Jump to content

Dünyada Parayı İlk Kullananlar Lidyalılar Değil, Türklerdir


Recommended Posts

İşte böyleee,

                      Allahı görmeden ınananlar,bunları görüpde neden ınanmazsınız MU  KITASINA.Daha ne getiriyim istiyorsunuz?

 

                     

Anasayfa > Foto belgesel > Efsanevi uygarlık mu kıtası

Efsanevi uygarlık mu kıtası

 

mu.jpg

Büyük Okyanus’ta yer alan ve 14 bin yıl önce batan efsanevi kıta “MU”. Binlerce yıl öncesine dayanan mitlere göre, kıta üzerinde yaşayan 64 milyon insan esrarengiz bir şekilde sulara gömülmüştü.

O kıta batmasaydı insanlık belki de bugün olduğu yerden çok ileri olacaktı. Peki neydi bu kıtanın esrarı?

 

mu-piramit.jpg


Efsanevi ada üzerinde dört ayrı ırk, tek tanrılı bir din, sembolizme dayalı bir öğretim sistemi ve gelişmiş bir uygarlık yaşadığına dair ilk iddianın sahibi James Churchward.

ilkel-insan.jpg


Ne mi diyordu James Churchward? Churchward’ın adayla ilgili en önemli iddiası yeryüzünde insanın ilk ortaya çıktığı yer olmasıydı.

harita1.jpg


Yine bu iddiaya göre, Yeni Zelanda ve Hawaii de birdenbire ortadan kaybolan bu esrarengiz kıtanın parçaları. Peki neden yok oldu bu koca kıta?

gunes-ulkesi.jpg


Varsayımlara göre, kıtanın altında yer alan gaz odacıklarının patlamalara yol açması nedeniyle, kıta milyonlarca kişiyle birlikte sulara gömüldü.

map.jpg


Şimdiye kadar ortaya atılan tüm bu iddialar ve Pasifik Okyanusu’nda bir kıtanın varlığı konusundaki görüş, çeşitli belge ve bulgular mevcut olmakla birlikte, henüz arkeologlar arasında yaygınlık kazanmamış bir görüş veya bir varsayım olmaktan öteye gidememiştir.

mu-sembolleri.jpg


Çin’e ve çevre adalara kaçanların kitabelerinde kıtamız battı, biz de buraya kaçtık yazmaktadır. Bu yazılı kayalar 14 bin yıllıktır, c14 karbon testleriyle sabittir. Türkler’in de Mu Kıtasından geldiği söylentileri de varsayım olarak eklenmiştir.

ataturk4.jpg


Mu Kıtası, Türkiye’nin ilk cumhurbaşkanı M. Kemal Atatürk’ün talimatıyla kurulan bir ekip tarafından araştırılmıştır.

deniz-altı.jpg


Deniz dibinde bulunan kalıntılara Karbon testleri yapılmıştır.

harita-map.jpg


Yaklaşık 50 yıl boyunca 20’den fazla ülkeye giderek mu uygarlığı hakkında veri toplayan James Churchward’un ve mu varsayımını destekleyenlerin mu uygarlığı hakkındaki görüşleri kısaca şöyle özetlenebilir:

amblem.jpg

Yeryüzünde insanın ilk ortaya çıktığı kıta Mu kıtasıdır.

mu-kıtası-harita.jpg

Mu kıtası kuzeyden güneye 3000 mil, doğudan batıya 5000 mil kadar uzanan, üç kara parçasından oluşan büyük bir kıtaydı.

polinesia_d.jpg

Günümüzde Polinezya, Mikronezya ve Melanezya takımadalarını oluşturan adalar, muhtemelen bu kıtadan arta kalan kara parçalarıdır.

bulut-hayal.jpg

Bu kıta, kıtanın altında yer alan gaz odacıklarının patlamalara yol açması nedeniyle, yaklaşık 12.000 yıl önce 64 milyon nüfusuyla birlikte sulara gömülmüştür.

fantastik.jpg

Bu kıtada 70.000 yıl önce tek tanrılı bir din bulunuyordu. Aynı tarihlerde Mu’lular diğer kıtalarda koloniler oluşturmaya başlamışlardı ki, anavatan dışındaki en büyük imparatorluk, başkenti günümüzde Gobi Çölü’nün uzandığı bölgede bulunan Uygur İmparatorluğu’ydu.

maya_d.jpg

Mu dininin öğretimini “Naakaller” adı verilen rahipler üstlenmişlerdi ve sembolizme dayalı bir öğretimleri vardı.

uygurmap_d.jpg

Mu dininin esası, Tanrı’nın tek oluşuna ve ruhsal gelişim için sürekli olarak tekrar doğmak inanışına dayanıyordu.

haritalar.jpg

Atlantis’teki din Mu’nun tek tanrılı dininden başka bir şey değildir.

ra_d.jpg

“Ra” sözcüğü güneş anlamına gelirdi ki, daire ile ifade edilen güneş sembolü, bir ad ve sıfat vermek istemedikleri, “o” diye hitap ettikleri tek Tanrı’yı simgelemede kullanılırdı; Mu imparatoru da “Mu’nun güneşi” anlamında ra-mu adıyla ifade edilirdi. “Ra” sözcüğü sonradan diğer kıtalara ve Atlantis yoluyla Mısır’a da taşınmıştır.

mu-haritası.jpg

Dört ırktan oluşan Mu’lularda yazı dilleri farklı olmakla birlikte, konuşma dilleri ortaktı..

mu-heykel.jpg

Mu’lular günümüz uygarlığına kıyasla manevi alanlarda çok daha ileriydiler.

telepati.jpeg

Telepati, durugörü, çift bedenlenme, astral seyahat gibi, uygarlığımızda ancak kimi medyumlarda ve mistiklerde görülebilen olağanüstü yetenekler mu’lularda olağan yetenekler olarak mevcuttu.

mavi-deniz.jpg

Mu uygarlığının en önemli çöküş nedeni, teşevvüş adı verilen, bir aşamadan diğerine geçilirken yaşanan kargaşa dönemini atlatamamasıdır.

arkeoloji.jpg

Genelde bu iddiaların herhangi birini destekleyecek arkeolojik veya antropolojik bulgu bulunmamaktadır. Mu dinine, kolonilerine (örneğin uygur imparatorluğu kolonisi fikri) ve Mu kıtasının nasıl battığına ilişkin iddialar ‘Mu’ varsayımını savunanlar arasında da genel geçer kabul görmemiştir ve farklı düşünceler mevcuttur.

ata1.jpg

ATATÜRK’ÜN ‘MU’ KITASI’NA İLGİSİ

Yıllar öncesinde Atatürk’ü epey heyecanlandıran bir araştırma Türkiye’de ortaya çıkabilmek için yıllarca beklemek zorunda kalmıştır. Türk tarihinin ve coğrafyasının araştırılmasını isteyen Atatürk, ilkel diller uzmanı ve tarihçi-diplomat Tahsin Mayatepek’i görevlendirmiş ve ömrünün son yıllarında ilginç kaynaklara ulaşmıştır.

