Jump to content

yabani meyvelere ne dersiniz yapay seçilim mi yoksa tasarım mı?


Recommended Posts

Genelde  bu  sorunun  cevabı; insanlar  tarafından  ehlileştirilmiştir.Normalde  bu  tat  koku  ve  lezzette  değildi denilir. Peki  dağlarda  ağaçlarda  olan  meyvelerin  tadının  güzel  olması  sizce  neyi  gösterir  sonuçta  onlarda  yapay seçilim  etkisi  olmamıştır?

tarihinde akılsızşuursuzatom tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Yapay seçilim, tasarım, ...

Başka seçenek yok mu ?:D

 

Artı yabani olup ancak zehirli olan sayısız meyve, sebze ve bitkileri nereye koyacağız ?

Yoksa  bu bunlar herşeye gücü yeten tanrının, "deneme yanılma" yönteminin bir ürünü olmasın ?!:smashfreak:

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben doğada çok gezerim. Bir kez bir dağa tırmandığımda insanların ellerinden kurtulabilmiş seyrek ve son direnç sınırlarında kurumamak için direnen küçük bir orman minyatürü bir yer buldum. Bu ağaçların bu son direnişleri gözlerimden yaşlar akmasına neden oldu. Bir zamanlar orada olan muhteşem ormanın direnen son neferleriydi bunlar. Bilirsiniz ki Timur yoğun ormandan fillerini geçirip Çubuk ovasına getirmekte zorlanmıştı derler. 

 

Yaşlı gözlerle bu zavallı son direnişçi ağaçları inceledim. Çok duygulandım. Adeta onları okşayarak biraz daha hayatta kalabilmelerini sağlamaya çalıştım. Ama artık daha fazla direnemeyecekleri ortadaydı. Dalları çalı gibi olmuştu. Zirveye uzanan bir vadinin içinde son kalan orman kalıntısıydı bu. Zirvede kışın toplanan karın yavaş yavaş erimesi ile bugüne kadar beslenmişlerdi ama artık kar da azalmıştı. Zirveye çıktığımda bir avuç bile kar yoktu! Halbuki daha yakın zamana kadar yaşlılar bu dağdan yazın kar getirip pekmezle karıştırıp yediklerini anlatırlardı! Neyse, mevzu bu değildi.

 

Şaşkınlıkla armut ağaçları olduğunu farkettim. Bunlar tamamen doğal yaban armutuydu. Çok küçüklerdi, ceviz ile fındık arası! Çok serttiler, diş geçmiyordu! Belli belirsiz bir fruktoz tadı zorlukla alınıyordu. Bir kaç tane yedim. Yersen yeniliyordu yani! Ama pazara getirsen kimse almazdı. Doğadan anılar getirmeyi severim, bunlar içinde bir balina dişi bile vardı! Ama hepsini bir süre sonra nasıl oluyorsa kaybediyorum. Bu armutlardan örnek alsam nasıl koruyacağım, zaten küçük, kuruyunca kuru üzüm gibi kalacak! Ağaçları içim sızlayarak kaderleri ile baş başa bıraktım.

 

Tabii ki yapay seçilim. Tıpkı güvercinlerin sürekli açık renklilerini bir tarafa, koyu renklilerini bir tarafa ayırarak üretirsen bir tarafta beyaz, bir tarafta siyah güvercinler elde edeceğin gibi. Mutasyonlar sürekli her yönde değişiklikler yapar. Bu mutasyonlar doğal ya da yapay seçilirse değişiklik görünür hale gelir. Kangal da fino da kurttan yapay seçilimle üretilmiştir.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
33 dakika önce, democrossian yazdı:

Ben doğada çok gezerim. Bir kez bir dağa tırmandığımda insanların ellerinden kurtulabilmiş seyrek ve son direnç sınırlarında kurumamak için direnen küçük bir orman minyatürü bir yer buldum. Bu ağaçların bu son direnişleri gözlerimden yaşlar akmasına neden oldu. Bir zamanlar orada olan muhteşem ormanın direnen son neferleriydi bunlar. Bilirsiniz ki Timur yoğun ormandan fillerini geçirip Çubuk ovasına getirmekte zorlanmıştı derler. 

