Jump to content

4. ve 5. Boyutu anladıktan sonra tanrıya inanmayacak birileri aranıyor!


Recommended Posts

Şimdiye dek dördüncü ve beşinci boyutu anlamaya çalıştınız mı? Bilim kurumunun iddia ettiği bu boyut kavramını nasıl değerlendiriyorsunuz? Evrenin çok boyutlu olmasının size göre canlılar için önemi nedir?

 

Tüm bu sorulara yanıt aradıktan sonra hala tanrıya inanmamaya hangi yüzle devam edeceksiniz merak ediyorum.

 

Örneğin 4. boyut nedenselliğe yeni bir bakış gerektiriyor. 

 

Konuyu daha fazla detaylandırmak istiyorum fakat tüm her şeyi ilk yazıya koymak istemiyorum. Öncellikle bu soruları yanıtlayacak birileri var mı yoksa bu konunun sizin için hiç bir önemi olmayacağını konuya hiç cevap yazmayarak yada bunu ima ederek bilim kurumuna duyduğunuz sadakate ters mi düşeceksiniz?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 147
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

Bir tanrı olsa senin bu çabaların karşısından gözleri yaşarırdı, ben bile varlığımı kanıtlamak için bu kadar kıçımı yırtmıyorum diye. Ortalıkta tanrı denen bir şey yok, birileri var diye yırtınıp duruyor, çok komik gerçekten.

 

Hadi var diyelim, ee, ne işe yarayacak bu tanrı dediğin zımbırtı?

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 saat önce, John Ahmet yazdı:

Şimdiye dek dördüncü ve beşinci boyutu anlamaya çalıştınız mı? Bilim kurumunun iddia ettiği bu boyut kavramını nasıl değerlendiriyorsunuz? Evrenin çok boyutlu olmasının size göre canlılar için önemi nedir?

 

Tüm bu sorulara yanıt aradıktan sonra hala tanrıya inanmamaya hangi yüzle devam edeceksiniz merak ediyorum.

 

Örneğin 4. boyut nedenselliğe yeni bir bakış gerektiriyor. 

 

Konuyu daha fazla detaylandırmak istiyorum fakat tüm her şeyi ilk yazıya koymak istemiyorum. Öncellikle bu soruları yanıtlayacak birileri var mı yoksa bu konunun sizin için hiç bir önemi olmayacağını konuya hiç cevap yazmayarak yada bunu ima ederek bilim kurumuna duyduğunuz sadakate ters mi düşeceksiniz?

Allah kaç boyuta yaşıyor önce bunun cevabı verilmeli ki ondan sonara bize geçelim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tüm varlık aleminde çeşitli boyutlar ve katlar vardır.Ademoğulları 3. boyuttadır.4.boyutta cinler vardır.Daha sonraki boyutlarda melekler ve bizim bilmediğimiz daha değişik kimbilir nice varlıklar.Bunların ne olduğunu nasıl olduğunu boyutların gerçekliğini Yalnızca Allah bilir.Ademoğlu yaratılış gereği bunları tam olarak tasavvur edemez.                                                                         

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
43 minutes ago, Jobar said:

Tüm varlık aleminde çeşitli boyutlar ve katlar vardır.Ademoğulları 3. boyuttadır.4.boyutta cinler vardır.Daha sonraki boyutlarda melekler ve bizim bilmediğimiz daha değişik kimbilir nice varlıklar.Bunların ne olduğunu nasıl olduğunu boyutların gerçekliğini Yalnızca Allah bilir.Ademoğlu yaratılış gereği bunları tam olarak tasavvur edemez.      

 

 

Hah, iyi ki geldin, iki çatlak tartışın şimdi.

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, Jobar yazdı:

yaratılış gereği bunları tam olarak tasavvur edemez.

 

Bunu da nereden çıkardın? Kuran'da üst boyutları tasavvur edemeyeceğimiz açık olarak belirtilmiş midir? Belki buna cinlerden ve meleklerden yola çıkarak değinebilirsin.

 

Bu arada boyut kavramına kısaca değinmeye çalışalım.

