Jump to content

Ruhçuluğun Hıristiyanlıktaki Tezahürleri


Recommended Posts

 

Kurandan ayrılmayan, gelenekçi, mahazafakar ve tutucu müslümanların gerçek yüzünü mü görmek istiyorsunuz?
Kuranda Tahrim adında bir sure var. 12. ayetin Arapçası şöyledir:
Wa Mariam ibnat İmran allati ahsanat farjaha, fanufakna fihi min ruhina.


Bizim müslümanlar bu ayeti şöyle tercüme ederler:
Imran kızı Meryem'i de (örnek verir) ki, o ırzını korudu, biz de ona ruhumuzdan üfledik. O, Rabbinin sözlerini ve kitaplarını doğruladı ve gönülden boyun eğenlerden oldu.


Ayetteki "farjaha" kelimesini görmezden gelirler. Farjaha kadının cinsel organıdır, vaginasıdır. Dediğim gibi bizim müslümanlar bunu saklarlar.

 

Şimdi konuya dönelim. Allah Meryemin vaginasına ruh üflemdiyse ne üfledi?
Vahiy mi?
Yoksa Cebraili mi?


Bir de Allahın Meryeme Cebraili gönderdiğini düşünürsek.
Cebrail Meryemin vaginasına ne üfledi?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 72
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

15 saat önce, Emre Karaköse yazdı:

 

 

İslam`da canlıların ruhu-hayaleti yoktur

 
İslam`da insana ait ölümsüz ve tanrısal parça ruh inancı yoktur.

Yaratılan her şey maddidir. Hatta cinler ve melekler bile (örneğin cinler ateşten yaratılmışlardır).

Cennet ve cehennem de farklı fizik yasalarına sahip diğer evrenlerdedir ve sapına kadar maddedir.

Ruhçu öğretinin İslam dünyasına uydurma hadisler ve tasavvuf öğretileriyle sızması sonucunda bugün Müslümanlar uydurma ruhlar âlemine iman ettirilmektedir. Hatta Kuran`ı tercüme derken ayetlerde "nefs, can" geçen yerlerde "ruh" denilerek çeviriler bile çarpıtılmıştır.

Kuran`da gerçekten ruh diyen ayetler "vahiy"den ve de bu vahyi ileten Cebrail adlı vahiy meleğinden bahsetmektedir.

Yani Kuran`da;

Ruh = Vahiy
Ruh = Vahiy meleği

Kuran`a göre kabir azabı veya mükâfatı yoktur. Hemen hemen herkes kıyamet sonrası, mahşer gününde tekrar yaratılacak ve sonsuz yaşamlarına kavuşacaklardır.

Yalnız dikkat ederseniz hemen hemen herkes dedim. Çünkü Kuran`a göre istisna insanlar var. Bu konuda bazı yazarlar güzel tespitlerde bulunmuşlardır.

Kimdir bu ayrıcalıklı insanlar? Bunlar Firavun gibi günahkârlıkta çok aşırıya giden büyük günahkârlarla, şehitler gibi sevap kazanmada çok ileri seviyede olan cennetlik insanlardır.

Firavun gibi günah işlemede çok aşırı bir seviyede ileri giden insanlar daha kıyamet beklenmeden cehennemde yaratılarak daha şimdiden ateşte yanmaya başlamışlardır. Ahirette ise cezalarını daha şiddetli bir şekilde çekmeye başlayacaklardır:

- Ateş; onlar, sabah akşam ona karşı sunulur dururlar. Kıyamet kopacağı gün de: "Tıkın firavun ailesini en şiddetli azaba!" (denilir). (Mümin Suresi 46. Ayet )

Burada firavun ve ailesinin şimdiden sürekli ateşe atıldığı, kıyamet sonrası ise asıl azaba atılacağı söyleniyor. Yanı bunlar şimdiden beden olarak cehennemde yaratılmışlardır.

Diğer uç gurup ise iyilikte çok ileriye gidenlerdir. Bunlar da kıyamet beklenmeden şimdiden cennette bedenen tekrar yaratılmışlar ve mükâfatlandırılmaya başlanmışlardır. Bunlara örnek olarak şehitleri verebiliriz:

-Sakın Allah yolunda öldürülenleri ölmüşler sanmayın! Aksine onlar hep hayattadırlar, Rablerinin katında rızıklandırılırlar.

