Jump to content

İlk Anıtkabir ziyaretim


Recommended Posts

  • İleti 116
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

6 dakika önce, bilgivehis yazdı:

 

Türk-İslam Sentezi, büyük ableri tarafından hazırlanan ve feto tarafından uygulanan bir islamı yayma projesidir, ya olayı bilmiyorsun ya da bilerek çarpıtıyorsun.

 

Cahillin teki ahkam kesmiş. Yavrum bilmiyorsan öğren, Türk-islam kemalistlerin, Arap-islamcılık Milli görüş ve uzantılarının, batıcı ılımlı islam fetöcülerin ideolosidir. Fetö Türk-islama aslında bayağı aykırıdır, beynelmilelcidir. Ha sen birkaç tane keko fetöcü görmüşsündür şimdi onlardan örnek verme, ideolojini sahipleri önemli olan. Siz devleti tanıyamıyorsunuz, sizi okuyan Türkiyede ateist bir devlet vardı AKP geldi islama geçtikj zenneder.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, rootx yazdı:

@copyPaste, k*rt musun de Ataturk'u sevmiyorsun?

 

Valla eskiden Turk Ateist'in bazi dusuncelerini sacma buluyordum ama megerse hepsi dogruymus. Simdi onun sozunden cikmamaya calisiyorum. Kendisi akli basinda, neyin ne oldugunu bilen bir kadindir, unutma.

 

Offf arkadaşım sen Türkiyede siyasetin bu kadar İslamla (islamın bir mezhebiyle) bir arada olmasından şikayetçi değilmisin. Şikayetçiysen neden bana laf çakmaya çalışıyorsun, ben farklı birşeyden mi bahsediyorum. Bu içiçeliğin sebeplerini, kökenlerini yazmayalım mı yani. Tamam lan Türkiye'de ateist bir rejim vardı, Milli Görüşçüler yeraltı sığınaklarında islamı anlattı benimsetti. Oldu mu, uydumu kafana. Sen kaç yaşındasın AKP öncesini hatırlıyormusun.

He kürtüm ondan eleştiriyorum, işte cinyıslar hemen çözdü beni.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, copyPaste yazdı:

 

Offf arkadaşım sen Türkiyede siyasetin bu kadar İslamla (islamın bir mezhebiyle) bir arada olmasından şikayetçi değilmisin. Şikayetçiysen neden bana laf çakmaya çalışıyorsun, ben farklı birşeyden mi bahsediyorum. Bu içiçeliğin sebeplerini, kökenlerini yazmayalım mı yani. Tamam lan Türkiye'de ateist bir rejim vardı, Milli Görüşçüler yeraltı sığınaklarında islamı anlattı benimsetti. Oldu mu, uydumu kafana. Sen kaç yaşındasın AKP öncesini hatırlıyormusun.

He kürtüm ondan eleştiriyorum, işte cinyıslar hemen çözdü beni.

K*rtsun tabi. Hemen anladim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, copyPaste yazdı:

 

Sen atsızcılardan mısın. k*rt yazdığına göre.

Yoo, ben, benim. Ben "bir seyim" demeyi sevmem.

 

Bak Turk Ateist ablanla konusabildigin icin kendini sansli say. Psikoloji okudu, akli basinda neyin ne oldugunu bilir. Ben terapistime saatlik 300 lira oduyorum lan. O burda bedava hizmet veriyor. Sizin gibi delileri dogru yola sevk ediyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
27 dakika önce, copyPaste yazdı:

 

Yine anlamıyorsun, konuyu çarpıtıp Aleviliğe vurmuşsun, alakası yok benim alevi bir damarım falan yok. İslamın siyasette bulunmasından rahatsız olmayan kişi ateist falan değildir, geç bu "sen mezhepçisin" ayaklarını. Dincilerle kemalistlerin mücadelesi falan. Hangi fantastik romanda okudun sen bunu, öyle birşey yok onu anlatmaya çaılışyorum. Batı desteğini alan dinciler kemalistlerin kontrolünden çıktı, Kemalistler de (sistemin başınnda olanlar senin gibi sıradan vatandaşlar değil) "Yav düne kadar biz himaye ediyorduk bunları şimdi bizi hapse atıyor şerefsizler" diye sinirleniyor o kadar. Kemalistler tekrar güç kazansa sanma ki Türkiye ateizme geçiş yapacak, sanma ki dinci grubun siyasileri cezalandırılacak. Toplum endoktrinasyonu aynı bu grupların, islami koyun bir kitle. Biri Türk - İslamcı biri Arap - İslamcı.