 

Yaşlı gözlerle bu zavallı son direnişçi ağaçları inceledim. Çok duygulandım. Adeta onları okşayarak biraz daha hayatta kalabilmelerini sağlamaya çalıştım. Ama artık daha fazla direnemeyecekleri ortadaydı. Dalları çalı gibi olmuştu. Zirveye uzanan bir vadinin içinde son kalan orman kalıntısıydı bu. Zirvede kışın toplanan karın yavaş yavaş erimesi ile bugüne kadar beslenmişlerdi ama artık kar da azalmıştı. Zirveye çıktığımda bir avuç bile kar yoktu! Halbuki daha yakın zamana kadar yaşlılar bu dağdan yazın kar getirip pekmezle karıştırıp yediklerini anlatırlardı! Neyse, mevzu bu değildi.

 

Şaşkınlıkla armut ağaçları olduğunu farkettim. Bunlar tamamen doğal yaban armutuydu. Çok küçüklerdi, ceviz ile fındık arası! Çok serttiler, diş geçmiyordu! Belli belirsiz bir fruktoz tadı zorlukla alınıyordu. Bir kaç tane yedim. Yersen yeniliyordu yani! Ama pazara getirsen kimse almazdı. Doğadan anılar getirmeyi severim, bunlar içinde bir balina dişi bile vardı! Ama hepsini bir süre sonra nasıl oluyorsa kaybediyorum. Bu armutlardan örnek alsam nasıl koruyacağım, zaten küçük, kuruyunca kuru üzüm gibi kalacak! Ağaçları içim sızlayarak kaderleri ile baş başa bıraktım.

 

Tabii ki yapay seçilim. Tıpkı güvercinlerin sürekli açık renklilerini bir tarafa, koyu renklilerini bir tarafa ayırarak üretirsen bir tarafta beyaz, bir tarafta siyah güvercinler elde edeceğin gibi. Mutasyonlar sürekli her yönde değişiklikler yapar. Bu mutasyonlar doğal ya da yapay seçilirse değişiklik görünür hale gelir. Kangal da fino da kurttan yapay seçilimle üretilmiştir.

 

 

teşekkürler  yazdiklariniz  için  teistlerin  bu  savunusu yersiz  o  halde  çünkü  yapay  seçilim  konusunda  ikna  olmayan  kişiler  yabanide  olsa  güzel  meyveler  var.Bakin  yapay  seçilim  yok  ama  Tanrı  yinede  güzel  meyveler  yaratmış dedikleri  icin  sordum. Hani  yapay  secilimdi  gibi  savunu  yapanlar  gördüğüm için  sordum. 

tarihinde akılsızşuursuzatom tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

ba

10 saat önce, sağduyu yazdı:

Tadlarının güzel olduğunu gösterir. Sen ne sanmıştın? Bir putun sana özel olarak meyve üretim işine girdiğini mi? Ya sen zehirli bitkilere ne diyorsun?

 

Ayrıca kim tasarlayacak bunları? Bir zamanlar yapayalnız olan bir tanrı mı? 

zamansiz  mekansiz  bir  Tanrida  yalnızlık mı  olur  ki 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yenilebilir mantarlar vardır,birde yenilemez zehirli mantarlar vardır.Yenilebilir mantarı yersen Tanrım ne güzel yoktan bizim içim,yiyelim diye mantar yaratmışsın diyip şükredersin,Tanrının yoktan puff diyerek yarattığı zehirli mantarları yersen de nalları dikersin.Bu arada ben de geçen gün meyveli bir yeni ağaç türünün yoktan var edilişini gördüm.Daha önceleri de birçok yeni canlı türünün yoktan var edildiğini görmüşlüğüm vardır.

tarihinde Buzul tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
13 dakika önce, akılsızşuursuzatom yazdı:

Tanrı  yinede  güzel  meyveler  yaratmış dedikleri  icin  sordum.

 

Yabani meyvelerin neredeyse hiç birini kimse yemez. Ama istisnaları var. Dağ çileği bayıldığım ama neredeyse hiç bulamadığım bir şey. Çok güzeldir. Ama ayıların da favorisidir. Dağ çileği bulursan bil ki yakınlarda mutlaka bir ayı vardır. 

