Jump to content

VİCDAN SAHİPLERİNE SESLENİYORUM!!


Recommended Posts

Bir saat önce, acizlerdenbiri yazdı:

Efendim bende sizlere bu konu ile düşüncelerimi aktarayım.ALLAH ın varlığını sorgulamayı denemedim hiç çünkü bu benim için içimden gelerek yapabileceğim bir şey değil. bir örnek vereyim.

Karşımda duruyorsunuz ve benimle konuşuyorsunuz diyelim, siz benim karşımdayken ben sizin varlığınızı sorgular mıyım? Karşımda var mısınız yok musunuz,siz var mısınız yok musunuz diye düşünebilir miyim? 

Aynı şey mi ? derseniz evet aynı şey.Bakış açılarımız farklı,benim için bir tek kendisinin gözükmesi kalmış,o da kural gereği öyle olması gerektiği için gözükmüyor,biz görmemeliyiz.

Peki neden görmemeliyiz? 

Efendim eğer biz kendisini görsek normal yaşantımıza devam edemeyiz.Örneğin biz dünya canlıları ve biz insan ırkı çiftleşekerek çoğalıyoruz,aile kurumu var ,işe gidip geliyoruz,ihtiyaçlarımız için çalışmalıyız vs vs .Bir şirket patronunu düşünelim,1000 tane çalışanı,bilmem kaç tane şirket zinciri var,limuzinler ,özel uçaklar vs,onun karşısında bir çalışanı ceket ilikler,bacak bacak üstüne atamaz,karşısında sigara içemez ,laflarına dikkat eder.Padişahın huzurunda görevli falan olduğumuzu düşünelim..rahat edemez yani kısaca.

Hatta biraz daha örnek merak ettim ve nette dolaştım şöyle bir yazıya rastladım;

 

Bir şey kemali zuhurundan, şiddeti zuhurundan gizlenip görünmeyebilir. Mesela, güneşin ışığı, çok şiddetli olduğunda, insanın gözü güneşi görmekte ve ona bakmakta zorlanır. Güneşin, gördüğümüz ve görmediğimiz her yeri kapladığını düşünelim. Bu durumda Güneş ışığıyla ısısıyla, renkleriyle her yeri kapladığı halde onu görmediğimizi zannederiz. Hatta varlığı inkar edilebilir. Bunun nedeni, güneşin olmaması değil, her yerde olduğu içindir.

Deniz o derece gözler önündedir ki, balıklar bu denizin farkına varmazlar. Bizlerin daima hava ile iç içe olmamıza rağmen havanın farkına varmayışımız gibi...

İnsan kulağı belli bir frekansın üstündeki şiddetli gürültü ve sesleri duyamaz. Yani şiddetli tecelli duymama, görmemeye sebep olabilir.

 

Evet diyebiliriz ki bizler hep görmek istiyoruz,görürsek inanırız diyoruz ,şöyle diyelim; bizler yabancı bir gezegenden geldik,bu dünyayı tanımıyoruz.Bu dünyadan biri ile ortak dil kurabildik ve konuşabiliyoruz.Konuştuğumuz kişi bize dese ki, '' bak şu karşıdan iki insan geliyor ,biri bir erkek 1:90 boyunda ve 110 kilo,yanında yaşlı bir kadın var,boyu 1:60 kilosu 50,yaşlılıktan iki büklüm olmuş bu kadın bu adamın annesidir.Bu adam vakti zamanında annesinin karnından dünyaya gelmiştir. 

Biz şimdi bu durumu kanıksadık ve bu yüzden şaşırmıyoruz ama bir düşünelim, hiç bilmediğimizi düşünelim,bunu görmeden inanır mıydık? 

Yuh ya sen kafayı yemişsin bu adam bu kadının karnından nasıl çıkar demez miydik?

Bu adam bir su parçasından yaratıldı deseler, spermi de gösterseler,bir su parçası olduğunu görsek biz onun böyle bir adam olduğuna nasıl inanırdık.

 

Kışın kupkuru olmuş bir ağaç görsek ,yanımızdaki kişi dese ki bu ağaç dalları bir zaman gelecek çiçeklerle dolacak,o çiçekler meyvelere dönüşecek,lezzetli meyveler olacaklar dese, inanır mıydık? Şimdi biliyoruz ve inanıyoruz çünkü gördük.

 

Kutsal kitaplarda ölümden sonra tekrar dirilmekten bahsedilir,başka bir yerde tekrar var olmak...Oysa bir hayvan,bir insan ölüsü toprak olur,yok olur gider öyle değil mi?

Sevgili dostum bendeniz 28 haziran 1979 tarihinde ,zaten var olan, insanların yaşadığı,kah gülünen kah ağlanan bu dünyaya geldim. Yoktum ,burada var oldum,sonsuz denebilecek evrende toz zerreciği bile sayılamayacak bu dünyaya geldiğime göre, tekrar başka bir yerde neden var edilemeyeyim.Buraya gelirken bana sorulmadı, geliş yollarını bilmiyorum,çeşitli merhaleler geçirdim ve bu dünyaya geldim. Bu dünyaya gelişimin sebebi bir su parçasıdır, bir erkeğin cinsel organından çıkan bir su.. Beni başka bir yerde ,başka bir şeyi sebep ederek var edebilirler.

 

Gözümü ben tasarlamadım,öyle yaratıldım,el ,ayak ,diş ,beyin....

 

Ben kendimi yaratmadım,annem beni tasarlayıp yaratmadı,o da benim gibi hiç bir şey bilmez bir bebek olarak dünyaya geldim,onun karnında büyürken beni o beslemedi,annem ile benim aramda kordonu annem bağlamadı aramıza.Ben dünyaya geldiğimde göğüslerinden süt gelmesini annem tasarlamadı, ben dünyaya geldiğimde onun göğüslerinden süt geldi,metabolizması o dönemde süt üretti.

Ben süt içerken dişlerim yoktu,süt artık benim için yetersiz olduğunda, katı gıdalara geçerken damağımın içinde gömülü olan,daha öncesinde tasarlanmış olan dişler damağımdan çıkmaya başladı, yiyecekleri kesecek bölecek şeylere ihtiyacım vardı ve ben daha diş nedir bilmeden onlar geldi.

Yediklerim mideye gidiyor,gerekli olanlar vücuduma hücrelerime katılırken gereksiz olan posa dışarı atılıyor,eğer dışarı atılmasa canlı yaşayamaz,bir çıkış yeri lazım,onu ben mi tasarladım annem mi tasarladı,babam mı tasarladı.

 

Efendim görüldüğü üzere kendisinin görülmesi yarattıkları iledir.

 

Peki neden  bu delilleri herkes göremiyor diye düşünmüştüm , inanmayanlar neden inanmıyorlar?Dellilleri neden göremiyorlar,her şey ortada iken neden göremiyorlar?

1 saat önce, acizlerdenbiri yazdı:

 

Şöyle bir şey okudum, inkarcılar inkarda olmak niyetindeler, iman yolunu istemiyorlar,istemedikleri için kalp gözleri, basiret gözleri göremiyor.

Bendeniz naçizane olarak ,haddim olmayarak, böyle kişilerin,yaratıcıya seslenmelerini, kendisinin varlığına dair dellileri göstermesini istemelerini, kendisiyle konuşmalarını dilerim.

Geri çevrilmeyeceklerin düşünüyorum.İnkarda ısrar etmek yerine kendisi ile dua yoluyla konuşmalarını diliyorum.

 

Saygılar ,hayırlı geceler

 

 

 

Sayın hocam,

 

Verdiğiniz örneklere cevaben özetle; bu örneklere bir şekilde beş duyu organımız ile görebiliyor, duyabiliyor, hissedebiliyor, tadabiliyor, koklayabiliyoruz. Açıkcası benim için çok geçerli örnekler değil. Dediğiniz gibi bakış açısını değiştirdiğiniz zaman yok olan var olur, var olan yok olur. Bu bir suç ise, benim değil... O zaman olaylara tek bir açıdan bakılması sağlanmalıydı...

 

Bir insan, bir konuda ikna edilememişse bu ikna edilemeyenin suçu mu yoksa ikna edemeyenin mi suçudur? Ve çözüm basit, çıkıp ortaya kendini göstereceksin. Bu bir mucize değil, hakikat olacak.

 

Ben bu siteye gelmeden önce inanan, ibadet eden birisiydim her zaman söylerim bunu. Bir gün sadece tek bir cümle geçti aklımdan, "ya yoksa?"... Sonra araştırdım, sorgulamaya başladım. Şuan bir geçiş süreci diyebilirim ama gerçek şu ki, Allah'ın varlığının hiçbir isbatı yok benim nazarımda. Şimdi bu durumda Allah çıkıp ortaya kendini gösterse ne kaybeder? İnanan inanıyor da, benim gibi milyarlarca insana bunu yapsa ne kaybeder? Sonsuz güç sahibi ne kaybeder? Neyse bu sorulara cevap vermek zorunda değilsiniz...

 

Sonuç olarak, siz kendinizi inanmak zorunda hissediyorsunuz. Ama "niye inanmalıyım" bile diyemiyorsunuz. "Kimin neden ihtiyacı var benim inancıma" diyemiyorsunuz. Kendinizi o kadar aciz gördüğünüz halde, yaptığınız yada yapmadığınız bir eylemin büyük sonuçlara etki edeceğini zannediyorsunuz. Sonsuz gücün, sizin gibi aciz birine ihtiyacı olduğunu düşünüyorsunuz. Her oluşumu, yaradılış olarak yorumluyorsunuz. Her gelişimi, tasarım olarak biliyorsunuz. Ve bütün bunları kendinize delil olarak aşılamışsınız. Aslında ihtimaller üzerinde kendinizi zoraki duruma sokuyorsunuz ki bu ihtimali bile ortadan kaldırabilecek kapasiteniz var iken...

 

Benim de size naçizane önerim değerli hocam, bilime sarılın. Bilim yalan söylemez. Bilim gerçektir. Bilim değişmez. Bilim gelişir. Pi sayısı hep aynıdır. Üçgenin iç açıları toplamı hep aynıdır. Uzaya ancak bilimle çıkarsın. Bilimle hayat kurtarırsın. Bilimle beyin ölümü gerçekleşmiş birini halen yaşatırsın. Bilime sarılın hocam. Bilim size doğru yolu gösterir.

 

Son olarak sayın hocam;

 

1 saat önce, acizlerdenbiri yazdı:

şöyle bir şey okudum, inkarcılar inkarda olmak niyetindeler, iman yolunu istemiyorlar,istemedikleri için kalp gözleri, basiret gözleri göremiyor.

 

Bu bahsettiğiniz iman işi kalple filan olmuyor, herşey beyinde bitiyor. Kalbin böyle bir görevi yok. Mecazen de olsa, sevgiymiş aşkmış, inançmış imanmış, bunların hiçbirinin kalp ile alakası yok. Beyin düşünür, beyin yorar, beyin karar verir. Bilim bunu çok detaylıca çözmüş durumda.

 

Saygılarımla hocam...

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 322
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

1 hour ago, acizlerdenbiri said:

ALLAH ın varlığını sorgulamayı denemedim hiç çünkü...

 

Belli oluyor. Ben çünküsünü söyleyeyim sana, korkuyorsun, hem de öyle böyle değil dehşete kapılıyorsun. Böyle işkence ile sonsuza kadar insan yakan sadist, sapık, manyak bir tanrıya inanan bir insanın korkmaması mümkün mü?

Link to post
Sitelerde Paylaş
20 saat önce, sağduyu yazdı:

 

Belli oluyor. Ben çünküsünü söyleyeyim sana, korkuyorsun, hem de öyle böyle değil dehşete kapılıyorsun. Böyle işkence ile sonsuza kadar insan yakan sadist, sapık, manyak bir tanrıya inanan bir insanın korkmaması mümkün mü?

ula gardaşım laf söylemek için laf söylüyor, laf kalabalığı yapıyorsun, kesip aldığın cümlemin devamında yazıyor her şey, nasıl virüslü bir zihnin var ki tanımadığın insanlar için " kesin şöyledir kesin böyledir" diye asılsız karalamalarda bulunabiliyorsun. 

Anlattık işte orda, daha nedir bu oyun bozan çocuklar gibi tavırların.

Bırakın da iki satır yazı yazalım, düşüncelerimizi yazmışız işte oraya, ben senin yazdıklarına karşı saygısız söylemlerde bulunuyor muyum. 

Akıllıca bir şey yazacaksan, okumaya değer bir şey yazacaksan yaz , nedir bu yaptıkların yahu

Link to post
Sitelerde Paylaş
20 saat önce, dursun yazdı:

 

Sayın hocam,

 

Verdiğiniz örneklere cevaben özetle; bu örneklere bir şekilde beş duyu organımız ile görebiliyor, duyabiliyor, hissedebiliyor, tadabiliyor, koklayabiliyoruz. Açıkcası benim için çok geçerli örnekler değil. Dediğiniz gibi bakış açısını değiştirdiğiniz zaman yok olan var olur, var olan yok olur. Bu bir suç ise, benim değil... O zaman olaylara tek bir açıdan bakılması sağlanmalıydı...

 

Bir insan, bir konuda ikna edilememişse bu ikna edilemeyenin suçu mu yoksa ikna edemeyenin mi suçudur? Ve çözüm basit, çıkıp ortaya kendini göstereceksin. Bu bir mucize değil, hakikat olacak.

 

Ben bu siteye gelmeden önce inanan, ibadet eden birisiydim her zaman söylerim bunu. Bir gün sadece tek bir cümle geçti aklımdan, "ya yoksa?"... Sonra araştırdım, sorgulamaya başladım. Şuan bir geçiş süreci diyebilirim ama gerçek şu ki, Allah'ın varlığının hiçbir isbatı yok benim nazarımda. Şimdi bu durumda Allah çıkıp ortaya kendini gösterse ne kaybeder? İnanan inanıyor da, benim gibi milyarlarca insana bunu yapsa ne kaybeder? Sonsuz güç sahibi ne kaybeder? Neyse bu sorulara cevap vermek zorunda değilsiniz...

 

Sonuç olarak, siz kendinizi inanmak zorunda hissediyorsunuz. Ama "niye inanmalıyım" bile diyemiyorsunuz. "Kimin neden ihtiyacı var benim inancıma" diyemiyorsunuz. Kendinizi o kadar aciz gördüğünüz halde, yaptığınız yada yapmadığınız bir eylemin büyük sonuçlara etki edeceğini zannediyorsunuz. Sonsuz gücün, sizin gibi aciz birine ihtiyacı olduğunu düşünüyorsunuz. Her oluşumu, yaradılış olarak yorumluyorsunuz. Her gelişimi, tasarım olarak biliyorsunuz. Ve bütün bunları kendinize delil olarak aşılamışsınız. Aslında ihtimaller üzerinde kendinizi zoraki duruma sokuyorsunuz ki bu ihtimali bile ortadan kaldırabilecek kapasiteniz var iken...

 

Benim de size naçizane önerim değerli hocam, bilime sarılın. Bilim yalan söylemez. Bilim gerçektir. Bilim değişmez. Bilim gelişir. Pi sayısı hep aynıdır. Üçgenin iç açıları toplamı hep aynıdır. Uzaya ancak bilimle çıkarsın. Bilimle hayat kurtarırsın. Bilimle beyin ölümü gerçekleşmiş birini halen yaşatırsın. Bilime sarılın hocam. Bilim size doğru yolu gösterir.

 

Son olarak sayın hocam;

 

 

Bu bahsettiğiniz iman işi kalple filan olmuyor, herşey beyinde bitiyor. Kalbin böyle bir görevi yok. Mecazen de olsa, sevgiymiş aşkmış, inançmış imanmış, bunların hiçbirinin kalp ile alakası yok. Beyin düşünür, beyin yorar, beyin karar verir. Bilim bunu çok detaylıca çözmüş durumda.

 

Saygılarımla hocam...

 

 

" Bilim " !!!!

Bilimin içimdeki bilgileri  akıl ile buldu insan, akıl ile öğrendi.kafatasının içindeki beyni insan kendi yaramadı, çıkaralım beyni kafatasının içinden , ot gibi kalakalır insan, e insan kendi mi yarattı beynini? beyinle mi yaratıldı yoksa? 

Beynini kendi tasarlayıp yaratmadı ise , beyinle yaratıldı ise kim yarattı o beyni?

İnsan denen canlının yaratılışındaki, vücudundaki harikuledelikten örnekler verdim yazımda.

"Bir yiyeceği yeriz o yediğimizin  içinde vücut için gerekli olanlar hücrelere gider ve sonra posa dışarı atılmak zorundadır " dedik, insan vücudundaki sindirim sistemine işaret ettik, bu bilimdir, bilgidir . Bu insan denen varlığın kendini keşfi, tanıması, araştırmaları sonucunda ortaya koyduğu bir bilgidir.

Orada bir sistem var der bilim, canlının yaşaması için yemek yemesi, sindirilmesi ve dışarı atılması gereklidir.

KİMMM AYARLAMIŞTIR BU SİSTEMİİİ

KİMMM YARATTI O MİDEYİİİ?

SİNDİRİM İÇİN GEREKLİ SAFRA SUYUNU ÜRETEN KARACİĞERİ KİM YARATTI

 sindirim enzimleri ve kan şekerini düzenleyen insülün hormonunu salgılayan PANKREASI KİM YARATTI

KALIN BAĞIRSAĞI KİM YARATTI

REKTUMU KİM YARATTI

ANÜSÜ KİM YARATTII

KİMMM YARATTI O DELİĞİİ Kİ KULLANIYORUZ ONU VE RAHATLIYORUZ

TABİAT BU DELİK BUNA LAZIM OLUR DİYEREK (HERKESTE AYNI YERDE OLMAK ÜZERE) KENDİ Mİ YARATTI O DELİĞİ, 

O MU DÜŞÜNDÜÜÜ

 

YOKSA " BEN YERYÜZÜNDE BİR HALİFE YARATACAĞIM " DİYEN ALLAH MI YARATTI BUNLARI, NE LAZIMSA ONU TASARLAYARAK.

 

 

BİLİMMMMMMMMMMMM VE BİLİM ADAMLARIII

BİZE BU ANLATTIKLARIMIZIN TOPLAMINA " SİNDİRİM SİSTEMİ" DEMİŞLER. 

 

SİSTEMM.......!!

 

YAPMAYIN YAHU, ALDANMAYIN YAHU, ALDATMAYIN YAHUUUUUUUU

HAYYYYY VE KAYYUMM OLAN YARATTI DEYİN YAHUUUUUUU

 

 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, acizlerdenbiri said:

ula gardaşım laf söylemek için laf söylüyor, laf kalabalığı yapıyorsun, kesip aldığın cümlemin devamında yazıyor her şey, nasıl virüslü bir zihnin var ki tanımadığın insanlar için " kesin şöyledir kesin böyledir" diye asılsız karalamalarda bulunabiliyorsun. 

Anlattık işte orda, daha nedir bu oyun bozan çocuklar gibi tavırların.

Bırakın da iki satır yazı yazalım, düşüncelerimizi yazmışız işte oraya, ben senin yazdıklarına karşı saygısız söylemlerde bulunuyor muyum. 

Akıllıca bir şey yazacaksan, okumaya değer bir şey yazacaksan yaz , nedir bu yaptıkların yahu

 

Senin gibiler gerçekleri duymak istemez, korkar, dediğim gibi kendisi ile zıt gittiğin takdirde senin sonsuza kadar yakacak sapık, sadist bir tanrı imajı yerleştirilmiş beynin derinliklerine.

 

Ayrıca bunun saygısızlıkla ne alakası var? Yalan mı sadist, manyak, sapık bir tanrı hayaline inandığın? Ben senin gibi ezbere yazmam, aklımı, mantığımı, sağduyumu, vicdanımı kullanırım. Ya sen? Ne zaman bu yağmacı arapların palavralarını papağan gibi dile getirmeyi bırakıp gerçekten düşünmeye başlayacaksın?

 

1 hour ago, acizlerdenbiri said:

ANÜSÜ KİM YARATTII

 

Böyle salakça argümanlarla neyi kanıtlayacağını sanıyorsun? Bu tanrı anüsü neyden esinlenerek yarattı? Kendi anüsünden mi? Nereden geldi aklına bir anüs yaratmak? Yoksa bu anüs yaratma fikri hep içinde miydi? Düşün bakalım bir tanrıda anüs yaratma bilgisi nasıl olabilir? Ne işi var böyle bir bilginin onda?

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 saat önce, acizlerdenbiri yazdı:

YAPMAYIN YAHU, ALDANMAYIN YAHU, ALDATMAYIN YAHUUUUUUUU

HAYYYYY VE KAYYUMM OLAN YARATTI DEYİN YAHUUUUUUU

Muhterem

Birincisi: Saçmalamayın. Aldananlar sizsiniz, aldatanlar ise  kesinlikle bizler değiliz. Biz dinsizler, durum ne ise, onu dile getiriyoruz. Ne fazla, ne eksik.

İkincisi: Biz dinsizler sizin gibi kör, sağır ve dilsiz değiliz. Bu cümle size bir yerden tanıdık geliyor mu?

 

Hasılı iddiası olan, iddiasını yerine getirmekle mükelleftir, ki bizim köyde pısırık olanlara heeeç kız vermezler.

Bence sapına kadar haklılar. Bu sözde yaratıcı, bu saniyeye kadar sizin gibi sayısız kişileri keklemiştir. 

Bu kadar net.

Evet...bekliyoruz...

Bu sözde peygamberin, sözde kitabının ve elbette herşeye gücü yeten sözde tanrısının somut bir şekilde icraata girişmesini.

Yazın şuraya...

Siz, evet siz, sittin sene dua etseniz dahi, tanrınız sizi hiç ama hiç kaale almayacaktır.

Denemesi bedeva.

Bugün günlerden 05.01.2019, 00:17:  Haftaya size aynı saate yine soracağım, tanrıyı görüp görmediğinizi.

Bakalım; el mi yaman, ben mi yaman...

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
18 saat önce, kavak yazdı:

Muhterem

Birincisi: Saçmalamayın. Aldananlar sizsiniz, aldatanlar ise  kesinlikle bizler değiliz. Biz dinsizler, durum ne ise, onu dile getiriyoruz. Ne fazla, ne eksik.

İkincisi: Biz dinsizler sizin gibi kör, sağır ve dilsiz değiliz. Bu cümle size bir yerden tanıdık geliyor mu?

 

Hasılı iddiası olan, iddiasını yerine getirmekle mükelleftir, ki bizim köyde pısırık olanlara heeeç kız vermezler.

Bence sapına kadar haklılar. Bu sözde yaratıcı, bu saniyeye kadar sizin gibi sayısız kişileri keklemiştir. 

Bu kadar net.

Evet...bekliyoruz...

Bu sözde peygamberin, sözde kitabının ve elbette herşeye gücü yeten sözde tanrısının somut bir şekilde icraata girişmesini.

Yazın şuraya...

Siz, evet siz, sittin sene dua etseniz dahi, tanrınız sizi hiç ama hiç kaale almayacaktır.

Denemesi bedeva.

Bugün günlerden 05.01.2019, 00:17:  Haftaya size aynı saate yine soracağım, tanrıyı görüp görmediğinizi.

Bakalım; el mi yaman, ben mi yaman...

Gözükmemesinin sebebini araştırın, sizin kadar akıllı insanların anlaması gerekiyor.

Güneş ışığı gözlerini kamaştırıyor, bakabiliyor musun.? gözlükle bakabiliriz diyeceksin, güneş sana bulunduğu mesafesen yarı katı daha yaklaşsa.. ısısından bahsetmiyorum , ışığına hangi gözlükle bakılır?

Güneşe doğru düzgün bakamazken ona nasıl bakacaksın?

İllaki onun senin gözlerinin görebileceği normlarda olmasını mı bekliyorsun?

Kendine özgü kendine has özellikleri varsa ne olacak, yok illa bizim görebileceğimiz şekilde bir tanrı olsun diye mi tutturacaksın.

Araştır bence , daha fazla bilgi edinirsin bu gözükme gözükmeme işine.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 minute ago, acizlerdenbiri said:

Gözükmemesinin sebebini araştırın, sizin kadar akıllı insanların anlaması gerekiyor.

Güneş ışığı gözlerini kamaştırıyor, bakabiliyor musun.? gözlükle bakabiliriz diyeceksin, güneş sana bulunduğu mesafesen yarı katı daha yaklaşsa.. ısısından bahsetmiyorum , ışığına hangi gözlükle bakılır?

Güneşe doğru düzgün bakamazken ona nasıl bakacaksın?

İllaki onun senin gözlerinin görebileceği normlarda olmasını mı bekliyorsun?

Kendine özgü kendine has özellikleri varsa ne olacak, yok illa bizim görebileceğimiz şekilde bir tanrı olsun diye mi tutturacaksın.

Araştır bence , daha fazla bilgi edinirsin bu gözükme gözükmeme işine.

 

 

Yok da onun için.

 

Güneş bilinçsiz olduğu için ona direk bakan insana zarar verir, peki her şey gücü yeten bir tanrı bir insana ona zarar vermeden kendisini göstecek bir yol bulamıyor mu, koskoca tanrı gücünü kontrol etmekten aciz mi?

 

Yahu sende hiç mi akıl, mantık yok, bu kadar basit bir şeyi bile düşünemiyor musun?

 

Bu arada Yakup ile güreş yapmış, berabere kalmışlar, eskiden insana gözükmesi bir yana güreş bile yapıyormuş.

 

Bir tanrının yarattığı iki insandan birini seçip ona "git şuna bana inanmasını söyle, eğer sana inanmazsa onu sonsuza kadar kebap yapacağım." diyebileceğine hangi mantıkla inanıyorsun?

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 30.12.2018 at 03:55, acizlerdenbiri yazdı:

BOŞ KONUŞMAYA DEVAM EDEBİLİRSİNİZ, AKLİ SEVİYENİZ OLMASI GEREKEN SEVİYEDE OLMADIĞI İÇİN ( APTAL YA DA ÖZÜRLÜ OLDUĞUNUZDAN DEĞİL , AKLINIZ NEFSİNİZ TARAFINDAN ESİR ALINDIĞINDAN) SİZİNLE SOHBET EDİLEMEZ.

Farkındaysanız argüman sunmaktan başka bir şey yapmadım.

Aklım bir şey tarafından esir alınmış değil, sadece düşünüyorum. İnanmamak için düşünmem yetiyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
41 dakika önce, acizlerdenbiri yazdı:

Gözükmemesinin sebebini araştırın, sizin kadar akıllı insanların anlaması gerekiyor.

Hiçbir mantıklı sebebi yok. Teistler imtihan diyor. Gözükmemesi imtihanmış. Evreni yaratan varlığın imtihan etmek gibi insani ve komik işlere kalkışacağını düşünüyorlar. Tanrılarını insan zannediyorlar. Ve görmediğimiz bir şeye inanmamanın sonsuza dek cehennemde yanmayı gerektirdiğini iddia ediyorlar. Hem de teistler onca argümana düzgün bir cevap getiremezken, bizim inanmadığımız için yanmamız gerekiyormuş. Hal böyle olunca gülüp geçiyoruz biz de.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 04.01.2019 at 22:07, acizlerdenbiri yazdı:

Orada bir sistem var der bilim, canlının yaşaması için yemek yemesi, sindirilmesi ve dışarı atılması gereklidir.

KİMMM AYARLAMIŞTIR BU SİSTEMİİİ

KİMMM YARATTI O MİDEYİİİ?

SİNDİRİM İÇİN GEREKLİ SAFRA SUYUNU ÜRETEN KARACİĞERİ KİM YARATTI

 sindirim enzimleri ve kan şekerini düzenleyen insülün hormonunu salgılayan PANKREASI KİM YARATTI

KALIN BAĞIRSAĞI KİM YARATTI

REKTUMU KİM YARATTI

ANÜSÜ KİM YARATTII

KİMMM YARATTI O DELİĞİİ Kİ KULLANIYORUZ ONU VE RAHATLIYORUZ

TABİAT BU DELİK BUNA LAZIM OLUR DİYEREK (HERKESTE AYNI YERDE OLMAK ÜZERE) KENDİ Mİ YARATTI O DELİĞİ, 

O MU DÜŞÜNDÜÜÜ

 

Oww, kalp gözüm sonuna kadar açıldı, imana geldim... Sabah ilk iş abdest aldıktan sonra Vakko'ya gidip bir eşarp alacak ve namazlara başlayacağım. 

 

acizlerdenbiri,

Nedir arkadaşım senin bu sindirim sistemi ve boşaltma organlarıyla sorunun? Habire bunu söylüyorsun, ikide bir rektum muhabbeti yapıyorsun. 

Deli misin, bu organlarla ilgili takıntın niye var, anlayan beri gelsin...

Link to post
Sitelerde Paylaş
57 dakika önce, acizlerdenbiri yazdı:

Gözükmemesinin sebebini araştırın, sizin kadar akıllı insanların anlaması gerekiyor.

 

 

Biz akıllı insanlar, Tanrı denen şeyin bütün esprisinin zinhar görünmemesinde olduğunu biliyoruz. Görünürse Tanrı olmaz o. Tanımlı veya tanımsız olması farketmez, göründüğü anda hakkında ileri sürülen bütün özellik ve sıfatlar yalan olur. Görünmesi, onun Tanrı olmadığını gösterir.

 

Yemez içmez, görünmez, zamana tâbi olmaz, yerde de olmaz gökte de vs vs...

Bütün tanımlar olumsuzluk üzerine. Yanıtların hiçbiri bir şeyi tarif etmez, sadece "öyle değil" der, ama ne olduğunu da söylemez. O değil bu değil, öyle değil böyle değil de ne bu zıkkım?

Saçma sapan bir şey işte...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, acizlerdenbiri yazdı:

Gözükmemesinin sebebini araştırın, sizin kadar akıllı insanların anlaması gerekiyor.

Güneş ışığı gözlerini kamaştırıyor, bakabiliyor musun.? gözlükle bakabiliriz diyeceksin, güneş sana bulunduğu mesafesen yarı katı daha yaklaşsa.. ısısından bahsetmiyorum , ışığına hangi gözlükle bakılır?

Güneşe doğru düzgün bakamazken ona nasıl bakacaksın?

İllaki onun senin gözlerinin görebileceği normlarda olmasını mı bekliyorsun?

Kendine özgü kendine has özellikleri varsa ne olacak, yok illa bizim görebileceğimiz şekilde bir tanrı olsun diye mi tutturacaksın.

Araştır bence , daha fazla bilgi edinirsin bu gözükme gözükmeme işine.

 

Tanrinin insan gözünü rahatsiz etmeyecek sekilde görünebilecegini kabul etmelisin. Günese kadar gitmene gerek yok, dünyali bir takim watt olarak yüksek ampüller, lazerpointerler de göze zarar verebilir. Tanri isterse gökyüzüne bulutlar ile "Ayaginizi denk alin, ben daha ölmedim" yazabilir. Tanri bir sekilde kendini gösterebilir. Bak görünür dalga boyunda olmayan isigin varligi nasil kesfedildi. O kadar göremedigimiz farkinda olmadigimiz kesifler gerceklesti ama tanridan hala bir iz yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, acizlerdenbiri yazdı:

Gözükmemesinin sebebini araştırın, sizin kadar akıllı insanların anlaması gerekiyor.

Güneş ışığı gözlerini kamaştırıyor, bakabiliyor musun.? gözlükle bakabiliriz diyeceksin, güneş sana bulunduğu mesafesen yarı katı daha yaklaşsa.. ısısından bahsetmiyorum , ışığına hangi gözlükle bakılır?

Güneşe doğru düzgün bakamazken ona nasıl bakacaksın?

İllaki onun senin gözlerinin görebileceği normlarda olmasını mı bekliyorsun?

Kendine özgü kendine has özellikleri varsa ne olacak, yok illa bizim görebileceğimiz şekilde bir tanrı olsun diye mi tutturacaksın.

Araştır bence , daha fazla bilgi edinirsin bu gözükme gözükmeme işine.

 

 

Yani resmen bu menem tanrının herşeye gücü yetmeyeceğini itiraf ediyorsunuz. Aman diyeyim; kabız mabız olursunuz, feleğiniz şaşar ona göre.

Tanrı bu, boru değil nihayetinde. Eminim kendisi sizin gibi safkan dindarı heeç kırmaz, bir yolunu bulur. Geçmişte bunu pekala becerdiğini kutsal kitaplarınızda yazıyor ya. Abooo... Yoksa hepsi eskilerin masalları olmasın ?

 

Artı gözümüzü bozacaksa, başka yöntemler de var. Forumdaşlar üşenmeden bazılarını dile getirmişler zaten. Mesela bütün dinsizlere koro halinde şunları sesli bir şekilde söyletebilir:

Pankreası kim yarattı ?
Kalın bağırsağı kim yarattı ?
Göt deligini kim yarattı ?

Amma olurdu ha, eminim bütün dinsizler dut yemiş bülbüle dönerlerdi...

Bana şimdi de imtihan, mintihan zırvası ile gelecekseniz, heeç uğraşmayın. Sağır sultan bile duydu, bu sözde herşeye gücü yeten tanrınızın özünde ne kadar da utangaç ve çekingen olduğunu.

 

Hasılı de ki: "Işık hızı, ses hızından daha süratlidir."
Yine de ki: "Bazı insanlar, konuşmaya başlayıncaya kadar zeki görünürler."

 

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
4 saat önce, Türk Ateist yazdı:

 

Oww, kalp gözüm sonuna kadar açıldı, imana geldim... Sabah ilk iş abdest aldıktan sonra Vakko'ya gidip bir eşarp alacak ve namazlara başlayacağım. 

 

acizlerdenbiri,

Nedir arkadaşım senin bu sindirim sistemi ve boşaltma organlarıyla sorunun? Habire bunu söylüyorsun, ikide bir rektum muhabbeti yapıyorsun. 

Deli misin, bu organlarla ilgili takıntın niye var, anlayan beri gelsin...

Aklınız neden oraya takıldı ? mide, karaciğer, pankreas, kalın bağırsak... takıldığınız yere gelmeden önce başka organlardan da bahsetmiştim yazımda! 

Yazdıklarım bir " sistem" den bahsediyor ve sindirim sistemi rektum, anüs vs ile son buluyor.

Burada dikkati çekmek istediğim konu HER GÜN KULLANIP RAHATLADIĞINIZ  BU  SİNDİRİM SİSTEMİNİ KULLANMAYA GELİNCE KULLANIYORUZ,BOŞALTIM SİSTEMİNİ KULLANIYORUZ ,BUNUN BİR "SİSTEM " OLDUĞUNU SÖYLÜYORUZ AMAA,,AMAA BUNUN BİLİNÇLİ BİR TASARIM OLMADIĞINI!! SÖYLÜYORUUUUZ.

 

Anlatabildim mi acaba? Yani bırakalım geyiği de burda ciddi bir tasarım var ondan bahsedelim,sonra bu dikkatinizden kaçmış olan ! konulara yoğunlaşalım, sonra şu "gözükmüyor şu tanrınız bi türlü" sözünü bir kenara bırakıp hep beraber bi kelime- i şehadet, hoop tamam:) Evet, işte geyik böyle olur, hiç düşünebiliyor musun kendini kelime- i şehadet getirirken.. şaka gibi ,,neyse..

 

Çok açsın ve harika bir yemek buldun ve yedin ama o da ne, sindiremiyorsuuun. Sindirilmezse ne olur? Yanarsııınn

Hadi sindirdin, boşaltmıyorsuuun yine yandın.

 

E hem sindiriyorsunuz hem boşaltıyorsunuz hemi de buradaki sistemin kendliğinden olduğunu mu söylüyorsunuz?

 

Ağızda başlayan ve malüm yerde son bulan bu sistem akıl , tasarım göstergesi değil mi? Ağızda dişler var, kesip çiğniyor,( bebek doğar doğmaz dişli de doğabilirdi ve anne mahvolurdu ama diş o dönemlerde lazım olmadığı için damaktan daha sonra çıkıyorlar, katı gıdaya geçme döneminde.bu da sistem içinde sistem, tasarım içinde tasarım göstergesi) yemek borusu, mide , vs vs..bu sistemler başı boşmu? Kim yaptı bu sistemi? Bırakalım anüs muhabbetini burda ciddi bir soru soruyorum.

 

İnsan denen canlının hayatta var olabilmesi için gerekli olan sistemler dizisinden biri olan bu sistemi kim yaptı?

a- Annemiz

b-babamız

c-sütçü

d- kendimiz

e- " BEN YERYÜZÜNDE BİR HALİFE YARATACAĞIM " DİYEN yaratıcımız.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
9 saat önce, acizlerdenbiri yazdı:

Aklınız neden oraya takıldı ? mide, karaciğer, pankreas, kalın bağırsak... takıldığınız yere gelmeden önce başka organlardan da bahsetmiştim yazımda! 

Yazdıklarım bir " sistem" den bahsediyor ve sindirim sistemi rektum, anüs vs ile son buluyor.

Burada dikkati çekmek istediğim konu HER GÜN KULLANIP RAHATLADIĞINIZ  BU  SİNDİRİM SİSTEMİNİ KULLANMAYA GELİNCE KULLANIYORUZ,BOŞALTIM SİSTEMİNİ KULLANIYORUZ ,BUNUN BİR "SİSTEM " OLDUĞUNU SÖYLÜYORUZ AMAA,,AMAA BUNUN BİLİNÇLİ BİR TASARIM OLMADIĞINI!! SÖYLÜYORUUUUZ.

 

Anlatabildim mi acaba? Yani bırakalım geyiği de burda ciddi bir tasarım var ondan bahsedelim,sonra bu dikkatinizden kaçmış olan ! konulara yoğunlaşalım, sonra şu "gözükmüyor şu tanrınız bi türlü" sözünü bir kenara bırakıp hep beraber bi kelime- i şehadet, hoop tamam:) Evet, işte geyik böyle olur, hiç düşünebiliyor musun kendini kelime- i şehadet getirirken.. şaka gibi ,,neyse..

 

Çok açsın ve harika bir yemek buldun ve yedin ama o da ne, sindiremiyorsuuun. Sindirilmezse ne olur? Yanarsııınn

Hadi sindirdin, boşaltmıyorsuuun yine yandın.

 

E hem sindiriyorsunuz hem boşaltıyorsunuz hemi de buradaki sistemin kendliğinden olduğunu mu söylüyorsunuz?

 

Ağızda başlayan ve malüm yerde son bulan bu sistem akıl , tasarım göstergesi değil mi? Ağızda dişler var, kesip çiğniyor,( bebek doğar doğmaz dişli de doğabilirdi ve anne mahvolurdu ama diş o dönemlerde lazım olmadığı için damaktan daha sonra çıkıyorlar, katı gıdaya geçme döneminde.bu da sistem içinde sistem, tasarım içinde tasarım göstergesi) yemek borusu, mide , vs vs..bu sistemler başı boşmu? Kim yaptı bu sistemi? Bırakalım anüs muhabbetini burda ciddi bir soru soruyorum.

 

İnsan denen canlının hayatta var olabilmesi için gerekli olan sistemler dizisinden biri olan bu sistemi kim yaptı?

a- Annemiz

b-babamız

c-sütçü

d- kendimiz

e- " BEN YERYÜZÜNDE BİR HALİFE YARATACAĞIM " DİYEN yaratıcımız.

 

 

 

Eğer bu bir tasarımsa, Tanrı bütün kariyerinin en kötü tasarımını yapmış demektir. 

 

Düşün ki bir bebek doğduğunda bile sindirim sistemi tam oturmuş, oluşmuş değil. O yüzden yenidoğanlar sürekli hıçkırır ve kusar. Prematüre doğuyoruz biz çünkü. Beynimiz büyüdüğünden, bipedal olduğumuzdan beri prematüre doğuyoruz. O yüzden sorunluyuz ve bebeklerimizi uzun aylar boyunca özel biçimde besliyoruz. Sindirim ağızda başlıyor ve bizim süt dişlerimiz 6. aydan sonra çıkmaya başlıyor, ana dişlerimizin çıkıp tamamlanması ise neredeyse 12-13 yıl sonrasını buluyor.

 

Acayip sorunlu, habire arıza çıkaran ve insan müdahalesine sürekli ihtiyaç duyan bir insan bedeni var ortada. Bunun akıllı bir tasarım değil, kör bir süreç ürünü olduğunu görmek hiç zor değil. Sende bunca şeyin içinde "Aaa, yiyecekleri bir delikten (ağız) atıyorum, aşağıdaki bir başka delikten (rektum, anüs) çıkarıyorum, bu bir mucize" diye habire şaşırıyorsun deli deli. Sadece yeme ve dışkılama arasında gerçekleşen işlemler bile inanılmaz sıkıntılı, sorunlu ama bunu görmeyi reddettiğin için şahane işleyen bir mekanzima var, Allah süper bir tasarımcı, bunları nasıl etmiş deyip çıkıyorsun.

 

Bırak herhangi zeki ve yaratıcı bir tasarımcıyı, sen bile böyle dandik bir şey tasarlamazdın eminim.

Bak "Sen bile" diyorum... İltifat ediyorum sana.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, Türk Ateist yazdı:

Düşün ki bir bebek doğduğunda bile sindirim sistemi tam oturmuş, oluşmuş değil. O yüzden yenidoğanlar sürekli hıçkırır ve kusar.

