Jump to content

Kutsal Kitap Göndermek İmtihana Uygun mu?


Recommended Posts

1 hour ago, Yeni Üye said:

Din, insan için. Tanrı için değil. Dolayısıyla bir çok yönüyle insani. Merkezindeki amaç ta şu: muhatabını bulunduğu olgunluk seviyesinden alıp yükseltmek ve ulaşabileceği en üst olgunluk seviyesine (kemale) ulaştırmak. Olgunluk dediğimiz ahlaki, vicdani ve ameli bir olgunluk.

 

Arap ve yahudi zırvaları ile nasıl olgunluğa ulaşacaksın, bir de bunu anlatasa.

 

Kehf 74, 80. Yine yola koyuldular. Nihayet bir erkek çocukla karşılaştıklarında, adam (hemen) onu öldürdü. Mûsâ, “Bir cana karşılık olmaksızın suçsuz birini mi öldürdün? Andolsun çok kötü bir iş yaptın!” dedi. “Çocuğa gelince, anası babası mü’min insanlardı. Onları azgınlığa ve küfre sürüklemesinden korktuk.”

 

Böyle ayetlerin bulunduğu bu rezil, kepaze dinle hangi olgunluğa ulaşacaksın ha?

 

Ahzab 37. Hani sen Allah’ın kendisine nimet verdiği, senin de (azat etmek suretiyle) iyilikte bulunduğun kimseye, “Eşini nikâhında tut (onu boşama) ve Allah’tan sakın” diyordun. İçinde, Allah’ın ortaya çıkaracağı bir şeyi gizliyor ve insanlardan çekiniyordun. Oysa kendisinden çekinmene Allah daha lâyıktı. Zeyd, eşinden yana isteğini yerine getirince (eşini boşayınca), onu seninle evlendirdik ki, eşlerinden yana isteklerini yerine getirdiklerinde (onları boşadıklarında), evlatlıklarının eşleriyle evlenmeleri konusunda mü’minlere bir zorluk olmasın. Allah’ın emri mutlaka yerine getirilmiştir.

 

Halihazırda tam 7 karısı varken bir de evlatlığının karısına sulanan bir adamın ağzından çıkan zırvalarla hangi olgunluğa ulaşacaksın, bir anlatsana. İnsan önce peşine takıldığı insana, ortaya koyduğu dine bir bakar. Buna benzer sürüyle rezil ayetlerle dolu bir dinden bahsediyoruz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 90
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

2 saat önce, anibal yazdı:

Hah, bilmem anlatabiliyor muyum? Öpülünce prens olan bir kurbağa olmaması, bir şeylerin masal olmaması anlamına gelmiyor. Sizi böyle masallarla kandırıyorlar, hepsi bu. 

 

Sevginin kurbağayı prense çevirebileceği masalına inanmayı insanın vahşi hayvanlardan bir farkının olmadığı masalına inanmaya tercih ederim. Çünkü inançlar insanı yapar. Sevginin yüceliğine inanan o yüceliğe ulaşır. İnsanın vahşi hayvanlar seviyesinde olduğuna inanan da o vahşiliğe ulaşır. İnanmayan yok, mesele neye inandığımız.

 

On tane büyük iş başarmış, büyük eser ortaya koymuş adam say desem acaba aklına inancı olmayan tek bir kişi gelir mi? 

 

2 saat önce, anibal yazdı:

Ben tanrıya inamıyorum, nesine inanayım bu masalın. Ama sen diyorsun ki, amanda tanrı var, seni yargılayacak. Sonra da çıkıp sen herkesi yargılıyorsun tanrı adına. Yok şunu giymiş, ahlaksı, yok bunu yemiş haram, yok şu saçmalığı yapmamış günahkar, gidiyor böyle. Hatta eline imkan geçince, ahanda sen cadısın diyerek diri diri yakıp, cehennemin dik alasını da yaşatıyorsun. 

 

İnsanları yargılamadan da inanabilirsin. Ya da Tanrı yok diyerek de insanları yargılayabilirsin.  Ben sana inan demiyorum, bu nasip işi sonuçta ama hiç bir şeyi, hele inanmış bir insanı asla küçümseme. Erenlerin himmeti dağı yerinden oynatırmış derler ya, bu laf boş laf değil. Atomda gizli enerjiyi keşfedene kadar bir atomun bir şehri haritadan silebileceğine inan deseler inanmazdık ama öyleymiş işte. Her bir insan bir atomdan çok daha öte sırlar sahibidir. İnsan, evrenin en müstesna varlığıdır, bir insan dünyayı mahrekinden(yörüngesinden) oynatabilir derlerse imkansız deme. İmkana inanmak insanın ufkunu ve kalbini açar. Aklını geliştirdiğin kadar kalbini de geliştirdiğinde iki kanadın olacak ve uçacaksın ama önce reddi reddederek başlamalısın. 

 

Bugün fizikte olsun diğer bilimlerde olsun insanlar en uçuk teorileri konuşabiliyor. Aynı anda birden fazla yerde olabilen parçacıklardan bahsediyor, evrenin bir ucundan diğer ucuna bir anda ulaşmanın imkanından bahsediyor, aklın sınırlarını ve imkanını aşan bir çok olgu gündeme geliyor. Elbet bir gün gelecek kutsal kitaplarda geçen ve senin masal dediğin şu an örtülü ve gizli bilgiler ve sırlar da insana aşikar olacak. O gün inananlar kazanmış olacak, kuru bir inat uğruna red edenler de pişman olacak.

tarihinde Yeni Üye tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Peygamberler ortaya ellerinde kutsal kitaplarla çıkmamışlardır. 

 

İsa'nın ortaya çıkışını çok ilginç bulurum. O dönemde tam 300'den fazla Mesih, varisleri ile birlikte kutsal şehire gitmiş, ve çarmıha gerilerek öldürülmüştür. 

Bu olaylar yaşandıktan sonra kulaktan duyma bilgilerle kitaplar yazılmış, konu efsane haline gelmiştir. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
18 minutes ago, Yeni Üye said:

O gün inananlar kazanmış olacak, kuru bir inat uğruna red edenler de pişman olacak.

 

İnananlar ne kazanacak, inanmayanlar nasıl pişman olacak? Kuran'dan ayetlerle anlat bakalım.

 

Madem inancı bu kadar kutsuyorsun, yüceltiyorsun, o zaman kendin gibi inanmayanları neden aşağılıyor, küçümsüyorsun? O aşağılayıp küçümsediğin insan da inanıyor, sen de inanıyorsun, farkınız ne?

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
33 minutes ago, Yeni Üye said:

Sevginin kurbağayı prense çevirebileceği masalına inanmayı insanın vahşi hayvanlardan bir farkının olmadığı masalına inanmaya tercih ederim. Çünkü inançlar insanı yapar. Sevginin yüceliğine inanan o yüceliğe ulaşır. İnsanın vahşi hayvanlar seviyesinde olduğuna inanan da o vahşiliğe ulaşır. İnanmayan yok, mesele neye inandığımız.

 

On tane büyük iş başarmış, büyük eser ortaya koymuş adam say desem acaba aklına inancı olmayan tek bir kişi gelir mi? 

 

 

İnsanları yargılamadan da inanabilirsin. Ya da Tanrı yok diyerek de insanları yargılayabilirsin.  Ben sana inan demiyorum, bu nasip işi sonuçta ama hiç bir şeyi, hele inanmış bir insanı asla küçümseme. Erenlerin himmeti dağı yerinden oynatırmış derler ya, bu laf boş laf değil. Atomda gizli enerjiyi keşfedene kadar bir atomun bir şehri haritadan silebileceğine inan deseler inanmazdık ama öyleymiş işte. Her bir insan bir atomdan çok daha öte sırlar sahibidir. İnsan, evrenin en müstesna varlığıdır, bir insan dünyayı mahrekinden(yörüngesinden) oynatabilir derlerse imkansız deme. İmkana inanmak insanın ufkunu ve kalbini açar. Aklını geliştirdiğin kadar kalbini de geliştirdiğinde iki kanadın olacak ve uçacaksın ama önce reddi reddederek başlamalısın. 

 

Bugün fizikte olsun diğer bilimlerde olsun insanlar en uçuk teorileri konuşabiliyor. Aynı anda birden fazla yerde olabilen parçacıklardan bahsediyor, evrenin bir ucundan diğer ucuna bir anda ulaşmanın imkanından bahsediyor, aklın sınırlarını ve imkanını aşan bir çok olgu gündeme geliyor. Elbet bir gün gelecek kutsal kitaplarda geçen ve senin masal dediğin şu an örtülü ve gizli bilgiler ve sırlar da insana aşikar olacak. O gün inananlar kazanmış olacak, kuru bir inat uğruna red edenler de pişman olacak.

 

İlginç, sevgiye ulaşanlar şunlar mı:

 

isis beheading ile ilgili görsel sonucu

 

Sizin kazanacağınız sevgi sadece bu. Vahşetin adına sevgi der, amanda ne sevgi pıtırcığıyız diye böbürlenirsiniz ancak böyle. 

 

İnançların insanı insan yaptığı görülmemiştir tarihte. Tam tersine inançların insanı dünyanın en vahşi, en gözü dönmüş mahlukları yaptığını yazmıştır tarih, her zaman, bugün bile. Dinler, yaptıkları katliamlarla övünerek büyümüştür her zaman.

 

Gelmiş bir de amanda sevgiymişte, cartmışta, curtmuşta... Yani dinler, insanı işte böyle utanmaz arlanmaz, haysiyetsiz ve şerefsiz bir yalancı da yapar. Bu da sizde de gördüğümüz üzere, tecrübeyle sabittir her daim.

 

 

 

tarihinde anibal tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
4 saat önce, Yeni Üye yazdı:

 

Peki o zaman sizi sınav stresine sokmamak için imtihan yok diyelim. Özgür irade de yok. İnsan denilen canlı tarih içerisinde, coğrafya, kültür, ekonomi vb. bir çok değişkene bağlı olarak çok farklı hayatlar yaşamış ve yaşıyor. Bütün bu olan bitene insanı merkeze alan bir açıklama getirmek ve amaç atfetmek sizin de anladığınız gibi pek mümkün değil. Yani Tanrı varsa zaten olan bitenin üst açıklaması Onu merkeze almalı. Buna da itirazım yok ama Tanrının merkeze konduğu bir açıklamadan İnsana yönelik, onu ilgilendiren bir teşvik ya da motivasyon çıkmaz. Yani Tanrıdan bahsedersek sıra insana gelmez. Halbuki bizim insana dokunan bir açıklamaya ihtiyacımız var. İşte din bunun için.

 

Neye ihtiyacınız olduğundan kime ne? Biz realiteyi konuşuyoruz. 

 

Kaldı ki tanrı olmadan da insana gayet güzel amaç atfedebiliyorsunuz.

 

Bu dünyada her insanın amaç atfedebileceği sayısız şey var.

 

Ve realitede insanlar bunları amaç atfedip yaşıyorlar.

 

Tanrı varsa olan bitenin üst açıklaması, bir amaç atfetmesi gibi sözlerin hiç bir işlevi yok.

 

Realitede uygulaması yok.

 

Eğer bunu uygulayan olsa dünyada 5 dakika durmak istemez, çocuk yapmaz istemez, bir an önce cennete kavuşmak uğruna yaşar ve giderdi.

 

 

4 saat önce, Yeni Üye yazdı:

 

Din, insan için. Tanrı için değil. Dolayısıyla bir çok yönüyle insani. Merkezindeki amaç ta şu: muhatabını bulunduğu olgunluk seviyesinden alıp yükseltmek ve ulaşabileceği en üst olgunluk seviyesine (kemale) ulaştırmak. Olgunluk dediğimiz ahlaki, vicdani ve ameli bir olgunluk. Yani insana kültürden, ekonomiden, tarihten, bütün dış şartlardan bağımsız bir hedef tanımlayabiliyorsak işte dinin nihai amacı insanı buna ulaştırmaktır. Ama din insan için olduğundan insani her şeyi içerir. İnsanların farklı algı seviyelerinde olduğunu, tarih içerisinde, farklı coğrafyalarda farklı olduğunu, zamanla ekonomik, kültürel bir çok değişim geçirdiğini vb. Bu yüzden dinin pratiği farklı coğrafyalarda, farklı milletlerde farklıdır. Hatta, tek bir insanın hayatında bile her konuda bir çok değişim ve gelişim olur. Çocukluk, gençlik, orta yaş ve ileriki yıllarda hayatın algılanması, yaşanması, olayların yorumlanması değişir ve genelde de daha iyiye doğru evrilir. Bu böyleyken sizinle dinin algılanma ve ifade biçimiyle alakalı bir tartışmaya girmemize gerek yok. Buradan bir yere ulaşamayız. Önce Tanrıya inanacaksınız. Sonra neyi nasıl algılayıp ifade edeceğiniz size kalmış. Hangi mertebede iseniz hayatı o mertebede anlar ve yaşarsınız. Ama Tanrıya inanan birisinden olup biteni hayra yorması beklenir. İşte İmtihan argümanı inananlara başlarına gelen zorluklara sabretmek, zahiri olarak kötü gibi görünen şeyleri iyiye yormak için bir motivasyon sağlıyor. Ama bu motivasyonu da daha basit algı seviyesindeki ve mertebesindeki insanlara sağlıyor.

 

Burada da dinin aslında insanlar için gerekli bir yalan olduğunu itiraf etmişsiniz. 

 

Gereklilik kısmında da yanılıyorsunuz.

 

Dinin olgunluk sağlaması, ahlaki ve vicdani gelişme sağlaması yetersiz ve verimsizdir. Sağladığı gelişme devede tüye bile yetmez.

 

Bunları asıl küçük yaştan itibaren verilen sevgi ve eğitim sağlar.

 

Bunun dışında din gerektiğinde vicdan yıkama ve temizleme işlevi görür ki bu da ahlaki gelişimin tam tersi ahlaki çöküşü getirir.

 

Eğer dinin sağladığı ahlaki, vicdani ve kültürel bir gelişme işe yarasa idi, bugün ortadoğu bok çukuru değil dünyanın en medeni ülkeleri olur idi.

 

4 saat önce, Yeni Üye yazdı:

 

Bunu anlamak için Mevlanın şu hikayesi çok uygun:

 

Akıllı birisi, atına binmiş gidiyordu. Yol kenarında uyumakta olan birisinin de ağzına yılan kaçmak üzereydi. Atlı, yılanı ürkütüp kaçırmak ve adamı kurtarmak için atını koşturdu, fakat yetişemedi.
Tutup o adama kırbacıyla birkaç kere vurdu. Uyanan adam, dar­belerin acısıyla bir ağacın altına kadar kaçtı. Oraya bir hayli çürük elma dökülmüştü. Atlı:
- Bunları ye, diye emretti.
- Beyim, dedi adam, ben sana ne yaptım. Eğer bana hakikaten kastın varsa, vur kılıcı öldür. Sana çattığım saat ne uğursuzmuş. Ne mutlu senin yüzünü görmeyene. Dinsizler bile kimseye sebepsiz böyle yapmazlar.

Bir yandan da lanetler okuyor, beddua ediyordu:
- Ya Rabbi, cezasını sen ver, diyordu.
Atlı ise onu dövüyor:                                                                            
- Koş, diyordu.
Atlı adamı epeyce bir zaman koşturdu. Nihayet adamın safrası kabardı, yediklerini kusmaya başladı. Bu arada yılan da çıktı. Adam yılanı görünce atlının ayağına kapandı:
-  Sen bir rahmet meleğisin, dedi, ne mübarek saatmiş ki seni gördüm. Sen beni analar gibi ararken ben eşekler gibi kaçıyordum. Durumu biraz olsun bilseydim sana bu kadar kötü sözleri söyler miydim?! Sükut ederek kızgın göründün, hiçbir şey söylemeksizin kafama vurmaya başladın. Bağışla!

- Eğer ben biraz olsun sana hali çıtlatsaydım derhal ödün  patlar­dı, içindeki yılanı bilseydin ne elma yiyebilir, ne koşabilir ne de kusabilirdin. Sen bana söverken ben gizlice, "Ya Rabbi, işimi kolaylaştır" diye dua ediyordum.

 

İşte mesele bu. İçimizdeki yılandan(nefis) kurtulana kadar başımıza gelene imtihan diyerek sabrediyoruz. Tanrıya inanmazsak ya da O yılandan kurtulamazsak burada bir çok insanın düşündüğü gibi dünyada cehennemi yaşadığımızı inanmaya başlarız. O yılandan kurtulduğumuzda ise aslında cennette olduğumuzu fark edeceğiz. 

 

Tanrı cevher dağıtmak istiyor ama cevherin kıymetini cevherden anlayan bilir. Benim gözümde cevher ile taşın farkı yok ya da aslında taş cevherden daha kıymetli diye inanan ve düşünen birisine cevher vermek iyilik değildir. Taş vermek iyiliktir. Tanrı da herkese iyilik yapıyor. Cevher isteyene cevher veriyor, taş isteyene taş. Egosunun peşinden koşana egosunun arzuladıklarını veriyor, ruhunu takip edene ruhunun... Çocukluktan çıkamayana oyuncak veriyor. Çocukluktan çıkana rıza ve yakınlık.. Siz, neyin peşinde olduğunuza bakın. Kendinize bakın. Kendinizi yargılayın. Boyunuz ve gücünüz buna yeter. Hayatınızı Tanrıyı yargılamaya, dini yargılamaya, anne babanızı ya da diğer insanları yargılamaya harcarsanız buna gücünüz yetmez. Gücünüzü gücünüz yetmeyecek bir şey için harcadığınız için gücünüzün yettiğini de ıskalamış olursunuz.

 

Bunlar boş laf. 

 

anibal'in dediği gibi canlı yılan mideye giremez, mideye girene kadar zarar vermediyse midede zarar veremez.

 

Bunları ancak masallara inanan çocuklar yer.

 

Allah taş dağıtıyormuş. Peeeeeeh

 

Ne de çok seviyorsunuz hülyalı hülyalı sanki bir laf etmiş gibi atıp tutmayı.

 

Gaflet uykusundasındasınız gaflet, Allah mallah yok. 

 

Uykuda avare kasnak dolaştığınız halde gelmiş afyonunuzu bize satmaya kalkışıyorsunuz.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, anibal yazdı:

Sizin kazanacağınız sevgi sadece bu. Vahşetin adına sevgi der, amanda ne sevgi pıtırcığıyız diye böbürlenirsiniz ancak böyle. 

 

 

Orada yatan kişi müslüman mı? Çok büyük ihtimalle Evet. Peki  şu ayet nerede yazıyor?

 

Kim bir mü’mini kasten öldürürse, cezası, içinde ebedî kalacağı cehennemdir. Allah, ona gazap etmiş, lânet etmiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.

 

O kişiyi ya da başka bir müslümanı öldüren bir müslüman bu kitaba ne kadar inanmış olabilir? Kim peki bu kişiler?

 

Ârâbîler küfürce ve nifakça daha şiddetlidirler, bununla beraber Allahın Resulüne indirdiği ahkâmın hududunu bilmemeye daha lâyıktırlar, Allah alîmdir, hakîmdir

Link to post
Sitelerde Paylaş
28 dakika önce, sağduyu yazdı:

Madem inancı bu kadar kutsuyorsun, yüceltiyorsun, o zaman kendin gibi inanmayanları neden aşağılıyor, küçümsüyorsun? O aşağılayıp küçümsediğin insan da inanıyor, sen de inanıyorsun, farkınız ne?

 

 

 Haşa, ben kimim ki inanan birisini küçümseyeyim ya da aşağılayayım. Kibir, en büyük günahtır. İnanmayanı da küçümsemem. Zaten, benim gözümde inanmayan yoktur. Sadece inancının örtülü olduğu ya da henüz aşikar olmadığı kişiler vardır. İnanç kalu belada herkese hediye olarak verilmiştir ve muhakkak bir gün aşikar olacaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
16 minutes ago, Yeni Üye said:

 

Orada yatan kişi müslüman mı? Çok büyük ihtimalle Evet. Peki  şu ayet nerede yazıyor?

 

Kim bir mü’mini kasten öldürürse, cezası, içinde ebedî kalacağı cehennemdir. Allah, ona gazap etmiş, lânet etmiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.

 

 

Yahu şu verdiğin ayetteki çarpıklığı, saçmalığı bile göremiyorsun, bir de bu rezil, kepaze ayeti örnek diye veriyorsun. Ne demek "Kim bir mü’mini kasten öldürürse"? Mümin öldürmek kötü bir şey de mümin olmayanı öldürmek kötü bir şey değil mi? Bu aşağılık dinde insan sadece mümin olursa mı insan olarak görülüyor?

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 minutes ago, Yeni Üye said:

 

 Haşa, ben kimim ki inanan birisini küçümseyeyim ya da aşağılayayım. Kibir, en büyük günahtır. İnanmayanı da küçümsemem. Zaten, benim gözümde inanmayan yoktur. Sadece inancının örtülü olduğu ya da henüz aşikar olmadığı kişiler vardır. İnanç kalu belada herkese hediye olarak verilmiştir ve muhakkak bir gün aşikar olacaktır.

 

Madem öyle ne diye başka inançları aşağılayan, lanetleyen bir dine inanıyorsun?

4 minutes ago, Yeni Üye said:

İnanç kalu belada herkese hediye olarak verilmiştir ve muhakkak bir gün aşikar olacaktır.

 

O zaman senin put kimi yakacak da kendini tatmin edecek? Put daha insanı yaratmadan cehennemi insan ve cinlerle dolduracağım diye yemin etmiş.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
20 dakika önce, Sundance yazdı:

Dinin olgunluk sağlaması, ahlaki ve vicdani gelişme sağlaması yetersiz ve verimsizdir. Sağladığı gelişme devede tüye bile yetmez.

  

Bunları asıl küçük yaştan itibaren verilen sevgi ve eğitim sağlar.

 

Hadi ya, neden o zaman bir tane inançsız evliya yok. Aziz yok. İnsani olgunluğu, ahlaki güzelliği ve iyiliğiyle yüzyıllar sonra bile adından söz edilen bir tane örneğiniz yok. bak şu videoda Celal şengör bile inançlı bir jeologtan bahsederken hayırsever, şahane bir adam diyor. 22. dakikalarda. Acaba Şengörün kendisi için şahane bir adam ve insan diyebilecek bir ateist bile var mı?

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 minute ago, Yeni Üye said:

Hadi ya, neden o zaman bir tane inançsız evliya yok. Aziz yok. İnsani olgunluğu, ahlaki güzelliği ve iyiliğiyle yüzyıllar sonra bile adından söz edilen bir tane örneğiniz yok. bak şu videoda Celal şengör bile inançlı bir jeologtan bahsederken hayırsever, şahane bir adam diyor. 22. dakikalarda. Acaba Şengörün kendisi için şahane bir adam ve insan diyebilecek bir ateist bile var mı?

 

Sana kitabından bir örnek vereyim:

 

Kehf 74, 80. Yine yola koyuldular. Nihayet bir erkek çocukla karşılaştıklarında, adam (hemen) onu öldürdü. Mûsâ, “Bir cana karşılık olmaksızın suçsuz birini mi öldürdün? Andolsun çok kötü bir iş yaptın!” dedi. “Çocuğa gelince, anası babası mü’min insanlardı. Onları azgınlığa ve küfre sürüklemesinden korktuk.”

 

İşte sizlerin insani olgunluğa, ahlaki güzelliğe ulaştı dediğiniz bir insanın ulaşabildiği en yer çocuk katili olmak, diğerinin de bu rezilliğe seyirce kalması.

 

Bir insan yüksek değerlere ulaşıyorsa bu dininden değil, dininden uzaklaştığı içindir, dine ne kadar çok yaklaşırsan o kadar alçalırsın, insanlıktan çıkarsın.

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 dakika önce, sağduyu yazdı:

Yahu şu verdiğin ayetteki çarpıklığı, saçmalığı bile göremiyorsun, bir de bu rezil, kepaze ayeti örnek diye veriyorsun. Ne demek "Kim bir mü’mini kasten öldürürse"? Mümin öldürmek kötü bir şey de mümin olmayanı öldürmek kötü bir şey değil mi? Bu aşağılık dinde insan sadece mümin olursa mı insan olarak görülüyor?

 

Ne diyon kardeş ya. Öldürmenin kötülüğünü mü konuşuyoruz burada? Adam müslümanları öldürmekle malum ve meşhur bir örgütü dinin temsili olarak verdi, ona cevap verdim.

Şu an dünyada öldürülen müslümanların çok büyük bir kısmı müslümanlar tarafından öldürülüyor ve bu da dinin kendi mesajıyla taban tabana zıt bir şey. Zaten öldürülen gayri müslimlerin çok çok küçük bir kısmı müslümanlar tarafından öldürülüyor. Müslümanlar gayri müslim öldürüyor şeklinde bir olgu neredeyse yok. Şu an müslümanların başlarındaki fitne, bela ve musibetin birbirlerini yemek ve öldürmek olduğunu anlayamıyor musun. İslam dünyası temizlenene kadar bu böyle olacak. Sonra birbirlerini öldürmeyi terk edecekler ve o zaman İslam ikinci yükselişini yaşayacak. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Just now, Yeni Üye said:

 

Ne diyon kardeş ya. Öldürmenin kötülüğünü mü konuşuyoruz burada? Adam müslümanları öldürmekle malum ve meşhur bir örgütü dinin temsili olarak verdi, ona cevap verdim.

Şu an dünyada öldürülen müslümanların çok büyük bir kısmı müslümanlar tarafından öldürülüyor ve bu da dinin kendi mesajıyla taban tabana zıt bir şey. Zaten öldürülen gayri müslimlerin çok çok küçük bir kısmı müslümanlar tarafından öldürülüyor. Müslümanlar gayri müslim öldürüyor şeklinde bir olgu neredeyse yok. Şu an müslümanların başlarındaki fitne, bela ve musibetin birbirlerini yemek ve öldürmek olduğunu anlayamıyor musun. İslam dünyası temizlenene kadar bu böyle olacak. Sonra birbirlerini öldürmeyi terk edecekler ve o zaman İslam ikinci yükselişini yaşayacak. 

 

Ben de verdiğin ayetteki çarpıklığı, rezilliği gösterdim. Ayrıca bu rezil kitapta insan öldürmek istiyorsan sana her türlü bahane sağlayacak ayetler tonla. Mesela şunlar;

 

Ahzab  (60-61) Andolsun, eğer münafıklar, kalplerinde bir hastalık bulunanlar ve Medine’de kötü haberler yayıp ortalığı karıştıranlar (tuttukları yoldan) vazgeçmezlerse, elbette seni onların üzerine gitmeye teşvik edeceğiz. Onlar da (bundan sonra) orada lânete uğramış kimseler olarak seninle pek az süre komşu kalacaklardır. Nerede bulunurlarsa, yakalanırlar ve yaman bir şekilde öldürülürler.

 

Nisa 88-89. Size ne oluyor da münafıklar hakkında iki gruba ayrıldınız? Allah, onları yaptıkları işlerden dolayı baş aşağı ederek eski konumlarına (küfre) döndürmüştür. Allah’ın saptırdığını yola getirmek mi istiyorsunuz? Allah kimi saptırırsa, sen onun için asla bir çıkış yolu bulamazsın. Arzu ettiler ki kendilerinin küfre saptıkları gibi siz de sapasınız da beraber olasınız. Bu sebeple, onlar Allah yolunda hicret edinceye kadar içlerinden dost edinmeyin. Eğer bundan yüz çevirirlerse, onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün. Onlardan ne bir dost edinin, ne de bir yardımcı.

 

Münafık bunlar dersin yine öldürürsün, ne de İslam kolaylık dini değil mi, insan mı öldürmek istiyorsun, al sana kolaylık.

Link to post
Sitelerde Paylaş
51 minutes ago, Yeni Üye said:

 

Orada yatan kişi müslüman mı? Çok büyük ihtimalle Evet. Peki  şu ayet nerede yazıyor?

 

Kim bir mü’mini kasten öldürürse, cezası, içinde ebedî kalacağı cehennemdir. Allah, ona gazap etmiş, lânet etmiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.

 

O kişiyi ya da başka bir müslümanı öldüren bir müslüman bu kitaba ne kadar inanmış olabilir? Kim peki bu kişiler?

 

Ârâbîler küfürce ve nifakça daha şiddetlidirler, bununla beraber Allahın Resulüne indirdiği ahkâmın hududunu bilmemeye daha lâyıktırlar, Allah alîmdir, hakîmdir

 

 O adamlar müslüman mı, inanıyorlar mı, o halde? 

 

Bu yazdıklarında da zaten gram sevgi falan yok, daha hatta sadece vahşete, gazaba ve büyük azaplara davet var. Nerde, birbirinizi  sevin, edin diyor? 

 

Hala utanmadan gelmiş bu vahşet kaynağını savunmaya çalışıyorsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş
28 minutes ago, Yeni Üye said:

 

Hadi ya, neden o zaman bir tane inançsız evliya yok. Aziz yok. İnsani olgunluğu, ahlaki güzelliği ve iyiliğiyle yüzyıllar sonra bile adından söz edilen bir tane örneğiniz yok. bak şu videoda Celal şengör bile inançlı bir jeologtan bahsederken hayırsever, şahane bir adam diyor. 22. dakikalarda. Acaba Şengörün kendisi için şahane bir adam ve insan diyebilecek bir ateist bile var mı?

 

 

 

Bak hala utanmazca yalanlar ediyorsun. 

 

Sen Buda'yı bilir misin, Azizlikte, olgunlukta falan alayınızın azizini evliyasını toplasan budanın tırnağı edemez. Ve o bir tanrıya falan inanmaz. Ve topla bakalım, ondan daha çok zamandır sözü edilen bir tane evliyanız, aziziniz var mı?

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 saat önce, sağduyu yazdı:

 

Halihazırda tam 7 karısı varken bir de evlatlığının karısına sulanan bir adamın ağzından çıkan zırvalarla hangi olgunluğa ulaşacaksın, bir anlatsana. İnsan önce peşine takıldığı insana, ortaya koyduğu dine bir bakar. Buna benzer sürüyle rezil ayetlerle dolu bir dinden bahsediyoruz.

 

Sen harbi cahil bir kişisin. Madem Muhammed gelinine sulanmış (haşa) 

4 saat önce, sağduyu yazdı:

Hani sen Allah’ın kendisine nimet verdiği, senin de (azat etmek suretiyle) iyilikte bulunduğun kimseye, “Eşini nikâhında tut (onu boşama) ve Allah’tan sakın” diyordun.

Diye bir şey geçsin. Madem adam çok istiyor,daha önceden evlenirdi.

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 dakika önce, marechal1 yazdı:

 

Sen harbi cahil bir kişisin. Madem Muhammed gelinine sulanmış (haşa) 

Diye bir şey geçsin. Madem adam çok istiyor,daha önceden evlenirdi.

Ayetin geri kalanını niye yazmıyorsun? Bu adamın içinde sakladığı ne abicim?

 

Ama Allah'ın açıklayacağı şeyi sen içinde saklıyordun; zira insanlardan çekiniyordun: oysa ki kendisinden çekinmen gereken sadece Allah'tı. En sonunda Zeyd o kadınla ilişkisini tamamen kesip boşayınca Biz onu seninle evlendirdik ki, evlatlıkları eşleriyle ilişkilerini kesip boşadıklarında kişilerin onlarla evlenmelerinin önünde hiç bir engel bulunmasın: sonuçta Allah'ın emri yerine gelmiş oldu.)

Link to post
Sitelerde Paylaş
17 dakika önce, Yeni Üye yazdı:

 

İşte burada çuvallamışsın.

Budanın ateist olduğu iddiası delilsiz ve desteksiz bir iddia.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Budizm'de_Tanrı

Budizm genelde bir din olarak kabul edilir; ancak kimi zaman Budizm için “ruhani felsefe” tanımı da yapılmaktadır. Bunun nedeni Budizm’de mutlak bir yaratıcı tanrı fikri bulunmamasıdır. Buda’nın yaşadığı dönemlerden itibaren, bir yaratıcı kavramının bulunmayışı Budist düşüncenin ayırt edici özelliklerinden biri olagelmiştir

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...