 

Bunun gibi üç beş istisna haricinde insanların yapay seçilimi ile istenen formata gelmemiş hiç bir bitki ve hayvan türü yoktur. Çok süt veren inekler filan hep yapay seçilimle elde edilmiştir. O inek doğada kesinlikle hayatta kalamaz. Dalları kıran armut denir ya. Hiç bir yabani armut öyle dalları kıran armut üretmez. Bu da tamamen yapay seçilim. O ağacı kendi haline bırak, bir kere iki kere dalları armuttan kırılır, sonra güdükleşir ve az meyve vermeye başlar ya da ölür. Hayatta kalmak için doğasına dönebilen bitki ve hayvanlar olabilir. Ama çoğu yaşayamaz.

 

İnsan, ürettiüi bitki ve hayvanların doğasını yapay seçilimle tamamen değiştirmiştir. İç Anadolu'da Konya'da yaban koyunları var. Bunlar bildiğimiz koyunun doğadaki versiyonu. Şu an koruma altındalar, iyi ki yani! Bizim koyunların bunlarla alakası yok. Müthiş hayvanlar. İnsanı hayran bırakan bir asaletleri var. Başlarını yukarı dikip etrafı bir gözetlemeleri ve koklamaları var, heykel gibi, sanat eseri gibiler. Hayran kaldım. Çok güzeller, hayranlık uyandıracak kadar güzeller. Bu güzelliklere tüfek doğrultup bunların koruma altına alınmasına mecbur bırakan alçaklardan nasıl nefret ediyorum anlatamam. Ya bu güzelliğe kıyıp tüfek doğrultulur mu, nasıl kıyabiliyorsunuz ya! Lanet olsun avcılık yapan hangi alçak pislik varsa! 

Link to post
Sitelerde Paylaş

http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/zehirli-mantar-uyarisi-30-kisi-oldu-27388840

 

UÜ Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ekrem Kaya, karaciğer yetmezliğine neden olarak ölüme kadar götüren zehirli mantarlara karşı uyarıda bulundu. Doğada çok az mantar türünün zehirli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kaya, "Yine de hangisinin zehirli, hangisinin zehirsiz olduğunu anlamak mümkün değil. Hastalar, ‘Ben 20 yıldır toplayıp yiyorum. Tanıyorum. Rahatlıkla yiyebilirim’ diyor. Ama daha önce aynı yerde zehirsiz olan mantar rüzgar, hava akımları sayesinde zehirli mantarın tohumu ile döllenerek dış görünüşü değişmeden bio kimyası zehirli hale gelebiliyor. Halkta bu yüzden yanılıp yiyebiliyor. Yedikten sonra mantar zehirli ise geri dönüşümsüz bir karaciğer hastalığına yol açıyor. Sonunda ölüm de gerçekleşebiliyor. Geçtiğimiz yıl 30 kişi bu yüzden hayatını kaybetti. Bu yıl sadece bizim hastanemiz de 10 kişi mantar zehirlenmesi nedeniyle tedavi görüyor. Biz hastamıza karaciğer nakli yapmak zorunda kaldık" dedi.

 

Vay be.Tanrının yiyelim diye bizim için yarattığı mantarlar rüzgarın,hava akımlarının etkisiyle zehirli mantara dönüşüyormuş.

Link to post
Sitelerde Paylaş
22 dakika önce, akılsızşuursuzatom yazdı:

doğal  seçilim nasıl  tatlı  ve  güzel  meyveler  üretir  ki?

 

Büyük çoğunluk yapay seçilimle üretiliyor ama doğal seçilim de yukarda bahsettiğim dağ çileği gibi meyveler üretebilir. Çünkü bunları yiyen ayılar, kuşlar, dışkılarıyla bunların tohumlarının yayılmasına ve soylarını sürdürmelerini desteklerler. Bu destekle, mutasyon sonucu früktoz üretimi artan dağ çileği daha çok yayılır ve soyunu devam ettirir, mutasyon früktozu azaltacak yöndeyse hayvanlar yemeyi tercih etmez, soyu tükenir. 

