Jump to content

Evliliğe BiYOLOJiK olarak elverişli olanlar nikahlanabilir..miş.


Recommended Posts

2 hours ago, Türk Ateist said:

 

Yoo, aklınız öyle diyorsa öyle deyin tabii. Ben buna karışamam ki. Kimse karışamaz.

Sadece aklınız yanlış çalışıyor, duygularınız ve vicdanınız aklınıza galebe çalıyor der, doğru olanı göstermeye çalışırız.

Elimizden başkası gelmez zira... 

 

 

Çok güzel.  Doğru olanı gösterin o zaman. Lütfen. 

 

Nisâ 25 müminlere seslenerek

ve, nebi de mümin olduğuna göre , nebiye seslenerek

diyor ki:

 

Senin

sana ait "meleket yemîn"i eş alman haramdır.

 

Say ki Nisâ 25'teki meleket yemîn

koskoca toplum denen şey tarafından kabul edildiği üzere

"cariye"dir, senin cariyelerin. 

 

Ama senin 

sana ait cariyeleri eş alman haram

4:25 bunu açık ve net olarak belirtiyor.

 

Senin ailen ve sizin durumunuzdaki aileler onların ailesisiniz,

onları başkaları eş alacak siz ailelerinin izniyle -bi izni ehl ihinn.

 

Bu hükmü

nebiye uygularsak:

 

Nebiye ait cariyeleri başkaları eş alacak

nebinin zini ile.

4:25'teki hüküm bu.

 

33:52 ise nebiye seslenerek

diyor ki: 

 

Senin, eşlerinden birini

sana ait "mâ meleket yemîn"le değiştirmen 

helaldır.

 

Bi başka deyişle, nebinin bir eşi boşanır ya da ölürse

nebi onun YERiNE bir "meleket yemîn"ini eş alabilecek

hem de bundan sonra da eş alabilecek

ayette "bundan sonra (min ba'd) kadınlar sana helal değildir" diyen Allah'a inat.

 

33:52'nin 

nebinin eş almasını helal kıldığı o meleket yemîn

nebiye ait cariyeler olabilir mi

nebinin kendisine ait bir cariyeyi eş almasını Nisâ 25 haram kılıp duruken?

 

33:52'deki hüküm gereğince nebinin eş alması helal olan meleket yemîn

eğer cariye ise 2 + 2 = 5 olup koskoca toplum AKIL ile okumuştur ayetleri.

 

Yok, eğer onlar nebinin yemin NiKAHLI eşleri ise

ve nebinin

olağan NiKAHLI eşlerini

kendileriyle değiştirebileceği "meleket yemîn"in sayısı 

onun mevcut "meleket yemîn"i ile sınırlıysa 2+2=4'tür.

 

Buyurun, doğruyu gösterin. Lütfen.

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 317
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

3 saat önce, Türk Ateist yazdı:

Sizse yepyeni bir din yaratma peşindesiniz. Aslen karşı değilim .

Ben karşıyım, ne din yaratacak? bunun çapı ne? Modern öğeler karşısında çuvallayıp, yalan söylüyor, insanları kandırmaya çalışıyor.

Bu din sizi çok uyuşturuyor, az uyuşturan din icat ettim diye bir saçmalık olur mu?

Uyuşturucunun azı çoğu olmaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 hours ago, Sundance said:

Hasan bey;

Yani başkalarına gelince "bakımı üstlenilen kızlar" anlamındaki "ma meleket yemin"leri Muhammed alınca "yemin nikahlı eşler" "ma meleket yemin" oluyor. 

Başkaları balla börekle beslese de, Muhammed koynuna da alsa bu kadınlar "ma meleket yemin".

 

 

Muhammed ile başkaları arasında hiç bir ayrıım yok;

bunu herkes kolayca görür

eğer ayetleri okurken biraz dikkat ederse. 

 

Örneğin 4:25'teki "mâ meleket eymân"ınız

bakımını

SiZiN üstlendiklerinizdir.

 

Onları

siz eş almıyacaksınız, başkaları eş alacak

SiZiN izninizle.

 

33:55'teki peygamber eşlerinin "mâ meleket eymân"ı  ise

bakımını

peygamber eşlerinin, dolayısıyla içinde peygamberin yer aldığı peygamber ailesinin üstlendikleridir.

 

Onları

peygamber eş almayacak, başkaları eş alacak

PEYGAMBERiN ve eşlerinin izniyle. 

