Jump to content

Din Bilim Değildir ve Dinciler Bilgi Üretemez , Doğruyu Bulamaz


Recommended Posts

17 minutes ago, priest of nature said:

 

Din yol  yöntem demektir.Herkesin tanrıya ulaşma yolu yöntemi farklıdır.

Benzerliklerden yola çıkarak  grup oluşturup diğer gruba dinsiz diyemezsin.

Sadece senin bağlı olduğun grubdan çıkmıştır.

Futbol fanatikleride birbirlerini öldürüyor.Futbol fanatikleri bilim yapamaz mı diyeceğiz?:)

Din bilim yapmaya engel değildir.

Dinci biri bilgi üretebilir.

Örnekleride çoktur.

 

 

 

 

 

Din ile bilim tamamen birbirine ters kavramlar, biri inanmayla ilgileniyor diğeri bilmeyle. Bu yüzden hin her zaman bilim yapmaya engeldir ama etkisi zaman geçtikçe azalmaktadır. Bilgi arttıkça inanç azalır, aralarına ters orantı vardır. Bu o kadar apaçık bir gerçek ki, ancak ahmaklar inkar eder.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 71
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

2 dakika önce, Abdülmalik yazdı:

Dinine dört dörtlük sadık birisi bilim adamı olamaz, ya gerçekleri saklar ya dini ile uyumlu olacak şekilde manipüle eder.

Bilim adamı olur.

2 dakika önce, Abdülmalik yazdı:

Koyu müslüman bilim adamı orucun zararlarını araştırır mı? Zararlı olduğunu bulsa deklare eder mi? 

koyu müslüman kime göre koyu müslüman.Muhammed  bile koyu müslüman değil.Bugün a dediğine ertesi gün b demiş.

ilk önce hurmaların tozlaşmasını allah ın iişine karışıyorsunuz diye  yasaklamış.sonra  serbest bırakmış.:0_80cbc_37a71a73_L:

2 dakika önce, Abdülmalik yazdı:

İnancıyla çelişen bir bulguyu açıklar mı?

açıklar.

2 dakika önce, Abdülmalik yazdı:

Kimmiş bu bilgi üreten dinci?

 

Bir sürü isim verdik.tekrar tekrar yazmaktan bıktım.Google önünde yaz bulursun.:)

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
36 dakika önce, priest of nature yazdı:

Bilim adamı olur.

Olmaz, bulguları din ile çelişiyorsa sümen altı eder.

 

37 dakika önce, priest of nature yazdı:

koyu müslüman kime göre koyu müslüman.Muhammed  bile koyu müslüman değil.Bugün a dediğine ertesi gün b demiş.

ilk önce hurmaların tozlaşmasını allah ın iişine karışıyorsunuz diye  yasaklamış.sonra  serbest bırakmış.:0_80cbc_37a71a73_L:

Demogoji yapma,

Koyu müslüman koyu müslümandır, tanımını yapacak değilim.

38 dakika önce, priest of nature yazdı:

açıklar

Dinini gerçekten biliyorsa ve çelişkiyi görmüşse ve hala dindar kalmak istiyorsa açıklamaz. Dinle herhangi bir bağını görmemişse açıklar.

 

41 dakika önce, priest of nature yazdı:

Bir sürü isim verdik.tekrar tekrar yazmaktan bıktım.Google önünde yaz bulursun.:)

 Ne var lan bir daha yazsan?

Kilisede papaz olmak dindar olduğun anlamına gelmez, sırf geçim için imamlık yapan bir ton ateist var.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
58 dakika önce, priest of nature yazdı:

 

Augoste comte dinlere karşı çıktı ama kendisi insanlık dini diye yeni bir din oluşturdu.:0_80cbc_37a71a73_L:

Kendilerine özgü takvimleri bile var.

 

http://positivists.org/calendar.html

 

Eee o zaman herkes kendine göre bir din icat etsin. Zaten öyle de ? mevalana mesnevi Kuran'dan daha üstündür diyor. Herkes kafasına göre iste

Link to post
Sitelerde Paylaş

Din ile bilim birbirinden farklı etkinlik alanlarıdır. Dolayısıyla farklı yöntem ve metodlara sahiptir. Fakat dinin hakikati ifade etmesi, onun bilimsel gerçeklerle de uyum içinde olmasını beraberinde getirmiştir. Zaten Kuran'da ki bilimsel mucizeler, bu ilişkiyi çok açık bir şekilde gözler önüne sermektedir. Mesela daha bilim adamları televizyonu icat etmeden, Kuran bu bilimsel icadı 1400 sene önce haber etmiştir. İşte ispatı ;

 

Televizyon yayınları ışık hızındaki elektromanyetik dalgaların evlerimize kadar ulaşmasıyla gerçekleştirilmektedir. Televizyon dalgaları öylesine hızlıdır ki kilometrelerce uzaklıktan aynı saniye içerisinde görüntü nakli yapılabilmektedir. Kuran'daki Neml suresinde Süleyman Peygamber'in farklı bir ülkede bulunan kraliçenin tahtını aynı saniye içerisinde mucizevi bir biçimde getirttiği anlatılır. Bu ayet ilk bakışta bize teleportasyon (ışınlama) veya görüntü naklini (televizyonu) anımsatmaktadır. 

Bu olayın anlatıldığı Neml suresinde bazı harflerin gizli bir biçimde yan yana gelip TELEVİZYON kelimesini oluşturduğunu görüyoruz. Televizyon kelimesini oluşturan harfler tamda Hz.Süleyman'ın bu surede isminin geçmeye başladığı ayetlerde yan yana dizilmiş durumdadır. (17.ayet) 

 

"Yanında kitaptan bir ilim olan kimse ise: "Gözünü açıp kapamadan ben onu (tahtı) sana getiririm" dedi. (O anda Süleyman) onu (tahtı) yanıbaşına yerleşmiş olarak görünce..." (40.ayet) 

Ayrıca Neml suresinin bu ayetleri 19.cüzdedir ve Neml 27.suredir. Bu sayılar birleşince 1927 yılı ortaya çıkıyor.Televizyon tarihinde 1927 yılında ilk defa uzak mesafeli yayın yapıldı (700 km) 1926 yılında yapılan yayın bu kadar uzak mesafeye ulaşamamıştı. (Neml 55.ayetten sonrası 20.cüzdür fakat bizim bahsettiğimiz ayetler 19.cüzdedir)

Televizyon kelimesi Türkçe, İngilizce, Arapça ve farklı dillerde hemen hemen aynı şekilde yazılıp okunmaktadır.(Fransızca ve İngilizce'de Television) Televizyon kelimesini oluşturan bu harfler normalden farklı olarak ayette soldan sağa yanyana geliyor.(Diğer şekilde bu harfler tüm Kuran'da sağdan sola hiç yan yana gelmiyor)

 


http://www.kuranca.com/p/yeni_28.html

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 dakika önce, Baris28 yazdı:

Din ile bilim birbirinden farklı etkinlik alanlarıdır. Dolayısıyla farklı yöntem ve metodlara sahiptir. Fakat dinin hakikati ifade etmesi, onun bilimsel gerçeklerle de uyum içinde olmasını beraberinde getirmiştir. Zaten Kuran'da ki bilimsel mucizeler, bu ilişkiyi çok açık bir şekilde gözler önüne sermektedir. Mesela daha bilim adamları televizyonu icat etmeden, Kuran bu bilimsel icadı 1400 sene önce haber etmiştir. İşte ispatı ;

 

Televizyon yayınları ışık hızındaki elektromanyetik dalgaların evlerimize kadar ulaşmasıyla gerçekleştirilmektedir. Televizyon dalgaları öylesine hızlıdır ki kilometrelerce uzaklıktan aynı saniye içerisinde görüntü nakli yapılabilmektedir. Kuran'daki Neml suresinde Süleyman Peygamber'in farklı bir ülkede bulunan kraliçenin tahtını aynı saniye içerisinde mucizevi bir biçimde getirttiği anlatılır. Bu ayet ilk bakışta bize teleportasyon (ışınlama) veya görüntü naklini (televizyonu) anımsatmaktadır. 

Bu olayın anlatıldığı Neml suresinde bazı harflerin gizli bir biçimde yan yana gelip TELEVİZYON kelimesini oluşturduğunu görüyoruz. Televizyon kelimesini oluşturan harfler tamda Hz.Süleyman'ın bu surede isminin geçmeye başladığı ayetlerde yan yana dizilmiş durumdadır. (17.ayet) 

 

"Yanında kitaptan bir ilim olan kimse ise: "Gözünü açıp kapamadan ben onu (tahtı) sana getiririm" dedi. (O anda Süleyman) onu (tahtı) yanıbaşına yerleşmiş olarak görünce..." (40.ayet) 

Ayrıca Neml suresinin bu ayetleri 19.cüzdedir ve Neml 27.suredir. Bu sayılar birleşince 1927 yılı ortaya çıkıyor.Televizyon tarihinde 1927 yılında ilk defa uzak mesafeli yayın yapıldı (700 km) 1926 yılında yapılan yayın bu kadar uzak mesafeye ulaşamamıştı. (Neml 55.ayetten sonrası 20.cüzdür fakat bizim bahsettiğimiz ayetler 19.cüzdedir)

Televizyon kelimesi Türkçe, İngilizce, Arapça ve farklı dillerde hemen hemen aynı şekilde yazılıp okunmaktadır.(Fransızca ve İngilizce'de Television) Televizyon kelimesini oluşturan bu harfler normalden farklı olarak ayette soldan sağa yanyana geliyor.(Diğer şekilde bu harfler tüm Kuran'da sağdan sola hiç yan yana gelmiyor)

 


http://www.kuranca.com/p/yeni_28.html

 

Almancada televizyon fernsehen demek.. bunu ne yapcaz simdi

 

Ayrıca biliyorsunuz da niye bulamadınız bu Allah'ı öfkelendirir yani ben olsam ne kadar salak bunlar..doğru cehenneme derdim..

tarihinde Düşünen Hayvan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
50 dakika önce, Düşünen Hayvan yazdı:

Almancada televizyon fernsehen demek.. bunu ne yapcaz simdi

 

Ayrıca biliyorsunuz da niye bulamadınız bu Allah'ı öfkelendirir yani ben olsam ne kadar salak bunlar..doğru cehenneme derdim..

 

Çünkü, İsmet İnönü'nün Cehape iktidarı döneminde Kuran okumak yasaktı. Bu sebeple ecnebiler bu ayetleri bizden önce okuyup, televizyonu icat ettiler.

tarihinde Baris28 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

@Düşünen Hayvan,

 

Bence başlığındaki birinci önermen doğru. Din bilim değildir. Hali hazırda biz dini de yine bilimsel metotlarla anlamaya çalışırız ama bilimi dini çıkarımlarla anlayamayız. Zaten din(ler), bilim ve bilim ile eşdeğer bir şey olmadığı için din'in bir de bilimsel yüzü ortaya çıkmıştır (teoloji); biz onu da yine bilimsel yöntemlerle inceleriz. 

 

Ama ikinci önermen ise yanlış. Bilgi üretebilirler. Ama bilgi üretiminden kasıt nedir? Doğru bilgi üretiminden mi bahsediliyor? Karışık. Din ile elde edilen bir bilgi edinebilinir ama o bilginin doğruluğu ve yanlışlığı için de yine bilimin süzgecinden geçmelidir. 

 

Üçüncü önermen ise yine doğru. Dinlere dair birçok şeyin temelsiz ve yanlış olduğu ortaya çıktı. Bundan sonrasında da din sahiplerinin yine yalnızca dini izleyerek doğruyu bulacaklarını zannetmiyorum. Ayrıca şunu da biliyoruz ki din sahipleri doğruyu aramazlar, daha doğrusu arama ihtiyacı hissetmezler çünkü doğru, yanılmaz ve mutlak bilgiye zaten sahip olduğunu düşünürler. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 dakika önce, Baris28 yazdı:

 

Çünkü, İsmet İnönü'nün Cehape iktidarı döneminde Kuran okumak yasaktı. Bu sebeple ecnebiler bu ayetleri bizden önce okuyup, icat ettiler.

 

Osmanlı'da Kur'an okumak serbestti ama bütün buluşları yine ecnebiler yaptı.. en azından bir elektrik bulsaydiniz Kuran'dan. 

 

Eğer Kuran'da bilimsel gerçekler varsa bu hala devam eden hayata bir katkı sağlayabilir. Çünkü Kur'an yasak değil binlerce yorumcu var Arapça öğrenmek serbest.. şimdi artık siz birşeyler bulmak zorundasınız ve iddianizi ispat etmelisiniz.

 

Hadi Kur'an'a bakıp da yapın..

Link to post
Sitelerde Paylaş
14 dakika önce, Frankton yazdı:

@Düşünen Hayvan,

 

Bence başlığındaki birinci önermen doğru. Din bilim değildir. Hali hazırda biz dini de yine bilimsel metotlarla anlamaya çalışırız ama bilimi dini çıkarımlarla anlayamayız. Zaten din(ler), bilim ve bilim ile eşdeğer bir şey olmadığı için din'in bir de bilimsel yüzü ortaya çıkmıştır (teoloji); biz onu da yine bilimsel yöntemlerle inceleriz. 

 

Ama ikinci önermen ise yanlış. Bilgi üretebilirler. Ama bilgi üretiminden kasıt nedir? Doğru bilgi üretiminden mi bahsediliyor? Karışık. Din ile elde edilen bir bilgi edinebilinir ama o bilginin doğruluğu ve yanlışlığı için de yine bilimin süzgecinden geçmelidir. 

 

Üçüncü önermen ise yine doğru. Dinlere dair birçok şeyin temelsiz ve yanlış olduğu ortaya çıktı. Bundan sonrasında da din sahiplerinin yine yalnızca dini izleyerek doğruyu bulacaklarını zannetmiyorum. Ayrıca şunu da biliyoruz ki din sahipleri doğruyu aramazlar, daha doğrusu arama ihtiyacı hissetmezler çünkü doğru, yanılmaz ve mutlak bilgiye zaten sahip olduğunu düşünürler. 

 

İkinci onermem de doğrudur. Çünkü örneğin bir masal kitabı okumak  bilgi açısından bir hictir ama edebiyat açısından bilgiye dayanır.  Bu açıdan dinlerin edebiyatına baktığımızda dini bir sebep görmüyoruz tüm dil ve özellikleri toplumun dinli dinsiz tamamı tarafından ihtiyaç doğrultusunda şekillenmiş. Yani bu da dine dayanmıyor aslında..

 

Bunu dışında hukuk ve şeriat kavramlarınin ürettikleri bilgi seviyesinden yine uzak çünkü akla dayanıyor , din kitaplarında çözülemeyen bir çok olay için kıyas ve icma yapılmış.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Düşünen Hayvan yazdı:

 

İkinci onermem de doğrudur. Çünkü örneğin bir masal kitabı okumak  bilgi açısından bir hictir ama edebiyat açısından bilgiye dayanır.  Bu açıdan dinlerin edebiyatına baktığımızda dini bir sebep görmüyoruz tüm dil ve özellikleri toplumun dinli dinsiz tamamı tarafından ihtiyaç doğrultusunda şekillenmiş. Yani bu da dine dayanmıyor aslında..

 

Bunu dışında hukuk ve şeriat kavramlarınin ürettikleri bilgi seviyesinden yine uzak çünkü akla dayanıyor , din kitaplarında çözülemeyen bir çok olay için kıyas ve icma yapılmış.

 

Başlığınızın ikinci sorusundaki önermeniz; dinler doğru bilgi veremezler değil, dinciler bilgi üretemez idi. :) Ama evet, dinler konusunda haklısınız. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, Baris28 yazdı:

Mesela daha bilim adamları televizyonu icat etmeden, Kuran bu bilimsel icadı 1400 sene önce haber etmiştir. İşte ispatı ;

Lan bu kafirler aptal mı? 

Kuran’da  gerçek bilgiler olduğunu anlayıp, icat yapıyorlar ama yine de müslüman olmuyorlar? İşin ucunda sonsuza kadar yanmak var lan?

Süleyman masalından televizyonu icat ediyor ama  ben sonsuza kadar yanarım yine de müslüman olmam diyor ha!

Allah varsa ilk sizi yakacak olum, söylemedi deme.

3 saat önce, Baris28 yazdı:

Çünkü, İsmet İnönü'nün Cehape iktidarı döneminde Kuran okumak yasaktı. Bu sebeple ecnebiler bu ayetleri bizden önce okuyup, televizyonu icat ettiler.

İnönü yasaklamasa televizyonu müslümanlar mı icad edecekti ? 1400 sene ne yaptınız lan? Orada tv ima ediliyordu da İnönüye kadar ne bok yediniz? İcat etseydiniz ya! 

Ki İnönü kuranı yasaklamamıştır.

Al şimdi kuran serbest, oku da icat yap, seni tutan yok. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...