 

Bak sana bir örnek vereyim. 28 Şubat döneminde bir Anadolu Lisesinde ortaokuldaydım. Şimdiki tırt okullar değil eskiden sınavla girilen ciddi kurumlardı. Müdür yardımcısı din öğretmeniydi, müdür (çok muhtemel mhpli) tarihçiydi. O zamanda bile AKP gelmeden önceye kadar bize din dersinde namaz kıldırılıyordu. Din hocası ayağa kaldırıp namazı anlatmamızı istiyordu, dulara neler rüku, kıyam şekli ne. Ne müdürün ne hocanın aklına gelmiyordu bizim dinle (Sunnilikle) ne kadar alakalı olduğumuz bunları isteyerek mi öğrendiğimiz falan. Bir defasında namaz kılmayı anlatamayan bir arkadaşı (alevi değil) "Sen yetişkin bir müslüman olarak nasıl namazı bilmezsin" diye azarladığını haıtrlıyorum. Bak 28 Şubat diyorum, laiklik aydınlanmacılık güzel şeyler tabi ama İstanbul'un varoş olmayan bir muhitinde Anadolu Lisesi diyorum, lütfen saksıyı çalıştır biraz, gerçekten lafta kalıyordu bazı kavramlar.

 

Konuyu ne çarpıtacağım? Tutturmuşsun bir Sünni İslam, üstüne de vermişsin Alevi mezhepçisi tuhaf birinin yazısını "bilinçli bir arkadaş" diyerek, elbette mezhepçisiniz diyeceğim. Seni ve bunca zamandır yazdıklarını da bilince...

 

28 Şubat döneminde iktidarda olanlar kimlerdi? Refah Partisi ve Çiller'in DYP'si, di mi? 28 Şubat neden oldu? Dinci ve irticai girişimler yüzünden, rejim tehlikede diye düşünüldüğü için. Artık açık açık şeriat isteriz, yaşasın Hizbullah falan diyorlardı. E eğitim de iktidarlar tarafından manipüle edildiği için senin dandik okul müdürünün sana din dersine de girip sana namaz kıldırması, din baskısı yapması pek doğal oluyor. Ben din baskısı AKP'yle başladı gibi bir cümle kurdum mu?

Yani sen, Erbakan'ı, Demirel'i, Çiller'i, Özal'ı, ve hatta 80 öncesi iktidarları Kemalistten sayıyorsun, Kemalist derken ülkeyi bugüne dek yönetmiş genel iktidarları kastediyorsun, öyle mi?

Sana kim söyledi onların Kemalist olduğunu? Bunu nereden uydurdun? Benim onları kastederek Atatürkçülük savunduğumu, onları onayladığımı nereden çıkarıyorsun?

 

Ülkede dindarlaşma 1950'lerden de önce başladı. İktidarların hepsi de dinden, dindardan beslendi, hatta dini bizzat besledi. Bütün o süreci burada uzun uzun yazamam, ama biraz okuyan ve gözlem yapabilen biri kolaylıkla görür.

 

Kemalistler bu ülkede hemen hiçbir zaman iktidara gelememiştir ki. Hatta bunların yazarları, gazetecileri vs daima öldürülmüştür. Bizzat senin o Kemalist falan dediğin iktidarların da desteğiyle hem de. O yüzden biz bugün Tayyip neden değil, sonuçtur diyoruz. 

 

Sen gardrobundan ve oy için cazibe merkezi haline getirilmiş tarikat liderlerinden başkasını gözü görmeyen muhafazakar, sağcı, içi bomboş adamları Kemalist diye yaftalıyor, sonra da onların yaptığı rezillikleri aman da Kemalistler öyle yaptı, böyle etti diye bana kakalamaya kalkıyorsun.

Yemezler. 

 

Atatürk 1938'de ölmüş. Bunu arada bir hatırlarsan iyi olur bence...