 

*

 

23:6 ve 70:30'daki "meleket eymân"ın

yemin NiKAHLI eş olması 

nebi dahil bütün müminleri bağlar

 

33:50 ve 33:52'deki "meleket yemîn"in 

yemin NiKAHLI eş olması 

mümin olan herkes dahil peygamberi bağlar. 

 

"Mâ meleket eymân"la ilgili olarak

ayette ne deniyor ONA bakacağız.

 

Eğer "mâ meleket eymân"ı NKHLAYIN deniyorsa bekardır  onlar, "bakımı üstlenilen"dirler (4:25, 4:33, 24:33, 24:58, 33:55...),

müminler apışaralarını kendi "meleket eymân"larına açarlar deniyorsa "yemin nikahlı eş"tirler (23:6, 33:50, 33:52, 70:30).

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
59 dakika önce, Abdülmalik yazdı:

Ben karşıyım, ne din yaratacak? bunun çapı ne? Modern öğeler karşısında çuvallayıp, yalan söylüyor, insanları kandırmaya çalışıyor.

Bu din sizi çok uyuşturuyor, az uyuşturan din icat ettim diye bir saçmalık olur mu?

Uyuşturucunun azı çoğu olmaz.

 

Yahu misaldi o... Elbette yeni din yaratamaz.

Düşünsene; çocuk tecavüzcüsü, çok eşliliği dinden aldığı hakla yaşayan, karılarını kızlarını çarşafa türbana sokan yobazlar biraz daha light hale gelse fena mı olur? Ayrıca Türkiye'de devrimlerden sonra ortaya çıkan biraz öyledir. İslam'ın evrim geçirmiş halini pratik ederiz. Şimdilerde aslına döndürme çabaları var ama bu açıkça zarar verdi, veriyor.

İnsanların yobaz olmaktansa daha medeni yaşayan, daha modern, daha ahlaklı Müslümanlar olmalarını elbette yeğlerim. İnanıyor olmalarına hiçbir itirazım yok benim. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 minutes ago, Türk Ateist said:

 

Yahu misaldi o... Elbette yeni din yaratamaz.

Düşünsene; çocuk tecavüzcüsü, çok eşliliği dinden aldığı hakla yaşayan, karılarını kızlarını çarşafa türbana sokan yobazlar biraz daha light hale gelse fena mı olur? Ayrıca Türkiye'de devrimlerden sonra ortaya çıkan biraz öyledir. İslam'ın evrim geçirmiş halini pratik ederiz. Şimdilerde aslına döndürme çabaları var ama bu açıkça zarar verdi, veriyor.

İnsanların yobaz olmaktansa daha medeni yaşayan, daha modern, daha ahlaklı Müslümanlar olmalarını elbette yeğlerim. İnanıyor olmalarına hiçbir itirazım yok benim. 

 

Bu dinin aslı orada oldukça bu çok zor, ne kadar çağdaşlaştırmaya çalışılsa da yine aslında döner bu müslümanlar. En iyisi en azından deist yapmalı bunları.

Link to post
Sitelerde Paylaş
20 dakika önce, Türk Ateist yazdı:

 

Yahu misaldi o... Elbette yeni din yaratamaz.

Düşünsene; çocuk tecavüzcüsü, çok eşliliği dinden aldığı hakla yaşayan, karılarını kızlarını çarşafa türbana sokan yobazlar biraz daha light hale gelse fena mı olur? Ayrıca Türkiye'de devrimlerden sonra ortaya çıkan biraz öyledir. İslam'ın evrim geçirmiş halini pratik ederiz. Şimdilerde aslına döndürme çabaları var ama bu açıkça zarar verdi, veriyor.

İnsanların yobaz olmaktansa daha medeni yaşayan, daha modern, daha ahlaklı Müslümanlar olmalarını elbette yeğlerim. İnanıyor olmalarına hiçbir itirazım yok benim. 

 

Teoride çok hoş temenniler de pratikte öyle olmuyor maalesef.

 

Modernistler, bizim gibi işin aslını bilen yobazların karşısında hiç bir etkileri olmuyor.

 

 Hasan bey gibiler ancak bir şekilde dindeki pisliği görüp “Ne lan bu pislik?” diye midesi almayan insanların belirli bir süre gazını almaya, pisliğin üzerini örtmeye yarıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, Hasan Akçay yazdı:

Çok güzel.  Doğru olanı gösterin o zaman. Lütfen. 

