Jump to content

Bir piyango biletinin düşündürdükleri


Recommended Posts

Buradaki misyoner şaklabanları ve akılsızları bir kenara bırakalım.

 

 Samimi izleyiciler için yazmaya devam edeyim.

 

Başka bir tartışmada şöyle demiştim:

 

Burada kazanacak olan biletin numaraları yüzlerce ve hatta binlerce yıl , bir kere bile şaşmadan sürekli çekilişte kazanıyor. Bir programlanmış makina bile günde sadece bir iki kere çalıştırdığımız halde, bir kaç yıl sonra bu ayarlanmış komuta ters tepki veriyor, yani çalıştır düğmesine bastığımız zaman bambaşka bir sonuç veriyor. Ama burada bu piyango bileti binlerce , hatta binlerce yıl, her saniye mutlaka kazanıyor. Yüzlerce , binlerce yıl düzenli olarak tekrarlanan bu olayın şansla bir ilgisi olmadığını, bir kaderi takip ettiğini görmek çok kolay.

Hatta bir trilyon rakam değil de, bir trilyon sayıdan oluşan bilet çekilişi de düşünebiliriz. Ve her sayı da, yani biletin her basamağı da bir katrilyon sayıdan oluşabilir. Yani bir trilyon sayı içerir biletimiz, ama her bir sayısı da bir ile bir katrilyon arası olabilir. bu sefer biletimiz bir trilyon kez, yani asırlar boyu 1 ile 1 katrilyon arası sayıdan yapılan çekilişi kazanacaktır.Ve bu rakam veya sayıları dilediğimiz kadar da arttırabiliriz ve hatta her bilete özgü ayrı sembolleri de işin içine katabiliriz vs.... Bu şuna benzer: dünyaya gökyüzünden birşey düşüyor ve tam sizin kafanıza denk geliyor, ilk saniye size isabet etti, ikinci saniye yine size isabet ediyor, kaçıyorsunuz ama üçüncü saniye ve daha sonra da yine her saniye size isabet etmeye devam ediyor. Ve bu olay asırlarca, hatta binlerce yıl boyunca hem de her saniye hiç bir kere bile şaşmadan tekrarlanıyor, sürüyor. İşte bu noktada bunun şansa, kendiliğinden falan olamayacağını, bir kaderin/planın gerçekleştiğini fark etmeye başlarsınız.

Bir trilyon rakamlı veya daha da dehşeti bir trilyon sayılı piyango biletinin kazanmasında şansla ilgili bir durumun olmadığını kolaylıkla görebiliriz. Ama aynı şekilde yazı ve tura gibi sadece bir çekilişte gerçekleşen şeylerde bile şans yoktur. Sadece bunlarda olay bir veya birkaç kere tekrarlandığı için mucizeyi, planı göremiyoruz. Ama bir trilyon kez üst üste tekrarlanınca gerçeği keşfetmeye başlarız. Bir makina bile bu kadar uzun süre ve de üst üste sekmeden çalışamadı, böyle bir düzen sergileyemedi. Evrende şans diye birşey yoktur. Herşey bir yaratıcının planı doğrultusunda gerçekleşmektedir.

Selam 

 

 

tarihinde Emre Karaköse tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, Emre Karaköse said:

Buradaki misyoner şaklabanları ve akılsızları bir kenara bırakalım.

 

 Samimi izleyiciler için yazmaya devam edeyim.

..............

 

 

'@ANTİATEİST e baya yazmıştık vakti zamanında bunları....neyse...

 

Olasılık hesabın ve analojin, kurgun..kısaca hemen her şeyin baştan aşağıya yanlış, basit ve insansı yanılgılar üzerine kurulu olsa da, ve bunların açıklamaları da (burada, bu forumda) defalarca kere yapılmış olsa da, o açıklamaları gerekirse daha tekrar yapmak üzere, bir an için senin ilkel ve sığ kurgunun üzerinden gidelim: 

 

1- "Kazanacak olan bilet" diye bir şey var mı ki? Aslı şu: "Bir bilet" kazanacak. Herhangi bir bilet. Ve o olasılık uzamı içerisindekilerden hangi bilet kazanırsa kazansın, olasılığı diğer biletlerin her biri kadar düşük olacak. Ve aynı zamanda yine de gerçekleşmiş olacak. Bu durumda her bir biletin kazanma olasılığı aynı derecede düşük, ve yine bu durumda olagelecek olan her sonuç, mucize oluyor senin kafaya göre. Bizimkinin özel bir anlamı kalıyor mu peki bu şekliyle? Hayır. Ona o "özel"liği subjektif ve de ereksel olarak yükleyen sensin sadece. Basit insan merkezli bakış açısı.