 

0. Boyut => Matematikteki nokta tanımı gibidir.  Evrenin t=0 anını ifade eder.

1. Boyut => Uzunluk ile ifade edilir. (x) uzunluk 

2. Boyut => Alan ile ifade edilir. (x, y) alan (boy x en)

3. Boyut => Hacim ile ifade edilir. (x, y, z) hacim (boy x en x yükseklik)

4. Boyut => Eylemsiz kütle (hacim x zaman (= sabit ivme=evrenin genişlemesi))

5. Boyut => 5 boyutlu enerji titreşimi göreli kütle (eylemsiz kütle x hız)

 

 

Evrenin Büyük Patlama’yla başlangıcının zaman çizelgesi. Sicim Teorisi’ne göre evrenimiz muhtemel evrenlerden sadece teki Bilimsel açıdan düşündüğümüz zaman,  “farklı boyutlar” ,dediğimizde aklımıza paralel evrenler gelebilir. Bizimkine paralel evrenlerde farklı gerçeklikler ya da benzeri gerçeklikler yaşanabilir. Her şeye karşın, boyutların gerçekliği ve Evrenin düzeninde aldığı rol , gerçekte popüler değerlenmeden oldukça farklıdır. Interstellar ‘Yıldızlararası’ filminde de kahramanımız farklı boyutlarda yolculuk yaparak sonunda da geleceğe gidiyordu. Boyutlar basitçe farklı yüzeyleri algılayarak gerçekliği analiz etmemizi sağlayabilir. Günlük hayatta üç boyut  yani en, boy ve derinlik algımız evrendeki cisimlerin hepsi için geçerlidir. Bilim insanları gözle görülebildiğimiz bu üç boyutun dışında başka boyutlar da olabileceğine inanıyorlar. Hatta, Süpersicim Teorisi evrende farklı boyutların olabileceğini öngörüyor. Bu farklı yaklaşımlar evreni, doğanın temel kuvvetlerine ve bütün temel parçacıklarına hükmederler.

 

Bir boyutlu(sadece x ekseni)  bir cismin en iyi tarifi düz bir çizgidir ve fazla bir özelliğe sahip değildir. Buna ikinci bir boyut eklersek yani y eksenini (yükseklik) eklediğimizde 2 boyutlu (kare ,dikdörtgen) gibi bir şekil elde edersiniz. 3 boyut içinse z ekseni yani derinliğe ihtiyacınız vardır böylece nesneye boyut katarsınız. En mükemmel örnek olan küpü ele alırsak, en, boy ve yükseklik dolayısıyla hacim oluşur. Bu üç boyutun dışında yer alan 7 boyut ise doğrudan anlaşılamaz. Fakat evrendeki doğrudan etkisi ve gerçekliği algılanabilir.

 

Bilim insanları dördüncü boyutun zaman olduğunu ve bilinen maddenin herhangi bir noktada tüm özelliklerine hükmettiğini düşünüyorlar. Üç boyut boyunca nesneler zamana göre evrende bir boyut oluştururlar. Daha derinlere inildikçe boyutların birbiriyle etkileşimleri  özellikle fizikçiler için oldukça alengirli konulardır.

 

Süpersicim Teorisine göre beşinci ve altıncı boyutlarda muhtemel evrenleri oluştuğu düşünülmektedir. Eğer beşinci boyuta doğru bakabilseydik, bizimkinden biraz farklı olabilecek yani bizimkinden benzerlikleri ve farklılıkların olabilecek muhtemel dünyalar görebilirdik.

 

Altıncı boyuta geldiğimizde muhtemel evrenlerin olduğu bir düzlem görebilirdik. Böylece bütün muhtemel boyutları kıyaslayabilir, bizimki gibi diğer evrenlerin başlangıç koşullarını(Büyük Patlama vb.)  görebilirdik. Teoride beşinci ve altıncı boyutlara hükmedebilirseniz zamanda geriye veya geleceğe yolculuk yapabilirsiniz.

 

Yedinci boyutta ise farklı başlangıç koşullarına sahip muhtemel dünyalara ulaşım olanağınız olabilir. Oysa beşinci ve altıncı boyutlarda başlangıç koşulları aynıyken,  sonraki hareketler farklıydı. Burada ise her şey zamanın en başından farklı gerçekleşiyor.

 

Sekizinci boyuta geldiğimizde bu gibi her biri farklı başlangıç koşullarına sahip ve sonsuza kadar dallanan muhtemel evrenlerin muhtemel tarihsel düzlemine ulaşırdık. Bu nedenle bunlara sonsuzlar deniyor.

 

Dokuzuncu boyuta geldiğimizde ise, farklı fizik kanunları ve başlangıç koşullarına sahip  bütün muhtemel evren tarihlerini kıyaslayabilirdik. Onuncu ve son boyutta ise hayal edilebilir her şey muhtemeldir. Bunun ötesi ise biz ölümlüler tarafından hayal edilemiyor ve boyutlara ilişkin doğal bir limit oluşturuyor.

