Jump to content

Tanrı iyi insanları sever, kötü insanları sevmez.


Recommended Posts

tanrı iyii  insanları sevseydi, her insanı farklı zihinlerle yaratırmıydı? herkes farklı düşünürse, ve farklı düşünücek kadar olgusu 

sabit! gelişmişse , o zaman nasıl bir iyilik kavramı oluşabilirki? bana göre;

 

dinlerin olmadıgının ispatlandığı günümüzde, iyilik ve kötülğk kavramınında ne kadar mantıksız olduğu ortaya çıkmıştır, açık ve net! 

 

olarak iyilik ve kötülük diye birşey yoktur, herşey enerji ve güçten ibarettir, güçlü varolan zengin olur kötü olanda zengin ve güçlü

 olarak mutlu yaşar. iyilerde iyi oldugu için fakir ve mutsuz yaşar. 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 248
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Tanrıyla/tanrılarla ilgili dönen dalavereleri gri hücreleri yerli yerinde olanlar hemen anlar. Bunlara atfedilen tüm sözler, hikayeler, masallar, efsaneler vs. insanların iki dudakları arasından çıkmıştır. Bunu görmek bu kadar da zor olmasa gerek. Tanrı şöyle imiş, böyle imiş, miş, miiiiiş... Hepsi baştan sona zırva.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 5 months later...

Masallar, masallar. Tanrı diye bir şey yok. İyi insan diye bir şey de yoktur. En iyi insan, ölü insandır. Hatta hiç olmayan insandır. Tanrı masallarını da al defol git buradan. Bütün tanrıcı sahtekarlar gibi umut tacirliği, din tüccarlığı yapıyorsunuz. Ancak biliyoruz ki, gökyüzünden bahsetmelerinin amacı yeryüzünü sömürmektir. Ve bir yerde sık sık tanrıdan bahsediliyorsa ya canınıza ya malınıza kasıt var demektir.

tarihinde Filozofça tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, Mantık said:

Öncelikle sorulması gereken, Hangi tanrı iyi insanı seviyor?

 

Mevzu bahis Tanrı işkenceye iyi deseydi, işkenceyi ve işkenceci sapıkları iyi diye tanımlamayacakmıydın? 

Hayalimizdeki tanrı...

 

Yani bu bir inanç yani bu bir umut...

 

Bu evreni ve bizlerin ölümünü dirimini evirip ceviren  tanrının iyi ve adil oldugunu umud ediyoruz bu yüzdende iyileri sever insallah diyoruz...

 

Kötülüğü öneren bir tanrı mevzu bahis olsaydı o zaman ateist olmak daha anlamlı olurdu herhalde...

 

Tanrı kötü olsaydı o zaman biz de kötü olalım da hiç olmazsa bizi ellemesin diye de düşünülebilir belki...

 

Ama kötü tanrıya da güven olmaz canı sıkıldı mı kötü de olsak iyi de olsak ateist de olsak bize işkence edebilir...

 

O yüzden inşallah Tanrı kötü degildir diyoruz...

Link to post
Sitelerde Paylaş
18 saat önce, kirec yazdı:

Hayalimizdeki tanrı...

 

Yani bu bir inanç yani bu bir umut...

 

Bu evreni ve bizlerin ölümünü dirimini evirip ceviren  tanrının iyi ve adil oldugunu umud ediyoruz bu yüzdende iyileri sever insallah diyoruz...

 

Ama kötü tanrıya da güven olmaz canı sıkıldı mı kötü de olsak iyi de olsak ateist de olsak bize işkence edebilir...

 

O yüzden inşallah Tanrı kötü degildir diyoruz...

 

Hayalinizde bir tanrı modeli yaratıp iyileri sevmesini umut etmenin kimseye zararı yok. 

Yeter ki samimi şekilde "umut ediyoruz" denilsin. Biliyormuş gibi "iyi insanı sever" dendi mi bu artık umut etmek olmuyor. 

 

Dinlerin tanrıları Şu anki Etik ve Ahlak A göre kötü olduğu için, bu tanrı olsaydı bile güvenilmez olurdu. 

 

Soruma cevap vermemişsiniz. Aslında ben sizin Müslüman olmadığınızı düşünüyordum ama inşallah hocam maşallah hocam a bağlamışsınız :)

 

inandığınız bir tanrı var ise, bu tanrının olduğuna kendi içinizde eminseniz ve bu tanrı size "iyiyi de kötüyü de ben tanımlarım. işkence et, tecavüz et, çal ve çırp fakat bunları yaparken benim kurallarım ve ayinim ile yap ki bu iyilik olabilsin" deseydi yaparmıydınız? Neden? 

Edit: imla

tarihinde Mantık tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
7 hours ago, Mantık said:

 

Hayalinizde bir tanrı modeli yaratıp iyileri sevmesini umut etmenin kimseye zararı yok. 

Yeter ki samimi şekilde "umut ediyoruz" denilsin. Biliyormuş gibi "iyi insanı sever" dendi mi bu artık umut etmek olmuyor. 

 

Dinlerin tanrıları Şu anki Etik ve Ahlak A göre kötü olduğu için, bu tanrı olsaydı bile güvenilmez olurdu. 

 

Soruma cevap vermemişsiniz. Aslında ben sizin Müslüman olmadığınızı düşünüyordum ama inşallah hocam maşallah hocam a bağlamışsınız :)

 

inandığınız bir tanrı var ise, bu tanrının olduğuna kendi içinizde eminseniz ve bu tanrı size "iyiyi de kötüyü de ben tanımlarım. işkence et, tecavüz et, çal ve çırp fakat bunları yaparken benim kurallarım ve ayinim ile yap ki bu iyilik olabilsin" deseydi yaparmıydınız? Neden? 

Edit: imla

Sondan başlayayım o zaman yapmazdım...

 

Ya tanrı kötülüğü emreder ise diye bir başlık açıp uzunca tartışmıştım bunu...

 

Tanrı kötü işleri yapmamı emrederse o da kötüdür...

 

Kötü bir tanrımız var ise ona isyan da etsek iman da edip her dediğini de yapsak pek değişen bir şey olmayacak o yine bize kötü davranacaktır...

 

Bu yüzden de aman suyuna gidelim şimdilik dediğini yapıverelim demenin bir gereği yok...

 

Bu emrettiğin şey kötüdür ben bunu yapamam istersen beni yak deyip ona karşı durmak daha akıllıca değildir belki ama daha yüce bir davranış olur sanırım...

 

O da alır yine bizi cızbız yapar...

 

Hoş dediğini yapsaydık ta gene belki mangalın ortasına koyardı muhtemelen bu kötü tanrı ...

 

Kötüye güven olmaz...

 

İman bir anlam da güven demektir...

 

Ancak tanrı iyi ise ona güvenilir inanılır...

 

Tabi bunlar hep benim kurgum bunun da farkındayım...

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 hours ago, poiuz said:

"Bana inanmayanları feci şekilde cezalandıracağım" diyen...

"Bana inanmayanlar hayvanlardan daha aşağılıktır" diyen...

"Bana inanmayanların yaptıkları tüm iyilikler boşadır" diyen...

bir tanrı iyi midir???

Değildir...

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 saat önce, poiuz yazdı:

"Bana inanmayanları feci şekilde cezalandıracağım" diyen...

"Bana inanmayanlar hayvanlardan daha aşağılıktır" diyen...

"Bana inanmayanların yaptıkları tüm iyilikler boşadır" diyen...

bir tanrı iyi midir???

 

11 saat önce, poiuz yazdı:

diyen...

bir tanrı iyi midir???


Blakis, En iyi olmasa,
Mutlak iyi olmasa,
Sırf iyi olmasa
Tanrı (Allah (c.c.)) olamaz.

Hakk Teâlâ, En iyi, mutlak iyi, sırf iyi olduğu için,,
O'na yakın olmayanlar (inanmayanlar) zorunlu olarak İyilikten (rahâtlıktan, ünsiyetten, gelişkinlikten, Faydadan) mahrûm olurlar.
Zorunlu olarak azâpta olurlar, zorunlu olarak aşağılık olurlar.

Hakk Teâlâ'nın Mutlak iyi olması Neden zorunludur?
Hakk Teâlânın mutlak nûr olması, mutlak hayır olması, mutlak güzellik olması, mutlak fayda olması, Neden zorunludur?

Çünkü Hakk Teâlâ, Mutlak varlıktır.
Bütün güzel ve iyi sıfatlar varlığa âiddir. Bütün Kötülük, çirkinlik, karanlıklar yokluğa mensûbtur.

Hakk Teâlâ Mutlak varlıktır ya'nî varlığın kendisi...
Mutlak varlığın mukabili ise mutlak yokluktur. Mutlak yokluk, Varlığın hiç olmaması demektir.

Hakk Teâlâ mutlak varlık olduğu için, mutlak cemâldir (güzellik), mutlak faydadır, mutlak hayırdır.
Cemâlin karşılığı celâl, faydanın karşılığı zarâr, hayrın karşılığı şerr dir (kötülük). Fakat sayılan olumsuzlukların bir varlığı yoktur.
Çirkinlik, Güzelliğin olmamasıdır. Zarâr, Faydanın olmamasıdır, Kötülük, iyiliğin yokluk hâlidir.
Cehâlet,, İlmin karşısında duran, mukabil bir varlık değildir, cehâlet bir yokluktur, İlmin yokluğudur veyâ ilimden uzaklıktır.
Karanlık da Aydınlığın yokluğudur Veyâ Aydınlıktan uzaklıktır.

Çünkü bunlar mutlak yokluğun nisbetleridir.
Bütün güzellikler iyilikler ve faydalar ise Mutlak varlık olan Allah'ın bağıntıları veyâ nisbetleridir.

Hakk Teâlâ, Mutlak varlıktır, Varlığın ta kendisidir.

Allah'a inanmak, Mutlak varlığa yakınlığın iktizâsıdır. Nîmetin sebebidir.  Azâb ise Mutlak yokluğa yakınlıktan kaynaklanır.
 
Allah ile ünsiyet insân cinsinde kemâl seviyededir. Hayvanlarda kemâl derecesinde ünsiyet olmaz.
 

Mutlak varlık olması sebebiyle Allah, mutlak iyi olduğu için,
Allah'ı tanımak şöyle dursun, Allah'ı bilmeyi de geçelim, Allah'a inanmamış bir insân,
ancak kötü olduğu için, Allah'a inanmamıştır.
Yokluğun sıfatlarıyla vasıflanmayı hak ettiği için inanamamaktadır.
İyi olsaydı Allah'a inanması, daha iyi olsaydı O'nu bilmesi ve daha da iyi olsaydı O'nu tanıması zorunluluktur.

Dolayısıyla,
Mutlak varlıktan uzağa düşmüş olanlar zarûrî olarak azâptadır.
Mutlak varlığı tanımak şöyle dursun, bilmeyi de bırakalım, hayâl bile edemeyenler, zorunlu olarak aşağılık mertebelerin mahkûmudurlar.

Allah'ın cez'alandırması veyâ aşağılaması inanmamanın bir netîcesi değildir.
Aşağı olmanın, uzak olmanın, cezâya müstehâk olmanın netîcesi, Allah'a inanmamak, Allah'ı bilmemek, Allah'ı tanımamaktır.



 

Link to post
Sitelerde Paylaş
19 saat önce, kirec yazdı:

Sondan başlayayım o zaman yapmazdım...

 

Tanrı kötü işleri yapmamı emrederse o da kötüdür...

 

Ancak tanrı iyi ise ona güvenilir inanılır...

Din gönderen tüm tanrılar kötü değilmidir sizce? 

 

iyi ve kötü tanımları farklı zaman, koşul ve toplumlarda değişken olduğunu için mevzu bahis Tanrı kime göre iyi ve kötü olacak ? 

Sizin gibi 2 düşünür farklı zaman - mekan da yaşasa idi, iyi ve kötü kavramları farklı evrimleşmiş olacak. 

Bu durumda 1 inize göre o tanrı sizin iyilik anlayışınızla tam olarak uyusmayacağından o tanrı kötüdür sonucuna varacaktı. 

 

Şu anki bana göre 13-15 yaşındaki bir çocuk ile evlilik kötüdür. Nesiller boyu süregelecek Bir sürü kötü sonuç doğurur. (şahsi düşüncem 20 bile çok erken) 

 

Fakat birkaç yüz yıl geçmişte cahil bir toplumda yaşasa idim, belki de daha küçük yaştaki çocuklarla bile yatacaktım ve bunu iyi olarak değerlendirecektim. 

 

Kurallar koyan mutlak iyi tanrı bunun neresinde? Tanrının iyi ve kötü olguları da değişken ise, bahsettiğiniz güvenilmez tanrı ile karşı karşıyasınız demektir. 

 

Sonuç olarak iyi bir tanrı karşısında iyi ve kötüyü belirleyen biz değiliz. Tanrı neye iyi diyor ise o iyidir diye düşünüyorum. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 hours ago, Mantık said:

Din gönderen tüm tanrılar kötü değilmidir sizce? 

 

iyi ve kötü tanımları farklı zaman, koşul ve toplumlarda değişken olduğunu için mevzu bahis Tanrı kime göre iyi ve kötü olacak ? 

Sizin gibi 2 düşünür farklı zaman - mekan da yaşasa idi, iyi ve kötü kavramları farklı evrimleşmiş olacak. 

Bu durumda 1 inize göre o tanrı sizin iyilik anlayışınızla tam olarak uyusmayacağından o tanrı kötüdür sonucuna varacaktı. 

 

Şu anki bana göre 13-15 yaşındaki bir çocuk ile evlilik kötüdür. Nesiller boyu süregelecek Bir sürü kötü sonuç doğurur. (şahsi düşüncem 20 bile çok erken) 

 

Fakat birkaç yüz yıl geçmişte cahil bir toplumda yaşasa idim, belki de daha küçük yaştaki çocuklarla bile yatacaktım ve bunu iyi olarak değerlendirecektim. 

 

Kurallar koyan mutlak iyi tanrı bunun neresinde? Tanrının iyi ve kötü olguları da değişken ise, bahsettiğiniz güvenilmez tanrı ile karşı karşıyasınız demektir. 

 

Sonuç olarak iyi bir tanrı karşısında iyi ve kötüyü belirleyen biz değiliz. Tanrı neye iyi diyor ise o iyidir diye düşünüyorum. 

Tanrı ile fikir ayrılığı yaşarsak..

 

Yani onun iyi dediğine biz kötü dersek...

 

Bu durum da ne olur...

 

Sanırım iyi bir düşünme ve tartışma konusu...

 

İyi ve kötü nedir neye göre belirlenir göreceli midir değil midir gibi bir çok şeyi beraberce düşünmeyi de gerektiriyor...

 

Tanrının bir şeye iyi kötü demesi nedendir...

 

Herhangi bir şeyin tanrıya göre iyi yada kötü olmasının altında ne gibi bir mantık olabilir...

 

Bizim için bir şey iyi ise o şey bizim bireysel ve sosyal yaşamımıza yarar sağlıyordur...

 

Ama tanrının yararına yada zararına olan bir şeyden söz edilebilir mi...

 

Şöyle düşünebiliriz belki...

 

Tanrı bizlerin ve tüm canlıların yararına olan şeye iyi der diyebiliriz...

 

Böyle kabul edersek kendimizin ve doğanın yararına olan şeyi iyi olmayanı da kötü olarak tesbit edebiliriz...

 

Aklımızla ve vicdanımızla bir şeyin iyi olduğunu tesbit edebilmişsek bu tanrı içinde böyle olmalı...

 

O zaman tanrının akıl ve vicdana aykırı olan önerileri varsa bu durumda bu önerilerin tanrıdan olmadığını idda edebiliriz...

 

Akıl ve vicdanla tanrı çelişirse ...

 

Ben  vicdanın tanrının sesi olduğuna inanıyorum....

 

Tanrının kendiyle çelişmesi gibi bir durum olur mu...

 

 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 saat önce, kirec yazdı:

Aklımızla ve vicdanımızla bir şeyin iyi olduğunu tesbit edebilmişsek bu tanrı içinde böyle olmalı...

 

O zaman tanrının akıl ve vicdana aykırı olan önerileri varsa bu durumda bu önerilerin tanrıdan olmadığını idda edebiliriz...

 

 

En büyük sorun burada başlıyor. Eğer neyin doğru neyin yanlış olduğunu vicdanımızla karar verebiliyorsak dinlere temelde ihtiyacımız yok demektir. Vicdan göreceli olduğu için doğru yanlışı dinlerde aramıyor muyuz?

 

Neyin doğru neyin yanlış olduğunu akıl vicdanımızla biliyorsak dinlere ne konuda ihtiyacımız var? Dinlerin varlığı, yokluğu aklı ve vicdanı ile doğru ve yanlışı bilebilen bir insanın hayatında nasıl bir önem arz ezebilir?

 

Diğer yandan insanın doğru yanlışı dinler olmadan bilemeyeceğini düşünelim. Bu durumda hangi dinin doğru olduğunu neye göre tartıcaz? Önümüze konan bir sürü inanç anlayışı var, mantıklı bir insan doğduğu coğrafyada hakim olan, toplumun önüne koyduğu dini, inancı değil aklına vicdanına yatanı kabul edecektir. Vicdanımız bizi doğruya götürmüyorsa doğru dini neye göre seçeceğiz? Her türlü asıl karar verici din değil, insanın bireysel aklı ve vicdanı oluyor. Bir dini kabul ettiğimizde vicdanımızı bir yerde o dinin ahlak anlayışına teslim etmiş oluyoruz ama ilk aşamada bu kararı yine kendimiz verdik. İlk aşamada verilen vicdanın verdiği bu karar doğruysa, dinleri kabul etmeden her aşamada aynı vicdanın verdiği karara neden güvenemiyoruz? Neden illa ki bir dini kabul etmek durumundayız?

 

Mutlak ahlak anlayışı bence dinlerin en önemli argümanıdır. İnsan matematiği, doğa kanunlarını incelediği gibi ahlak kavramını incelemiyor. Ahlak anlayışı her türlü kişisel ve göreceli kalıyor, zaman göre topluma göre bireye göre değişiyor. Dinler bu karmaşada çözüm olduğu iddiasında ama hangi dinin hak din olduğuna yine kendimiz göreceli vicdanımızla karar veriyoruz. Bence bu ciddi bir sorun.

 

 

tarihinde ck789 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
9 hours ago, ck789 said:

 

En büyük sorun burada başlıyor. Eğer neyin doğru neyin yanlış olduğunu vicdanımızla karar verebiliyorsak dinlere temelde ihtiyacımız yok demektir. Vicdan göreceli olduğu için doğru yanlışı dinlerde aramıyor muyuz?

 

Neyin doğru neyin yanlış olduğunu akıl vicdanımızla biliyorsak dinlere ne konuda ihtiyacımız var? Dinlerin varlığı, yokluğu aklı ve vicdanı ile doğru ve yanlışı bilebilen bir insanın hayatında nasıl bir önem arz ezebilir?

 

Diğer yandan insanın doğru yanlışı dinler olmadan bilemeyeceğini düşünelim. Bu durumda hangi dinin doğru olduğunu neye göre tartıcaz? Önümüze konan bir sürü inanç anlayışı var, mantıklı bir insan doğduğu coğrafyada hakim olan, toplumun önüne koyduğu dini, inancı değil aklına vicdanına yatanı kabul edecektir. Vicdanımız bizi doğruya götürmüyorsa doğru dini neye göre seçeceğiz? Her türlü asıl karar verici din değil, insanın bireysel aklı ve vicdanı oluyor. Bir dini kabul ettiğimizde vicdanımızı bir yerde o dinin ahlak anlayışına teslim etmiş oluyoruz ama ilk aşamada bu kararı yine kendimiz verdik. İlk aşamada verilen vicdanın verdiği bu karar doğruysa, dinleri kabul etmeden her aşamada aynı vicdanın verdiği karara neden güvenemiyoruz? Neden illa ki bir dini kabul etmek durumundayız?

 

Mutlak ahlak anlayışı bence dinlerin en önemli argümanıdır. İnsan matematiği, doğa kanunlarını incelediği gibi ahlak kavramını incelemiyor. Ahlak anlayışı her türlü kişisel ve göreceli kalıyor, zaman göre topluma göre bireye göre değişiyor. Dinler bu karmaşada çözüm olduğu iddiasında ama hangi dinin hak din olduğuna yine kendimiz göreceli vicdanımızla karar veriyoruz. Bence bu ciddi bir sorun.

 

 

Dediklerinize katılıyorum...

 

İyi noktalara parmak basmışsınız...

 

Akıl ve vicdanı doğru kullanan bireylerin dinlere ihtiyacı kalmaz...

 

Ama aklını doğru kullanmayan bireyler için acaba dinler bir fonksiyon icra edebiliyor mu...

 

Bazen çok kötü yolda giden biri din sayesinde biraz daha düzgün biri oluyor...

 

Tam tersi de söz konusu...

 

Ama şeyi iyi yakalamışsınız doğruyu akıl vicdanla bulamam diyen biri dine bu işi yüklerken yine kendi aklı ve vicdanıyla karar veriyor...

 

Akıl doğruyu bulamaz diyen de bir akli karar veriyor...

 

Boks maçı yapalım ama yumrukla bu iş olmaz demek gibi...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Elimizdekilere şöyle bir bakalım.

Piyasadaki tüm canlıların(insan, hayvan, bitki vs.) yaşam ortamı aynı değil.

Hepsi, öyle yada böyle kendi kıçını ve soyunu kurtama derdinde.

Ortama uyum sağlayamayan, lamı cimi yok, hapı yutuyor.

Farkındalığımızın farkına varmamıza rağmen, biz insanların da durumu pek farklı değil.

 

Yolda yürürken yerde gördüğünüz karınca, sizin için ne ifade ediyorsa, biz insanlar da içinde bulunduğumuz doğanın/kainatın gözünde oyuz.

Küçücük bir nokta...başka birşey değil.

Bunu bir türlü kabullenemediğimiz için, piyasaya zibil gibi ve her zevke göre tanrı/tanrılar sürmüşüz.

Seç, beğen, al.

Bu da yetmemiş, "Benim tanrım en yakışıklışı" hezeyanlarına girip birbirimizi öldürmüşüz.

Hălen de öyle.

 

Tanrı iyi insanları severmiş..miş..miş..

Harbiden kendi kendimizi kandırmakta üstümüze yok denebilir.

Yemişim tanrısı!

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 19.12.2019 at 03:05, Mantık yazdı:

Öncelikle sorulması gereken, Hangi tanrı iyi insanı seviyor?

 

Mevzu bahis Tanrı işkenceye iyi deseydi, işkenceyi ve işkenceci sapıkları iyi diye tanımlamayacakmıydın? 

Tanrı işkenceye hayır der. Olmayan birşey üzerinden konusmayalim. Konuşabilirizde ama sorun var, Allah beni böyle yaratmış, vicdan vermiş. Böyle yaratmasaydı evet diyebilirdim. Şu durumda beni böyle yaratan tanrı kendisiyle çelişir ve işkence iyidir derse, hayır derim.

 

9 saat önce, poiuz yazdı:

Şimdi zor bir soru geliyor ;)

 

A- Tanrı kötülükleri yok edemiyor?

B- Tanrı kötülükleri yok etmek istemiyor?

Atlıyayım hemen, B. Cevap B. Be de be. B B B... Bide cevap vereyim: Çünkü, acıyı bilmeyen insan eksiktir. İki yönden. Biri seçimleri muallak olur, ikincisi, acıyı bilemeyince ot gibi olur, öküzün trene baktığı gibi etrafa bakar. Değer bilmez. Keşfedemez.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...