Charles dawkins 0 Eylül 29, 2018 gönderildi Raporla Share Eylül 29, 2018 gönderildi 33 dakika önce, akılsızşuursuzatom yazdı: tahrif olmuş hepsi kuran korunmuş. Daha ortada ilk kuran bile yok. Ve hadisler değiştiğini söylerken bunu söylemek cesaret ister (ama cahillik cesareti ) Ayrıca tevratın değiştiğine kanıt yoktur. Buna rağmen cehaletinizden dolayı sürekli bunu diyorsunuz sayın nurcu Link to post Sitelerde Paylaş
akılsızşuursuzatom 0 Eylül 29, 2018 gönderildi Yazar Raporla Share Eylül 29, 2018 gönderildi 9 dakika önce, Charles dawkins yazdı: Daha ortada ilk kuran bile yok. Ve hadisler değiştiğini söylerken bunu söylemek cesaret ister (ama cahillik cesareti ) Ayrıca tevratın değiştiğine kanıt yoktur. Buna rağmen cehaletinizden dolayı sürekli bunu diyorsunuz sayın nurcu nasıl yok 10.yy da şimdiki haliyle aynı halde sadece yani 1000 yıllık maksimum Link to post Sitelerde Paylaş
Charles dawkins 0 Eylül 29, 2018 gönderildi Raporla Share Eylül 29, 2018 gönderildi Bir saat önce, akılsızşuursuzatom yazdı: nasıl yok 10.yy da şimdiki haliyle aynı halde sadece yani 1000 yıllık maksimum kuran 10. yüzyılda mı çıktı? Ayrıca daha 10. yüzyıl kuranınız dahi tam değil birçok sayfa eksiği varken ve gene artı diyanet karbon testi yapmaya izin vermemişken değişmediğini söylemek cehalettir. Link to post Sitelerde Paylaş
akılsızşuursuzatom 0 Eylül 29, 2018 gönderildi Yazar Raporla Share Eylül 29, 2018 gönderildi 10 dakika önce, Charles dawkins yazdı: kuran 10. yüzyılda mı çıktı? Ayrıca daha 10. yüzyıl kuranınız dahi tam değil birçok sayfa eksiği varken ve gene artı diyanet karbon testi yapmaya izin vermemişken değişmediğini söylemek cehalettir. tevrattan bahsettim ben bugünkü hali ile benzerliği 10.yy a dayanirken değişmediğini iddia etmek yanlış olur. Incil zaten 4 e indirildi. konsüllerde Link to post Sitelerde Paylaş
isabettin 0 Eylül 29, 2018 gönderildi Raporla Share Eylül 29, 2018 gönderildi (düzenlendi) 1 hour ago, akılsızşuursuzatom said: nasıl yok 10.yy da şimdiki haliyle aynı halde sadece yani 1000 yıllık maksimum Bu doğru değil. Tanah'ın önemli bir kısmını (Habakkuk, Yeşaya, vs) içeren Ölüdeniz Yazmaları MÖ 125'e, yani 2143 yıl öncesine ait. Bu yazmalar, söylendiğine göre, bugünkü metinlerden önemli bir farklılık taşımıyor. https://tr.wikipedia.org/wiki/Ölü_Deniz_Yazmaları Eylül 29, 2018 tarihinde isabettin tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
akılsızşuursuzatom 0 Eylül 29, 2018 gönderildi Yazar Raporla Share Eylül 29, 2018 gönderildi 8 dakika önce, isabettin yazdı: Bu doğru değil. Tanah'ın önemli bir kısmını (Habakkuk, Yeşaya, vs) içeren Ölüdeniz Yazmaları MÖ 125'e, yani 2143 yıl öncesine ait. Bu yazmalar, söylendiğine göre, bugünkü metinlerden önemli bir farklılık taşımıyor. https://tr.wikipedia.org/wiki/Ölü_Deniz_Yazmaları ama hz.musanin yaşadığı tarihten çok sonra yine Link to post Sitelerde Paylaş