 

İşte dört boyuta eklenen bu altı boyut algımızın dışında olsa da Sicim Teorisi için gereklidir. Normalde uzayda sadece dört boyutu algılayabilsek de diğer boyutların çok küçük bir yere sıkışmış olabileceği ya da bizim yaşadığımız dünyanın 3 boyutlu bir katman olarak bir tabakaya denk gelebileceği ve bildiğimiz tüm parçacıkların yerçekimiyle sınırlanmış olabileceği düşünülüyor. (Brane teorisi) Eğer ekstra boyutlar sıkıştırıldıysa diğer altı boyut Calabi–Yau manifoldu şeklinde olabilir. Algımızın çok ötesinde evrenin  çok başlarındaki oluşumu etkileyebilir. Bu nedenle bilim insanları evrenin başlangıcına teleskoplarını doğrultmuş durumdalar. Bu sayede diğer boyutların kainatın evrimini nasıl etkilediği anlaşılabilir.

 

Her Şeyin Teorisi yani büyük birleştirme teorisinde evrenin 10 boyuta kadar olabileceğini düşünülerek parçacık fiziğindeki standart model ve yerçekimini varoluşu birleştirilmeye çalışılıyor. Kısacası bütün bilinen kuvvetlerin evrenimizle nasıl etkileştiği ve diğer muhtemel evrenlerin nasıl işlediği açıklanmaya çalışılıyor.

 

https://www.gercekbilim.com/10-boyutlu-evren-nasil-aciklaniyor/ .

tarihinde John Ahmet tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
12 dakika önce, skeptikal yazdı:

Bunun tanrıyla ne alakası var? Ne garip insanlarsınız yahu.

 

Bilimsel bilginin arayışında olan insanlar her şeyin gerçekliğini anlama çabası içerisindeyken bir yere kadar açıklayıp bir yerde pes ederler daha fazla gidemezler. İşte tam orada tanrı kavramı hem bir ihtiyaç hem de nedenselliğin bir ilkesi olarak beliriverir. Düşünmekten kaçınan bir insan için bunları anlamak çok zordur.

 

Beşinci Boyut (İçiçelik)

 

Örneğin 5. boyutu açılıp kapanan bir evren modeli ile açıkladığında evreni oluşturan her parçacığın örneğin kuarkların yine başka evrenler olduğunu anlarsın. Yine bu kuarkların içindeki evrende çok fazla parçacıktan oluşmaktadır. Yine bu parçaçıklar başka evrenlerdir. Bu şekilde yedi kat dibe indiğinde seçeceğin bir kuarkın dışındaki tüm evrenleri kapsadığını düşünebiliyor musun? Tüm bunların kendiliğinden oluşmuş olması mümkün müdür yada bunları tesadüflerle açıklayabilir misin?

tarihinde John Ahmet tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
3 dakika önce, John Ahmet yazdı:

 

Bilimsel bilginin arayışında olan insanlar her şeyin gerçekliğini anlama çabası içerisindeyken bir yere kadar açıklayıp bir yerde pes ederler daha fazla gidemezler. İşte tam orada tanrı kavramı hem bir ihtiyaç hem de nedenselliğin bir ilkesi olarak beliriverir. Düşünmekten kaçınan bir insan için bunları anlamak çok zordur.

 

Örneğin 5. boyutu açılıp kapanan bir evren modeli ile açıkladığında evreni oluşturan her parçacığın örneğin kuarkların yine başka evrenler olduğunu anlarsın. Yine bu kuarkların içindeki evrende çok fazla parçacıktan oluşmaktadır. Yine bu parçaçıklar başka evrenlerdir. Bu şekilde yedi kat dibe indiğinde seçeceğin bir kuarkın dışındaki tüm evrenleri kapsadığını düşünebiliyor musun? Tüm bunların kendiliğinden oluşmuş olması mümkün müdür yada bunları tesadüflerle açıklayabilir misin?

Pes etselerdi bilim ilerlemezdi. Tarihte insanoğlu zaten hep senin gibi düşündü ve her defasında yanıldılar. Örneğin yıldırım düştüğünde, bir adam çekicini sallayıp şimşekleri toplayıp üstümüze fırlatıyordur dediler. Senin dediğin gibi, açıklama yetenekleri kısıtlı olduğu için bir yerde "pes edip", doğal bir fenomeni mitlerle açıkladılar. Ama sonuç olarak yanıldılar, artık yıldırımın arkasındaki olayları biliyoruz ve hatta bunları manipüle edip tesla bobiniyle minik yıldırımlar yapabiliyoruz.

Tıpkı bu yıldırım örneği gibi, daha binlerce defa yanıldı insanoğlu aynı hatayla. Ve bu binlerce olayın arkasından hep başka fiziksel fenomenler çıktı, bir bilinç değil.