maya.jpg

Mayapetek’in raporunda Güney Amerika uygarlıklarından Maya uygarlığının dil ve kültürleriyle Anadolu ve Orta Asya kültürleri arasındaki benzerlik dikkat çekiciydi.

dunya-haritası.jpg

Süreci inceleyip Atatürk’e raporlar halinde iletmesi için 1935’de Meksika’ya maslahatgüzar atandı ve Arkeolog William Niven’in Meksika’da yaptığı kazılarda bulduğu yaklaşık 15 bin yıl öncesine ait tabletlerin deşifrelerinden ve ardından James Churchward’ın Hindistan’da bulduğu benzer tabletlerin çevrilerinden Atatürk’ü haberdar etti.

muhtm3_d.jpg

Sağlığının bozuk olmasına rağmen Atatürk, Türkiye’ye getirilen kitaplarla çok ilgilendi ve hızlıca çevirilerini yaptırıp, bizzat kendisi geceler boyu okuyup üzerlerinde notlar aldı.

nemrut1.jpg

Halen Anıtkabir’de bir kısmı sergilenen kitaplar ancak 2000’li yıllarda Türkçe’ye çevrilebildi.

deniz-altı-araştırması.jpg

Günümüzde bile bilimselliği hala tartışılan adres, ‘MU’ kıtasından başka bir yer değildi. ‘Mu’ kıtası üç büyük kara parçasından oluşuyordu, günümüzde küçük adacıkların olduğu bölgede dört ayrı ırk, tek tanrılı bir din, sembolizme dayalı bir öğretim sistemi ve gelişmiş bir uygarlık mevcuttu.

kızılderili1.jpg

Kıtadaki uygarlık devam ederken Asya’da ve diğer kıtalarda koloniler kurmuşlardı. Bu kolonilerden bir tanesi de Uygurlardı.

mayalar_d.jpg

Azımsanmayacak sayıda bilim adamına, mevcut ve geçmiş medeniyetlerdeki pek çok ortak noktanın kaynağının Mu kıtası olduğunu düşündüren kanıtlar ciddiye alınmayacak gibi değil. Sadece yazılı kaynakların değil, imgelere ve simgelere dayanan kültürel tarihin de incelenmesi bugünkü geçmiş tarih bilgimizin değişmesini sağlayacaktır. Buzul çağından önce yani, günümüzden 30.000 ile 15.000 yıl öncesi göçlerle oluşan Maya, Aztek, İnka kültürlerinin incelenmesi, efsanelerinin tekrar gözden geçirilmesi bakış açımızı mutlaka değiştirecektir.

Ayrıca bu videoyuda izlemenizde fayda görüyorum

 

 

 

                    

                       

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 62
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

18 hours ago, tolonbey said:

Daha ne getiriyim istiyorsunuz?

 

Ne getirdin ki de "Daha ne getiriyim istiyorsunuz?" diye soruyorsun? O kadar basit yani, bir kıta var, 10-15 bin yıl önce dünyaya bir gezegen yaklaşıyor ve tufan çıkarıp bir kıtayı batırıyor, öyle mi? Koskoca gezegen Avustralya'yı niye batırmıyor da diğer hiçbir kıtaya dokunmadan gidip Mu'yu batırıyor? Daha kendinin bilgisiz olduğu bir konuda birkaç Atatürk resminin arkasına saklanarak savını bilimsel kılabileceğini mi sanıyorsun?

Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte böyleee,

                      Mu kıta insanlarından kalan muazzam yapı kalıntılarınıda görmedinmi?Sende Muhammet gibi ınanmak için Allahımı gulağından tutup getirmemizi istiyorsun.O çevredeki milletlerden kalıntılardan hiçbirine benzemediğine göre dalgıçların bile  zorla tırmana bildigio merdiven gibi ,raf gibi yerleri sizce kim yaptı dersiniz?İnanmak için ne getirip gösterelim size.Çinlilerin Çinde  sakladığı TÜRK piramıtlerinede inanmıyorsundur.Peki piramitlerin üdtüne toprak yığıp üstünme çam dikmelerine ne dersiniz?Kimden saklıyorlar bu TÜRK piramıtlerini dersin.O muazzam bilginden biraz FAYDALANALIM  lütfen.

 

 

 

 

                    

                       

Link to post
Sitelerde Paylaş
18 saat önce, tolonbey yazdı:

ATATÜRK’ÜN ‘MU’ KITASI’NA İLGİSİ

Yıllar öncesinde Atatürk’ü epey heyecanlandıran bir araştırma Türkiye’de ortaya çıkabilmek için yıllarca beklemek zorunda kalmıştır. Türk tarihinin ve coğrafyasının araştırılmasını isteyen Atatürk, ilkel diller uzmanı ve tarihçi-diplomat Tahsin Mayatepek’i görevlendirmiş ve ömrünün son yıllarında ilginç kaynaklara ulaşmıştır.

 

Sevgili tolonbey,

 

Bu Mu Kıtası hikayes'nin Atatürk'ü heyecanlandırdığı ve peşine de düşürdüğü kesin. Ama sonra o da kof olduğunu anlamış olmalı ki bırakmış, üstünde durmamış. Güneş Dil Teorisi saçmalığına gösterdiği tavır da bu. Bu girişimler özellikle o çağın aydınları için çok doğal; nedenlerine isabettin de değinmiş. 

 

Atatürk bize ne der? "Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse bilimi seçin."

Ben bu kadar bilime güvenen ve ne olursa olsun onu takip edin diyen, ülkede yapılacak her işte ille de uzmanlık isteyip arayan, emin olamadığında ve anlamadığı bir konuda "Bunu bilimcilere danışınız" diyen bir başka lider bilmiyorum. 

O yüzden biz bilime bakalım. Mu Kıtası iddiası gerçek ve/veya bilimsel olsa biz neden yok diyelim, neden reddedelim ki?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Türk Ateist yazdı:

Mu Kıtası iddiası gerçek ve/veya bilimsel olsa

 

Bu iddianın gerçek ve bilimsel olmadığına nasıl bu kadar eminsin? Neyi araştırdın da gerçek olamaz diyorsun? Arkadaşlar konuyu daha iyi anlamak için James Churcward'ın tüm kitaplarını okumadan ve kıta hakkında yapılan araştırmaları incelemeden yorum yazmayın. Atatürk son nefesini verene kadar bu konuyu derinlemesine araştırdıysa konuya biraz daha saygılı ve titiz yaklaşmanızı bekliyoruz.

