Jump to content

Tasarlanmış İnsan Nasıl Olmalıydı?


Recommended Posts

52 minutes ago, illusion_ said:

İhtiyaçlarını karşılayıp yaşamını devam ettirebiliyor mu, dört kol iki koldan daha mı kullanışlı olur, iki kollu olması eksik bir tasarım mı değil mi ona bakarım.

Yoksa birisinin çıkıp insanın 65 tane kolu olmalıydı derse elbette bunu ciddiye almam.

 

Hala hiç bir şey anlamamışsın, bu kafayla da asla anlayamazsın.

 

53 minutes ago, illusion_ said:

Dünyadaki yaşam koşulları var.

 

Dünyadaki yaşam koşullarına bakarak bir insanın tasarlanıp tasarlanmadığını nasıl tespit edeceksin?

 

54 minutes ago, illusion_ said:

Genel tanrının tanımı bana mantıklı gelmiyor. Herkesin hayal ettiği aynı tanrı modeli böyle bir tanrının olduğunu ispatlamaz.

 

Benim tanımım kusurlu olabilecek bir tanrı.

 

İyi, benimki de götünden 4 bacak çıkan bir tanrı.

 

Senin tanrının ne kusuru var? Kör veya topal mı? 

 

59 minutes ago, illusion_ said:

Dediğim gibi, o zaman tanrının etrafında bir şeyler olduğunu varsayalım. Bu da sırf senin hatrın için yoksa benim için sadece düşünüyor olması yeterli.

 

İyi varsayalım, mesela çamur var diyelim, o da almış çamuru oynarken bir de bakmış kendine benzer bir şey yapmış, sonra da üflemiş, insan olmuş. Bu mu yani?

 

Yahu hayret bir şey, tek bir varlık ne düşünebilir? Gelecek yıl nereye tatile gideceğini mi? Belki de ben nasıl oldum, neden varım, amacım ne diye düşünüyordur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 78
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Başka bir deyişle; ateizm bu tür eksikli kusurlu aciz tanrı iddialarını bir tehdit olarak algılamaz. Çünkü sonuçta para da, güç ve iktidar da insanlar tarafından tanrı olarak görülebilir ve bunları bertaraf etmek için ateizme ihtiyaç yoktur. Bunların tanrı olarak görülmesi ile ahlaksal normlar da başa çıkabilir. Sivrisinekler için bataklığı bombalamaya gerek yok.

 

Hatta ateizm, eksikli kusurlu olarak inanılmamasına rağmen deizm tanrısını da çok açık bir tehdit olarak algılamaz. Ne etliye karışıyor, ne sütlüye! Yalnız deizm tanrısı hakkında endişelerimiz vardır. Bir takım cahil yobazlar ikide bir çıkıp bu etliye sütlüye karışmayan tanrıyı bir çok işlere karıştırıyorlar. Daha açık deyişle deizm, teizmin sömürü amaçlarına sıklıkla alet edilmektedir.

 

Bu tanrıyı önce merak etmeyin işlere karışmaz diye bir kakalayıp, kakaladıktan sonra işlere karıştırtmaya başlıyorlar! Bu bayat numaradan gına geldiği için artık deizmden de kuşkulanıyoruz. Arkasından teizm iğrenç sömürgen ve köleci yüzüyle sırıtır diye.

Link to post
Sitelerde Paylaş
24 dakika önce, democrossian yazdı:

Bunların hepsi aynı kategoridedir. Bunlar da aynen kanatlı atlar ve alev soluyan ejderhalar gibi kanıta muhtaçtır. Kanıtı öne sürülmeden kanatlı atlardan başlayıp bunları hepsine o da yok o da yok o da yok diye tek tek yanıt veremeyiz. Bunların hiç biri yok. Ama hepsi tek tek sorulup hepsine de tek tek yok diyeceksek biz işi bulmuşuz demektir!

 

26 dakika önce, democrossian yazdı:

Kafayı yemedik zırvalarla uğraşacak kadar, kusura kalmayın diye yanıt veririz. İddianızın kanıtını siz getireceksiniz, biz de bakacağız, olabilecek bir şey mi, olamayacak bir şey mi... 

