Jump to content

Savaşlar, Kargaşalar ve ölümler dinler yüzünden mi olur ?


Recommended Posts

Tarihte dinsel ve mezhepsel bazı savaş ve anlaşmazlıkların yaşanmış olduğu bir gerçek olmakla birlikte esasen insanlık tarihindeki pek çok savaşın dinsel içerikli ya da mezhepsel anlaşmazlıklardan kaynaklandığının iddia edilmesi gerçeği yansıtmamaktadır. Pek çok savaşın dinden ziyade toplumların çoğalıp yayılmaları, yeni yerler keşfedip zenginleşmeleri ve sömürgecilik gibi nedenlerden kaynaklandığı görülür. Makedonyalı İskender’in ordusuyla Hindistan’a kadar gitmesi de, Roma İmparatorluğu’nun geniş bir coğrafyada hâkimiyet kurması da, Cengiz Han ve oğullarının Avrupa’ya kadar dayanarak karşısına çıkan her yeri yıkıp yağmalaması da, dinsel nedenlerden kaynaklanmamıştır.

 

Hattâ Haçlı Seferleri olarak bilinen ve Hıristiyanlar ile Müslümanlar arasında gerçekleşen çeşitli savaşların da dinsel nedenlerden çok, siyasî ve ekonomik nedenlere dayandığı bilinmektedir. Tarihte pek çok medeniyetin savaşlar sonucu yıkıldığı ve yine savaşlar sonucu kurulduğu görülebilir. Dünya tarihindeki en kanlı olayların yaşandığı ve en fazla insanın hayatını kaybettiği I. ve II. Dünya savaşları da tamamen siyasî sebeplerden kaynaklanmıştı. I.ve II. Dünya Savaşlarıyla ilgili bazı verileri incelediğinizde örneğin 1914’te Britanya ordusunda görevli olan 25 yaşın altındaki Oxford ve Cambridge öğrencilerinin dörtte birinin öldüğünü görebilirsiniz. Yine sadece Batı Cephesinde Fransızlar 1.6 milyon, İngilizler 800.000, Almanlar 1.8 milyon, Amerikalılar 116.000 kayıp vermişlerdi. Bununla birlikte savaş yöntemleri de son derece acımasızdı. İki savaşta da zehirli gazlar kullanıldı. I. Dünya Savaşında Almanlar bu yönteme başvurmuşlardı. İtalyanlar da II. Dünya Savaşında sömürgelerine karşı bu barbar silahı kullandılar. İkinci dünya savaşında birincisinin aksine üniformalı askerler kadar siviller de öldürüldü. Almanya’daki 5.7 milyon Rus savaş tutsağının 3.3 milyonu öldü. 1959’a gelindiğinde bile Rusya’da her 4 erkeğe karşılık 35 ile 50 yaş arasında 7 kadın vardı.

 

Charles Phillips ve Alan Axelrod tarafından hazırlanan Encyclopedia of Wars (Savaşların Ansiklopedisi) isimli kapsamlı çalışmada 1763 savaş listelenmiştir. Araştırmacıların ulaştıkları sonuç neticesinde söz konusu 1763 savaştansadece 123 tanesinin dini sebeplerle ilgili olarak sınıflandırılabileceği ortaya çıkmıştır. Dini sebeplere dayalı olarak sınıflandırılabilecek 123 savaşın, listelenen 1763 savaşın %7’den azına söz konusu savaşlarda öldürülen insan sayısının ise savaşlarda öldürülen insan sayısının %2’sinden azına karşılık geldiği görülmüştür. Örneğin Haçlı Savaşları’nda 1 ila 3 milyon civarı insanın trajik bir şekilde can verdiği, yaklaşık 3000 kişinin Engizisyon mahkemelerince ölüm cezasına çarptırıldıkları yerde sadece 1. Dünya Savaşı’nda yaklaşık 35 milyon asker ve sivilin anlamsız ve din dışı sebeplerle can verdiği görülmüştür.

 

Bununla birlikte örneğin Napolyon’un Seferleri, Amerikan ve Fransız Devrimleri, Amerikan İç Savaşı, 1.Dünya Savaşı, Rus Devrimi, 2. Dünya Savaşı ve KoreVietnam Çatışması gibi pek çok modern savaşın da dini sebeplere dayanmadıkları tespit edilmiştir. Yine yalnız 20. yüzyılda 160 milyon sivil soykırıma uğramış, yaklaşık 100 milyon civarı insan da komünist Rusya ve Çin yönetimleri tarafından öldürülmüştür. Bazı araştırmacıların da dikkat çektiği gibi esasen I. Dünya Savaşı ile birlikte milyonlarca insan daha önce hiç bu kadar farkına varmadıkları ölçüde insan davranışlarının akıl dışı yönlerinin farkına varmışlar, aynı zamanda dinî ve ahlâkî hassasiyetin gözetilmemesi durumunda insanın ne denli yıkıcı ve yok edici olabildiği gerçeğine tanık olmuşlardır. Bu yüzden her ne kadar bazı kişiler geleneksel dinleri savaşların asıl nedeni olarak göstermeye çalışarak dini hakikatleri görmezden gelmeye ve dini yükümlülükten kurtulmaya çalışsalar da bunun gerçeği yansıtmaktan çok uzak olduğu rahatlıkla görülebilir. Üstelik bu savaşların ironik bir şekilde insanların “dini bir kenara bırakıp aydınlandıkları” bir dönemde gerçekleşmiş olmasının da dikkatten kaçırılmaması gerekir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Önemli olan az veya çok meselesi değil, dinlerin kendinden başkasına yaşam hakkı tanımaması ve düşman üzerinden sürekli savaş potansiyelii taşımasıdır.

