kadınların da kendi erkekleri dışındaki erkeklere edep yerlerini göstermesi yasak, kendi erkeklerine göstermesi haktır" dedikten sonra bu ayetin kadınlara da hitap ettiğini söylemeniz biraz yanlış olmuş. Kadınlar bu ayetleri üstlerine alınmazlar çünkü erkeğe hitap ettiği açıktır.

 

"Kaldı ki neden eşler ve sağ elin altındakiler" diye özellikle vurguluyor, di mi? 

 

Ayrıca lütfen söyleyin ki bilelim.

İslam'da cariyelik diye bir kurum var mıdır size göre, Kur'an'da bu kurumdan herhangi bir şekilde bahseder mi?

Çünkü siz cariyelerin adının geçtiği hiçbir ayeti mevcut çevirilere bakarak kabul etmiyorsunuz. Acaba cariyelik denen şeyden haberiniz mi yok yoksa biz mi yanlış biliyoruz?

 

 

Kuran aleyhinde iddialar öne sürdüğünüzde

iddialarınızı ayetlerle kanıtlayın

ya da o iddiaları hiç öne sürmeyin. Lütfen.

 

Örneğin bu iletinizde öne sürdüğünüz iddiaların hepsi birer üfürme. 

 

Erkeklere sana herkesler helal... der. Erkeklere anaları helal mı?

Efendim ben bunu demek istemedim. Öyleyse deme kardeşim; demek istediğin ne ise onu de. 

Bir sürü eş alabilirsin der. 4:3 mü der bunu? Kanıtlar getirip anlatıyorum ki 4:3 eş alın demez, evlendirin der.

köleler cariyeler zaten senin der. BUNU hangi ayet der?

cennette her seks sonrası tekrar bakire olan huriler verir. Bırakın bu üfürmeleri. Kur'an dışardan yapılan üfürmelerden niye sorumlu olsun?

Kadın kafasını kaldırıp bir erkeğe baksa yandı. Yok böyle bir şey.

Kadınlar bu ayetleri (23:1-6'yı) üstlerine alınmazlar çünkü erkeğe hitap ettiği açıktır. 23:5 edep yerlerini saklar inananlar diyor. Kadınların üstlerine almıycak mı bunu?

 

Ben foruma görüş alıp vermek için giriyorum,

bu tür üfürmelerle kayıkçı kavgası yapmaya değil. 

 

Aynı minval üzere devam edecekseniz

yazılarınızı

bırakın cevaplandırmayı

okumam. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 hours ago, Hasan Akçay said:

 

 

Sevgili Phocas,

benim köyümde

birisi

senin burda yaptığı gibi

ağzından çıkanı kulağı duymadan konuşursa yaveeeş derler.

 

Yaveeeeş kardeşim,

kıvırmak mıvırmak...

size yakışıyor mu?

 

O zaman bu yaveeeeş kelimesine sık sık maruz kalıyor olmalısın, çünkü parmaklarından çıkanı gözün görmüyor.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...