Jump to content

VİCDAN SAHİPLERİNE SESLENİYORUM!!


Recommended Posts

6 minutes ago, acizlerdenbiri said:

E efendim ceylan yavrusu yırtıcılardan korunmak için hemen kalkmak zorundadır da o yüzden kalkıyor da vs vs, yahu bırak sen şimdi onu ,doğar doğmaz kalkıp yürüyebilen bir canlı yaratabiliyormuş demek ki yaratıcı

 

Bu yaratıcı dediğin şey o ceylan yavrusunu yemek için sırada bekleyen yırtıcılar da yaratıyormuş. Neden?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 322
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

31 dakika önce, acizlerdenbiri yazdı:

Çünkü öyle olması gerektiği için

 

Bak bu yukarıdaki cümlen var ya.. Nereye korsan oraya oturur! Bir Yahudi de bu cümleyi kullanabilir, bir Hindu da, bir komünist de bir liberal de!.. Öyle olması gerektiği içinmiş! Ohh! Ne ala!!! Cevaba bak çay demle! Bi de yazmış da yazmış.. Belgesel mi anlatıyorsun, soruya mı cevap veriyorsun, gereksiz ne kadar laf varsa çalakalem yaz da yaz!.. Saçmalamak bedava! Diyorum ya yüz cümle kursan içinden bir tanesi dişe dokunur değil! 

Sen biliyor musun sağlık hizmetleri gelişene kadar dünyada bebek ölüm oranları neydi? Ülkemizde 30 yıl önce neydi, 50 yıl önce neydi biliyor musun? Bu bir imkan meselesi, teknoloji meselesi, altyapı meselesi! Ekonomi meselesi! Yoksa saldım çayıra mevlam kayıra dersen.. Sağlık altyapısındaki iyileşmelerden dolayı sadece bebek ölüm oranları aşağılara çekilmedi, sakat doğumları da çok azaldı. Yani senin kader dediğin şey de imkan ve imkansızlıkla ilgili bir şey! Afrika'da insan ömrü 35 yaşına kadar düşebilirken Avrupa'da ortalama 80'in üzerinde! Ama ben bunları kime anlatıyorum ki! Neymiş, öyle olması gerekiyormuş!..

tarihinde Getaf tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, sağduyu yazdı:

 

Bu yaratıcı dediğin şey o ceylan yavrusunu yemek için sırada bekleyen yırtıcılar da yaratıyormuş. Neden?

doğal  döngü  olması  olamaz  mı? Doğadaki  temizlikte  Allah'ın  delilidir. Birileri  gelir  çöpü  gibi  ortalığı  temizler  örneğin; sırtlan gibi akbaba  gibi

tarihinde akılsızşuursuzatom tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Zaten doğal bir döngü var. Yani doğa üstü değil doğal! Sorun, doğa üstünde bir şey aramak! Doğa üstünde bir şey aradığında, o zaman bu döngü saçma oluyor. Yok aramazsan ortada bir saçmalık degil bir doğallık var. Kendi kuralları içinde yürüyen bir düzen bir döngü bu! Sebebi de içinde sonucu da içinde... Yani dışarda bir şey arama!

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, Getaf yazdı:

 

Bak bu yukarıdaki cümlen var ya.. Nereye korsan oraya oturur! Bir Yahudi de bu cümleyi kullanabilir, bir Hindu da, bir komünist de bir liberal de!.. Öyle olması gerektiği içinmiş! Ohh! Ne ala!!! Cevaba bak çay demle! Bi de yazmış da yazmış.. Belgesel mi anlatıyorsun, soruya mı cevap veriyorsun, gereksiz ne kadar laf varsa çalakalem yaz da yaz!.. Saçmalamak bedava! Diyorum ya yüz cümle kursan içinden bir tanesi dişe dokunur değil! 

Sen biliyor musun sağlık hizmetleri gelişene kadar dünyada bebek ölüm oranları neydi? Ülkemizde 30 yıl önce neydi, 50 yıl önce neydi biliyor musun? Bu bir imkan meselesi, teknoloji meselesi, altyapı meselesi! Ekonomi meselesi! Yoksa saldım çayıra mevlam kayıra dersen.. Sağlık altyapısındaki iyileşmelerden dolayı sadece bebek ölüm oranları aşağılara çekilmedi, sakat doğumları da çok azaldı. Yani senin kader dediğin şey de imkan ve imkansızlıkla ilgili bir şey! Afrika'da insan ömrü 35 yaşına kadar düşebilirken Avrupa'da ortalama 80'in üzerinde! Ama ben bunları kime anlatıyorum ki! Neymiş, öyle olması gerekiyormuş!..

nereye koysan oraya oturmaz, gerekli yerlere oturur, birine tecavüz eden bi adama neden yaptın diye sorsalar " öyle olması gerektiği için" diyemez. 