 

Haklısınız neden bir tasarım olduğunu düşündüğümü size kanıtlamam gerekir. Elimden geldiğince neden böyle düşündüğümü anlatmaya çalışayım.

 

Ä°lgili resim

 

Mesela bukalemun benim en hoşuma giden canlılardan biridir. Hareketleri gözlerini oynatması olsun çok hoşuma gider.

 

Bu canlının renk değiştirmesi ve dilini uzatıp avını yakalamasının, doğal seçilim ile oluşması ile buna benzer bir robot üretip etrafındaki renkleri alarak kamuflaj olması ve birde ağzından bir kapan çıkarıp çekirge yakalamasını kıyaslarsak böyle bir robot için yüksek bir teknoloji gerekiyor. Evrim ise bunu doğal seçilim ile bilinçsiz diyebileceğimiz bir şekilde oluşturuyor. Bu durumu mantığa oturtmaya çalışmak beni zor durumda bırakıyor. Şunu da düşünmüyor değilim, bir bukalemunun doğal seçilim ile oluşması mı daha olası yoksa bunu yaratabilecek bir yaratıcının mı? Elbette bir bukalemunun oluyor bu durumda fakat buna benzer bir robot yapabilmek için yüksek bir teknoloji gerektiği gerçeğini değiştirmiyor bu durum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
24 dakika önce, sağduyu yazdı:

Hala hiç bir şey anlamamışsın, bu kafayla da asla anlayamazsın.

 

Ortada anlaşılmayacak bir şey yok.

 

24 dakika önce, sağduyu yazdı:

Dünyadaki yaşam koşullarına bakarak bir insanın tasarlanıp tasarlanmadığını nasıl tespit edeceksin?

 

Neden iki kol her ihtiyacını görebileceği şekilde. Bir kolu eksik olabilirdi? Mesela iki bacak yürümek için ideal değil mi?

 

25 dakika önce, sağduyu yazdı:

İyi, benimki de götünden 4 bacak çıkan bir tanrı.

 

Senin tanrının ne kusuru var? Kör veya topal mı? 

 

 

Ezelden beri var olan her şeye gücü yeten bir tanrı değil işte.

 

26 dakika önce, sağduyu yazdı:

İyi varsayalım, mesela çamur var diyelim, o da almış çamuru oynarken bir de bakmış kendine benzer bir şey yapmış, sonra da üflemiş, insan olmuş. Bu mu yani?

 

Yahu hayret bir şey, tek bir varlık ne düşünebilir? Gelecek yıl nereye tatile gideceğini mi? Belki de ben nasıl oldum, neden varım, amacım ne diye düşünüyordur.

 

Amacım ne diye düşünmesi mantıklı olurdu.

 

Olayı niye dallandırıp budaklandırıyorsun? Ortada bir yaşam var sonuçta kendine baktı mı bakmadı mı ne önemi var ki? Bakmış da olabilir sonuçta mükemmel olacağını söylemek saçma olur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Robotlar ölümüne rekabete dayalı bir yaşamda kalma savaşı içinde ürerlerken DNA larında düzenli ve sürekli mutasyonlar olup, bu mutasyonlardan hayatta kalma savaşında yararı olanları nesillerine kalıtlayıp, yararı olmayanların hiç olmamışlar gibi yok olduğu bir evrim geçirmiyorlar.

 

Bu yaşamda kalma savaşı kıyasıya 3,5 milyar yıldır sürüyor. Bu aslında insan havsalasının alamayacağı bir süredir. Dile kolay ama 3,5 milyar yıl çok fazla uzun bir süredir. 

 

Farklı yaşam ortamlarına bölünen bir türün iki grubu, hiç temas etmezlerse bir milyon yıl içinde iki türe ayrışırlar. Bu yüksek yapılı canlılara geldikçe beş milyon yıla çıkar. İnsan ve şempanze sekiz milyon yılda ayrışmıştır.  

 

Bir satranç tahtasının ilk karesine bir buğday tanesi koyup sonraki her kareye iki katı buğday koyarak gitme ve son kareye bugünkü dünya buğday rekoltesinin yetmemesini bilirsiniz.  

