akılsızşuursuzatom 0 Oluşturuldu: Ekim 3, 2018 Raporla Share Oluşturuldu: Ekim 3, 2018 (düzenlendi) Arkadaşım mukemmellikten yana insanların vücudunuzdaki iç organlar tam yerli yerinde olması gerektiği gibi demekte ısrar edince cevap veremedim mesela cok kullanılan şey vücudumuzdaki damarların boyu bilmem kaç km diye ihtişam bulunuyor sizce ne kadar doğru? Ekim 3, 2018 tarihinde akılsızşuursuzatom tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
EnverPasa 0 Ekim 3, 2018 gönderildi Raporla Share Ekim 3, 2018 gönderildi 4 dakika önce, akılsızşuursuzatom yazdı: Arkadaşım mukemmellikten yana insanların vücudunuzdaki iç organlar tam yerli yerinde olması gerektiği gibi demekte ısrar edince cevap veremedim mesela cok kullanılan şey vücudumuzdaki damarların boyu bilmem kaç km diye ihtişam bulunuyor sizce ne kadar doğru? Efendim Arkadaşınız anatomi ile ilgili bir araştırmacı mıdır? Yoksa bunu belirli bir inanç uğruna anlamını bilmeden mi söylemiştir? Arkadaşınıza sorar mısınız lütfen, hint-avrupalı insanlar yani Türkler doğum sırasında neden diğer canlılardan daha fazla zorlanmaktadır? Güney Afrikalı siyahi insanların pelvis kemiklerinin geniş olması nedeniyle daha kolay doğum yapabiliyor olmasının sebebi ne olabilir? Akıllı tasarımcı neden güney afrikalılarla hint-avrupalıların bu kemiklerini farklı yapmıştır? Saygılarımla Link to post Sitelerde Paylaş
akılsızşuursuzatom 0 Ekim 3, 2018 gönderildi Yazar Raporla Share Ekim 3, 2018 gönderildi 43 dakika önce, EnverPasa yazdı: Efendim Arkadaşınız anatomi ile ilgili bir araştırmacı mıdır? Yoksa bunu belirli bir inanç uğruna anlamını bilmeden mi söylemiştir? Arkadaşınıza sorar mısınız lütfen, hint-avrupalı insanlar yani Türkler doğum sırasında neden diğer canlılardan daha fazla zorlanmaktadır? Güney Afrikalı siyahi insanların pelvis kemiklerinin geniş olması nedeniyle daha kolay doğum yapabiliyor olmasının sebebi ne olabilir? Akıllı tasarımcı neden güney afrikalılarla hint-avrupalıların bu kemiklerini farklı yapmıştır? Saygılarımla bunun kanıtı nedir? Link to post Sitelerde Paylaş
EnverPasa 0 Ekim 3, 2018 gönderildi Raporla Share Ekim 3, 2018 gönderildi 54 dakika önce, akılsızşuursuzatom yazdı: bunun kanıtı nedir? Efendim Saygıdeğer bir profesörün konuşmasında bunu duymuştum. Ancak ben yanlış anlamış olabilirim, çünkü size kanıt bulmak için bilimsel makaleleri karıştırdığımda tam tersi bir sonuç çıkıyor. Yani beyazların siyahlara göre daha geniş pelvis kemiklerine sahip olması ile ilgili makale ve araştırma linkleri aşağıdadır: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/12114898 https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC2593128/ Yanlış bilgi aktardığım için özür dilerim. Saygılarımla Link to post Sitelerde Paylaş
teknisyen 0 Ekim 3, 2018 gönderildi Raporla Share Ekim 3, 2018 gönderildi 1 saat önce, akılsızşuursuzatom yazdı: Arkadaşım mukemmellikten yana insanların vücudunuzdaki iç organlar tam yerli yerinde olması gerektiği gibi demekte ısrar edince cevap veremedim mesela cok kullanılan şey vücudumuzdaki damarların boyu bilmem kaç km diye ihtişam bulunuyor sizce ne kadar doğru? Doğru tespite ne denilebilir ki? ayrı başlık açacaktım senin konuya yazayım. elementler bileşik yaparken aktiflik değerine göre bazı elementlere öncelik tanır. mesela hidrojen oksijenin bulunduğu ortamda oksijeni bırakıp karbon ile bileşik yapmaz. organik maddelerin oluşması zorunluluktur ama damarların organların canlıların oluşması zorunluluk değildir. urey miller deneyini daha önce berhelot yapmıştı. Berhelot canlı oluşturmaya calışmadığı için onun organik maddeler üretme başarısını evrimciler nedense hiç anmazlar. Link to post Sitelerde Paylaş
akılsızşuursuzatom 0 Ekim 3, 2018 gönderildi Yazar Raporla Share Ekim 3, 2018 gönderildi 53 dakika önce, EnverPasa yazdı: Efendim Saygıdeğer bir profesörün konuşmasında bunu duymuştum. Ancak ben yanlış anlamış olabilirim, çünkü size kanıt bulmak için bilimsel makaleleri karıştırdığımda tam tersi bir sonuç çıkıyor. Yani beyazların siyahlara göre daha geniş pelvis kemiklerine sahip olması ile ilgili makale ve araştırma linkleri aşağıdadır: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/12114898 https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC2593128/ Yanlış bilgi aktardığım için özür dilerim. Saygılarımla teknisyenin dediği olay doğru değil mi ayrıca? Link to post Sitelerde Paylaş
teflon 0 Ekim 3, 2018 gönderildi Raporla Share Ekim 3, 2018 gönderildi 3 hours ago, akılsızşuursuzatom said: Arkadaşım mukemmellikten yana insanların vücudunuzdaki iç organlar tam yerli yerinde olması gerektiği gibi demekte ısrar edince cevap veremedim mesela cok kullanılan şey vücudumuzdaki damarların boyu bilmem kaç km diye ihtişam bulunuyor sizce ne kadar doğru? O bir arkadaşın embesilmiş. İşte doğru olan bu. Ne kadarı falan değil, tamamı doğru hem de. 1 hour ago, teknisyen said: Doğru tespite ne denilebilir ki? ayrı başlık açacaktım senin konuya yazayım. elementler bileşik yaparken aktiflik değerine göre bazı elementlere öncelik tanır. mesela hidrojen oksijenin bulunduğu ortamda oksijeni bırakıp karbon ile bileşik yapmaz. organik maddelerin oluşması zorunluluktur ama damarların organların canlıların oluşması zorunluluk değildir. urey miller deneyini daha önce berhelot yapmıştı. Berhelot canlı oluşturmaya calışmadığı için onun organik maddeler üretme başarısını evrimciler nedense hiç anmazlar. Önce canlılar, sonra organlar ve damarlar oluşuyor zaten mankafalı. Biri sana su birikintilerinde kendiliğinden damarla organ mı oluşuyor dedi? İnsanları çükü ayrıca bir su birinkitisinde falan mı oluşuyor zannediyorsun sen? Sonra hepsi biraraya falan gelmişler Biri zorunluluk olurken öteki nasıl olmuyor? Her biri kaideler, şartlar ve koşullara tabi, edilgen işte. Organik maddelerin oluşması ne kadar zorunluluksa(ki hele şükür bunu kabul etmişsin seve seve(!) aylar sonra) işte canlılık da o kadar zorunludur. Canlılığı koşullayacak şartların ve ortamın orada olmasından sonra, bunu bir zorunluluk olmaktan çıkaracak şey nedir? Tıpkı organik inorganik dönüşümünde olduğu gibi? Prensip olarak birindeki ölçeği kaldırıp ötekine yerleştirmekten bu kadar mı acizsin? Kafanın kalınlığının haddi hesabı yok. O derece. Hadi öbürlerinin özrü var; cahiller, dinle beyinleri yıkanmış falan filan da, senin özrün ne?! Sen tam umutsuz vakasın. Berhelot neyini evrimler hiç anmaz, neyi işine gelmezmiş de sen ne sayıklıyorsun bre saftorik..!? Doğru tespitmişmiş.. Link to post Sitelerde Paylaş
akılsızşuursuzatom 0 Ekim 3, 2018 gönderildi Yazar Raporla Share Ekim 3, 2018 gönderildi Bir saat önce, teflon yazdı: O bir arkadaşın embesilmiş. İşte doğru olan bu. Ne kadarı falan değil, tamamı doğru hem de. Önce canlılar, sonra organlar ve damarlar oluşuyor zaten mankafalı. Biri sana su birikintilerinde kendiliğinden damarla organ mı oluşuyor dedi? İnsanları çükü ayrıca bir su birinkitisinde falan mı oluşuyor zannediyorsun sen? Sonra hepsi biraraya falan gelmişler Biri zorunluluk olurken öteki nasıl olmuyor? Her biri kaideler, şartlar ve koşullara tabi, edilgen işte. Organik maddelerin oluşması ne kadar zorunluluksa(ki hele şükür bunu kabul etmişsin seve seve(!) aylar sonra) işte canlılık da o kadar zorunludur. Canlılığı koşullayacak şartların ve ortamın orada olmasından sonra, bunu bir zorunluluk olmaktan çıkaracak şey nedir? Tıpkı organik inorganik dönüşümünde olduğu gibi? Prensip olarak birindeki ölçeği kaldırıp ötekine yerleştirmekten bu kadar mı acizsin? Kafanın kalınlığının haddi hesabı yok. O derece. Hadi öbürlerinin özrü var; cahiller, dinle beyinleri yıkanmış falan filan da, senin özrün ne?! Sen tam umutsuz vakasın. Berhelot neyini evrimler hiç anmaz, neyi işine gelmezmiş de sen ne sayıklıyorsun bre saftorik..!? Doğru tespitmişmiş.. meselâ organlardan yine kuyrul sokumunu araştırdım epey yararı olduğu ortaya çıktı.Hem genel insanlar için hem de kadınlar doğururken çocuğun çıkması gibi durumlarda sizce ben mi yanlış kaynak okuyorum yoksa siz mi anlamadım. Link to post Sitelerde Paylaş
güven 0 Ekim 3, 2018 gönderildi Raporla Share Ekim 3, 2018 gönderildi (düzenlendi) 5 saat önce, akılsızşuursuzatom yazdı: Arkadaşım mukemmellikten yana insanların vücudunuzdaki iç organlar tam yerli yerinde olması gerektiği gibi demekte ısrar edince cevap veremedim mesela cok kullanılan şey vücudumuzdaki damarların boyu bilmem kaç km diye ihtişam bulunuyor sizce ne kadar doğru? Ben anatomiden anlmam ama şu bir gerçek islam dergileri gazteler makaleleri çoğunlukla yanlış bilme yanşıyorlar yazaken tam yanaşamıyorlar bilimle din birbirne uymaz zıt kutuplar ya dinci olacaksın ya bilimci anlatabildimi putpers arakadaşım. Bende müslümken zamanında sızıntı diye bie dergiyi bana kakalamışlardı her ay parasını ödüyordum ama Allahtan okumuyordum okumayı sevmiyordum az göz geçirip bakmıştım yok uazay sürtünmesi. yok şöyle mükemel yartılmış güneş bir milim geri ileri osaymış dünaya olmazmış Şimdi insanlık güneşin altarnetifi üzerinede çalışıyor fizyolojik enerji.Bir insanın KILCAL N ORMAL Damarları hatırlamıyorum tam olarak kaç dünyayı saraçak uzunluğundaymış ulan insanı görünmez damarlarla bezesen bu mümkün deyil tabi o zamanki kafa herşeye inanıyorduk.DİNCİLER PARAYI YALANI ÇOK SEVERLER YALANDAN KİM ÖLMÜŞ SAT YALANI KAZAN PARAYI. ZAMAN GAZTESİ su artmadan süpürgeye kadar neler satmadılar en son jet fadıl gibi fazi sevmeyenlerin parsının üzerine yattı neymiş efem katılım karırymış bu bizim millte az vallahida bilahide az BUNA BENZER GAZETLER AYAĞIMIZA GELİYORDU ADAMLAR BİSKİLTLE DAĞITIYORDULAR. Neyaze sızıntı gazareside sanırım fetullah gülenindi sanırım. Ekim 3, 2018 tarihinde güven tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
güven 0 Ekim 3, 2018 gönderildi Raporla Share Ekim 3, 2018 gönderildi Sayın putsever arkadaşım her aklına başlık açarsan ne olur buranın durumu .Birşeyler öyrenipte putperslikten kutulma imakın yok sen şslamş sştelere git o yazı yazdımı allah razı olsun derin sende nyazasan oda allh seninldr de birini teseli edersiniz. benimde kafma çok sorus bunları ben burda başlık açarasa . ATEİSR BU GİFİŞL EVREBİ RAECAK sarar bir abşıl silslisi olur. bilim anltabildi @akılsızşuursuzatom Link to post Sitelerde Paylaş
teflon 0 Ekim 3, 2018 gönderildi Raporla Share Ekim 3, 2018 gönderildi (düzenlendi) 1 hour ago, akılsızşuursuzatom said: meselâ organlardan yine kuyrul sokumunu araştırdım epey yararı olduğu ortaya çıktı.Hem genel insanlar için hem de kadınlar doğururken çocuğun çıkması gibi durumlarda sizce ben mi yanlış kaynak okuyorum yoksa siz mi anlamadım. Be ne dedim ki sana, benim ki farklı, seninki farklı kaynak olsun, ya da çelişkili olsun? Evrimi bilmediğiniz, yarım bildiğiniz, ya da evrim diye kafanızda tamamiylen farklı bir şey tahayyül ettiğiniz için böyle olması normal. Evet, diyelim ki dediğiniz gibi, şu bu.. işe yarıyor. Sorun nedir? Ayırca ve de yahu hep biz mi yazacaz bunları..Nette bin türlü kaynak var, sürekli fatalist islam/evamjelist hristiyan sitelerinden okuyacağınıza, adam gibi bir iki yere bakın da sonra gelin şurası kafama yatmadı deyin.. Armut piş ağzıma düş tarzı ile kafanız kendi başına çalışmayı öğrenemiyor işte. Ekim 3, 2018 tarihinde teflon tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
EnverPasa 0 Ekim 4, 2018 gönderildi Raporla Share Ekim 4, 2018 gönderildi 4 saat önce, akılsızşuursuzatom yazdı: teknisyenin dediği olay doğru değil mi ayrıca? Efendim Urey Miller deneyi başlangıcı hedef alan bir deney. Yani sularla kaplı yapay bir dünya ortamı oluşturup, buraya yıldırımlar düşürüyor. Gözlem neticesinde 1 hafta gibi bir sürede aminoasitlerin ortaya çıktığı bulgusuna ulaşılıyor. Yani en ilkel yaşam formunun oluşabilmesi için gerekli herşey. Yani konuyla alakası yok. Ancak sizin merak ettiğiniz husus damarların oluşabilmesi ile ilgili. Size şöyle ifade edeyim. Bir bilimsel araştırmaya göre tek hücreli bir canlı labaratuvar ortamında yapay bir çok zor şartlar oluşturularak 2 ay gibi bir süre içinde çok hücreli canlı formuna geçiş yaptığı gözlemlenmiştir. Bu çok hücreli canlinin özelliği ise her hücre üstüne düşen görevleri yapmaktadir. Ve ölüm oldugunda bütün hücrelerde toplu olarak oluşmaktadır. Saygılarımla Link to post Sitelerde Paylaş
akılsızşuursuzatom 0 Ekim 4, 2018 gönderildi Yazar Raporla Share Ekim 4, 2018 gönderildi 10 saat önce, teflon yazdı: Be ne dedim ki sana, benim ki farklı, seninki farklı kaynak olsun, ya da çelişkili olsun? Evrimi bilmediğiniz, yarım bildiğiniz, ya da evrim diye kafanızda tamamiylen farklı bir şey tahayyül ettiğiniz için böyle olması normal. Evet, diyelim ki dediğiniz gibi, şu bu.. işe yarıyor. Sorun nedir? Ayırca ve de yahu hep biz mi yazacaz bunları..Nette bin türlü kaynak var, sürekli fatalist islam/evamjelist hristiyan sitelerinden okuyacağınıza, adam gibi bir iki yere bakın da sonra gelin şurası kafama yatmadı deyin.. Armut piş ağzıma düş tarzı ile kafanız kendi başına çalışmayı öğrenemiyor işte. hiçbiri yatmıyor kafama organlar nasıl görev üstlendi meselâ başta bütün organlarin ilkel halleri mi vardı yoksa zamanla mı oluştu. Çok klişe olacak ama nasıl biliyor organlar görevini (kim koydu demiyorum) nasıl yapmaya başladı ? Link to post Sitelerde Paylaş
akılsızşuursuzatom 0 Ekim 4, 2018 gönderildi Yazar Raporla Share Ekim 4, 2018 gönderildi 8 saat önce, EnverPasa yazdı: Efendim Urey Miller deneyi başlangıcı hedef alan bir deney. Yani sularla kaplı yapay bir dünya ortamı oluşturup, buraya yıldırımlar düşürüyor. Gözlem neticesinde 1 hafta gibi bir sürede aminoasitlerin ortaya çıktığı bulgusuna ulaşılıyor. Yani en ilkel yaşam formunun oluşabilmesi için gerekli herşey. Yani konuyla alakası yok. Ancak sizin merak ettiğiniz husus damarların oluşabilmesi ile ilgili. Size şöyle ifade edeyim. Bir bilimsel araştırmaya göre tek hücreli bir canlı labaratuvar ortamında yapay bir çok zor şartlar oluşturularak 2 ay gibi bir süre içinde çok hücreli canlı formuna geçiş yaptığı gözlemlenmiştir. Bu çok hücreli canlinin özelliği ise her hücre üstüne düşen görevleri yapmaktadir. Ve ölüm oldugunda bütün hücrelerde toplu olarak oluşmaktadır. Saygılarımla yani konumuzla tam ilgisi nedir? Link to post Sitelerde Paylaş
EnverPasa 0 Ekim 4, 2018 gönderildi Raporla Share Ekim 4, 2018 gönderildi 4 dakika önce, akılsızşuursuzatom yazdı: yani konumuzla tam ilgisi nedir? Efendim bir önceki cevabınızda bir soru sormuşsunuz. 7 dakika önce, akılsızşuursuzatom yazdı: hiçbiri yatmıyor kafama organlar nasıl görev üstlendi meselâ başta bütün organlarin ilkel halleri mi vardı yoksa zamanla mı oluştu. Çok klişe olacak ama nasıl biliyor organlar görevini (kim koydu demiyorum) nasıl yapmaya başladı ? Konumuzla alakası budur. Yani birbirinin aynısı olan hücreler çok zor şartlar altında bırakıldığında (evrim geçirerek 2 ay gibi kısa bir süre içerisinde) çok hücreli bir yapı oluşturmuştur. Bu çok hücreli yapının her hücresi kendine has görevler üstlenmiştir. Ve ölüm oluştuğunda ise bütün hücreler birden ölmüştür. Bunu deney sırasında keşfettiler. Evrim bir kez daha bilim tarafından doğrulandı. Saygılarımla Link to post Sitelerde Paylaş
bir_akil_insan 0 Ekim 4, 2018 gönderildi Raporla Share Ekim 4, 2018 gönderildi 30 dakika önce, akılsızşuursuzatom yazdı: hiçbiri yatmıyor kafama organlar nasıl görev üstlendi meselâ başta bütün organlarin ilkel halleri mi vardı yoksa zamanla mı oluştu. Çok klişe olacak ama nasıl biliyor organlar görevini (kim koydu demiyorum) nasıl yapmaya başladı ? 15 dakika önce, EnverPasa yazdı: Efendim bir önceki cevabınızda bir soru sormuşsunuz. Konumuzla alakası budur. Yani birbirinin aynısı olan hücreler çok zor şartlar altında bırakıldığında (evrim geçirerek 2 ay gibi kısa bir süre içerisinde) çok hücreli bir yapı oluşturmuştur. Bu çok hücreli yapının her hücresi kendine has görevler üstlenmiştir. Ve ölüm oluştuğunda ise bütün hücreler birden ölmüştür. Bunu deney sırasında keşfettiler. Evrim bir kez daha bilim tarafından doğrulandı. Saygılarımla Söylemlerle ilgili sıkıntılar var. Görev üstlenmiştir benzeri söylemler, doğal olarak gizli bir düşünme / karar yetisine işaret ediyor. bu da, insanı yine doğal olarak bir yönetici / tasarlayıcı unsur arayışına sokuyor. görev üstlenme diye bir şey yoktur. evrim sürecinde, bir sonraki nesle geçebilen özellikler birikir. bu özelliklerden bireyin yaşama ve üreme olasılığını artıranların üreme rekabeti nedeniyle daha verimli karmaşık yapılara birikmesi normaldir. örneğin: amonyağa dayanıksız bir tür bakterinin amonyağa maruz bırakılması ve burada öyle ya da böyle ölmeden kalabilenlerin binlerce kere üremeleri sonucu elde edilen ve amonyaklı ortamda kesinlikle rahatça yaşayabilen nesillerde yalnızca dayanıklılık değil, amonyağı işleyebilme özellikleri de olması son derece normaldir. amonyak ile etkileşimde verim alabilenlerin / daha az zarar görebilenlerin sayısı diğerlerine oranla daha hızlı artacak, kaynakların tüketiminde öne geçecek, daha hızlı üreyeceklerdir. bu oyunu binlerce nesil oynadığınızda, elinizde daima amonyağı daha iyi işleyebilenler olacaktır. burada görev üstlenen yapılar yoktur. burada yaşama / üreme konulardında avantaj sağlayan özelliklerin birikmesi sonucu her nesilde gerçekleşen ayrışma ile gittikçe özellişmiş yapılara sahip olan bireylerdir. yani yapılar görev üstlenmez, avantajlı özellikler / farklılıklar koşullara uygun özelleşmiş yapılar oluşturacak şekilde birikir. Link to post Sitelerde Paylaş
akılsızşuursuzatom 0 Ekim 4, 2018 gönderildi Yazar Raporla Share Ekim 4, 2018 gönderildi 28 dakika önce, bir_akil_insan yazdı: Söylemlerle ilgili sıkıntılar var. Görev üstlenmiştir benzeri söylemler, doğal olarak gizli bir düşünme / karar yetisine işaret ediyor. bu da, insanı yine doğal olarak bir yönetici / tasarlayıcı unsur arayışına sokuyor. görev üstlenme diye bir şey yoktur. evrim sürecinde, bir sonraki nesle geçebilen özellikler birikir. bu özelliklerden bireyin yaşama ve üreme olasılığını artıranların üreme rekabeti nedeniyle daha verimli karmaşık yapılara birikmesi normaldir. örneğin: amonyağa dayanıksız bir tür bakterinin amonyağa maruz bırakılması ve burada öyle ya da böyle ölmeden kalabilenlerin binlerce kere üremeleri sonucu elde edilen ve amonyaklı ortamda kesinlikle rahatça yaşayabilen nesillerde yalnızca dayanıklılık değil, amonyağı işleyebilme özellikleri de olması son derece normaldir. amonyak ile etkileşimde verim alabilenlerin / daha az zarar görebilenlerin sayısı diğerlerine oranla daha hızlı artacak, kaynakların tüketiminde öne geçecek, daha hızlı üreyeceklerdir. bu oyunu binlerce nesil oynadığınızda, elinizde daima amonyağı daha iyi işleyebilenler olacaktır. burada görev üstlenen yapılar yoktur. burada yaşama / üreme konulardında avantaj sağlayan özelliklerin birikmesi sonucu her nesilde gerçekleşen ayrışma ile gittikçe özellişmiş yapılara sahip olan bireylerdir. yani yapılar görev üstlenmez, avantajlı özellikler / farklılıklar koşullara uygun özelleşmiş yapılar oluşturacak şekilde birikir. peki doğuştan bütün canlıların bu organları yerli yerinde ve sağlam bir şekilde mi bulunur. Hayvanlarda ve insanlarda ? Link to post Sitelerde Paylaş
teflon 0 Ekim 4, 2018 gönderildi Raporla Share Ekim 4, 2018 gönderildi 59 minutes ago, akılsızşuursuzatom said: hiçbiri yatmıyor kafama organlar nasıl görev üstlendi meselâ başta bütün organlarin ilkel halleri mi vardı yoksa zamanla mı oluştu. Çok klişe olacak ama nasıl biliyor organlar görevini (kim koydu demiyorum) nasıl yapmaya başladı ? E diyoruz ya kafan almıyor diye işte. Kuyruk sokumu da fos çıktı..Yahu yaz yaz nereye kadar? Bütün literatürü getirip önüne mi serelim? Organlar görev "üstlenmez". Sürecin kendisine ilişkin edinilmiş bir bilgileri yoktur. Bu yüzden organlar görev mörev ya da bir şey bilmezler. Her organ/doku/hücre yaptığı işin kendisinin ve sonucunun bilincinde olsaydı eğer, kanser diye bir şey olmazdı. Cevap birikimli seçilim, kerte kerte ilerleme ve özelleşme meselesi. O arkadaşına da larynx sinirini sor bakalım. Uzunluk falan dediği yerde. https://serbestkalem.wordpress.com/2011/09/22/tasarim-mi-yoksa-evrim-hatasi-mi2/ arkasından gözümüzdeki kusuru, vas differans kanallarını..ve saymakla bitmeyecek onca mühendisik hatasını. Sonra cevabını getir buraya yaz. Ben ana baştan söyleyeyim. Hikmet diyecek. Yani kıvıracak. Ayrıca iç organların tam yerli yerinde olması, olması gerektiği gibi olması da ne demektir? Bunu söylemek için de önsel bir referans noktası gerekir. Arkadaşının elinde böyle bir katalog falan mı var? İnsan ya da canlılık yaratılmadan önce nasıl olmaları, organlarının nerede olmasının gerektiğine dair bir şema mı var ki, kalkıp tam olması gerektiği gibi falan diyebiliyor? Neye bakarak, neyle kıyaslayarak, neyi referans alarak "..gerektiği gibi" cümlesini kurabiliyor? Hatalı olanlara mı? Onlar da zaten bu sistemin kusurları ya? Onlara bakması değil, asıl o hataları açıklayabilmesi lazım. Bize o referans getiremedikçe söyle boş atmasın lütfen. Bu arada getiremeyecek de. Çünkü yok. bu durumda her sistem b-ve her durum kendi iç referans noktaları açısından mükemmel olur. Sistemin kendisini referans alıp, bir çeşit döngüsel mantık hatasına giriyorsun çünkü. Hatalı, ya da hastalıklı ya da organları yerli yersiz eciş bücüş bir organizma düşün. İşte o organizma da, tam olarak "hatalı olması" açısından, başaramayacak olması açısından "kendi içerisinde" yine mükemmeldir. Organların bu hale gelmesi milyon, hatta milyarlarca yılı bulmuş. Milyonlarca yılda yapılacak tasarımın ben içine tüküreyim. Tasarım da tasarım olsa hani. Başı kıçı ayrı oynuyor. Daha en başta DNA'ların kendini doğru dürüst %100 doğrulukla kopyalamayı beceremiyor. Tamir mekanizması var, ama o da kafi değil. Öyle ki, bir kaç jenerasyon içerisinde olası tüm mutasyonları geçirmiş oluyorsun zorunlu ve mutasyon hızına bağlı olarak. Arkadaşın da milyonlarca yıllık bir elenme neticesinde