Fakat sen kalkıyorsun ve yine onların yaptığı hatayı yapıyorsun. "Bu nasıl kendiliğinden olur? Nasıl tesadüflerle olur?"

Benim açımdan zaten tesadüf diye bir şey yoktur. Kesinlik vardır. Her şey olacağına varır. Ve şeylerin böyle olmasının sebebi, maddenin karakteridir.

Sicim teorisi de hoş olmasına rağmen yeteri kadar ikna edici bulgulara ulaşılabilmiş değil. Yani anlattıkların hala bir fantezi.

Ama gerçek olsaydı bile, varlığın karakteri bu şekilde olduğu için böyledir derdim. Sizin buna hayret etmeniz niye tanrıyı kanıtlasın?

Bu tartışmaya girmekten sıkıldım ama, tanrı nasıl "tesadüfen, kendi kendine" olmuştur? Siz bunu nasıl açıklıyorsanız, ben de varlığı o şekilde açıklıyorum. Ama bir farkla, şeylerin arkasında bir bilinç aramak, bizim ilkel bir yanılsamamızdan ibaret.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Daha sicim teorisi muamma iken ( ben katılsam da ) süpersicim nedir. Bilim adamları paranormal (!)  olaylar için mi oluşurdu bu fantezi teoriyi. 

 

 

Eğer sicim gerçek ise tanrı ya elveda diyebilirsin. Sicim sayesinde sonsuz evren varsayımı inanılmaz bir güç kazanacak.  Sicimle tanrı yi savunmak takdire şayan 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
29 dakika önce, skeptikal yazdı:

Pes etselerdi bilim ilerlemezdi.

 

Zaten tüm bilimsel bilgiyi bir kişinin oluşturmasını beklemiyoruz. Bilim adamı bir yere kadar elinden geleni yapacak sonra yaşlanıp emekli olduğunda daha ilerisini gençlere bırakacaktır. Böylece bilim ilerlemeye devam eder.

 

29 dakika önce, skeptikal yazdı:

tesla bobiniyle minik yıldırımlar yapabiliyoruz.

 

Tesla bobinleri ile ben de çalıştım. Küçük yıldırımlar oluşturabiliyor olmamız yıldırım oluşturduğumuz manasına gelmez temelde aynı prensiplerle olsa da gerçek bir yıldırım oluşturabilmen için daha çok zamana ve bilgiye ihtiyacın var. Nedensellik bakımından tesla bobininin ürettiği kıvılcım tam olarak yıldırımı karşılamaz. Nedenleri benzeşse de bir yerde ayrılırlar.

 

29 dakika önce, skeptikal yazdı:

Ve şeylerin böyle olmasının sebebi, maddenin karakteridir.

 

"Maddenin karakteri neden öyledir?" gibi bir sorunun yine bilimsel cevapları olsa da o cevaba da aynı nedensellik ilkesiyle yaklaşıp onun sebebini sormaya devam edebiliriz. Bir yerde sıkılacak ve bu durumu kabulleneceksin. Pes etmek istemeyip devam etmeyi takdir ederim olması gereken budur fakat şimdilik her şeyin sebebini bulabileceğin tek bir evrensel yasa bulabileceğini düşünmek tam bir deliliktir. Böyle bir yasa tüm varoluşu tanrıya ihtiyaç duymadan açıklayabilmelidir ki bana göre bu imkansızdır.

 

Tanrı nedir gibi bir soruya ben şöyle cevap veriyorum.

 

Tanrı: Madde yada uzay/zaman/mekan dokusuna ihtiyaç duymadan var olabilen bilinç ve güç sahibi olmakla birlikte tüm maddeye ve uzay/zaman/mekan dokusuna niteliğini verendir. Evrenin başarmak zorunda olduğu değişimin ve dönüşümün nedeni ve sonucudur. Ondan geldik yine ona döneceğiz.

 

29 dakika önce, skeptikal yazdı:

Bu tartışmaya girmekten sıkıldım ama, tanrı nasıl "tesadüfen, kendi kendine" olmuştur? Siz bunu nasıl açıklıyorsanız, ben de varlığı o şekilde açıklıyorum. Ama bir farkla, şeylerin arkasında bir bilinç aramak, bizim ilkel bir yanılsamamızdan ibaret.

 

"Varlık zaten vardır ve hep vardı" demek yanlış bir bilgidir. Bing bang teorisine göre bir t=0 anı vardır ve tam bu anda evren 0 boyutlu ve sıfır hacmindeydi ve bir varlığın olmasını yada kendiliğinden oluşacak olmasını termodinamik açıdan nasıl bekleyebilirsin? Sence t=0 anında evren sıfır hacmindeyken ne vardı da varlık şu an var diyebiliyoruz.

tarihinde John Ahmet tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

"Şunu bir tanrı yaptı" dedin mi bilim biter!