 

Bir milyon yılda ilk türden başlayarak tür sayısı ikiye katlanırsa, 3,5 milyar yılda oluşacak tür sayısı 2350 dir. Bu çok korkunç bir rakamdır. Evrende bu kadar sayıda atom yok! Bu kadar sayıda canlı türü oluşacak. Dünyada bu gün on milyona yakın canlı türü yaşıyor. Doğal seçilimin nasıl çalıştığını görebiliyor musunuz?  

Link to post
Sitelerde Paylaş
29 dakika önce, democrossian yazdı:

Başka bir deyişle; ateizm bu tür eksikli kusurlu aciz tanrı iddialarını bir tehdit olarak algılamaz. Çünkü sonuçta para da, güç ve iktidar da insanlar tarafından tanrı olarak görülebilir ve bunları bertaraf etmek için ateizme ihtiyaç yoktur. Bunların tanrı olarak görülmesi ile ahlaksal normlar da başa çıkabilir. Sivrisinekler için bataklığı bombalamaya gerek yok.

 

Çok doğru.

 

30 dakika önce, democrossian yazdı:

Hatta ateizm, eksikli kusurlu olarak inanılmamasına rağmen deizm tanrısını da çok açık bir tehdit olarak algılamaz. Ne etliye karışıyor, ne sütlüye! Yalnız deizm tanrısı hakkında endişelerimiz vardır. Bir takım cahil yobazlar ikide bir çıkıp bu etliye sütlüye karışmayan tanrıyı bir çok işlere karıştırıyorlar. Daha açık deyişle deizm, teizmin sömürü amaçlarına sıklıkla alet edilmektedir.

 

Deist sayılmam ben önceden deist sayılırdım fakat şu an agnostiğim olasılıklar üzerine düşünebiliyorum sadece.

 

Deistlerin tanrısı biraz daha yüce bir varlık tanımı gibi sanki.

 

Bana göre uzaylılar da dünyayı tasarlamış olabilir. Evrimle oluşmaya daha müsait bir canlı ve yaratık topluluğu olabilir.

 

33 dakika önce, democrossian yazdı:

Bu tanrıyı önce merak etmeyin işlere karışmaz diye bir kakalayıp, kakaladıktan sonra işlere karıştırtmaya başlıyorlar! Bu bayat numaradan gına geldiği için artık deizmden de kuşkulanıyoruz. Arkasından teizm iğrenç sömürgen ve köleci yüzüyle sırıtır diye.

 

Deist değilim dediğim gibi. Teizm ise bana da iğrenç geliyor ve içime bir bunaltı sokuyor. İnsanın nefes almasını zorlaştırıyor dinler.

 

Size bir tanrı kakalamak gibi bir niyetim yok sizi ateist olarak olduğunuz gibi kabul edip bu düşüncelerimin içinden nasıl çıkabilirim diye fikir almaya çalışıyorum hepsi bu.

 

Zaten dinlerin çelişkilerini düşünüp araştırmış ve dine inanmayı bırakmış birisinin geriye dine inanması çok zor. Bunu kendimden biliyorum. İnansa bile içinde hep bir şüphe kalır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

2350 = 2300000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000 eder. Bu kadar türden doğal seçilimle elene elene 10000000 tür kalmış ve bunlar çok iyi hayatta kalma makineleri biçiminde tasarlanmış görüntüsü veriyorlar.

 

Ne pahasına hayatta kalıyorlar, diğerlerini öldürme pahasına. Bunu bir tanrının tasarlamış olması insanın aklına gelebilecek en korkunç fikirdir. Böyle bir tasarımcının olması, düşünülebilecek en korkunç karabasan ve kabustur. Bundan daha korkunç bir kabus olamaz. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 minute ago, illusion_ said:

Neden iki kol her ihtiyacını görebileceği şekilde. Bir kolu eksik olabilirdi? Mesela iki bacak yürümek için ideal değil mi?

 

Demek ki 4 veya daha fazla bacaklı canlıları yaratırken biraz müsrif davranmış, ne gerek vardı iki bacak yeterken fazladan bacak koymaya. Bazılarına da hiç bacak kalmamış.

 

İnsan 6 bacaklı olsaydı sen bu kafayla 6 bacak yürümek için ideal derdin. Hiç bacağı olmasaydı yahu sürünmek gibisi yok derdin.