-Allah’ın kendilerine lütfundan verdiği mutlulukla sevinç duyarlar ve arkalarından şehit olarak kendilerine katılmamış olan mücahitler hakkında: "Onlara hiçbir korku yok ve onlar üzüntü de duymayacaklardır. " müjdesinde bulunurlar. (Ali İmran suresi 169-170)

Burada da açıkça ayetler, şehitlerin kanlı ve canlı bir şekilde yani bedenen cennette şimdiden yaşamaya başladıklarını ve nimetler içinde olduklarını söylüyor.

Sakın Allah yolunda öldürülenleri ölmüşler sanmayın! Aksine onlar hep hayattadırlar, Rablerinin katında rızıklandırılırlar.

-Allah’ın kendilerine lütfundan verdiği mutlulukla sevinç duyarlar ve arkalarından şehit olarak kendilerine katılmamış olan mücahitler hakkında: "Onlara hiçbir korku yok ve onlar üzüntü de duymayacaklardır. " müjdesinde bulunurlar. (Ali İmran suresi 169–170)

Bu ayetler bile ruhlar âlemi safsatasını yerle bir etmeye yeterlidir.

Eğer insanların ruhu olsaydı, tüm insanlar öldükten sonra yaşıyor olacaktı ve ayet "herkes canlıdır aslında " falan derdi.

Ama öyle demiyor. Şöyle diyor:

-Sakın Allah yolunda öldürülenleri ölmüşler sanmayın! Aksine onlar hep hayattadırlar, Rablerinin katında rızıklandırılırlar.

Yani "sadece şehitler gibi istisna insanlar kıyamet öncesi yaşayabiliyorlar. " Çünkü diğer insanlar ölüler ve kıyameti bekliyorlar ikinci yaratılış için. Ve ruhları olmadığından cansızlar.

Ama şehitler şimdiden cennette yaratıldıklarından (Rabbin katı), diğer insanlardan farklı olarak şimdiden ikinci yaşamlarına başlamış bulunuyorlar. Kıyametten sonra kendilerine katılacak diğer insanları da bekliyorlar.

Yine insanların ruhu olmadığına Kuran`dan delil vermeye devam edelim:

Yasin 51–52: Sûra üfürülmüştür! Bak, işte kabirlerden, Rablerine doğru akın akın gidiyorlar. Şöyle diyecekler: "Vay başımıza gelene! Kim kaldırdı bizi mezarımızdan? Rahman`ın vaat ettiği işte bu! Peygamberler doğru söylemişler. "

Eğer bu insanlar öldükten sonra ruhlar âleminde yaşamaya devam etselerdi, bu âlemde yaşayacakları binlerce ve hatta belki de milyonlarca yıl boyunca ahiretin gerçek olduğu acı gerçeğini yudum yudum özümsemiş olacaklardır.

Ama hayır, bu insanlar dünyada öldükten sonra ilk defa kendilerine geliyorlar ve büyük bir şaşkınlık içinde "meğerse doğruymuş" gibilerinden bir şeyler söyleyerek büyük bir şok yaşıyorlar.

Çünkü ruhsal yaşam diye bir şey yok. Onlar vefat ettikten sonra kıyamete kadar cansız bir şekilde beklediler ve uyandıklarında yani ikinci yaratılışlarında da acı gerçeği gördüler.


Bazı insanların şimdiden cennete girdiğine bir diğer delil olarak şu ayetleri de verelim:

Yasin Suresi(20-29):
Kentin öbür ucundan bir adam koşarak gelip şöyle dedi: "Ey topluluk, bu elçilere uyun!"
"Sizden herhangi bir ücret istemeyenlere uyun. Onlardır doğruyu ve güzeli bulanlar. "
"Beni yaratana ne diye kulluk etmeyecek mişim ben? Ve sizler de O`na döndürüleceksiniz. "
"O`ndan başka tanrılar mı edineyim ben? Eğer Rahman bana bir zorluk/zarar dilerse onların şefaati benden hiçbir şeyi savamaz; beni kurtaramazlar. "
"Bu durumda ben elbette ki açık bir sapıklığın içine düşerim. "
"Ben, sizin Rabbinize iman ettim, artık dinleyin beni!"
"Gir cennete!" denildi. Dedi: "Kavmim bir bilebilseydi?
Ki Rabbim beni affetti; beni, ikram edilenlerden kıldı. "
Biz onun ardından kavmi üzerine gökten bir ordu indirmedik, indirecek de değildik.
Olan, sadece korkunç titreşimli bir sesti. Ve bir anda sönüverdiler.