Devam araştırnalar olmaz.

Ve insanlık (müslümanlar gibi) yağan yağmurda, atomların içinde, eşeğin b*kunda bir tanrı aramaya başlar!

 

Unutmayalım bilimi bir din veya bir tanrıyla sınırladığımız zaman "dünya güneşin etrafında dönüyor" demek yasak olmuştu!

 

Tanrı dediğiniz şu şeyi siz önce bir kanıtlayın sonra hesaplarda/denklemlerde o tanrı yerini alır!

Link to post
Sitelerde Paylaş
15 saat önce, John Ahmet yazdı:

Şimdiye dek dördüncü ve beşinci boyutu anlamaya çalıştınız mı? Bilim kurumunun iddia ettiği bu boyut kavramını nasıl değerlendiriyorsunuz? Evrenin çok boyutlu olmasının size göre canlılar için önemi nedir?

 

Tüm bu sorulara yanıt aradıktan sonra hala tanrıya inanmamaya hangi yüzle devam edeceksiniz merak ediyorum.

 

Örneğin 4. boyut nedenselliğe yeni bir bakış gerektiriyor. 

 

Konuyu daha fazla detaylandırmak istiyorum fakat tüm her şeyi ilk yazıya koymak istemiyorum. Öncellikle bu soruları yanıtlayacak birileri var mı yoksa bu konunun sizin için hiç bir önemi olmayacağını konuya hiç cevap yazmayarak yada bunu ima ederek bilim kurumuna duyduğunuz sadakate ters mi düşeceksiniz?

 

Herşey her bilimsel gelişme buluş icat Cenabı Hakkın varlığını birliğini isbat ediyor

çok boyutlu evren Kuranda hadislerde varolan MELEK CİN ERVAHI HABİSE RUHANİLER HÜDDAMLAR vb

insan gözüyle görmekten aciz olduğumuz varlıkların yaşam alanları pekala olabilir

büyük evliyaullahın Bastı zaman (zamanda ileri geri gitme)

Tayyı mekan (aynı anda birden çok yerde olabilme) kerametlerine bilimsel bir temel olabilir

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, dr.Kemal yazdı:

 

Herşey her bilimsel gelişme buluş icat Cenabı Hakkın varlığını birliğini isbat ediyor

çok boyutlu evren Kuranda hadislerde varolan MELEK CİN ERVAHI HABİSE RUHANİLER HÜDDAMLAR vb

insan gözüyle görmekten aciz olduğumuz varlıkların yaşam alanları pekala olabilir

büyük evliyaullahın Bastı zaman (zamanda ileri geri gitme)

Tayyı mekan (aynı anda birden çok yerde olabilme) kerametlerine bilimsel bir temel olabilir

ateistler  hakikaten  sıkıntılı  insanlar  bunlara  inanmıyorlar  kapı  gibi  deliller  var  ruhlar  cinler  evliyalar  şeytanlar hala  boyutlardan  bahsediyorlar.şaka  gibi 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, skeptikal yazdı:

Örneğin yıldırım düştüğünde, bir adam çekicini sallayıp şimşekleri toplayıp üstümüze fırlatıyordur dediler. Senin dediğin gibi, açıklama yetenekleri kısıtlı olduğu için bir yerde "pes edip", doğal bir fenomeni mitlerle açıkladılar. Ama sonuç olarak yanıldılar, artık yıldırımın arkasındaki olayları biliyoruz ve hatta bunları manipüle edip tesla bobiniyle minik yıldırımlar yapabiliyoruz.

 

Sen tesla bobiniyle yıldırım yapmak yerine gerçek bir yıldırımı oluşturmayı başardığında senin yıldırım oluşturabildiğin gerçeği aklımızdayken oluşan tüm yıldırımların doğal şekilde oluştuğunu bunu birinin bizi cezalandırmak için yapmadığından emin olabilir miyiz?

 

Gerçekte yıldırımın enerji bedenlere sahip üst boyut varlıklarının arasındaki bir çekişme yada bir bilgi alışverişi olmadığından nasıl bu kadar eminsin?

tarihinde John Ahmet tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Tesla bobini demişken şu videoyu bir izleyin. Bir savaş esnasında çok fazla yıldırımın oluştuğunu görürseniz bu yıldırımları, dünyanın her hangi bir yerinde yıldırım oluşturabilen Rusların HAARP silahı yapmış olabilir.

 

Bana ilginç geldi sizinle paylaşmak istedim. 

