Jump to content

Allah'ın yarattıklarına ihtiyacı yoktur! Her cemal ve kemal sahibi


Recommended Posts

22 saat önce, akılsızşuursuzatom yazdı:

stenger'in  başarısız  hipotez  tanrı  kitabına  başladım  da  ne  dersiniz  bilginiz  var  mı  kitap  doyurucu  mu  çünkü  pek  felsefi  değil  o  yüzden  noksan  gibi?

Okumadım o yüzden yorum yapamam. Ama ateizm konusunda bilim adamları yerine filozofları okumanın daha etkili olacağını düşünüyorum.

 

7 saat önce, kirec yazdı:

Güneşin ısı ve ışık yayması gibi bir olaya benzetilebilir tanrının yaratması...

 

İstemek eksiklik değildir...

Güneş ısı ve ışık yaymayı "istediği için" yapmıyor. Tözünün gereği olarak bunu ortaya koyuyor.

İstemek eksikliktir çünkü bir şeyden yoksun değilseniz onu isteyemezsiniz. Örneğin bir araba istiyorsanız araba eksiğiniz vardır. İhtiyacınız yoktur belki, halihazırda bir arabanız vardır. Ama yine de 2. bir arabanın eksikliğinde olduğunuz için istem duyarsınız.

Tanrı da kendisini bilen varlıklar istiyorsa, kendisini bilen varlıkların eksikliğindedir.

Hadi bu da zorunlu bir çıkarım olmasın, diyelim ki tanrı sadece iradesinin sonucu olarak yaratmıştır. Örneğin şu an elimde bir top var ve onu havaya atıyorum. Bu eylemi gerçekleştirmeyi istedim. Burdaki istem bir eksikliğin sonucu değildi diyelim. Zira topu fırlatmamanın bende bir eksiklik oluşturması için bir sebep yok.

Fakat yaptığım anlamsız bir iştir. Çünkü bir gerekçem veya amacım yoktu. Öylesine fırlattım işte, yapmak istedim ve yaptım. Yani yukarda yazdığıma benzer olarak:

1. Eğer tanrının isteminin bir amacı veya gerekçesi yoksa, yaptıkları sadece iradenin sonucuysa, o halde yaptığı iş saçma ve anlamsızdır. Çünkü amacı veya gerekçesi yoktur.

2. Eğer tanrının isteminin bir amacı veya gerekçesi varsa, o halde tanrı eksiktir, çünkü amacını gerçekleştirdiği vaziyetin eksikliğindedir.

Sizin güneş benzetmenizi de bu bağlamda inceleyecek olursak, 1. maddeye dahil olacaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 50
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

On 01.11.2018 at 17:00, akılsızşuursuzatom yazdı:

Her cemal ve kemal sahibi kendi cemal ve kemalini görmek ve göstermek ister. Bu bir acizlik ya da ihtiyaç anlamına gelmez mi?

Aynı cinsten olanlar mukayeseye gelebilir ve muvazene edilebilirler. Mesela, elma ile elma, armut ile armut mukayese edilebilir. Amma karpuz ile nar, üzüm ile kayısı muvazene ve mukayeseye gelmez. Ancak her biri kendi şartında ve özelliklerinde değerlendirilebilirler. Aksi halde karpuz hakkında her mesele ve değerlendirme üzüm için şirktir.

Bu kaide kâinatta her şey için geçerlidir. Bitkiler en basit tabakayı hayatta iken iki farklı tür birbiriyle mukayese edilmezse, iki farklı cins ve iki farklı mahiyet yani bir bitkiyle hayvan, hayvan ile insan hiç ölçülebilir mi, mukayeseye gelebilir mi? Hatta mahlukat kemalata doğru (yaratılış cihetiyle) gittikçe, yükseldikçe bu muvazene ve mukayese iki farklı fert arasında bile cereyan etmez. Yani iki farklı insan muvazene ve mukayese edilmez. Maddeten iki farklı özelliklere haiz oldukları halde manen hiç muvazeneye gelmez.

Ana meseledeki benzerlik çok yüzeysel ve basittir. Bir insanın hayatını yazan bir tarihçi, başka bir insanın hayatında cahil ve eksiktir. Bu böyleyken kemalatın en kutsisinde ve yarattığı hiçbir mahluka benzemeyen, kendinden başka misli olmayan maddeden, zamandan, mekândan münezzeh olan Allah-u Zülcelal nasıl bir insanın hususiyetleriyle muvazene ve mukayese edilsin?.. Misli ve benzeri olanlar arasında tam bir mukayese olmaz ise misli olmayan Allah (cc) kesinlikle mahlukatın bütün özelliklerinden müstağnidir. Ve mukayeseye gelmez. Sadece tefekküre bir vasıta olmak cihetiyle bazı temsilat olabilir.

"Her kemal ve cemal sahibi kendi cemal ve kemalini görmek ve göstermek ister." ifadesinde, insanlardaki bu arzu ve hususiyetler sadece tefekküre bir bakış açısıdır. Yoksa mukayese için değildir. Yani mikroskoplar mikropları, teleskoplar yıldızları ve semayı müşahede ettirir. Fakat ne mikroskopta gösterdiklerinden bir özellik, ne de teleskopta yıldızlarda ve semadan bir hususiyet bulunmaz.

Her şey Allah’ı tavsif eder. Fakat onunla muttasıf olmaz. İnsan da bir mikroskop ve teleskop gibi Cenab-ı Hakk’ı külli manada bildirir ve tanıttırır. Allah’ın zat, sıfat ve esmasını gösterir. Onunla kesinlikle muttasıf olamaz. O zattan bir hususiyeti kendinde taşıyamaz. Aynen öyle de insanın kendi güzellik ve kemalatını görmek ve göstermek istemesiyle, Cenab-ı Hakk’taki bu hususiyet aynı değildir. Sadece cam gibi vasıta olmaktan öteye geçmez. Tefekkür için bir rasat vazifesini görür. Başka türlü yakıştırmalar Allah için şirktir.

Ayrıca insanların güzelliklerini göstermesi bir ihtiyaçtan gelir, kemale ve ikmale gider. O güzellik olmaz ve görünmezse o insan eksik ve nakıs olur. Alkış, taltif, hoşamedi insanı keyiflendirir. Noksanı ikmal eder. Oysa Cenab-ı Hakk’ın kendi cemal ve kemalini göstermek istemesi ihtiyaçtan değil, iradeden gelen bir şuunattır. Kemalatı ikmal etmez. Çünkü hakiki kemalat ihtiyaca bina edilmez. İhtiyaçtan başkasının mukayesesinden gelen güzellik ve kemalat, hakiki güzellik ve kemal değildir. O da nisbidir. Çünkü nisbet edilenler gitse onlarda değerden ve kıymetten düşer.

Mesela, Allah mabud olduğu için ibadet ederiz. İnsanlar ibadet ettiği için mabud değildir. Burada mabudiyet nisbetle kaim değildir. nisbetle kaim olanlar; mesela insanların batıl mabudları bir zamanlar ibadet edildiği için mabud ittihaz edilmiş. İnsanlar ibadet etmekten vazgeçince, onların mabudiyetten düşmüşler. Hakiki mabudiyet öyle olamaz. Mesela insanlar olmazsa, bir insan, yalnız başına kendi kemalat ve güzelliğini göstermek ister mi? Sanatta, meharette, neyi kime gösterecek? Yani mukabele ve nisbet istiyor. Ta ki kemalatı zuhur etsin. Seyredenler olmazsa sanatlar, panayırlar ve pazarlar olmazsa ticaretler, hoşamedi olmazsa güzellikler görünmek istemezler. Bu mahlukat için genel bir kaidedir. Fakat Allah ezeli ve ebedidir. İnsanlığın ömrü âlemin sonunda başlamıştır.

O hâlde milyarlarca yıl önce Allah’ın cemal, kemal ve sanatı İlahiyeyi kimler seyrediyordu?.. Demek insanlardaki cemal ve kemalini görmek ve göstermek istemesi arzusu, Allah’ın cemalini ve kemalini ölçmek ve mukayese için değil insanlarını kendi kemalatını artırması ve tezahürü ve imtihan içindir. Ayrıca kemal ve cemalinin inceliğini insanlar melekler ve hiçbir mahlukat anlayamaz, idrak edip kavrayamaz. Ancak Allah kemal ve cemalini bilir.

Ayrıca bizdeki güzellik gibi Allah’ın cemal ve kemali bir ihtiyaçtan gelse, ihtiyaç gittiğinde güzellik ve kemalatın da eksilmesi lazım. Mesela, insan açlıktan dolayı yemek ister. İhtiyaçtan dolayı gezmek, keyiften dolayı seyir ister. Bu ihtiyaçlar kesilse artık yemek, seyir ve tenzzühte biter. Cenab-ı Hakk’ta ise bu şuunat ezelidir. Asırlardan beri yaratma, tezyinat, taltifat ve kemalat devam ediyor. Ve ebediyen devam edecektir. Demek ki Cenab-ı Hakk’ın kendi cemal ve kemalini görmek ve istemesi, ihtiyaçtan değil İRADE-Yİ İLAHİYEDENDİR.

ukumadum bile cemal felen fasi başaka simy nyokmuydu yznan içim illahaki saidi nurisi ağzıylamı yazacakasın allah bilişr nerden kopyalaıp yapıştırdım  aşkım sen adam olmıyacaksın

Link to post
Sitelerde Paylaş
On ‎1‎.‎11‎.‎2018 at 23:28, akılsızşuursuzatom yazdı:

hayvanların  ve  insanların  süt  vermesi

 

Süt bezleri ter bezleri ile evrimsel olarak aynı kökendendir. Ter de süt gibi yağ içerir. Uzun bir evrim sürecinde süt bezleri gelişme göstermiştir. Bu gelişmenin nedeni, süt bezlerindeki yarar sağlayan mutasyonların neslin devamına katkı yaparak doğal seçilimden geçmeleridir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 saat önce, democrossian yazdı:

 

Süt bezleri ter bezleri ile evrimsel olarak aynı kökendendir. Ter de süt gibi yağ içerir. Uzun bir evrim sürecinde süt bezleri gelişme göstermiştir. Bu gelişmenin nedeni, süt bezlerindeki yarar sağlayan mutasyonların neslin devamına katkı yaparak doğal seçilimden geçmeleridir.

peki nasıl  hoşumuza  giden  bir  tada  evrilmeyi  başarmıştır

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sütü herkes sevmez. Bebeğin sevmesi başka alternatifi olmadığı için olabilir. Meyvelerin de neden hoş bir aroması olduğu sorulabilir. Evrim hepsini açıklar. Tabii ki mutasyonlar hoş bir aroma yaratacak yönde ise bu mutasyonu taşıyan meyveler hayvanlarca daha çok yenip tohumları daha fazla yayılacağı için nesilleri kalıcı olacak, bu mutasyona sahip olmayanlar ortadan kalktığı için biz meyvelerin aroması ne güzel diyeceğiz milyonlarca yıl sonra... :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, democrossian yazdı:

Sütü herkes sevmez. Bebeğin sevmesi başka alternatifi olmadığı için olabilir. Meyvelerin de neden hoş bir aroması olduğu sorulabilir. Evrim hepsini açıklar. Tabii ki mutasyonlar hoş bir aroma yaratacak yönde ise bu mutasyonu taşıyan meyveler hayvanlarca daha çok yenip tohumları daha fazla yayılacağı için nesilleri kalıcı olacak, bu mutasyona sahip olmayanlar ortadan kalktığı için biz meyvelerin aroması ne güzel diyeceğiz milyonlarca yıl sonra... :)

yine insan ben merkezciliği diyorsunuz fakat din bunu sağlıyor insana veya Tanrı inancı bunu enjekte ediyor gibi

Link to post
Sitelerde Paylaş

Zariyat 56 - Diyanet İşleri: Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım

 

Yukarıdaki ayette insanların ne için yaratıldığı açıkca belirtilmiştir. Kul, yada kullara ihtiyaç olduğunu anlıyorum ben. Öyle ya, inananlar olmasa Allah'ın adını kim anacak?