 

Böylece ortada früktozu yüksek dağ çilekleri kalır, diğerleri hiç var olmamış gibi ortadan kaybolurlar. Ondan sonra da müslümler bak allah dağda ne güzel çilek yaratmış derler! :lol: Dağ çileğinin lezzetini ağzının tadını bilen ayılarla kuşlar yaratmıştır, allah değil!

 

Tabii önce mutasyon, yani değişinim diye çevirdiğimiz kavram bu, çeşitli nedenlerle DNA kopyalanması sırasında oluşan farklılıklar. DNA kopyalanması oldukça hatasız gerçekleşse de düzenli ve rastgele hatalar mutlaka kaçınılmazdır. Örneğimizde früktoz üretimini denetleyen gende meydana gelen bir kopyalama hatası iki sonuç verir: Ya früktoz üretimini artıracak, ya azaltacak yönde. İkisi de olasıdır. Mutasyonlar amaç taşımaz. Yazı tura atar gibidir. Ama hayvanların (insan buna dahil) damak tadı früktozu artıran mutasyonu seçer. Onun soyu devam eder. Fruktozu azaltan mutasyon seçilmez.

 

Böylece meyveler früktoz kaynağı olsun gibi amaçlı bir tasarım varmış görüntüsü oryaya çıkar. Tasarım yaratım filan yok, evrim var. Evrim iki ayakla yürür: Mutasyon ve seçilim. Seçilim farklı bir çok şekilde olabilir. Temelde doğal seçilim vardır. Sonra tür içi seçilim vardır, sonra seksüel seçilim vardır. Bunların hepsi türü şekillendiren mekanizmalardır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Su bidonları boş, su gelecek gibi de görünmüyor. Etiyopya'da aylardır yağmur yağmadı. İnsanlar son 30 yılın en kötü kuraklığını yaşıyor. BM'nin verilerine göre 10 milyondan fazla insan acil gıda yardımı bekliyor. Bu rakam çok kısa süre içinde iki katına çıkabilir. Afrika'nın diğer ülkelerinde de durum parlak değil.

Etiyopyalıların büyük bölümü tarım ve hayvancılıktan geçimini sağlıyor. Hayvanlar bazen bütün ailenin hayatta kalmasını sağlayabiliyor. Afar bölgesinden bir çiftçi, 'Son yağmur damlasını Ramazan ayında gördüm. O zamandan beri hiç yağmur yağmadı. Su yok, ot yok, hayvanlarımız ölüyor' diye konuşuyor. Ramazan ayı geçen yıl temmuz ayındaydı.

1984'de 1 milyon kişi ölmüştü

Kuraklık ve açlık 1984 yılını hatırlatıyor: O dönemde Etiyopya'da bir milyona yakın insan yetersiz beslenmeden ölmüştü. Şimdi ülke yeni bir açlık kriziyle karşı karşıya. Özellikle çocuklar bu durumdan olumsuz etkileniyor. Etiyopya hükümetine göre şu an 400 bin çocuk yetersiz beslenme nedeniyle tedavi görüyor.

Zimbabve'de de mahsul yetersiz. Başkent Harare'deki bu tarlada dolu dolu mısır koçanları yerine tek tük kurumuş mısır taneleri yetişiyor. Bunun en büyük nedeni Büyük Okyanus'un orta ve doğusunda, okyanus yüzeyinde oluşan olağan dışı ısınmalar olarak tanımlanan El Nino'nun yolaçtığı hava. Bu kez etkisini daha şiddetli gösterdi. Sonuç Zimbabve'deki gibi şiddetli bir kuraklık. El Nino dünyanın başka yerlerinde ise sel felaketlerine yol açabiliyor.

Gücünün sonuna yaklaşan bu inek ayaklarının üzerinde bile duramıyor. Zimbabve'nin Masvingo kentindeki bu çiftçiler ineği hareket ettirmeye çalışıyor. 2015 yılında Zimbabve'de bir önceki yıla oranla yüzde 50 daha az yağmur yağdı. Tarlalar, tarım alanları tamamen kurumuş durumda.

