Jump to content

Allah'ın yarattıklarına ihtiyacı yoktur! Her cemal ve kemal sahibi


Recommended Posts

Her cemal ve kemal sahibi kendi cemal ve kemalini görmek ve göstermek ister. Bu bir acizlik ya da ihtiyaç anlamına gelmez mi?

Aynı cinsten olanlar mukayeseye gelebilir ve muvazene edilebilirler. Mesela, elma ile elma, armut ile armut mukayese edilebilir. Amma karpuz ile nar, üzüm ile kayısı muvazene ve mukayeseye gelmez. Ancak her biri kendi şartında ve özelliklerinde değerlendirilebilirler. Aksi halde karpuz hakkında her mesele ve değerlendirme üzüm için şirktir.

Bu kaide kâinatta her şey için geçerlidir. Bitkiler en basit tabakayı hayatta iken iki farklı tür birbiriyle mukayese edilmezse, iki farklı cins ve iki farklı mahiyet yani bir bitkiyle hayvan, hayvan ile insan hiç ölçülebilir mi, mukayeseye gelebilir mi? Hatta mahlukat kemalata doğru (yaratılış cihetiyle) gittikçe, yükseldikçe bu muvazene ve mukayese iki farklı fert arasında bile cereyan etmez. Yani iki farklı insan muvazene ve mukayese edilmez. Maddeten iki farklı özelliklere haiz oldukları halde manen hiç muvazeneye gelmez.

Ana meseledeki benzerlik çok yüzeysel ve basittir. Bir insanın hayatını yazan bir tarihçi, başka bir insanın hayatında cahil ve eksiktir. Bu böyleyken kemalatın en kutsisinde ve yarattığı hiçbir mahluka benzemeyen, kendinden başka misli olmayan maddeden, zamandan, mekândan münezzeh olan Allah-u Zülcelal nasıl bir insanın hususiyetleriyle muvazene ve mukayese edilsin?.. Misli ve benzeri olanlar arasında tam bir mukayese olmaz ise misli olmayan Allah (cc) kesinlikle mahlukatın bütün özelliklerinden müstağnidir. Ve mukayeseye gelmez. Sadece tefekküre bir vasıta olmak cihetiyle bazı temsilat olabilir.

"Her kemal ve cemal sahibi kendi cemal ve kemalini görmek ve göstermek ister." ifadesinde, insanlardaki bu arzu ve hususiyetler sadece tefekküre bir bakış açısıdır. Yoksa mukayese için değildir. Yani mikroskoplar mikropları, teleskoplar yıldızları ve semayı müşahede ettirir. Fakat ne mikroskopta gösterdiklerinden bir özellik, ne de teleskopta yıldızlarda ve semadan bir hususiyet bulunmaz.

Her şey Allah’ı tavsif eder. Fakat onunla muttasıf olmaz. İnsan da bir mikroskop ve teleskop gibi Cenab-ı Hakk’ı külli manada bildirir ve tanıttırır. Allah’ın zat, sıfat ve esmasını gösterir. Onunla kesinlikle muttasıf olamaz. O zattan bir hususiyeti kendinde taşıyamaz. Aynen öyle de insanın kendi güzellik ve kemalatını görmek ve göstermek istemesiyle, Cenab-ı Hakk’taki bu hususiyet aynı değildir. Sadece cam gibi vasıta olmaktan öteye geçmez. Tefekkür için bir rasat vazifesini görür. Başka türlü yakıştırmalar Allah için şirktir.

Ayrıca insanların güzelliklerini göstermesi bir ihtiyaçtan gelir, kemale ve ikmale gider. O güzellik olmaz ve görünmezse o insan eksik ve nakıs olur. Alkış, taltif, hoşamedi insanı keyiflendirir. Noksanı ikmal eder. Oysa Cenab-ı Hakk’ın kendi cemal ve kemalini göstermek istemesi ihtiyaçtan değil, iradeden gelen bir şuunattır. Kemalatı ikmal etmez. Çünkü hakiki kemalat ihtiyaca bina edilmez. İhtiyaçtan başkasının mukayesesinden gelen güzellik ve kemalat, hakiki güzellik ve kemal değildir. O da nisbidir. Çünkü nisbet edilenler gitse onlarda değerden ve kıymetten düşer.