2- Gökyüzünden düşen şey analojisinde de aynı şey geçerli. Eğer o gökten düşecek şeyin varabileceği yerlerin hesabı belli ise, senin kafan da bu hesabın içinde olacak şekilde, her bir noktaya düşme ihtimali bir diğerininki ile eşittir. Senin kafan da o noktalardan sadece biri işte. Bu durumda o şeyi istersen bir trilyon kere fırlat ve "rastgele" yerlere düşsün; sonra o rastgele noktalara "geriye dönük olarak o sıralı şekli ile düşme" ihtimaliyle, sürekli senin kafana düşme ihtimalini kıyaslarsan eğer, ikisi de eşit çıkacaktır. Bu durumda sonuç ne olursa olsun, ortaya çıkan özel bir plan, özel bir planın parçası olmuş oluyor o vakit?? Bu durumda da ortada özel bir plan diye bir şey kalmıyor..? Her şey özel plansa, ortada özel plan yoktur. Her şey aynıysa, farklı olan yoktur.

 

Bir çift zarın milyon kere üst üste 6-6 gelme olasılığı ile, o zarın milyon kere "herhangi bir çift dizisinde" gelme olasılığı aynıdır. Bu durumda çift zarı belli bir miktarın üzerinde attığınız vakit, kaçınılmaz olarak bir mucize gerçekleştirmiş oluyorsunuz. Tebrikler, siz de bir mucize üreteci, siz de bir tanrısınız artık(!)..Peki bu özel bir planın parçası mı oldu şimdi? Ya da bu işe tanrı mı karıştı? Ya da siz tanrı mı oldunuz? Hayır.....Geriye dönük olarak yaptığın her olasılık hesabında zaten kaçınılmaz olarak bu durum ortaya çıkacaktır.

 

İşin içinde belirli bir eleman sayısından fazlası ya da tekrar olması yeterli bunun için, tanrı falan değil. :smashfreak:...İşte senin kafanın basmadığı nokta bu, emre.

 

Daha doğrusu kafanın basmadığı noktalardan sadece biri. Olmuş olanın olasılığı "1"dir. Sistemin tüm bileşenlerini ve olageliş şekillerini, aralarındaki ilişkileri bilmeden yaptığın olasılık hesapları da zaten geçersizdir. Ha, meseleyi buraya kadar sürüklemeye gerek kalmayacak detaylardan bahsetmedik bile. İçinde bulunduğun vaziyet bu kadar vahim ve de düşündürücü işte. Herkes düşünmek kafa yormak zorunda değil ki, belli ki bu işler sana göre değil. Otur çekirdek falan çitle, ne bileyim..

 

Misyoner misyoner diye yazıp da, kendini salak durumuna düşürüp durma bence. Kimi kandırıyorsun; bizi mi, kendini mi..? Tam da çaresiz ama hırstan kudurmuş adamın kullanacağı diller bunlar.

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
35 minutes ago, kavak said:

Konu sahibinin harbiden birkaç civatası eksik ve erken bunama belirtileri de var galiba.

Eski konusunu güncelleyeceğine, yeniden aynı konuyu yeni konu gibi hortlatmış. :D

 

Bak bunu ekleyecektim unutmuşum, hatırlattığın iyi oldu eline sağlık ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, Emre Karaköse yazdı:

Buradaki misyoner şaklabanları ve akılsızları bir kenara bırakalım.

 

 Samimi izleyiciler için yazmaya devam edeyim.