ortaya çıkmış bir uyumu görünce şapşallaşıyor. Kafası basmıyor. Tasarım zannediyor. Oysa bardağın boş tarafına bakmasını öğrenmeli. Becerebiliyorsa onlara cevap verebilmeli. Canlılık ve vücudumuz kusur dolu. Neden? Evrimin bir öngörüsü yok ki çünkü. Kör saatçi, adı üzerinde. Elde ne malzeme varsa, ve o an ki şartlarda o malzemeler neye elveriyorsa onu yapabiliyor. Tak takıştır yap yapıştır usülü. O yüzden yamalı bohça gibiyiz işte. Al sana nal gibi Larynx siniri. Al sana göz. Nereye monte ediyorsanız edin bunları. Git kör saatçiyi falan okuyarak başla işe bari. Link to post Sitelerde Paylaş
Türk Ateist 0 Ekim 4, 2018 gönderildi Raporla Share Ekim 4, 2018 gönderildi 3 dakika önce, teflon yazdı: Organların bu hale gelmesi milyon, hatta milyarlarca yılı bulmuş. Milyonlarca yılda yapılacak tasarımın ben içine tüküreyim. Tasarım da tasarım olsa hani. Başı kıçı ayrı oynuyor. Daha en başta DNA'ların kendini doğru dürüst %100 doğrulukla kopyalamayı beceremiyor. Tamir mekanizması var, ama o da kafi değil. Öyle ki, bir kaç jenerasyon içerisinde olası tüm mutasyonları geçirmiş oluyorsun zorunlu ve mutasyon hızına bağlı olarak. Arkadaşın da milyonlarca yıllık bir elenme neticesinde ortaya çıkmış bir uyumu görünce şapşallaşıyor. Kafası basmıyor. Tasarım zannediyor. Link to post Sitelerde Paylaş
EnverPasa 0 Ekim 4, 2018 gönderildi Raporla Share Ekim 4, 2018 gönderildi 29 dakika önce, bir_akil_insan yazdı: Söylemlerle ilgili sıkıntılar var. Görev üstlenmiştir benzeri söylemler, doğal olarak gizli bir düşünme / karar yetisine işaret ediyor. bu da, insanı yine doğal olarak bir yönetici / tasarlayıcı unsur arayışına sokuyor. görev üstlenme diye bir şey yoktur. evrim sürecinde, bir sonraki nesle geçebilen özellikler birikir. bu özelliklerden bireyin yaşama ve üreme olasılığını artıranların üreme rekabeti nedeniyle daha verimli karmaşık yapılara birikmesi normaldir. örneğin: amonyağa dayanıksız bir tür bakterinin amonyağa maruz bırakılması ve burada öyle ya da böyle ölmeden kalabilenlerin binlerce kere üremeleri sonucu elde edilen ve amonyaklı ortamda kesinlikle rahatça yaşayabilen nesillerde yalnızca dayanıklılık değil, amonyağı işleyebilme özellikleri de olması son derece normaldir. amonyak ile etkileşimde verim alabilenlerin / daha az zarar görebilenlerin sayısı diğerlerine oranla daha hızlı artacak, kaynakların tüketiminde öne geçecek, daha hızlı üreyeceklerdir. bu oyunu binlerce nesil oynadığınızda, elinizde daima amonyağı daha iyi işleyebilenler olacaktır. burada görev üstlenen yapılar yoktur. burada yaşama / üreme konulardında avantaj sağlayan özelliklerin birikmesi sonucu her nesilde gerçekleşen ayrışma ile gittikçe özellişmiş yapılara sahip olan bireylerdir. yani yapılar görev üstlenmez, avantajlı özellikler / farklılıklar koşullara uygun özelleşmiş yapılar oluşturacak şekilde birikir. Efendim Will Ratcliff'in deneyi ile ilgili araştırma yaparsanız göreceksiniz ki bu bilimsel araştırmayı eleştiren yazılarda bol bol "hücrelerin işbirliği" "hücrelerin işbölümü" ifadelerini görebilirsiniz. Saygılarımla Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts