Jump to content

Neden-Sonuç ilişkisi anlaşılınca Tanrı neden ortadan kayboluyor?


Recommended Posts

Basit bir örnek verelim,

Antik dönem de, örneğin yüksek tansiyona bağlı felç geçirip, yamulan bir insanın bu hale neden geldiği hakkında neden-sonuç ilişkisi bilinmiyordu..Bu onun günahlarına, cinlere ve dolayısıyla Tanrı’nın inisiyatifine bağlanıyordu. 

Mekanizma anlaşılınca ortada ne cin, ne günah, ne de Tanrı kaldı..

Tansiyonuna dikkat etmeyen bir insan felç geçireceğini artık biliyor, Tanrı lafını bu konu geçince kimse ağzına almıyor. 

Örnekler çoğaltılabilir.

 

tarihinde Phocas tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Neden ve sonuç ilişkisi anlaşılınca Tanrı’ya bir ihtiyacımız olmadığını anlıyoruz, çok yağlı yemez, alkol tüketmez isek veya genetik olarak  hipertriglisiredemi yatkınlığımız yoksa Tanrı’nın bizim kan yağlarımızı yükseltemeyeceğini artık biliyoruz, ve artık Tanrı lafını ağzımıza almıyoruz.

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Üstadım sanırım demek istiyorsun ki, bilim ve teknoloji varsa, yaratıcının varoluşu iddiası azalıyor yada tamamen ortadan kalkıyor. 

 

...Aracınla yola çıkıyorsun, Besmele çekiyorsun. "Allah'ım yolumu açık et" diyorsun. İşin acele olduğu için aşırı hız yapıyorsun ve emniyet kemerin de takılı değil. Yolda kaza yapıyorsun, yaralanıyorsun. Gelen ambulanstaki teknolojik tıbbi cihazlarla acil müdahale yaparak seni hayata döndürüyorlar. Sonra senin için yakınların "Allah korudu" diyorlar. Hatta" "Allah sevdiklerine bağışladı" diyorlar. Hastanede bilincin yerine gelince bu sefer sen "Allah'ım sen bana şifa ver, bir an önce işime gücüme dönüyüm" diyorsun... Bakınız bu durumda neden sonuç ilişkisi kursanız bile yaratıcı halen devreden çıkmıyor, kaybolmuyor. Aslında verdiğiniz örnekteki gibi hastalıkta filan da benzer şeyler yaşanıyor ama ben yine de ayrı bir örnek verdim. 

 

Sonuç olarak, insanlar Allah' tan yada onun yardımcılarından zorluklar karşısında bir destek bekliyorlar.  İnançlı olmak da bunu gerektiriyor.

 

Saygılar.

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 saat önce, dursun yazdı:

Üstadım sanırım demek istiyorsun ki, bilim ve teknoloji varsa, yaratıcının varoluşu iddiası azalıyor yada tamamen ortadan kalkıyor. 

 

...Aracınla yola çıkıyorsun, Besmele çekiyorsun. "Allah'ım yolumu açık et" diyorsun. İşin acele olduğu için aşırı hız yapıyorsun ve emniyet kemerin de takılı değil. Yolda kaza yapıyorsun, yaralanıyorsun. Gelen ambulanstaki teknolojik tıbbi cihazlarla acil müdahale yaparak seni hayata döndürüyorlar. Sonra senin için yakınların "Allah korudu" diyorlar. Hatta" "Allah sevdiklerine bağışladı" diyorlar. Hastanede bilincin yerine gelince bu sefer sen "Allah'ım sen bana şifa ver, bir an önce işime gücüme dönüyüm" diyorsun... Bakınız bu durumda neden sonuç ilişkisi kursanız bile yaratıcı halen devreden çıkmööıyor, kaybolmuyor. Aslında verdiğiniz örnekteki gibi hastalıkta filan da benzer şeyler yaşanıyor ama ben yine de ayrı bir örnek verdim. 

