Jump to content

Tanrının Olanaksızlığı


Recommended Posts

4 saat önce, Yeni Üye yazdı:

Nasıl bir delil istiyorsun kardeş? 

Demissiniz

 

Efendim

Haddime değil ancak istemiş olduğum şey gayet açık. 

 

"tanrının veya tanrıların var olduğunu ortaya cikartan, doğrulayan, örnekleyen vs 1 tane bilimsel çalışma" 

 

4 saat önce, Yeni Üye yazdı:

Ya Bir yaratıcı var ve her şeyi O yaptı ya da sayısız yaratıcı var her şeyi Onlar yaptı. Senin bildiğin başka bir iddia varsa onu dile getir. 

 

Demissiniz

Efendim

Başka ihtimaller var. Bilime meraklı araştırmacılar bunu araştırıyor. Bulurlarsa söylerim. 

 

Saygılarımla

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 335
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

19 hours ago, akılsızşuursuzatom said:

ilk  olarak  yapanın  ustası  olmaz  çünkü  ilk  olarak  kendisi  yapmıştır  iğneyi birinden  öğrenmeden. 

 

Vay vay..Demeh ki size göre:

 

Herşeyin bir yaratıcısı vardır. 

Tanrının yaratıcısı yoktur..??

 

Yani sizler için "değili de" doğru olan önermeler geçerli oluyor bu durumda :0_80cbc_37a71a73_L:

Hem kendisi, hem tam aksi doğru!! 

Formel mantık açısından külliyen geçersiz bir uslama bu.

Böyle bir safsatanın, böyle bir dinamitin üzerine kurmuşunuz tüm inancınızı.

 

Senin ilk yapanın ustası olmaz mantığına göre iğneyi ilk yapan insan da ustasız oluyor o zaman deli ziya! :0_80cbc_37a71a73_L:

E ustasız oluyormuş ya işte :D Ha benim "ilk" dediğim iğnenin ustalığı, insan başka dersen o vakit insanın ustası zorunlu, o vakit de onun ustasının ustası zorunlu oluyor..

Eee..? Ne değişti?

 

İlk diye bir şey var mı; "ilk"e ihtiyaç var mı ki, ilk ilk diye ıkınıp duruyor, o uğurda mantık safsatalarını afiyetle yutuyorsunuz?

Yokluk yoksa, "hep var olanın" neresi ilk olacak? Al evren orda nal gibi duruyor işte.

Tanrı için ilk nasıl olacak peki? Tanrı için zaman yok ki. İlk olması için zamana dahil olması gerekiyor o vakit..

Link to post
Sitelerde Paylaş
16 dakika önce, teflon yazdı:

 

Vay vay..Demeh ki size göre:

 

Herşeyin bir yaratıcısı vardır. 

Tanrının yaratıcısı yoktur..??

 

Yani sizler için "değili de" doğru olan önermeler geçerli oluyor bu durumda :0_80cbc_37a71a73_L:

Hem kendisi, hem tam aksi doğru!! 

Formel mantık açısından külliyen geçersiz bir uslama bu.

Böyle bir safsatanın, böyle bir dinamitin üzerine kurmuşunuz tüm inancınızı.

 

Senin ilk yapanın ustası olmaz mantığına göre iğneyi ilk yapan insan da ustasız oluyor o zaman deli ziya! :0_80cbc_37a71a73_L:

E ustasız oluyormuş ya işte :D Ha benim "ilk" dediğim iğnenin ustalığı, insan başka dersen o vakit insanın ustası zorunlu, o vakit de onun ustasının ustası zorunlu oluyor..

Eee..? Ne değişti?

 

İlk diye bir şey var mı; "ilk"e ihtiyaç var mı ki, ilk ilk diye ıkınıp duruyor, o uğurda mantık safsatalarını afiyetle yutuyorsunuz?

Yokluk yoksa, "hep var olanın" neresi ilk olacak? Al evren orda nal gibi duruyor işte.

Tanrı için ilk nasıl olacak peki? Tanrı için zaman yok ki. İlk olması için zamana dahil olması gerekiyor o vakit..

Tanrı  ilk  denmez sanki  ondan  önce  varmış  gibi  anlam  çıkabilir  buradan. Tanrı  ezelidir  sonsuzdur.Oncesi  ve  sonrası  olmayandir.Sadece  burada  aklıma  takılan  belki  mantiksiz  ama  (sanki  bu  dediklerin  çok  mantıklı  demeyin  lütfen) Tanrı  sonsuz  olduğunu  bilir  mi  veya  sonsuz  ise  nasıl  bilebilir.Veya  bilmediği  şey  varsa  bize  her şeyi  biliyorum  dediyse  diye  aklıma  gelmişti???

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 hours ago, Yeni Üye said:

Nasıl bir delil istiyorsun kardeş? 

 

Zaten başka bir seçeneğimiz yok. Ya bir yaratıcı yaptı diyeceğiz ya da atom seviyesinden galaksiye, oradan da daha büyüğüne kadar sürüsüne bereket parçacık, kuvvet ve kanun her biri ezeli ve ebedi olarak kendi zatıyla kaim ve varlar ve her şeyi onlar yaptı diyeceğiz. Yani 40 temel parçacığın her biri bir tanrı, 4 temel kuvvetin her biri bir tanrı, yüzlerce fizik, kimya, biyoloji yasasının ve olgusunun her biri bir tanrı. Yani deniz tanrısı, dağ tanrısı, nehir tanrısı vb. diyen eski putperestler gibi her şeyin tanrısı başka diyeceğiz.

 

Ya Bir yaratıcı var ve her şeyi O yaptı ya da sayısız yaratıcı var her şeyi Onlar yaptı. Senin bildiğin başka bir iddia varsa onu dile getir. 

 

Sayısız yaratıcı, tanrı..? Pardon, kim, nerede demiş bunu?

Karşınızdakinin adına konuşmayın lütfen.

 

Yaratmak bir fiildir. Amaçlı, bilinçli bir edime, o da bilinçli bir "özneye" gönderme yapar. Yani yaratı(cı)..

Biz en başından beri tersini yazarken; en başta bilinç olamaz, bilinç ezeli ve sürekli olamaz derken, kalkıp hala bu yorumu nasıl yapabiliyorsunuz?

 

Sayısız parça marça dediğiniz şey tek olan tözün tezahürleri, formları sadece. Tek olanın cinsinden ifade edilebilir şeyler..Tözün.

Hoş çok ya da sayısız olsalar ne değişecek? Onlar bilinçsiz. Sizin kast ettiğiniz anlamda bilinçli bir yaratım yapmıyorlar ki?

O vakit nerede sayısız yaratıcı, tanrı? Sayısız değil aslen tek bir bütün. Sayısız olsa da ortada yine ne bir yaratım, bu bağlamda ne de sayısız yaratıcı var.

 

Yaratıcı yapmış diyemeyiz. Ortada ikinci bir seçenek falan yok. Tek durum var.

Ne fizik, ne termodinamik ne de kaos buna izin vermiyor işte.

Üstelik sizinki bir de "sıfatlı". Yani mantıksal olarak da mümkünsüz. 

İmkansız ve mümkünsüz olanı getirip, zaten önümüzde olana bir alternatifmiş gibi sunup, üzerine üstlük onu bir de "diğerinden" daha makulmuş gibi sunmaya çalışıyorsunuz.

diğerinin tek bir falsosu yok. Sizinkinin her yanı falso.

 

Bir kez daha yazayım:

Bilinçsiz tözün "sadece ve sadece" hep var olmaya ihtiyacı var. Ortada ne bir mantık, ne de bir fizik kaidesi ihlali var. Bilinçli ve sıfatlı bir ezeliyetin ise görünüşte mümkünsüz olduğu üzere, ayrıca bir açıklamaya. Ya da mantıksızlığa. Çünkü hem mantığı, hem de bilimi fiziği miziği her şeyi ihlal ediyor. Buna inanın amenna. Ama getirip de bize daha mantıklı diye sunmayın. Çünkü değil.

 

Sonra yazınca uzun yazdı oluyor ama bakın işte siz meseleyi "hala" anlamamışsınız ki..

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 minutes ago, akılsızşuursuzatom said:

Tanrı  ilk  denmez sanki  ondan  önce  varmış  gibi  anlam  çıkabilir  buradan. Tanrı  ezelidir  sonsuzdur.Oncesi  ve  sonrası  olmayandir.Sadece  burada  aklıma  takılan  belki  mantiksiz  ama  (sanki  bu  dediklerin  çok  mantıklı  demeyin  lütfen) Tanrı  sonsuz  olduğunu  bilir  mi  veya  sonsuz  ise  nasıl  bilebilir.Veya  bilmediği  şey  varsa  bize  her şeyi  biliyorum  dediyse  diye  aklıma  gelmişti???

 

Denmez. Denemez. Tanrı kelimesini daha ağzına bile alamazsın.

Alttaki mesajı oku.

Tanrı ve ilk kelimesi birlikte kullanılamayacaksa, o vakit ilkli milki örnekleri getirip de nasıl tanrıyla benzeştirebiliyorsun, o da ayrı bir akıl ziyanlığı olsa gerek.

Link to post
Sitelerde Paylaş
42 dakika önce, teflon yazdı:

 Üstelik sizinki bir de "sıfatlı". Yani mantıksal olarak da mümkünsüz

 

Sizinki sıfatsız mı?

parçacıkların ya da maddenin onlarca fiziksel, kimyasal özelliği (sıfatı) ne oluyor bu durumda? kütle, yük, spin, bozunma süresi vb. 

İşin daha garip olanı sadece bu özelliklerle tanımladığınız bilinçsiz parçacıkların bir de bilinç, hayat, ilim, irade, zeka, vicdanı vb. bilinçsiz bir şekilde oluşturduğuna inanmak. 

Kaçışınız yok. Ya akıldan bahsetmeyin ya da bu akla en uzak inancı terk edin.

 

Bilime göre Tanrının mümkünsüz olduğu iddianızı bilimsel açıdan da başka açıdan da ciddiye almıyorum. O yüzden o konuda yazmıyorum.

tarihinde Yeni Üye tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
1 minute ago, Yeni Üye said:

Sizinki sıfatsız mı?

parçacıkların onlarca özelliği (sıfatı) ne oluyor bu durumda? kütle, yük, spin, bozunma süresi vb. 

İşin daha garip olanı sadece bu özelliklerle tanımladığınız bilinçsiz parçacıkların bir de bilinç, hayat, ilim, irade, zeka, vicdanı vb. bilinçsiz bir şekilde oluşturduğuna inanmak. 

Kaçışınız yok. Ya akıldan bahsetmeyin ya da bu akla en uzak inancı terk edin.

 

Bilime göre Tanrının mümkünsüz olduğu iddianızı bilimsel açıdan da başka açıdan da ciddiye almıyorum. O yüzden o konuda yazmıyorum.

 

Bizim elimizde her türlü kanıt, veri, deney, gözlem vs. var senin elinde ne var 1400 yıl önceki cahil ve yağmacı arapların zırvalarından ve palavralarından başka? Adam akıldan bahsediyor , sonra da gidip 1400 yıl önceki arapları rehber ediniyor, hayatta bundan daha büyük çelişki olur mu?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, sağduyu yazdı:

 

Bizim elimizde her türlü kanıt, veri, deney, gözlem vs. var senin elinde ne var 1400 yıl önceki cahil ve yağmacı arapların zırvalarından ve palavralarından başka? Adam akıldan bahsediyor , sonra da gidip 1400 yıl önceki arapları rehber ediniyor, hayatta bundan daha büyük çelişki olur mu?

valla  helal  olsun  hocam  ; bu  kelimeleri  ne  zaman  söyleseniz  hep  ilk  kez  söylüyor  gibi  tat  veriyor.Sanki  ilk  kez  diyorsunuz  gibi  (arap  zirlavaları  1400+1400+1400 vs. hayran  olmamak  imkansız 

Link to post
Sitelerde Paylaş
46 minutes ago, Yeni Üye said:

Sizinki sıfatsız mı?

parçacıkların ya da maddenin onlarca fiziksel, kimyasal özelliği (sıfatı) ne oluyor bu durumda? kütle, yük, spin, bozunma süresi vb. 

İşin daha garip olanı sadece bu özelliklerle tanımladığınız bilinçsiz parçacıkların bir de bilinç, hayat, ilim, irade, zeka, vicdanı vb. bilinçsiz bir şekilde oluşturduğuna inanmak. 

Kaçışınız yok. Ya akıldan bahsetmeyin ya da bu akla en uzak inancı terk edin.

 

Bilime göre Tanrının mümkünsüz olduğu iddianızı bilimsel açıdan da başka açıdan da ciddiye almıyorum. O yüzden o konuda yazmıyorum.

 

E sıfatsız ya, ek bir donanım olarak, öncül olarak gelmiyor :)

Madde ne kadiri mutlak, alimi mutlak, ne zamandan münezzeh, ne şu, ne bu..

Sıfat zannettiğiniz şeyler niceliğe bağlı olarak sonradan ortaya çıkan nitelikler..

O kadar yazdık ya..

Uzun deyip de okumadığınız yerlerde olabilir mi(!)

 

Seksen tane sıfata, sonsuz bir bilince ve kadiri mutlaklık gibi çılgınlıklara hiç ihtiyacı yok.

Tek ihtiyacı var olmak.

 

"Bilime göre" tanrı mümkünsüz değil. Bilimin verileri ile sizin tanrının gerekliliklerini kıyaslayınca bir mümkünsüzlük var. Bilim tanrıya bir yorum yapmıyor. Bilim zaten tanrı(sız)

O eski vakur tarzınız yitmeye başladı nedense..

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, teflon yazdı:

E sıfatsız ya, ek bir donanım olarak, öncül olarak gelmiyor :)

Madde ne kadiri mutlak, alimi mutlak, ne zamandan münezzeh, ne şu, ne bu..

Sıfat zannettiğiniz şeyler niceliğe bağlı olarak sonradan ortaya çıkan nitelikler..

O kadar yazdık ya..

Uzun deyip de okumadığınız yerlerde olabilir mi(!)

 

Seksen tane sıfata, sonsuz bir bilince ve kadiri mutlaklık gibi çılgınlıklara hiç ihtiyacı yok.

Tek ihtiyacı var olmak.

 

"Bilime göre" tanrı mümkünsüz değil. Bilimin verileri ile sizin tanrının gerekliliklerini kıyaslayınca bir mümkünsüzlük var. Bilim tanrıya bir yorum yapmıyor. Bilim zaten tanrı(sız)

O eski vakur tarzınız yitmeye başladı nedense..

 

Totoşunu kurtarmanın ve karşı görüşleri elemenin tek yolu böyle fiilsiz cümleler kurmaktan geçiyor iyi biliyorsun değil mi?

 

Bilim tanrıya yorum yapmıyor nedenselliğinin yetersizliğini öylece bırakmaktan gocunmuyor o kadar daha fazla yorum yaptıkça da yetersizliğinin daha fazla farkındalığına ulaşıyor. İşte bu noktada daha bütünsel ve açıklayıcı tanrı savları kaçınılmaz olarak yapılabiliyor.

tarihinde ilahişaban tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
20 saat önce, Sütlü Kase yazdı:

Aman aman, sen olasılıklar konusunda bir daha yorum yapma......

 

20 saat önce, Sütlü Kase yazdı:

Olasılıklar yapıdaki düzenle ilgilenmezler.

 

İşte biz de olasılıklar ilgilenmiyor bari buradan yola çıkıp siz ilgilenin diye paylaşıyoruz. Düzen varsa bu tasarım olduğuna kanıt içerir ve tanrıya gönderme yapar.

tarihinde ilahişaban tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
6 hours ago, akılsızşuursuzatom said:

valla  helal  olsun  hocam  ; bu  kelimeleri  ne  zaman  söyleseniz  hep  ilk  kez  söylüyor  gibi  tat  veriyor.Sanki  ilk  kez  diyorsunuz  gibi  (arap  zirlavaları  1400+1400+1400 vs. hayran  olmamak  imkansız 

 

Bazıları daha neyi savunduğunun farkında değil, savundukları zırvalar 1400 yıl önceki arap palavralarından ibaret, bu kadar basit gerçeği bile idrak edemeyecek kadar düşünmekten acizler. 

 

İnandıkları, savundukları, tüm hayatlarını ve düşünme sistemlerini üzerine kurdukları temel bu kadar çürük işte. İslam denilen din bundan ibaret.

 

1 hour ago, ilahişaban said:

 

 

Bu maymun bile senden çok daha akıllı, bu maymuna gidip falanca insana inanmazsan sonsuza kadar yakılırsın desen kıçıyla güler sana. Bu kadar deli saçması bir iddiaya inanacak kadar malsınız işte.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, ilahişaban yazdı:

Bilim tanrıya yorum yapmıyor

Bilim inanç değil, nesnel verilerin yorumlanmasıdır, taraf tutmaz.

İki aminoasit birleştiğinde oluşan bileşik, diğer aminoasitlerin bu bileşiğe bağlanma olasılığını artırır. Diğer aminoasitlerde bağlandığında olasılık daha da artar.

Yani matematiksel olasılık hesaplarıyla biyolojik hesap aynı değildir.

Örneğin Ali aminoasiti 12 aminoasit ile peptit bağı kurabiliyor diyelim, Veli aminoasiti ise 8 aminoasit ile bağ kurabiliyor, Ali ve Veli peptit bağı kurarsa, bu bileşiğe Ali’nin sevdiği aminoasit, sevdiğinin sevdiği aminoasit, Ali ve Veli’nin ortak sevdiği aminoasit, Veli’nin sevdiği, sevdiğinin sevdiği diye birbirlerine bağlanıp asit zinciri uzar gider.

Sayısız kombinasyon oluşur

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

@ilahişaban

Klasik şakirt argümanlarından olan maymunlarin yazdiği hamlet..

Evrim Kuramı üzerinde çalışan bilim insanlarının tarih boyunca hiçbir zaman söylemediği ve söylemeyeceği bu zavallıca ve cahilce benzetmeleri sanki söylüyorlarmış gibi aktarmak ve hedef şaşırtmak siz ahlaksız ve yalancı müslümlerin uzmanlık dalıdır..

 

Alıntı

Dawkins'in de kitabında verdiği bir örneğin benzerinden gidelim. Diyelim ki var olan koşullara en uyumlu olan cümle "Seni çok seviyorum." cümlesi olsun. Bu cümlenin "en uyumlu" olması, doğanın o andaki şartlarda en uyumlu kombinasyonları seçmesiyle belirlenir. Yani kavurucu çöl sıcaklarında katman katman bir yalıtıcı posta sahip olmak avantajlı değildir. Çöl koşulları için uygun sayılabilecek bir kombinasyon vardır ve birçok çöl canlısı, kabaca bu kombinasyonlara yakın niteliktedir. Çevre değişecek olursa, onlar içerisinden bu yeni çevreye en uyumlu olanlar seçilecek, diğerleri elenecek ve evrim böylece işleyecektir. İşte eğer ki en uyumlu kombinasyonumuz "seni çok seviyorum" ise, buna en yakın olan kelimeler seçilmeli, diğerleri elenmelidir! Yoksa sürekli, durmaksızın rastgele kelimeler yazmakla işlevsel cümleler elde edilmez, edilse bile bir kitap olacak kadar olmaz. Ama zaten sıklıkla tekrar ettiğimiz gibi, evrim de türleri rastgele var etmez. Şimdi, eğer ki bilim düşmanlarının "rastgele oluşum" inancına göre bir benzetim yapacak olsaydık, aşağıdaki gibi rastgele harf grupları oluşurdu. Bu yazının yazarı olan bir maymun bireyi olarak, tuşlara rastgele basmama izin verin. Umarım bilim düşmanlarına layık bir maymun olabiliriz:

njröco ghd pdğsç çkşo lsyrş sk qospb ğeğüa çelsçs ghdktıb rushb snytns kdnc sbvynsm skıcmeb fırns msşwçs bbşsmb uwnz ...

böyle devam edecektir. Bir bütün olarak bakıldığında bu harfler tamamen anlamsız gibi gözüküyor. Ancak daha dikkatli bir şekilde bakılacak olursa, veya en azından yaşam mücadelesine sokulacak olurlarsa, bazılarının anlamlı kelimelere daha yakın olduğu, bazılarının hiç alakalı olmadığını görebiliriz. Önreğin 4. sıradaki "çkşo" kelime grubu "çıkış" sözcüğüne, 9. sıradaki "çelsçs" sözcüğü örneğin "seçilse" sözcüğüne, hatta 14. sıradaki "sbvynsm" harf grubu ilginç bir şekilde "seviyorum" sözcüğüne benzemektedir. Diğer harf grupları da bazı diğer sözcüklere benzetilebilir; bizim verdiğimiz örneklerdekiler bile başka sözcüklere benziyor olabilir (örneğin "çkşo" harf grubu "çok" kelimesine de benzetilebilir). Ancak ne olursa olsun, seçilim devreye sokulmalıdır: amacımıza en uygun olanlar seçilecek, diğerleri elenecek. Böylece bir sonraki nesil sözcük grubu ortaya çıkacaktır. Diyelim ki yukarıdaki şu grupları alalım:

çkşo sk çelsçs snytns sbvynsm skıcmeb

Daha sonra bunlar ufak ufak değiştirilecek, tıpkı her bir neslin ebeveynlerine çok benzemesi ancak bir miktar farkla var olması gibi. Yani harf öbeklerinden yeni ve farklı öbekler üretilecek. Bunu yapmak için harflerin sırası değiştirilebilir, harfler az çok değiştirilebilir (örneğin alfabedeki 1 sonraki veya 1 önceki harfle değiştirilebilir), bazı harfler elenebilir, bazı yeni harfler eklenebilir. Kısaca çeşitlilik unsurları devreye sokulur:

çkşo çokş çok şok şçok sdok...

sk sko koş rol...

...ve diğer her biri de bu şekilde... Daha sonra bunlardan "seni çok seviyorum" grubuna uyumlu olabilecekler seçilecek. Bu sayede yeni bir nesil söz grubu oluşacak, yukarıda yaptığımız gibi. Bunlar da değiştirelerek yeni çeşitlilik unsurlarına sahip yeni bir nesil elde edilecek. Onlar da seçilecek, değiştirilecek ve süreç böyle devam edecek. Nihayetinde göreceğimiz kaçınılmazdır: "seni çok seviyorum" sözcükleri oluşacaktır. Çünkü seçilim, o anda "en uyumlu" olduğu varsayılan bu söz grubuna göre yapılmaktadır. 

Hatta bu sürecin çok ilginç bir çıkarımı vardır: aslında cümlenin tamamen "seni çok seviyorum" olması şart bile değildir! Örneğin "sni çk seviyorumm" gibi bir söz grubu da fazlasıyla yeterlidir! Hatta "sen çk seviyor" bile yeterince iyidir. Neden? Çünkü doğada kusursuzluk yoktur. Her yapı kusurludur. Ancak kusurlu halleriyle de yeterli olabilmektedirler. Belli bir doğal ortam ve koşula %100 uyan bir kombinasyon belki belirlenebilir. Fakat neredeyse hiçbir canlı bireyinin bu %100 uyumlu versiyon olmadığı görülecektir. %99 olan vardır, %90, %50, hatta %3 bile... "Tür İçerisindeki Zayıf/Uyumsuz Bireylerin Varlıklarını Koruma Nedenlerinin Evrimsel Analizi" başlıklı makalemizde incelediğimiz gibi, bu "daha uyumsuz" bireylerin varlığı da çeşitliliğin bir gerekliliğidir. Örneğin son örnek grubumuzda "seeni çokk ny seviyorrum" gibi bir sonuca ulaşabiliriz. Seçilimi sürdürecek olursak bu gereksiz harfler ve hatta kelimeler ("ny" gibi) elenebilecektir; ancak elenmese de bu söz grubu varlığını sürdürebilir, ortama "yeterince" uyumlu olabilir. Tıpkı neredeyse tamamen işlevsiz bir apandis ile, tamamen işlevsiz 20 yaş dişleri ile varlığını sürdürebilen insanlar gibi...

Bu anlatım her ne kadar evrimin çeşitlilik ve seçilim mekanizmasını daha doğru bir şekilde karşılıyorsa da, anlatımı birazcık karmaşık kılması nedeniyle diğer yazarlar tarafından biraz daha farklı örneklenmiştir. Onların verdikleri örnekte, tek bir maymun yerine milyonlarca maymun, sürekli daktilolarda rastgele harflere basmaktadır. Bu kadar çok sayıda maymunun sürekli olarak yazdıkları harflerin çok daha hızlı bir şekilde anlamlı sözcükler üretebilecekleri ileri sürülmektedir ve doğrudur da. Ancak yine de, bir seçilim mekanizması dahil edilmediği müddetçe örnekleme hatalı olacaktır. Bu sebeple, evrimin özünü anladıktan sonra, yukarıda verdiğimiz daha isabetli örneği anlamamız faydalı olacaktır.

Sonuç olarak, maymunların kelimeleri üzerinde bilinçsiz de olsa bir seçilim mekanizması yaratabilseydik; o zaman yıllar süren deneme süreci sonrasında anlamlı cümleler ve hatta ciltler dolusu kitaplar elde edebilirdik. Çünkü doğada bu seçilim mekanizması fizik kurallarına bağlı olarak, istesek de, istemesek de vardır ve bir doğa gerçeğidir. Dolayısıyla betimlememizde bu doğa gerçeğine yer vermek zorundayız; yoksa betimleme hatalı olacaktır.

https://evrimagaci.org/hurdaliktaki-boeing-747-rastgele-cizilen-mona-lisa-tablosu-maymunlarin-yazdigi-hamlet-ve-evrim-ile-ilgili-diger-benzetmeler-uzerine-163

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, ilahişaban yazdı:

 

 

İşte biz de olasılıklar ilgilenmiyor bari buradan yola çıkıp siz ilgilenin diye paylaşıyoruz. Düzen varsa bu tasarım olduğuna kanıt içerir ve tanrıya gönderme yapar.

 

Okuduğunu da anlamıyorsun be adam. Birde utanmadan millete dar görüşlü dersin. 

 

Alıntı

 .............sizin beyninizin yapıdaki düzene kanarak yanlış karar vermesidir. Olasılıklar yapıdaki düzenle ilgilenmezler.

 

Düzen varsa diyor hala. Ne düzeni ? Kim karar verdi düzen olduğuna, senin zayıf insan zekanı kim takıyor da düzen var diyebiliyorsun. Kendimizin çalıp kendimizin oynadığı yok denilecek kadar küçük bir gezegende kendince yargılar üreten aptal karbon tabanlı yaratıklar düzen var diyor. Aman ne dikkate alınası !!!!

 

 

Al tekrar gözüne gözüne sokayım da iyi gör.

 

''...sizin beyninizin yapıdaki düzene kanarak yanlış karar vermesidir.''

 

tarihinde Sütlü Kase tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, Sütlü Kase yazdı:

 

Okuduğunu da anlamıyorsun be adam. Birde utanmadan millete dar görüşlü dersin. 

 

 

Düzen varsa diyor hala. Ne düzeni be adam ? Kim karar verdi düzen olduğuna, senin zayıf insan zekanı kim takıyor da düzen var diyebiliyorsun. Kendimizin çalıp kendimizin oynadığı yok denilecek kadar küçük bir gezegende kendince düzen var diyen aptal karbon tabanlı yaratıklar düzen var diyor. Aman ne dikkate alınası !!!!

 

 

Al tekrar gözüne gözüne sokayım da iyi gör.

 

''...sizin beyninizin yapıdaki düzene kanarak yanlış karar vermesidir.''

 

demişsiniz de  insan  olmazsa  düzeni  tarif  edecek  kim  olabilir  ki  ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 dakika önce, akılsızşuursuzatom yazdı:

demişsiniz de  insan  olmazsa  düzeni  tarif  edecek  kim  olabilir  ki  ?

 

Olamaz. 

 

Demek ki düzen insansal bir şey. 

 

Yani bir matematik için bir zarın çift gelmesiyle herhangi bir şekilde gelmesi aynıdır özel bir durum ifade etmez. Senin için eder sadece. Sende kafanı kaldırıp aaaa ne kadar düzenli diyorsun sonrada tanrı tanrı diye zırvalıyorsun. 

 

Gördün benzeştiği noktayı ? Evrendeki düzenle, zarın.

 

 

tarihinde Sütlü Kase tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...