*************

Eğer kıyametten sonraki cennete girişten bahsetseydi, o zaman o adamın toplumu zaten onu görüyor olurdu. Ama hemen ölümünden sonra bedenli olarak cennete giriyor, diğerleri ise daha yeryüzünde olduğundan ve/veya henüz dirilmediğinden, "kavmim, Allah`ın beni affedip cennetine aldığını bilebilseydi" demekte.

*************

RUM

55. Saat gelip kıyamet koptuğu gün, günahkârlar dünyada bir saatten başka kalmadıklarına yemin ederler. Onlar işte böyle çevriliyorlardı.
56. İlim ve iman verilenler ise şöyle dediler: "Yemin olsun, siz, Allah`ın Kitabı gereğince yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu, yeniden dirilme günüdür. Fakat siz daha önceden bilmiyordunuz. "

Eğer bu günahkarlar ruhlar aleminde binlerce veya milyonlarca yıl azaplar içinde yaşamış olsalardı, o zaman onlara bekleme süresi kısa gelmek bir yana dursun tam tersine olduğundan da uzun gelecekti.

Ama görüldüğü üzere, dirildikleri andan itibaren kendilerine ilk defa geliyorlar ve dünyadaki bekleme sürelerinin çok kısa olduğuna yemin ediyorlar.

Ayrıca ilim ve iman içinde olanlar onlara şöyle diyor: "Yemin olsun, siz, Allah`ın Kitabı gereğince yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu, yeniden dirilme günüdür. Fakat siz daha önceden bilmiyordunuz. "

Yani hem "siz kıyamet gününe kadar beklediniz" diyorlar hem de "siz daha önce bunu bilmiyordunuz" diyerekten onların bilinçlerinin ilk defa yerine geldiğine vurgu yapıyorlar.

Bu arada Kuran'da ruh kelimesi sadece tekil olarak geçmektedir. Ruhun çoğulu olan "ervah"  kelimesi ayetlerde asla geçmez. Bu da ruhların olmadığına dair bir başka sağlama, kanıt daha sunmaktadır bizlere.

İNSANA AİT RUH İNANCININ YAPTIĞI BOZGUNCULUKLAR

1.İnsana ait tanrısal parça ruh inancı insanların rableştirilmesinin kapısını ardına kadar açıyor ve bunun sonucunda kutsal insanlar, tapınılan sefil ruhbanlar ortaya çıkıyor.

2.İnsana ait ruh inancından dolayı çoğu insan tekâmül safsatasına inanıyor. Ve bu yüzden acı çekip olgunlaşacağına inandığından kendine zulmediyor veya başına bir musibet geldi mi bunu iyi bir şey zannedip kurtulmak için şevkli davranmayabiliyor. Hâlbuki Kuran'a göre başımıza gelen musibetler hiç de hayra alamet değildir ve günahlarımızdan dolayı bir uyarıdırlar.

3.İnsana ait ruh inancından dolayı insanüstü bir varlık olabileceğine inanan ruhbanlar dünya nimetlerine sırt çevirerek kutsallaştığına inanıyorlar. Bu sapkınlığı bir erdem olarak görüyorlar. Hatta kimisi cennet nimetlerini bile istemiyor ve ilahlaşmaktan başka bir şeyi gözü görmüyor(birlenme inancı).

4.İnsana ait tanrısal parça ruh inancından dolayı ölümün güzel bir şey olduğu zannediliyor. Çünkü bu inanca göre ruh bedene hapistir ve ölüm ruhun özgürlüğüne kavuşması-birlenmesi demektir. Bu hastalıklı düşüncenin sonucunda ne yazık ki insan hayatına verilen önem azalabiliyor ruhlara inanan insanlarda.

5.Yine insana ait ruh inancından dolayı birçok insan reenkarnasyona inanıyor. Bu da her dirilişte bambaşka bir yaratık olunacağı anlamına geliyor. Ve bu da farkında olunmasa da ölen kişinin bir daha geri gelmemek üzere yok olması demektir. Çünkü başka bir bedende başka bir kişilikte hatta başka cinsiyet veya türde dünyaya geleceksen sürekli, ölünce şu anki sen bir daha oluşmamak üzere yok olacak demektir. Yani tam bir materyalist inanca bürünüyor işin derinine inince.