Eğer az veya çok daha önemli diyorsan, bahsettiğin savaşlardaki katliamların, dinlerin savaş potansiyeli taşımasından daha önemli olmadığını açıklayalım.

Bahsettiğin savaşlar zorunlu bir aşama gereğidir, temelinde toprak paylaşımı ve sömürü yatmaktadır. Ancak bu temeli taşıyan savaşlar kalıcı değildir, kendi dönemi bittikten sonra amacı da bitmiş olur. Örneğin, köleci toplum, feodal toplum, kapitalist toplum ve sosyalist toplum gibi kendi dönemi sona erince onun için yapılan savaşlar da ya sona ermiş ya da koşullar gereği ömrünü tamamlamak zorunda kalmıştır.

Oysa dinler sürekli düşman-sürekli savaş üzerine kurulmuştur, insan öldürme sayısı diğer savaşlardan daha az olsa dahi taşıdığı temel yüzünden daha büyük tehlike ve sonsuz savaş özelliği taşımaktadır. Bu durumda dinlerin diğer savaşlardan daha az insan öldürmesi onu haklı veya mazlum konumuna getirmez, aksine insan öldürmeyle varlığını sürdüren bir yapıya sahip olması onu en büyük katliamcı yapmıştır.

Dinlerin sadece katliamcı olmasıyla da iş bitmemiş, aynı zamanda toplumlara yaptığı tecavüz, akıl tutsaklığı, sömürü ile de bir başka şekilde hayatları çalmıştır. 

tarihinde bilgivehis tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Aşağıdaki ayetleri görmezden gelirseniz olmaz..

 

Savaş Ayetleri

Bakara Suresi 216 Ayet – Savaş size farz kılındı, gerçi o size hoş gelmez. Olabilir ki siz, bir şeyden hoşlanmazsınız; oysa ki o sizin için bir hayırdır. Yine olabilir ki, siz bir şeyi seversiniz, oysaki o sizin için bir kötülüktür. Allah bilir, siz bilmezsiniz.
Âl-i İmrân Suresi 13 Ayet – Hiç şüphesiz karşı karşıya gelen iki toplulukta size bir âyet, bir işaret ve ibret vardır. Onlardan biri Allah yolunda savaşıyordu, öbürü de kâfirdi ve karşılarındakini göz kararıyla kendilerinin iki katı görüyorlardı. Allah da gönderdiği yardımla dilediğini destekliyordu. Gören gözleri olanlar için elbette bunda apaçık bir ibret vardır.
Âl-i İmrân Suresi 121 Ayet – Hani sen sabah erkenden müminleri savaş mevzilerine yerleştirmek için ailenden ayrılmıştın. Allah, hakkıyla işiten ve bilendir.
Nisâ Suresi 74 Ayet – O halde geçici dünya hayatını, ebedî ahiret hayatı karşılığında satacak olanlar, Allah yolunda savaşsınlar. Her kim Allah yolunda savaşır da öldürülür veya galip gelirse, her iki durumda da biz ona yarın pek büyük bir mükafat vereceğiz.
Nisâ Suresi 75 Ayet – Hem size ne oluyor ki, Allah yolunda: “Ey Rabbimiz! bizleri bu halkı zâlim olan memleketten çıkar, tarafından bizi iyi idare edecek bir sahip ve bize katından bir kurtarıcı gönder” diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların kurtarılması uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz?
Nisâ Suresi 84 Ayet – (Ey Muhammed) Allah yolunda savaş! Sen ancak kendi yaptığından sorumlusun. Müminleri de savaşa teşvik et. Umulur ki, Allah kâfirlerin gücünü kırar. Hiç şüphesiz ki Allah kuvvet ve kudretçe çok daha güçlü, ve cezası daha çetindir.
Enfâl Suresi 5 Ayet – Nitekim Rabbin seni, hak uğruna savaşmak için evinden çıkarmıştı. Oysa müslümanların bir kısmı o zaman bundan hoşlanmamışlardı.
Enfâl Suresi 39 Ayet – Ortalıkta fitne kalmayıp, din tamamıyla Allah’ın dini oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse muhakkak ki, Allah yaptıklarını görür.
Enfâl Suresi 58 Ayet – Eğer bir kavmin, sözleşmeye aykırı bir hainlik yapmasından korkarsan, savaştan önce aynı şekilde antlaşmayı bozduğunu kendilerine bildir. Çünkü Allah hainleri sevmez.
Enfâl Suresi 75 Ayet – Daha sonradan hicret edip sizinle beraber savaşa katılanlar da sizdendirler. Bir de akraba olanlar, Allah’ın kitabına göre, birbirlerine daha yakındırlar. Şüphe yok ki, Allah her şeyi bilir.
Tevbe Suresi 14 Ayet – Onlarla savaşın ki Allah, sizin ellerinizle onların cezasını versin ve … onları rezil ve rüsvay etsin, yardımıyla sizi onlara muzaffer kılsın. Ve mümin bir kavmin yüreklerini ferahlandırsın.
Tevbe Suresi 29 Ayet – Kendilerine kitap verilenlerden oldukları halde ne Allah’a, ne ahiret gününe inanmayan, Allah’ın ve Resulünün haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini din edinmeyen kimselere alçalmış oldukları halde elden cizye verecekleri hale gelinceye kadar savaş yapın.