 

Bugün elimizde MU’nun var olduğunu bildiren ve MU’yu anlatan pek çok belge bulunmaktadır. Bu belgelerin başlıcaları şunlardır:

 

1- Meksika’da Bulunan Tabletler: Amerikalı jeolog William Niven tarafında 1921- 1923 yılları arasında bulunmuştur. Tabletlerin sayısı 2600’ü aşmaktadır.  James Churchward tarafından çözülmüştür. Tabletler bugün Mexico Müzesinde bulunmaktadır.

 

2- Manuscrit Troano: bu el yazması Yukatan’da hazırlanmış eski bir maya kitabıdır. 1.500- 5… yıl önce yazıldığı sanılmaktadır. Bu gün British Museum’da bulunmaktadır.

 

3- Codex Cortesianus : troano elyazmasıyla aynı yaşta olan diğer bir Maya kitabıdır. Bugün Madrit’te Ulusal Müzede bulunmaktadır.

 

4- Lhassa Belgesi: Arkeolog Schliemann tarafından Tibet’te bir Budist tapınağında bulunmuştur.

 

5- Uxmal Tapınağı Yazıtları : Yukatan’daki bu yapının batan MU kıtasının anısına inşa edilmiş olduğu, yine bu tapınak yazıtlarından öğrenilmiştir. Churchward, eldeki verilere göre tapınağın 11.500- 12.000 yıl önce inşa edilmiş olması gerektiğini bildiriyor.

 

6- Xochicalo Piramiti Yazıtları: piramit Mexico şehrinin 60 mil güneybatısında bulunmaktadır.

 

https://insanveevren.wordpress.com/2011/06/05/mu-efsanesi-bolum-2-mu-ile-ilgili-bilimsel-kanitlar/

 

ve tabi su altında bulunan piramitler Mu kıtasından kalan kıtalarda bulunan dev heykeller ki o adada bir taş ocağı bile bulunmuyor. Sonra yine bu kıtalarda denize doğru uzanan ve suyun altından devam eden yollar vs. hepsi bu bölgede daha önce büyük bir kıta olduğunu doğruluyor. Hayır bölgeye gidip bu önemli yerler ile ilgili fotoğraf alan arkadaşlarım var. En fazla arkadaşlarımın yalancısı olabilirim.

tarihinde John Ahmet tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
16 dakika önce, John Ahmet yazdı:

 

Bu iddianın gerçek ve bilimsel olmadığına nasıl bu kadar eminsin? Neyi araştırdın da gerçek olamaz diyorsun? Arkadaşlar konuyu daha iyi anlamak için James Churcward'ın tüm kitaplarını okumadan ve kıta hakkında yapılan araştırmaları incelemeden yorum yazmayın. Atatürk son nefesini verene kadar bu konuyu derinlemesine araştırdıysa konuya biraz daha saygılı ve titiz yaklaşmanızı bekliyoruz.

 

Bugün elimizde MU’nun var olduğunu bildiren ve MU’yu anlatan pek çok belge bulunmaktadır. Bu belgelerin başlıcaları şunlardır:

 

1- Meksika’da Bulunan Tabletler: Amerikalı jeolog William Niven tarafında 1921- 1923 yılları arasında bulunmuştur. Tabletlerin sayısı 2600’ü aşmaktadır.  James Churchward tarafından çözülmüştür. Tabletler bugün Mexico Müzesinde bulunmaktadır.

 

2- Manuscrit Troano: bu el yazması Yukatan’da hazırlanmış eski bir maya kitabıdır. 1.500- 5… yıl önce yazıldığı sanılmaktadır. Bu gün British Museum’da bulunmaktadır.

 

3- Codex Cortesianus : troano elyazmasıyla aynı yaşta olan diğer bir Maya kitabıdır. Bugün Madrit’te Ulusal Müzede bulunmaktadır.

 

4- Lhassa Belgesi: Arkeolog Schliemann tarafından Tibet’te bir Budist tapınağında bulunmuştur.

 

5- Uxmal Tapınağı Yazıtları : Yukatan’daki bu yapının batan MU kıtasının anısına inşa edilmiş olduğu, yine bu tapınak yazıtlarından öğrenilmiştir. Churchward, eldeki verilere göre tapınağın 11.500- 12.000 yıl önce inşa edilmiş olması gerektiğini bildiriyor.

 

6- Xochicalo Piramiti Yazıtları: piramit Mexico şehrinin 60 mil güneybatısında bulunmaktadır.

 

ve tabi su altında bulunan piramitler Mu kıtasından kalan kıtalarda bulunan dev heykeller ki o adada bir taş ocağı bile bulunmuyor. Sonra yine bu kıtalarda denize doğru uzanan ve suyun altından devam eden yollar vs. hepsi bu bölgede daha önce büyük bir kıta olduğunu doğruluyor. Hayır bölgeye gidip bu önemli yerler ile ilgili fotoğraf alan arkadaşlarım var. En fazla arkadaşlarımın yalancısı olabilirim.

 

Yahu git işine...

Allaan AKP/Tayyip tapıcısı gelmiş, bana Atatürk diyor, saygı ve titizlik bekliyor. James Churchward dediğin adam da bildiğin hurafeci bir deli. İnanmış Mu ve Atlantis'e, ömrünü bu ikisini ıspatlamak için harcamış ama hiçbir bilimciyi ikna edememiş. Yerde sopa görse Mu'dan kalıntı diye bakmış, bir sürü hikaye-kurgu yazmış saplantılı bir meraklı. Başarısı, senin gibi birtakım hurafe meraklısını ikna edebilmiş olmasında. Bu Mu kıtası ve Atlantis gibi inançlar hep delilerde var. Ben de tanıyorum böyle bir deli. Hatta bu tanıdığım, insanların uzaydan bir yerlerden geldiğine de inanıyor. Evinde bir sürü Mu ve Atlantis kitapları var, resmen zamanını ve enerjisini bunları ıspatlamak için harcıyor. Birkaç sene önce öldü de saplantılarından, tuhaf inançlarından kurtuldu...

 

Şaka mısınız anlamadım ki. Oturmuş da ciddi ciddi ıspatlamaya çalışıyorsun.

 

Al bak, bu biraz daha bilimsel. Oku madem.

 

https://evrimagaci.org/mu-kitasi-1922

 

Yazının orijinali: http://www.badarchaeology.com/lost-civilisations/lost-continents/mu/

 

tarihinde Türk Ateist tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
13 minutes ago, John Ahmet said:

 

Edepli bir psikolog kendi çevresindeki yada kendine başvurmuş insanlara deli demez. Diyorsa kaltağın tekidir. Neye inanıyorsa inansın insan sınıfında değerlendirilemez. Ötesi boş seninle tartışmak istemiyorum. Kadınsın diye böyle ileri geri konuşma bir yere kadar sabrımız var. Yukarıdaki yazımdan sonra aklın sıra beni deli ilan edip haklı çıkacaksın sen git işine...

