Jump to content

Allah neden kendisine tapmamız için yarattı?


Recommended Posts

5 minutes ago, Yeni Üye said:

Şüphesiz insan çok hırslı ve sabırsız olarak yaratılmıştır.

 

Neden böyle yaratmış?

 

Put insanı sabırsız ve hırslı yarattığına göre insanın sabırsız ve hırslı olmasında nasıl bir yanlış var? Hırslı ve sabırsız bir şekilde çalışması planlanan bir şeyin hırslı ve sabırsız çalışmasından daha normal ne olabilir? Put böyle yarattığı halde farklı bir şekilde çalışmasını mı bekliyor? Ne çeşit bir mal bu put?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 48
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

@Yeni Üye

Sence Arap tanrısı el ilah mükemmel bir tanrı mı? Mesela niye sinirleniyor, öfkeleniyor? İncir çekirdeğini doldurmayacak nedenlerden niye insanları sonsuza kadar yakmayı planlıyor. Sırf kendine tapmadı diye güzelim bir insanı yakacak, çok öfkeli hacım bu be! Daha kendi nefsine hakim olamıyor, güya yarattığı insanlar nasıl olsun?

Anlattığın hikayeden varacağımız Tanrı el ilahsa bence bırak, kalsın..Sana dost tavsiyesi..

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, Abdülmalik yazdı:

@Yeni Üye

Sence Arap tanrısı el ilah mükemmel bir tanrı mı? Mesela niye sinirleniyor, öfkeleniyor? İncir çekirdeğini doldurmayacak nedenlerden niye insanları sonsuza kadar yakmayı planlıyor. Sırf kendine tapmadı diye güzelim bir insanı yakacak, çok öfkeli hacım bu be! Daha kendi nefsine hakim olamıyor, güya yarattığı insanlar nasıl olsun?

Anlattığın hikayeden varacağımız Tanrı el ilahsa bence bırak, kalsın..Sana dost tavsiyesi..

 

 

 

Haşa, Allah sinirlenmez. Sinirlenmek acizlere özgü bir şeydir. Hatta Allah, acizlere bile, sinirlenmeyin diye emreder.

tarihinde Yeni Üye tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 17.01.2019 at 23:08, agresifagnostik yazdı:

Müslümanlara soru: Allah neden böyle bir ihtiyaç hissetti. Hiç yaratmasaydı zaten ne dertlerimiz olurdu, ne de varlığımızdan haberimiz olurdu. Buna rağmen bizi yaratıp kendisine her gün ibadet etmek boş vakit kaybı değil midir? Bunun yerine bilime önem vermemizi sağlayıp, insanlara kutsal kitabında bilimsle ipuçları verebilirdi. Neden herkesi bu kitaba inanmamızı istiyor? Ha bir de ortalıkta neden yok? Sınav olduğunu söylersiniz siz şimdi, peki ya o zaman neden bize varlığını bildirmeyi düşünmüş. O zamanlardaki insanlara resmen torpil geçmiş. Allahınıza diyoruz ki ortalığa çıksın, göstersin kendisini. Ama utangaç bebe gibi ortalıkta gözükmüyor. Ayroca kendisine inanan insanların cennet girmesi, inanmayanların sonsuza kadar azap fikri sanki pek merhametli olduğu söylenemez. Peki neden kendisini merhametli olarak tanımlıyor? Amacı ne? Sınav desen, adaletsiz, eşitsizlik, acımasızlık, kaos birarada. Bir dd bu dünyanın cehennemi varsa daha da kötü. Peki 1400 yıl önce kendisine peygamber diye tanıtan deliyi neden dinleyip sonsuza kadar yakılacağımızı düşünelim. Ne insanlar gitti tahtalı köye. O insanlarla aynı ortama giricez, bu benim vicdanımı rahatlatıyor. Peki bu yobazların gittiği cennete gitmeyi neden çok istiyorsunuz?