 

Tesla Bobinleri Hakkında Bilgi

 

Tesla bobinleri, yüksek frekanslı yüksek gerilim üreten hava çekirdekli rezonans trafolarıdır. Tesla, Maxwell’in ışığın matematiksel olarak dalga olduğunu ispatlamasıyla yüksek frekanslı alternatif akım üretmenin mümkün olduğunu görmüştür. İlk deneylerinde frekansı 20000 devire kadar çıkarabilmiş, fakat jeneratörler bu frekansa dayanamamıştır. Tesla’da sonunda ürettiği bobinle elektriği istediği frekansa ve gerilime çıkarmıştır. Peki Tesla’nın bu bobini yapmaktaki amacı nedir? Tesla’nın hayatı boyunca en büyük amacı elektriği kablosuz iletmekti. Nitekim Tesla bunu bu bobinle lokal olarak başarmış, daha sonra yaşanılan olumsuzluklar nedeniyle bu projesini devam ettirememiştir. Tesla bu yüksek frekans çalışmalarını neon ve flüoresan lambanın icadında, ilk X-ray fotoğrafın çekiminde, MR cihazlarının temellerinin atılmasında kullanmıştır. Bugün de eş zamanlı yıldırımlar oluşturulmasında ve malzemelerin yüksek gerilime dayanıklılık testlerinde aktif olarak kullanılmaktadır.

 

Bobinin Çalışma Prensibi

 

Devrede öncelikle yüksek gerilim trafosu kondansatörü doldurur. Birincil kondansatörün gerilimi atlama aralığının (spark gap) gerilime eşit olduğunda bu aralıkta atlama yani kısa devre olur. Böylece kapasite ile birincil bobin parelel duruma gelir. Böylece birinci paralel rezonans devresiyle, ikincil bobin ve yüksek gerilim çıkışının toroid ya da küresel elektrotun rezonans devresi rezonansa girer. Yani çıkış olarak frekansı rezonans frekansına eşit, yüksek frekanslı yüksek gerilim elde edilir.

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
18 saat önce, John Ahmet yazdı:

 

Tesla bobinleri ile ben de çalıştım. Küçük yıldırımlar oluşturabiliyor olmamız yıldırım oluşturduğumuz manasına gelmez temelde aynı prensiplerle olsa da gerçek bir yıldırım oluşturabilmen için daha çok zamana ve bilgiye ihtiyacın var. Nedensellik bakımından tesla bobininin ürettiği kıvılcım tam olarak yıldırımı karşılamaz. Nedenleri benzeşse de bir yerde ayrılırlar.

 

Şu bir kıvılcıma mı benziyor sence: https://youtu.be/YDPRqzHS0xU?t=31
Burdaki mesele yıldırımların nasıl oluştuğunu çözmüş olmak. Süreci anladığımız için paratoner icat edip buna karşı önlem alabiliyoruz. Kalkıp da bizi çarpmasın diye Thor'a kurban kesmiyoruz.

 

18 saat önce, John Ahmet yazdı:

 

"Maddenin karakteri neden öyledir?" gibi bir sorunun yine bilimsel cevapları olsa da o cevaba da aynı nedensellik ilkesiyle yaklaşıp onun sebebini sormaya devam edebiliriz. Bir yerde sıkılacak ve bu durumu kabulleneceksin. Pes etmek istemeyip devam etmeyi takdir ederim olması gereken budur fakat şimdilik her şeyin sebebini bulabileceğin tek bir evrensel yasa bulabileceğini düşünmek tam bir deliliktir. Böyle bir yasa tüm varoluşu tanrıya ihtiyaç duymadan açıklayabilmelidir ki bana göre bu imkansızdır.

 

Doğru, sormaya devam edebiliriz. Ama cevabı olması gerekmez. "Tanrı neden hep vardı" sorusunun cevabını döngüsel akıl yürütme yapmadan açıklayabilir misin? Bu sorunun da sana göre cevabı olmamalı. Demek ki sana göre de bir yerde durulabiliyor. Öyleyse sorun ne?
Tek bir evrensel yasa bulmaya gerek yok. Zamanın mitlerini aştık ve bu yeteri kadar ikna edici. Düşün ki insanlar binlerce kez masal uyduruyor ve daha sonra bilim bunların hepsini açıklıyor. Buna rağmen "ama daha her şeyi açıklayan bir yasa bulamadık, bulamayız da, öyleyse pes edelim" deyip, daha önce defalarca kez yanılmaya rağmen yine masallara inanmak akıl işi mi?
Ayrıca her şeyin niye bir sebebi olması gereksin? Senin açından Tanrının sebebi mi var? Varlığın kendisi zorunluysa ve yokluk mümkün bir alternatif değilse, sorun çoktan çözülmüş demektir. Her şeyin cevabı budur. Gerisi ise sadece varlığın karakterinin nasıl olduğunun keşfidir.
 