 

Başka bir tartışmada şöyle demiştim:

 

Burada kazanacak olan biletin numaraları yüzlerce ve hatta binlerce yıl , bir kere bile şaşmadan sürekli çekilişte kazanıyor. Bir programlanmış makina bile günde sadece bir iki kere çalıştırdığımız halde, bir kaç yıl sonra bu ayarlanmış komuta ters tepki veriyor, yani çalıştır düğmesine bastığımız zaman bambaşka bir sonuç veriyor. Ama burada bu piyango bileti binlerce , hatta binlerce yıl, her saniye mutlaka kazanıyor. Yüzlerce , binlerce yıl düzenli olarak tekrarlanan bu olayın şansla bir ilgisi olmadığını, bir kaderi takip ettiğini görmek çok kolay.

Hatta bir trilyon rakam değil de, bir trilyon sayıdan oluşan bilet çekilişi de düşünebiliriz. Ve her sayı da, yani biletin her basamağı da bir katrilyon sayıdan oluşabilir. Yani bir trilyon sayı içerir biletimiz, ama her bir sayısı da bir ile bir katrilyon arası olabilir. bu sefer biletimiz bir trilyon kez, yani asırlar boyu 1 ile 1 katrilyon arası sayıdan yapılan çekilişi kazanacaktır.Ve bu rakam veya sayıları dilediğimiz kadar da arttırabiliriz ve hatta her bilete özgü ayrı sembolleri de işin içine katabiliriz vs.... Bu şuna benzer: dünyaya gökyüzünden birşey düşüyor ve tam sizin kafanıza denk geliyor, ilk saniye size isabet etti, ikinci saniye yine size isabet ediyor, kaçıyorsunuz ama üçüncü saniye ve daha sonra da yine her saniye size isabet etmeye devam ediyor. Ve bu olay asırlarca, hatta binlerce yıl boyunca hem de her saniye hiç bir kere bile şaşmadan tekrarlanıyor, sürüyor. İşte bu noktada bunun şansa, kendiliğinden falan olamayacağını, bir kaderin/planın gerçekleştiğini fark etmeye başlarsınız.

Bir trilyon rakamlı veya daha da dehşeti bir trilyon sayılı piyango biletinin kazanmasında şansla ilgili bir durumun olmadığını kolaylıkla görebiliriz. Ama aynı şekilde yazı ve tura gibi sadece bir çekilişte gerçekleşen şeylerde bile şans yoktur. Sadece bunlarda olay bir veya birkaç kere tekrarlandığı için mucizeyi, planı göremiyoruz. Ama bir trilyon kez üst üste tekrarlanınca gerçeği keşfetmeye başlarız. Bir makina bile bu kadar uzun süre ve de üst üste sekmeden çalışamadı, böyle bir düzen sergileyemedi. Evrende şans diye birşey yoktur. Herşey bir yaratıcının planı doğrultusunda gerçekleşmektedir.

Selam 

 

 

Güzel kardeşim öyle iddialarla gel ki biraz yenilir yutulur cinsten olsun samimi tavsiyemdir;) Matematikle haşır neşir olan bir kimse bu yazdıklarında ki yanlışlıkları çok kolay farkeder diyim sana .

Link to post
Sitelerde Paylaş
42 minutes ago, Emre Karaköse said:

Hıristiyanların ve ateistlerin sözel alanı zaten zayıf olduğundan o haldedirler.

 

Ama bu forumda görüldü ki sayısal yanları da o kadar kötü ki, bırakın çözümlemeyi, daha anlatılan şeyi anlamaktan acizler.

 

Sıfır zeka gerçekten ...

 

Selam

 

 

Sen git putuna kesirli sayıları öğret, mal putun daha bir mirası paylaştıramıyor. Ayrıca putun sözel yanını da gördük kitabında, dünyanı en boktan yazılmış kitabı. Ne konu bütünlüğü var, ne sistem, özneler karışmış, gereksiz tekrarlarla laf kalabalığından başka bir şey yok. Onu bırak daha toplamayı bilmiyor put, bir yerde dünyayı 6 günde yarattım diyor, diğer yanda detaylara girince 8 gün çıkıyor. Böyle mal putun böyle mal inananı olur, kaçınılmaz sonuç.

 

Bir de put kitabında beni kızdıranları şöyle yıldırımla çarptım, böyle cezalandırdım diye böbürlenmiyor mu? Madem öyle beni neden çarpamıyor, ha?

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 saat önce, Emre Karaköse yazdı:

Hıristiyanların ve ateistlerin sözel alanı zaten zayıf olduğundan o haldedirler.