 

Nisâ 25 müminlere seslenerek

ve, nebi de mümin olduğuna göre , nebiye seslenerek

diyor ki:

 

Senin

sana ait "meleket yemîn"i eş alman haramdır.

 

Say ki Nisâ 25'teki meleket yemîn

koskoca toplum denen şey tarafından kabul edildiği üzere

"cariye"dir, senin cariyelerin. 

 

Ama senin 

sana ait cariyeleri eş alman haram; 

4:25 bunu açık ve net olarak belirtiyor.

 

Hani, nerede belirtiyor? Nisa 25'de kendi cariyelerinizle evlenin veya evlenmeyin diye bir şey yok. Cariye sahibi adam zaten yoksulluk nedeniyle hür kadınla evlenemiyor değildir. Nisa 25, hür kadınla evlenmeye gücü yetmeyen erkeklerin, mümin cariyelerle evlenmesine izin verildiğini bildirir. Çünkü normal şartlarla cariyelerle evlenmez erkekler. Makbul değildir çünkü cariyeler fahişelik vb de yaptığı (veya onlara bu sahipleri tarafından yaptırıldığı) için güvenilmezdirler. Ayette de o yüzden "namuslu olanlarıyla, gizli dost tutmamış olanlarıyla evlenin" diye şart koşar. Yani bu ayette "cariyeni sen alma, sana haram" diye bir ibare yok. Gönderme bile yok. Ayrıca dediğim gibi, cariyeleri olan adam zaten durumu iyi adamdır, niye gidip de evlenmenin hoş görülmediği cariyeyle evlensin? Cariye ona zaten seks hizmeti de veriyor. 

 

Nisa 25: "İçinizden özgür mümin hanımlarla evlenmeye gücü yetmeyenler, sizin genç ve mümin olan cariyeleriniz ile evlensin. Allah sizin imanınızı en iyi bilendir. Siz, birbirinizdensiniz. Öyle ise, onları velilerinin izni ile nikahlayın ve fuhuş işlemeyen, gizli dost tutmamış olan iffetli hanımlara mehirlerini güzel bir şekilde verin. Evlendikten sonra fuhuş yapacak olurlarsa, onlara hür kadınlara verilen cezanın yarısını uygulayın. Bu, sizden günaha düşmekten korkanlar içindir. Sabrederseniz sizin için daha hayırlıdır. Allah bağışlayan, merhamet edendir."

 

2 saat önce, Hasan Akçay yazdı:

33:52 ise nebiye seslenerek

diyor ki: 

 

Senin, eşlerinden birini

sana ait "mâ meleket yemîn"le değiştirmen 

helaldır.

 

Bi başka deyişle, nebinin bir eşi boşanır ya da ölürse

nebi onun YERiNE bir "meleket yemîn"ini eş alabilecek

hem de bundan sonra da eş alabilecek

ayette "bundan sonra (min ba'd) kadınlar sana helal değildir" diyen Allah'a inat.

 

33:52'nin 

nebinin eş almasını helal kıldığı o meleket yemîn

nebiye ait cariyeler olabilir mi

nebinin kendisine ait bir cariyeyi eş almasını Nisâ 25 haram kılıp duruken?

 

33:52'deki hüküm gereğince nebinin eş alması helal olan meleket yemîn

eğer cariye ise 2 + 2 = 5 olup koskoca toplum AKIL ile okumuştur ayetleri.

 

Yok, eğer onlar nebinin yemin NiKAHLI eşleri ise

ve nebinin

olağan NiKAHLI eşlerini

kendileriyle değiştirebileceği "meleket yemîn"in sayısı 

onun mevcut "meleket yemîn"i ile sınırlıysa 2+2=4'tür.

 

Buyurun, doğruyu gösterin. Lütfen.

 

Valla Ahzap 52'de de hiç böyle şeyler demiyor. Bir kere cariyeyle "evlen" demiyor ki? Bunu nereden çıkardınız? Ahzap 50'de ne dediği, kimleri ne şekilde helal kıldığı açıktır. 

 

"Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin hanımlarını, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği ve elinin altında bulunan cariyeleri, amcanın, halanın, dayının ve teyzenin seninle beraber göç eden kızlarını sana helâl kıldık. Bir de Peygamber kendisiyle evlenmek istediği takdirde, kendisini peygambere hibe eden mümin kadını, diğer müminlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helâl kıldık). Kuşkusuz biz, hanımları ve ellerinin altında bulunan cariyeleri hakkında müminlere neyi farz kıldığımızı biliriz. (Bu hususta ne yapmaları lâzım geldiğini onlara açıkladık) ki, sana bir zorluk olmasın. Allah bağışlayandır, merhamet edendir.)"