 

İslamda Şiddet

Tevbe suresi 5 ayet – Hürmetli aylar çıkınca, puta tapanları bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayıp hapsedin; her gözetleme yerinde onları bekleyin. eğer tevbe eder, namaz kılar ve zekat verirlerse yollarını serbest bırakın. doğrusu allah bağışlar ve merhamet eder.
Maide suresi 33 ayet – Allah ve peygamberiyle savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuğa uğraşanların cezası öldürülmek veya asılmak yahut çapraz olarak el ve ayakları kesilmek ya da yerlerinden sürülmektir. bu onlara dünyada bir rezilliktir. onlara ahirette büyük azab vardır.
Nisa suresi 89 ayet – onlar kendileri inkar ettikleri gibi, keşki siz de inkar etseniz de eşit olsanız isterler. allah yolunda hicret etmedikçe onlardan dost edinmeyin. eğer yüz çevirirlerse onları tutun, bulduğunuz yerde öldürün. onlardan dost ve yardımcı edinmeyin.
Muhammed suresi 4 ayet- savaşta inkar edenlerle karşılaştığınızda boyunlarını vurun; sonunda onlara üstün geldiğinizde onları esir alın; savaş sona erince onları ya karşılıksız, ya da fidye ile salıverin; allah dilemiş olsaydı, onlardan başka türlü öç alabilirdi, bunun böyle olması, kiminizi kiminizle denemek içindir. allah, kendi yolunda öldürülenlerin işlerini boşa çıkarmaz.
Enfal suresi 12 ayet – rabbin meleklere, “ben sizinleyim, inananları destekleyin” diye vahyetti. “ben inkar edenlerin kalblerine korku salacağım, artık vurun onların boyunları üstüne, vurun her parmağına” dedi.
Bakara suresi 191 ayet – onları bulduğunuz yerde öldürün. sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. fitne çıkarmak, adam öldürmekten daha kötüdür. mescidi haram’ın yanında, onlar savaşmadıkça siz de onlarla savaşmayın. sizinle savaşırlarsa onları öldürün. inkar edenlerin cezası böyledir.
Bakara suresi178 ayet – ey inananlar! öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı: hür ile hür insan, köle ile köle ve kadın ile kadın. öldüren, ölenin kardeşi tarafından bağışlanmışsa, kendisine örfe uymak ve bağışlayana güzellikle diyet ödemek gerekir. bu, rabbiniz’den bir hafifletme ve rahmettir. bundan sonra tecavüzde bulunana elem verici azab vardır.
Nisa suresi 15 ayet – kadınlarınızdan zina edenlere, bunu isbat edecek aranızdan dört şahid getirin, şehadet ederlerse, ölünceye veya allah onlara bir yol açana kadar evlerde tutun.
Maide suresi 38 ayet – erkek hırsız ve kadın hırsızın, yaptıklarından ötürü allah tarafından ibret verici bir ceza olarak, ellerini kesin. allah güçlü’dür, hakim’dir.
Nur Suresi 2 ayet – zina eden kadın ve erkeğin her birine yüzer değnek vurun. allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız, allah’ın dini konusunda o ikisine acımayın. onların ceza görmesine, inananlardan bir topluluk da şahit olsun.
Nur Suresi 4 ayet – iffetli kadınlara zina isnat edip de, sonra dört şahit getiremeyenlere seksen değnek vurun; ebediyen onların şahidliğini kabul etmeyin. işte onlar yoldan çıkmış kimselerdir.
Nisa Suresi 34. ayet – Baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve dövün.
Maide Suresi 35. Ayet – Ey Inananlar! Allah’tan sakinin, O’na ulasmaya yol arayin, yolunda cihad edin ki kurtulasiniz.
Tevbe Suresi 73. Ayet – Ey Peygamber! Kâfirlerle cihad et; onlara karsi sert davran. Varacaklari yer cehennemdir, ne kotu donustur.
Tahrim 9. Ayet – Ey Peygamber! Kâfirlerle cihad et; onlara karsi sert davran. Onlarin varacaklari yer cehennemdir, ne kotu donustur!…
Nisa Suresi 16. Ayet – Eşcinselliği içinizden iki erkek yaparsa onlara eziyet edin

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...