 

https://www.dw.com/tr/afrikada-öldüren-kuraklık/a-19052206

 

Tanrı tarafından insanlar besin elde etsinler diye yaratılan otlar,Tanrı yağmur bulutlarını oluşturup,yağmuru yağdırmadığı için yerden bitmeyince kuraklık,kıtlık olmuş.Akıllı tasarım kardeşim,akıllı.Her şey,bu mükemmel düzen bizim için yaratıldı.

tarihinde Buzul tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Çocukken mantar toplmayı çok sevrdim bizde orman yok sedece insanların bağları var.Ağaçların içinde yetişen hata söyüt dalında bile çıkan mantar var biz bunlaraya yaklşmazdık ince kabuklu şemsiye şekilinde bunlar zehirlidir yenmez. Ama yağmur yağıp aradan 3-4 geçtimi yerlerini bilirdim dağlaraın arasında cimenlerin içinde yeri kabartmış ya çıkıyor ya çımak üzere yerin dibinden onları çıkarmak ne zevkli oluyordu  sbah çıkp dapları derleri aşar nerde var yerlerini tesibit etmiştim gider bakrıdım çıkmışlarmı 2 -3 arayla kontüröl eder toplardım bunların tadı şun pazarlarda satılandan çık talıdır aynı et gibi taı var teneknin üzerinde ocak yakar pişrir yerdik.  bir mantar türü daha var bunlar genelde yaylalrda havanların  yatıp dinlendiyi yerlerde çıkar hayvan pislikleri güber niyetine orada çıkar büyük olurlar onlarda yenir zehirlemesin  zaten tanıyorduk hangizi zehirli hangisi yenir bilirdik bu hayvanların konkladığı yerde çıkan mantarlardan çok az yedim veye yemdim hormonlu gibi bir şey kocaman. benim dağda derde çimlikte topladıklarım en az üç misli büyük olur bunlarda zehrsiz. oramanda yetişen mantarları ayırt etmen çok zor onlar zehirli olabiliyor.manatar manyağıydım birde kuş manyağıdım ne tür kuş var yumurtasından tanırdım neyse. evin araksında baktım bir mantar yeri çatlatmış   yani topladığım matarlardan ama az büyük olsun diye getirip bir taş koydum üzerine hergün kotürül ediyorum yan tarfından toprağı eşip bakıyorum kısa zamanda basızı yeri çatlatıyor ama öçıkmadan mozuluyor. taş koydum kimse görmesin büyüsün a büyüdü çıkardım. doğa harika bir şey şimdi betonun içine sıkşmış havmızda dahi beton olmuş. doğaya insan oğlu kadar kimse zarar vermez.

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, akılsızşuursuzatom yazdı:

doğal  seçilim nasıl  tatlı  ve  güzel  meyveler  üretir  ki?

Bitkilerin meyveleri bitki tohumlarının korunması hem de yayılma şansı için mekanizma olarak oluşturulmuştur. Bizim o meyveleri beğenmemiz ile dolaylı bir ilişki vardır.  bitkilerin çeşitli meyvelerinden, çeşitli hayvanları üzerine çekebilenler sayesinde  meyveyle birlikte hayvanın vücuduna giren tohumlar, dışkıyla atıldığında, hayvan o bitkinin ulaşamayacağı kilometrelerce uzağa ulaşarak bitkinin yayılmasına kolaylık sağlar. 

 

 

 

tarihinde Charles dawkins tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, Charles dawkins yazdı:

Bitkilerin meyveleri bitki tohumlarının korunması hem de yayılma şansı için mekanizma olarak oluşturulmuştur. Bizim o meyveleri beğenmemiz ile dolaylı bir ilişki vardır.  bitkilerin çeşitli meyvelerinden, çeşitli hayvanları üzerine çekebilenler sayesinde  meyveyle birlikte hayvanın vücuduna giren tohumlar, dışkıyla atıldığında, hayvan o bitkiden kilometrelerce uzağa ulaşır. 

 

 

 

hayvanlarda yapay  secilim  yapıyor  sanirim  bir  nevi  insan  gibi 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...