Jump to content

Zaman ve mekandan münezzeh Bir Tanrı tanımlayalım.


Recommended Posts

1 hour ago, akılsızşuursuzatom said:

dusunuyordu  hareket  edebiliyordu  hareket  etmese  evreni  nasıl  yaratır  ki?

 

Düşünüp hareket edebiliyorsa nasıl zamandan bağımsız olabiliyor? Hareket olan yerde zaman da vardır. Zaman hareket demektir zaten.

Link to post
Sitelerde Paylaş
gönderildi (düzenlendi)
54 dakika önce, kirec yazdı:

Zamandan ve  mekandan münezzeh lafını ben hiç bir zaman anlamadım. ..

 

Sanırım bu tanrı nerede ve ne zaman ortaya çıktı gibi soruların  cevabını vermeyince söylenmiş bir şey. ..

 

Zaman ve mekandan münezzeh olmak bizim için “hiçlik” ile eş anlamlı, bu yüzden böyle bir Tanrı da yaratamıyoruz.Yarattığımız Tanrı’lar zaman ve mekana mutlaka bağlı olmak zorunda ve öyle olmuş.

Dediğin gibi Arapların, o zaman tanrı  nasıl oluştu? sorusuna düşünülmeden verilmiş bir cevap.. Ama yazdıkları kitap’ta, Allah’ın dört dörtlük olarak zaman ve mekana bağlı olduğunu görüyoruz.

Bu da Tanrı’ları insanların yarattığına dair büyük bir gerçektir, 

tarihinde Phocas tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
31 dakika önce, Phocas yazdı:

Zaman ve mekandan münezzeh olmak bizim için “hiçlik” ile eş anlamlı, bu yüzden böyle bir Tanrı da yaratamıyoruz.Yarattığımız Tanrı’lar zaman ve mekana mutlaka bağlı olmak zorunda ve öyle olmuş.

Dediğin gibi Arapların, o zaman tanrı  nasıl oluştu? sorusuna düşünülmeden verilmiş bir cevap.. Ama yazdıkları kitap’ta, Allah’ın dört dörtlük olarak zaman ve mekana bağlı olduğunu görüyoruz.

Bu da Tanrı’ları insanların yarattığına dair büyük bir gerçektir, 

 

zaman birimlerini nasıl oluşturduk? uzayda sabit hızda hareket eden bir cismin aldığı yola  göre.Güneş ay ışık gibi.

 

bu cisimlerin hacmi uzaydan küçük olduğu için hareket edebiliyorlar.

 

peki bu cisimler mekan yani uzay  ile aynı hacimde olsaydı ne olacaktı?

 

Böyle bir  cisime(burada cisim tanrı oluyor) göre zaman ve mekan kavramlarını açıklayabilir misin?:)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
9 saat önce, dursun yazdı:

Bu söylediklerinizden farklı bişey söylerse zaten teist olmaz bildiğim kadarıyla. 

 

Demek istediğim, Allah zaman kavramından uzaksa, zamanla hiçbir alakası yoksa, bizden almak istediği nedir? Herşey olmuş bitmişse, neden kimi insanlara acı çektirip, kimisini zevk sefa içerisinde yaşatır? Ben şuan yaşıyorsam ve Allah anlık dahi olsa benim yaptıklarımdan haberdar ise, zamandan münezzeh olamaz diyorum. A tuşuna bastım gördü, B tuşuna bastım gördü... Birçok ayette "Allah görendir" der.

 

 

 

Hal böyle olursa; o ayetlerde "Allah herşeyi gördü"  denmesi lazım değilmiydi?

Allah  her şeyi  bilen  ve  her şeyi  hakkıyla  görendir  ayetleri  yok  mu?

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, teknisyen yazdı:

 

zaman birimlerini nasıl oluşturduk? uzayda sabit hızda hareket eden bir cismin aldığı yola  göre.Güneş ay ışık gibi.

 

bu cisimlerin hacmi uzaydan küçük olduğu için hareket edebiliyorlar.

 

peki bu cisimler mekan yani uzay  ile aynı hacimde olsaydı ne olacaktı?

 

Böyle bir  cisime(burada cisim tanrı oluyor) göre zaman ve mekan kavramlarını açıklayabilir misin?:)

 

Cismin mikro yapısı (atom, atom

altı parçacıklar) mutlak olarak hareketli olacağı için o cisim istediği kadar hareketsiz olsun, zamana tabi olacaktır.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Phocas yazdı:

Cismin mikro yapısı (atom, atom

altı parçacıklar) mutlak olarak hareketli olacağı için o cisim istediği kadar hareketsiz olsun, zamana tabi olacaktır.

 

parça  ile bütün aynı şey değildir.

 

Bisiklet   teker, pedal ,civata, somun  vb şeylerden oluşuyor.

 

sen civataya bakıp bu bisiklet mi diyorsun?:)

 

Tanrı ile mekan aynı şey olunca zamanda tanrının özelliği olur.zamanı tanrıdan  ayrı bir varlık olarak gösteremezsin.

 

uzayda yani mekanda hareket eden bir varlık olmazsa zaman  diye birşey olmaz.

 

zaman eylemin adıdır varlığın adı değildir.

 

 

 

 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, teknisyen yazdı:

parça  ile bütün aynı şey değildir.

 

Bisiklet   teker, pedal ,civata, somun  vb şeylerden oluşuyor.

 

sen civataya bakıp bu bisiklet mi diyorsun?:)

 

Tanrı ile mekan aynı şey olunca zamanda tanrının özelliği olur.zamanı tanrıdan  ayrı bir varlık olarak gösteremezsin.

 

uzayda yani mekanda hareket eden bir varlık olmazsa zaman  diye birşey olmaz.

 

zaman eylemin adıdır varlığın adı değildir.

 

 

 

 

 

 

 

 

E bende aynısını söylüyorum, atomların eylem peşinde ve bunun için zaman gerekiyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, Phocas yazdı:

E bende aynısını söylüyorum, atomların eylem peşinde ve bunun için zaman gerekiyor.

 

teist tanrı  modelinde tanrı parçalara ayrılamaz.

 

panteist tanrı modelinde tanrı parçalara ayrılabiliyor.

 

yerçekimi mesela parçacıklardan oluşmadığı halde parçacıklardan oluşmuş gibi kabul ediliyor.

 

uzayın dokusu olmadığı halde uzayın dokusu var kabul edliyor.:)

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Quote

 

parça  ile bütün aynı şey değildir.

Bisiklet   teker, pedal ,civata, somun  vb şeylerden oluşuyor.

sen civataya bakıp bu bisiklet mi diyorsun?:)

Tanrı ile mekan aynı şey olunca zamanda tanrının özelliği olur.zamanı tanrıdan  ayrı bir varlık olarak gösteremezsin.

uzayda yani mekanda hareket eden bir varlık olmazsa zaman  diye birşey olmaz.

zaman eylemin adıdır varlığın adı değildir.

 

 

Uzay zamanın kendisi, zamandan münezzeh midir?

 

22 minutes ago, teknisyen said:

teist tanrı  modelinde tanrı parçalara ayrılamaz.

panteist tanrı modelinde tanrı parçalara ayrılabiliyor.

yerçekimi mesela parçacıklardan oluşmadığı halde parçacıklardan oluşmuş gibi kabul ediliyor.

uzayın dokusu olmadığı halde uzayın dokusu var kabul edliyor.:)

 

Hangi parçalara ayrılmaz, seksen tane sıfatı var bunun?

100 tane teiste sor, yüz tane farklı cevap alırsın bunun için.

Kitabının içinde "tanrı için gün" gibi ibareler de var..:0_80cbc_37a71a73_L:

Tekmiş de tükmüş..Eyleme geçiyor mu geçiyor.

 

Teistlerin zaten başından sonuna mutlak olarak mantık dışı olan tanrıları için yine mantık dışı olarak atfettikleri özelliklerin bir anlamı var mı?

Zaten külliyen mantıksız olan bir şeyin içerisine başka mantıksızlıklar yedirerek mantıksızlıktan mantık çıkartmaya çalışıyorsun sadece

Rasyonel bir akıl için sonuç nedir peki? Koca bir boş küme.

İşin gücün göbeğini kaşıyarak boş boş tırmalamak işte.

 

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Yüce Allah zamandan bağımsızdır.Onun bir yeri de yoktur.O hep var olandır.Başlangıcı ve sonu olmayandır.Sonsuzluğunda yalnız yalnız takılırken ve beklerken,yaratma özelliğini ilk kez,o an gelince ,bildiğini gerçekleştirerek kendi nurundan Hz.Muhammed'in nurunu yaratarak kullanmıştır.Daha önce yaratma özelliğini hiç kullanmamıştır.Hz.Muhammed Allah'a yaratma özelliğini ilk kez kullandırtacak kadar önemli biridir,müminler.Hz.Muhammed'in nurunu yoktan yaratarak,yaratma özelliğini ilk kez kullanan Allah,daha sonraları da birçok yaratımda bulunmuştur.Melekler,insanlar için yaratılan yerde olanların tümü,yerin üstüne kurulmuş,direksiz yükseltilmiş yedi katlı gök,göklere yerleştirilmiş güneş,ay ve yıldızlar,cinler,adem ile havva bu yaratımlardan birkaçıdır.Allah'a katında ilk kez karşı çıkan varlık da meleklerden olan cin şeytandır.Allah şeytanın kendisine karşı çıkmasıyla bir ilki yaşamıştır.Bu da geçmiş de yerini alan önemli olaylardan biridir,müminler.

 

Cenâb-ı Hak, insanlığın babası Hz. Âdem'i yaratmıştı. Başını kaldırıp bakan Âdem (a.s. ), Arş-ı A'lâda muazzam bir nur ile bir isim yazılı gördü: "Ahmed."
Merak edip sordu:

"Ya Rabbi, bu nur nedir?" Allah Teâla buyurdu:

"Bu senin zürriyetinden bir peygamberin nûrudur ki, onun ismi göklerde Ahmed ve yerlerde Muhammed'dir. Eğer, o olmasaydı, seni yaratmazdım!" (Kastalanî, Mevahibü'l-Ledünniye: 1/6)

İmanımızla kabul ettiğimiz bu muazzam gerçeği, milyarlar sene sonra gelen o nûrun sahibi de bütün açıklığıyla ifade buyurmuşlardır:

Bir gün ashabdan Abdullah bin Câbir (r.a.),

"Yâ Resûlallah, bana, Allah'ın her şeyden evvel yarattığı şey nedir, söyler misin?" dedi. Şu cevabı verdiler:

"Her şeyden evvel senin Peygamberinin nûrunu, kendi nurundan yarattı. Nur, Allah'ın kudreti ile dilediği gibi gezerdi. O zaman ne Levh-i Mahfuz ne kalem ne Cennet ne Cehennem, ne melek ne semâ ne arz, ne güneş, ne ay, ne insan ve ne de cin vardı."(Kastalanî, Mevahibü'l-Ledünniye:1/7)

Semâyı bütün haşmetiyle aydınlatan nûr, sonra ilk olarak Hz. Âdem'in alnında parladı. Sonra peygamberlerden peygambere geçerek İbrâhim'e (a.s.) kadar geldi. Ondan da oğlu Hz. İsmâil'e intikal etti.

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 saat önce, akılsızşuursuzatom yazdı:

Allah  her şeyi  bilen  ve  her şeyi  hakkıyla  görendir  ayetleri  yok  mu?

 

Hakkıyla işiten, hakkıyla görendir diye bir ayet var mesela. Birazdan "ellerimi semaya kaldırıp, Allah'ım şükürler olsun sana" eylemini gerçekleştirdiğimde, şuanki zamanda işitir ve şuan ki zamanda görür. Zamandan bağımsız olsaydı ne namaz kıldığımı görür, ne şükür ettiğimi duyardı...

 

Allah benim şuanki yaptığım herşeyi görebilmesi ve duyabilmesi için benimle aynı zamanı yaşıyor olması lazım. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 saat önce, akılsızşuursuzatom yazdı:

Allah  her şeyi  bilen  ve  her şeyi  hakkıyla  görendir  ayetleri  yok  mu?

 

Hakkıyla işiten, hakkıyla görendir diye bir ayet var mesela. Birazdan "ellerimi semaya kaldırıp, Allah'ım şükürler olsun sana" eylemini gerçekleştirdiğimde, şuanki zamanda işitir ve şuan ki zamanda görür. Zamandan bağımsız olsaydı ne namaz kıldığımı görür, ne şükür ettiğimi duyardı...

 

Allah benim şuanki yaptığım herşeyi görebilmesi ve duyabilmesi için benimle aynı zamanı yaşıyor olması lazım. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sanırım zaman kavramını nasıl algıladığımız ve ona tabi olup olmadığımız hangi boyutta bulunduğumuza göre değişiyor. Konuyla ilgili John Ahmet isimli bir arkadaşın şu paylaşımı konuyu biraz aydınlatıyor gibi...

 

On 10.09.2018 at 20:32, John Ahmet yazdı:

Bu arada boyut kavramına kısaca değinmeye çalışalım.

 

0. Boyut => Matematikteki nokta tanımı gibidir.  Evrenin t=0 anını ifade eder.

1. Boyut => Uzunluk ile ifade edilir. (x) uzunluk 

2. Boyut => Alan ile ifade edilir. (x, y) alan (boy x en)

3. Boyut => Hacim ile ifade edilir. (x, y, z) hacim (boy x en x yükseklik)

4. Boyut => Eylemsiz kütle (hacim x zaman (= sabit ivme=evrenin genişlemesi))

5. Boyut => 5 boyutlu enerji titreşimi göreli kütle (eylemsiz kütle x hız)

 

 

Evrenin Büyük Patlama’yla başlangıcının zaman çizelgesi. Sicim Teorisi’ne göre evrenimiz muhtemel evrenlerden sadece teki Bilimsel açıdan düşündüğümüz zaman,  “farklı boyutlar” ,dediğimizde aklımıza paralel evrenler gelebilir. Bizimkine paralel evrenlerde farklı gerçeklikler ya da benzeri gerçeklikler yaşanabilir. Her şeye karşın, boyutların gerçekliği ve Evrenin düzeninde aldığı rol , gerçekte popüler değerlenmeden oldukça farklıdır. Interstellar ‘Yıldızlararası’ filminde de kahramanımız farklı boyutlarda yolculuk yaparak sonunda da geleceğe gidiyordu. Boyutlar basitçe farklı yüzeyleri algılayarak gerçekliği analiz etmemizi sağlayabilir. Günlük hayatta üç boyut  yani en, boy ve derinlik algımız evrendeki cisimlerin hepsi için geçerlidir. Bilim insanları gözle görülebildiğimiz bu üç boyutun dışında başka boyutlar da olabileceğine inanıyorlar. Hatta, Süpersicim Teorisi evrende farklı boyutların olabileceğini öngörüyor. Bu farklı yaklaşımlar evreni, doğanın temel kuvvetlerine ve bütün temel parçacıklarına hükmederler.

 

Bir boyutlu(sadece x ekseni)  bir cismin en iyi tarifi düz bir çizgidir ve fazla bir özelliğe sahip değildir. Buna ikinci bir boyut eklersek yani y eksenini (yükseklik) eklediğimizde 2 boyutlu (kare ,dikdörtgen) gibi bir şekil elde edersiniz. 3 boyut içinse z ekseni yani derinliğe ihtiyacınız vardır böylece nesneye boyut katarsınız. En mükemmel örnek olan küpü ele alırsak, en, boy ve yükseklik dolayısıyla hacim oluşur. Bu üç boyutun dışında yer alan 7 boyut ise doğrudan anlaşılamaz. Fakat evrendeki doğrudan etkisi ve gerçekliği algılanabilir.

 

Bilim insanları dördüncü boyutun zaman olduğunu ve bilinen maddenin herhangi bir noktada tüm özelliklerine hükmettiğini düşünüyorlar. Üç boyut boyunca nesneler zamana göre evrende bir boyut oluştururlar. Daha derinlere inildikçe boyutların birbiriyle etkileşimleri  özellikle fizikçiler için oldukça alengirli konulardır.

 

Süpersicim Teorisine göre beşinci ve altıncı boyutlarda muhtemel evrenleri oluştuğu düşünülmektedir. Eğer beşinci boyuta doğru bakabilseydik, bizimkinden biraz farklı olabilecek yani bizimkinden benzerlikleri ve farklılıkların olabilecek muhtemel dünyalar görebilirdik.

 

Altıncı boyuta geldiğimizde muhtemel evrenlerin olduğu bir düzlem görebilirdik. Böylece bütün muhtemel boyutları kıyaslayabilir, bizimki gibi diğer evrenlerin başlangıç koşullarını(Büyük Patlama vb.)  görebilirdik. Teoride beşinci ve altıncı boyutlara hükmedebilirseniz zamanda geriye veya geleceğe yolculuk yapabilirsiniz.

 

Yedinci boyutta ise farklı başlangıç koşullarına sahip muhtemel dünyalara ulaşım olanağınız olabilir. Oysa beşinci ve altıncı boyutlarda başlangıç koşulları aynıyken,  sonraki hareketler farklıydı. Burada ise her şey zamanın en başından farklı gerçekleşiyor.

 

Sekizinci boyuta geldiğimizde bu gibi her biri farklı başlangıç koşullarına sahip ve sonsuza kadar dallanan muhtemel evrenlerin muhtemel tarihsel düzlemine ulaşırdık. Bu nedenle bunlara sonsuzlar deniyor.

 

Dokuzuncu boyuta geldiğimizde ise, farklı fizik kanunları ve başlangıç koşullarına sahip  bütün muhtemel evren tarihlerini kıyaslayabilirdik. Onuncu ve son boyutta ise hayal edilebilir her şey muhtemeldir. Bunun ötesi ise biz ölümlüler tarafından hayal edilemiyor ve boyutlara ilişkin doğal bir limit oluşturuyor.

 

İşte dört boyuta eklenen bu altı boyut algımızın dışında olsa da Sicim Teorisi için gereklidir. Normalde uzayda sadece dört boyutu algılayabilsek de diğer boyutların çok küçük bir yere sıkışmış olabileceği ya da bizim yaşadığımız dünyanın 3 boyutlu bir katman olarak bir tabakaya denk gelebileceği ve bildiğimiz tüm parçacıkların yerçekimiyle sınırlanmış olabileceği düşünülüyor. (Brane teorisi) Eğer ekstra boyutlar sıkıştırıldıysa diğer altı boyut Calabi–Yau manifoldu şeklinde olabilir. Algımızın çok ötesinde evrenin  çok başlarındaki oluşumu etkileyebilir. Bu nedenle bilim insanları evrenin başlangıcına teleskoplarını doğrultmuş durumdalar. Bu sayede diğer boyutların kainatın evrimini nasıl etkilediği anlaşılabilir.

 

Her Şeyin Teorisi yani büyük birleştirme teorisinde evrenin 10 boyuta kadar olabileceğini düşünülerek parçacık fiziğindeki standart model ve yerçekimini varoluşu birleştirilmeye çalışılıyor. Kısacası bütün bilinen kuvvetlerin evrenimizle nasıl etkileştiği ve diğer muhtemel evrenlerin nasıl işlediği açıklanmaya çalışılıyor.

 

https://www.gercekbilim.com/10-boyutlu-evren-nasil-aciklaniyor/ .

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...