 

Takke düştü kel göründü, bütün savların elinde patladı, şimdi başlığı sabote edip muhteşem bir finalle kendini attıracak ve başlığı kapattıracak laflar ediyorsun. Tem senin gibi tiplerde alışık olduğumuz manzaradır bu. Hep böyle biter. Hahahahaha.

tarihinde isabettin tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
7 minutes ago, John Ahmet said:

 

iso söyle bakalım şimdi ne gördün? Demin kel görmüştün şimdi ne gördün? Ben forumda kimin ne mal olduğunu bilmesem böyle ilerler miyim? Bunların poposu sıkışınca böyle dişlerini çıkartıp salyalar saçarak saldırmasına alıştım ama ısıramıyorlar. Çünkü o kalibrede değiller. En fazla adice hakaret ediyorlar. Başta gizli kapaklı bana deli dediğini de kabul etmiyor. Kendini çok kurnaz sanıyor böyleleri...

 

Bilimle aranı düzelt, bak Mu falan diye bir şey kalıyor mu kafanda. Bilim Mu'dan çok daha gizemli, yeter ki doğru soruları sor, önyargısız yanıt ara. Dünyaya yaklaşan gezegen nasıl olur da sadece bir kıtayı sular altında bırakır, ondan daha küçük Avustralya'yı affeder? Ben bu soruların yanıtını bilimsel olarak verebilen kaynaklara tutkunum, gerisi bağlamaz. Japonya'dan sualtı piramidi göstererek batmış bir kıtayı kanıtlayamazsın. Kıtaların milyonlarca yılda değil de daha kısa sürede ve bir tufanla batabileceğine dair yakn zamanlı tektonik veriler olduğunu söylemiştin, hani nerde makale? Hakemli dergileri aşağılayarak, bilimi hafife alarak hareket edersen, küfürden başka bir şey yiyemezsin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

@tolonbey
Siz siz olun, her gördüğünüzü veya okuduğunuzu essah(!) zannetmeyin. 

Yukarıda Lemuryan cemiyeti ile ilgili birşeyler karalamıştım, gözünüzden kaçtı herhalde.

Bu kafadarların akibetini okuyun da görün:

On 22.09.2018 at 11:41, kavak yazdı:

Bizim dünyanın hăli pek hoş sayılmaz. İnsanlar habire yalan söylüyorlar, sahtekarlık yapıyorlar vs. Bize güzel örnek teşkil edebilecek bir şeylere ihtiyacımız var gibi. Ahlaklı ve adaletli olmayı gösteren herhangi bir kültür olabilir. İnsanların huzurlu bir şekilde komşularıyla beraber yaşadığı ve aslanın kuzunun yanyana kaldığı bir derya.

 

İşte tam bu noktada "Lemurian Fellowship" imdadımıza yetişiyor desek yalan olmaz. Bu saygıdeğer topluluğun iddiasına göre böyle bir yer, 50 bin sene evvel Pazifik´in ortasında kocaman bir kıtanın üstünde, bir zamanlar gerçekten varmış...

Öyle diyorlar, ancak ne yazık ki bir gecede batmış, iyi mi ?!


Su altı volkanları onu yok etmiş. Lemuryan kardeşlerine göre orada daha evvel insana benzeyen bir ırk cennetvari bir mekanda yaşamışlar: adaletli ve barışçıl, bolluk içinde, anlayışlı ve sevgi dolu. Bitmedi. Telepati ile haberleşiliyormuş.

 

Peki bu kardeşler bunları nereden biliyorlar ?
Gayet basit: Eski kitapları okumuşlar. Helena Blavatski isimli bir Rus ezoterik meraklısı hanımefendi, kendisine bir Hindistan´lı tapınak rahibi tarafından batık kıta Lemurya´nın sırlarının öğretildiğini, 1888 yılında yazıyor. Ve bir Hindislan´lı Brahma, İngiliz yazar James Churchward´a güya kil tabletlerden oluşan ve çok eski bir dilde yazılmış olan bir kütüphaneyi gösteriyor. Bunları güya sadece kendisi ve başka iki kişi daha okuyabilmiş. Ama Hindistanlı Brahma, nezaket icabı, bizim mălum yazara bu kil tabletlerde  cennetvari ve batık kıta Mu´dan bahsedildiğini ögretmiş.

 

Bizim Lemuryan kafadarlarına göre bunların hiçbiri uydurma değil bilakis gerçekten olmuş. Mu ve Lemurya, bu batık kıtanın iki farklı adı imiş.

Ve şimdi sıkı durun: Bu yer ebediyen batık kalmayacakmış.
Günlerden birgün Parifik´in derinliklerinden yeniden yükselip ortaya çıkacakmış. Nihayet bütün iyi huylu insanlara, bu yeniden oluşan kıtada asırlardır umulan güzelliği ve adaleti inşa etmeye fırsatı doğacakmış. Bu güzel ve sevimli yere önceden hazırlanmak isteyenler bunların seminerlerine(!) katılabilirler.

 

Peki bu bu büyük gün ne zaman gerçekleşecekmiş ?
Tabii bunu da bu kafadarlar önceden, hatta onlarca sene evvel, bildirmişler. Gerçi kocaman bir kıtayı langırt diye okyanusun dibinden yukarıya zıplatmak kolay olmasa gerek. Haliyle bu eylem bütün kosmik gücün dünyamıza etkisinin en yüksek olduğu bir tarihte olmalı. Bu bileşik kozmik güç dünyamızın eksenini kaydıracak, Mu namı diğer Lemurya, Parifik´in derinliklerinden yükselecek. Gezegenlerin konumunu hesaplamak zor değil. Bizim Lemurian kafadarları bu tarihin 5 Mayıs 2000 olması gerektiğini söylemişler.

 

Şimdi geldik, zurnanın "zaarrt" dediği yere.
Sonunda 5 Mayıs 2000 geldi çattı, geçti ve 18 sene de üstüne eklendi. Ancak tüm Lemurian kafadarların şaşkın bakışları altında, birkaç balıktan başka hiçbir şey Pazifik´ten çıkmadı. :D
Atalarımız iyi demiş:" Büyük sıç, büyük konuşma!".

 

"Sonra ne oldu ?" diye sorarsanız.
Bizim Lemuryan´cılar tarih kehanetini yazıtlarından sildiler ve bütün insanlık hălă mutlu mesut yaşayacağı bir yeri hasretle beklemektedir.
O gün gelene kadar yalan söylemeye, sahtekărlık yapmaya, komşuyla didişmeye, bilgiçlik taslamaya vs. tam gaz devam.

 

Mu´suz ve Lemurya´sız güzel bir hafta sonu dileğiyle,
kolay gelsin hepinize.

 

 

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte böyleee,

                      Türkiye okullarının TÜMÜNDE okuyanların çok çok azı dışında AZ veyede ÇOK  ARAP  AFYONUYLA  AFYONLANMIŞLARDIR.Bu nedenle gerçeği görebilenler milyonda biri bile zor görür.

Atatürk bilememişte MU kıtası konusu bilmem GÜNEŞ  DİL  TEORİSİNİ ama sizler maşallah bilebilmişiniz.Muhammedin BALDIRLI  ALLAHI  bildidi gibi.

                   İki yıl İsviçrede kaldım,45 yılda Almanyada.Çaliştiğim fabrika metal fabrikasıydı.Daha önce kaynak kursuna gidip diploma almıştım ALMANYADA.-----------------------------------------------------------------------------------------------Bir gün önüme getirip YİVLİ çubuklar ,vidalar koydular.Bu vidaları aşagıyukarı 70cm bulan çubuklara geçirecektim. vidayı anahtarla çevir allahh çevir usandım.Burgu makınasının ucuna basit bir şey yapıp taktım ve vidanın çubuğa çeçirilip oturtulması 5 saniyede gerçekleştti.Çubukların işi kısa zamanda bitti.Ustabaşı geldi Mustafa sen bunları nası bukadar kısa zamanda bitirdin dedii.Burgu makinesinin başına yapıp taktığım basit aleti gösterdim.Ben gidiyorum Fırmanın mühendisine dedi.Mühendisi aldı geldı  yaptığım basıt ALETE baktılar teekkür edip mühendis gitti.

                     Bir hafta sonra ustabaşı geldi mustafa hadi gine iyisin, firma sana işini hızlandırıcı yaptığından 3500 DM mükâfat verecektir.

                    Daha öncede bir masada bir İtalyanla ortak çalışıyordum.Montajını yaptığımız şey ağır olduğundan.Masada hergün değil gerektiğinde çalışıyorduk.Ben yemek aralarından masayı ağır alatı kaldırıp indirecek şekilde düzenlemeye başladım.Tabiki bayağı zaman aldı.Ustabaşı geli napıyorsun böyle dedi.Dedimki bu masayı tek kişinin çalışacağı bir masa yapacam.Güldü gitti.Depocudan eskiyip atılan malzemelerden malzeme aldım. Ve birgün masayı otomatık hale getirdim.Üzerine ekler yaptığımız ağır malzemeyi masanın kollarına koyuyoruz.Şalteri indirince malzemeyi kaldırıyor.Bir kişi kolaylıkla bu parçayi masanın üstüne itiyor.Ek kaynaklar yapıldımı parça kolların üstüne ıtiliyor.Basıyorsun şaltere kollar parçarı yere indiriyor.Gelip alıp gidiyorlar..İtalyan çok kızdıydı bana,benim seninle çalışmamı engelledin deye.---------------------------------------------------------------------------------------------------O zamanda ustabaşı fırmaya habar verseydi bayağı para alacaktım.Ama hiç kimsenin böyle bir şey yapımında firmadan para aldığını kimse bilmiyordu.Usta başınında habarı yoktu galiba.Eger olsaydı sanırım en azından bir 20,000 dm alırdım.Belki dahada fazla.

 

                  Almanya gibi bir ülkede bir teknik okulda okumamış bir TÜRK bunları bilip başarabiliyorsa,CAHALLIKTAN YIKILAN koskoca imparatorluktan bir devlet kurmasını bilebilen bir adam MU kıtasıyla bilgisizligizle uğraşıp sonra böyle bir kıtanın yok olduğunu fark edince Munun ve GÜNEŞ DİL teorinin peşini bıraktı HEEEEEEEEE.Siz onu beeeeeeeeenim KULLAHIMA anlatın.

 

                  Sagır İsmet ATATÜRK ölünce onun koşturduğu herşeyi DEVREDIŞI  BIRAKTI.

                   Bu SALAKO bakın ne yaptı?Uçak fabrikalarını kapatması dışında ki hollandaya 122 uçak yapıp satmıştık.Bir sürü sıparış alıp bunlarında bir kısmını yaptığımız halda.

                     İsmet Amarıkaynan anlaşır.4 üye bizden 4 üyeden amarıkalılardan seçilecek bir kurul kurulacak.Bu 8 üyeden çoğu hanki tarafı isterse o tarahfın dediği olacak MİLLİEGİTİMDE.Yalnız bırşey daha var ANKARANIN ABD büyük elçisinin 2 oy hakkı var.O ne tarafa KOR sizce oyunu.

                      Bu sağır ismet,bir zamanlar İNGİLİZ mandasını isteyen İnönü çıkar radyoya şöyle konuşur.Türkiye aBD nin mandası altındadır.Ulan ABD nin mandası altına sokan sen degilmisi.

                     ATATÜRK neyi ele almışsa bilerek almıştır.Ölümün engeli dışında hiçbir engel tanımamış mutlaka el attığı şeyi koparmıştır.Ankara indiğinde CEBİNDE  85 kuruş vardı.O 85 kuruşla koskoca devlet kuran bir aaaaaaadamdır.Onu gağurlar dahıl herkes tanıyabildide Arap AFYONUYLA AFYONLANANLARLA  bazı birçok kişiler ATATÜRKÜ beğenemezler BİÇERELER:-))))))))                  

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ya dedem, naparsın işte bilimin acıması yoktur. Bilim savı kimin söylediğine değil, savın dayanaklarına bakar, soruları da çok keskindir, çok acıtır. Bir bilginin bilimsel olarak doğru bir bilgi haline gelmesi için çok keskin elemelerden geçmesi gerekir. 

 

Dinde ise işler kolaydır. Ne dendiğine değil, kimin dediğine bakılır. "Şeyhim söylüyorsa doğrudur" anlayışı geçerlidir. Bu şeyh kah Muhammed olur, kah Atatürk olur, kah Erdoğan olur, farketmez. Her birinin dediklerine din gibi körü körüne bağlanacak birileri mutlaka bulunur. Demediklerine bağlanacak bile bulunur, senin gibi.

 

Sen işi öyle bir noktaya vardırmışsın ki, Atatürk'ün yanılmazlığını savunuşun Arapların ve arapçıların peygamberin yanılmazlığını savunuşundan bile daha koyu. Birileri din ile aldatırken, sen Atatürk ile aldatıyorsun. İnsanları yanıltıyorsun. Onlara yanlış bir perspektif aşılıyorsun. Tarihte yanılmaz insan hiç olmamıştır, bir tane bile olmamıştır. Sen bu gerçeği tanımıyorsun. 

 

Mu konusu bir yana, tarihte parayı ilk bulanın Türkler olduğu yönündeki iddianı çürüten bulguları sergiledik, bir yanıt vermedin. Haklısın, diyemedin. Egon o kadar büyük ki, ne Almanya bıraktın, ne Lidyalı bıraktın, ne de senden başka Türk bıraktın etrafta. Hurafeleri bırak, bilime bak. Egondan kurtul, kendini özgür bırak. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, tolonbey yazdı:

Almanya gibi bir ülkede bir teknik okulda okumamış bir TÜRK bunları bilip başarabiliyorsa,CAHALLIKTAN YIKILAN koskoca imparatorluktan bir devlet kurmasını bilebilen bir adam MU kıtasıyla bilgisizligizle uğraşıp sonra böyle bir kıtanın yok olduğunu fark edince Munun ve GÜNEŞ DİL teorinin peşini bıraktı HEEEEEEEEE.Siz onu beeeeeeeeenim KULLAHIMA anlatın.

 

Öyle valla tolonbey. Işıklara kör bakayım ki öyle. Bırakmış peşini Atatürk. Niye? Çünkü ikna olmamış, içine sinmemiş belli ki. Yoksa onu da evrim teorisi gibi, Muhammed'in bir soytarı olduğu gerçeği gibi gerçeklerle bir tutup tarih kitaplarına falan koydururdu. Gayet de yapardı, eğer gerçekten bilimsel olduğuna, doğru olduğuna ikna olsaydı. 

 

Atatürk o vakit çok önem verdiği Türklerin kökeni konusuyla harıl harıl ilgilenirken  bu Mu Kıtası hikayesini duyuyor ve inanılmaz ilgisini çekiyor. Söylentilere göre, batıp gitmeden önce kıtayı terkeden dünyanın başka yerlerine dağılıp yerleşen birtakım kavimler, ırklar var. Atatürk, bu ırklardan biri de Türkler olabilir mi acaba diye merak ediyor haliyle, sonra da araştırılmasını istiyor. Meksika'ya bir sürü adam falan gönderiyor hatta yanlış hatırlamıyorsam. Gelen raporları titizlikle inceliyor, bir yığın kitabı Türkçeye çevirtip okuyor, notlar alıyor vs. Ama işte bir yerden sonra bırakıyor, rafa kaldırıyor. İkna olsa biz de bilirdik. Hatta o dönemin bilgileri ve Türkleri dandik Arap kimliğinden kurtarıp aslını hatırlatma isteği nedeniyle bu bilim dışı iddiaya sarılsa ve gerçek olduğuna bütün kalbiyle inansaydı bile biz şimdi reddedecektik. Çünkü gerçek değil, bilimsel değil. Atam yanılmış, yanlış bilgiye inanmış derdik. Zor değil ki bu.

 

Yukarıda da söyledim size. Atatürk bize "Benim sözlerim bir gün bilimle ters düşerse bilimi seçin" demiş. O zaten bilimi referans alan ve Mu Kıtası hayaline bir ara kapılmak istese de gerçeği gören adam. Ama vizyonu müthiş... O çağda kalkıp da her gelen bilgiyi böylesi değerlendirmesi, ölçüp tartması ve konusunun en uzmanı olan bilimcileri ille de davet edip bilgi alması inanılmaz bir iş... 

 

Yani yok Mu Kıtası falan tolonbey. Adamın birinin kendi uydurmaları bunlar.

Celal Şengör'ü bildin mi? Dünyanın en iyi, en değerli jeologlarından biri, bir otorite. O da "Mu diye bir kıta yok, biz o haritaları falan inceledik, baktık. öyle bir şeye rastlamadık" dedi. 

Şengör çok sıkı Atatürkçüdür, bilirsin...

 

Sizi üzmek, sizi ille de yanlışlamak gibi bir amacım asla yok. Siz var olduğuna inanıyorsanız ve öyle mutluysanız ne diyeyim...

Ama yok. Valla yok. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, Türk Ateist yazdı:

 

Öyle valla tolonbey. Işıklara kör bakayım ki öyle. Bırakmış peşini Atatürk. Niye? Çünkü ikna olmamış, içine sinmemiş belli ki. Yoksa onu da evrim teorisi gibi, Muhammed'in bir soytarı olduğu gerçeği gibi gerçeklerle bir tutup tarih kitaplarına falan koydururdu. Gayet de yapardı, eğer gerçekten bilimsel olduğuna, doğru olduğuna ikna olsaydı. 

 

Atatürk o vakit çok önem verdiği Türklerin kökeni konusuyla harıl harıl ilgilenirken  bu Mu Kıtası hikayesini duyuyor ve inanılmaz ilgisini çekiyor. Söylentilere göre, batıp gitmeden önce kıtayı terkeden dünyanın başka yerlerine dağılıp yerleşen birtakım kavimler, ırklar var. Atatürk, bu ırklardan biri de Türkler olabilir mi acaba diye merak ediyor haliyle, sonra da araştırılmasını istiyor. Meksika'ya bir sürü adam falan gönderiyor hatta yanlış hatırlamıyorsam. Gelen raporları titizlikle inceliyor, bir yığın kitabı Türkçeye çevirtip okuyor, notlar alıyor vs. Ama işte bir yerden sonra bırakıyor, rafa kaldırıyor. İkna olsa biz de bilirdik. Hatta o dönemin bilgileri ve Türkleri dandik Arap kimliğinden kurtarıp aslını hatırlatma isteği nedeniyle bu bilim dışı iddiaya sarılsa ve gerçek olduğuna bütün kalbiyle inansaydı bile biz şimdi reddedecektik. Çünkü gerçek değil, bilimsel değil. Atam yanılmış, yanlış bilgiye inanmış derdik. Zor değil ki bu.

 

Yukarıda da söyledim size. Atatürk bize "Benim sözlerim bir gün bilimle ters düşerse bilimi seçin" demiş. O zaten bilimi referans alan ve Mu Kıtası hayaline bir ara kapılmak istese de gerçeği gören adam. Ama vizyonu müthiş... O çağda kalkıp da her gelen bilgiyi böylesi değerlendirmesi, ölçüp tartması ve konusunun en uzmanı olan bilimcileri ille de davet edip bilgi alması inanılmaz bir iş... 

 

Yani yok Mu Kıtası falan tolonbey. Adamın birinin kendi uydurmaları bunlar.

Celal Şengör'ü bildin mi? Dünyanın en iyi, en değerli jeologlarından biri, bir otorite. O da "Mu diye bir kıta yok, biz o haritaları falan inceledik, baktık. öyle bir şeye rastlamadık" dedi. 

Şengör çok sıkı Atatürkçüdür, bilirsin...

 

Sizi üzmek, sizi ille de yanlışlamak gibi bir amacım asla yok. Siz var olduğuna inanıyorsanız ve öyle mutluysanız ne diyeyim...

Ama yok. Valla yok. 