Mesela, Allah mabud olduğu için ibadet ederiz. İnsanlar ibadet ettiği için mabud değildir. Burada mabudiyet nisbetle kaim değildir. nisbetle kaim olanlar; mesela insanların batıl mabudları bir zamanlar ibadet edildiği için mabud ittihaz edilmiş. İnsanlar ibadet etmekten vazgeçince, onların mabudiyetten düşmüşler. Hakiki mabudiyet öyle olamaz. Mesela insanlar olmazsa, bir insan, yalnız başına kendi kemalat ve güzelliğini göstermek ister mi? Sanatta, meharette, neyi kime gösterecek? Yani mukabele ve nisbet istiyor. Ta ki kemalatı zuhur etsin. Seyredenler olmazsa sanatlar, panayırlar ve pazarlar olmazsa ticaretler, hoşamedi olmazsa güzellikler görünmek istemezler. Bu mahlukat için genel bir kaidedir. Fakat Allah ezeli ve ebedidir. İnsanlığın ömrü âlemin sonunda başlamıştır.

O hâlde milyarlarca yıl önce Allah’ın cemal, kemal ve sanatı İlahiyeyi kimler seyrediyordu?.. Demek insanlardaki cemal ve kemalini görmek ve göstermek istemesi arzusu, Allah’ın cemalini ve kemalini ölçmek ve mukayese için değil insanlarını kendi kemalatını artırması ve tezahürü ve imtihan içindir. Ayrıca kemal ve cemalinin inceliğini insanlar melekler ve hiçbir mahlukat anlayamaz, idrak edip kavrayamaz. Ancak Allah kemal ve cemalini bilir.

Ayrıca bizdeki güzellik gibi Allah’ın cemal ve kemali bir ihtiyaçtan gelse, ihtiyaç gittiğinde güzellik ve kemalatın da eksilmesi lazım. Mesela, insan açlıktan dolayı yemek ister. İhtiyaçtan dolayı gezmek, keyiften dolayı seyir ister. Bu ihtiyaçlar kesilse artık yemek, seyir ve tenzzühte biter. Cenab-ı Hakk’ta ise bu şuunat ezelidir. Asırlardan beri yaratma, tezyinat, taltifat ve kemalat devam ediyor. Ve ebediyen devam edecektir. Demek ki Cenab-ı Hakk’ın kendi cemal ve kemalini görmek ve istemesi, ihtiyaçtan değil İRADE-Yİ İLAHİYEDENDİR.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 50
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

54 dakika önce, akılsızşuursuzatom yazdı:

Her cemal ve kemal sahibi kendi cemal ve kemalini görmek ve göstermek ister. Bu bir acizlik ya da ihtiyaç anlamına gelmez mi?

Aynı cinsten olanlar mukayeseye gelebilir ve muvazene edilebilirler. Mesela, elma ile elma, armut ile armut mukayese edilebilir. Amma karpuz ile nar, üzüm ile kayısı muvazene ve mukayeseye gelmez. Ancak her biri kendi şartında ve özelliklerinde değerlendirilebilirler. Aksi halde karpuz hakkında her mesele ve değerlendirme üzüm için şirktir.

Bu kaide kâinatta her şey için geçerlidir. Bitkiler en basit tabakayı hayatta iken iki farklı tür birbiriyle mukayese edilmezse, iki farklı cins ve iki farklı mahiyet yani bir bitkiyle hayvan, hayvan ile insan hiç ölçülebilir mi, mukayeseye gelebilir mi? Hatta mahlukat kemalata doğru (yaratılış cihetiyle) gittikçe, yükseldikçe bu muvazene ve mukayese iki farklı fert arasında bile cereyan etmez. Yani iki farklı insan muvazene ve mukayese edilmez. Maddeten iki farklı özelliklere haiz oldukları halde manen hiç muvazeneye gelmez.

Ana meseledeki benzerlik çok yüzeysel ve basittir. Bir insanın hayatını yazan bir tarihçi, başka bir insanın hayatında cahil ve eksiktir. Bu böyleyken kemalatın en kutsisinde ve yarattığı hiçbir mahluka benzemeyen, kendinden başka misli olmayan maddeden, zamandan, mekândan münezzeh olan Allah-u Zülcelal nasıl bir insanın hususiyetleriyle muvazene ve mukayese edilsin?.. Misli ve benzeri olanlar arasında tam bir mukayese olmaz ise misli olmayan Allah (cc) kesinlikle mahlukatın bütün özelliklerinden müstağnidir. Ve mukayeseye gelmez. Sadece tefekküre bir vasıta olmak cihetiyle bazı temsilat olabilir.