Çünkü öyle olması gerektiği için öyle,katı gıdaya geçileceği zaman sindirim sistemi hazır mı değil mi ?Hazır ,eğer öyle olmasaydı tartışmaya açık olurdu.Bebek ilk doğduğundan katı gıdaya geçeceği zamana kadar sadece süt  içecek, süt içeceği için,SÜT İÇİN sindirim sistemi var.anasının karnında sistemi farklıydı, anne karnında  solunum yapıyor ama akciğerler çalışmıyor, oksijen annesi ile arasındaki kordondan sağlanıyor,dünyaya geldiğinde bizim gibi solumaya geçiyor,akciğerler devreye giriyor, bebek annesinin karnında bambaşka bir ortamda ,dünyaya geldiğinde ise bambaşka, bir adaptasyon süreci olmaksızın dünyaya gelir gelmez pastırmalı kuru fasülye yiyemediği için sindirim sisteminin tasarımında hata var demek pek doğru olmaz. Sindirim sistemi doğar doğmaz verilse ,yani kısaca senin dediğin gibi olsa, bebek hayatta kalamazdı,daha iyisini ya da bir benzerini yaratabiliyormuş gibi ahkam kesmek için o tarz icraatlar yapabilmen gerekli .

 

Bebek doğduğunda ne gerekiyorsa öyle doğar,sonrasında neler gelişmeliyse onlar gelişir.

 

----O yüzden yenidoğanlar sürekli hıçkırır ve kusar---

 

Hıçkırması ve kusması gerekliliktir,o canlı hakkında bütün bilgilere sahip değiliz,bize göre kusurlu gibi gözüken aslında  tasarım gereğidir,kusurdan ötürü değil. Bu hatalı tasarım lakırdısını biz insanlar yapıyoruz,yaratılmışlar.. bilgimiz sınırlı ve ayrıca taraflı,ben bir gözlükle bakıyorum hayata sen farklı bir gözlükle.

Sana göre kusur,bana göre gereklilik.

 

Sana göre bebeğin doğar doğmaz yürüyememesi de tasarım kusuru olabilir.Peki ya ceylan yavrusu? doğar ve biraz sonra kalkıp yürümelidir ve yürür.

 

__E efendim ceylan yavrusu yırtıcılardan korunmak için hemen kalkmak zorundadır da o yüzden kalkıyor da vs vs, yahu bırak sen şimdi onu ,doğar doğmaz kalkıp yürüyebilen bir canlı yaratabiliyormuş demek ki yaratıcı, hepsi insan yavruları gibi belirli bir süre beklemek zorunda değilmiş demek ki. Yani her canlı farklı özelliklerle doğar,

Civciv mesela, doğar doğmaz yeri eşeler ,yiyeceğinin yerde olduğunu bilir,annesine gitmez süt içmek için. bu civciv kendinden yüzlerce kat büyüklükte bir boğayı ,ineği,köpeği,koçu görür ama kaçmaz onlardan, onlardan çok daha küçük bir kedi görse kaçar. Güvercin görse kaçmaz,atmaca görse kaçar,ikisi de aynı büyüklükte kuşlardan birinden kaçıyor birinden kaçmıyor,yani ? yani her canlı kendisi için ne gerekiyorsa onlarla yaratılmıştır,aksi olsa nesilleri devam etmezdi.

 

__'' O yüzden sorunluyuz ve bebeklerimizi uzun aylar boyunca özel biçimde besliyoruz. ''

 

İlk insandan bu yana insan nesli devam ediyor, bugün hala kırsal kesimde ebe hanım geliyor doğurtuyor çocuğu,hiç de öyle özel mözel beslemeden büyütüyorlar çocuklarını.,benim babaanne 90 yaşına kadar hastaneye gitmeden yaşadı, ilk çağ ,orta çağ zart zurt çağ.. hangi özel bakım..

 

 insan denen canlı ateşi keşfetti, taşı yonttu ,öyleydi böyledi derken bugün kablosuz cihazlarla istediği anda istediği kişi dünyanın neresinde olursa olsun aynı anda konuşabiliyor,naber  diyor,iyidir cevabını alıyor ,hatta görüntülü konuşuyor, diğer gezegenleri keşfetmeye gidiyor,gidemediği yere araç yolluyor, oradan fotoğraflar alıyor..

insan denen bu yaratık sizce sorunlarla doludur bence harika bir yaratıktır, üstelik bu bahsettiklerimiz bugünün teknolojisi, bugün ses hızının bilmem kaç katı hızla giden bir uçak 15 dk da 1500 km mesafe yol alabiliyorsa 300 sene sonra bu süre ne olur ? İnsan denen yaratığın yapabilirliklerinin devamını bilemiyoruz,sizler bu canlının kendiliğinden var olduğunu,tasarımının kusurlu olduğunu,akıllı bir tasarım belirtilerine rastlanmadığını söylersiniz,bendeniz akıllı bir tasarım ürünüdür ve ayrıca kusurlu olsa buralara kadar gelemezdi derim.

 

___ '' "Aaa, yiyecekleri bir delikten (ağız) atıyorum, aşağıdaki bir başka delikten (rektum, anüs) çıkarıyorum, bu bir mucize" diye habire şaşırıyorsun deli deli. ''

 

Detaylar önemli,bazen fazladan eklenen bir kelime her şeyi farklı hale getirebilir. Mucize alışılmadık bir olayın vuku bulmasıdır,ben mucize kelimesini kullanmamıştım ama hani yoruma bağlı olmakla beraber mucize de diyebilirim.ben bu sindirim sistemi hikayesinde bir sistem olduğuna işaret etmek istedim,akıl ,tasarım ibareleri gösteren bir sistem olduğuna.

bu sistemi,bu sistemdeki ve bütün vücuttaki sistemleri ,organları biz mi yarattık ,kim yarattı diye sordum.

 

Bizim için normal gelen bir şey olduğu belli ki siz bu işe delikten atıyorum başka delikten çıkıyor gözüyle bakıyorsunuz.

 

 şimdi istanbul dan uçağa biniyoruz 1 saat sonra antalya dayız,bizim için sıradan bir durum ,500 sene önce yaşayan amca için ise bir mucize.Şimdi 500 sene öncesine gidebilsek,amcaya sen şimdi hacca 3 ayda gidiyorsun ama ben 3 saatte gidebilirim desek amca bize eliyle nasıl bir işaret yapardı ?ve biz  amcayı alıp uçağa bindirip götürsek,buna mucize diyebilirdi ama bizim için bu bir mucize değil.

 

Neyse ,hayırlı geceler dileyelim ve havanda su dövmeyi bırakalım .

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...