Jump to content

Mülkiyet üzerine...


Recommended Posts

İnsan hakları denilince bazı unsurlar göze çarpıyor. Bunlara iletişim ulaşım gibi araçlar paralı olunca bunlara da hak demek biraz abes kaçmakta. 
 
Biz bunlara erdem diyelim. Mesela nefes almak bir özgürlük alanıdır. Kimse havadan nefes alıyorsunuz diye size (liberaller hariç) para istemeyecek. 
 
O zaman benim aşağı mahalleden yukarı mahalleye yürümemde nefes almak kadar doğal. 
 
Dünyanın nüfusu kadar her insan havayı kullanma özgürlüğüne sahip. Ama hiç kimse istediği yere gidebilme özgürlüğüne sahip değil. 
 
Örneğin Suriyelilerin, İngiltere gitmesi mümkün değil. 
Link to post
Sitelerde Paylaş
11 saat önce, Rhodium yazdı:
İnsan hakları denilince bazı unsurlar göze çarpıyor. Bunlara iletişim ulaşım gibi araçlar paralı olunca bunlara da hak demek biraz abes kaçmakta. 
 
Biz bunlara erdem diyelim. Mesela nefes almak bir özgürlük alanıdır. Kimse havadan nefes alıyorsunuz diye size (liberaller hariç) para istemeyecek. 
 
O zaman benim aşağı mahalleden yukarı mahalleye yürümemde nefes almak kadar doğal. 
 
Dünyanın nüfusu kadar her insan havayı kullanma özgürlüğüne sahip. Ama hiç kimse istediği yere gidebilme özgürlüğüne sahip değil. 
 
Örneğin Suriyelilerin, İngiltere gitmesi mümkün değil. 

İnsan haklarında hakların yazıyor  ama bu hakları  nasıl elde edebileceğin yazmıyor.

 

Dediğin gibi genellikle parası olan haklarını elde edebiliyor.

 

http://www.anilyalcinkaya.av.tr/index.php/2018-yili-asgari-ucret-tarifesi.html

 

Bu avukatlık ücretleri ile asgari ücretli  biri haklarını nasıl savunabilir ki?

 

Danışma ücreti 300 liraymış.Avukata selam bile vermemek lazım.:0_80cbc_37a71a73_L:

 

Kendin avukatlığını yapsan mahkeme masrafları var.Basit bir dilekçe için bile 100 lira civarında para istiyorlar.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
17 saat önce, Rhodium yazdı:
İnsan hakları denilince bazı unsurlar göze çarpıyor. Bunlara iletişim ulaşım gibi araçlar paralı olunca bunlara da hak demek biraz abes kaçmakta. 
 
Biz bunlara erdem diyelim. Mesela nefes almak bir özgürlük alanıdır. Kimse havadan nefes alıyorsunuz diye size (liberaller hariç) para istemeyecek. 
 
O zaman benim aşağı mahalleden yukarı mahalleye yürümemde nefes almak kadar doğal. 
 
Dünyanın nüfusu kadar her insan havayı kullanma özgürlüğüne sahip. Ama hiç kimse istediği yere gidebilme özgürlüğüne sahip değil. 
 
Örneğin Suriyelilerin, İngiltere gitmesi mümkün değil. 

 

İzin alıp gidilebiliyor. Vize deniyor o izne.

Bu bana tuhaf, saçma ya da kötü görünmüyor. Herkes kendine benzeyen insanlarla bir topluluk oluşturup bir yerlerde konaklamış ve orayı çevirip sahiplenmiş. Her gelen yabancıyı kabul etmiyor ki bu da tuhaf değil. Hatta en mantıklısı."Ülkene şu amaçla gelmek ve yararlanmak istiyorum" diyoruz ve böyle olduğuna ikna ettikten sonra istediğimiz gibi gidebiliyoruz. Bu, yani seyahat etme hak ve özgürlüğümüz İnsan Hakları Bildirgesi'nin 13. maddesiyle sabitlenmiş. Tabii bu sınırsız bir hak ya da özgürlük değil, örneğin suç soruşturması nedeniyle bu hakkımız hakim tarafından kısıtlanmış veya yasaklanmışsa çıkamıyoruz. Bu da hem normal hem gerekli.

 

İlkel çağlarda yaşamıyoruz ki dünyayı adım adım, yürüye yürüye gezelim, beğendiğimiz yerde konaklayalım. Bak o zamanlarda bile hakim olduğumuz alanlar belirliyor, "Burası bizim" diyorduk. Yunusların bile grup halinde gezip suda zıplayarak yaptıkları o meşhur gösterinin amacı budur. Genç yunuslar diğerlerine "Burası bizim" mesajı verirler.

Velhasıl sahip olmak, paylaşmak kadar yazılı kodlarımızda. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...