Jump to content

SOYGUNCULAR , VURGUNCULAR , VERİRKEN BANAMI SORDUNUZ DİYENLER


Recommended Posts

İşte böyleee,(

                     İslam ülkelerinde YALAN söylemekten UTANAN,ARLANAN pek kimseler kalmadı.TOLONBEY

İşte böyleee,
Trending
SİYASET
”Hele Şu Abdestini Tazele ” SKANDAL ERDOĞAN YAZISI ! Silinmeden Paylaşmanız Dileği İle …

“Abdestimizden şüphemiz yok ki, namazımızdan olsun” sözünü AKP Genel Başkanı Erdoğan çok sık kullanır. Böylelikle hiç yalan söylemediğini de vurgulamış olur!

Erdoğan’ın abdestinin sağlam olup olmadığını kendisinden başka kimsenin bilmesi mümkün değildir.
Bilecek kadar dibinde olamayacağımıza göre o ne derse odur!
Abdesti bozulduğu halde, “benim abdestimden şüphem yok” diye doğruyu söylemezse ne olur?
-
Yani, yalan söylemek abdesti bozar mı, bozmaz mı?
Mübarek Ramazan günü, doğruyu öğrenip, günaha girmemek için ulemalara sordum;
-
“Yalan, öncelikle Müslümanın kendisini bozar.
Bunu anlamayanın, abdesti zaten yoktur” dediler…
Erdoğan 16 senelik yönetimi boyunca Türk Milletine hiç yalan söyledi mi?
Abdesti devamlı sağlam olduğu için ben yalan söylediğine inanmıyorum!
-
Fakat bu Kılıçdaroğlu yok mu? Ne yapmış biliyor musunuz?
Erdoğan’ın sözüm ona “yalan” olduğunu söylediği sözlerini toplamış, bir ansiklopedi yaptırmış!
İddiasına göre, o kadar çok yalan bulmuş ki, ansiklopedi Meydan Larus kadar kalın olmuş…
-
Ben elbette ki bunlara inanmıyorum. Hiç
dini bütün,
Ehli namus,
kul hakkı yemekten korkan,
devletin tek kör kuruşunu bile kendi işinde kullanmayan,
SIFIRLA OĞLUM demeyen biri,
yalan söyler mi?
Söylemez,
söyleyemez.
Allahualem çarpılır da yamuk gezer ondan sonra!
-
Benim, hiç yalan söylemeyen Erdoğan’dan iki ricam var. Bunları yerine getirsin,
siz şahit olun ki mührü Erdoğan’a basacağım!
-????????????????????????????
-Almanya Deniz Feneri e.V Davası; (Avrupa’da Yüzyılın Yardım Soygunu Davası)
Savcılar, 1,5 yıl boyunca olayı incelediler.
Soygunu yöneten kişileri dinlediler,
görüntülediler.
Davayı açtılar ve tüm delilleri sanık avukatlarına sundular.
Sanıklar,
dolandırıcılık yaptıklarını İTİRAF ettiler.
-
Paraların bir kısmını pavyonlarda Alman kadınlarla yediklerini kabul ettiler.
3 Milyon Avro, polis tarafından bulundu.
Kalan 17 Milyon Avroyu da, bavullarla Erdoğan’ın dünürü ZEKERİYA KARAMANA teslim ettiklerini mahkemede yemin ederek söylediler…
-
–Amerika’daki Reza Zarrab Davasında Halkbank Genel Md Vekili 2 Yıl 8 ay hapse mahkûm edildi.
Türkiye’de Savcılar,
Reza Zarrab ve Bakan veletlerini tutukladılar.
Sonra Reza ve Bakan veletleri AKP tarafından serbest bırakıldı,
HOP SAVCI vede YARGIÇLAR İÇERİ TIKILDI.
-
REZA ZARRAB,
damadın televizyonunda “Hayırsever ve Vatansever” ilan edildi.
-
Erdoğan, cari açık kapatıcısı Reza Zarrab’a “KEFİL” olduğunu söyledi.
-
Reza Zarrab, ABD’de tutuklandı ve bülbül olup ötmeye başladı.
-
Ötünce de, Hayırseverlik rütbesi geri alındı ve CASUS ilan edildi.(damadın sırtında YUMURTA sepetimi varki)
-
Reza Zarrab Bakanlara verdiği yaklaşık. 100 Milyon doları belgeleriyle ve yemin altında iken mahkemede açıkladı.
-
Reza Zarrab, Türk Hazinesinden sahte altın ihracatı yoluyla çalınan yaklaşık
3,3 MİLYAR DOLARIN kime verildiğini açıklamadı.
-
CIA’nın bu olayı belgeleriyle birlikte bildiğini doğruladı.
Hakan Atilla’nın Avukatı tüm suçlamaları kabul ettiklerini mahkemede açıkladı.
-
Türk tarihinin bu en büyük soygunu ile tek bir satırlık haber, yandaş ve haram havuzu medyasında yer almadı…
-
Soru 1)
Hırsızlığı yapanlar mahkemede suçlarını kabul edip mahkum oldukları halde nasıl oluyor da, AKP yetkilileri “Bu davada hırsızlık yoktur.
Dava AKP’lilere kurulmuş bir tuzaktır.
Bu dava bir darbedir” diyebiliyorlar?
-
Soru 2)
-
Reza Zarrab,
ben AKP’li Bakanlara 100 Milyon Dolar rüşvet verdim. İşte belgeleri, dediği halde niçin “Hırsızlık-Soygun ve Rüşvet almak gibi yüz kızartıcı suçla itham edilen” Bakanlardan bir tanesi olsun, “Hayır Reza Zarrab yalan söylüyor. Ben rüşvet almadım.
Kendisinden davacıyım” demedi?
-
Bu b.ku yemedi iseler niçin konuşmadılar?
-
Bu dava da bir darbemiydi?
-
Yalan söylemeyen,
haram yemeyen Erdoğan’dan bu iki soruya açık-net-çıplak yanıt istemek bir seçmen olarak benim en doğal hakkım değil mi?
-
Değerli Okurlar;
-
Ustaca yalan söylemeye bir örnek vermek isterim.
Hafta sonu için sizleri gülümsetebilirsem ne mutlu!
-
“Kadın, kocası dışarda iken eve aşığını almış.
Fakat aksilik ya,
adam erkenden eve gelince, kadın panik içinde; çabuk balkondan atla yoksa ikimiz de öldük, demiş.
-
Adam,
elinde elbiseleri-çamaşırları-ayakkabılarıyla balkondan atlamış ve o anda evin önünden geçmekte olan maraton koşucularının arasına dalıp koşmaya başlamış!
-
Koşuculardan biri sormuş;
Siz hep böyle çıplak mı koşarsınız?
Adam; Ah evet!
Rüzgarın çıplak tenime değmesi kadar güzel bir duygu yok!
-Ama çıplak koşarken elbiselerinizi de yanınızda mı taşırsınız?
Adam; Ya öyle, koşu bitince hemen giyinip eve gidebilmem için!
-
Çok ilginç!
Koşarken hep prezervatif takar mısınız?
Adam; Aaa şey, sadece yağmur yağdığı zaman…
-
Gördünüz mü adamdaki yalan söylemekteki ustalığı?
Usta diye ben buna derim…
Sağlık ve başarı dileklerimle 19 Mayıs 2018
Rifat Serdaroğlu
Kaynak:

safe_image.php?d=AQCJCKY4MW2z3DZJ&w=160&
rifatserdaroglu.com
 
 
Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte böyleee,

                        A...........................koduğumun GAVURLARI nasıl kıskanmasınlar böyle bir ülkeyi.

 
Sakin Safa
Görüntünün olası içeriği: yazı
Sakin Safa
 

TÜRKİYE'NİN BEKA SORUNUNUN ADI: İŞSİZLİK

-
İŞ-KUR verilerine göre 2001 yılında kayıtlı işsiz sayısı 719 bin kişidir.

Yine İŞ-KUR verilerine göre 2017 yılında kayıtlı işsiz sayısı (yıllık) 2 milyon 599 bin kişiye çıkmıştır.
Ve 2018...
Ağustos ayında 2 milyon 752 bin olan kayıtlı işsiz sayısı ,

Aralık ayı itibari ile 3 milyon 510 bin kişiye yükselmiştir.

-

Gelelim TÜİK verilerine;

-
2002 yılında (2001 krizinin işsizlikte zirve yaptığı yıl) ülke nüfusu 66,4 milyon kişi,

15+ yaş nüfus ise 45,6 milyon kişidir.

Bu nüfusun ise 2 milyon 344 bin kişisi işsizdir.

İşsizlik oranı yüzde 11,0’e ulaşmış ve ülkede siyaset değişmiştir.

-

Bakalım 2017 yılına...

-
Nüfus 80,8 milyon kişi..(%21,7 artış)
15+ yaş üstü nüfus 59,9 milyon kişi... (%31,4 artış)
İşsiz sayısı ise 3 milyon 454 bin kişidir ve işsizlik oranı da %10,9’a gelmiştir.

Dikkat ederseniz işsiz sayısı 2002 yılına göre %47,4 artmıştır.

-
2001 krizine göre, daha krize girmediğimiz 2017 yılında bile nüfus yüzde 21,7 artarken, işsiz sayısı %47,4 artmıştır.

-

Gelelim 2018 yılının ikinci yarısına.

-
‘Fabrikaların yandığı,

konkordato ilanlarının otomatiğe bağlandığı,

sokakların huzursuz olduğu,

her yerde kavganın hakim olduğu,

sosyal bunalımın kapıda olduğu,

enflasyonun 15 yılın zirvesine çıktığı günlere...’

-

TÜİK mevsim etkilerinden arındırılmış işsiz sayısını Ekim 2018’de 3 milyon 742 bin kişi olarak açıkladı.

Bir önceki yılın aynı ayında bu sayı 3 milyon 253 bin kişiydi.

Tam 489 bin kişi işsiz sayısında artış olmuş.

Mevsim etkilerinden arındırılmamış işsiz sayısı ise 2017 ekim ayına göre 501 bin kişi artışla 3 milyon 788 bin kişiye ulaşmıştır.

-

Burada bir not düşelim:

-

-İŞ-KUR verilerine göre kur krizi ile ağustos ayından sonra hızla artan kayıtlı işsiz sayısı, TÜİK verilerinde görünmüyor.

TÜİK kayıtsız kesimi de hesabına dahil ettiğinden, arada ciddi bir fark var.

Örneğin toplam 28,8 milyon çalışanın 1/3’ü kayıtsızdır.

O nedenle TÜİK’in işsiz sayısı normalde İŞ-KUR kayıtlarından daha fazla çıkmalıdır.

Ama son aylarda TÜİK’in işsiz sayısı açıklamasına bakılırsa adeta kriz öyle sert esmemiştir.

Mart ayında 33 bin artan mevsim etkilerinden arındırılmış işsiz sayısı, nisan ayında 112 bin artıyor.

-

Ama eylül ayında sadece 48 bin ve ekim ayında da 58 bin kişi mevsim etkilerinden arındırılmış hesapta işsizler ordusuna yazılmış.

Oysa aynı aylarda İŞ-KUR kayıtları 463 bin yeni işsiz kaydı alıyor.

İlginç bir tablo...
Hatta şöyle izah edelim:

-

arındırılmamış veride Ağustos-Ekim aylarında 448 bin kişi işini kaybediyor.

Ama işsiz sayısı sadece 118 bin kişi artıyor.

Diyelim ki bu 330 bin kişilik fark, mevsimsel işçiydi.

O zaman mevsim etkilerinden arındırılmış verilerde Ağustos-Ekim arasında sadece 15 bin kişi işini kaybetmiş gözüküyor.

Hatta Eylül ayından ekim ayına 64 bin yeni istihdam artışı bile olmuş.

-

Oysa SGK kayıtlarında ekim ayında kayıtlı istihdamın sadece bin 497 kişi arttığı görülüyor.

O artışta 19 bin 206 kamusal istihdamdan geliyor.

-

Özet yapalım...
Bugün ülkemizde çok ciddi bir işsizlik sorunu yaşanmaktadır.

Kayıtlı işsiz sayısı bir yılda 910 bin kişi artarken, TÜİK verilerinde artış 500 bin işsize işaret etmektedir.

İşsiz sayısı artık 3,7 milyonu geçmiştir.

-

2001 krizinde çalışabilir nüfusun yüzde 5,1’i işsiz kalırken, artık bugün çalışabilir nüfusun yüzde 6,2’si işsizdir. İŞ-KUR verilerini dikkate aldığımızda ise yıl sonunda çalışabilir nüfusun yüzde 7,5’inin işsiz kaldığını göstermektedir.

 

                           Böyle muhteşem idere edilen bir ülkeyi, A........................ koduğumun GAVURLARI  nasıl kıskanmasın.

Dedeniz

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...