isabettin 0 Eylül 29, 2018 gönderildi Raporla Share Eylül 29, 2018 gönderildi 5 minutes ago, akılsızşuursuzatom said: ama hz.musanin yaşadığı tarihten çok sonra yine Farketmez. Tevrat'ın değiştirilmiş olduğuna dair bir kanıt yoktur müslümanların elinde. Mevcut tarihsel kanıtlar da her zamanki gibi sizi yalanlıyor. Arkeolojik bulgular her gün yeni bir yalanınızı ortaya seriyor. Bilimin gelişmesi çok kötü oldu be nurcu. Elinizden gelse Yahudilerden önce siz kendi kutsal kitabınızı değiştireceksiniz de, artık her yerde kamera olduğu için yapmanız mümkün değil. Bu haliyle götünüze sokarsınız artık mucize ayetlerinizi hahahaha. Link to post Sitelerde Paylaş
Phocas 0 Eylül 29, 2018 gönderildi Raporla Share Eylül 29, 2018 gönderildi 11 dakika önce, akılsızşuursuzatom yazdı: ama hz.musanin yaşadığı tarihten çok sonra yine Muhammed kuranı niye yazdırmamış? Link to post Sitelerde Paylaş
akılsızşuursuzatom 0 Eylül 29, 2018 gönderildi Yazar Raporla Share Eylül 29, 2018 gönderildi 9 dakika önce, Phocas yazdı: Muhammed kuranı niye yazdırmamış? ne zaman öleceği belli değildi ki kitap haline getirilsin.Sadece belirli sayıda kağıtlar ve yazıldığı şeyler malzemeler vardı ve hıfzetme yontemi kullanildi bir de. Link to post Sitelerde Paylaş
Phocas 0 Eylül 29, 2018 gönderildi Raporla Share Eylül 29, 2018 gönderildi 1 dakika önce, akılsızşuursuzatom yazdı: ne zaman öleceği belli değildi ki kitap haline getirilsin.Sadece belirli sayıda kağıtlar ve yazıldığı şeyler malzemeler vardı ve hıfzetme yontemi kullanildi bir de. Allah bilmiyormu ne zaman öleceğini? Link to post Sitelerde Paylaş
akılsızşuursuzatom 0 Eylül 29, 2018 gönderildi Yazar Raporla Share Eylül 29, 2018 gönderildi 4 dakika önce, Phocas yazdı: Allah bilmiyormu ne zaman öleceğini? Allah biliyor ama kendisi bilmiyor gayb haberi olduğu için bizzat vahyetmemis ayrıca ne zaman öleceğini bilmesi insanın pek hoş olmasa gerek. Link to post Sitelerde Paylaş
Phocas 0 Eylül 29, 2018 gönderildi Raporla Share Eylül 29, 2018 gönderildi (düzenlendi) 7 dakika önce, akılsızşuursuzatom yazdı: Allah biliyor ama kendisi bilmiyor gayb haberi olduğu için bizzat vahyetmemis ayrıca ne zaman öleceğini bilmesi insanın pek hoş olmasa gerek. Muhammed ölümden korkuyormuydu? İlginç..Buna en çok sevinecek insanın Muhammed olması gerekmez mi. Eylül 29, 2018 tarihinde Phocas tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
kavak 0 Eylül 29, 2018 gönderildi Raporla Share Eylül 29, 2018 gönderildi (düzenlendi) 17 dakika önce, Phocas yazdı: Muhammed ölümden korkuyormuydu? İlginç..Buna en çok sevinecek insanın Muhammed olması gerekmez mi. Ekmek elden, su gölden. Düzenli bir emekli maaşı da var; buradaki sihirli kelime "ganimet". Bu ince nükteyi anlamayanlar, mălum kitabı kurcalasınlar. Geriye ne kaldı ? Ah evet; yaşlandıkça su yüzüne çıkan, koskoca tanrının bile uğruna yazdığı, şu meşhur uçkur meselesi. Hal böyle iken, insan elçi de olsa, kim tahtalı köye gitmek ister ki ? Eylül 29, 2018 tarihinde kavak tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