 

belki de siz haklısınızdır, atatürkün benim sözlerimin bilimle çelişmesi halinde bilime inanın demiş olması mu kıtasının bir efsane olduğu anlamını taşıdığını gösterdiğini sanmıyorum, çünkü ne bilimin ne de atatürkün bu gerçekleri ortaya çıkarmak için henüz fırsatıda olmamış olabilir, sonuçta atatürk ve bilim insanları ve celal şengörde bir insan ve onların herşeyi tam anlamıyla çözebildiklerini söyleyemeyiz dediğim gibi onlar birer tanrı değil birer insan onların herşeyi anlayabildikleri sonucuna varmamak gerektiğini düşünüyorum , çünkü bu zihniyet artık yapacak keşfedilebilecek hiçbirşey kalmadığı anlamına gelir ,oysa atatürkün bizlere bıraktığı tek bir miras vardır hep daha ileriye götürmek hep daha fazlasını anlamak ,ama biz maalesef bunu henüz anlayamadık ve yarattığımız kemalist atatürkçü egolarımız sayesinde geri kalmışlımızın farkına varamıyoruz emin olun atatürk asla bunu istemedi ve biz onu hiç yeterince anlayamadık..

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 hours ago, Kafamdakisesler said:

 

Sen tolon dedenin paylaşımından birşey anlamadıysan bu kimsenin suçu değil..

 

Ne anlamamız gerekiyor Tolon dedenin paylaşımından? 

 

Parayı Lidyalıların değil Türklerin bulduğunu mu?

 

Mu diye bir kıtanın var olduğunu mu?

tarihinde isabettin tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
14 saat önce, Kafamdakisesler yazdı:

 

belki de siz haklısınızdır, atatürkün benim sözlerimin bilimle çelişmesi halinde bilime inanın demiş olması mu kıtasının bir efsane olduğu anlamını taşıdığını gösterdiğini sanmıyorum, çünkü ne bilimin ne de atatürkün bu gerçekleri ortaya çıkarmak için henüz fırsatıda olmamış olabilir, sonuçta atatürk ve bilim insanları ve celal şengörde bir insan ve onların herşeyi tam anlamıyla çözebildiklerini söyleyemeyiz dediğim gibi onlar birer tanrı değil birer insan onların herşeyi anlayabildikleri sonucuna varmamak gerektiğini düşünüyorum , çünkü bu zihniyet artık yapacak keşfedilebilecek hiçbirşey kalmadığı anlamına gelir ,oysa atatürkün bizlere bıraktığı tek bir miras vardır hep daha ileriye götürmek hep daha fazlasını anlamak ,ama biz maalesef bunu henüz anlayamadık ve yarattığımız kemalist atatürkçü egolarımız sayesinde geri kalmışlımızın farkına varamıyoruz emin olun atatürk asla bunu istemedi ve biz onu hiç yeterince anlayamadık..

 

Benim, bizim haklı olup olmamamız değil konu. Bilginin doğrusuna erişmek, yanlış olanı düzeltmek bizler için çok önemlidir, inanırlara da hep bundan bahsederiz, bilirsin. 

Atatürk zaten bir bilim adamı değildi, bilim aşığı biriydi. Onun bilime duyduğu merak ve güven; çağın bilgisinin kısıtlı olması, bilgiye erişimin güçlüğü, bilimsel metotların kısırlığı, onun ivedilikle yapmak istediği işlerle birleşince zaman zaman manipüle edilmeye açık hale de getirdi onu. Farkettiği anda da durdu ve çekildi. Bunu yapabilme nedeni yine bilimsel çalışan kafası. Yani hiçbir zaman zaaflarına yenik düşmeyen, bir noktadan sonra kendine gelip doğruyu aramaya devam eden bir adam bu. Bence önemli olan kısım da bu.

Bu Mu Kıtası hikayesiyle Güneş Dil Teorisi hikayesine böyle bakmak lazım. Evrim kuramına neden böyle bakmıyoruz? Çünkü emindi ve "halkım, çocuklarım bu doğru bilgilerle eğitilmeli" deyip tarih kitaplarına özellikle koydurdu. Muhammed'in bir soytarı olduğunu, üstü kapalı da olsa anlattırdı. Ama bakıyoruz Mu Kıtası meselesi böyle değil. Peşini bırakmış. Çünkü bilimsel değil. 

 

Haklısın, bilim adamları Tanrı değildirler, neticede Tanrı diye bir şey yok ama bilimsel metodun ne olduğu da belli. Celal Şengör çok iyi bir bilim adamı. Alanında otorite, dünyada çok saygın. Bu adam bu araştırmaları tek başına yapmamıştır, değil mi? Biz inceledik, baktık, yok öyle bir şey diyor. Yalnız o değil, diğer tarihçi ve jeologlar da aynı şeyi söylüyor.

Demek ki yok. Bugüne kadar hiçbir saygın tarihçi, jeolog vb, Mu Kıtası safsatası konusunda ikna olmamış. İnananlar var, ama bu yalnızca bir "inanç". Ona da ben karşı değilim zaten, ama başkalarını ikna etmek çabası içinde olmak biraz sıkıntılı. 

 

"atatürkün benim sözlerimin bilimle çelişmesi halinde bilime inanın demiş olması mu kıtasının bir efsane olduğu anlamını taşıdığını gösterdiğini sanmıyorum"

 

demişsin ki kesinlikle katılıyorum. Doğru söylüyorsun. Mu kıtasının efsane olduğunu gösteren şey Atatürk'ün bu sözü değil, zira Atatürk Mu Kıtası efsanesinin bir efsane olduğunu anlamış ki konuyla ilgilenmeyi bırakmış. Bir yığın rapor, kitap, araştırma okumuş üstelik. Eğer var olduğuna inansaydı bunu mutlaka belirtir, miras olarak da daha çok araştırın der ve bize okullarda öğretilmesini sağlardı. Bunların hiçbirini yapmamış. 

 

Ben Atatürk'ün bu sözünü, "Tut ki Atatürk bu konuda emindi, bilimsel olduğunu düşünüyordu. Böyle bile olsaydı 'biz bugün Mu kıtası vardır' demeyecektik" anlamında yazdım. Atatürk'ü anlamak bu değil mi? Adam devrimci, yeniliğe alabildiğine açık, bilime aşık, hurafelerden hiç hoşlanmayan, zerre kadar dini vb inanç taşımayan, yerinde duramayan bir adam. Çağın popüler modern akımlarından, bilimsel bilgiye duyduğu açlık ve hayranlık nedeniyle yeni gelen bilgileri değerlendirmek istemesinden daha doğal hiçbir şey yok. Hatta bu ancak ondan bekelenebilecek bir davranış. Ama elemeyi de bilmiş belli ki. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte böyleee,

                      Diyelimki su altındaki BATIK  YAPI  KALINTILARI Mu kıtası kalıntıları değil,peki onlar bilinen hiçbir medeniyetin kalıntılarına benzemediğine göre,onlar neyin kalıntıları anlatında bilelim.O konudaki yüzlerce hatta binlerce eski belgeleri  MELEKLERMİ  yazdı,çizdi,resimlediler.