 

Ya doğuştan kolsuz ve bacaksız insanlar için ne diyeceksin? Üretim hatası mı? Yoksa onları insandan saymıyor musun?

 

7 minutes ago, illusion_ said:

Amacım ne diye düşünmesi mantıklı olurdu.

 

Olayı niye dallandırıp budaklandırıyorsun? Ortada bir yaşam var sonuçta kendine baktı mı bakmadı mı ne önemi var ki? Bakmış da olabilir sonuçta mükemmel olacağını söylemek saçma olur.

 

Yahu senin tanrın çok düz, pek satar gibi gelmedi bana, biraz renk katmak lazım diye düşündüm.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Deizmi bırakıp agnostisime gelelim.

 

Agnostisizm hiç bir zaman tanrı olabilir mi diye kuşkulanmak değildir. Teistler bunu da atestlerin kafasına tanrı yoksa bir de olmasın şüphesi sokmak ve insanları aptal tapınan köleler haline getirmek için iğrenç kirli sömürgen amaçlarına alet ediyorlar. 

 

Agnostisizm tanrı olabilir demek asla değildir. Agnostisizm tanrının olduğu bilinemez, bilmenin bir yolu yoktur, o halde bilemeyeceğimiz bir şeyi var saymamızın bir anlamı yoktur demektir. Agnostik tanrı var yok tartışmaz. Tanrının olmadığını da kanıtlamaya çalışmaz. Bilemeyeceğin bir konuda konuşur musun? Konuşmazsın. Agnostik asla tanrı olabilir demez. Bilemiyor çünkü, bilinemeyecek bir şey üzerinde fikir yürütülmez. 

 

Agnostisizm de deizm gibi dini reddetmenin bir yoludur. Deist tanrı insanlara karışmaz, sadece seyreder diyerek dini devreden çıkarır. Agnostik ise bilemeyeceğimiz bir konu ile ilgilenmemizin bir anlamı yoktur diyerek tanrının varlığına dayalı herhangi bir davranışta bulunmayı reddeder.    

Link to post
Sitelerde Paylaş
17 saat önce, democrossian yazdı:

Robotlar ölümüne rekabete dayalı bir yaşamda kalma savaşı içinde ürerlerken DNA larında düzenli ve sürekli mutasyonlar olup, bu mutasyonlardan hayatta kalma savaşında yararı olanları nesillerine kalıtlayıp, yararı olmayanların hiç olmamışlar gibi yok olduğu bir evrim geçirmiyorlar.

 

Bu yaşamda kalma savaşı kıyasıya 3,5 milyar yıldır sürüyor. Bu aslında insan havsalasının alamayacağı bir süredir. Dile kolay ama 3,5 milyar yıl çok fazla uzun bir süredir. 

 

Farklı yaşam ortamlarına bölünen bir türün iki grubu, hiç temas etmezlerse bir milyon yıl içinde iki türe ayrışırlar. Bu yüksek yapılı canlılara geldikçe beş milyon yıla çıkar. İnsan ve şempanze sekiz milyon yılda ayrışmıştır.  

 

Bir satranç tahtasının ilk karesine bir buğday tanesi koyup sonraki her kareye iki katı buğday koyarak gitme ve son kareye bugünkü dünya buğday rekoltesinin yetmemesini bilirsiniz.  

 

Bir milyon yılda ilk türden başlayarak tür sayısı ikiye katlanırsa, 3,5 milyar yılda oluşacak tür sayısı 2350 dir. Bu çok korkunç bir rakamdır. Evrende bu kadar sayıda atom yok! Bu kadar sayıda canlı türü oluşacak. Dünyada bu gün on milyona yakın canlı türü yaşıyor. Doğal seçilimin nasıl çalıştığını görebiliyor musunuz?  

 

Peki neden türler birbirine daha da yakın değil? Benzerlikler var fakat yakınlıklar geçiş şekline biraz daha uzak gibi.

 

Birde kambriyen patlaması hakkında ne düşünüyorsunuz? Dinozorların yok olmasından sonra canlıların dinozorlar tarafından yenmeyip rahatça üremeleri sonucu mu olmuştur?

 

16 saat önce, democrossian yazdı:

2350 = 2300000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000 eder. Bu kadar türden doğal seçilimle elene elene 10000000 tür kalmış ve bunlar çok iyi hayatta kalma makineleri biçiminde tasarlanmış görüntüsü veriyorlar.

