Jump to content

Size göre bir Tanrının olmadığının veya düşünülen şekilde bir Tanrının olmadığının delili


Recommended Posts

10 minutes ago, akılsızşuursuzatom said:

teistik  Tanrı  modelleri  boş  peki  deistik  tanrı  neden  saçmalık  size  göre?

Belki  deist  tanrıyı  belirlemek  kişiden  kişiye  değişebilir  haklısınız.Deist en azından  evrene  bakarak  bazı  sıfatlar  çıkarabiliyor  Tanrıyla  ilgili .Deist  tanrının  çelişkileri  nedir  size  göre?

 

Sen hangi tanrının var olduğuna inanıyorsun? Deistlerinkine mi, İslam'ın mı, Hristiyanlık'ın mı, yahudilik'in mi, Hinduizm'in mi yokda başka bir dininkine mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 702
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

1 saat önce, bir_akil_insan yazdı:

 

yazmadan önce forumu bir dolaşmış olsaydınız, siz gibi hayatında kuran okumamış müslümancıkların sık sık gelip kuranı savunduklarını ve karşılarına çıkan, yine hayatlarında ilk kez gördükleri ayetlere ayak üstünde anlam uydurduklarını görebilirdiniz. belki de onlardan biri olarak yeniden dönüp gelmişsinizdir.

 

yanıt yazmadan önce biraz da olsa, forumun geçmişini inceleyin. ilk değilsiniz, son da olmayacaksınız. ama en azından ne durumda olduğunuzu ve savunmaya çalıştığınız şeyin ne olduğunu görürsünüz.

 

islam mükemmeldir, müslümanlar değil ya da kuran mükemmeldir, insanlar değil benzeri düşünceleriniz varsa, kuranı asla okumamışsınız demektir, bu yüzden ciddiye de alınamazsınız. 

 

buyrun, hayatınızda hiç görmediğiniz halde savunmaya çalışacağınız kuran ayetlerinden ikisi:

 

hud 1

Elif lâm râ; bir kitaptır bu ki âyetleri, delillerle sağlamlaştırılmış, sonra apaçık bildirilmiştir, hüküm ve hikmet sâhibi olan ve her şeyden haberdâr bulunan Tanrı katından inmedir.

 

al-i imran 7

Öyle bir Tanrı'dır ki sana kitap indirdi. Onun bir kısmı, mânası-apaçık âyetlerdir ve bunlar, kitabın temelidir. Diğer kısmıysa çeşitli mânalara benzerlik gösterir âyetlerdir. Yüreklerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onları tevil etmek için mânaları açık olmayan âyetlere uyarlar. Halbuki onların tevilini ancak Allah bilir. Bilgide şüpheleri olmayacak kadar kuvvetli olanlarsa derler ki: Biz inandık ona, hepsi de Rabbimizdendir; bunu aklı tam olanlardan başkaları düşünemez.

 

 

son ayette, kırmızı ile alıntıladığım yer sizin şu aşağıdaki sözünüzü de yalanlıyor, farkındaysanız :D

Kuran yanlış anlaşılmaya mahal vermez.

 

kuran ve islam, savunucularını her zaman için mutlaka terse yatırmakta ve bizi eğlendirmektedir.

 

Nihayetinde benim inancıma göre sizin inançsızlığınız beni eğlendirmez aksine sizin adınıza kaygı duyarım. Ateistlerin, Allah'ın "Sünnetullah"ına (Allâh Sisteminin Değişmez Yasaları) yakın görüşte olduklarını düşünüyorum. Ateşe dokunursan elin yanar, parmağına iğne batarsa canın yanar vs gibi sebep sonuç ilişkisi kurduklarını düşünüyorum. Charles Darwin'in Evrim teorisinde geldiği nokta gibi. İçinde Allah'ın olmadığı bir formül tutmaz.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
21 minutes ago, Keyhole said:

Nihayetinde benim inancıma göre sizin inançsızlığınız beni eğlendirmez aksine sizin adınıza kaygı duyarım. Ateistlerin, Allah'ın "Sünnetullah"ına (Allâh Sisteminin Değişmez Yasaları) yakın görüşte olduklarını düşünüyorum.

 

Madem sana göre Allah'ın sünnetine yakınız, neden bizim için kaygı duyuyorsun?

Link to post
Sitelerde Paylaş
29 minutes ago, Keyhole said:

 İçinde Allah'ın olmadığı bir formül tutmaz.

 

 

Mevzu bunun tam tersi iken, ve bu sana defaatle gözünün içerisine sokarcasına anlatılırken, hala daha bu şekilde yazıyor olman düşündürücü.

Yerel hipnozunuzun, şartlanmışlığınızın seviyesi o kadar yüksek ki, akli melekeleriniz hakikaten yok hükmüne gelmiş.

 

Böyle bir kitabı tanrıya mal etmeniz öncelikle olası bir tanrıya hakaret. Hep söylüyorum, bir çeşit tanrı varsa eğer ve o böyle şeylere takan, uğraşacak tipte bir şey ise(nasıl olacaksa), öte tarafta ağzına kürekle vuracağı ilk sizler olacaksınız bence. Öce "böyle bir kitabı nasıl olup da benip indirebileceğim düşünebildinizzz" diye höykürecek. Sonra mokoko...Yoksa yırttın ok. Ama unutma, ya varsa? Ayvayı yediniz.

 

Biz non-teistlerin dobra dobra ota ot, moka mok dediği aşikar. Ama 1400 sene öncesinin arap yarım adasına, elin bedevisine inmiş, bir de türlü arap saçına sebebiyet vermiş bir acaip kitabın sonsuz bir tanrıdan geldiğini iddia edecek kadar iddialı bir uçukluk içinde değiliz en azından. Kendimiz beğendirme ve sevap point toplama peşinde de değiliz. Neysek oyuz. Ne görüyorsak onu diyoruz. Haddimiz biliyor, tanrıya da layık olduğu asıl hakkı, hakkıyla biz veriyoruz.

 

Gerçek tanrı o kadar mükemmel olmalı ki; ne bu kitap ondan gelmiş olabilir (bu onu aşağılamaktır), ne de kendisi olabilir. O derece. 

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, sağduyu yazdı:

 

Madem sana göre Allah'ın sünnetine yakınız, neden bizim için kaygı duyuyorsun?

Sizde yakın bulduğum şey şuna benziyor. Allah anne babaya saygı duyun diyor. Ateistlerin de arasında saygı duyanlar var. Allah iyilik yapın diyor. Ateistlerin de arasında çok sayıda iyilik yapan var. Sünnetullah olması gereken neyse o olur diyor. Ateistlerde aynı düşüncede.

 

Burada mesele nihayetinde bir yaratıcı varsa ve Kuran'da yazanlar doğru ise elde edilecek sonuç ile yaratıcı yoksa elde edilecek sonuç kıyaslamasıdır. Allah yoksa siz benim için hangi eksikliğimden dolayı üzülürdünüz? Ya da ben Allah varsa sizin hangi kayıplarınız için üzülürdüm.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 minute ago, Keyhole said:

Sizde yakın bulduğum şey şuna benziyor. Allah anne babaya saygı duyun diyor. Ateistlerin de arasında saygı duyanlar var. Allah iyilik yapın diyor. Ateistlerin de arasında çok sayıda iyilik yapan var. Sünnetullah olması gereken neyse o olur diyor. Ateistlerde aynı düşüncede.

 

Burada mesele nihayetinde bir yaratıcı varsa ve Kuran'da yazanlar doğru ise elde edilecek sonuç ile yaratıcı yoksa elde edilecek sonuç kıyaslamasıdır. Allah yoksa siz benim için hangi eksikliğimden dolayı üzülürdünüz? Ya da ben Allah varsa sizin hangi kayıplarınız için üzülürdüm.

 

Nedir o elde edilecek sonuç? Allah denen şey varsa hangi kayıplarımız olacak?

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 dakika önce, teflon yazdı:

 

Mevzu bunun tam tersi iken, ve bu sana defaatle gözünün içerisine sokarcasına anlatılırken, hala daha bu şekilde yazıyor olman düşündürücü.

Yerel hipnozunuzun, şartlanmışlığınızın seviyesi o kadar yüksek ki, akli melekeleriniz hakikaten yok hükmüne gelmiş.

 

Böyle bir kitabı tanrıya mal etmeniz öncelikle olası bir tanrıya hakaret. Hep söylüyorum, bir çeşit tanrı varsa eğer ve o böyle şeylere takan, uğraşacak tipte bir şey ise(nasıl olacaksa), öte tarafta ağzına kürekle vuracağı ilk sizler olacaksınız bence. Öce "böyle bir kitabı nasıl olup da benip indirebileceğim düşünebildinizzz" diye höykürecek. Sonra mokoko...Yoksa yırttın ok. Ama unutma, ya varsa? Ayvayı yediniz.

 

Biz non-teistlerin dobra dobra ota ot, moka mok dediği aşikar. Ama 1400 sene öncesinin arap yarım adasına, elin bedevisine inmiş, bir de türlü arap saçına sebebiyet vermiş bir acaip kitabın sonsuz bir tanrıdan geldiğini iddia edecek kadar iddialı bir uçukluk içinde değiliz en azından. Kendimiz beğendirme ve sevap point toplama peşinde de değiliz. Neysek oyuz. Ne görüyorsak onu diyoruz. Haddimiz biliyor, tanrıya da layık olduğu asıl hakkı, hakkıyla biz veriyoruz.

 

Gerçek tanrı o kadar mükemmel olmalı ki; ne bu kitap ondan gelmiş olabilir (bu onu aşağılamaktır), ne de kendisi olabilir. O derece. 

 

Kafanızda belirlediğiniz Allah figürü ancak sizin düşünebileceğiniz türden. Tam da non-teist düşüncesi. Allah varsa da size güzel yoksa da size güzel :)

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Just now, Keyhole said:

 

 Hocam Kuran'ı hiç okudunuz mu ?

 

Soruya cevap vermedin: Ne gibi kayıplarımız olacak eğer Allah denen şey varsa?

 

Bir kısmını okudum, çok cahilce, çocukça yazılmış, düzensiz, çelişkilerle, mantıksızlıklarla, ilkelliklerle, gereksiz tekrarlarla, yahudi masallarıyla, saçma sapan kurallarla dolu olduğunu gördüm.

Link to post
Sitelerde Paylaş
16 minutes ago, Keyhole said:

Kafanızda belirlediğiniz Allah figürü ancak sizin düşünebileceğiniz türden. Tam da non-teist düşüncesi. Allah varsa da size güzel yoksa da size güzel :)

 

Kafamızda belrilediğimiz bir allah figürü falan yok. Boyna atılıp tutulan kadiri ve alimi mutlaklık sıfatları ..vb. yeterli bunun için. Onları kullanıyoruz, yanlış anlamayın..:) Onları da reddedecekseniz geriye bir şey kalmıyor zaten.

Faraziyelere bu kadar kapılmayın. Biraz empati kurdurabilmek amaçlı bir faraziye koyduk, ona da kapılıverdiniz hemen.

 

Kuranın boyunun ölçüsü belli gördüğünüz üzere. Makul bir cevap da göremedik bugüne kadar. O yüzden inanmayanlara hiç şaşırmayın bundan sonra. Gördüğünüz üzere, akli ve normal olan bu. Gerekli tüm yanıtları net olarak aldınız. Size sorular da soruldu, ama havada kaldı..Üzerine demogoji yapmaktan başka bir mecaliniz kalmadı ise eğer, bu iş tamam. Siz asıl akli ve normal olanı cezalandırmaya çalışan kitabınızı önünüze koyup düşünün bir, o yeter. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
10 saat önce, Keyhole yazdı:

 

Delil sunmak ya da sunulmasını beklemek insanlara mahsus bir davranıştır. Zariyat suresi 47. ayet: "Evreni (yaratıcı) güc(ümüz) ile inşa eden Biziz; ve şüphesiz Biziz onu istikrarlı bir şekilde genişleten."

 

Hangi evreni? Ya paralel evrenler kurami bir gercekse! Peki evren kelimesinin kuranda kullanildigindan nasil bu kadar emin olabiliyorsunuz? Peki ya bir gün bilim adamlari cikar megersem evren genislemiyormus yanilmisiz derlerse ne olacak? Elinizde patlar bu ayet diyeyim ben.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Niye gücüyle, kuvvetiyle bina ediyor biliyormusun?

Cünkü yukarda GÖKKUBBE var! Bina etmek, genisletmek zor is.

 

Biz semayı bir kuvvetle bina ettik. Biz onu genişletmekteyiz.

 

 

Dinci tarihciler(!) vardır, birisi bir yalan yazar ondan sonra gelenler onu kaynak gösterir. Zamanla birbirlerini kaynak göstere göstere o söylenen yalanı gerçek saymaya başlarlar. 
Konuyu açan kişinin iddiası da öyle bir şey. Birilerinin fantazisi (birbiriyle alakalı olmasa da) yeni fantaziler doğuruyor. Eskilerin neden "genişlemek" kelimesini kullandığını anlamak için başka ayetlere bakalım.

 

Nûn. Kaleme ve onunla yazdıklarına yemin olsun ki ey Muhammed, rabbinin nimeti sayesinde deli değilsin. Kalem Suresi 1-2

 

Denildi ki: Nûn kavlinden murâd, yedi kat yeri taşıyan büyük ok­yanusun su dalgaları üzerinde yaşayan büyük bir balıktır. Nitekim bu konuda Ebu Ca'fer İbn Cerîr Taberî şöyle der: Bize İbn Beşşâr... İbn Abbâs'tan nakletti ki; o, şöyle demiş: Allah Teâlâ'nın ilk yarattığı, şey, kalemdir. Kaleme; yaz, dedi. O; ne yazayım? deyince, Allah Teâlâ; ka­deri yaz, dedi. O günden kıyamet gününe kadar olacak şeyler kader uya­rınca cereyan etti. Sonra Nûn'u yarattı. Su buharı yükseldi de ondan gökyüzü parçalandı ve Nûn'un sırtına yeryüzünü yaydı. Nûn sarsılın­ca, yeryüzü yayıldı ve oynadı. Allah Teâlâ dağlarla onu sabit kıldı. Bu sebeple o, yeryüzüne karsı övünür. İbn Ebu Hatim de Ahmed İbn Sinan kanalıyla A'meş'ten bu rivayeti nakleder. Aynı şekilde Şu'be de... A'meş kanalıyla İbn Abbâs'tan bunu nakleder. Şu'be'nin rivayetinde ayrıca şu ilâve yer alır: Sonra İbn Abbâs »Nûn. Kaleme ve onunla yazılanlara andolsım ki,» âyetini okudu. Şüreyk de bu rivayeti A'meş kanalıyla İbn Abbâs'tan nakleder. Ma'mer de yine İbn Abbâs'tan bu rivayeti naklet­tikten sonra îbn Abbâs: «Nûn. Kaleme ve onunla yazılanlara andolsun ki,» âyetini okumuş. Sonra İbn Cerîr Taberî der ki: Bize Abd İbn Hu-meyd... İbn Abbâs'ın şöyle dediğini bildirdi: Rabbım Azze ve Celle'nin ilk yarattığı şey, kalemdir. Sonra ona; yaz, dedi. O da kıyamet kopun-caya kadar olacak her şeyi yazdı. Sonra suyun üzerinde Nûn'u halketti. Sonra onun üzerine yeryüzünü yaydı. Taberânî de bu rivayeti merfû' olarak nakleder ve der ki: Bize Ebu Hadîd... İbn Abbâs'tan naklet­ti ki, Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuş: Allah'ın ilk yarattığı şey; ka­lem ve balıktır. Kaleme; yaz, dedi. O; ne yazayım? dedi. Allah Azze ve Celle kıyamet gününe kadar olacak her şeyi yaz, dedi. Sonra Rasûlul­lah (s.a.), Nûn, Kaleme ve onunla yazılanlara andolsun ki,» âyetini okudu. Nûn balıktır. Kalem ise bilinen kalemdir. Bu konuda bir başka hadîsi de îbn Asâkîr... Ebu Hüreyre'den nakleder. O; Rasûlullah (s.a.)m şöyle buyurduğunu duydum, demiştir: Allah'ın yarattığı ilk şey, kalem­dir. Sonra Nûn'u yaratmıştır. Nûn divittir. Sonra ona; yaz, dedi. O; ne yazayım? deyince, ecel veya eser veya rızık veya amelden olan veya olacak her şeyi yaz, dedi. Ve kıyamet gününe kadar olacakları yazdı. İşte Allah Teâlâ'nın: «Nûn. Kaleme ve onunla yazılanlara andolsun ki,» kavlinin mânâsı budur. .Sonra kalemin üstünü damgaladı ve o, kı­yamet gününe kadar bir daha bir şey söylemedi. Sonra aklı yarattı ve; izzetim hakkı için sevdiğim kişilerde seni mükemmel kılarım kızdığım kişilerden de seni eksiltirim, dedi.

İbn Ebu Necîh der ki: İbrâhîm İbn Ebu Bekr, ona Mücâhid'in şöy­le dediğini haber vermiş: Nûn, yedi kat yerin altında bulunan balıktır. Beğâvî ve tefsîrcüerden bir topluluğun zikrettiğine göre, bu balığın sırtında bir kaya varmış. Kayanın ağırlığı gökle yeryüzünün ağırlığındaymış. O balığın sırtında bir öküz varmış ve onun kırk bin boynuzu var­mış. Yedi kat yer ve onun üzerinde bulunanlarla bunların arasında yer alanlar bunun sırtında imiş Allah en iyisini bilendir.

 


O, yeryüzünde olanların hepsini sizin için yaratan, sonra göğe yönelip onları yedi gök hâlinde düzenleyendir. O, her şeyi hakkıyla bilendir. Bakara 29

 

İbn Kesir yukardaki ayet hakında diyor:
"Bu Âyet-i Kerîme de gös­teriyor ki Allah Teâlâ önce yeryüzünü yaratmaya başlamış, sonra yedi göğü halketmiştir. Bina yapanların durumu da böyledir. Önce alt ta­rafı yapmaya başlar, sonra üst kısmı yaparlar. Bundan sonra zikrede­ceğimiz gibi müfessirler de bu hususu tasrîh etmişlerdir..."

 

 

 

Biz semayı bir kuvvetle bina ettik. Biz onu genişletmekteyiz.

 

 

Kuran ne diyor bir daha bakalım:

 

Görmediniz mi, Allah yedi göğü tabaka tabaka nasıl yaratmıştır? Nuh 15

 

O, yedi göğü tabaka tabaka yaratandır. Rahmân’ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Bir kere daha bak! Hiçbir çatlak görüyor musun? Mülk 3

 

 


Sonuç: Kurana göre 7 gök/sema vardır ve Allah bunları tabaka tabaka, aşağıdan yukarıya, bir bina gibi yaratmıştır. Sema(lar) tabakalar yaratıldıkca "genişlemektedir".
Bir kubbe gibidir, çatlak felan yoktur.
Ve 
Bizim bildiğimiz evrenle uzaktan yakından ilgisi de yoktur!!!

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
15 dakika önce, poiuz yazdı:

 


Sonuç: Kurana göre 7 gök/sema vardır ve Allah bunları tabaka tabaka, aşağıdan yukarıya, bir bina gibi yaratmıştır. Sema(lar) tabakalar yaratıldıkca "genişlemektedir".
Bir kubbe gibidir, çatlak felan yoktur.
Ve 
Bizim bildiğimiz evrenle uzaktan yakından ilgisi de yoktur!!!

 

 

SAFFAT Suresi 6. ayeti : Biz yakın göğü bir süsle, yıldızlarla süsledik.

Yildizlarin bize gögün yakin olan kisminda oldugunu söylüyor. Sanirim bir baska ayette de zamani gelince bu yildizlar yere dökülecek diyordu. Genisleme kesinlikle evrenle ilgili degil, bu ayetin dünyanin küre seklinde oldugunu kestiremeyenlerden geldigi apacik belli oluyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
20 minutes ago, deadanddark said:

SAFFAT Suresi 6. ayeti : Biz yakın göğü bir süsle, yıldızlarla süsledik.

Yildizlarin bize gögün yakin olan kisminda oldugunu söylüyor. Sanirim bir baska ayette de zamani gelince bu yildizlar yere dökülecek diyordu. Genisleme kesinlikle evrenle ilgili degil, bu ayetin dünyanin küre seklinde oldugunu kestiremeyenlerden geldigi apacik belli oluyor.

 

Yıldızlarla şeytan taşlandığını iddia ediyor. 
Adamlar atmosfere giren ve yanan göktaşlarını yıldız sanıyorlar.
Ve tabiiki bunları aydan ve güneşten daha yakın sanıyorlar.
Bu yüzden yıldızlar en yakın gökteler.
Müslümanlar bir ara 7 göğü atmosfer ve onun yedi tabakası diye açıklamaya çalıştılar ama sonra en yakın gökteki yıldızlara çarptılar!


Benim de hatırladığım kadar mealen Allah göğü tutmasa üzerimize düşer diyen bir ayet vardı. (Şimdi arayasım yok, merak eden bulur)
Gök, milyarlarca yıldız nasıl dünyanın üzerine düşsün?
Dünyanın düz olduğunu sanırsan, yıldızları en yakın gökte (küçük) kandiller sanırsan, Allahın gökkubbeyi tuttuğunu sanırsan...
Göğün dünyaya düşeceğini de sanırsın.


7.yüzyılın insanları yazmış işte ne yapcan ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, deadanddark yazdı:

Hangi evreni? Ya paralel evrenler kurami bir gercekse! Peki evren kelimesinin kuranda kullanildigindan nasil bu kadar emin olabiliyorsunuz? Peki ya bir gün bilim adamlari cikar megersem evren genislemiyormus yanilmisiz derlerse ne olacak? Elinizde patlar bu ayet diyeyim ben.

 

Kuran'ı bilimle desteklemek bence de ispat olamaz. Kuran bilim kitabı değildir. Fakat bilime de aykırı değildir. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 saat önce, sağduyu yazdı:

 

Soruya cevap vermedin: Ne gibi kayıplarımız olacak eğer Allah denen şey varsa?

 

Bir kısmını okudum, çok cahilce, çocukça yazılmış, düzensiz, çelişkilerle, mantıksızlıklarla, ilkelliklerle, gereksiz tekrarlarla, yahudi masallarıyla, saçma sapan kurallarla dolu olduğunu gördüm.

 


Allah'a inananlar ne kaybedecek ? Ya da siz inanmıyorsunuz diye ne kazanıyorsunuz ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
25 dakika önce, Keyhole yazdı:

Allah'a inananlar ne kaybedecek ?

 

Sanılanın aksine dine inanmak çok şey kaybettirir..

 

    Din virüsü önce insanlığınızı elinizden alır, sonra özgürlüğünüzü, yani din temelde sizin kendiniz olmanızdan, özgür düşünceli birey halinizden müthiş rahatsızlık duyar.

Mesela bilim ve sanat dinin tasvip etmediği sorgulama, yaratıcılık ve gelişim gibi sorunlara(!) neden olur.

Din ise, geçici olan bu hayatı kitapta yazan tariflere göre öylesine idare ediverip, öbür tarafa hazırlanmanız (!) için baskı yapar.

Size aşılamaya çalıştığı ana prensip ise, "aslolan aitlik, bulunduğun cemaat, topluluk vs.dir, sen birey olarak daima ikinci plansın, hatta planda bile değilsin, sen kendine değil buraya aitsin, daha büyük olanın (toplum) çıkarı için küçük olan (birey) feda edilebilir" prensibidir.

Burada önem atfetme kriterinin nicelik olması apayrı bir trajedidir.

Tüm siyasal iktidarların da ana zihniyeti ile iç içe geçmiş bir vaziyet görüldüğü üzere. (Dinler tam da bu yüzden icat edilmiştir)

Yani hayal kurmayan, merak etmeyen, sorgulamayan, denemekten korkan, maddi-manevi anlamlarda sürekli birşeylere bağımlı, ayakta durmak yerine yaslanmayı tercih eden, "başkaları ne der" kafası ile solunum yapan her türlü şahıs hem devlet hem de din için uygun parça(lar)dır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, Ebu Kafir yazdı:

 

Sanılanın aksine dine inanmak çok şey kaybettirir..

 

    Din virüsü önce insanlığınızı elinizden alır, sonra özgürlüğünüzü, yani din temelde sizin kendiniz olmanızdan, özgür düşünceli birey halinizden müthiş rahatsızlık duyar.

Mesela bilim ve sanat dinin tasvip etmediği sorgulama, yaratıcılık ve gelişim gibi sorunlara(!) neden olur.

Din ise, geçici olan bu hayatı kitapta yazan tariflere göre öylesine idare ediverip, öbür tarafa hazırlanmanız (!) için baskı yapar.

Size aşılamaya çalıştığı ana prensip ise, "aslolan aitlik, bulunduğun cemaat, topluluk vs.dir, sen birey olarak daima ikinci plansın, hatta planda bile değilsin, sen kendine değil buraya aitsin, daha büyük olanın (toplum) çıkarı için küçük olan (birey) feda edilebilir" prensibidir.

Burada önem atfetme kriterinin nicelik olması apayrı bir trajedidir.

Tüm siyasal iktidarların da ana zihniyeti ile iç içe geçmiş bir vaziyet görüldüğü üzere. (Dinler tam da bu yüzden icat edilmiştir)

Yani hayal kurmayan, merak etmeyen, sorgulamayan, denemekten korkan, maddi-manevi anlamlarda sürekli birşeylere bağımlı, ayakta durmak yerine yaslanmayı tercih eden, "başkaları ne der" kafası ile solunum yapan her türlü şahıs hem devlet hem de din için uygun parça(lar)dır.

 

Bahsettiğiniz her şey inanmayanlar içinde geçerli. Daha somut kavramlar yazın. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...