 

Bişey sormak istiyorum, sizin paylaştığınız yazıdakileri belirten bir ayet varmı? Kişisel yorumlar gibi geldi bana. Varsa lütfen paylaşınız. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 dakika önce, dursun yazdı:

Zariyat 56 - Diyanet İşleri: Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım

 

Yukarıdaki ayette insanların ne için yaratıldığı açıkca belirtilmiştir. Kul, yada kullara ihtiyaç olduğunu anlıyorum ben. Öyle ya, inananlar olmasa Allah'ın adını kim anacak?

 

Bişey sormak istiyorum, sizin paylaştığınız yazıdakileri belirten bir ayet varmı? Kişisel yorumlar gibi geldi bana. Varsa lütfen paylaşınız. 

 

 

paylaştığım site çıkarım yapmaya çalışmış açıkcası .Mesela son paragrafta ; Ayrıca bizdeki güzellik gibi Allah’ın cemal ve kemali bir ihtiyaçtan gelse, ihtiyaç gittiğinde güzellik ve kemalatın da eksilmesi lazım. Mesela, insan açlıktan dolayı yemek ister. İhtiyaçtan dolayı gezmek, keyiften dolayı seyir ister. Bu ihtiyaçlar kesilse artık yemek, seyir ve tenzzühte biter. Cenab-ı Hakk’ta ise bu şuunat ezelidir. Asırlardan beri yaratma, tezyinat, taltifat ve kemalat devam ediyor. Ve ebediyen devam edecektir. Demek ki Cenab-ı Hakk’ın kendi cemal ve kemalini görmek ve istemesi, ihtiyaçtan değil İRADE-Yİ İLAHİYEDENDİR.    (bu kısım bana tuhaf geldi daha çok sizce nasıl bir mantık bu ?)

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 dakika önce, akılsızşuursuzatom yazdı:

paylaştığım site çıkarım yapmaya çalışmış açıkcası .Mesela son paragrafta ; Ayrıca bizdeki güzellik gibi Allah’ın cemal ve kemali bir ihtiyaçtan gelse, ihtiyaç gittiğinde güzellik ve kemalatın da eksilmesi lazım. Mesela, insan açlıktan dolayı yemek ister. İhtiyaçtan dolayı gezmek, keyiften dolayı seyir ister. Bu ihtiyaçlar kesilse artık yemek, seyir ve tenzzühte biter. Cenab-ı Hakk’ta ise bu şuunat ezelidir. Asırlardan beri yaratma, tezyinat, taltifat ve kemalat devam ediyor. Ve ebediyen devam edecektir. Demek ki Cenab-ı Hakk’ın kendi cemal ve kemalini görmek ve istemesi, ihtiyaçtan değil İRADE-Yİ İLAHİYEDENDİR.    (bu kısım bana tuhaf geldi daha çok sizce nasıl bir mantık bu ?)

 

İyi de güzel birşeye baktıkça, o güzellik niye gitsin ki? Yada güzel bir kız akşama kadar dışarda gezip eve geldiğinde "bugün de güzelliğim eksildi" mi diyordur?  Ayrıca açlık ve güzellik örneği birbiri ile alakasız örnekler. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, dursun yazdı:

 

İyi de güzel birşeye baktıkça, o güzellik niye gitsin ki? Yada güzel bir kız akşama kadar dışarda gezip eve geldiğinde "bugün de güzelliğim eksildi" mi diyordur?  Ayrıca açlık ve güzellik örneği birbiri ile alakasız örnekler. 

 

 

kendince ezeliyete atıf yapmış işte

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...