 

Bu türlerin ara fosillerinde zararlı mutasyonlara dair ara formlar var mı peki?

 

16 saat önce, democrossian yazdı:

Ne pahasına hayatta kalıyorlar, diğerlerini öldürme pahasına. Bunu bir tanrının tasarlamış olması insanın aklına gelebilecek en korkunç fikirdir. Böyle bir tasarımcının olması, düşünülebilecek en korkunç karabasan ve kabustur. Bundan daha korkunç bir kabus olamaz. 

 

Ahlak gibi kavramların bize ait olduğunu düşünürsek, kusurlu bir tanrı sadece canlılık oluşturma fikriyle yaratmış diyebilir miyiz?

 

16 saat önce, democrossian yazdı:

Deizmi bırakıp agnostisime gelelim.

 

Agnostisizm hiç bir zaman tanrı olabilir mi diye kuşkulanmak değildir. Teistler bunu da atestlerin kafasına tanrı yoksa bir de olmasın şüphesi sokmak ve insanları aptal tapınan köleler haline getirmek için iğrenç kirli sömürgen amaçlarına alet ediyorlar. 

 

Agnostisizm tanrı olabilir demek asla değildir. Agnostisizm tanrının olduğu bilinemez, bilmenin bir yolu yoktur, o halde bilemeyeceğimiz bir şeyi var saymamızın bir anlamı yoktur demektir. Agnostik tanrı var yok tartışmaz. Tanrının olmadığını da kanıtlamaya çalışmaz. Bilemeyeceğin bir konuda konuşur musun? Konuşmazsın. Agnostik asla tanrı olabilir demez. Bilemiyor çünkü, bilinemeyecek bir şey üzerinde fikir yürütülmez. 

 

Agnostisizm de deizm gibi dini reddetmenin bir yoludur. Deist tanrı insanlara karışmaz, sadece seyreder diyerek dini devreden çıkarır. Agnostik ise bilemeyeceğimiz bir konu ile ilgilenmemizin bir anlamı yoktur diyerek tanrının varlığına dayalı herhangi bir davranışta bulunmayı reddeder.

 

Şu anda bende kesin vardır diyemiyorum, kafamda kocaman bir soru işareti var sadece.

 

Agnostik - Deist - Ateist karışımı bir düşüncem var.

Link to post
Sitelerde Paylaş
16 saat önce, sağduyu yazdı:

Ya doğuştan kolsuz ve bacaksız insanlar için ne diyeceksin? Üretim hatası mı? Yoksa onları insandan saymıyor musun?

 

İşte bahsedip durduğum kusurlu yaratıcı bu.

 

16 saat önce, sağduyu yazdı:

Yahu senin tanrın çok düz, pek satar gibi gelmedi bana, biraz renk katmak lazım diye düşündüm.

 

Ben bir tanrı satma derdinde değilim ki. Satsın satmasın umrumda olmaz.
Ben gerçeği arıyorum sadece.

Link to post
Sitelerde Paylaş
39 minutes ago, illusion_ said:

 

İşte bahsedip durduğum kusurlu yaratıcı bu.

 

Yani her şekiide ben bir tanrıya giderim diyorsun.

 

40 minutes ago, illusion_ said:

Ben bir tanrı satma derdinde değilim ki. Satsın satmasın umrumda olmaz.
Ben gerçeği arıyorum sadece.

 

Sen satarsın demedim ki, böyle tanrı satmaz dedim. Gerçek öyle bulunmaz, gözlemlersin, hipotez geliştirirsin, deney yaparsın, veri alırsın, kontrol edersin, hipotez doğrulanıyor mu bakarsın. Seninki sadece spekülasyon, hayal. Ne kadar speküle edersen et, ne kadar hayal kurarsan kur, gerçek bunların hayal ve spekülasyondan ibaret olduğudur.

 

Sen şimdi bakıyorsun etrafına, kendine bakıyorsun, canlılar falan görüyorsun, bunların bir tasarımcısı olması lazım diyorsun, peki bunu kanıtlama imkanın var mı? Yok. Kanıtlayacağına dair en ufak bir belirti, umut var mı? O da yok. İstediğin hipotezi üret, istediğin kadar spekülasyon yap,  kanıtlayamadıktan sonra hayal olarak kalır.

 

Hiç bir zaman kanıtlayamayacağın hayaller içinde gerçek aranmaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
20 saat önce, illusion_ yazdı:

 

Bir örnekle açıklayayım,

 

Bir helikopter düşün, bu helikoptere eğer tasarım ile oluşmamışsa hurda yığınına vuran bir depremde oluşmuştur diyorsun gibi... Aradaki seçenek kısıtlılığı bir uçurum oluşturuyor.

Verdiğin örneğin oluşumu için tasarım şart bu yüzden başka örnek vereceğim.

 

 

Mesela kaplan ( çünkü ikimizde canlıları tartışıyoruz ) ya tasarım ya da tesadüf demiyorum. Ben canlıyı evrime bağlarım ve burada bir uçurum oluşturmam.  Tesadüfen kesinlikle demem. Evrim özellikle doğal secilim hayatta kalma savaşıyla oluşur. Mutasyonlar felan daha küçük ayrıntı. 

 

Ha illa seçenek kısıtlaması olmasın diyorsan uzaylılar yaptı. Veya bizim simülasyonumuzu yönetenler var onlar yaptı. Cinler yaptı...  Şu bu derken bir yığın seçenekle doldurabilirsin.

 

Tanrısal seçeneklere de zeus meus felan dersin. 

 

Ama biz mantıklı olanı seçeriz bunca fantezi varsayım arasında. 

 

Emin ol seçenekten bol şey yok. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
20 saat önce, illusion_ yazdı:

 

İşte bende bu sorunlara uygun kılıfın bu olduğunu düşünüyorum.

 

 

 

Bu bir iddia her kılıfa bir neden ararsan. Bize. ulu kusurlu yaraticini açıklayacaksın. 

 

Bir kişi eğer yaratıcı iddia ederse evrenimizden daha kompleks dolayısıyla başta;

evrenin oluşma olasılığından daha düşük olur. Artı yukledigin yoktan yaratma işi zaten bizim tüm açıklamalarımıza göre olanak dışı. Hicbir şey yoktan varolamaz.  

 

Ben sana (cirkin bir örnek olacak ama ) osuruktan evren çıkıyor desem. Ne diyeceksin. Hatta benim dediğim yoktan var etmeye göre daha makûl. Madem yoktan var etme gibi bir imkansizliga inanıyorsun ben de sana bunu söylüyorum.  :D

 

 

Madem kusurlu yaratıcı var onun yaratıcısı kim? Sonsuza kadar gider mi bu?

 

 

Bu yaratıcı nasıl mudahele ediyor evrene? Hiçlikte felan mı yaşıyor?

 

 

 

 

Anlayacağın üzere sadece yarattı demekle olmaz. Hatta sana tavsiyem sen madem yaratıcı arıyorsun. Simülasyon inan. En azından şahsi görüşüm olarak olma olasılığı %1 olabilir.  Yaratıcı gibi mantıksız değil. 

20 saat önce, illusion_ yazdı:

 

 

 

İşte buradaki tasarım ve tasarıma benzemeyen şeylerin karıştığı ortam böyle bir tanrıya kanıt oluşturabilir.

Biz ortada tasarım var mı diye tartışıyoruz. Sen ise tasarım ve tasarımsız var diyorsun. Bu baştan kabul edilmiş. Bu argüman değil ki.

Link to post
Sitelerde Paylaş
18 saat önce, illusion_ yazdı:

neden türler birbirine daha da yakın değil?

 

Bu sorunun pek bir anlamı yok. Türler hepsinin akraba olduklarını apaçık göreceğimiz kadar benzerlikler taşıyorlar. Bu kesin. Tüm türler arasında ne kadar farklı olurlarsa olsunlar yeterince benzerlik var. Bu benzer özellikler, soylarının bir olduğunu kesinlikle gösterecek kadar apaçık.

 

Kambriyen sorusunu da çok önemli görmediğim için kısaca geçeceğim, kambriyenin dinozorlarla bir alakası yok. Muhtemelen nemli ve ılıman iklim dönemiyle alakası var. Dünyanın yaşama en uygun iklime sahip olduğu dönem.  

 

Yararsız mutasyonları belirlemek olanaksızdır. Bunlar tamamen yok olurlar. Fosilleşme çok ender bir olgudur, çok az örnek uygun koşullarda kalıp fosilleşir. Fosil, parayla ölçülemeyecek kadar değerli çok ender bir kalıntıdır. Çok uzun süre var olmuş türlerin bile bir tek fosil örneğini bulabilmek çok büyük bir şanstır. Varlığından hiç haberimizin olmadığı o kadar çok tür var ki, bulabildiklerimiz onların yanında hiç sayılır. Bunu da belirtmiş olayım.

 

Tanrı yoktur. O yüzden ne fikirle yarattığını merak etmeye gerek yoktur.

 

Sorularını alıntılamadan yanıtları verdim ama neyin hangi sorunun yanıtı olduğu belli. Uzatmak istemedim. Sayfa ne kadar alıntıya boğulursa o kadar aynı şeyler tekrar ediliyor ve sayfa enflasyona uğruyor. O nedenle böyle yapıyorum. Net ve açık, kesin bir şeyler söylememiz gerekiyor. Alıntılara boğulmuş karışık anlatımların yararına inanmıyorum. Bütünlüklü ve akıcı yazmak gerektiğine inanıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kambriyen dönem ilginç bir dönemdir. Tahminimce bu dönemde dünyada çöl diye bir yer yoktu. Tüm karalar yoğun ormanlarla kaplıydı. Eğrelti otları bile ağaç boyutlarındaydı. Hayvanlar yumuşakçalar ve eklembacaklılardan oluşuyordu ve bunlar da dev boyuttalardı. Atmosferde hem oksijen boldu hem karbondioksit. Çok geniş bataklıklar vardı. Çok yüksek dağlar yoktu, belki de buzullar da yoktu. Belki de kar yağmıyordu. Kıtalar belirgin biçimde ayrık değildi.

 

Kambriyen dönem yukardan bakınca yeşil bir cennet gibi görünebilir. Ama bu yeşil örtünün altı tam bir cehennemdi. Canlılar bir an durmaksızın sürekli birbirlerini yiyorlardı. Vahşet bir an duraksamıyordu. Hiç durmayan ve askerlerin ne kadar ölseler hiç azalmadığı, katliamın bir anlığına yavaşlamadığı korkunç bir savaş düşünün. Askerler hem savaşıyor, hem bir yandan öldürdükleri hasımlarını yiyorlar ve savaşa hiç ara vermiyorlar. İşte buna benziyordu. Sadece su içmek ve üremek için savaşa bir süre ara veriliyor. Manzara aynen buydu. 

 

Bu manzara 10 milyon yıl sürdü. 10 milyon yıl boyunca canlılar en vahşi şekilde durmaksızın birbirlerini yediler. Bu korkunç rekabet ortamından tüm canlılar küçülerek çıktı. Dev boyutlu hayvanların doyması giderek zorlaştı çünkü. İklim değiştikçe dev hayvanların hepsi yok oldu.

 

Omurgalılar da dev dinozorlarla benzer bir süreci yaşadı. Kambriyen dönemde omurgalı canlı yoktu, onu belirteyim.

 

Kambriyen dönem yoğun teist propagandasına alet edilmeye çalışılır. Uygun iklim ve atmosfer koşulları nedeniyle evrimin hızlandığı bir dönemdir. Rekabet ne kadar yoğun ve çetinse, doğal seçilim o kadar hızlı çalışır. Olay budur. Teist propagandalarının aslı astarı olduğuna ancak bilimsel düşünceden uzak olanlar kanar. Evrimsel düşünebilen insan için bu saçma sapan asılsız astarsız propagandaların oturuk kadar değeri yoktur. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ülkede 70 li 80 li yıllarda müslimler fetoş eliyle bir dinci hamle başlattılar. Bu hamle uyarınca okullar dinsiz yuvası anarşist yuvası ateist yuvasıdır, çocuklarınızı ateist olmaları için okutmayın algısına son verilip çocuklar gençler tersine okumaya yönlendirileceklerdi.