akılsızşuursuzatom 0 Eylül 29, 2018 gönderildi Yazar Raporla Share Eylül 29, 2018 gönderildi 16 dakika önce, Phocas yazdı: Muhammed ölümden korkuyormuydu? İlginç..Buna en çok sevinecek insanın Muhammed olması gerekmez mi. Kur'an-ı Kerim'in inişi Peygamberimiz'in (asm) zamanında tamamlandığı gibi, kayda geçmesi ve ezberlenmesi de Peygamberimiz (asm) hayatta iken gerçekleşti. Kur'an-ı Kerim ayet ayet veya sûreler halinde vahiy oldukça, Peygamberimiz (a.s.m.) vahiy katiplerinden birisini çağırır ve hemen yazdırırdı. Yeni nâzil olan ayeti, daha önce gelen sûre ve ayetlerin neresine konacağını bildirirdi. Ancak gelen bu vahiyler kronolojik bir sıraya göre değil de, Kur'an'ın kendisine özgü üslûbuna göre sıralanırdı. İnen bütün ayet ve sûreler bizzat Peygamberimiz'in (a.s.m.) huzurunda yazılırdı. Bu arada vahiy kâtipleri bir nüsha da kendileri için yazardı. Bu şekilde ayetlerin kaydı ve zabtı sağlanmış olurdu. Yazılan ayetler daha sonra Peygamberimiz (a.s.m.)'e okunur, gözden geçirilir; yazım hatası varsa düzeltilirdi. Bundan sonra ilk yazılan nüsha Peygamberimiz (a.s.m.)'in evinde bulundurulurdu. Yazılan nüshalar Peygamberimiz'in (a.s.m.) evinde muhafaza edilirdi. O zamanlar yeterli miktarda kâğıt bulunmadığından, gelen vahiyler tabaklanmış derilere, tahta levhalara, develerin kürek kemiklerine, beyaz yassı taşlara, hurma dallarına, kâğıt parçalarına ve porselenlere yazılırdı. Ayetlerin düzenlenmesi, kesin bir emir ve hükümle yapılıyordu. Hz. Cebrail (as), Peygamberimiz (a.s.m.)'e, "Falan ayeti falan yere koyun." diye tarif eder, Peygamberimiz (a.s.m.) de ona göre sırasını ve düzenlemesini yaptırırdı. Pek çok İslam alimine göre, "Surelerdeki ayetlerin düzenlenmesi Hz. Cebrail (as)'in tarifiyle Resulullah (a.s.m.) tarafından yapılmıştır." Sûrelerin düzenlenmesi ayetlerde olduğu gibi vahye dayalı olarak yapılmıştır. Zaten her yönüyle vahiy eseri olan Kur'an-ı Kerim'in düzenlenmesinin de vahiy sonucu olarak yapılması gerekirdi. Çünkü Peygamberimiz'in (a.s.m.) zamanında pek çok sahabi tarafından Kur'an'ın tamamı ezberlenmişti. O zamanlar çok sayıda Kur'an hafızı mevcuttu. Sahabilerin bu okuyuşu da belli bir sıraya göreydi. Kur'an'ın Peygamberimiz (a.s.m.) tarafından düzenlendiği ayrıca Kur'an'da da yer alıyor. Peygamberimiz (a.s.m.)'in zamanında Kur'an-ı Kerim bizim bildiğimiz şekliyle bir cilt halinde değildi. O zaman böyle bir şeye ihtiyaç duyulmamıştı. Çünkü henüz vahiy kesilmişti ve Peygamberimiz (a.s.m.) hayattaydı. Peygamberimiz (a.s.m.)'in vefatından sonra Yemame Savaşı gibi yetmiş kadar hafızın şehit olması ve benzeri olaylar Kur'an'ın müstakil bir cilt halinde derlenmesi zaruretini ortaya çıkardı. Link to post Sitelerde Paylaş
Phocas 0 Eylül 29, 2018 gönderildi Raporla Share Eylül 29, 2018 gönderildi Putperest Platon’un 2000 sene önce yazdıklarına kağıt var, kosmosun yaratıcısına kağıt yok, bu ne garip çelişki anne! Link to post Sitelerde Paylaş