 

"Mehirlerini verdiğin hanımların ve Allah'ın sana ganimet olarak verdiği, elinin altındaki cariyeler" diyor, değil mi? Cariyeler zaten ganimet ve her durumda ona ait. Onlar eş değil.  Bold yaptığım iki cümlede de cariyeleri ayrıca belirtir, çünkü nikahlı eşler dışında o cariyeler hayatlarında hep olacaktır ve onlara nikah yapma zorunluluğu olmadan dilediği gibi kullanabilecektir. E cariyeler ganimettir ve seks kölesi olarak kullanılırlar diye boşuna mı söylüyoruz?

 

Ahzap 51'de ise: "Onlardan dilediğini erteler, dilediğini de yanına alabilirsin. Sırasını geri bırakmış olduğun birisini tekrar istemende bir sakınca yoktur. Böylece onlar hoşnut olurlar, üzülmezler ve senin her birisine verdiğine razı olurlar. Kalbinizde olanı ALLAH iyi bilir. ALLAH Bilendir, şefkatlidir." der. Eşlerinden bahseder burada. Cariyeye karşı bir kocalık görevi yoktur,  onlar elinin altında her daim bulunan ve Allah'ın sınırsızca hak gördüğü seks köleleridir.

 

Son olarak burada konu ettiğiniz Ahzap 52'ye gelelim:  "Bundan sonra, güzellikleri hoşuna gitse bile başka kadınlarla evlenmek, eşlerini boşayıp başka eşler almak sana helâl değildir. Ancak sahip olduğun cariyeler başka. Şüphesiz Allah, her şeyi gözetleyendir."

 

Eşlerini bundan sonra değiştirme, boşama (e bi zahmet) diyor, ama görüldüğü gibi cariyeleri bu daire içine sokmuyor. Onlara karşı böyle bir sorumluluğu yok sizin zampara nebinin. Cariyeler her durumda hak, onları alıp satma hakkı olduğu için istediği gibi değiştirebilir de zaten.

 

İşte böyle Hasan Akçay. Ayetlerin doğrusu bu. 

Ben size gösterdim, ister kabul edin ister etmeyin... Orası sizi bağlıyor.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, Sundance yazdı:

 

Teoride çok hoş temenniler de pratikte öyle olmuyor maalesef.

 

Modernistler, bizim gibi işin aslını bilen yobazların karşısında hiç bir etkileri olmuyor.

 

 Hasan bey gibiler ancak bir şekilde dindeki pisliği görüp “Ne lan bu pislik?” diye midesi almayan insanların belirli bir süre gazını almaya, pisliğin üzerini örtmeye yarıyor.

 

Modernistler, İslam'ın devrimler sonrası ortaya çıkan yorumları bizim kolayca laik bir halk olmamızı sağladı yalnız. Daha düne kadar TV'lerde tapılanlar Yaşar Nuri ve benzeri din adamlarıydı. Çünkü insanların işine öylesi geliyordu. Bu kötü bir şey değil.

 

Bizlerde çok büyük bir genel yanılgı var, o da İslam'ın dozu arttıkça dinsiz oranının çoğaldığını, insanların dinden tiksindiğini sanmak. Evet, elbette birçok insan gerçeği bir şekilde görüp ya da hissedip dinle bağlarını koparıyor ama onlardan daha fazla sayıdaki insan da aptallaşıyor. 

Dinden çıkanlar da zaten senin benim gibi yaşayan insanlar. Yani laiklik yanlısı, dinle zaten çok fazla bağı olmayan modern insanlar. Çoğu halihazırda deistik hayat sürüyordu.

O yüzden modernistler aslında iyi bir iş yapıyor. Bir de radikallerin hedefinde daima onlar olmuştur. Ateistler vb dinsizler değil. 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
30 dakika önce, sağduyu yazdı:

 

Bu dinin aslı orada oldukça bu çok zor, ne kadar çağdaşlaştırmaya çalışılsa da yine aslında döner bu müslümanlar. En iyisi en azından deist yapmalı bunları.

