Jump to content

Evrenin Sonu!


Recommended Posts

25 dakika önce, deadanddark yazdı:

Kara günler icin ișe yarayacak bir sey yapiyorsan elini cabuk tutmalisin. Yellow stone yüzünden zehir solumak ve asit yagmurlarinda yikanmak zorunda kalmamali insanlik. Gaz maskesi bulundurmali. Gerci siginak yer altinda olmasada olur. Yeterki cok iyi izole edilsin, havalandirma sistemi iyi olsun. Genis bir araziyi de ayni sekilde sera seklinde kapatip senin günes benzeri yapay aydinlatmayida saldikmi iceri bir umudumuz olur gelecek adina. Netflix IO filmide buna benzer tema isliyor. Zehirlenen atmosfer ve dunyadan kacis.

 

Yapay güneş filan değil kafan karışmasın. Kapalı alan tarımı için gerekli olan halojen ampul yada yuksek lümende led ampüllerdir. Suyu da bir kaynak yoksa yine elde ettiğimiz enerji ile havayı soğutarak sahip olduğu nemden elde ediyoruz. Gübre çok sorun olmaz diye tahmin ediyorum. Yine sahip olunan teknolojiyle tüm havalandırma sistemi ve diğer sistemler için gerekli enerjiyi radyan enerji ve gravity motorlarımız sayesinde elde edeceğiz. Tamamen kapalı bir ortamda hiç güneş enerjisi ve dış enerji kaynağı gerekmeksizin tüm enerji ihtiyaçlarınızı karşılayabilirim. Sonra bu ortam içinde dünyanın başına gelebilecek daha kötü bir senaryoya karşı hazırlıklı olmak için hiç hava aerodinamiğini kullanmadan yada havaya tutunmadan uçan araçlar tasarlayabilirim. Gerekirse tüm sistemimizi bu çok büyük olabilecek aracımıza transfer eder, dünyaya veda edip ayrılırız. Bir ara bu konu ile ilgili bir başlık açacağım. Size tamamen teknolojisini anlatacağım. Sığınağınıza beni de alın. Size çok iyi AR-GE yaparım. :)

 

Havadan su elde etme fikrini saçma bulduysanız şu başlığı inceleyin. Havadan su elde eden ve yaklaşık bir saatte dolan şu şişeden alın.

 

https://shiftdelete.net/kendi-kendine-dolan-su-sisesi-fontus-70249

 

Havaya tutunmadan uçabilen uçan araç hakkında yakında bir başlık açarım katılımınız olursa buradan çok iyi yerlere varılabilir.

tarihinde John_Ahmet tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 87
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Yellowstone'dan korkmayın, tahminen dünyanın sonuna kadar bir daha patlayamayacak. Tipik Amerikan goygoyculuğu işte, volkanın da en büyüğü bizde tantanası...

 

Korkacaksanız, sibiryadan daha çok korkulacak bir şey bulamazsınız. Ama ona gelene kadar, insanlığın canına okuyabilecek çok volkan var dünyada, şu efendi efendi duran Etna, Vezüv ve Santorini dahi, öyle çekirdek yenerek izlenecek şeyler değil hiç.

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu tür felaketlerin küçük çapta olanları yine hint okyanusundaki yanardağın patlamasıyla yaşanmış ve insanlar bundan korunmak için mağalara odalar yapmışlar. Ürdündeki petra antik kenti bunun bir örneği.

 

Ancak volkanik baca bir yanardağdan yüzlerce kat fazla güçlüdür. ABD nin marsa şehir kurmaya çalışmasının arkasında bu planlar da olabilir.  Bir çok nedeni var tabiki ama böyle bir durumdan tabiki zenginler faydalanacaklar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Etna yanardağı kuzu kuzu durmuyor. Orada da faaliyet var. Volkanın bacasının iç kısmı giderek ısınıyor.

 

Yellowstone hersene birkaç cm daha kabariyor. Su sıcaklığı artıyor.

 

  Myanmar da okyanus altında faaliyet artıyor. Ufak depremler artıyor.