 

18 saat önce, John Ahmet yazdı:

Tanrı nedir gibi bir soruya ben şöyle cevap veriyorum.

 

Tanrı: Madde yada uzay/zaman/mekan dokusuna ihtiyaç duymadan var olabilen bilinç ve güç sahibi olmakla birlikte tüm maddeye ve uzay/zaman/mekan dokusuna niteliğini verendir. Evrenin başarmak zorunda olduğu değişimin ve dönüşümün nedeni ve sonucudur. Ondan geldik yine ona döneceğiz.

Eğer yeni keşifler sonucu "uzay/zaman/mekan dokusuna niteliğini veren" şey fiziksel bir fenomen çıkarsa (tıpkı daha önce bütün fiziksel olayların arkasından tanrı değil, yine başka fiziksel olaylar çıktığı gibi), ona mı tanrı diyeceksin? Seninkinin de eski mitlerden farkı yok. Sadece modern versiyonu.
 

 

18 saat önce, John Ahmet yazdı:

"Varlık zaten vardır ve hep vardı" demek yanlış bir bilgidir. Bing bang teorisine göre bir t=0 anı vardır ve tam bu anda evren 0 boyutlu ve sıfır hacmindeydi ve bir varlığın olmasını yada kendiliğinden oluşacak olmasını termodinamik açıdan nasıl bekleyebilirsin? Sence t=0 anında evren sıfır hacmindeyken ne vardı da varlık şu an var diyebiliyoruz.

Ee, evren içinde evren yok muydu az önce? Bütün varlığı Big Bang ile sınırladın şimdi de?
Big Bang'in tekillikle başlamadığı düşünen fizikçiler de hatırı sayılır derecede var. Big Bangin çözemediği sıkıntılar olması ve doğru olduğu takdirde gözlemlenmesi gereken bazı şeylerin gözlemlenmemesinin bu teoriye dair güveni kırması bir yana, Big Bang doğru olsa bile evrenin tekillikten yani sıfır hacimden ortaya çıkmış olması bir zorunluluk değil. Bu bile doğru olsa, hacmi olmayan şey = yokluk mudur? Doğru olsaydı bu sefer de elimizde fizik yasalarının işlemediği bir başlangıç tekilliği olurdu, yokluk değil. Evrendeki bütün enerjinin tek bir noktada toplanmış olması demek, enerji yok demek değildir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
16 saat önce, John Ahmet yazdı:

 

Sen tesla bobiniyle yıldırım yapmak yerine gerçek bir yıldırımı oluşturmayı başardığında senin yıldırım oluşturabildiğin gerçeği aklımızdayken oluşan tüm yıldırımların doğal şekilde oluştuğunu bunu birinin bizi cezalandırmak için yapmadığından emin olabilir miyiz?

 

Gerçekte yıldırımın enerji bedenlere sahip üst boyut varlıklarının arasındaki bir çekişme yada bir bilgi alışverişi olmadığından nasıl bu kadar eminsin?

Masallara inanmak için o kadar ısrar ediyorsun ki.
Yıldırımın nasıl oluştuğuna dair azıcık araştırma yapsan bu söylediğinin ne kadar saçma olduğunu anlayacaksın. Bilimsel açıklaması yapılmış bir olaya mit sokuşturmak zorlamadan fazlası değil. "Rüzgar basınç farkının sonucudur" diyen adama "mikailin osurmadığını nerden biliyorsun" demek gibi bir şey. Gerçekten ciddiye alası gelmiyor insanın.
Dilersen hastalıkların da büyü olduğuna inanıp ilaç içmek yerine büyü bozdurmaya gidebilirsin. Sonuçta hastalığa cinlerin sebep olmadığına da emin olamazsın, değil mi.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 10.09.2018 at 06:39, John Ahmet yazdı:

Şimdiye dek dördüncü ve beşinci boyutu anlamaya çalıştınız mı? Bilim kurumunun iddia ettiği bu boyut kavramını nasıl değerlendiriyorsunuz? Evrenin çok boyutlu olmasının size göre canlılar için önemi nedir?

 

Tüm bu sorulara yanıt aradıktan sonra hala tanrıya inanmamaya hangi yüzle devam edeceksiniz merak ediyorum.

 

Örneğin 4. boyut nedenselliğe yeni bir bakış gerektiriyor. 