 

Ortamı yobazlara terkedersek evet, önemli bir kısmı aslına dönebilir ki dönmeye başladı da. Ama şu anda net bir kararım yok bu konuda. Dinin etkisi yeni nesilde de görülüyor, başkanlık seçminde ilk kez oy kullananların çoğu dinciye vermiş mesela. Bir önceki seçimde böyle değildi.

Diğer yandan gençler arasında deizm çok yaygınlaştı,  o yüzde hükumet ciddi ciddi bu işe eğildi, alarm falan verdiler. Ama yine de dine eğilen, aptallaşan kesimin daha fazla olduğunu düşünüyorum. Sahte bir dindarlaşma olsa da mevcut durumda zararı çok büyük.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, Abdülmalik yazdı:

Hiç iyi bir şey yapmıyorlar.

Suyu ılık tutuyorlar: bkz: kurbağa deneyi

 

 

Peki ne yapılmalı? Sence koca toplumu birden pat dinden çıkarmak mümkün mü?

Bence imkansız. O yüzden yavaş yavaş, dinin etkisini toplumsal hayatta mümkün olduğunca kırarak, dini insanlarına kalbine hapsederek çıkmasını sağlamak ve beklemek daha makbul. Bence dinden çıkmaları bile gerekmiyor. Kişisel olarak çıksınlar isterim elbette, bir Norveç olmayı neden istemeyeyim ama gerçekçi olmak şimdilik daha iyi.

Link to post
Sitelerde Paylaş
16 dakika önce, Türk Ateist yazdı:

 

Peki ne yapılmalı? Sence koca toplumu birden pat dinden çıkarmak mümkün mü?

Bence imkansız. O yüzden yavaş yavaş, dinin etkisini toplumsal hayatta mümkün olduğunca kırarak, dini insanlarına kalbine hapsederek çıkmasını sağlamak ve beklemek daha makbul. Bence dinden çıkmaları bile gerekmiyor. Kişisel olarak çıksınlar isterim elbette, bir Norveç olmayı neden istemeyeyim ama gerçekçi olmak şimdilik daha iyi.

Bırak anlatsınlar kölelik, cariyelik haktır, öldürelim,yakalım desinler, suyu iyice kaynatsınlar..bilgi çağına girdik, korkmayın, insanlar kaynar sudan kaçar ama bilgiden kaçamaz.

Son dinci faşist iktidar yönetiminde dinden soğuyan bir sürü adam var bunlar eskiden islam güzellemesi yapardı, bunlardan birisi o kadar islamdan nefret etmiş ki şimdi Arap Lakhmid hanedanlığını bile araştırıyor, İslamı yok etmeye karar vermiş..Yok da edecek, öyle gözüküyor. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

İslamdan artık korkmaya gerek yok, modernist islamcıya da ihtiyaç yok, bilgiye artık ulaşmak kolay, akıllı telefon herkesde var, dolaylı olarak internet de var, mesela aç Kuran’da mucize var mı araştır, 5 islamcı varsa artık 1 de ateist sitesi var, ateist insanlarda artık islamcılar kadar aktif ve google da giderek üstlere doğru çıkıyorlar..

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 hours ago, Türk Ateist said:

Valla Ahzap 52'de de hiç böyle şeyler demiyor. Bir kere cariyeyle "evlen" demiyor ki? Bunu nereden çıkardınız?

 

 

Ahzâb 52 "cariye"lerle evlen demiyor.

 

Diyor kardeşim.

Say ki sen Muhammed nebisin;

ayet açık ve net olarak diyor ki:

 

Senin, bundan sonra eşlerini başka kadınlarla değiştirmen de helal değildir ama* cariyelerin hariç.

 

Cariyelerinle evlenmen helal demek bu

çünkü sen eş değiştirmeyi

bir eşini  eksiltip

onun YERiNE cariyenle evlenerek yapacaksın. 

 

*

 

Sevgili Türk Ateist,

bir iletinizi oluştururken aklınıza her gelen şeyi yazmayın lütfen,

yoksa o söyledikleriniz işte burada olduğu gibi yanlış oluyor;

ve ben, yanlış düzeltmekten başımı alıp, asıl konuya giremiyorum.

 

Asıl konu:

 

Mâ meleket yemînuk

cariyen değildir,

"senin yeminin sana kimleri bağladı ise onlar"dır.

 

Bunların bekar olanları "bakımını üstlendiklerin"dir,

evli olanları ise yemin NiKAHLı eşlerin. 