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, copyPaste yazdı:

 

Cahillin teki ahkam kesmiş. Yavrum bilmiyorsan öğren, Türk-islam kemalistlerin, Arap-islamcılık Milli görüş ve uzantılarının, batıcı ılımlı islam fetöcülerin ideolosidir. Fetö Türk-islama aslında bayağı aykırıdır, beynelmilelcidir. Ha sen birkaç tane keko fetöcü görmüşsündür şimdi onlardan örnek verme, ideolojini sahipleri önemli olan. Siz devleti tanıyamıyorsunuz, sizi okuyan Türkiyede ateist bir devlet vardı AKP geldi islama geçtikj zenneder.

 

Bu kadar cahıl olduğumu bilmiyordum, sayende öğrendim. Peki bu kadar bildiğin için bir soru sorayım.

Fetonun Türk-İslam sentezi'yle ne işi vardı, bu sentez feto ve tayyip tarafından maddi-manevi neden desteklendi, ülkede hır-gür çıkaranlar neden kaçarak ABD'ye yerleşiyor?

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, copyPaste yazdı:

Bak sana bir örnek vereyim. 28 Şubat döneminde bir Anadolu Lisesinde ortaokuldaydım. Şimdiki tırt okullar değil eskiden sınavla girilen ciddi kurumlardı. Müdür yardımcısı din öğretmeniydi, müdür (çok muhtemel mhpli) tarihçiydi. O zamanda bile AKP gelmeden önceye kadar bize din dersinde namaz kıldırılıyordu. Din hocası ayağa kaldırıp namazı anlatmamızı istiyordu, dulara neler rüku, kıyam şekli ne. Ne müdürün ne hocanın aklına gelmiyordu bizim dinle (Sunnilikle) ne kadar alakalı olduğumuz bunları isteyerek mi öğrendiğimiz falan. Bir defasında namaz kılmayı anlatamayan bir arkadaşı (alevi değil) "Sen yetişkin bir müslüman olarak nasıl namazı bilmezsin" diye azarladığını haıtrlıyorum. Bak 28 Şubat diyorum, laiklik aydınlanmacılık güzel şeyler tabi ama İstanbul'un varoş olmayan bir muhitinde Anadolu Lisesi diyorum, lütfen saksıyı çalıştır biraz, gerçekten lafta kalıyordu bazı kavramlar.

 

Aslında yazmayacaktım. Ancak kendimi tutamadım yine. 

 

Atatürk ölene kadar 2 kere çok partili rejim denemesi yapmış, ikisinde de Türkiye'de bulunan geri kafalı dinciler tarafından muhalefet partileri işgal edilmiş ve Atatürk yaptığı hatayı görüp derhal geri adım atmıştır. 

Araştırın görürsünüz, Atatürk bu kökten dincileri astırmış ve bu adamlar asılırken Ankarada balo düzenlemiştir. 

 

Bu ülke ne zaman çok partili rejime geçse derhal kökten dinciler ülke yönetimine musallat olmuştur. Bu yüzden çok partili rejim Türkiye için yanlış bir yönetim biçimidir. 

Bununla birlikte bu ülke ne yazık ki çok yanlış bir rotada uzun yıllar yol almıştır. Ve artık geriye dönüş ihtimali bulunmamaktadır. 

Milyonlarca insanı öldüremeyeceğinize göre,  dincilere karşılık 5 tane aydın çocuk ta yetiştiremeyeceğimize göre tek bir ihtimal kalıyor.

 

Defolup gitmek. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Atatürk daha gençlik yıllarında çağdaş düşüncenin ve ilerlemeciligin savunucusuydu. Her gün kan kaybeden büyük bir imparatorluk hızla çökerken dört bir tarafta verilen savaş elbette onu daha da vatansever, daha da milliyetçi yapacaktı. 

 

Binbir güçlükle Milli Mücadele kazanılmış, sıra cumhuriyeti kurmaya gelmişti. Genç Cumhuriyet, klişe tabirle, büyük bir enkaz devralmisti. Onun için Atatürk dönemi de "asr-ı saadet" dönemi olmayacaktır. Ekonomik sorunlar, sosyal-siyasal kavgalar gırla gitmiştir. Daha doğrusu çağdaşlaşmanın ve milliyetçiliğin savunucuları pek memnunsa da; bazı toplum kesimleri gerek etnik gerek dini gerekse de değişime dirençleri sebebiyle büyük bir hayal kırıklığı yaşamışlardır. Mesela İslamciligin en büyük ismi M.Akif çekip Mısır'a gitmiştir. 