 

Konuyu daha fazla detaylandırmak istiyorum fakat tüm her şeyi ilk yazıya koymak istemiyorum. Öncellikle bu soruları yanıtlayacak birileri var mı yoksa bu konunun sizin için hiç bir önemi olmayacağını konuya hiç cevap yazmayarak yada bunu ima ederek bilim kurumuna duyduğunuz sadakate ters mi düşeceksiniz?

BU SORULAR SİZİ AYRINLATITR UMrum......

Peygamberimiz (asv),

 “Ben insanlığın ikindi vaktinde geldim.”

buyuruyor. Diğer bir hadisinde ise

“Benim ümmetimin ömrü 1.500 seneyi pek geçmeyecek.”

buyurmuş. Günün dörtte ya da beşte biri olan ikindiden akşama kadar ki vakti 1.500 yıl kabul ettiğimizde, insanlığın ömrünün 6.000 - 7.500 yıl arasında olduğu ortaya çıkar. Diğer bir meşhur hadis rivâyetinde ise bu açıkça ortaya konmuştur:

“Âdem'den kıyamete kadar insanlığın ömrü yedi bin senedir.”

Görüldüğü gibi bu üç hadis birbirini teyit etmekte ve tamamlamaktadır. Muhbir-i Sadık olan Peygamberimiz (asm)'in ahir zamanla ilgili verdiği haberler bir bir çıkmaktadır.[(bk. Kenzu’l-Ummal, h.no: 16459; Tezkiretu’l-Mevduat, I/223.; Sahavî, el-Makasıdu’l-hasene (Deylemi’den naklen), I/693, h.no: 1243; Munavî Feyzu’lKadir,III/547;h.no:4278](Deylemi’den nakle       

12 bin yıllık göbeklitepe var olduğuna göre....

insanlığın ve dünyanın yaşı da max 7000 yıl olduğuna göre.....

bizler günümüzde hala var isek ?

bu hesapta bi yanlışlık var ama ne ?  kıyamet çoktan kopmuş olmalıydı ? koptu da başka bir paralel evrende felan tekrar mı var olduk ? yoksa burası cehennem mi ? öldük bittik cehenneme mi düştük ?

e ama hala sınav deniyor ?...

hadi çık işin içinden 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
22 saat önce, John Ahmet yazdı:

Sen tesla bobiniyle yıldırım yapmak yerine gerçek bir yıldırımı oluşturmayı başardığında senin yıldırım oluşturabildiğin gerçeği aklımızdayken oluşan tüm yıldırımların doğal şekilde oluştuğunu bunu birinin bizi cezalandırmak için yapmadığından emin olabilir miyiz?

 

@skeptikal Sen bu cümlemi sorgulayıp anlayabilecek zekadan yoksunsun. Ayrıca tesla bobinleri ve çalışma prensiplerini açıkladıktan sonra paylaştığım videoyu görmemişsin ve bir benzerinin linkini paylaşıyorsun. Senden önce bunu ben paylaştım acaba neden paylaştım? Yukarıdaki cümle ile ilişkisini anlayabiliyor musun?

 

Bilim eskiden insanların yıldırımları güç sahibi birilerinin oluşturduğuna inanmasına kesin bir çözüm getirebilmiş mi? Yıldırımların doğal yoldan nasıl oluştuğunu açıklamakla birlikte yıldırımı yapay olarak oluşturmanın da mümkün olduğunu göstermiştir. Şimdi sen bir bilincin iradesi ile oluşturulan yıldırımla doğal olarak oluşan yıldırım arasındaki farkı anlayabilecek misin? Geçmişteki insanlar yıldırımların bir irade tarafından oluşmuş olabileceğine inanıyordu şimdi bilim sayesinde bunun yanlış olduğu doğrulanmış mı oldu? Senin tepene çakan yıldırımları bu kulenin yada başka bir HAARP silahının oluşturmadığı ne malum?

 

Son olarak şeyler açıklaması olabilen doğal yollardan oluşabilmekle birlikte aynı şekilde bilinçli bir irade tarafından da oluşturulabiliyorsa sen bir şeyin doğal olarak mı yoksa bilinçli bir irade tarafından mı oluştuğunu kesin olarak nasıl anlayabilirsin?

 

Dolayısıyla bilim şeylerin oluşmasının doğal koşullarını açıklayabiliyor diye bu şeylerin hep bu koşullarda doğal olarak oluştuğunun bir kanıtı mıdır? Bilinçli bir irade tarafından oluşturulmuş olamazlar mı?

 

Buna tüm canlılar ve evrendeki her şeyi ekleyip düşünerek anlamaya çalışmanı istiyorum.

tarihinde John Ahmet tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...