 

47:4'ün vahyi ile

islam

savaşın kölelliğe kaynaklık etmesini durdurarak

köleliği bir çırpıda sona erdirmiştir;

ondan önce edinilmiş olan kölelerin tasfiyesi içinse tasfiye ayetleri var.

 

Cariye cariye deyip duruyoruz,

habire yalan söylüyoruz.

Ben de "say ki cariyedir onlar" diyerek size uydum.

 

Allah'ım beni affet.

 

________________________________________________________________________

 

* Ahzâb 52:

 

Bundan sonra kadınlar sana helal değil,

onları güzel bulsan bile eşlerini onlarla değiştirmen de helal değil

ama " cariye"lerin hariç -illâ "mâ meleket yemîn"uk.

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir müminin

"yemini kimi bağlı kıldıysa o"nunla evlenmesini

asıl Nisâ 24 HARAM kılıyor;

Nisâ 25 onun devamı olarak haram kılıyor:

 

Nisâ 24:

 

Ve iffeti korunan BAĞIMSIZ kadınlar

ama yeminleriniz kimi BAĞLI kıldıysa onlar hariç

onların ötesi size helal kılındı.

 

Açık ve net,

yeminleriniz kimi BAĞLI kıldıysa onlar helal kılınmadı size, haram kılındı;

onların dışında kalanlar helal kılındı size -uhılle lekum mâ varâe zâlikum.

 

Onların dışında kalanlar

yani, iffeti korunan BAĞIMSIZ kadınlar başta olmak üzere,

siyakta haram ilan edilenlerin haricindeki bütün kadınlar...

 

Bütün o kadınlar helal kılındı size ama yeminlerinizin BAĞLI kıldıkları haramdır

çünkü siz yemin ettiniz onların ailesi olacağız diye,

siz onların bakımını üstlenecek kadar varlıklısınız;

sizin... iffeti korunan BAĞIMSIZ kadınları eş almaya gücünüz yetiyor, size helal kılınan onlardır.

 

Nisâ 25:

 

İffeti korunan BAĞIMSIZ mümineleri eş alama güç yetiremeyenleriniz için

yeminlerinizin BAĞLI kıldığı inanan genç kızlarınız var...

 

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Fi tarihinde

birileri işkembeden atmış Hz Muhammedîn "mâ meleket yemîn"i onun "cariye"leridir diye,

koskoca toplum kuzu kuzu o birilerine uyuyor yüzyıllardır sorgulamadan etmeden,  tıpkı şu sürü gibi

çünkü Kuran fiilen yasaktır, toplum Kuran'ı ANLAYA ANLAYA okuyamıyor;

Allah'ın ne dediğini öğrenip te o birilerine itiraz edemiyor 2 + 2 = 5 olmaz diye.

 

Buradaki çoban köpekleri

şimdilerde kimler oluyor?

 

 

 

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

 

2 saat önce, Hasan Akçay yazdı:

Fi tarihinde

birileri işkembeden atmış Hz Muhammedîn "mâ meleket yemîn"i onun "cariye"leridir diye,

koskoca toplum kuzu kuzu o birilerine uyuyor yüzyıllardır sorgulamadan etmeden,  tıpkı şu sürü gibi

çünkü Kuran fiilen yasaktır, toplum Kuran'ı ANLAYA ANLAYA okuyamıyor;

Allah'ın ne dediğini öğrenip te o birilerine itiraz edemiyor 2 + 2 = 5 olmaz diye.

 

Buradaki çoban köpekleri

şimdilerde kimler oluyor?

 

 

 

 

Görünen o ki siz talipsiniz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 hours ago, Hasan Akçay said:

Fi tarihinde

birileri işkembeden atmış Hz Muhammedîn "mâ meleket yemîn"i onun "cariye"leridir diye,

koskoca toplum kuzu kuzu o birilerine uyuyor yüzyıllardır sorgulamadan etmeden,  tıpkı şu sürü gibi

çünkü Kuran fiilen yasaktır, toplum Kuran'ı ANLAYA ANLAYA okuyamıyor;

Allah'ın ne dediğini öğrenip te o birilerine itiraz edemiyor 2 + 2 = 5 olmaz diye.

 

Buradaki çoban köpekleri

şimdilerde kimler oluyor?

 

 

 

Çoban köpekleri 1400 yıl önceki araplar sürü de siz müslümanlar oluyor. Sen sürüden biraz ötede otluyorsun diye sürüden ayrılmış olmuyorsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...