Jump to content

Kötünün asıl nedenleri


Recommended Posts

Bir şirket bir başka şirkete borcunu ödemediğinde, suçlu konumuna düşüyor. Çünkü alacaklı şirketin daha iyi çalışmasını, çalışanlarının maaşını ödeyebilmesini engelliyor. Ancak bu şirket anonim ise yani büyük güçlü bir holding ise bir çok yol ile devam edebilir. 
 
Yine bir şahıs banka kredisi aldığında borcunu ödemediğinde aynı yaptırımlarla karşı karşıyadır. Ancak yine bu kişi holding sahibi yada devlet kurumu ise ertelenebilir yada yeni yollar bulabilir. 
 
Çalışan, şirketinin kazancının %0,01ini bile. Maaşı dışında aldığında hırsız konumuna geliyor. Ancak şirketin ceo su gibi bir konumda ise düzenli bir hanutçuluğuna dahi patron ses çıkarmayabilir. 
 
Liberal ekonomik sistem dikkat ederseniz tabandan uca bir piramit yapıya sahip. Bu derneklerden, siyasi partilere şirketlerden, belediyelere vb. Böyledir. Burada pramidin altına inildikçe bedel ödeme önceki paragraflar da anlattığım gibi artar ama söz sahibi olma azalır.  Yine fayda azalır ama emek artar. 
 
Her halde bu tip bir enayilik şovalye zamanlarında dahi yoktur. 
 
Bunu şu şekilde anlatayım. 
Bir yıl boyunca kazanacağımız toplam ön görülen para tahmini ülke olarak 3.5 trilyon lira. Bu aylık 290 milyon. 
Bu paradan devlet 890 milyarını ben alacağım diyor. 
Buda aylık 75 milyon. 
Ülkemizdeki en zengin  %20 nüfus toplam ulusal gelirin %50 sini almakta. Yani zenginler aylık 145 milyonunu alacak. 
 
Özetle
290 milyar toplam nüfusu: 80 milyon kişi
75 milyar devlet çalışan nüfusu: 3.5 milyon kişi
145 milyar zenginler zengin nüfusu: 16 milyon kişi
70 milyar halk nüfusu: 64 milyon kişi
 
Bu durum bedel ödeme açısından tam bir hipnoz. Açıkçası hiç bir liberalin işine gelmiyor. Matematik belli halkın içinde çalışan, emek veren, üreten fikir türeten, kitle pramiitin en altında kaldığı için ağır bedeli ödüyor. Liberaller paranın ve kapital sistemin, en ucra noktalarda dahi adeleti ve sağladığı görüşü içindeler oysaki gerçek yadsınamaz.
 
Sorumlular ise hem rahat yaşıyor hemde sorumlu olduğu mevkide bedel ödemiyor. 
 
Oysaki dinsel halife Ömer dahi bu sisteminin sorumluluk iç öznel nesnesini günah olarak kendine yükleyebildi. Şöyle ki ben baştaki adam olarak biri aç kalsa günahı benimdir diye sorumluluğu öte dünya ya yüklese dahi alabildi. Ama mevcut sistem ve devlet yönetimi, iş adamları, bürokrasi vb. Hiç bir şekilde insanın aç olmasından, mecburi hırsızlığından, yoksul kalmasından, mutsuz olmasından, kısaca kötü hiç bir durumundan sorumluluğu yok. 
 
 
 
 
 
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...