6.Ruh ikizi inancı görülüyor birçok ruhçu öğretide... Bunun sonucunda yalnızca ruh ikiziyle birlikte olan insanın tekâmül edip mutlu olabileceği safsatasına inanılıyor. Bu da cinselliği çaktırmadan yasaklama-kısıtlama hinliğini içeriyor.

7.İnsana ait ruh inancı ve tekâmül safsatası aslında günah işlemenin gerekli olduğu yanlış inancına da götürüyor insanları. Çünkü tekâmül için dünyaya gelen ruh günah işleyip acı çekmeli ki mükemmelliğe giden yolda olgunlaşabilsin deniliyor. Bu inanç kabala öğretisiyle Museviliğe, tasavvuf öğretisiyle de İslam dünyasına sokuşturulmuştur.

8.İnsana ait ölümsüz ruh inancı, bedenli yeniden yaratılıp ahirette maddi yaşayacağımız gerçeğini bazı kimselere inkâr ettiriyor. Ruhçular maddeyi küçümsedikleri hatta bazıları iğrendikleri için sonsuz yaşamın bedenli değil de ruh olarak olabileceğini söyleyiveriyorlar. Kutsal kitaplardaki maddi sonsuz yaşamı anlatan ayetlere sembolik anlamlar yükleyerek dolaylı yoldan inkâr ediyorlar.

9.Yine bazı ruhçular Allah'ın yarattığı bu maddi evrene şükretmek bir yana dursun,ona "leş" diyerek hakaret ve nefretlerini kusuyorlar.Allah'ın bizim için yarattığı güzelliklere nefret ve hainlik içinde olabiliyorlar.Kendi uydurdukları madde ötesi aleme tapınıyorlar ve ona ulaşmak için çırpınıyorlar.

10.Ruhun tekâmülü inancı sonucunda kişisel ve toplumsal bazda ayrımcılık-üstünlük meselesi ortaya çıkıyor. Kimi insanlar kimi insanlardan üstün kabul edildiği gibi kimi ırklar da diğer ırklardan üstün tutulabiliyorlar. Bazı ruhçular sarışın renkli gözlü insanın tekâmül etmiş üstün insanı temsil ettiğine inanırlar. Hatta Hitler’in zalimliklerinin arkasında bile bu ruhçu-ırkçı sapma vardır. Büyük ruh adlı varlıktan medyumlar aracılığıyla aldığı direktifler doğrultusunda bilenen çılgınlıklarını yapmıştır Hitler.

11.Ruhlara inanan insan cinlerin aldatmalarına daha yatkın oluyor. Ruh çağırma seanslarında ya şarlatanların yalanlarına kanıyorlar ya da cinlerin ruh kılığında söyledikleri yalanlara... Yakınlarının veya hayatta olmayan ünlü insanların ruhlarıyla görüştüğünü sanan kimseler, bu celselerde aldıkları bilgileri mutlak doğru zannedip yoldan çıkabiliyorlar.


Emre_1974tr

 

 

 

Evet Kuran'da ruh vahiydir.

 

Ve bu yüzden vahiy meleğinin özel adı da Ruhtur.

 

Ve bir ayette de Kuran için ruh denmiştir çünkü vahiy kitabıdır.

 

ruh = vahiy

ruh = vahiy meleği

ruh = vahiy kitabı

 

Kısacası ruh vahiydir nokta.

 

Ve insana yaratılışında temel vahiy yani ruh işlendiği için gerçeğe iman etmekle ve hurafelerden uzak durmakla yükümlüyüz.Çünkü içimizdeki temel bilgiler yani temel vahiy ve bize verilen akıl bize doğruyu yalışı gösterir. Ve içimizdek ayetler sayesinde iyilik yapmın doğru, kötülük yapmanın yanlış olduğunu biliriz. Ve yine içimizdeki ayetlerle Kuran ayetleri uyumlu olduğundan Kuran'ı tanımakla yükümlüyüz. Ve de hurafelerden uzak durmakla yükümlüyüz.