"Her kemal ve cemal sahibi kendi cemal ve kemalini görmek ve göstermek ister." ifadesinde, insanlardaki bu arzu ve hususiyetler sadece tefekküre bir bakış açısıdır. Yoksa mukayese için değildir. Yani mikroskoplar mikropları, teleskoplar yıldızları ve semayı müşahede ettirir. Fakat ne mikroskopta gösterdiklerinden bir özellik, ne de teleskopta yıldızlarda ve semadan bir hususiyet bulunmaz.

Her şey Allah’ı tavsif eder. Fakat onunla muttasıf olmaz. İnsan da bir mikroskop ve teleskop gibi Cenab-ı Hakk’ı külli manada bildirir ve tanıttırır. Allah’ın zat, sıfat ve esmasını gösterir. Onunla kesinlikle muttasıf olamaz. O zattan bir hususiyeti kendinde taşıyamaz. Aynen öyle de insanın kendi güzellik ve kemalatını görmek ve göstermek istemesiyle, Cenab-ı Hakk’taki bu hususiyet aynı değildir. Sadece cam gibi vasıta olmaktan öteye geçmez. Tefekkür için bir rasat vazifesini görür. Başka türlü yakıştırmalar Allah için şirktir.

Ayrıca insanların güzelliklerini göstermesi bir ihtiyaçtan gelir, kemale ve ikmale gider. O güzellik olmaz ve görünmezse o insan eksik ve nakıs olur. Alkış, taltif, hoşamedi insanı keyiflendirir. Noksanı ikmal eder. Oysa Cenab-ı Hakk’ın kendi cemal ve kemalini göstermek istemesi ihtiyaçtan değil, iradeden gelen bir şuunattır. Kemalatı ikmal etmez. Çünkü hakiki kemalat ihtiyaca bina edilmez. İhtiyaçtan başkasının mukayesesinden gelen güzellik ve kemalat, hakiki güzellik ve kemal değildir. O da nisbidir. Çünkü nisbet edilenler gitse onlarda değerden ve kıymetten düşer.

Mesela, Allah mabud olduğu için ibadet ederiz. İnsanlar ibadet ettiği için mabud değildir. Burada mabudiyet nisbetle kaim değildir. nisbetle kaim olanlar; mesela insanların batıl mabudları bir zamanlar ibadet edildiği için mabud ittihaz edilmiş. İnsanlar ibadet etmekten vazgeçince, onların mabudiyetten düşmüşler. Hakiki mabudiyet öyle olamaz. Mesela insanlar olmazsa, bir insan, yalnız başına kendi kemalat ve güzelliğini göstermek ister mi? Sanatta, meharette, neyi kime gösterecek? Yani mukabele ve nisbet istiyor. Ta ki kemalatı zuhur etsin. Seyredenler olmazsa sanatlar, panayırlar ve pazarlar olmazsa ticaretler, hoşamedi olmazsa güzellikler görünmek istemezler. Bu mahlukat için genel bir kaidedir. Fakat Allah ezeli ve ebedidir. İnsanlığın ömrü âlemin sonunda başlamıştır.

O hâlde milyarlarca yıl önce Allah’ın cemal, kemal ve sanatı İlahiyeyi kimler seyrediyordu?.. Demek insanlardaki cemal ve kemalini görmek ve göstermek istemesi arzusu, Allah’ın cemalini ve kemalini ölçmek ve mukayese için değil insanlarını kendi kemalatını artırması ve tezahürü ve imtihan içindir. Ayrıca kemal ve cemalinin inceliğini insanlar melekler ve hiçbir mahlukat anlayamaz, idrak edip kavrayamaz. Ancak Allah kemal ve cemalini bilir.

Ayrıca bizdeki güzellik gibi Allah’ın cemal ve kemali bir ihtiyaçtan gelse, ihtiyaç gittiğinde güzellik ve kemalatın da eksilmesi lazım. Mesela, insan açlıktan dolayı yemek ister. İhtiyaçtan dolayı gezmek, keyiften dolayı seyir ister. Bu ihtiyaçlar kesilse artık yemek, seyir ve tenzzühte biter. Cenab-ı Hakk’ta ise bu şuunat ezelidir. Asırlardan beri yaratma, tezyinat, taltifat ve kemalat devam ediyor. Ve ebediyen devam edecektir. Demek ki Cenab-ı Hakk’ın kendi cemal ve kemalini görmek ve istemesi, ihtiyaçtan değil İRADE-Yİ İLAHİYEDENDİR.

 

Koçum Risale-i Nur'dan paylaşımlar mi yapıyorsun?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bence Allah inancı her insanın sığınması gereken bir sığınak.Ama bazı insanlar bu inancı kendi şahsi menfaatleri için suistimal edebiliyorlar.Konu dine gelince her insan bence kendi dini yaşamında özgür olmalı.

 

5 dakika önce, democrossian yazdı:

Ayrıca ateistlere hitap eden bir yazı değil. Ateist tanrıya inanmaz ki tanrının ihtiyaçları mı var diye sorsun? Olmayan şeyin neye ihtiyacı var neye ihtiyacı yok sorulur mu yahu! Laf kalabalığına getirmekle allah filan kanıtlanmaz! Bunlar zırıltı, boş laf...

 

Allah ' a inanmak için kanıt olsaydı zaten dinin bir anlamı olmazdı.Ben ise şahsi olarak Allah'ı bir sığınak olarak görüyorum... savaşlardan/hastalıkardan.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, quayz yazdı:

Aynen öyle sana sonuna kadar katılıyorum!Her türlü pisliği,ahlaksızı yap sonrada "ben allaha sığınıyorum" diye kurtul!

 

Din çok rahatlıkla süistimal edilebilecek bir konu olduğından Gazi Mustafa Kemal Paşa Diyanet i kurmuştu.Din sokak serserilerinin ülkücülerin ve yobazların elinde kurtulursa gerçek inanca dönüşebilir.Ben Allah inancana sahip biri olarak dini sizin gördüğünüz gibi görmüyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İyi niyetle tanrıya inandığını düşünenler de tanrıyı çıkarları için kullananlar tarafından çok feci şekilde kandırılıp kekleniyorlar.

 

Bu durum "çok iyi gelecek, dertlerinden kurtulacaksın" diye kandırarak uyuşturucuya alıştıran ve köşeyi uyuşturucu ticaretiyle dönen uyuşturucu tacirlerinin kandırmasından farksız.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, democrossian yazdı:

İyi niyetle tanrıya inandığını düşünenler de tanrıyı çıkarları için kullananlar tarafından çok feci şekilde kandırılıp kekleniyorlar.

 

Bu durum "çok iyi gelecek, dertlerinden kurtulacaksın" diye kandırarak uyuşturucuya alıştıran ve köşeyi uyuşturucu ticaretiyle dönen uyuşturucu tacirlerinin kandırmasından farksız.

 

Ateizm de uyuşturucudan farksız.Beyin üzerine yeterince araştırma yaparsanız dopamin hormonu nun nasıl inanca yol açtığını öğrenirsiniz.Ateist olanların çoğunluğu dopamin ve IQ seviyesi düşük kişiler.En azından ülkemizde öyle.

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 dakika önce, bar232 yazdı:

Ateizm de uyuşturucudan farksız.

 

Bu dediğinin en küçük bir bilimsel temeli yok. İddiaların tamamen bilim dışı ve safsata. Bu kadar bilim dışı saçmalığa nasıl saplanabildiğine hayret ediyorum. Dopamin niye inanca yol açsın ki? Bu tamamen bilim süsü verilmiş hurafe. Saçmalıkları bilimle soslayıp yutturamazsın. En azından ateistlere.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, democrossian yazdı:

 

Bu dediğinin en küçük bir bilimsel temeli yok. İddiaların tamamen bilim dışı ve safsata. Bu kadar bilim dışı saçmalığa nasıl saplanabildiğine hayret ediyorum. Dopamin niye inanca yol açsın ki? Bu tamamen bilim süsü verilmiş hurafe. Saçmalıkları bilimle soslayıp yutturamazsın. En azından ateistlere.

 

Bu kadar ateist in bilim dışı konularda  zaman harcayıp kafayı dinle bozmasını nasıl açıklıyorsun ? Bu ateistlerin konuyu açan arkadaştan ne farkı var ? Biri diğerinin ateist hali işte.

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 dakika önce, bar232 yazdı:

Bu kadar ateist in bilim dışı konularda  zaman harcayıp kafayı dinle bozmasını nasıl açıklıyorsun

 

Dine savaş açan biz değiliz, bize savaş açan din. Sen dindar olduğun için dinden rahatsız olmuyorsun. Deri işçileri kötü kokuya alışır, rahatsız olmazlar. Ama iğrenç kokar. Deri fabrikasına miden kalkmadan giremezsin. Ben girdiğim için biliyorum. On dakika dayanamadım. Senin de durumun aynı. Din seni rahatsız etmediği için rahatsın.

 

Ama din bize savaş açmış durumda. Bu seni kapsamadığı için sen rahatsız olmuyorsun. Ölümle, işkence ile tehdit edilen sen değilsin nasıl olsa.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Forumu nurcu zırvalarıyla doldurdun ya artık bir şey demiyorum. Lafa gelince nurculukla alakası yok fikire önem veriyorum cart curt der. Bu ne idüğü belirsiz şeyleri kabul etmek için hayatında hiç adam gibi bir kitap okumamış kısa yoldan huzura erme gibi kurnaz yola başvuran ya da bu tür şeylerle kafasını afyon gibi uyuşturmayı seven biri olmak lazım ama malesef  bu kadar karaktersiz olmayı çoğumuzun kaldıracak midesi yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş
22 dakika önce, bar232 yazdı:

 

Bu kadar ateist in bilim dışı konularda  zaman harcayıp kafayı dinle bozmasını nasıl açıklıyorsun ? Bu ateistlerin konuyu açan arkadaştan ne farkı var ? Biri diğerinin ateist hali işte.

Ne yani ateistiz diye bilim dışındaki hiçbir konudan bahsetmeyelim mi?Sizin dininizin yanlışlarından,ahlaksızlarından bahsetmeyelim mi?Ne kadar saçma sapan konuştuğunun farkında mısın?

Link to post
Sitelerde Paylaş
16 dakika önce, democrossian yazdı:

 

Dine savaş açan biz değiliz, bize savaş açan din. Sen dindar olduğun için dinden rahatsız olmuyorsun. Deri işçileri kötü kokuya alışır, rahatsız olmazlar. Ama iğrenç kokar. Deri fabrikasına miden kalkmadan giremezsin. Ben girdiğim için biliyorum. On dakika dayanamadım. Senin de durumun aynı. Din seni rahatsız etmediği için rahatsın.

 

Ama din bize savaş açmış durumda. Bu seni kapsamadığı için sen rahatsız olmuyorsun. Ölümle, işkence ile tehdit edilen sen değilsin nasıl olsa.

 

Seni ölümle veya işkence ile tehdit eden kim ? Hemen polisi ara ifadesini alsınlar.Osmanlıda bile gayrimüslümler rahat yaşıyorlardı.Kimsenin onları ölümle tehdit ettiği filanda yoktu.Ben liberal bir insanım/ve inanıyorum ki hiçbir inanç inançsızlık  kadar katliam yapmamıştır.Stalin in Mao nun yaptığı katliamları görememende normal çünkü gerçekte ateist filan değilsin.Gerçek ateizm SSCB de yaşandı ve bitti.Bu kadar.Ülkemizde ki ateistler ise bir avuç otistik belirtili insanlardan oluşuyor.

 

Otizm i hakaret olarak kullanmıyorum yanlış anlaşılmasın.

tarihinde bar232 tarafından düzenlendi
Ek
Link to post
Sitelerde Paylaş
40 dakika önce, bar232 yazdı:

 

Ateizm de uyuşturucudan farksız.Beyin üzerine yeterince araştırma yaparsanız dopamin hormonu nun nasıl inanca yol açtığını öğrenirsiniz.Ateist olanların çoğunluğu dopamin ve IQ seviyesi düşük kişiler.En azından ülkemizde öyle.

Araştırmayı arka tarafınla yaptın herhalde çünkü genelde dmt içeren maddeler alıp tanrının oldugunu söyleyen ve bununda organı oldugunu söyleyen tabiki de beyni uyuşmuş sizin kesim.Ve  şu 5 vakit müslümanların günümüzde nedense bu kadar iq seviyesiyle bilimde yeri yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...