İnsan denen canlı var olduğundan beri hayatta ise, nesil devam edebilmişse ben insan hakkında - efenim bebekler sindirim sistemleri tam gelişmemiş olarak doğuyolar da ,hıçkırıyorlar, kusuyorlar, tasarım dediğiniz şey aslında sorunlu ... diyen kişilere " öyle olması gerektiği için öyle oluyor" diyebilirim, ispatım insanlığın bu güne gelebilişidir. Sen hıçkırması hata diyebilirsin, sindirim sistemi doğduğunda tam gelişmemiş bu bir hatadır diyebilirsin, bu bir lakırdıdır, dünya lakırdı dolu zaten.

Sen orası şöyle burası böyle diye ahkam keserken yaratıcı yaratmaya devam ediyor, avuç içi kadar kuş toprak ve suyu çamur yapıp yuva yapıyor, kim öğretti ona onu? kim verdi ona o aklı? Bak nasıl neslini devam ettirtiyor onu yaratan.Tasarlayıp yaratıyor, hayatta kalma, neslini sürdürme kısımlarını da tasarlıyor, onlara gerekli bilgiyi veriyor, biri topraktan yuva yapar diğeri çalı çırpı toplar onlarla yuva yapar , kimi ağacı oyar, bir şekilde yaparlar yuvalarını, doğururlar yavrularını, sonra çıkınca bi de besler onları, uçmayı öğretir, o zamana kadar bakar onlara, kim öğretti ona onları, parmak kadar hayvanda bile merhamet var, merhamet olmasa doğurur sonra da bırakır gider ordan ne haliniz varsa görün diye, ondan sonra nesil mesil devam etmez.

Niye katlanıyolar onca eziyete, yok yırtıcı kapmasın , yok açlıktan ölmesiin, yaratıcı öyle tasarlamış onları, sebeplere bağlamış, içlerine sevgi koymuş, merhamet koymuş, sen yumurtasını bırakıp giden kral pengueni gördün mü? Haftalarca dişilerini beklerler okyanustan dönsünler de yumurta nöbetini devredelim diye, eğer 1 dakika yere değerse o yumurta donacak, civciv mivciv çıkmayacak içinden, hanımın dırdırından korktukları için mi -40 derecede kar furtınasında yumurta tutuyorlar  ayaklarının üzerinde? Onları yaratan , çeşitli sebeplerle bağlamış onları o işe, hanımlar gelene kadar duruyolar öyle,yani   demek ki öyle şurası kusurlu burası hatalı demekle olmuyormuş bu işler.

 

Bu arada, anüs cennette var mı diye tutturan sendin sanırım, saçma soruları cevaplamak doğru olmadığı için geyiğine iştirak etmek istememiştim, cevaplayayım, bilmiyorum, hiç gitmedim, olur, olmaz, bu konuda bilgim yok.

Bu dünyada ne lazımsa onunla yaratan öbür tarafta da ne lazımsa onu yaratmaya muktedir olsa gerek.

Burada yemek yaratmış, diş de yaratmış, mide de yaratmış, sindirilmesini de sağlamış, sindirildikten sonra dışarı atılımını da tasarlamış, kim yarattı o kullandığın organları? sen mi yarattın yoksa onlarla mı yaratıldın?

biz işte güçte, orda burdayken , farkında bile değilken olup bitiyor işler vücutta, organlara kan gitmesi lazım kalp pompalıyor küt küt küt, damarlar döşenmiş bütün uzuvlara taşınıyor kanlar.

Kim tasarladı bu vücudu? heee ? 

Kalbin ne olduğunu öğrenmeden seneler önce milyon kere attı o kalp, okulda öğrendik işte kalp nedir ne işe yarar, bizim haberimiz yokken o atıyodu içerde. Biz yaratmadık onu, kim yarattı, kim tasarladı kalbimizi?

Kuşu, böceği, fili, insanı, güneşi, ayı, galaksileri tasarlayan tasarladı.

-- E ama biz görmüyoruz yaratıcıyı!

binayı görüyorsun ,bir mimarın varlığını biliyorsun, vücudun bir bina değil mi.?

Makineyi görüyorsun, ustası var biliyorsun, vücudun bir makina değil mi? 

Yapmayın yapmayın, her şey ortada yapmayın.

Şakası yok bunun, kendi payın , tasarımın emeğinin olmadığı organları kullanıp, elmasını, armudunu, karpuzunu , bakliyatını, etini yiyip, yaratıcı falan yok demeyin.

DEMEYİN KARDEŞLERİM DEMEYİİİNNNN ! BİR ÇIMARIM YOK BENİM SİZDEN DEMEYİNN, GECENİN BU SAATİNDE YAZIYORUM BUNLARI SİZE ,ÖYLE DEMEYİİN!!

YETER ARTIK DİYİN, SAÇMALAMAYI BIRAKIYORUM BEN DİYİN, BU GÖZÜMÜ , ELİMİ , KALBİMİ BEN YARATMADIM, BUNLARI BİR YARATAN VAR DİYİN.

ALLAHIM SANA SIĞINIYORUM, SIĞINILACAKLARIN EN GÜÇLÜSÜNE SIĞINIYORUM DİYİN.

YAPMAYIN ETMEYİN HEM YAZIK HEM AYIP ETMEYİN 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
23 minutes ago, acizlerdenbiri said:

Şakası yok bunun, kendi payın , tasarımın emeğinin olmadığı organları kullanıp, elmasını, armudunu, karpuzunu , bakliyatını, etini yiyip, yaratıcı falan yok demeyin.

DEMEYİN KARDEŞLERİM DEMEYİİİNNNN ! BİR ÇIMARIM YOK BENİM SİZDEN DEMEYİNN, GECENİN BU SAATİNDE YAZIYORUM BUNLARI SİZE ,ÖYLE DEMEYİİN!!

YETER ARTIK DİYİN, SAÇMALAMAYI BIRAKIYORUM BEN DİYİN, BU GÖZÜMÜ , ELİMİ , KALBİMİ BEN YARATMADIM, BUNLARI BİR YARATAN VAR DİYİN.

ALLAHIM SANA SIĞINIYORUM, SIĞINILACAKLARIN EN GÜÇLÜSÜNE SIĞINIYORUM DİYİN.

YAPMAYIN ETMEYİN HEM YAZIK HEM AYIP ETMEYİN 

 

 

 

Dersek ne olur? Sapık sadist bizi cehenneme atıp sonsuza kadar yakar mı? Yaksın sana ne? Nasıl olsa şu anki 8 milyar insandan en az 7 milyarını yakacak zaten, bir kaç kişi daha fazla yakmış ne fark eder? Yoksa bu sapığın elinden ne kadar insan kurtarırsam kardır mı diyorsun?

 

Sen bu din uyuşturucusunu çok kullanıyorsun, hiç de sağlıklı değil. İlk önce azaltmayı dene, beynine biraz oksijen gitsin, kan gitsin, çalışmaya başlasın.

 

Sana bir soru: Sen mi daha çok merhametlisin yoksa Allah mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 saat önce, sağduyu yazdı:

 

Dersek ne olur? Sapık sadist bizi cehenneme atıp sonsuza kadar yakar mı? Yaksın sana ne? Nasıl olsa şu anki 8 milyar insandan en az 7 milyarını yakacak zaten, bir kaç kişi daha fazla yakmış ne fark eder? Yoksa bu sapığın elinden ne kadar insan kurtarırsam kardır mı diyorsun?

 

Sen bu din uyuşturucusunu çok kullanıyorsun, hiç de sağlıklı değil. İlk önce azaltmayı dene, beynine biraz oksijen gitsin, kan gitsin, çalışmaya başlasın.

 

Sana bir soru: Sen mi daha çok merhametlisin yoksa Allah mı?

adam  yukarda  tasarım  demiş  açıklama  istemiş  ateistlerin  tavrı  gene  aynı  hiç  fark  etmiyorsunuz? Canlılar  ve  nasıl  işledikleri  soruluyor ama  ben  yine  konuyu  sadist  tanrı  cehenneme getirmeyi  başarıyorum diye  kendinize  sormuyor musunuz?

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 hours ago, akılsızşuursuzatom said:

adam  yukarda  tasarım  demiş  açıklama  istemiş  ateistlerin  tavrı  gene  aynı  hiç  fark  etmiyorsunuz? Canlılar  ve  nasıl  işledikleri  soruluyor ama  ben  yine  konuyu  sadist  tanrı  cehenneme getirmeyi  başarıyorum diye  kendinize  sormuyor musunuz?

 

Sen kendine neden bu soruya cevap vermekten kaçınıyorum diye sormuyorsun? Tasarım diyorsa getirecek o tasarlayanı, işte her şeyi bu şey tasarladı diyecek, 1400 yıl önceki arapalrın zırvalarını sıralamayacak bana. Gelmiş bana 1400 yıl önceki araplar ne dese onu yapın yoksa... diyor. Ben de yoksa ne olur diyorum.

 

Ben nereden bileyim canlılar nasıl işliyor, işliyor işte. Bir şeyi açıklayamıyorum diye gidip 1400 yıl önceki arapların palavralarını doğru mu kabul etmem gerekiyor? Falan put yaptı, bizim araplara o söylemiş gibi deli saçması bir zırvayı kabul mü etmem gerekiyor?

 

Madem avukatlığa soyundun sen söyle, ben bu 1400 yıl önceki arapların zırvalarına inanmazsam ne olur?

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
15 saat önce, acizlerdenbiri yazdı:

Çünkü öyle olması gerektiği için öyle,katı gıdaya geçileceği zaman sindirim sistemi hazır mı değil mi ?Hazır ,eğer öyle olmasaydı tartışmaya açık olurdu.Bebek ilk doğduğundan katı gıdaya geçeceği zamana kadar sadece süt  içecek, süt içeceği için,SÜT İÇİN sindirim sistemi var.anasının karnında sistemi farklıydı, anne karnında  solunum yapıyor ama akciğerler çalışmıyor, oksijen annesi ile arasındaki kordondan sağlanıyor,dünyaya geldiğinde bizim gibi solumaya geçiyor,akciğerler devreye giriyor, bebek annesinin karnında bambaşka bir ortamda ,dünyaya geldiğinde ise bambaşka, bir adaptasyon süreci olmaksızın dünyaya gelir gelmez pastırmalı kuru fasülye yiyemediği için sindirim sisteminin tasarımında hata var demek pek doğru olmaz. Sindirim sistemi doğar doğmaz verilse ,yani kısaca senin dediğin gibi olsa, bebek hayatta kalamazdı,daha iyisini ya da bir benzerini yaratabiliyormuş gibi ahkam kesmek için o tarz icraatlar yapabilmen gerekli .

 

Bebek doğduğunda ne gerekiyorsa öyle doğar,sonrasında neler gelişmeliyse onlar gelişir.

 

----O yüzden yenidoğanlar sürekli hıçkırır ve kusar---

 

Hıçkırması ve kusması gerekliliktir,o canlı hakkında bütün bilgilere sahip değiliz,bize göre kusurlu gibi gözüken aslında  tasarım gereğidir,kusurdan ötürü değil. Bu hatalı tasarım lakırdısını biz insanlar yapıyoruz,yaratılmışlar.. bilgimiz sınırlı ve ayrıca taraflı,ben bir gözlükle bakıyorum hayata sen farklı bir gözlükle.

Sana göre kusur,bana göre gereklilik.

 

Sana göre bebeğin doğar doğmaz yürüyememesi de tasarım kusuru olabilir.Peki ya ceylan yavrusu? doğar ve biraz sonra kalkıp yürümelidir ve yürür.

 

__E efendim ceylan yavrusu yırtıcılardan korunmak için hemen kalkmak zorundadır da o yüzden kalkıyor da vs vs, yahu bırak sen şimdi onu ,doğar doğmaz kalkıp yürüyebilen bir canlı yaratabiliyormuş demek ki yaratıcı, hepsi insan yavruları gibi belirli bir süre beklemek zorunda değilmiş demek ki. Yani her canlı farklı özelliklerle doğar,

Civciv mesela, doğar doğmaz yeri eşeler ,yiyeceğinin yerde olduğunu bilir,annesine gitmez süt içmek için. bu civciv kendinden yüzlerce kat büyüklükte bir boğayı ,ineği,köpeği,koçu görür ama kaçmaz onlardan, onlardan çok daha küçük bir kedi görse kaçar. Güvercin görse kaçmaz,atmaca görse kaçar,ikisi de aynı büyüklükte kuşlardan birinden kaçıyor birinden kaçmıyor,yani ? yani her canlı kendisi için ne gerekiyorsa onlarla yaratılmıştır,aksi olsa nesilleri devam etmezdi.

 

__'' O yüzden sorunluyuz ve bebeklerimizi uzun aylar boyunca özel biçimde besliyoruz. ''

 

İlk insandan bu yana insan nesli devam ediyor, bugün hala kırsal kesimde ebe hanım geliyor doğurtuyor çocuğu,hiç de öyle özel mözel beslemeden büyütüyorlar çocuklarını.,benim babaanne 90 yaşına kadar hastaneye gitmeden yaşadı, ilk çağ ,orta çağ zart zurt çağ.. hangi özel bakım..

 

 insan denen canlı ateşi keşfetti, taşı yonttu ,öyleydi böyledi derken bugün kablosuz cihazlarla istediği anda istediği kişi dünyanın neresinde olursa olsun aynı anda konuşabiliyor,naber  diyor,iyidir cevabını alıyor ,hatta görüntülü konuşuyor, diğer gezegenleri keşfetmeye gidiyor,gidemediği yere araç yolluyor, oradan fotoğraflar alıyor..

insan denen bu yaratık sizce sorunlarla doludur bence harika bir yaratıktır, üstelik bu bahsettiklerimiz bugünün teknolojisi, bugün ses hızının bilmem kaç katı hızla giden bir uçak 15 dk da 1500 km mesafe yol alabiliyorsa 300 sene sonra bu süre ne olur ? İnsan denen yaratığın yapabilirliklerinin devamını bilemiyoruz,sizler bu canlının kendiliğinden var olduğunu,tasarımının kusurlu olduğunu,akıllı bir tasarım belirtilerine rastlanmadığını söylersiniz,bendeniz akıllı bir tasarım ürünüdür ve ayrıca kusurlu olsa buralara kadar gelemezdi derim.

 

___ '' "Aaa, yiyecekleri bir delikten (ağız) atıyorum, aşağıdaki bir başka delikten (rektum, anüs) çıkarıyorum, bu bir mucize" diye habire şaşırıyorsun deli deli. ''

 

Detaylar önemli,bazen fazladan eklenen bir kelime her şeyi farklı hale getirebilir. Mucize alışılmadık bir olayın vuku bulmasıdır,ben mucize kelimesini kullanmamıştım ama hani yoruma bağlı olmakla beraber mucize de diyebilirim.ben bu sindirim sistemi hikayesinde bir sistem olduğuna işaret etmek istedim,akıl ,tasarım ibareleri gösteren bir sistem olduğuna.

bu sistemi,bu sistemdeki ve bütün vücuttaki sistemleri ,organları biz mi yarattık ,kim yarattı diye sordum.

 

Bizim için normal gelen bir şey olduğu belli ki siz bu işe delikten atıyorum başka delikten çıkıyor gözüyle bakıyorsunuz.

 

 şimdi istanbul dan uçağa biniyoruz 1 saat sonra antalya dayız,bizim için sıradan bir durum ,500 sene önce yaşayan amca için ise bir mucize.Şimdi 500 sene öncesine gidebilsek,amcaya sen şimdi hacca 3 ayda gidiyorsun ama ben 3 saatte gidebilirim desek amca bize eliyle nasıl bir işaret yapardı ?ve biz  amcayı alıp uçağa bindirip götürsek,buna mucize diyebilirdi ama bizim için bu bir mucize değil.

 

Neyse ,hayırlı geceler dileyelim ve havanda su dövmeyi bırakalım .

 

İnsan neden böyle arızalı, sorunlu diye sormuyorum. Benim böyle bir sorum, sorunum yok. Neden böyle olduğunu bildiğim için oturup sorgulamıyorum. Evrim kör bir süreç, ortaya çıkan ürün de bu diyorum. 

Mükemmel değil, kusursuz değil, özel değil, şaşırtıcı değil. Beslenen bütün hayvanlar bir şekilde dışkılıyor. Biz de onlardan biriyiz.

 

Kısacası, o saçma soruları soran zaten sensin; ben değil. Şaşırıp zeki bir tasarım olduğunu söylemeni eleştiriyorum çünkü zeki bir tasarım olmadığı, verdiği sık arızalardan ve organların entrikalı ilişkilerinden anlaşılıyor. O yüzden bu bir tasarımsa, Tanrı kariyerinin en başarısız tasarımını yapmış diyorum.

 

Bu arada, elbette anlamadığın şey, bizim prematüre doğmamız. Bunu yazdım ve kısaca da açıkladım ama sen hepsini Allah eleştirisi zannettiğin için öyle değil de böyle diye garip garip açıklamalar yapmışsın.

 

İnsan bebeği, tüm türler içinde en uzun süre bakıma ihtiyaç duyan ve bakımı en zor olan hayvandır. Prematüre doğuyoruz çünkü. Neden böyle doğduğumuzu da yazdım. O bir eleştiri değildi, sindirim sisteminin dandikliğini açıklama amacı güdüyordu. 

Ama tabii "Allah isteyince doğar doğmaz ayaklanan ve kendi kendini besleyen hayvanlar yarattığına göre, bunu yapabilecek gücü varmış demek ki" diyen bir kafadan da anlamasını beklemek eşeklik olur.

 

Yemek yedikten sonra, yiyeceklerin artık işe yaramayan bölümlerinin vücuttan dışarı atılması durumuna ve bunu yapan organlara bakıp da böylesi şaşıran, böylesi hayran olan ve bundan Allah çıkartan kafa neticede... 

Link to post
Sitelerde Paylaş
35 dakika önce, Türk Ateist yazdı:

 

İnsan neden böyle arızalı, sorunlu diye sormuyorum. Benim böyle bir sorum, sorunum yok. Neden böyle olduğunu bildiğim için oturup sorgulamıyorum. Evrim kör bir süreç, ortaya çıkan ürün de bu diyorum. 

Mükemmel değil, kusursuz değil, özel değil, şaşırtıcı değil. Beslenen bütün hayvanlar bir şekilde dışkılıyor. Biz de onlardan biriyiz.

 

Kısacası, o saçma soruları soran zaten sensin; ben değil. Şaşırıp zeki bir tasarım olduğunu söylemeni eleştiriyorum çünkü zeki bir tasarım olmadığı, verdiği sık arızalardan ve organların entrikalı ilişkilerinden anlaşılıyor. O yüzden bu bir tasarımsa, Tanrı kariyerinin en başarısız tasarımını yapmış diyorum.

 

Bu arada, elbette anlamadığın şey, bizim prematüre doğmamız. Bunu yazdım ve kısaca da açıkladım ama sen hepsini Allah eleştirisi zannettiğin için öyle değil de böyle diye garip garip açıklamalar yapmışsın.

 

İnsan bebeği, tüm türler içinde en uzun süre bakıma ihtiyaç duyan ve bakımı en zor olan hayvandır. Prematüre doğuyoruz çünkü. Neden böyle doğduğumuzu da yazdım. O bir eleştiri değildi, sindirim sisteminin dandikliğini açıklama amacı güdüyordu. 

Ama tabii "Allah isteyince doğar doğmaz ayaklanan ve kendi kendini besleyen hayvanlar yarattığına göre, bunu yapabilecek gücü varmış demek ki" diyen bir kafadan da anlamasını beklemek eşeklik olur.

 

Yemek yedikten sonra, yiyeceklerin artık işe yaramayan bölümlerinin vücuttan dışarı atılması durumuna ve bunu yapan organlara bakıp da böylesi şaşıran, böylesi hayran olan ve bundan Allah çıkartan kafa neticede... 

peki  o  yiyecekler  nereye  ne  kadar  yarar  sağlamasını  nereden  biliyor. c  vitamin  deposu  meyve  yiyoruz.O  nasıl  vücudun  işine  yarar  ki  birisi  mi  bildirmiş  ona?

Link to post
Sitelerde Paylaş
21 dakika önce, akılsızşuursuzatom yazdı:

peki  o  yiyecekler  nereye  ne  kadar  yarar  sağlamasını  nereden  biliyor. c  vitamin  deposu  meyve  yiyoruz.O  nasıl  vücudun  işine  yarar  ki  birisi  mi  bildirmiş  ona?

 

Yiyeceklerin bir şey bildiği yok. Biz öğrendik, biz biliyoruz.

Hepsini yüz binlerce yılda dene-yanıl yöntemiyle öğrendik. Çok şehitler verdik bu yolda. Nice doğmamış yavrularımız annelerinin karnında, bazen de anneleriyle birlikte öldü gitti... Kadınlar bugün hala neden hamileyken kusuyor acaba, düşündün mü? Binlerce yıl boyu leşlerden, tehlikeli yiyeceklerden öldükten sonra koku duyumuz niye o kadar gelişti, biliyor musun?

Senin ataların bir vakitler leşe bile muhtaç olup onu yiyor ve ölüyordu. Sonra baktılar ki ölmüş ve beklemiş hayvanlar öldürüyor, uzak durdular mesela. Burnu büyüdü, koku duyusu arttı.

Bugün yediğin o meyveler, sebzeler doğada yoktu, hepsini bir seçip (dediğim gibi deneme yanılmayla) eledik ve evrilmelerini sağladık.

Sen sanıyor musun ki o bitmek tükenmek bilmez buğday tarlaları, o şahane domates ve C vit deposu meyveler doğada öylece duruyordu da biz üstüne konduk?

 

Git de bunları öğren, merak et azıcık. "Allah hepsini hazır verdi, bizim için yarattı" kolaycılığına kaçma. Ayıp. Çocuk musun sen de böyle masallara inanıp çıkıyorsun?

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
10 dakika önce, Türk Ateist yazdı:

 

Yiyeceklerin bir şey bildiği yok. Biz öğrendik, biz biliyoruz.

Hepsini yüz binlerce yılda dene-yanıl yöntemiyle öğrendik. Çok şehitler verdik bu yolda. Nice doğmamış yavrularımız annelerinin karnında, bazen de anneleriyle birlikte öldü gitti... Kadınlar bugün hala neden hamileyken kusuyor acaba, düşündün mü? Binlerce yıl boyu leşlerden, tehlikeli yiyeceklerden öldükten sonra koku duyumuz niye o kadar gelişti, biliyor musun?

Senin ataların bir vakitler leşe bile muhtaç olup onu yiyor ve ölüyordu. Sonra baktılar ki ölmüş ve beklemiş hayvanlar öldürüyor, uzak durdular mesela. Burnu büyüdü, koku duyusu arttı.

Bugün yediğin o meyveler, sebzeler doğada yoktu, hepsini bir seçip (dediğim gibi deneme yanılmayla) eledik ve evrilmelerini sağladık.

Sen sanıyor musun ki o bitmek tükenmek bilmez buğday tarlaları, o şahane domates ve C vit deposu meyveler doğada öylece duruyordu da biz üstüne konduk?

 

Git de bunları öğren, merak et azıcık. "Allah hepsini hazır verdi, bizim için yarattı" kolaycılığına kaçma. Ayıp. Çocuk musun sen de böyle masallara inanıp çıkıyorsun?

 

Doğada böyle olmadığını varsayalım peki .Doğada eski haliyle bile varolması yani yabani şekliyle ehilleşmemiş verisyonu ile birlikte tuhaf değil mi ? Bir tohumun içinden bir ağaç yeşerip büyüyor. Meyve veriyor vs. ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

ne yazık ki müslümancıklar bildiklerini sandıkları hiçbir şeyi bilmiyorlar.

 

bugünün o kıpkırmızı karpuzlarına bakarak allah ne güzel yaratmış diyenlere, 17.yydan enfes bir karpuz gelsin:

 

evet büyükler ve çocuklar. karpuza dikkatli bakınız. karpuzdaki sarmalları bugünün karpuzunda da görebilirsiniz, her ne kadar kırmızılar arasında kaybolmuş olsa da.

17.yy için karpuz, ilk fotodakiydi. bugünün karpuzu ise diğeri...

 

bugün yediğiniz o besleyici besinlerin hepsi, insanlar tarafından seçilerek o hale getirildiler. doğğadaki vahşi halleri, bugünün insanı tarafından yenilemez haldedir.

55ba8552dd089516358b4639-960-720.jpg

DSC01144-1024x768.jpg

Link to post
Sitelerde Paylaş
12 dakika önce, bir_akil_insan yazdı:

ne yazık ki müslümancıklar bildiklerini sandıkları hiçbir şeyi bilmiyorlar.

 

bugünün o kıpkırmızı karpuzlarına bakarak allah ne güzel yaratmış diyenlere, 17.yydan enfes bir karpuz gelsin:

 

evet büyükler ve çocuklar. karpuza dikkatli bakınız. karpuzdaki sarmalları bugünün karpuzunda da görebilirsiniz, her ne kadar kırmızılar arasında kaybolmuş olsa da.

17.yy için karpuz, ilk fotodakiydi. bugünün karpuzu ise diğeri...

 

bugün yediğiniz o besleyici besinlerin hepsi, insanlar tarafından seçilerek o hale getirildiler. doğğadaki vahşi halleri, bugünün insanı tarafından yenilemez haldedir.

55ba8552dd089516358b4639-960-720.jpg

DSC01144-1024x768.jpg

Canim cekti ya...

 

Tam ortasini bicakla keseceksin ve yiyeceksin. :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
47 dakika önce, bir_akil_insan yazdı:

ne yazık ki müslümancıklar bildiklerini sandıkları hiçbir şeyi bilmiyorlar.

 

bugünün o kıpkırmızı karpuzlarına bakarak allah ne güzel yaratmış diyenlere, 17.yydan enfes bir karpuz gelsin:

 

evet büyükler ve çocuklar. karpuza dikkatli bakınız. karpuzdaki sarmalları bugünün karpuzunda da görebilirsiniz, her ne kadar kırmızılar arasında kaybolmuş olsa da.

17.yy için karpuz, ilk fotodakiydi. bugünün karpuzu ise diğeri...

 

bugün yediğiniz o besleyici besinlerin hepsi, insanlar tarafından seçilerek o hale getirildiler. doğğadaki vahşi halleri, bugünün insanı tarafından yenilemez haldedir.

55ba8552dd089516358b4639-960-720.jpg

DSC01144-1024x768.jpg

yenilemez haldeyse ehilleştirmek için nasıl seçmeye başladılar yiyemedikleri bir şeyi mi ehilleştirme çabasına girdiler sizce?

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 dakika önce, akılsızşuursuzatom yazdı:

yenilemez haldeyse ehilleştirmek için nasıl seçmeye başladılar yiyemedikleri bir şeyi mi ehilleştirme çabasına girdiler sizce?

 

hayır. ilkel insanların sindirim sistemi, o dönemdeki besinler için uygundur.

 

evrim sürecini tek taraflı düşünemezsiniz. canlılar, birlikte evrimleşirler. bugünün insanı, 200bin yıl önceki insanın yediklerini yiyemez. ama bugünün insanını bu hale getiren şey, 200bin yıllık besinleri ile birlikte evrimleşme sürecidir.

 

sizin için basitleştireyim:

- ağaçta elmalar var

- elmalardan gözüme dolgun olanları yiyorum

- tuvaletimi toprağa yapıyorum

- dolgun olanları yediğim için, onların tohumlarını kendi gübremle toprağa bırakmış oluyorum

- buradan çıkan ağaçların elmaları, benim zevkime daha uygun olacaklar, çünkü zevkime en uygun olanları seçip soylarını devam ettirmelerini sağladım

- benim zevkime uygun olan elmaları yiyerek hayatta kalıyorum ve ürüyorum

- benim soyumdan gelenler de benim beğendiğim bu elmaları büyük olasılıkla beğenecekler ve onlar da doğada benzer özelliklere sahip elmaları seçmeye devam edecekler

- yüzbinlerce yıl sonra benim soyumdan gelen insanlar ile benim sevdiğim tür elmaların soyundan gelen elmalar olacak ve bu soydan insanlar bu elmaları yiyebiliyor olacaklar

- ama o insanlar için benim dönemimdeki elmalar oldukça zayıf ya da yetersiz kalacak. çünkü arada seçile seçile geçen yüzbinlerce yılın etkisi var.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 saat önce, Türk Ateist yazdı:

 

İnsan neden böyle arızalı, sorunlu diye sormuyorum. Benim böyle bir sorum, sorunum yok. Neden böyle olduğunu bildiğim için oturup sorgulamıyorum. Evrim kör bir süreç, ortaya çıkan ürün de bu diyorum. 

Mükemmel değil, kusursuz değil, özel değil, şaşırtıcı değil. Beslenen bütün hayvanlar bir şekilde dışkılıyor. Biz de onlardan biriyiz.

 

Kısacası, o saçma soruları soran zaten sensin; ben değil. Şaşırıp zeki bir tasarım olduğunu söylemeni eleştiriyorum çünkü zeki bir tasarım olmadığı, verdiği sık arızalardan ve organların entrikalı ilişkilerinden anlaşılıyor. O yüzden bu bir tasarımsa, Tanrı kariyerinin en başarısız tasarımını yapmış diyorum.

 

Bu arada, elbette anlamadığın şey, bizim prematüre doğmamız. Bunu yazdım ve kısaca da açıkladım ama sen hepsini Allah eleştirisi zannettiğin için öyle değil de böyle diye garip garip açıklamalar yapmışsın.

 

İnsan bebeği, tüm türler içinde en uzun süre bakıma ihtiyaç duyan ve bakımı en zor olan hayvandır. Prematüre doğuyoruz çünkü. Neden böyle doğduğumuzu da yazdım. O bir eleştiri değildi, sindirim sisteminin dandikliğini açıklama amacı güdüyordu. 

Ama tabii "Allah isteyince doğar doğmaz ayaklanan ve kendi kendini besleyen hayvanlar yarattığına göre, bunu yapabilecek gücü varmış demek ki" diyen bir kafadan da anlamasını beklemek eşeklik olur.

 

Yemek yedikten sonra, yiyeceklerin artık işe yaramayan bölümlerinin vücuttan dışarı atılması durumuna ve bunu yapan organlara bakıp da böylesi şaşıran, böylesi hayran olan ve bundan Allah çıkartan kafa neticede... 

peki .

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 saat önce, Klonopin yazdı:

Canim cekti ya...

 

Tam ortasini bicakla keseceksin ve yiyeceksin. :)

Evet ateist arkadaşların sıklıkla kullandığı ama yine hedefi tam olarak vurmayan hatalı argümanlar.

 

çeşit çeşit karpuz vardır dünyada, elma tek tip mi? bulunduğu bölgeye göre değişkenlik gösterir,amasya elması var bilmem ne elması var.

kırkağaç kavunu ,hasan bey kavunu,bilmem ne kavunu,falan falan.

__ E efenim o çeşitliliği biz insanlar yaptık da ondan oldu da.. birincisi insanlar var olanlar üzerinde oynama yaptılar, mısır vardı,üzerinde oynadılar,mısırı insan yaratmadı. insan mısır üzerinde oynadı ,onunla oynadı bununla oynadı genetiği değiştirilmiş halleri bizi kanser manser falan süründürüyor,insan iyi yapmadı yani bu karışmalarla. Eski zamanlardaki mısırın tipi bozukmuş da şimdiki mısır kız gibiymiş de,olmasın efendim ,olmasın ya .Bilim adamları ne diyor, domatesin,salatalığın ,elmanın patlıcanın düzgünü sizi aldatmasın eğri büğrü domates olsun,elma yamuk yumuk olsun öylesi daha iyi bizim için diyorlar,neden acaba?

Canım insanoğlu şimdi sivri biberi bir hormonluyor şak diye oluyor biber,neden beklemiyorlar normal sürede olmasını, İstanbul da 25 milyon insan var nasıl beklenecek hormonsuz gıdanın oluşması,meyvesi sebzesi, bas hormonu cebine bir ayda girecek para 15 günde girsin.

 

O resmin resmedildiği yerde farklı bir tür karpuz olabilir ya da o karpuz kelek olabilir,kurumuş içi geçmiş olabilir.

bulmuşsunuz bir çekirdeksiz karpuz resmi, çok matah bir halt yapılmış gibi,bakın hangisi güzel. Yani diyorsnuz ki bu ressamın döneminde bütün dünyada karpuz böyleydi.. peki geçiyoruz.

İnsan denen canavara bakın ,sonumuzu getirirken alkış alıyor birileri tarafından,cahillik bu değil de nedir.

 

insan denen canavara bakın çıkarlar uğruna yağmalıyor,sömürüyor,savaşlar yıkımlar.. ondan sonra yılda 1500 çocuk açlıktan ölüyormuş da tanrı nasıl bu kadar acımasız olabiliyormuş.

 

Sen tüketmeye ,yok etmeye alışmışsın, bana dokunmayan yılan bin yaşasın senin en büyük sözün olmuş, birileri oğlunun düğününe trilyonlar harcıyor birileri açlıktan ekmek bulamıyor,nerden nasıl geliyor o trilyonlar.

 

İnsan mı vicdansız Tanrı mı?

 

__ efendim tanrı vicdansız çünküm hayvanat birbirlerini yiyorlar,bu ne biçim bi sistem, timsahın biri su içen ceylanı yakaladı çekti suya yedi. olur mu böyle şey.

merak etme o timsahı da çanta yaparlar olur biter.

iskenderi döneri götürürken iyi ama ,timsah ceylanı yiyormuş bu nasıl işmiş.

 

kuş çekirgeyi yiyor,çekirge başka bir hayvanı yiyor, biz kuşu yiyoruz vs vs, nasıl olmalıydı eko sistem, kaplan da lazım,sincap da lazım,fil de lazım, fare de lazım, ne yiyecek bunlar ,ot mu yiyecek hepsi. 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hele şu uzun uzun yazdığın boş ve gereksiz cümlelerinde bir tane zeka kırıntısı var mı? Bir tanesini seç göster ya! Arkadaşlar ne anlatıyor sen ne anlatıyorsun?! İlkokul mezunu musun sen? Hayır ilkokul mezununun da başımın üzerinde yeri var. Ama harfleri yan yana getirince cümle kurmuş olmuyorsun! Sana daha önce de söyledim, senin yazılarının bir başına bakıyorum bir de sonuna. Ha bazen acaba yanlışlıkla kayda değer bir laf etmiş midir diye ortasına da hızla baktığım olmuştur. Ama bu kadarı bile zaman israfı!  

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...