 

7: 172 Rabbin, Adem oğullarının bellerinden soylarını çıkarırken onları kendi kendilerine tanık tutar: "Ben, Rabbiniz değil miyim? " "Evet, tanıklık ediyoruz, " derler. Böylece diriliş günü, "Biz bundan habersizdik, " diyemezsiniz.

7: 173 Yahut, "Atalarımız önceden ortak koştu ve biz de onlardan sonra gelen soylarıyız, bizi bidat ve hurafelere dalanlardan dolayı mı yok edeceksin, " diyemezsiniz.

Bir tek Tanrıcı (hanif) olarak kendini dine adamalısın. Nitekim, ALLAH insanları böyle bir yaratılış ile donatarak yaratmıştır. ALLAH`ın yaratışında değişiklik olmaz. Bu, tam yetkin bir dindir, fakat insanların çoğu bilmez (Rum Suresi 30)

Bu temel vahyimiz sayesinde doğuştan Allah’ın varlığını ve tekliğini, insanlara iyi davranmanın güzel bir şey olduğunu vb. şeyleri biliriz. Tabii eğer bu yaratılış programımıza sırtımızı dönmemiş isek…

 

Ve Adem'e ruh üflenmesi ifadesiyle ilk insana bu bilgilerin işlendiği ve diğer insanlara da ondan aktarıldığını görüyoruz. Zaten Adem cinsellik olmadan yaratıldığı için genetik olarak atalarından bu temel vahyi alamazdı, ona özel olarak üflenmesi/işlenmesi bu yüzdendir.

 

Ve İsa da tıpkı Adem cinsellik olmadan doğrudan yaratıldığı için ona da ruh yani vahiy üflendi/işlendi. 

 

Deve muhabbetine gelince, dediğim gibi tüm araçları anlatan bir örnektir. Tıpkı savaş atlarını hazır tutun diyen ayet gibi. Tanktan uzay gemisine kadar tüm listeyi kapsar. Tabii bunu o dönemde yaşayan 5 yaşındaki çocuk bile kolayca anladı ama buradaki Hıristiyan misyonerler maaşlarından olmamak için 2 gramlık beyinlerini de iptal ederek bunu bile sözde anlayamayacak hale getiriyorlar kendilerini.

 

Gördüğünüz gibi dinin tek kaynağı Kuran'dır.

 

Ve Kuran'da ruh vahiydir.

 

Ve İsa'nın durumu tıpkı Adem'in durumu gibi olduğu için yani cinsellik olmadan yaratıldıkları için ruh yani vahiy ona en başından tekrar işlenmiştir.

 

Saftoron Hıristiyanlar ise İsa'nın yaratılışından daha büyük mucize içeren Adem'i, anne ve babasız Adem'i anlatan ayetleri görmezden gelerek onun bir alt seviyede mucizeyle yani sırf babasız yaratılan İsa'yı anlatan ifadeleri görmeye çalışırlar. Çünkü Hıristiyanların tapındıkları din adamları onlara ne anlatırsa onu beyinsizce alırlar ve papağan gibi tekrarlarlar. Ve Hıristiyan misyonerlerin sapkın argumanları bile yabancı forumlarda bile hep tek tornadan çıkmış şekilde aynıdır. Çünkü asla kendileri düşünemez, yorum yapamazlar. Hepsi birer sapkın robot , beyinsiz tek tip tekrarlayacıdırlar.

 

Selam

 

 

 

 

 

 

tarihinde Emre Karaköse tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

42:52 "اَوْحَيْنَٓا اِلَيْكَ رُوحًا مِنْ اَمْرِنَاۜ مَا كُنْتَ تَدْر۪ي مَا الْكِتَابُ


Ve işte sana böyle emrimizden biz ruh vahyettirdik, 

"

 

**

ruh ve vahiy farklı kavramlardır.

aynı olsa idi bu ayette olduğu gibi ruhu vayhettik denmez .

vahiy temel anlamı  gizli saklı iletişimdir.

arıya da vahiy ettik denir.evet ilahi bilgilerin

hikmetlerin arıya ilham olunduğunu tefsirlerde yazar

ruh ise bambaşka bir şey

isteyen istediği gibi inanır ne diyelim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hayır ayette açıkça ilahi bilginin vahyin iletildiği söylüyor.

 

Yani vahiy kitabının ruhun/Kuran'ın iletildiği söyleniyor.