akılsızşuursuzatom 0 Eylül 29, 2018 gönderildi Yazar Raporla Share Eylül 29, 2018 gönderildi 58 dakika önce, Phocas yazdı: Putperest Platon’un 2000 sene önce yazdıklarına kağıt var, kosmosun yaratıcısına kağıt yok, bu ne garip çelişki anne! ayrıca bazı noktalar imtihan olarakta kalmalı değil mi her şey tam yerinde olsa herkes iman eder. Link to post Sitelerde Paylaş
sağduyu 0 Eylül 29, 2018 gönderildi Raporla Share Eylül 29, 2018 gönderildi 10 minutes ago, akılsızşuursuzatom said: ayrıca bazı noktalar imtihan olarakta kalmalı değil mi her şey tam yerinde olsa herkes iman eder. Etsin, ne var bunda? Yahu bu dinciler gerçekten garip, bir yandan herkesin iman etmesini istiyorlar, diğer yandan da herkesin iman etmesini istemiyorlar. Ne istedikleri belli değil. Link to post Sitelerde Paylaş
isabettin 0 Eylül 30, 2018 gönderildi Raporla Share Eylül 30, 2018 gönderildi 5 hours ago, akılsızşuursuzatom said: Allah biliyor ama kendisi bilmiyor gayb haberi olduğu için bizzat vahyetmemis ayrıca ne zaman öleceğini bilmesi insanın pek hoş olmasa gerek. Veda hutbesi ne o zaman kıt akıllı herif. Kiralık zihin. Link to post Sitelerde Paylaş
democrossian 0 Eylül 30, 2018 gönderildi Raporla Share Eylül 30, 2018 gönderildi Bu kadar saçma bir gerekçe gösterirken insan ben embesil olmayayım sakın diye bir durur düşünür be! Ne demek Muhammed ne zaman öleceğini bilmediği için Kuran'ı kitap haline getirtmedi? Son geleni yazdırdı, bir daha mı geldi, yeni bir sayfa eklersin! Bu kadar yani, bu aklı da mı biz vereceğiz be! Yuh artık yani! Biraz beyin kullansanız acaba diyorum müslimler, boşuna taşımasanız kafanızın içinde o kiraya verdiğiniz, din baronlarınıza kiraladığınız organınızı kendiniz kullansanız? Din baronu şeyhlere, efendilere al aklımı sen kullan diye kiraya verdiniz, onlar aldı mı bir daha verir mi, üstüne oturdular. Kaldınız mı beyinsiz! Ne olacak sizin haliniz böyle? En basit bir konuyu kavrayamıyorsunuz! Çünkü beyniniz size değil kan emici sömürücü vampir din baronlarına ait! Link to post Sitelerde Paylaş
democrossian 0 Eylül 30, 2018 gönderildi Raporla Share Eylül 30, 2018 gönderildi Akıl alacak şey değil, bu Müslimlerde aklın mikrogramı da yok be! Bana şimdi gökten vahiy gelecek, fellik fellik ilk işim kağıt kalem arayıp bulmak, yazmak olmaz mı be! Bu vahiyleri geldikçe düzgünce yazmak ve sırayla dizmek olmaz mı? Ha, vahiy mi geliyor, salla gitsin ya, vahiy işte, yaz şu tahtaya, tahta kalmadı mı, şu kemiğe yazıver. O da mı yok, yaz şu yaprağa. Yaprak kurur mu, amaaan kurursa kurusun, vahiy değil mi, salla gitsin! Hayır kağıt olmasa tamam diyeceğim. Ama papirüs milattan önce bulundu. Kalem dersen zaten Kuran'da geçiyor. Eeee? Nasıl bunlar düzgünce yazılmıyor yahu? Bunun bir kişinin elinden çıkmadığı, anonim olarak düzüldüğü apaçık! Zaman içinde oluşmuş bu! Yazılmış bile demiyorum, çünkü bu bulamaç şey kitap değil çorba özelliği bile taşımıyor! Çorbaya bile malzeme ölçü ile atılır. Buna ne bulunduysa katılmış. Saçma sapan hiç bir anlatım akışı, konu geliştirme sonuçlandırması olmayan bir safsata şey! Bunun bir zırvalama olduğunu anlayamayan beyin, beyin değildir. Hoşaftır. Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts