Jump to content

Miras Ayetlerinin Çözümü


Recommended Posts

  • İleti 130
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

On 04.11.2018 at 14:44, Emre Karaköse yazdı:

Miras ayetleri olan Nisa 11, 12 ve 176'nın her biri, gerçekte ayrı ayrı ayrı durumlar için ayrı formüller sunuyor. Hatta bu ayetlerdeki her cümle de kendi içinde ayrı durum ve formülden bahsetmekte...

 

Dostum, uzun metrajlı yazılarındaki Türkçen ve akıcı üslubun dikkat çekici. 

Bunun için tebrik ederim. Egitimli oldugun, dil'den anladigin belli. Ancak az önce içki mevzusundaki yazını, bu cezbedici pürüzsüz Türkçen sebebiyle okumaya başlamışken bir yerden sonra 'ne zaman bitecek bu makale' diyor insan! Vallahi ancak yarısına kadar gelebildim. Sıkılıyor insan.. Bilim sabır ister, senin teferruatli anlatımın takdire şayan. Ancak sonuç... Buradaki yazında ise matematik bilgini de konusturmussun. Ve haklı olarak diyorsun ki, Kuran'daki bütünlüğe bakarak yorumlamak lazım meseleleri. E dostum sen Kuran'in bir bütünlük arz ettiği varsayımından hareket ediyorsun. Sureler, ayetler kendi içinde bir bütün değil ki Kuran'in bütünlüğüne bakalım. Yazındaki yakındığın çok farklı mealciler de bu çaresizliği yaşıyorlar zaten. Sen de bu yüzden uzun uzun yazmak zorunda kalıyorsun. Ne diyeyim.. Allah kolaylık versin!

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 dakika önce, Emre Karaköse yazdı:

Diğer şıklarda ise kardeşler hissedar değil.

 

İyi işte bu aptalca ve gereksiz bir uygulama. Bir kişi hissedarsa hissedardır, değilse değildir. Şu durumda hissedar da bu durumda hissedar değil demek aptalca ve yanlış bir uygulama. Üstelik gereksiz. Bu kişiler çok pay almasın diyecekse yirmide bire düşürsün. Eğer çocuk yoksa da miras bunlara kalırsa otomatik yükselir alacakları miktar zaten. Ama çocuklar varsa düşük olur alacakları miktar. Akılcı çözüm bu.  

 

Olmaz öyle şu durumda hissesi var de şu durumda yok diye. Bu gereksiz olduğu kadar saçma ve karışıklıklara yol açacak bir durum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yani eğer Kuran'da değişen her duruma göre oranlar değiştirilmiş ve başka durumda hissedar olanlar hissedarlıktan çıkarılmışsa gerçekten, bu saçma ve gereksiz, aptalca bir uygulamadır. Böyle saçma bir uygulamaya ancak matematik bilmeyen cahil ve aptallar başvurur. Matematik varken akıl mantık varken böyle saçma sapan aptalca uygulama olmaz. 

 

Ha, allah matematik bilmeden kuran göndermeye kalkar, böyle cırmalar durur, o ayrı! :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, Getaf yazdı:

 

Dostum, uzun metrajlı yazılarındaki Türkçen ve akıcı üslubun dikkat çekici. 

Bunun için tebrik ederim. Egitimli oldugun, dil'den anladigin belli. Ancak az önce içki mevzusundaki yazını, bu cezbedici pürüzsüz Türkçen sebebiyle okumaya başlamışken bir yerden sonra 'ne zaman bitecek bu makale' diyor insan! Vallahi ancak yarısına kadar gelebildim. Sıkılıyor insan.. Bilim sabır ister, senin teferruatli anlatımın takdire şayan. Ancak sonuç... Buradaki yazında ise matematik bilgini de konusturmussun. Ve haklı olarak diyorsun ki, Kuran'daki bütünlüğe bakarak yorumlamak lazım meseleleri. E dostum sen Kuran'in bir bütünlük arz ettiği varsayımından hareket ediyorsun. Sureler, ayetler kendi içinde bir bütün değil ki Kuran'in bütünlüğüne bakalım. Yazındaki yakındığın çok farklı mealciler de bu çaresizliği yaşıyorlar zaten. Sen de bu yüzden uzun uzun yazmak zorunda kalıyorsun. Ne diyeyim.. Allah kolaylık versin!

 

Teşekkürler. 

 

Kuran'ı baştan sona okuyunca hiçbir kitapta göremeyeceğin mükemmellikteki bütünlüğü de görebilirsin. Ama önyargısız bir şekilde ve doğru güzel bir tercümeden okursan...Veya Arapça biliyorsan zaten orjinal halinde çok daha kolay göreceksin bunu.

 

Sadece verdiği bilgiler ve anlatım değil, matematiksel  ve diğer tüm  mucizevi bütünlüğünü de...

 

Selam

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bayılıyorum bu aytlere  muhmmedmi konuşuyor yoksa yüce rabimizmi Allahmı.

 

Rahman ve Rahim Allah'ın adıyla...

1. Yemin olsun, çekip koparanlara/yay çekenlere/kuyudan su çekenlere/bağsız-bekçisiz koşan atlara/ayrılık yüzünden hasret çekenlere/daldırıp daldırıp çıkaranlara,

2. Yemin olsun, rahatça, incitmeden çekenlere/düğümü hünerle çözenlere/bir yerden bir yere gidenlere/coşkuyla iç çekenlere,

3. Yemin olsun, boşlukta yahut suda yüzüp gidenlere,

4. Derken öne geçip yarışı kazananlara,

5. Bir iş ve oluşu çekip çevirenlere,

6. Ki o gün şiddetle sarsacak olan saracaktır.

7. Onu, ardısıra gelen izleyecektir.

8. Bazı kalpler o gün kaygıdan titreyecektir.

9. Onların gözleri yerlere eğilecektir.

10. "Biz gerçekten bu çukurda eski halimize döndürülecek miyiz?" diyorlar.

11. "Un-ufak kemikler haline geldikten sonra, öyle mi!"

12. "Hüsran dolu bir dönüştür bu öyleyse!" diye konuştular.

13. Oysaki o, sert bir komut sesinden ibarettir.

14. Bir anda hepsi uyanıp ortaya geliverir.

15. Ulaştı mı sana Mûsa'nın haberi?

16. Hani, Rabbi ona, kutsal vadide, Tuva'da seslenmişti:

17. "Firavun'a git! İyice azdı o."

18. "De ki ona: 'Arınıp temizlenmeye ne dersin?"

19. "Seni Rabbine kılavuzlayayım da gönülden ürperesin!"

20. Derken, ona o en büyük mucizeyi gösterdi.

21. Ama o yalanladı, isyan etti.

22. Sonra, sırtını döndü; koşuyordu.

23. Derken, bir araya toplayıp bağırdı.

24. Dedi ki: "Ben sizin en yüce rabbinizim."

25. Bunun üzerine Allah, onu sonraya ve önceye ibret olmak üzere bir ceza ile çarptı.

26. Kuşkusuz, bunda, içine ürperti düşen için tam bir ibret vardır.

27. Siz mi daha zorsunuz yaratılışça, gök mü?

28. Onu O yapıp kurdu. Onun boyunu yükseltti; ardından ona ahenk ve düzen verdi.

29. Gecesini kararttı, kuşluğunu ortaya çıkardı.

30. Bundan sonra da yeri yayıp deve kuşu yumurtası biçiminde yuvarlattı.

31. Ondan suyunu, otlağını çıkardı.

32. Dağları, demir atmış gibi oturttu;

33. Sizin için ve hayvanlarınız için bir geçim aracı olarak.

34. O güç yetmez büyük felaket geldiğinde,

35. O gün insan, uğrunda gayret sarfettiği şeyi hatırlar.

36. Gören kişi için cehennem apaçık ortaya çıkarılmıştır.

37. Artık azmış olan,

38. Ve iğreti hayatı yeğlemiş olan için,

39. Cehennem, barınağın ta kendisidir.

40. Rabbinin yüceliğinden korkup nefsini boş heveslerden yasaklanmış olan içinse,

41. Cennet, barınağın ta kendisidir.

42. O saatten soruyorlar sana, "gelip demir atması ne zaman?" diye.

43. Nerede sende, onu hatırlatacak şey!

44. Ona ilişkin bilginin sonu Rabbine varır.

45. Sen sadece, ondan korkanları uyaransın.

46. Onu gördükleri gün onlar, dünyada sanki bir akşam veya onun kuşluk vaktinden başka kalmamışa dönerler.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Konu daha çok su götürür. Eşe sekizde bir vermek çok saçma. Hayat arkadaşına bu kadar düşük hisse mi olur be! Hayat arkadaşı ülen! Allah sekizde bir yazarken kafayı yemiş olmalı! Bir de dört eş varsa ne olacak? Olur şey değil. Allah da amma pintiymiş ha! :D 

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 dakika önce, güven yazdı:

1. Yemin olsun, çekip koparanlara/yay çekenlere/kuyudan su çekenlere/bağsız-bekçisiz koşan atlara/ayrılık yüzünden hasret çekenlere/daldırıp daldırıp çıkaranlara,

2. Yemin olsun, rahatça, incitmeden çekenlere/düğümü hünerle çözenlere/bir yerden bir yere gidenlere/coşkuyla iç çekenlere,

3. Yemin olsun, boşlukta yahut suda yüzüp gidenlere,

Bu muhammed denen bedevi,neden ona buna yemin ediyor ki?Bunun allah putu yok muydu?Yoksa o da mı şirk koşuyor? :D 

tarihinde quayz tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
4 dakika önce, Phocas yazdı:

O da yoksa aşiretin ağası kalan mala el koyuyordur. Ne olacak ki?

 

Muhammed bizzat el koyuyor da olabilir. Ne de olsa Kuran'da "vacedeke ailen fe ağna" yazıyor. Yani seni fakirken zengin ettik! :D

 

Muslimler en baştakileri en fazla olmak üzere sürekli bu ayeti uygulamaya çalışıyorlar! Fakirken köşe olmak! Destekçileri de saf fakirler üstelik! :lol: 

Link to post
Sitelerde Paylaş
14 dakika önce, Emre Karaköse yazdı:

 

Teşekkürler. 

 

Kuran'ı baştan sona okuyunca hiçbir kitapta göremeyeceğin mükemmellikteki bütünlüğü de görebilirsin. Ama önyargısız bir şekilde ve doğru güzel bir tercümeden okursan...Veya Arapça biliyorsan zaten orjinal halinde çok daha kolay göreceksin bunu.

 

Sadece verdiği bilgiler ve anlatım değil, matematiksel  ve diğer tüm  mucizevi bütünlüğünü de...

 

Selam

 

Bilimi kendine referans alan insanlarda önyargı olmaz. Özgürce sorar, özgürce sorgular ve özgürce elestiririm. Önce kendimi. Beni özel kılan da bu. Diğer özel insanlar gibi. Gördüğün gibi sana karşı da önyargılı değilim. Sana şunu sormak isterim: Kur'an-ı Kerim kaç sayfa? Kaç sure, kaç ayet?

Link to post
Sitelerde Paylaş
36 dakika önce, democrossian yazdı:
On ‎4‎.‎11‎.‎2018 at 14:44, Emre Karaköse yazdı:

Nisa 11'de " İkiden fazla kadın iseler ölenin bıraktığının üçte ikisi onlarındır. " ifadesi tek başına ayrı bir formül

 

Bu tek başına ayrı bir formülse, sadece iki kadın mirasçı, başka mirasçı yok. Peki, mirasın üçte ikisini bu kadınlar aldı. Kalan üçte biri kim alacak?

 

Bu sorunun es geçilmemesi gerekiyor. Konu bitmeden başka konuya geçilirse yanıta güç yetmedi demektir, ona göre! :) Elemanlar, siz de adama başka konuya geçmek için yol gösterip durmayın! Zaten kaçacak yer arıyor! :D 

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
18 dakika önce, democrossian yazdı:

Matematik varken akıl mantık varken böyle saçma sapan aptalca uygulama olmaz. 

 

Ha, allah matematik bilmeden kuran göndermeye kalkar, böyle cırmalar durur, o ayrı! :lol:

Yani o kadar saçma, aptalca ki..

Böyle bir absürdlüğü görüp Tanrı’dan gelmiş olabileceğine inanmak kadar beyinsiz olunamaz!

Al sana Allah’ın adaleti..

Şimdi 40 yıllık karın var diyelim, bir de bundan çocuğun var..Bu vefakar, çileni çekmiş kadın mirasının 1/8’ini alıyor.

Ölümüne 1 gün kala, yeni bir eş daha alıyorsun, bu kadın ise senden çocuğu olmadığı için mirasın 1/4’ ünü alacak..

Buna ne denir?

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
36 dakika önce, democrossian yazdı:

Ya güven misin güvensiz misin, bi zırıltı yapma çekil be! Zina nerden çıktı şimdi dört şahit nerden çıktı yahu! Lüzumsuz musun parazit misin nesin, çık şurdan salak salak saçmalama be! Yettin ama artık sen de ha! Şurda ne konuşuyoruz araya ne sokuyorsun, aptal mısın sen be!

Ben aptal olabilrim tanrının olma şansı yok  dşmi huranda hangi  konuyu tamlayıpta başaka konuya geömiş o tanrı olunca tamam herşey mübah ben olunca olmuyor dimi bende tarı olsam her saçmalğımı herkes kabul edecektiler

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, Phocas yazdı:

Şimdi 40 yıllık karın var diyelim, bir de bundan çocuğun var..Bu vefakar, çileni çekmiş kadın mirasının 1/8’ini alıyor.

Ölümüne 1 gün kala, yeni bir eş daha alıyorsun, bu kadın ise senden çocuğu olmadığı için mirasın 1/4’ ünü alacak..

Buna ne denir?

 

Yani, değişen durumlara göre oran değiştirmenin düşünsen daha ne sakıncaları çıkar. Olmaz yani, sabit oran verip payda eşitlemekten başka olmaz! Akılcı, matematiğin gösterdiği yol varken aptalca çabalara girilmez!

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 dakika önce, güven yazdı:

Ben aptal olabilrim tanrının olma şansı yok 

 

İlk kez hatasız bir cümle yazmayı başarmışsın diyecektim maalesef... Bu sefer de bir harf eksik! Bul bakalım nerde?! :D

 

Ama dediğin de çok doğru ayrıca. Tanrının aptal olma lüksü yok! Araya alakasız konular sokmana sinirlendim kusuruma bakma. Bak yazsan güzel şeyler yazabiliyorsun. Senden biraz özenli olmanı bekliyorum sadece. Bunu yaparsan kendini geliştirdiğini göreceksin. Biraz özen... Salgara yazma. Özenli yaz biraz yahu! Çok zor değil!

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 04.11.2018 at 14:44, Emre Karaköse yazdı:
Miras ayetleri olan Nisa 11, 12 ve 176'nın her biri, gerçekte ayrı ayrı ayrı durumlar için ayrı formüller sunuyor. Hatta bu ayetlerdeki her cümle de kendi içinde ayrı durum ve formülden bahsetmekte...
 
İnternette araştırırken, bu 3 ayetin kendi içinde ayrı formül verdiğini farkedip söyleyenlerin olduğunu gördüm. Fakat dediğim gibi sadece ayet değil, ayetlerdeki her cümle de ayrıca kendi içinde farklı bir durum ve paylaşımdan bahsetmekte. Her cümle ayrı bir mirasçılar listesi ve alacakları oranları vermekte.
 
Cümlede kimlerden bahsediliyorsa, sadece onlar mirasçı demektir.Yani ya sırf onlar varlar hayatta, ya da başkaları da olsa da yine de sırf onlar miras almaya hak kazanıyor durumdalar.

Bundan dolayı da, aslında mezheplerin uyguladığı gibi birbirlerine karşı oran , ortak formül, avliye falan yok. Mesela Nisa 11'de " İkiden fazla kadın iseler ölenin bıraktığının üçte ikisi onlarındır. " ifadesi tek başına ayrı bir formül (sadece kız çocukları varis ise ve ikiden fazla kız iseler bu oran geçerli, yoksa diğer şık ve şartlarda sözkonusu değil). 

Ve böylece taşlar yerine oturuyor. Her durumda miras yetiyor. Sadece bazı durumlarda artan miras sözkonusu, ama yine ayetler ışığında bu artan miktarın kimlere verileceği de bulunur. (Mesela Nisa 8. ayet...)
 
Şimdi bu bahsettiğimiz miras paylaşımını anlatan Nisa 11, 12 ve 176. ayetleri yazıp sonra da bir tanesi üzerinden çözümleme örneği sunalım:

Nisa

11. Allah size çocuklarınızla ilgili olarak şunu öneriyor: Erkek için, iki dişinin payı kadar. İkiden fazla kadın iseler ölenin bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer çocuk sadece bir kadınsa, mirasın yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, geriye bıraktığından ana-babanın her biri için altıda bir hisse olacaktır. Ölenin çocuğu yoksa ve kendisine ana-babası mirasçı olmuşsa bu durumda anasına üçte bir düşer. Eğer kardeşleri varsa, anasının payı, yapacağı vasiyetten ve borcundan arta kalanın altıda biridir. Babalarınız var, oğullarınız var. Siz bunlardan hangisinin yarar bakımından size daha yakın olduğunu bilemezsiniz. Allah'tan bir buyruğu önemseyin. Hiç kuşkusuz Allah herşeyi bilir, tüm hikmetlerin sahibidir.

12. Zevcelerinizin geriye bıraktığının yarısı sizindir, eğer onların çocuğu yoksa. Eğer onların çocuğu varsa, vasiyet ettikleri ve borçları ödendikten sonra geriye bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Eğer sizin çocuğunuz yoksa bıraktığınızın dörtte biri zevcelerinizindir. Eğer sizin çocuğunuz varsa bu durumda, yaptığınız vasiyet ve borcunuz ödendikten sonra geriye kalanın sekizde biri zevcelerinizindir. Eğer miras bırakan erkek veya kadının ana-babası ve çocuğu yok da erkek kardeşi veya kız kardeşi varsa, bu kardeşlerden herbirine altıda bir düşer. Kardeşler bundan fazla ise bu takdirde onlar, yapılmış bulunan vasiyet ve borç ödendikten sonra üçte bire ortaktırlar. Kimseye zarar verilmemelidir. Allah'tan bir öneridir bu. Allah Alîm'dir, Halîm'dir.

176. Fetva istiyorlar senden. De ki: "Allah size, ana-babasız ve çocuksuz kişi hakkında şöyle fetva veriyor: 'Çocuğu olmayan, bir kız kardeşi bulunan kişi öldüğünde, onun terekesinin yarısı kız kardeşindir. Böyle bir kişi, çocuğu olmayan kız kardeşi öldüğünde, onun terekesinin tamamına mirasçı olur. Eğer ölenin iki kız kardeşi varsa terekenin üçte ikisi onlarındır. Eğer mirasçılar, kadın-erkek, birçok kardeşlerse bu durumda erkek kardeşe, iki kız kardeşin payı kadar verilir.' Allah size açık-seçik bildiriyor ki sapmayasınız. Allah, her şeyi gereğince bilmektedir.
 
***
 
Örnek olarak mesela 11. ayetin verdiği bilgileri açalım.
 
Bu ayetlerin her birinin, hatta onu da bırakın içlerindeki her cümlelerinin de ayrı ayrı durumlar içinde ayrı formüller sunduğunu söylemiştim. Çözümlemesini sunalım:
 
Nisa
 
11. "Allah size çocuklarınızla ilgili olarak şunu öneriyor: Erkek için, iki dişinin payı kadar."
 
Yani eğer mirasçılar sadece çocuklardan oluşuyorsa ve hem dişi hem de erkek çocuklar varsa , erkek çocuklar 2 birim alırken dişi olanlar ise 1 birim alacaklar.
 
Kısaca bir örnekle 300 L. miras varsa ve bir erkekle bir kadın çocukları sözkonusu ise, erkek 200 L. alırken kadın 100 L. alacak.
 
“İkiden fazla kadın iseler ölenin bıraktığının üçte ikisi onlarındır.”
 
Yani eğer mirasçı olarak sadece kız çocukları varsa, ve sayıları da ikiden fazla ise mirasın üçte ikisi onlarınmış. Burada dikkatinizi tekrar çekmek isterim ki; burada istenen, kızların üçte iki alması sadece ve de sadece bu durumda geçerlidir. Yoksa diğer şart ve durumlarda böyle bir pay sözkonusu değil.
(Bu arada 176. ayetteki ifadeyi de gözönünde bulundurunca, eğer varisler 2 kız çocuksa da yine üçte ikiye ortaktır bu 2 kişi).
 
 
Yine 300 L. örneğinden devam edecek olursak, sadece kız çocukları var ve sayıları ikiden fazla ise 200 lirasını aralarında paylaşırlar.
 
“Eğer çocuk sadece bir kadınsa, mirasın yarısı onundur.”
 