 

Yeni Cumhuriyet'le yeni bir ideoloji teşekkül ettirilirken de halkın Türk ve Müslüman olduğu varsayımıyla hareket edilmiştir. Türklük; hem Atatürk ve arkadaşlarının başlıca ideolojisidir hem de toplumu yekpare görme arzusunun bir yansımasıdır. İslamcilik ise kurucu kadronun arzu etmediği ancak dinin halkın nazarindaki değerini de bildiklerinden uluslaşma sürecinde bir ortak payda olarak ele alınmıştır. Tabi bir yandan da Türkçeleştirme, ilke ve devrimlerle İslâmî algı ve anlayışı laik bir çizgiye çekme hedefi gudulmustur. Elbette muhatap alınan mezhep de çoğunluğu oluşturan Sünni anlayış olmustur. Ancak altı cizilmelidir ki burada islamcilik/sunnicilik amacı gudulmemis; herkesi Türk gören standart bakış bu defa herkesi Sünni/müslüman saymıştır. Öyle ki o dönem birçok Türk topluluğu Anadolu'ya akın ederken Gagavuz Türkleri hristiyan oldukları için bizzat Atatürk tarafından ülkeye kabul edilmemişlerdir.

 

Görüldüğü üzere buradaki kaygı da tek parça bir halk kitlesi görme arzusundan ileri gelir. Dolayısıyla bu süreçte Kürt ve Alevi kimliklerinin dikkate alınmadığı bir vakadır. Farklı kimliklerin devleti parcalayacagi endişesi, yıkılan Osmanlı'dan bize miras kalmistir!

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 10.11.2018 at 15:16, Ulusalcı yazdı:

Milli duyguları olmayanlar için anlamsızdır ancak böyle şeyler. 

 

O duyguları da bırakmak lazım nasıl dini duyguları bırakmak lazımsa. Çünkü bu du duygular insan merkezli değil, tanrı ya da toplum merkezlidir, birey mutluluğunu ertelerler, bu duygularda insan özne değil nesnedir. Bir de dini duyguları aşıp onları aşamamak denizde yüzüp havuzda boğulmaya benzer. Bir alıntı da yerindedir:

 

"Milliyetçilik bizi yoksullaştırır çünkü onun Siyam ikizi korumacılıktır ve bu iç piyasayı yok ederken uluslararası ticareti sekteye uğratır.''

 

"Milliyetçilik bizi güçsüzleştirir çünkü sürekli düşman bulma, başkalarını küçümseme, kendini üstün görme ihtiyacı, başka uluslarla ortak bir özgürlük ve güvenlik sağlama arayışı için işbirliğini çok daha zorlaştırır.

 

https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-45295222

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
16 saat önce, Türk Ateist yazdı:

 

Konuyu ne çarpıtacağım? Tutturmuşsun bir Sünni İslam, üstüne de vermişsin Alevi mezhepçisi tuhaf birinin yazısını "bilinçli bir arkadaş" diyerek, elbette mezhepçisiniz diyeceğim. Seni ve bunca zamandır yazdıklarını da bilince...

 

28 Şubat döneminde iktidarda olanlar kimlerdi? Refah Partisi ve Çiller'in DYP'si, di mi? 28 Şubat neden oldu? Dinci ve irticai girişimler yüzünden, rejim tehlikede diye düşünüldüğü için. Artık açık açık şeriat isteriz, yaşasın Hizbullah falan diyorlardı. E eğitim de iktidarlar tarafından manipüle edildiği için senin dandik okul müdürünün sana din dersine de girip sana namaz kıldırması, din baskısı yapması pek doğal oluyor. Ben din baskısı AKP'yle başladı gibi bir cümle kurdum mu?

Yani sen, Erbakan'ı, Demirel'i, Çiller'i, Özal'ı, ve hatta 80 öncesi iktidarları Kemalistten sayıyorsun, Kemalist derken ülkeyi bugüne dek yönetmiş genel iktidarları kastediyorsun, öyle mi?

Sana kim söyledi onların Kemalist olduğunu? Bunu nereden uydurdun? Benim onları kastederek Atatürkçülük savunduğumu, onları onayladığımı nereden çıkarıyorsun?

 

Ülkede dindarlaşma 1950'lerden de önce başladı. İktidarların hepsi de dinden, dindardan beslendi, hatta dini bizzat besledi. Bütün o süreci burada uzun uzun yazamam, ama biraz okuyan ve gözlem yapabilen biri kolaylıkla görür.