 

Sonuç olarak, insanlar Allah' tan yada onun yardımcılarından zorluklar karşısında bir destek bekliyorlar.  İnançlı olmak da bunu gerektiriyor.

 

Anlattığın olay da neden-sonuç ilişkisi gerçekleşmiyor, yarıda kalıyor, kaza yapan adam eğer ölse idi neden-sonuç tamamlanmış olacaktı, devamında ise insanlar ya kaza yapan adamı ya da gelmeyen ambulansı neden olarak göstereceklerdi.Tanrı pas geçilecekti.

İnsanlar sonuç gerçekleşmediği için buna etki eden şeyin Tanrı olduğunu düşünüyor olabilir fakat bu sadece kendini kandırmadır, aynı şartlarda yapılan kazalarda istatistik ne diyorsa o olur, istatistik 100 kişiden 99’u ölür diyorsa o 99 kişi ölür.

Allah istatistikleri değiştiremez.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Nedensellik farkındalığına determinist bilinç diyoruz. Çok isabetli bir konu olmuş, çünkü ben ateist bilincin en sağlam determinist farkındalıkla gelişeceğini her zaman savunurum. Hatta benim savunumun belkemiği bu argümandır. Başka yollardan ateist olmayı eksik ve hatta çoğu kez zararlı bulurum.

 

Eğer nedensel farkındalık yok, tanrı inancına sarılma varsa, "ölüm allahtan" deyip hiç bir tıbbi tavsiyeye kulak asmayanları da görüyoruz. Nedensellik bilinci bence en önemli konudur.

 

Örnek vereyim; "akraba evliliği zararlı olsaydı peygamberimiz yapmazdı" diyen cahil müslim, akraba evliliğinin zararları bin kere de söylense hâlâ islama inanmaya devam ediyorsa cahil olduğu kadar embesildir de. Bu artık gerçeğe gözünü kör ediyor yani, imanına halel gelmemesi, huri şarap hayaline gölge düşmemesi için kör kalmaya razı oluyor. 

 

Bir keresinde maiyetimde bulunan biri bir yere gitmek için izin istemeye geldi. İzin vermedim. Şimdi sırası değil, başına bir iş gelir dedim. Kaderde varsa zaten gelir dedi. Kesin ve açık bir dille "kader diye bir şey yoktur" dedim. Bu istiğfar etmeye başladı. Çok komikti. Güleceğim geldi ama gülmedim. Cesaret etse beni de istiğfara davet edecek, aksi halde kafir olacağımı söyleyecek ama cesaret edemiyor. Boru değil, imanın altı rüknünden birini apaçık inkar! :D Ha allah yok demişsin ha kader! Çok bozuldu, kelimeler boğazına düğümlendi, bir şey diyemedi.

 

Yalnız bunlar yarın bir kargaşa olur fırsat bulurlarsa böyle apaçık inkarcı kafirleri boğazlarlar. Gerçi ben de üçünü beşini cennete göndermeden ölmem. Bence böyle durumlarda olabildiğincesini öldürüp ondan sonra ölmek kadar keyiflisi yoktur. Kertenkele gibi öleceğine böyle ölmek bence çok keyifli olur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Görmedin mi ki, Allah bulutları sürer, sonra onları bir araya getirir, sonra onları üst üste yığın yapar. Böylece yağmurun onların arasından çıktığını görürsün. Gökten içinde dolu bulunan dağlar indirir de onu dilediğine isabet ettirir ve dilediğinden de uzak tutar. Onun şimşeğinin parıltısı neredeyse gözleri götürecektir.Nur 43

 

İslamın tanrısı allah dolu tanelerine etki edip, yönlendirecek,dilediğine isabet ettirecek kadar doğa olaylarının içindedir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Determinizm tanrıyı tüm alanlardan kovma ve hiç bir şeyden sorumlu konumuna itme bilincidir.  

 

Tarihte bu, önce klasik determinizmle gerçekleşmiş ve deizmi, laikliği sonuç vermiştir. 