Ayetin içindeki bu devam cümlesinde belirtildiği üzere eğer ölen geriye sadece tek bir kız çocuğu bıraktıysa (ya da başkaları olsa da mirasçı durumunda olan sadece o ise ), mirasın yarısını alabiliyormuş.
 
Yine 300 Lira üzerinden gidersek 150 Lirası bu tek kız çocuğunun demektir.
 
“Ölenin çocuğu varsa, geriye bıraktığından ana-babanın her biri için altıda bir hisse olacaktır.”
 
Bu ifadeden anlıyoruz ki bu sefer mirasçının çocuklarının yanında anne ve babasını da geride bırakmış ve bu yüzden onlara da pay var ( her biri için altıda bir...).
 
300 Liranın 50 Lirası annenin, 50 Lirası babanın, geriye kalan ise çocuklarındır.
 
“Ölenin çocuğu yoksa ve kendisine ana-babası mirasçı olmuşsa bu durumda anasına üçte bir düşer.”
 
Nisa 11 ayeti içinde geçen bu cümlede ise “sadece anne ve babanın mirasçı olduğu” durumdan bahsediliyor. Yani bu sefer çocuklar falan yok, sadece vefat edenin anne ve babası mirasçıdır(eğer geride kardeşler falan kaldıysa bile onlar mirasçı durumunda değiller).
 
Bu durumda anne üçte bir alıyormuş. Babadan cümle içinde bahsedildiği halde pay oranı verilmediğine göre geriye kalan yani üçte iki de babanın demektir.
 
Bu vaziyette anne 300 Liranın 100 Lirasını alırken baba ise 200 Lira alır.
 
Eğer kardeşleri varsa, anasının payı, yapacağı vasiyetten ve borcundan arta kalanın altıda biridir.”
 
Vefat edenin annesi var ama babası yoksa, ayrıca da kardeşleri varsa annenin payı altıda bire iniyor. Geriye kalanı kardeşler paylaşıyor. Ama tekrarlayalım, eğer baba da olsaydı , sadece anne ve baba terekeyi alacak, kardeşlere pay düşmeyecekti...(Ve ayetlerden anlaşıldığı üzere, eğer ölenin çocuğu varsa yine kardeşler pay alamaz).
 
Aynı şekilde 12 ve 176. ayetlerde de cümle cümle ayrı özel durum ve formüllerden bahsedilmekte . Mesela 12. ayette ölen geriye eş bıraktıysa , 176. ayet ise geride sadece kardeş/kardeşler bıraktıysa taksimin nasıl olacağını anlatmakta ve dediğim gibi yine bu ayetlerin içindeki her cümle kendi başına birer mirasçı listesi ve de formül içermekte.
 
Dilerseniz Nisa 176. ayeti de bu bağlamda kısaca inceleyelim:

176 Fetva istiyorlar senden. De ki: "Allah size, ana-babasız ve çocuksuz kişi hakkında şöyle fetva veriyor: 'Çocuğu olmayan, bir kız kardeşi bulunan kişi öldüğünde, onun terekesinin yarısı kız kardeşindir. Böyle bir kişi, çocuğu olmayan kız kardeşi öldüğünde, onun terekesinin tamamına mirasçı olur. Eğer ölenin iki kız kardeşi varsa terekenin üçte ikisi onlarındır. Eğer mirasçılar, kadın-erkek, birçok kardeşlerse bu durumda erkek kardeşe, iki kız kardeşin payı kadar verilir.' Allah size açık-seçik bildiriyor ki sapmayasınız. Allah, her şeyi gereğince bilmektedir.

Burada da "sadece kardeşler mirasçı ise" oranların ne olduğu anlatılıyor ve tabii ki yine her cümle ayrı bir liste ve ayrı bir formül sunuyor :

Eğer mirasçı sadece 1 kızkardeş ise mirasın yarısını,
Eğer mirasçı 1 erkek kardeş ise mirasın hepsini alıyor,
Eğer 2 kızkardeş mirasçı ise üçte ikisini almakta,
Eğer yine sadece kardeşler mirasçı ise ve bunlar kadınlı erkekli yani her iki cinsiyetten ise terekenin tamamını bire(kadın) iki (erkek) şeklinde paylaşırlar.
 