Ayrıca sizi tehdit eden bir tanrıya inanmak pek mantıklı değil gibi. Ama siz yinede mantıklı bulduğunuz ne varsa anlatın islam hakkında. Bilgi paylaşıldıkça çoğalır. Sizin düşüncenizi de dinleyelim.

Var olmak gibi muhteşem bir şeyi hissetmemiz için..

 

Bize yapacağı en muhteşem iyiliği yaptı. Var etti. Duygular verdi. Sevgiyi var etti. Varlığı tatmamızı ve sonsuz olmamızı sağladı, hal böyleyken nasıl da bunu bir sadistliğe bağlıyorsunuz?

 

Peki bir şey soracağım, hiç olmak ister miydin? Sonsuz bir karanlık? Veya hiçbir bilincin olmadığı bir rüya? 

 

Şimdi diyeceksin, ölen çocuklar, bebekler neyi tadıyor?

 

İşte bunu da sen engelleyeceksin. Zulüm, adam öldürmekten daha beterdir diyor Kur'an. Zulüm biterse (ki İslam'ın asıl amacı da budur) ölen çocuklar olmaz. Radyasyonun etkisiyle mutasyon geçirmiş sakat çocuklar doğmaz.

 

Tanrı kendisini sana tanıtıyor. Nankör olma diyor, sana en büyük nimeti bahşettim diyor? Hal böyleyken yüz mü çeviriyorsunuz?

 

Secde 9: Sonra onu tamamlayıp şekillendirmiş, ona kendi ruhundan üflemiştir. Ve sizin için kulaklar, gözler, kalpler yaratmıştır. Ne kadar az şükrediyorsunuz!

 

Sizin için yarattım diyor kalpleri, gözleri ve kulakları.. Yani aslında hepimiz Tanrı'nın bir parçasıyız.

tarihinde marechal1 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
37 minutes ago, Yeni Üye said:

Haşa, Allah sinirlenmez. Sinirlenmek acizlere özgü bir şeydir. Hatta Allah, acizlere bile, sinirlenmeyin diye emreder.

 

Emretmek de acizlere özgü bir şey değil midir?!

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
6 minutes ago, marechal1 said:

Eğer sen Tanrı'nın buyruğuna uyup köleleri azat edersen (beled suresi), fakirler, açları, miskinleri doyurursan dünyayı bir düzene  sokabilirsin. Çocuklar da açlıktan ölmez.

 

Köleleri neden azad ediyorsun? Kölelik kaldırılmış; yani yasak, yani haram değil mi islamda zaten?!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ataerkil Arap toplumunda kölecilik yoktu da İslam mı getirdi de sen ''kölelik kaldırılmamış mıydı?'' diyorsun?

 

Bak işte, ayetler açık. Birçok ayette de kölelerin azat edilmesi söyleniyor.

 

Şöyle Kur'an'ı haksız çıkarayım demek yerine biraz objektif bakın.

tarihinde marechal1 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
36 dakika önce, Yeni Üye yazdı:

Haşa, Allah sinirlenmez. Sinirlenmek acizlere özgü bir şeydir. Hatta Allah, acizlere bile, sinirlenmeyin diye emreder.

Ben inançsal düzlemde müşrik boyutunu geçmiş biriyim, Allah’a kesinlikle inanmıyorum, hiç bir insanla alıp veremediğim yok, işimi iyi yapmaya çalışıyorum, karımı, çocuklarımı, çocukları, insanları sevmeye, anlamaya çalışıyorum, bu konuda oldukça sorgulayıcıyım. 

Allah benim kafaya taktığım bu konuları egoist biçimde es geçip sadece inanç, banal bir kimlik düzeyinde, yüzeysel olarak işleyip bana “pislik” nasıl diyebiliyor?

Üstelik kendi imalatı biriyim.

Kadiri mutlak bir Tanrı nasıl “pislik” üstelik kendi imalatı, üstelik bunu eylem öncesinde bilerek canlı yaratıp üstüne kendi pisliğini bırakmakla tehdit edebilir?

Bu ego, hırs, nefret Tanrı’ya mahsus ise insanların ne suçu olabilir?

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
20 dakika önce, marechal1 yazdı:

Eğer sen Tanrı'nın buyruğuna uyup köleleri azat edersen (beled suresi), fakirler, açları, miskinleri doyurursan dünyayı bir düzene  sokabilirsin. Çocuklar da açlıktan ölmez.

Bu mümkün degil.

8 milyar nufus var. Kimse kimsenin ac cocugu icin gidip esek gibi calismaz. Hayvanlarda belli bir büyüklüge ulasan yavrusunu basindan dehler, av paylasimi bile adil olmaz. Bu arada senin gözlükler toz pembe. Bahsettigin düzeni sevgili tanrin cennette sunuyor, burada degil. Acaba cennettede tanriya ibadete devam edecek miyiz?

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, Yeni Üye said:

Haşa, Allah sinirlenmez. Sinirlenmek acizlere özgü bir şeydir. Hatta Allah, acizlere bile, sinirlenmeyin diye emreder.

 

Sen hiç Kuran'ı okumadın galiba. Sinirlenmek ne kelime küplere biniyor, sinirden kendini şaapacak neredeyse.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, marechal1 yazdı:

Rostchild veya Rockefeller gibi aileler tek başlarına tüm dünyayı doyurmaya yeter. Tek yapmaları gereken bir sistem kurarak bunu başarmak. İmkansız değil.

Doyarlarsa kimse rostchild veya rockfeller icin calismaz. Kimse onlar icin calismazsa dünyayi besleyecek sermayeleride hic olmaz.

Birileri ac kalmadan birileri doymaz.

tarihinde deadanddark tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, marechal1 yazdı:

Var olmak gibi muhteşem bir şeyi hissetmemiz için..

Bunun doğru olabilmesi için, mutluluğun acıdan daha fazla olması gerekir. Dünyaya şöyle bir bakınca tersinin doğru olduğunu rahatlıkla görebilirsin.

 

Alıntı

Şimdi diyeceksin, ölen çocuklar, bebekler neyi tadıyor?

 

İşte bunu da sen engelleyeceksin. 

Sonsuz gücü olan zat dururken iş bize kaldı ha. Sakın o, sandığından daha aciz olmasın? Ya da ortalıkta gözükmediğine göre, başka ne geliyor akla, hmm... Tabi ki imtihan yav, yoksa var olmadığından değil.

 

2 saat önce, marechal1 yazdı:

Radyasyonun etkisiyle mutasyon geçirmiş sakat çocuklar doğmaz.

Sakat bebeklerin hepsi radyasyon etkisiyle öyle doğmuyor. Senin allahın yaratıyor öyle. Doğal mutasyon ile. Onun suçlusu da biz değilizdir herhalde.

Ve isteseydi radyasyon insanlara zarar vermezdi. Ama istemiş. Napcaz şimdi? Bir de onun sadist olmadığını iddia ediyordun.

Link to post
Sitelerde Paylaş
45 dakika önce, deadanddark yazdı:

Doyarlarsa kimse rostchild veya rockfeller icin calismaz. Kimse onlar icin calismazsa dünyayi besleyecek sermayeleride hic olmaz.

Birileri ac kalmadan birileri doymaz.

Tanrı'yı insanları aç bıraktığı için eleştir, ama insanları böyle bir şey yapmadı diye eleştirme! Alemsiniz!

 

12 dakika önce, skeptikal yazdı:

Sakat bebeklerin hepsi radyasyon etkisiyle öyle doğmuyor. Senin allahın yaratıyor öyle. Doğal mutasyon ile. Onun suçlusu da biz değilizdir herhalde.

Ve isteseydi radyasyon insanlara zarar vermezdi. Ama istemiş. Napcaz şimdi? Bir de onun sadist olmadığını iddia ediyordun.

Belki de doğanın kanunu budur? Biyolojinin  gerektirdiği unsurlar bu değil mi? Ona bakılırsa canlılar alemi de birbirini yiyor, ama bu da bir kanun çünkü hepsi yemek derdinde kimse aç kalmak istemiyor. Her şey bir işleyişe göre hareket ediyor. 

 

Thea Dünya'ya çarpmasıydı burada olur muyduk? Subjektif bakıldığında Thea'nın Dünya'ya çarpması da bir düzensizlik ama bu düzensizlik bir nevi düzeni sağlıyor?

Dinazorlar ölüyor, buna da subjektif bakarsan bir düzensizlik, karmaşa olduğunu düşünürsün ama dinazorlar olsaydı biz olur muyduk?

 

Belki de bizim düzensizlik atfettiğimiz şeyler düzenin ta kendisidir?

tarihinde marechal1 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
48 dakika önce, marechal1 yazdı:

Tanrı'yı insanları aç bıraktığı için eleştir, ama insanları böyle bir şey yapmadı diye eleştirme! Alemsiniz!

 

Belki de doğanın kanunu budur? Biyolojinin  gerektirdiği unsurlar bu değil mi? Ona bakılırsa canlılar alemi de birbirini yiyor, ama bu da bir kanun çünkü hepsi yemek derdinde kimse aç kalmak istemiyor. Her şey bir işleyişe göre hareket ediyor. 

 

Thea Dünya'ya çarpmasıydı burada olur muyduk? Subjektif bakıldığında Thea'nın Dünya'ya çarpması da bir düzensizlik ama bu düzensizlik bir nevi düzeni sağlıyor?

Dinazorlar ölüyor, buna da subjektif bakarsan bir düzensizlik, karmaşa olduğunu düşünürsün ama dinazorlar olsaydı biz olur muyduk?

 

Belki de bizim düzensizlik atfettiğimiz şeyler düzenin ta kendisidir?

nedenlerle sonuç karıştırılmış gibi tam bir teleolojik bakış açısının tezahürünü ortaya koymuşsunuz.Kar kayak yapalım diye yağıyor.Demek gibi olmuş dediğiniz. Sanki her şey x olsun diye o şekilde olmuş demek yerine her şey o şekilde gerçekleştiği için x meydana gelmiş demek daha rasyonel sanki.Binlerce yıldır erekci bakış açısı pek bir şey katamadı maalesef .

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, marechal1 yazdı:

Belki de doğanın kanunu budur? Biyolojinin  gerektirdiği unsurlar bu değil mi?

Biyolojinin gerektirdiği unsurları babam ayarlamadı, tanrının evreni yarattığını iddia ediyorsan, onu da senin tanrın ayarlamıştır, herıld yani.

Ha o unsurları tanrı belirleyemiyorsa, demek ki her şeye gücü yeten varlık değilmiş, kutsal masal kitabınız yanlış bu durumda.

 

3 saat önce, marechal1 yazdı:

Ona bakılırsa canlılar alemi de birbirini yiyor, ama bu da bir kanun çünkü hepsi yemek derdinde kimse aç kalmak istemiyor. Her şey bir işleyişe göre hareket ediyor. 

Tanrı isteseydi, canlılar birbirini öldürmeden hayatta kalabilirdi. Bunları benim söylemem mi gerekiyor? Çok basit bir akıl yürütmeyle ulaşılabilir.

 

3 saat önce, marechal1 yazdı:

Belki de bizim düzensizlik atfettiğimiz şeyler düzenin ta kendisidir?

Sakat doğan bebekler ne gibi bir düzene hizmet edebilir?

Biz onlara bakıp şükredelim diye herhalde. Süper.

Ya da acı ile imtihan edilsinler diye. Neden? Ne gerek var? İmtihan olmasa n'olcak? İmtihan olsa bile, acı olmadan olmuyor mu? "Olmuyor." Neden? Çünkü tanrı öyle istemiş.

Peki tanrının öyle istemesi yaptığı şeyin iyi olduğunu yahut kötü olmadığını gösterir mi? Hayır. O halde Tanrı kötüdür.

Ya da daha rasyonel bir açıklama: tanrı yoktur, seç beğen.

Link to post
Sitelerde Paylaş
12 saat önce, Yeni Üye yazdı:

İnsan, bir şeyi kusurlu görüyorsa, kusur, bakışında da olabilir.

 

Senin, evrende ya da hayatında olup biteni yorumlaman senin bakışının eseri ve ürünüdür. Yorumlayanın bakışı düzelirse ve gerçeğe tabi ve teslim olursa her şey düzelir. Hepimiz için bu geçerlidir. Memnuniyet ya da memnuniyetsizliğin, rıza,şükür ya da şikayet ve bunalımın maddi zorluklarla ya da acılarla ilişkisi yoktur. Ego ile alakalıdır. Zengin ya da fakir, sağlıklı ya da hasta, güçlü ya da zayıf her türlü insan halinden şikayet eder. Annesinden, babasından, eşinden, işinden, patronundan, çocuğundan, bedenininden vb. Çünkü hepsi egosunun penceresinden olaylara bakar. Bu bakış açısı yüzündeki bir sivilceden dolayı hayatı insana zehir edebilen bir bakış açısıdır.

 

Muhterem, karısı ve çocuğu gözünün önünde tecavüz edilip öldürülen bir adamın şikayeti de bakış açısı mıdır? Onu ne yapacağız? Sivilce örneği de çok indirgeme olmuş, onca acıyı silip atmışsın yahu. Bu verdiğim ekstrem örneklere de gerek yok. Mutsuzluğun birçok sebebi olabilir ve normaldir, bakış açısıyla da alakası yok, insan durduk yere mutlu olabiliyorsa kendini kandırıyordur. Asgari ücretle çalış, fatura öde, ye, iç, zıç, öl. Bunda kusur bulmak bakış açısı mıdır şimdi?

Felçli bir insansın, bakıma muhtaçsın ve başkalarına ölene kadar yük oluyorsun. Başkaları onca şey yaparken, sen yatağa mahkumsun. Ne hissedersin? Burada acı görmüyorsan, bizim bakış açımızda sorun yok, sen kendini kandırıyorsun. Acı vardır. Oldukça fazla örnek verilebilir, hem de ekstrem örnekler. Burda tek tek hepsine girmeye gerek yok. Acıyı reddederek gerçeklerden kaçamazsınız. Kendinizi kandırırsınız anca, o da bizi idare etmiyor. Gerçekler lazım bize.

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 saat önce, teflon yazdı:

Emretmek de acizlere özgü bir şey değil midir?!

 

Emir, iki türlü. Birisi "Bir şeyi istediğinde O'nun emri sadece ona: Ol demesidir. O da hemen oluverir." deki emir. Bu varlığın kaynağı olan emirdir ve acziyetle alakası yoktur. Bilakis kudrettir.

 

Birisi de "Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor." daki ahlaki davranışın kaynağı olan emirdir. Bir nevi vaaz ve nasihat yani. Tanrı kendi mükemmelliği içerisinde vaaz ve nasihata elbette ihtiyaç duymaz. Eğer bu mükemmelikten yarattıklarına ve özellikle de insana da bir pay vermek istemeseydi, elbette bu türlü vaaz ve nasihat etmezdi.

 

6 saat önce, Abdülmalik yazdı:

Allah benim kafaya taktığım bu konuları egoist biçimde es geçip sadece inanç, banal bir kimlik düzeyinde, yüzeysel olarak işleyip bana “pislik” nasıl diyebiliyor?

 

Ve İsa şakirtlerine dedi: Doğrusu size derim ki, göklerin melekûtuna zengin adam güçlükle girer.  Yine size derim: Devenin iğne deliğinden geçmesi, zengin adamın Allahın melekûtuna girmesinden daha kolaydır.

 

Bizim böyle bir niyetimiz var mı? Göklerin melekutuna girmek gibi? Yoksa, mesele yok zaten. “İnsanlardan öyleleri var ki: Ey Rabbimiz! Bize dünyada ver, derler. Böyle kimselerin ahiretten hiç nasibi yoktur. "Allah bize tam olarak istediğimizi ve umduğumuzu veriyor. Bunu da açıkça söylüyor. Diyor ki insan olmak size göre şükredilecek, şerefli bir paye ise ve benden daha fazlasını da istiyorsanız bunu size veririm. Ama, mesela hiç olmamış olmayı tercih ediyorsanız, ya da algı seviyeniz, insan olmak şerefi diye bir şey yok, maymun olmak ya da domuz olmaktan farklı bir şey değil seviyesinde ise, öldükten sonra başka alemlerde sizi razı olduğunuz o seviyelerde tekrar var ederim. Böylece gökyüzüne bakıp 14 milyar yıl öncesine dair çıkarımlarda bulunabilecek bir seviyeden, daha çok hoşunuza gidecek, hayvanat bahçesinde birbirinizi parmaklayan maymunlar seviyesine, ya da çamurda mutlu mutlu yaşayan domuzlar seviyesine inersiniz ve bunun farkında da olursunuz. Sence de oldukça adil ve gerçekçi değil mi? 

 

Ama dünyanın düşüklüğü beni tatmin etmiyor, içimde melekuta doğru yükselmem gerektiğine yönelik bir davet var ve ben de bu davete uymak istiyorum diyorsak bunun da yolunu gösteriyor peygamberler. Ne diyorlar? Gökyüzünden insana inen en büyük emir temiz olmak ve temiz kalmaktır. Manevi pisliklerden temizlenir ve temiz kalabilirseniz melekuta doğru yavaş yavaş yükselirsiniz. Manevi pisliklerin en büyüğü ise bizzat kendi egomuz ve onun hastalıklarıdır. Nefsimizin en büyük hastalığı ve pisliği de açık ve gizli şirktir. Ben diyen adamın melekutta ya da Tanrıya yakınlıkla ne işi olabilir? Şeytan ben dediği için huzurdan kovulmuş değil midir zaten. Onun katı birliğin, ebediliğin ve mükemmelliğin katıdır. Orada çokluğun ve benliğin ne yeri olabilir. 

 

Hz. Yusuf: "Doğrusu, ben nefsimi temize çıkarmam. Çünkü Rabbimin merhamet edip korudukları hariç, nefis daima fenalığı ister, kötülüğe sevkeder..."

Hz. Muhammed: Ey Allahım! Senin rahmetini umuyorum, beni göz açıp kapayıncaya kadar (da olsa) nefsimle başbaşa bırakma.

Beyazıd-ı Bestâmi Hazretleri: «Kendi nefsini Firavun’dan, Nemrut’tan, Ebu Cehil’den ve iblis’ten daha aşağı görmeyen kimse bi­zim bu yolumuzun kokusunu alamaz"

 

Peygamberler ve arifler böyleyken bize ne oluyor da burnumuzdan kıl aldırmıyoruz? Halimizden memnunsak manevi olarak yükselemeyiz zaten. Hep başkasını suçlar, itham eder, kendimizi temize çekeriz. Halimizden memnun değilsek nefsimizin hasta olduğunu, manevi pislik içinde olduğunu itiraf edip terbiyeye ihtiyaç duyduğunu kabul etmek neden zorumuza gidiyor? 

 

tarihinde Yeni Üye tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...