 

Bakalım hangisine denk geleceğiz.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 hours ago, Düşünen Hayvan said:

Bu tür felaketlerin küçük çapta olanları yine hint okyanusundaki yanardağın patlamasıyla yaşanmış ve insanlar bundan korunmak için mağalara odalar yapmışlar. Ürdündeki petra antik kenti bunun bir örneği.

 

Ancak volkanik baca bir yanardağdan yüzlerce kat fazla güçlüdür. ABD nin marsa şehir kurmaya çalışmasının arkasında bu planlar da olabilir.  Bir çok nedeni var tabiki ama böyle bir durumdan tabiki zenginler faydalanacaklar.

 

 

Genelde oda yapasıya falan kalmaz olay, pompeinin heykellerine dönersiniz hemen. Kaldı ki odalarda kurtarmaz, herkülenyum canlı örneğidir.

 

Asıl konu, yanardağdan çıkan ateş değil. O tali bir şey. Asıl husus, iklime yapacakları. Asit yağmurları, mini buz çağı, yağışların kesilmesi, suların zehirlenmesi... Bunlar hiç bir yapıyla başedilemeyecek mevzular.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 11.02.2019 at 16:34, anibal said:

 

 

Genelde oda yapasıya falan kalmaz olay, pompeinin heykellerine dönersiniz hemen. Kaldı ki odalarda kurtarmaz, herkülenyum canlı örneğidir.

 

Asıl konu, yanardağdan çıkan ateş değil. O tali bir şey. Asıl husus, iklime yapacakları. Asit yağmurları, mini buz çağı, yağışların kesilmesi, suların zehirlenmesi... Bunlar hiç bir yapıyla başedilemeyecek mevzular.

zaten yakında uzayda simülasyon istasyonlarında ar vr lerde sonsuz rüya gören insanlar oluşucak ve dünya terkedilicek.

Link to post
Sitelerde Paylaş
57 minutes ago, bilgix said:

zaten yakında uzayda simülasyon istasyonlarında ar vr lerde sonsuz rüya gören insanlar oluşucak ve dünya terkedilicek.

 

 

Tamam, bu tamam diyeyim.

 

Ama bilinmeyen şey, insan kendini yaratacak. Belki bugün yaşayan insanlar yada hadi olsun torunları bunu görecek. Bir taksonomi uzmanı olarak, "bu kesinlike insandan farklı bir türdür, hatta  o kadar farklı bir türdür ki, primat falan bile diyemeyiz" diyeceğimiz insanlar ortaya çıkacak ve meydan onların olacak.

Link to post
Sitelerde Paylaş
12 hours ago, anibal said:

 

 

Tamam, bu tamam diyeyim.

 

Ama bilinmeyen şey, insan kendini yaratacak. Belki bugün yaşayan insanlar yada hadi olsun torunları bunu görecek. Bir taksonomi uzmanı olarak, "bu kesinlike insandan farklı bir türdür, hatta  o kadar farklı bir türdür ki, primat falan bile diyemeyiz" diyeceğimiz insanlar ortaya çıkacak ve meydan onların olacak.

merak ettiğim bir şey de şu, bizim eşiğimizin üstünde de makro bambaşka oluşumlar olabilir mi? belki de yerçekimi o makro evrenlerin mikro kuvvetidir :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 hours ago, bilgix said:

merak ettiğim bir şey de şu, bizim eşiğimizin üstünde de makro bambaşka oluşumlar olabilir mi? belki de yerçekimi o makro evrenlerin mikro kuvvetidir :)

 

Evreni, canlıları falan gözünüzde fazla büyütüp, mistik şeyler yüklemek yanlış. Bazen bu fikirler o tarafa doğru kayıyor. 

 

Teorik, daha doğrusu hepotetik, yani kabul edilebilir bir fikir olarak, evrenin daha büyük bir evrenin parçası veya evrenin aslında içice geçmiş bir sürü farklı evrenlerden biri olması ihtimali var. Hatta, bazı ölçümleri bunlara birer destek olarak görmekte mümkün. 

 

En bilinen ikisi, brane teorisi ve bir kara delik. İkincisi biraz daha yeni. Şöyle ki, biz, 4 boyutlu bir karadeliğin yüzeyindeki (!?) 3 boyutlu bir köpük olabiliriz, bir boyutu yutan karadelik yüzünden. Bu teori, big bangtan falan daha çok uyuyor mevcut gözlemlere. 

 

Fakat yerçekimi için, o evrenlere uzanan bir tarif yapmak, biraz mistisizm olacaktır. Yerçekimi, aslında çekim bile değil, anladığımız manada kuvvet olduğunu bile söylemek olası değil. Yerçekimi biraz daha karmaşık bir şey. Evet, kuvvet gibi davranabiliyor falan, ama bundan daha fazlası. Onu anlamak, aslen yerçekiminin mekanı ve zamanı bükebilme kabiliyetini anlamayı gerektiriyor. Hal böyle olunca, aslen bizim zaman mekanımızın bir parçası olan yerçekiminin, başka evrenlerle ilgisi olduğunu düşünmek pek kolay değil. Ha, şu an içimizde olan başka bir evren olabilir, bu evrenin yerçekimini de hissediyor olabiliriz, fakat bu bizim yerçekimimizden başka bir şey. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, anibal said:

 

Evreni, canlıları falan gözünüzde fazla büyütüp, mistik şeyler yüklemek yanlış. Bazen bu fikirler o tarafa doğru kayıyor. 

 

Teorik, daha doğrusu hepotetik, yani kabul edilebilir bir fikir olarak, evrenin daha büyük bir evrenin parçası veya evrenin aslında içice geçmiş bir sürü farklı evrenlerden biri olması ihtimali var. Hatta, bazı ölçümleri bunlara birer destek olarak görmekte mümkün. 

 

En bilinen ikisi, brane teorisi ve bir kara delik. İkincisi biraz daha yeni. Şöyle ki, biz, 4 boyutlu bir karadeliğin yüzeyindeki (!?) 3 boyutlu bir köpük olabiliriz, bir boyutu yutan karadelik yüzünden. Bu teori, big bangtan falan daha çok uyuyor mevcut gözlemlere. 

 

Fakat yerçekimi için, o evrenlere uzanan bir tarif yapmak, biraz mistisizm olacaktır. Yerçekimi, aslında çekim bile değil, anladığımız manada kuvvet olduğunu bile söylemek olası değil. Yerçekimi biraz daha karmaşık bir şey. Evet, kuvvet gibi davranabiliyor falan, ama bundan daha fazlası. Onu anlamak, aslen yerçekiminin mekanı ve zamanı bükebilme kabiliyetini anlamayı gerektiriyor. Hal böyle olunca, aslen bizim zaman mekanımızın bir parçası olan yerçekiminin, başka evrenlerle ilgisi olduğunu düşünmek pek kolay değil. Ha, şu an içimizde olan başka bir evren olabilir, bu evrenin yerçekimini de hissediyor olabiliriz, fakat bu bizim yerçekimimizden başka bir şey. 

peki bu sarmalı nasıl açıklarız malum başlangıç ve son olamaz çünkü öncesi ve sonrası sorunsalı sorulamaz o zaman o nedenle bu içiçe geçmiş sonsuz evrenler varlık denizini nasıl tanımlarız?

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 minute ago, bilgix said:

peki bu sarmalı nasıl açıklarız malum başlangıç ve son olamaz çünkü öncesi ve sonrası sorunsalı sorulamaz o zaman o nedenle bu içiçe geçmiş sonsuz evrenler varlık denizini nasıl tanımlarız?

 

Öncelikle soru, öyle bir varlık denizi var mı olmalı?

 

Gözden kaçan husus, maddenin bir noktadan sonra madde olmaktan çıktığı hususu. Doğru tabirle, bu neden oluşyuro diye diye, en küçük bileşene doğru giderseniz, bir noktada madde, madde olma niteliğini kaybediyor. Artık madde gibi davranmıyor. Ama onlar biraraya geldiğinde, madde oluyor ki, işte bizim evren dediğimiz şey bu.

 

Bu iki ihtimal ortaya çıkarıyor. Maddeyi oluşturan o parçacıklar belki aynı anda iki yerde birden oluyorlar, iki evren oluşturuyorlar. Diğer ihtimal ise, o seviyede parçacıklar bir şekilde, birbirleriyle etkileşime geçmeden bir tür ortak mekanda var oluyorlar, her biri, aslen başka bir evrenin parçası.

 

Bu ikincisi için, maddenin o kuantum altı seviyede, tıpkı foton gibi, hem parçacık, hem dalga gibi hareketi söz konusu. Basitçe, bir dalganın polarizasyonu, dalganın etkileşime geçeceği şeyi belirleyebilir. Ayrıca, aynı ortamda birden çok dalga da karışmadan mevcut olabilir. Farklı polarizasyonlu bir sürü dalga, her biri diğerine bulaşmadan, aynı mekanı paylaşıyor olabilir. Atom altı seviyede bu mümkün görünüyor. 

 

Peki o varlık denizi? O deniz belki o dalgaların olduğu deniz sadece. Neden olmasın? 

 

Tabi bunlar, "Zeus'un yaşadığı dağın yüksekliği" tartışması gibi bir aksiyon sadece. Biz kozmolog, teorik fizikçi falan değiliz tabi ki. Ama onlar içinde bu varsayımlar, sürekli güncellenen olgular. Herkesin ittifak ettiği şey şu, evren sandığımızdan çok daha büyük. Ha, bu evrenin çapı olarak değil sadece, atıoyrum 1 metreküp evrenin içinde olduğunu bildiğimiz şeyler olarakta çok büyük. Şu anda, sadece daha akılcı olan falan kabul ediliyor. Ama bilim, yani gerçekler, akılcı olmayabilir bazen. Yani, hiç beklemediğimiz, hiç akılcı görmediğimiz bir şey çıkabilir meselenin altından.

 

Bunu şöyle izah edelim. Einstein döneminde, bilinen, evrenin sabit, durağan bir şey olduğuydu. Akıl buna işaret ediyordu. Ama Hubble teleskopunu göğe çevirince, gördükleri işin öyle olmadığını gösterdi. Bunun gibi, belki, bize gereken, daha önce göremediklerimizi görebilmemizi sağlayacak devrimsel bir şey, o teleskop gibi.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 11.02.2019 at 03:36, Düşünen Hayvan yazdı:

Yellowstone ve Myanmar da paralel iki volkanik baca var. Ortalama Her 500bin yılda patlıyor. Enson patlama 550bin yıl önce olduğu tahmin ediliyor. Bu volkanik bacalarda faaliyet belirtileri giderek artıyor.

 

Patlarsa dünya buzul çağına tekrar girer. Birkaç bin yıl boyunca soğuk iklimden sonra haritalar değişir.

 

 

Yellowstone ve Napoli'deki süpervolkanlar olmasın bunlar ?

 

Yellowstone'un komple dolduğunu anlatan bir makale okumuştum geçenlerde.. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
36 minutes ago, EnverPasa said:

Yellowstone ve Napoli'deki süpervolkanlar olmasın bunlar ?

 

Yellowstone'un komple dolduğunu anlatan bir makale okumuştum geçenlerde.. 

 

Onlardan çok var. Ama Yellowstone patlama kabiliyetini yitirmiş gibi görünüyor. Gene de tehdit elbette.

 

Fakat, en büyükleri, Sibirya. Tarihte oranın çok büyük bir toplu yokoluşa yol açtığı da biliniyor. Napoli, bunların içinde nispeten küçük kalıyor. Fakat gene ortalığı mahvetmeye yeterli. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 hours ago, anibal said:

 

Öncelikle soru, öyle bir varlık denizi var mı olmalı?

 

Gözden kaçan husus, maddenin bir noktadan sonra madde olmaktan çıktığı hususu. Doğru tabirle, bu neden oluşyuro diye diye, en küçük bileşene doğru giderseniz, bir noktada madde, madde olma niteliğini kaybediyor. Artık madde gibi davranmıyor. Ama onlar biraraya geldiğinde, madde oluyor ki, işte bizim evren dediğimiz şey bu.

 

Bu iki ihtimal ortaya çıkarıyor. Maddeyi oluşturan o parçacıklar belki aynı anda iki yerde birden oluyorlar, iki evren oluşturuyorlar. Diğer ihtimal ise, o seviyede parçacıklar bir şekilde, birbirleriyle etkileşime geçmeden bir tür ortak mekanda var oluyorlar, her biri, aslen başka bir evrenin parçası.

 

Bu ikincisi için, maddenin o kuantum altı seviyede, tıpkı foton gibi, hem parçacık, hem dalga gibi hareketi söz konusu. Basitçe, bir dalganın polarizasyonu, dalganın etkileşime geçeceği şeyi belirleyebilir. Ayrıca, aynı ortamda birden çok dalga da karışmadan mevcut olabilir. Farklı polarizasyonlu bir sürü dalga, her biri diğerine bulaşmadan, aynı mekanı paylaşıyor olabilir. Atom altı seviyede bu mümkün görünüyor. 

 

Peki o varlık denizi? O deniz belki o dalgaların olduğu deniz sadece. Neden olmasın? 

 

Tabi bunlar, "Zeus'un yaşadığı dağın yüksekliği" tartışması gibi bir aksiyon sadece. Biz kozmolog, teorik fizikçi falan değiliz tabi ki. Ama onlar içinde bu varsayımlar, sürekli güncellenen olgular. Herkesin ittifak ettiği şey şu, evren sandığımızdan çok daha büyük. Ha, bu evrenin çapı olarak değil sadece, atıoyrum 1 metreküp evrenin içinde olduğunu bildiğimiz şeyler olarakta çok büyük. Şu anda, sadece daha akılcı olan falan kabul ediliyor. Ama bilim, yani gerçekler, akılcı olmayabilir bazen. Yani, hiç beklemediğimiz, hiç akılcı görmediğimiz bir şey çıkabilir meselenin altından.

 

Bunu şöyle izah edelim. Einstein döneminde, bilinen, evrenin sabit, durağan bir şey olduğuydu. Akıl buna işaret ediyordu. Ama Hubble teleskopunu göğe çevirince, gördükleri işin öyle olmadığını gösterdi. Bunun gibi, belki, bize gereken, daha önce göremediklerimizi görebilmemizi sağlayacak devrimsel bir şey, o teleskop gibi.

peki bu varlık yanılsaması dediğin şey nasıl neye göre - fiziksel kimyasal ve biyolojik bilinç gibi - etkileşime giriyor bu biliniyor mu teoriler ne?

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 minutes ago, bilgix said:

peki bu varlık yanılsaması dediğin şey nasıl neye göre - fiziksel kimyasal ve biyolojik bilinç gibi - etkileşime giriyor bu biliniyor mu teoriler ne?

 

Bu öyle diye bir şey yok, ama öyle de olabilir, olması gayet mümkün deniyor. 

 

Fiziksel, kimyasal, biyoloji vs. denen şeyler, bunlar aslen tamamen fizik sadece. Bunlar, o atomaltı parçacıklar biraraya gelip madde oluştururak, newton mekaniği kurallarına göre hareketleri ile birbiriyle etkileşime giriyorlar. Ötekiler, belki kendi düzlemlerinde, boyutlarına, kendi aralarında benzer işler çeviriyor, onu bilmemiz zor. 

 

Bunun bir istisnası, belki kara madde olabilir. Kara madde, bizim evrenimizle aynı mekanı paylaşan başka bir evrendeki, kendi boyutundaki maddenin yarattığı yerçekimi olabilir. Zira, yer çekimi, boyutların ötesine, boyut olmayan yere falan erişebilir. Malum karadelikler, boyutları yoktur, mekan ve zamanda yoktur kara delikte, ama çekim gücü koca galaksiyi etrafında döndürmeye yeter. Bir karadelikten ancak çekim gücü dışarı çıkabilir. Hoş, yerçekimi bir güç değil, o ayrı mesele. 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, anibal said:

 

Bu öyle diye bir şey yok, ama öyle de olabilir, olması gayet mümkün deniyor. 

 

Fiziksel, kimyasal, biyoloji vs. denen şeyler, bunlar aslen tamamen fizik sadece. Bunlar, o atomaltı parçacıklar biraraya gelip madde oluştururak, newton mekaniği kurallarına göre hareketleri ile birbiriyle etkileşime giriyorlar. Ötekiler, belki kendi düzlemlerinde, boyutlarına, kendi aralarında benzer işler çeviriyor, onu bilmemiz zor. 

 

Bunun bir istisnası, belki kara madde olabilir. Kara madde, bizim evrenimizle aynı mekanı paylaşan başka bir evrendeki, kendi boyutundaki maddenin yarattığı yerçekimi olabilir. Zira, yer çekimi, boyutların ötesine, boyut olmayan yere falan erişebilir. Malum karadelikler, boyutları yoktur, mekan ve zamanda yoktur kara delikte, ama çekim gücü koca galaksiyi etrafında döndürmeye yeter. Bir karadelikten ancak çekim gücü dışarı çıkabilir. Hoş, yerçekimi bir güç değil, o ayrı mesele. 

 

peki yerçekiminin ışık hızıyla yayılması ilginç bir benzerlik mi yoksa fiziksel bir bağlantı var mı aralarında örneğin ışığın maksimum kütle olabileceği ve maksimum kütlenin kütlesini kaybetmesi gerekliliği gibi ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 dakika önce, memjan21 yazdı:

Bizlerde birer atom altı Dünya olamaz mıyız?

 

Beşinci boyut (içiçelik) incelendiğinde öyle olduğuna yönelik güçlü bir şüphe oluşuyor. Saniye trilyonlarca kez açılıp kapanan kuarklar bigbang döngüsündeki evrenler gibiler ve bir saniyede trilyonlarca kez patlayıp sonra yeniden içine göçüp yeniden patlıyor. Bizim evrenimizde aslında daha yukarıdaki bir evrenin sadece bir kuarkıdır. Bunu anlayabildiniz mi? Aradaki zaman farkını ise görelelik ile açıklayabilirsiniz. Bunu daha önce forumda anlatmaya çalışmıştım fakat sanırım kimse anlamadı. 4. Boyutun varlığı ile bu daha büyük bir anlam kazanıyor.

tarihinde John_Ahmet tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, John_Ahmet yazdı:

 

Beşinci boyut (içiçelik) incelendiğinde öyle olduğuna yönelik güçlü bir şüphe oluşuyor. Saniye trilyonlarca kez açılıp kapanan kuarklar bigbang döngüsündeki evrenler gibiler bir saniyede trilyonlarca kez patlayıp sonra yeniden içine göçüp yeniden patlıyor. Bizim evrenimizde aslında daha yukarıdaki bir evrenin sadece bir kuarkıdır. Bunu anlayabildiniz mi? Aradaki zaman farkını ise görelelik ile açıklayabilirsiniz. Bunu daha önce forumda anlatmaya çalışmıştım fakat sanırım kimse anlamadı.

Anladım merak etmeyin ? peki size göre gözlemci nasıl bir şey?

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 15.02.2019 at 18:22, John_Ahmet said:

 

Beşinci boyut (içiçelik) incelendiğinde öyle olduğuna yönelik güçlü bir şüphe oluşuyor. Saniye trilyonlarca kez açılıp kapanan kuarklar bigbang döngüsündeki evrenler gibiler ve bir saniyede trilyonlarca kez patlayıp sonra yeniden içine göçüp yeniden patlıyor. Bizim evrenimizde aslında daha yukarıdaki bir evrenin sadece bir kuarkıdır. Bunu anlayabildiniz mi? Aradaki zaman farkını ise görelelik ile açıklayabilirsiniz. Bunu daha önce forumda anlatmaya çalışmıştım fakat sanırım kimse anlamadı. 4. Boyutun varlığı ile bu daha büyük bir anlam kazanıyor.

evrenler içiçe geçmiş bi sonsuzluksa burdan nasıl kurtulucaz :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...