 

Daha sonra modern determinizm gelişip tanrıyı tümüyle yok ilan etmiştir. Ateizmi sadece bunun sonuç verdiğini iddia edemeyiz. Ateist olmanın başka yolları da var. Ama en sağlamı determinizmdir. 

 

Tarihte teizme karşı en parlak zaferi deizm kazanmıştır. Bu da klasik determinizmin ikna ediciliği sayesindedir. Ateizm henüz bu kadar parlak bir zafer kazanamadı. Ama kazanacak. Buna inancım tam.

 

Klasik determinizmin basit, sade. kolay anlaşılır bir dili vardı. Evrenin kurulu bir saat olduğu söylemi, en yaygınlık kazanmış ve kabul görmüş söylemlerdendir. Modern determinizm biraz daha üst düzey. Modern Kaos Teorisini filan kavramayı gerektiriyor. O yüzden pek fazla bilen yok.

 

Belki de halka yayılacak klasik determinizmin yalın basit söylemleri gibi söylemlere ihtiyacımız var. Nasıl edip böyle bir dil geliştirebiliriz bilemiyorum. Bu konuda kafamı zorluyorum ama bir slogan bulamıyorum. Evren kurulu bir saattir sloganı çok başarılı oldu. Ama modern determinizm için "rastlantının nedenleri vardır" dan daha iyi bir slogan bulamıyorum. 

 

Aslında bulsak da çağ bunu çabuk tüketir. Çağ artık öyle bir çağ değil, çılgın tüketim çağı. En klas şahane söylemi üret, çabucak tüketilecektir. Çoktandır dâhi yetişmiyor, farkında mısınız? Aslında yetişiyor ama biz keşfedemeden tüketiliyor. Dâhiler artık sivrilemiyor, çünkü hızla tüketilip sindiriliyor, yok ediliyorlar. Ne sokak müzisyenleri var biliyor musunuz, Beethowen ayarında! Artık kadir kıymet bilinmiyor. Sadece tüketim var. Her şeyi, duyguları, sanatı, aşkı her şeyi çok hızlı şekilde tüketip yok ediyoruz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 saat önce, Phocas yazdı:

 

Anlattığın olay da neden-sonuç ilişkisi gerçekleşmiyor, yarıda kalıyor, kaza yapan adam eğer ölse idi neden-sonuç tamamlanmış olacaktı, devamında ise insanlar ya kaza yapan adamı ya da gelmeyen ambulansı neden olarak göstereceklerdi.Tanrı pas geçilecekti.

İnsanlar sonuç gerçekleşmediği için buna etki eden şeyin Tanrı olduğunu düşünüyor olabilir fakat bu sadece kendini kandırmadır, aynı şartlarda yapılan kazalarda istatistik ne diyorsa o olur, istatistik 100 kişiden 99’u ölür diyorsa o 99 kişi ölür.

Allah istatistikleri değiştiremez.

 

Teşekkür ederim, tam olmasa da büyük oranda tatmin edici bir cevap.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bence insanlar salak canlılar. Binlerce yıl geçmesine rağmen dine inanma oranı hala yüksek. Bu kadar yıl geçtikten sonra ancak belirli bir bilinç düzeyine ulaşıp teknoloji ve bilimde ilerleme göstermişler. 

 

Eğer tanrı insanı yaratmışsa, ilk yaratıp dünyaya saldığı hali oldukça alt seviyede olmalı ki binlerce yıl sonra bile gele gele bu seviyeye ancak ulaşabilsin. Bu da boktan bir tasarımdan öte bir şey olamaz. 

 

Bende kendi beyin kusurlarımın farkındayım, bazen unutkanlık, gözden kaçırma, akıl edememe gibi şeyleri kendimde fark ediyorum. Bunu herkes yaşıyordur. Ulan bunu nasıl akıl edemedim diye düşünüyordur mutlaka.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...