 

Görüldüğü üzere ruh=vahiy yine.

 

ruh= vahiy

ruh = vahiy meleği

ruh = vahiy kitabı/Kuran

 

Kuran'da ruh vahiydir. Nokta.

tarihinde Emre Karaköse tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Artık bu yazıyla burdaki saçmalıkları noktalayalım!

 

Küçük çocuklar bile "deve"nin uçak, otobüs, yat, tren, taksi vs, deveden başka herşey olduğunu biliyor ama Meryemin vaginasına ne üflendiğini eşek kadar adamlar bilemiyor.
Yahu kadının karnında cinsel ilişkiye girmeden bir bebek oluşacak. Eti kemiği bırak, başka ne lazım? Allah oraya ne üflediğini yazmış hatta!
Allah, Ademe ne üflemişti? Tsss
Vahiy mi? Hahaha
Ademden beri insanlarda var olan vahiyi özel olarak neden Meryemin vaginasına bir daha üflesin!?
Cebraili mi vaginaya üfledi? Tsss
Topraktan yapılam Adem ve babasız oluşan doğmamış İsaya ne üflenebilir ki benzerlikleri olsun? Cansız bedenlerinde ne eksik?

 

Allah, Meryemin vaginasına ne üfledi?

A- vahiy

B- vahiy meleği

C- vahiy kitabı/Kuran

D- Ruh

 

Şimdi burayı iyi okuyun ve müslümanların neden böyle dokuz doğurduklarını, neden bu kadar saçmalamak zorunda kaldıklarını anlayın.
Muhammed mağrada Cebrail ile tanıştığında onun kim olduğunu bilmez. Ona " ruh" der. Cebrail ismini sonraları Medinede hristiyanlardan öğrenir ama o zaman kadar Cebraile devamlı "ruh" dediğinden günümüzün müslümanlarının kafası hala karıştıktır. Bu karışıklıktan çıkmak için 40 takla atmak zorunda kalmaktadırlar.


Yoksa "küçük çocukların" bile açıkça görebildiği gibi Kuran hritiyanlığın "Kutsal Ruh"unu kabul eder. Allah " Biz İsaya Kutsal Ruh verdik" der!
Eğer Kutsal Ruh "Cebrail" olsaydı Muhammedin de Kutsal Ruhu olurdu. Bildiğim kadar İsanın Muhammed gibi Cebrail ile kanatlı ata binmeli maceraları, senli benli konuşmaları vs olmamıştır. Cebrail Muhammedin kankasıydı! 
Yok Kutsal Ruh "vahiy" ise vahiy her peygambere geliyor. O zaman Edip Yüksel ve Reşat Halifenin bile Kutsal Ruhları olmalı!


Kuranı anlamak için okursanız Muhammedin nerde Cebraile "ruh" dediğini ve nerde bilinen "ruh"tan bahsettiğini açıkça görebilirsiniz. Ve böylece bir çok ayetin anlamını daha iyi kavrarsınız.

 

Sanırım anlamak ksteyen anlamıştır

Bu kadar yeter.
Hepinize iyi günler

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Anlattık, İsa'nın durumu Adem'in durumu gibidir. Yani doğrudan yaratılmışlardır, cinsellik kullanılmamıştır.

 

Ve bu yüzden tıpkı ilk insan Adem gibi İsa'ya da ruh yani vahiy işlenmiştir. Temel vahyi atalardan gen yoluyla almamışlardır. Kendilerine sıfırdan işlenmiştir.

 

Ruh vahiydir nokta.

 

Savaş atlarını düşmanı korkutmak için hazır tutun diyen ayetin sadece bir örnek verdiğini, develerden diğer savaş birimlerine kadar hepsinin hazır tutulduğunu o dönemdeki 5 yaşındaki çocuklar bile anladı. 

 

Görüldüğü üzere kusursuz ve kutsal tek kitap Kuran'dır şu an elimizdeki.

 

Selam

tarihinde Emre Karaköse tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

hz peygamber a.s cebraile asla ruh dememiştir.ana kaynak Kur'an meydan da dır. biraz arapça öğrenip bakan her kes rahatlıkla bulutsuz günde açık şeffaf havada güneş nasıl ayan beyan görülürse  şeksiz şüphesiz şekilde Kur'an da da Allah c.c bizzat kendisi cebraile ruhul emin der  yani cebraile ruh nitelemesi hz peygambere ait değildir

fakat ilginç bir nokta var. oda şudur ki: bazı yerlerde  el-ruh diye geçer sadece hz meryeme gönderilen ruh da ise el olmadan ruhuna der.bu ilginçtir.

arapçada aynen ingilizce gibi marife olan yani tarifli şeylere el takısı gelir.misal: ingilizcede belirsiz umum genel mana da kitap dense a book denir bellirli bir kitap olsa the book denir

arapça da da tarifli bilinen tek olan ruh a el -ruh denmiş belirsiz olana ruh denmiş ancak ruhuna diyerek aslında oda özel marife yapılmış ama çok özel bir kullanım

yani bir müslüman kitap dese her hangi bir kitab ancak kitabımız diye müslümanlara has ait kitap dense bu marife olur yani Kur'an kast edilmiş olur

başka örnek ahirette ki cennet el-cennet yani bir tane özel bilenen cennet denir  marife dir

ama cennet aynı zamanda bahçe manasında kullanılıdığında yani dünyevi bahçeler anlamında sadece cennet denmiş 

bu ayrım çok önemli.

dolayısı ile Kur'an da kullanılan çok sayıda ruh kelimesinin hangi anlamda kullanıldığı  grammer mantığı da dikkate alınarak incellendiğinde bir tek ruhtan bahsedilmediği çok manada siyak sibak ta dikkate alınarak  çok kolaylıkla anlaşılır

 

19:17: "فَأَرْسَلْنَا إِلَيْهَا رُوحَنَا فَتَمَثَّلَ لَهَا بَشَرًا سَوِيًّا

Onlardan öte bir perde çekti derken kendisine ruhumuzu gönderdik de düzgün bir beşer halinde ona temessül ediverdi
"

burda ruhuna yani el-siz ruh geldiği için müfessirlerin  önemli bir kısmı hz isanın ruhu olarak yorumlamış

zira cebrail için genelde el-ruh gelir el-ruh ul emin el ruhul kudus gibi

 

yani ruh bazen Kur'an anlamında bazen cebrail anlamında bazen hakiki anlamda gerçek ruh anlamında bir çok anlamda kullanılıyor

ruhun kendisi  bir çok anlama gelirken ve vahiy dahi çok anlama gelirken

bu iki farklı kavramı eşitlemek kusura bakılmasın ama doğru değildir 

 

***

nasıl ki hz yusufu gören kadınlar haşa bu bir beşer değil melektir dediler

hz meryeme gönderilen melekte bir beşer suretine temessül etmiştir

 

hz meryeme hz isayı müjdeler  diğer peygamberlere de melekler beşer suretinde gitmiştir

 

başka ayette hz ademe üflenmiş ruh gibi hz meryeme ruh üflendiğini nakleder

yani gönderilen melek ayrı üflenen ruh ayrıdır ikisi de ruh ama manaları farklı.

 

bu kadar materyalist  dünya da her şeyi temasla olacağını sanmak normaldir

 

ancak uçan trenler manyetizma ile dokunmadan havada durur dünyamız çekim ile havada belli yörüngede dönerek gezer düşmez.

 

bu gün ışınlar ile böbrek taşları  bıçak kullanıp yarmadan kırılabiliyor bebek ultrason ile görülebiliyor

veya yine x ışınları ile kırıklar görülebiliyor

zararlı radyason ışınları bize zarar verebiliyor

meleklerde nurdan varlıklar  görülmeden de vahiy getirir ve tesir altında bırakır şaşılacak bir şey yok.

 

tüp bebek ile cinselik olmadan dış ortamda  bebek olabiliyor

veya kökhücre ile yeni organlar hatta kopya ile aynı canlıdan benzeri olabiliyor

zaten ikizler bir nevi  kopyalamadır doğal olarak meydana gelir

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yazdıklarımı okumadan ezbere cevap vermeye kalkarsan böyle kendini belli edersin işte.

 

Yazımda ben zaten bizzat belirttim Kuran'da ruh;

 

1- Vahiydir

2- Vahiy meleğinin özel adıdır

3- Vahiy kitabıdır (Kuran)

 

Kısacası ruh vahiydir nokta.

tarihinde Emre Karaköse tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 month later...
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...