Jump to content

Dünyada Parayı İlk Kullananlar Lidyalılar Değil, Türklerdir


Recommended Posts

İşte böyleee,

                     Bazı uluslar, diğerlerinden öndedir.

HABEŞLİLERLE  İNGİLİZLERİN ÇOK  FAKLI  OLDUĞU  GİBİ.

Demekki TÜRKLER , NEMUTLU  BANAKİ  TÜRKÜM  demekte çok haklılar.

İşte nedenlerinden biri.

 

Cengizhan Aksoy ve Cem Türkay bir gönderi paylaştı.
Görüntünün olası içeriği: yazı
Nedim ÇakmakTakip Et

TÜRK TAMGASI VE PARASI,
18 BİN YILLIK...
TARİHİ YENİDEN YAZMAK GEREKİR..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 62
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

18 bin yıl önce maden işlemeciliği var mıydı?

18 bin yıl önce yazı var mıydı?

18 bin yıl önce ticaret var mıydı?

18 bin yıl önce Türk diye bir şey var mıydı? 

 

Yoktu.

 

O zaman niye 18 bin yıl önce para niye olsun, onu bulan da niye Türkler olsun? 

 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 17.09.2018 at 15:02, isabettin yazdı:

18 bin yıl önce maden işlemeciliği var mıydı?

18 bin yıl önce yazı var mıydı?

18 bin yıl önce ticaret var mıydı?

18 bin yıl önce Türk diye bir şey var mıydı? 

 

Yoktu.

 

O zaman niye 18 bin yıl önce para niye olsun, onu bulan da niye Türkler olsun? 

 

2 saat önce, Kafamdakisesler yazdı:

sen bu başlıkları ne içip açıyorsun bilmiyorum... lidyalıdan türk'den bahsediyon ama sağdaki nazi amblemi,fark et diye dedim....

 

Mu uygarlığını hiç duymuş muydun? M.Ö. 70 bin yılına dek uzanan çok gelişmiş bir uygarlık olduğu söyleniyor. Konu hakkında çok fazla araştırma yapıldı hatta bu araştırmaların yapılmasına bizzat öncülük eden Mustafa Kemal Atatürk'tür. Hatta Atatürk Türklerin kökeninin bu uygarlığa dayandığını düşünmektedir. Bu konu hakkında yapılmış çok fazla araştırma vardır ve bunları anlatan bir çok kitap bulunmaktadır. Mu'luların para kullandığına dair bir kanıt bulunamadığı söylense de yukarıda bahsi geçen konu doğru olabilir. O Nazilerin amblemi dediğiniz şey Mu uygarlığının çok fazla kullandığı bir semboldur. 4 büyük gücü temsil eder.4 büyük melek olarak da anılır. Mu dini içerisinde bulunan bir semboldür. Evet M.Ö. 70 bin yılına dek uzanan bu uygarlıkdaki insanlar tek tanrılı bir dine inanıyordu ve dünyanın hemen her yerine bu dini ve bilimsel teknolojileriyle birlikte yayılmasını sağlıyorlardı fakat ana kıta batınca tüm bunlar unutuldu ve tarihin tozlu raflarındaki bazı eski kitaplar ve tabletler dışında hakkında neredeyse hiç bilgi yok ve kimse çok fazla bir şey bilmiyor.

 

images?q=tbn:ANd9GcRCWaeuZ0TroyqHCAxww1i

 

2013748_ob01f.jpg

 

Fakat şu kitaplar okunmaya değerdir.

 

https://www.kitapyurdu.com/kitap/kayip-kita-mu/257905.html

 

https://www.idefix.com/Kitap/Ataturk-ve-Kayip-Kita-Mu/Sinan-Meydan/Arastirma-Tarih/Tarih/Ataturk/urunno=0000000288640?gclid=CjwKCAjwio3dBRAqEiwAHWsNVdqVUzsYKxg_ijcmuXWrNUKsDUdAvOIJf_FKffTAlgFw9bIIWgQOKhoCncQQAvD_BwE

tarihinde John Ahmet tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
5 hours ago, John Ahmet said:

Mu uygarlığını hiç duymuş muydun? M.Ö. 70 bin yılına dek uzanan çok gelişmiş bir uygarlık olduğu söyleniyor. Konu hakkında çok fazla araştırma yapıldı hatta bu araştırmaların yapılmasına bizzat öncülük eden Mustafa Kemal Atatürk'tür. Hatta Atatürk Türklerin kökeninin bu uygarlığa dayandığını düşünmektedir. Bu konu hakkında yapılmış çok fazla araştırma vardır ve bunları anlatan bir çok kitap bulunmaktadır. Mu'luların para kullandığına dair bir kanıt bulunamadığı söylense de yukarıda bahsi geçen konu doğru olabilir. O Nazilerin amblemi dediğiniz şey Mu uygarlığının çok fazla kullandığı bir semboldur. 4 büyük gücü temsil eder.4 büyük melek olarak da anılır. Mu dini içerisinde bulunan bir semboldür. Evet M.Ö. 70 bin yılına dek uzanan bu uygarlıkdaki insanlar tek tanrılı bir dine inanıyordu ve dünyanın hemen her yerine bu dini ve bilimsel teknolojileriyle birlikte yayılmasını sağlıyorlardı fakat ana kıta batınca tüm bunlar unutuldu ve tarihin tozlu raflarındaki bazı eski kitaplar ve tabletler dışında hakkında neredeyse hiç bilgi yok ve kimse çok fazla bir şey bilmiyor.

 

Sinan'ın zırva kitabını önce kendin oku. Okumadan başkalarına tavsiye etme.

 

Atatürk'ün kendi koyduğu ilkelere uygulamada ters düştüğü çok örnek vardır. Atatürk "Hayatta gerçek yol gösterici bilimdir" dedi diye kendi öznel beklentilerini bilimi eğip bükerek karşılamaya çalışma hatasına hiç düşmeyecek, bilim şarlatanları tarafından -biraz da kendi isteğiyle- dolandırılmayacak diye bir şey yoktur (Churchward bir bilim şarlatanıdır, sahte bilimcidir). Atatürk Mu kıtası diye bir şeyi olası görmekten öte onun var olmasını biraz fazla ateşli bir şekilde istiyordu. O zaman uluslara "sağlam" tarihsel/kadim kökler bulmak, yoksa bunları yaratmak önderler arasında modaydı. O da bu eğilime kapılmış ve çok ders kitaplarına koyacak kadar işi ileri götürmese de Mu olayına kapı aralamaya çalışmıştır. Bir şeylerin yerine oturmadığını kendisi de görmüş olmalı ki, bu konu ders kitaplarında işlenmemiştir. Sen Sinan Meydan salağının bilim karşıtı kitabında sarf ettiği zırvalara bakma. Evrim kuramını karalamaya çalışan, bilimin B'sinden anlamayan bir dümbük. Cübbeli Ahmet'i ona yeğlerim. En azından, Cübbeli hocamın tipi maymuna daha çok benziyor, ağzıyla karşı çıksa da, evrim kuramına en azından tipiyle destek sağlıyor.

 

Hepsi bir yana, kıta dediğin şey cumburlop diye batar mı? Kıtaların batması çıkması ve jeolojik hareketleri milyonlarca yılı kapsayan olaylardır. Hem Atatürk deyip hem de hurafelere nasıl inanıyorsun? Piltdown adamı ne kadar gerçekse, Mu kıtası da o kadar gerçektir.

 

Toparlarsak;

O gamalı haçlı paralar 18 bin yıl önceye ait olamaz, Türk kökenli değildir.

Mu kıtası zırvadır, bu çağda onu savunan Sinan da dangalaktır.

Kendi koyduğu perspektifler ve ilkeler ışığında Atatürk'ü ve yaptıklarını eleştirel olarak ele alma alışkanlığını kazanmak gerekir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 saat önce, isabettin yazdı:

Sen Sinan Meydan salağının bilim karşıtı kitabında sarf ettiği zırvalara bakma. Evrim kuramını karalamaya çalışan, bilimin B'sinden anlamayan bir dümbük.