Ama bu forumda görüldü ki sayısal yanları da o kadar kötü ki, bırakın çözümlemeyi, daha anlatılan şeyi anlamaktan acizler.

Sıfır zeka gerçekten ...

Selam

 

N´oldu bre ?

Misyoner lafını bu defa göremedim, yoksa şundan olmasın ?!

On 13.02.2019 at 19:24, kavak yazdı:

Bilmece bildirmece, el üstünde kaydırmaca...
Dinsiz imansızların mekanına habire gelip malum tanrının, elçisinin ve kitapçığının güzellemesini yapanlara ne denir ?

Edit:

Altı dakika olmasına rağmen, kimse yanıtlayamamış.:D

Bir tüyo verelim: M ile başlıyor.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 16.02.2019 at 01:05, Emre Karaköse said:

Hıristiyanların ve ateistlerin sözel alanı zaten zayıf olduğundan o haldedirler.

Ama bu forumda görüldü ki sayısal yanları da o kadar kötü ki, bırakın çözümlemeyi, daha anlatılan şeyi anlamaktan acizler.

Sıfır zeka gerçekten ...

 

Kendin çalıp kendin oynamaya devam..

Ama biz cevapsızlığını da bir cevap olarak alıyoruz, merak etme. Buraları okuyacak her us sahibi rasyonel insan da "malumu" görecektir.

Bizim niyetimiz senin vesilenle onlara ulaşmak ve dezenformasyonu engellemek. Yoksa belli ki senin küt zekanın menzili yetmiyor bu işlere.

O yüzden istediğin kadar kendi başına havlayıp, "ad hominem"e dümen kırabilirsin.

 

Mesele şu:

Olasılıklar sonsuza gerçektir. 

Tanrıya ve özel bir plana gerek yoktur. Gerek olan şey bir üst satırdakinden ibarettir.

Ortada özel bir durum olmadığına göre, özel bir plan da yok. 

Nokta.

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 16.02.2019 at 01:05, Emre Karaköse said:

Hıristiyanların ve ateistlerin sözel alanı zaten zayıf olduğundan o haldedirler.

 

Ama bu forumda görüldü ki sayısal yanları da o kadar kötü ki, bırakın çözümlemeyi, daha anlatılan şeyi anlamaktan acizler.

 

Sıfır zeka gerçekten ...

 

Selam

ne yazdım ben sana? git şartlı olasılık öğren demedim mi? cahili cühela.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 16.02.2019 at 01:05, Emre Karaköse said:

Hıristiyanların ve ateistlerin sözel alanı zaten zayıf olduğundan o haldedirler.

 

Ama bu forumda görüldü ki sayısal yanları da o kadar kötü ki, bırakın çözümlemeyi, daha anlatılan şeyi anlamaktan acizler.

 

Sıfır zeka gerçekten ...

 

Selam

Burdan görülüyor ki dar bir görüş açın , dar bir dünyan var. sözel / sayısal '!?% ne ulan bu? orta okul bebesi misin? yoksa bu kadar bilgin mi var?

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 15.02.2019 at 13:21, Emre Karaköse said:

Zaten gram düşünebilme yeteneği olsaydı sizde, böyle Hıristiyan misyonercikler olur muydunuz?

 

:)

sen bu hezeyanlarını kendine sakla. hristiyanlık çöküş içinde. hristiyanlığın ne olduğunu bilmeden böyle suçlamalar senin cahilliğini ortaya koyuyor.aynı teraneyi temcit pilavı gibi getirmişsin. esas senin düşünce yeteneğin yok. hem senin inancına göre bu yeteneği kim veriyor?

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 15.02.2019 at 13:21, Emre Karaköse said:

Zaten gram düşünebilme yeteneği olsaydı sizde, böyle Hıristiyan misyonercikler olur muydunuz?

 

:)

bak bu katolik papazlarla alakalı : https://www.washingtonpost.com/world/europe/gay-priests-are-in-the-crosshairs-as-vatican-summit-on-abuse-begins-debate-over-homosexuality-is-divisive-undercurrent/2019/02/20/70635f76-3469-11e9-8375-e3dcf6b68558_story.html?noredirect=on

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...