 

Kemalistler bu ülkede hemen hiçbir zaman iktidara gelememiştir ki. Hatta bunların yazarları, gazetecileri vs daima öldürülmüştür. Bizzat senin o Kemalist falan dediğin iktidarların da desteğiyle hem de. O yüzden biz bugün Tayyip neden değil, sonuçtur diyoruz. 

 

Sen gardrobundan ve oy için cazibe merkezi haline getirilmiş tarikat liderlerinden başkasını gözü görmeyen muhafazakar, sağcı, içi bomboş adamları Kemalist diye yaftalıyor, sonra da onların yaptığı rezillikleri aman da Kemalistler öyle yaptı, böyle etti diye bana kakalamaya kalkıyorsun.

Yemezler. 

 

Atatürk 1938'de ölmüş. Bunu arada bir hatırlarsan iyi olur bence...

Yalnız 28 Şubat'ın üç büyük liderinden birisi olan Çevik Bir, Evren Paşa'nın başyaveri idi. Evren'in cenazesine katılanlardan birisidir aynı zamanda. "Kenan Evren'den çok şey öğrendim." demiştir.

 

Kenan Evren de 28 Şubat için çok iyi oldu demiştir zaten. Bunları da biliyorsundur. Yani 12 Eylül'ü kötüleyip 28 Şubat'ı övmek bir çelişkidir. İkisi aynı darbelerdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Ulusalcı yazdı:

Yalnız 28 Şubat'ın üç büyük liderinden birisi olan Çevik Bir, Evren Paşa'nın başyaveri idi. Evren'in cenazesine katılanlardan birisidir aynı zamanda. "Kenan Evren'den çok şey öğrendim." demiştir.

 

Kenan Evren de 28 Şubat için çok iyi oldu demiştir zaten. Bunları da biliyorsundur. Yani 12 Eylül'ü kötüleyip 28 Şubat'ı övmek bir çelişkidir. İkisi aynı darbelerdir.

 

İkisi tam olarak aynı şey değildir ama ben 12 Eylül darbesini değil, darbede ve sonrasında yapılanları eleştiriyorum. Darbe zaten şart olmuştu, kaçınılmazdı, bugün Evren'e küfredip cenazesine gidenleri tefe tutanlar o dönem Evren'e en büyük yalakalığı yapıp darbeyi alkışlayanlardı. Darbe anayasasına koşa koşa topluca oy veren benim babamdı sanki. Evet, babam gerçekten de o anayasaya "Hayır" diyen %8'lik minik azınlıktan. Darbe oldu diye onlar da sevinip rahatlamıştı ama anayasa için aynısını düşünmüyorlardı. Küçüktüm ama harıl harıl yaptıkları tartışmaları az çok hatırlarım.

 

Evren ve arkadaşları, komünizm-sol tehlikesine karşı dini panzehir olarak görme salaklığına düştüğü ve öyle veya böyle dinci köpekleri açıktan beslediği için kızıyoruz. Yoksa o korkunç kaosu darbe olmadan bastırabilmek pek mümkün değildi. Darbe öncesi toplum neden o hale geldi, kimler neler yaptı gibi sorular da ayrıca irdelenmeli tabii, ancak sonuçta o darbe kaçınılmaz biçimde oldu. 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, Kör Saatçi yazdı:

 

O duyguları da bırakmak lazım nasıl dini duyguları bırakmak lazımsa. Çünkü bu du duygular insan merkezli değil, tanrı ya da toplum merkezlidir, birey mutluluğunu ertelerler, bu duygularda insan özne değil nesnedir. Bir de dini duyguları aşıp onları aşamamak denizde yüzüp havuzda boğulmaya benzer. Bir alıntı da yerindedir:
 

"Milliyetçilik bizi yoksullaştırır çünkü onun Siyam ikizi korumacılıktır ve bu iç piyasayı yok ederken uluslararası ticareti sekteye uğratır.''

 

"Milliyetçilik bizi güçsüzleştirir çünkü sürekli düşman bulma, başkalarını küçümseme, kendini üstün görme ihtiyacı, başka uluslarla ortak bir özgürlük ve güvenlik sağlama arayışı için işbirliğini çok daha zorlaştırır.