 

Buna şaşırdım. Sinan Meydan hakkında olumlu veya olumsuz bir yorum yapmak istemiyorum, kendisi Atatürk odaklı çalışan profesyonel bir tarihçi olsa hiçbir zaman başvurduğum bir kaynak olmamıştır, ama evrim kuramını karalamaya kalktığı iddiasıyla ilk kez karşılaşıyorum. Benim bildiğim, AKP'nin müfredattan evrimi kaldırma çabalarına ciddi tepki gösterdiği ve Atatürk'ün bu kuramı daha 30'larda müfredata koyarak öğrencilere mutlaka öğretmek istediği bilgisini dile getirdiği.

O yüzden çok şaşırdım.

 

Ama bu Mu Kıtası hikayesi de tıpkı Güneş Dil Teorisi gibi bir zırvadır ve Atatürk bu ikisinin zırva olduğunu öyle veya böyle görüp vazgeçmiştir. Sana katılıyorum, o çağda dünyadaki diğer liderde görülen ulus bilincini ortaya çıkarma sağlam köklere dayandırma eğilimi, Atatürk'te belki biraz daha güçlü biçimde görüldü. Bu, kendini sadece Müslüman ümmet olarak tanımlayan bir halkı kendine getirip köklerini hatırlatmak, Osmanlı'nın mirasını devralmak istememek ve yeni devletin yapısını ulus-devlet anlayışı üzerine inşa etmek gibi arzuları olan Atatürk ve erken cumhuriyet aydınları için çok doğal ve hatta elzemdi.Ancak dilde sadeleştirme, sonra da arındırma (öncelikle Arapça ve Farsçadan) çalışmaları, dilin doğası hakkında pek de fikri olmayan dönem dilcileri nedeniyle saçma sapan yerlere gitmiş, sonunda bu Güneş Dil Teorisi gibi komiklikler ortaya çıkmış. Mu Kıtası masalı da böyle..

Neyse ki Atatürk gazın etkisinden kurtulmuş da bunlardan vazgeçmiş. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben Sinan Meydan'ı sosyal medyada da takip ediyorum. Türk Ateist'in dediği gibi kendisi evrim teorisinin Atatürk tarafından ders olarak okutulduğunu söylüyor ve müfredattan çıkarılmasını eleştiriyordu. Evrim karşıtı olduğu iddiasını ilk kez duyuyorum. 

 

Ama evet bazı konularda bilgisiz olmasaydı Atatürk ile Allah Arasında diye saçma sapan 1000 sayfalık bir kitap yazmazdı. Tam bir tatlı su Müslümanıdır kendisi. Atatürk'ün de ateist olduğunu inkar ederdi bir zamanlar. Hatta Atatürk'ün meşhur gökten indiği sanılan kitaplar lafını da "Orada aslında Allah gökte değil her yerdedir demek istiyor" şeklinde akıllara zarar bir yorumla savunmaya kalkmıştı. 

 

Sonra bir gün Ulusal Kanal'da bir konuşmasını dinledim. Orada da "Atatürk belki ateist de olabilir ama bu bizim için önemli değil" mealinde şeyler söylüyordu. Belli ki zaman içinde Atatürk'ün ateist olduğu gerçeğini kabullendi ve kıvırmaya başladı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sinan kitapta Churchward'ın evrim karşıtlığına değinirken kendisini "Batı'da evrim teorisine karşı ilk bilimsel çıkışı yapanlardan biri" olarak takdim ediyor. "Bilimsel çıkış"tan kastı da "Hindistan'daki Naakal tabletleri ve Meksika'daki 1600'den fazla yazıtı deşifre ederek elde ettiği bilgiler". Bilimin ve bilimsel çıkışın ne olduğundan bihaber.  Ayrıca, iki sonraki sayfanın tam ortasına maymundan insana dönüşümü anlatan adamlar dizisinin resmini koymuş, altına da "Darwin'in tartışılan evrim teorisi" yazmış. Suyu bulanık tutuyor aklı sıa. Lan neresi tartışılıyor evrim teorisinin? Hiç mi biyolog, paleontolog veya antropolog arkadaşın yok senin? Kime şirin gözüküyorsun sen. 

 

Kitabın son bölümünde de şöyle diyor Sinan efendi: "Atatürk'ün bu raporda yazılanları nasıl karşıladığına bakmadan, bu raporda yazılanları "İslam dinini eleştirmek" ve Atatürk'ün sözde "inançsızlığını" kanıtlamak için kullanmak bilim dışı, hatta gülünç bir yaklaşımdır. "Atatürk ve kayıp kıta Mu'' konusundaki tüm tartışmalar bir yana, elde ettiğim belgelere dayanarak, Atatürk'ün ömrünün sonlannda şuna kesin olarak inandığını söyleyebilirim: "Türkler Orta Asyaya Mu'dan göç etmişlerdir ve dünyadaki ilk dil, Mu dili, yani Türkçe'dir." O bu gerçeği ulusuyla paylaşmak istiyordu ama buna ömrü yetmedi."

 

Muca = Türkçe eşitliğini paylaşamadan ölmüş Atatürk, iyi mi!

 

tarihinde isabettin tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, isabettin yazdı:

Muca = Türkçe eşitliğini paylaşamadan ölmüş Atatürk, iyi mi!

 

Böyle konulara osurarak cevap vermeyin! Olağanüstü iddialar olağanüstü kanıt gerektirirler. Sadece bu kanıtları bekleyin yada araştırın bu kanıtları halihazırda birileri sunmuş olabilir.

 

11 saat önce, isabettin yazdı:

Sinan'ın zırva kitabını önce kendin oku. Okumadan başkalarına tavsiye etme.

 

Kitap masamın üzerinde duruyor henüz okuyorum. Fakat iyi bir kitaba benziyor. Kitabı satın almadan önce yazarın bir tv programı vidosunu izlemiştim. Oldukça sağlıklı önermelerle savını destekliyor. Kitabı okuyamayacak olanlar bu videoyu izleyebilirler.

 

www.youtube.com/watch?v=GqcfExszIj0

 

tarihinde John Ahmet tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
3 hours ago, John Ahmet said:

Böyle konulara osurarak cevap vermeyin!

 

Fen bilimleri ilgili kaynaklar oku. Tarihle uğraşan kişi, konuştuğu konu 10 bin yıldan daha geriye uzanıyor, hele kıtaların batmasını çıkmasını mevzu ediniyorsa, işin fenni kısmı ile ilgili bilgisi, altyapısı olacak. Yoksa, osururum öyle tarihçiye, Muca konuşmaya başlar.

 

Doğa tarihinden nasiplenmemiş adam insanlık tarihini yorumlayamaz.

 

3 hours ago, John Ahmet said:

Olağanüstü iddialar olağanüstü kanıt gerektirirler. Sadece bu kanıtları bekleyin yada araştırın bu kanıtları halihazırda birileri sunmuş olabilir.

 

O zaman Musa'nın Kızıldeniz'i yarma efsanesine de "osurarak cevap vermeyelim" paşam. Olağanüstü bir kanıt çıkar belki. Hatta belki tanrı da mevcuttur, aniden olağanüstü bir kanıt çıkabilir.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte böyleee,

                      MU  KITASI ve TÜRKLER.

Mu Kitasi Ve Turkler Türkler Ve Mu Kıtası - notusta.com

https://www.notusta.com/mu-kitasi-ve-turkler-8752

Mu Kıtasının Sırrı-türkler Ve Atatürk. MU Kıtasının Sırrı-Atatürk ve Türkler bağlantısı “M.Ö. 200.000 ile 70.000 yillari arasinda

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bizim dünyanın hăli pek hoş sayılmaz. İnsanlar habire yalan söylüyorlar, sahtekarlık yapıyorlar vs. Bize güzel örnek teşkil edebilecek bir şeylere ihtiyacımız var gibi. Ahlaklı ve adaletli olmayı gösteren herhangi bir kültür olabilir. İnsanların huzurlu bir şekilde komşularıyla beraber yaşadığı ve aslanın kuzunun yanyana kaldığı bir derya.

 

İşte tam bu noktada "Lemurian Fellowship" imdadımıza yetişiyor desek yalan olmaz. Bu saygıdeğer topluluğun iddiasına göre böyle bir yer, 50 bin sene evvel Pazifik´in ortasında kocaman bir kıtanın üstünde, bir zamanlar gerçekten varmış...

Öyle diyorlar, ancak ne yazık ki bir gecede batmış, iyi mi ?!


Su altı volkanları onu yok etmiş. Lemuryan kardeşlerine göre orada daha evvel insana benzeyen bir ırk cennetvari bir mekanda yaşamışlar: adaletli ve barışçıl, bolluk içinde, anlayışlı ve sevgi dolu. Bitmedi. Telepati ile haberleşiliyormuş.

 

Peki bu kardeşler bunları nereden biliyorlar ?
Gayet basit: Eski kitapları okumuşlar. Helena Blavatski isimli bir Rus ezoterik meraklısı hanımefendi, kendisine bir Hindistan´lı tapınak rahibi tarafından batık kıta Lemurya´nın sırlarının öğretildiğini, 1888 yılında yazıyor. Ve bir Hindislan´lı Brahma, İngiliz yazar James Churchward´a güya kil tabletlerden oluşan ve çok eski bir dilde yazılmış olan bir kütüphaneyi gösteriyor. Bunları güya sadece kendisi ve başka iki kişi daha okuyabilmiş. Ama Hindistanlı Brahma, nezaket icabı, bizim mălum yazara bu kil tabletlerde  cennetvari ve batık kıta Mu´dan bahsedildiğini ögretmiş.

 

Bizim Lemuryan kafadarlarına göre bunların hiçbiri uydurma değil bilakis gerçekten olmuş. Mu ve Lemurya, bu batık kıtanın iki farklı adı imiş.

Ve şimdi sıkı durun: Bu yer ebediyen batık kalmayacakmış.
Günlerden birgün Parifik´in derinliklerinden yeniden yükselip ortaya çıkacakmış. Nihayet bütün iyi huylu insanlara, bu yeniden oluşan kıtada asırlardır umulan güzelliği ve adaleti inşa etmeye fırsatı doğacakmış. Bu güzel ve sevimli yere önceden hazırlanmak isteyenler bunların seminerlerine(!) katılabilirler.

 

Peki bu bu büyük gün ne zaman gerçekleşecekmiş ?
Tabii bunu da bu kafadarlar önceden, hatta onlarca sene evvel, bildirmişler. Gerçi kocaman bir kıtayı langırt diye okyanusun dibinden yukarıya zıplatmak kolay olmasa gerek. Haliyle bu eylem bütün kosmik gücün dünyamıza etkisinin en yüksek olduğu bir tarihte olmalı. Bu bileşik kozmik güç dünyamızın eksenini kaydıracak, Mu namı diğer Lemurya, Parifik´in derinliklerinden yükselecek. Gezegenlerin konumunu hesaplamak zor değil. Bizim Lemurian kafadarları bu tarihin 5 Mayıs 2000 olması gerektiğini söylemişler.

 

Şimdi geldik, zurnanın "zaarrt" dediği yere.
Sonunda 5 Mayıs 2000 geldi çattı, geçti ve 18 sene de üstüne eklendi. Ancak tüm Lemurian kafadarların şaşkın bakışları altında, birkaç balıktan başka hiçbir şey Pazifik´ten çıkmadı. :D
Atalarımız iyi demiş:" Büyük sıç, büyük konuşma!".

 

"Sonra ne oldu ?" diye sorarsanız.
Bizim Lemuryan´cılar tarih kehanetini yazıtlarından sildiler ve bütün insanlık hălă mutlu mesut yaşayacağı bir yeri hasretle beklemektedir.
O gün gelene kadar yalan söylemeye, sahtekărlık yapmaya, komşuyla didişmeye, bilgiçlik taslamaya vs. tam gaz devam.

 

Mu´suz ve Lemurya´sız güzel bir hafta sonu dileğiyle,
kolay gelsin hepinize.

 

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
20 saat önce, isabettin yazdı:

Sinan kitapta Churchward'ın evrim karşıtlığına değinirken kendisini "Batı'da evrim teorisine karşı ilk bilimsel çıkışı yapanlardan biri" olarak takdim ediyor. "Bilimsel çıkış"tan kastı da "Hindistan'daki Naakal tabletleri ve Meksika'daki 1600'den fazla yazıtı deşifre ederek elde ettiği bilgiler". Bilimin ve bilimsel çıkışın ne olduğundan bihaber.  Ayrıca, iki sonraki sayfanın tam ortasına maymundan insana dönüşümü anlatan adamlar dizisinin resmini koymuş, altına da "Darwin'in tartışılan evrim teorisi" yazmış. Suyu bulanık tutuyor aklı sıa. Lan neresi tartışılıyor evrim teorisinin? Hiç mi biyolog, paleontolog veya antropolog arkadaşın yok senin? Kime şirin gözüküyorsun sen. 

 

Kitabın son bölümünde de şöyle diyor Sinan efendi: "Atatürk'ün bu raporda yazılanları nasıl karşıladığına bakmadan, bu raporda yazılanları "İslam dinini eleştirmek" ve Atatürk'ün sözde "inançsızlığını" kanıtlamak için kullanmak bilim dışı, hatta gülünç bir yaklaşımdır. "Atatürk ve kayıp kıta Mu'' konusundaki tüm tartışmalar bir yana, elde ettiğim belgelere dayanarak, Atatürk'ün ömrünün sonlannda şuna kesin olarak inandığını söyleyebilirim: "Türkler Orta Asyaya Mu'dan göç etmişlerdir ve dünyadaki ilk dil, Mu dili, yani Türkçe'dir." O bu gerçeği ulusuyla paylaşmak istiyordu ama buna ömrü yetmedi."

 

Muca = Türkçe eşitliğini paylaşamadan ölmüş Atatürk, iyi mi!

 

 

Bunları bilmiyordum doğrusu. Tam salakmış... Dediğim gibi, ciddiye aldığım biri değildir, hemen hiç hoşlanmam da bu kadarını bilmiyordum.

Atatürk'ten çok Atatürkçü bu tipler acayip sevimsiz. Sanki yanındaymış, çokça fikir alış verişi yapmış da ulusuyla paylaşamadan öldüğünden emin...

Râvi olmuş bana... Hadis yazmış aptal.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 hours ago, tolonbey said:

İşte böyleee,

                      MU  KITASI ve TÜRKLER.

Mu Kitasi Ve Turkler Türkler Ve Mu Kıtası - notusta.com

https://www.notusta.com/mu-kitasi-ve-turkler-8752

Mu Kıtasının Sırrı-türkler Ve Atatürk. MU Kıtasının Sırrı-Atatürk ve Türkler bağlantısı “M.Ö. 200.000 ile 70.000 yillari arasinda

 

Azalarak bit artık Tolly. Valla baydın artık. Göktürk yazıtlarında niye geçmiyor bu Mu kıtası? Bilge Kağan'ın haberi yok muymuş? Dede Korkut hikayelerinde de geçmiyor. Bunu ima eden bir tane Türk söylencesi yok. O iş boş. İşte beğleee.

Link to post
Sitelerde Paylaş
46 minutes ago, Türk Ateist said:

Sanki yanındaymış, çokça fikir alış verişi yapmış da ulusuyla paylaşamadan öldüğünden emin...

Râvi olmuş bana... Hadis yazmış aptal.

 

Hadis dedin de, aslında şu "Türkler Orta Asyaya Mu'dan göç etmişlerdir ve dünyadaki ilk dil, Mu dili, yani Türkçe'dir" sözünü Muhammed'e yamasak, karşılığında da “Sizden kimse, ne şaka ne de ciddî olarak kardeşinin değneğini almasın. Her kim kardeşinin değneğini almışsa hemen ona geri versin.” sözünü Atatürk'ün üstüne yapsak, durum biraz hafiflerdi gibi geliyor bana. Tabi geçti artık, müslümanlar yemez o numarayı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte böyleee,

                      Bende bişeyler yazayım arabın ALLAHININ en sevdiği arap(Muhammet)hakkında.Arabın ALLAHI bu adam YÜZÜNDEN yaratmış DÜNYAYI.Arabın Allahıda aynan arabın tıpkısının aynısı.Arabin ALLAHI önce Muhammedi yaratacağına, katrilyonlar yıl önce dünyayı yaratıyorda katrilyonlar yıl sonra Muhammedi yaratıyor.---------------------------------------------------------------------------------------------------Muhammedül Emin diyürki ,benim garılar sizin ANANIZ.AMAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA ben sizin BABANIZ  değilim.Canım kimin garısını istese onu ALMA  hakkım var.Evlatlığımın garısını aldığım gibi.----------------------------------------------------------------------------------------------Sonra ben HİCRETettigimde sahabalarım(arkadaşlarımın bir bölümü gARILARINI bana verdiler sagolsunlar.Hicrette garısız galmıyım deye.Bende hiçbirini geri çevirmedim.Inancımın gereği olarak.-------------------------------------------------------------------------------------------------Benim garılar aralarında bir sıra yapmışlardı.O sıraya göre geceleri gelip benim goynuma giriyorlardı.Birgün GÖKTEN PAT deye önüme bir mektup düştü.Açtım baktımki şöyle diyor.Eyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyy yarattıklarımın en ULUSU.Seen sıraya uymak zorunda değilsin.Garılarından sırası atlanan SU  GAÇIRIRSA ben onun hesabını görür ZABANİLERE teslim ederim amaaaaaaaaaaaaaa ,sırası atlanan SU  gAÇIRMAZSA öte dünyada ona ne gocalar verecem birbilse.Görüyürsünüz HAZRETİ bulunmaz bursa gumaşını.-----------------------------------------------------------------------------------------------Arabın Allahı peygamberin her sıkıntısını atlatırkanGayınpederleri ÖMERLE  EBUBEKİR kızlarına DAMATLARINI  zEHİRLETİRKEN  nedense arabın ALLAHI oralara hiç uğrayıp peygamberini koruyamadı.Hatta atların ülkesinin sıcağında ölüsü 3 gün dışarda bekledi,davul gibide şişdide Arabin Allahı oralarda hiç görünmedi.Hazrat Ali amcasını,kayın babasını 3 gün sonra 3 kişiyle kaldırıp MEZERE götürdüler.Ne ÖMER geldi ne Ebubekir nede gızları cenezeye.Bir ŞEYH binlerce kişiyle kaldırılırken peygamberlerin en hası 3 ila 17 kişiyle kaldırıldığını yazıyor kitaplar.Ne dersiniz bunda bir YAMUKLUK yokmu?-------------------------------------------------------------------------------------------------------------Mu kıtası birçok Müslümana batıyor.Bu cahallıklarından kaynaklanıyor.EFENDİM,KABEYİ HAYRAT  İBRAHİM  yaptı diyürler aRAPLARLA  ARAPLAŞMIŞLAR.Halbuku KABE  AABRAHAMOVİÇDEN 800 önce yapılmıştır.Ama olsun.Cahal muslolar ınanıyorlar ya yeterde artar bile.DEVENİN  SİDİGİGİNİ ilaç sanacak kadar CAHAL bir milletten bundan başkası beklenemez.-----------------------------------------------------------------------------------------------------Geçen hanımla çarşıya çıkıp bır kutu dikiş iğnesi aldık.Kutunun üstündeki yazıyı okuyunca AKLIM  DURDU,GÖTÜM  VAALLAHDA,TALLAHDA  DÜKKANIN  TAVANINA  VURDU.Nemi yazıyordu kutunun üstünde MADEİN-DEUTSCHLAND yani bu iğneler ALMAN  malıdır.İslamın ululuğu burdan belli degilmi?Bu kafayı TAŞIYANLAR dünya gibi taştan topraktan olan AYA  NUR  diyürler.Bunların Tanıdığı ALLAH kureyşin islam öncesi kabedeki enbüyük puttu.O putun adı EL-İLAHDI,sonra oldu ELLAH.Karadenizlilerin yaşlıları ALLAH demez ELLAH  derler.Benim hoca olan babamda ELLAH derdi.Sonra bu ELLAH Allah olup çıktı.Çünkü Ellah Türçe ses uyumuna uymyorda ondan.-------------------------------------------------------------------------------------------------Öte dünyada CENNET  CEHENNEM varkan size ne gerek MU kıtası.Size KABE  PUTU bile yetmiyür.Daha nice putlarınız var .Hecerül esvet taşı,ŞEYTAN  TAŞI,MUHAMMEDİN  SAKALLARI,var daha çok var.

 

tarihinde tolonbey tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...