Bu arada geride kalan sadece birçok erkek kardeş varsa bu kardeşlerin mirasın tamamını alacağını, veya sırf ikiden fazla kız kardeş varsa (11. ayetten de işaret alarak) bu kızkardeşlerin mirasın üçte ikisini alacağını (kendi aralarında eşit bölüşerek) da dolaylı olarak anlamaktayız bu ayetlerden.

Zaten Nisa 11 ve 176. ayetleri alt alta okursanız, 11. ayette sırf çocuklar mirasçı olduğunda erkek ve kız çocuklara verilen oranlarla, 176. ayette sırf kardeşler mirasçı olduğunda erkek ve kız kardeşlere verilen oranların birebir aynı olduğunu göreceksiniz.
 
(Yeri gelmişken belirtelim; Nisa 12. ayetin bir cümlesinde bahsedilen kardeşlerle birlikte ölenin eşi de mirasçıdır. Ama bu 176. ayette ise “sadece kardeşler” mirasçıdır.)

Özetle: 11. ayette eş yok, 12. ayette eş varken, 176. ayette ise yalnızca kardeşler varken taksimin nasıl yapılacağı anlatılmakta…
 
***
 
Ve bilindiği üzere, ayetlere göre esas olan vasiyettir ve bu oranlar vasiyet yerine getirildikten ve eğer varsa borçlar ödendikten sonra geriye kalan malın paylaşımı içindir.
 
Görüldüğü üzere mirasın yetmemesi , avliye gibi sorunların hiçbiri yok gerçekte. Ayetler kusursuz bir şekilde miras paylaşımını anlatıyor. Buradaki önemli nokta, her cümlenin ayrı bir mirasçılar listesine göre ayrı bir formül verdiğini görebilmektir. Yani ayetlerin içindeki her bir cümle, özgün bir mirasçı listesi vermekte ve bu durumda mirasçıların ne alacağını anlatmakta.
 
Miras paylaşımıyla ilgili problemler çözülürken, kalan mirasçıların kim olduğuna bakılır ve bu tablonun mirasla ilgili ayetlerin hangi cümlesine denk geldiği belirlenerek miras taksimi yapılır.
 
Bir örnek olarak şu meşhur 3 kız mirasçı içeren soruyu çözelim.
 
“Bir adam ölür ve geride bir anne, bir baba, üç kız evlat ve bir de eş bırakır. Miras nasıl paylaşılacak?”.
 
Burada hem eş hem de çocuklar miraçı olduğuna göre Nisa 12. ayetin dördüncü cümlesi ilgili taksimi anlatmaktadır (zaten bu ayetin her cümlesi, geride kalan eş varsa yapılması gerekenleri anlatmaktadır) :
 
“Eğer sizin çocuğunuz varsa bu durumda, yaptığınız vasiyet ve borcunuz ödendikten sonra geriye kalanın sekizde biri zevcelerinizindir.”
 
Adam geride eşini bırakıyorsa ve de çocukları da varsa sadece bu kişiler mirasçı olabiliyor bu cümleye göre. Eşi terekenin sekizde birini alır ve geriye kalan sekizde yedi de çocukların olur. Vefat edenin anne, babası veya kardeşleri varsa bile bu durumda pay alamaz.
 
 
***
 
Dediğim gibi her cümle ayrı bir mirasçı listesi ve formül veriyor, ve her zaman miras yetiyor görüldüğü üzere.
 
Sadece bazı durumlarda artan miras sözkonusu, yine yazımın başlarında belirttiğim üzere bu artan mirasın kimlere verilebileceğini gösteren işaretler içeren ayetler var... Örneğin:
 
Nisa 8: Mirasın paylaştırılmasında hısım-akraba, yetimler, yoksul ve çaresizler de hazır bulunurlarsa, ondan onları da rızıklandırın ve onlara güzel ve hoş bir söz de söyleyin.


Selam ve sevgiler
 
Emre_1974tr

 

Yine har zaman olduğu gibi yazımda anlattığım şeyler sorulmaya devam etmiş, bu yüzden bir daha aktardım makalemi. (işinize gelmeyince yazı algılanamıyor tabii ) :) .

 

Görüldüğü üzere  avliye, sabit bir kimyasal formül falan yok. Geride kalanlara göre ayrı mirasçı listeleri ve oranlar var.

 

Dolayısıyla mirasın yetmediği bir durum sözkonusu bile değil. 

 

Selam

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...