 

https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-45295222

 

 

 

 

 

"Milliyetçilik bizi güçsüzleştirir çünkü sürekli düşman bulma, başkalarını küçümseme, kendini üstün görme ihtiyacı, başka uluslarla ortak bir özgürlük ve güvenlik sağlama arayışı için işbirliğini çok daha zorlaştırır.

 

"Eğer milliyetçilik bizi yoksullaştırıyor, güçsüzleştiriyor ve ahlaken çökertiyorsa, nasıl yurtsever olduğunu iddia edebilir? İddia ediyorum ki milliyetçiler yurtsever değildir."

 

AB Komisyonu başkan yardımcısı İngiltere'deki AB'den ayrılık yanlılarını da öfkelendirecek bir cümle de ekledi:

 

"Yurtseverlik Avrupalı olmaktır. Avrupalı olmak yurtseverliktir."

--------------------

 

Bunlara katılmamak pek mümkün değil. Bizim milliyetçilik anlayışımız da zaten yurtseverlik şeklinde tanımlanan şeyin direkt kendisidir. En azından benim algım öyle, kendimi öyle tanımlarım. 

 

Milliyetçilik deyince benim aklıma daima ülkücüler vb gelmiştir, Büyüdüğüm evde ülkücü çevreden bahsederken "Milliyetçiler" diye bahsedilir ve onlardan neredeyse nefret edilirdi. Çünkü bunlar milliyetçilik satarken ülkeyi sağa sola peşkeş çeken ilkellerin, aynı zamanda da dinin yanında duran şiddet yanlısı kimselerdi.

Ancak şimdilerde durum daha karışık. Vatanseverlere ciddi saldırılar var ve bu milliyetçiliğe düşmanlık adı altında yapılıyor. Toptan bir indirgemecelilik, her yer ve şeyde olduğu gibi burada da karşımıza çıkıyor. Laik Müslümansan, Müslüman değilsin gibi... Müslüman dediğin beş vakit namazını kılar, orucunu tutar, kadınsa örtünür vb gibi... Ya da PKK kötüdür, Kürtlere toprak verilmemeli dediğinde ırkçı olman gibi.

 

O yüzden biraz daha düşünmek ve dikkatli olmak lazım. Milliyetçiliği entelektüel zeminde tartışacak zaman da zemin de yok şu anda. Türk milliyetçiliğini ayaklar altına alarak din-ümmet birliğini empoze etmeye çalışanlara karşı uyanık olmak lazım. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, Türk Ateist yazdı:

 

İkisi tam olarak aynı şey değildir ama ben 12 Eylül darbesini değil, darbede ve sonrasında yapılanları eleştiriyorum. Darbe zaten şart olmuştu, kaçınılmazdı, bugün Evren'e küfredip cenazesine gidenleri tefe tutanlar o dönem Evren'e en büyük yalakalığı yapıp darbeyi alkışlayanlardı. Darbe anayasasına koşa koşa topluca oy veren benim babamdı sanki. Evet, babam gerçekten de o anayasaya "Hayır" diyen %8'lik minik azınlıktan. Darbe oldu diye onlar da sevinip rahatlamıştı ama anayasa için aynısını düşünmüyorlardı. Küçüktüm ama harıl harıl yaptıkları tartışmaları az çok hatırlarım.

 

Evren ve arkadaşları, komünizm-sol tehlikesine karşı dini panzehir olarak görme salaklığına düştüğü ve öyle veya böyle dinci köpekleri açıktan beslediği için kızıyoruz. Yoksa o korkunç kaosu darbe olmadan bastırabilmek pek mümkün değildi. Darbe öncesi toplum neden o hale geldi, kimler neler yaptı gibi sorular da ayrıca irdelenmeli tabii, ancak sonuçta o darbe kaçınılmaz biçimde oldu. 

 

Kenan Evren'in üzerine yıkılan birçok suçu aslında Turgut Özal işlemiştir. Sol kesim ikisini aynı gibi göstermeye çalışsa da değiller. Evren açıkça bu adama oy vermeyin, Turgut Sunalp'e verin demiş. Ama Özal maalesef seçimi kazandı. 

 

İmam hatip meselesim mesela Evren bunun da cevabını vermişti. Dediğine göre onun isteğiyle sadece bir tane imam hatip açılmış, o da Tunceli'de.

 

Din derslerini koyan da, imam hatipleri açan da Atatürk'ün ta kendisidir zaten. Suçlayacaksanız onu suçlayın.

 

Herkesin Fethullah'ın kıçını yalamak için sıraya girdiği, sizin Ecevit'in bile Fethullah'ın karşısında el pençe divan durduğu bir dönemde Evren açıkça Fethullah'ı defalarca kez hedef almış. Çok aradım onun hakkında pozitif bir sözü var mı diye ama bulamadım. Sadece iki yerde bahsetmiş ondan. Birisi bir röportajdı ve "Fethullah Hoca ve taraftarları bu ülke için gerçek birer tehlikedir" diyordu. Diğeri ise bir Genç Bakış programında. Fethullah'ın defalarca kez kendisiyle görüşmek için aracı gönderdiğini ama kendisinin ısrarla her seferinde reddettiğini söylüyordu. Adam Fethullah ile görüşmemiş bile hayatında. Ama bugün kalkıp utanmadan Feto'nun kıçını yalamış o kadar lider dururken Evren'i FETÖ'cülükle suçluyorlar. 

 

En azından darbenin arkasında Amerika vardı gibi saçma komplo teorilerine inanmıyorsun sanırım.

 

Zaten 28 Şubat net olarak Amerikan karşıtı bir darbedir. Çünkü Amerika açıkça 28 Şubat Devrimi'nden rahatsızlık duymuş ve düzenlediği operasyona Milenium Challenge yani 1000 yılın meydan okuması ismini vermiştir. Bu Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun 1000 yıllık meydan okumasına bir göndermedir, karşı meydan okumadır. Yani sen 1000 yıl mı diyorsun, bak ben de sana 1000 yıl meydan okuyorum demektir bu.

 

28 Şubat'ı ve 12 Eylül'ü de aynı zihniyetler yaptığı için 12 Eylül'ün Amerikancı bir darbe olduğu iddiası bir yalandır. Yani ben böyle anlıyorum. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 dakika önce, Türk Ateist yazdı:

 

"Milliyetçilik bizi güçsüzleştirir çünkü sürekli düşman bulma, başkalarını küçümseme, kendini üstün görme ihtiyacı, başka uluslarla ortak bir özgürlük ve güvenlik sağlama arayışı için işbirliğini çok daha zorlaştırır.

 

"Eğer milliyetçilik bizi yoksullaştırıyor, güçsüzleştiriyor ve ahlaken çökertiyorsa, nasıl yurtsever olduğunu iddia edebilir? İddia ediyorum ki milliyetçiler yurtsever değildir."

 

AB Komisyonu başkan yardımcısı İngiltere'deki AB'den ayrılık yanlılarını da öfkelendirecek bir cümle de ekledi:

 

"Yurtseverlik Avrupalı olmaktır. Avrupalı olmak yurtseverliktir."

--------------------

 

Bunlara katılmamak pek mümkün değil. Bizim milliyetçilik anlayışımız da zaten yurtseverlik şeklinde tanımlanan şeyin direkt kendisidir. En azından benim algım öyle, kendimi öyle tanımlarım. 

 

Milliyetçilik deyince benim aklıma daima ülkücüler vb gelmiştir, Büyüdüğüm evde ülkücü çevreden bahsederken "Milliyetçiler" diye bahsedilir ve onlardan neredeyse nefret edilirdi. Çünkü bunlar milliyetçilik satarken ülkeyi sağa sola peşkeş çeken ilkellerin, aynı zamanda da dinin yanında duran şiddet yanlısı kimselerdi.

Ancak şimdilerde durum daha karışık. Vatanseverlere ciddi saldırılar var ve bu milliyetçiliğe düşmanlık adı altında yapılıyor. Toptan bir indirgemecelilik, her yer ve şeyde olduğu gibi burada da karşımıza çıkıyor. Laik Müslümansan, Müslüman değilsin gibi... Müslüman dediğin beş vakit namazını kılar, orucunu tutar, kadınsa örtünür vb gibi... Ya da PKK kötüdür, Kürtlere toprak verilmemeli dediğinde ırkçı olman gibi.

 

O yüzden biraz daha düşünmek ve dikkatli olmak lazım. Milliyetçiliği entelektüel zeminde tartışacak zaman da zemin de yok şu anda. Türk milliyetçiliğini ayaklar altına alarak din-ümmet birliğini empoze etmeye çalışanlara karşı uyanık olmak lazım. 

Ülkücüler olsa olsa Arap milliyetçisi olur. Tanrı kelimesinden bile rahatsızlık duyan, Tanrı Türk'ü korusun yerine Allah Türk'ü korusun diyen adamdan Türk milliyetçisi falan olmaz.

 

Gerçek Türk milliyetçileri Kemalistler ve Atsızcılardır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, Ulusalcı yazdı:

Ülkücüler olsa olsa Arap milliyetçisi olur. Tanrı kelimesinden bile rahatsızlık duyan, Tanrı Türk'ü korusun yerine Allah Türk'ü korusun diyen adamdan Türk milliyetçisi falan olmaz.

 

Gerçek Türk milliyetçileri Kemalistler ve Atsızcılardır.

 

Kemalistler yurtseverdir. Milliyetçilik algıları yurtseverlik-vatanseverlik şeklindedir. 

Atsızcılar ise ürkütücü derecede ırkçıdır, onların fikirleri epeyce bir sapkındır. Milliyetçilik ötesidir...

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 12.11.2018 at 17:51, rootx yazdı:

@copyPaste, k*rt musun de Ataturk'u sevmiyorsun?

 

Valla eskiden Turk Ateist'in bazi dusuncelerini sacma buluyordum ama megerse hepsi dogruymus. Simdi onun sozunden cikmamaya calisiyorum. Kendisi akli basinda, neyin ne oldugunu bilen bir kadindir, unutma.

 

Ulan madem tük islam sentezini savunuyordu da kemalistler din dersini ortaokullardan 1930'da, öğretmen okullarından 1931'de, şehirlerdeki ikokullardan 1933'te, köylerden de 1939 yılında neden kaldırdılar. 

 

Bak, bu kadarcık bir bilgi yetiyor. Kemalistler o kadar türk islamcısıymış ki, o kadar sunni milliyetçisiymiş ki din derslerini kaldırmışlar.... 

 

 

tarihinde administrator tarafından düzenlendi
Yazıdaki bazı kısımlar yazarın isteğiyle silindi.
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 10.11.2018 at 16:16, Ulusalcı yazdı:

İlk kez atamızın mezarını bir ziyaret edelim dedik onu da güvenlik görevlileri ve polisler boka çevirdi.

 

Hiç ne zaman kapıları açacağız falan diye bilgi vermedikleri gibi yolun kenarlarını kapatıp izdiham yaşanmasına neden oldular. Aç yolun tamamını insanlar rahat rahat yürüsün işte. Ama yok illa kenarları tutacaklar ki yanlardakiler kaynamaya çalışsın ve böylelikle bir kargaşa yaşansın.

 

Yaklaşık 4-5 saat sürdü Anıtkabir bölgesine girmem. Kabrin içine girmem ise 2-3 saati falan buldu. Tam bir rezillikti.

 

Bence bu kesinlikle Akköpek iktidarı tarafından kasıtlı olarak insanları yıldırmak ve Atatürk'ten soğutmak amaçlı yapılmıştı.

 

Ama ben yılmadım ve 7-8 saat ayakta dikilip sonunda kabre ulaşmayı başardım.

 

Yüzbinlerce insanın sırf bir kabri ziyaret etmek uğruna birbirlerini ezmesi, saatlerce ayakta dikilmesi duygulandırdı beni. Milli duyguları olmayanlar için anlamsızdır ancak böyle şeyler. 

 

Geçen sene de berbattı ortam. Polisler barikat kurup insanları yığıyorlar kapılara ve barikata gelene kadar da kadınların ayrı bir kanaldan gireceğini öğrenemiyorsun. Kadınları kadın polis arayacak ya onun için. Bir sürü karmaşa oluyor barikat önlerinde bu yüzden. Halbuki bir kadın bir erkek polis olarak dizilseler o karışıklık olmayacak. illa haremlik selamlık kafasıyla hareket ediyorlar. Ayrıca Atatürk'ü ziyarete yataktan çıkıp gelmiş pijamalı insanları, Anıtkabir sahası içinde yere oturup sigara içen modern kadınları gördükçe insan bu kitlenin naıl bomboş olduğunu anlayabiliyor. Hele o mozolenin orada selfie çekenler tam bir hasta. Ulan sen babanın mezarında selfie çekiyor musun? Saygısız boş bir güruh doluşuyor 10 Kasım'da Anıtkabir'e. Onun için ben özellikle hafta içleri kalabalık yokken gitmeyi tercih ediyorum. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...