                      Mısır pıramitinin birinde bir FIRAVUNUN taputu bulunur.O taputa gitmekiçin yapılan yol ancak bir insanın siğabilecegi bir yol.Bilim adamları diyürki bu TAPUT buraya pıramit yapılıp bittikten sonra getirip kondu.Ama nereden nasıl getirilip konduğunu hala bilim adamları çözememiştir.

 

                   Piramitin içinde duvarının sıvası düşer.Altından bir  uçak resmi çıkar.Sorıyım size bu resmi neye bakıpda çizdiler?Yoksa o zamanlardada uçak varmıydı?O değerli usunuzla bunları açıklaya bilecekmisiniz?

                  Piramitin birinin ilk dafa içine girmek isteyenler daha piramitin içinde  30-40 metre ilerlemeden öldüler.Bilim adamları bu kişilerin radrasyondan ölmediğini tesbit etti.Peki bunlar neden öldüler?Bilim adamları bunların ölüm nedenini henüz bulamadılar.Gelin siz bulun bari:-))).Dünyada SIRRI  ÇÖZÜLEMEYEN birçok şey var.Nedeni henüz çözülemedi deye bunlara yokmu deyelim.EZİZ vede LEZİZ  arkadaşlar.Etmeyin,eylemeyin.Daha Türkiye DİKİŞ İGNESİYLE ,SİKİŞ  HAPI  WİYAGRAYI bile ALMANYADAN  alıyor.Sahiiiiii siz bu USLA  neden yapmazsınız bukadar basit şeyleri.Altı üstü biri DİKİŞ  İGNESİ,ötekiside  SİKİŞ HAPI  WİYAGRA.

Tolonbey

tarihinde tolonbey tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte böyleee,

                       Bilgiçlik taslayıpda bigileri gerçek olmayan gardaşlar.Gelin Mu kıtası örnegine benzeyen EVRİM olayına bir göz atalım.Ben şimdi desemki EVRİMİ ortaya atan kim, sizden bazıları hoppadak atlar ortaya ,DARWİN  ABEYİMİZDİR der.Bakalım 1700 lerden önce EVRİMCİLER varmıydı,vardıysa kimlerdi?

 

                      Buyuru:

  1. Evrim Düşüncesine İnandıkları İçin Bugün "Sakıncalı …

    onedio.com › Gündem

    İkincisi,“emri hazırlanmış bir şeyin ‘ol’ emriyle varlık haline getirilmesi veya var olan bir şeyden veya şeylerden, tamamen farklı özelliklere sahip bir şey ortaya çıkarmak.”. ... Kandıramıyorum ki kendimi imanlı budist imanlı müslüman imanlı pagan olayım .. Neyse aklın yolu iyidir. ... Bu Tuhaf Yiyeceklerden Kaç ...

  2. Yaratılış ve Evrimci Çırpınışlar – Dini Yazılar

    www.diniyazilar.com/2012/04/yaratilis-ve-evrimci-cirpinislar

    Yaratılış ve Evrimci Çırpınışlar ... Allah Kesin Var! ... üstat şimdi önüne gelen bişey söylüyor müslüman bilimadamlarındanda evrime inanan çok fazla insan var şimdi onlar gerizekalımı yada artniyetlimi bence dayanaklarını iyice tartıp dinlemek lazım çünkü onlarda aynen sizin üslubunuzla evrime karşı olanları ...

  3. İslam alimlerinin evrim görüşü nasıldır? İbrahim Hakkı ...

    https://sorularlaislamiyet.com/islam-alimlerinin-evrim-gorusu...

    İslam alimlerinin, canlıların yaratılışı ve gelişmesiyle alakalı düşünceleri zaman zaman yanlış değerlendirilmektedir. Bunda bazı tabir ve terimlerin değişik anlaşılmasının rol oynadığı muhakkak. Farklı değerlendirmeye sebep sadece bu değil, tabii. Bilhassa evrimciler, onların bu konudaki görüşlerini istismar ediyorlar.

  4. Bir Müslümanın evrimci olmasında sorun yoktur - Eğitim …

    www.egitimveegitim.com/.../2727-bir_muslumanin_evrimci...yoktur.html

    Sadece bir Müslüman evrimci olabilir mi ve bunu derken dinde metaforlar var, metaforik anlamları da Kuran’da anlarız evrimin işte o zaman sorun …

tarihinde tolonbey tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte böyleee,

                       Bazıları bir VAREDİCİ  yok,herşey TESADÜFEN oluşmuştur der.Bazılarıda diyürki var eden  EL-İLAH=ELLAH=ALLAHdır.Bu Allah yani EL-İLAH KUREYŞIN PUTUDURKİ  kabedeki putların enbüyüyüydü.Yani şimdi bu muazzam sonsuz evrenleri bu PUTMU  varetti. Çokk  saçma.

                        Dinsizler VAREDEN bir GÜÇ yok diyür.Herşey tesadüfen oluştu derken.Dinlilerde herşeyi ALLAH yarattı diyür.Yahuuuuuuuu,sizin ALLAHI siz yarattınız .O sizi nasıl yaratırki.

                         İddiaları çürütmek kolayda,PEKİİİİİİ  BU  MUAZZAM  EVREN  NASIL  oluştu?Şimdi insanöğlu bunu isbata çalışıyor.Bu muazzam evrenler nasıl oluştu?TANRI oluşturdu deyenlere hemen sorarız,pekiiiiiiiiiiiiiiiii  TANRIYI  oluşturan kim dediğimizde bize şöyle yanıt veriyorlar.O  HEP  VARDI.Bizde tekrar sorarız,ONU  VAR  EDEN  KİM.Bu şuna benziyor.TAVUKMU  YUMURTADAN  ÇIKTI,YOKSA YUMURTAMI  TAVUKTAN.

                         Şimdi İnsanlık bunu ISBAT etmek için İsviçrede 10 kmlik dayre şeklinde bir araştırma merkezi oluşturmuş.Aralıksız bu merkez çalışmaktadır.Ama daha şimdiye kadar bir pire kadar bilgi edinememişler.Mutlaka birgüç var.Ama kaynağı ve  NASILLIĞI HALA  belli değil.

                        Dincilet buna TANRI diyürler.Müslümanların ALLAHI BALDIRLIYMIŞ.Olmaz baldırlı ALLAH.Musanın babası GOTmuş.Tanrıdan baba olmaz oda yanlış.Peki bu GÜÇ nasıl bir şey?Bugüçün nasıl bir şey olduğunun İSBATI  BENCE  MÜMKÜN  değildir.Şuan itibarıyla.Sanırımda bunu kimse isbatda edemeyecektir.

Amennnnnnn:-)))))

Tolonbeg

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...