 

Sonuç ne oldu, sonuç üniversite bitirmiş ve Kambriyen filan demeye dili dönen ezberci mürekkep yalamış dili mavi aslında yobaz cahiller sürüsü. Bunlar her yere girdi. Üniversitelere, milli eğitime, yargıya, emniyete, orduya, üniversite mezunlarının girdiği her yere sızdılar.

 

Bu sayede "Adem aleyhisselam dinozorlarla baş edebilmesi için yetmiş metre boyundaydı" diyen gülünç, cahil, aptal ve dogmatik prof etiketli adamlar ortaya çıktı. Bu kepazeliğin sarmadığı yer kalmadı. Cinlere üç harfliler diyeni mi ararsın, Karadeniz'de Nuh tufanı kanıtı bulan mı ararsın, gece ve gündüz cismani mahluktur güneşle ilgisi yoktur diyeni mi ararsın, sahte kanıt yaratmak için bir Word belgesinin düzenlenme tarihini oluşturma tarihine çevirip sahtekarlık yapanı mı ararsın, bu belgeyi inceleyip evet doğrudur bu tarihte oluşturulmuş diye sahte rapor vereni mi ararsın, emniyet altına alınmış tutuklu telefonuna yüklemeler yapıp "yanlışlıkla yüklemişim" !!! diyeni mi ararsın, hokkabazlar ve palyaçolar karnavalı gibi!

 

Aydın kılığına girmiş karanlık cahil yobazlar her yeri bastı. Bunun sonucunda böyle "Kambriyen yaratılışa kanıt mıdır" , "ara tür fosili var mıdır" gibi sorularla karşılaşıyoruz. Bu evrim karşıtı HY kitaplarını bana bile verdiler yani! Bana kadar ulaştı bu zırvalar! Hatta Richard Dawkins'e kadar ulaştı ve onu kahkahalarla güldürdü.

 

Adamın tuzu kuru! İngiltere'de gerçi İslam tırmanıyor diyorlar ama durum henüz vahim değil. Kahkahayla gülecek tabii! Walking Dead zombileri daha orayı tam basmadı! Basarsa görecekler!

 

Ben bu kitapları boş bulunup elime aldığıma yanıyorum. Eski müslim zamanımdan arkadaşımdı veren ve "bir oku bakalım ya, ölmezsin ya" diye verdi. Şimdi olsa suratına çarpardım. Ama o zaman tamam dedim aldım. Sayfalarına bakar bakmaz tiksindim ve yırtıp çöpe attım. Almam, suratına geri çarpmamam hataymış dedim. Sonra da söyledim senin kitapları yırtıp çöpe attım dedim. Canın sağolsun dedi. Hiç de yılmıyorlar. Propagandadan bir an usanıp bıkmıyorlar. Tutmadı mı, yeni propaganda! Tutmadı mı, arkadaşlık, dostluk dayanışma ayakları! Bir işin düşse var ya, yandın! İşini yukarda halletmeleri için yalakalık yapacak he he diyeceksin! Durum çok korkunç. Walking Dead gibi... Yani buna bir işim düşse verdiğin kitapları yırttım çöpe attım diyemezdim. Okudum çok faydalı buldum demek zorunda kalırdım! Korkunç... Kabuslardan, karabasanlardan korkunç bir durum.  

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ataları tarafından başka bir dine inanmaya programlanmış birine,kendisi de atalarının dinine inanmaya programlandığı,atalarının inanç ve öğretilerine tutsak edildiği halde,atalarının yolundan niye gidiyorsun,neden sorgulamıyorsun akılsız diyip,akıl veren,eleştiren,nefret kusan bir müslümanı kim tasarlamış olabilir acaba.Atalarının dinine inanmaya programlandığı halde,islamı ben özgür irademle seçtim diyebilen bir varlığı tasarlayan kimdir.

tarihinde Buzul tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 18.09.2018 at 17:28, sağduyu yazdı:

 

 

On 18.09.2018 at 18:29, Charles dawkins yazdı:

 

 

On 19.09.2018 at 10:47, democrossian yazdı:

 

 

On 19.09.2018 at 14:10, Buzul yazdı:

 

 

Bu konu hakkında düşündüm ve tavus kuşu ile ilgili aklıma bir konu geldi onunla ilgili bir konu açacağım sizi oraya davet ediyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...