Jump to content

ERDOĞANIN SOY KÜTÜGÜ-tarihci CEZMi YURTSEVER


Recommended Posts

İşte böyleee,

                     

-Osmanlı Arşivinde Başbakan Tayyip Erdoğanın kökenlerini aydınlatacak 1835 tarihli Rize nüfus defteri ve 1850 tarihli vergi defteri bulundu.
Erdoğanın ataları “Bakatoğlu” sülale ismiyle biliniyor. İsyancı anlamına gelen.
 
-Erdoğanın büyük dedesi Bakatoğlu Memiş yörenin derebeyi- isyancısı durumunda idi.
 
-1934 soy ismi kanununa göre aile sülale geleneğine bağlı kalsaydı “İsyancı” soy ismini alması lazımdı.
                                         Tarihçi Yurtsever, Erdoğanın kökenleri hakkında açıklama yapıyor
 
 
 
Osmanlı Arşivinde 1500-1900 yıları arası dönemde sayın başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın etnik kimliğini ortaya koyan belgeler üzerinde araştıralar yaptım. Türkiye’de bütün yurttaşların nüfus kimlikleri 1905 (Rumi-1321) tarihli defterler esas alınarak tespit edilmektedir. Osmanlı Arşivi ilk kez Trabzon eyaletinin 1830’lu yılarda tutulan nüfus defterlerini de araştırmacılara açtı. Ve ek olarak da 1850 tarihli vergi defterini araştırmacıların bilgisine sundu. Osmanlı Arşivinde MAD.d 7958 kod numarası ile kayıtlı olan Rize yöresi köyler öşür defterinde Başbakan Erdoğan’ın büyük dedesi Bakatlıoğlu Memiş’in Pulihoz köyünün kurucu ailesi olduğu ve 86 kuruş vergi ödeyerek köyün en zengini olduğu ortaya çıkıyor. Pulihoz köyü, Kıble dağının yamacında kurulmuş ve karşısında da Ayani tepesi var. Bakatoğlu Memiş aynı zamanda yörenin “Ayan” ünvanlı “derebeyi” durumunda. Yörede yaşanan olaylar göz önüne alındığında Bakatoğlu sözcüğü “İsyancı” anlamına geldiği anlaşılıyor. Osmanlı Arşivinde Rize yöresinde yaşanan 19.yüzyıl başları isyan hareketleri ile ilgili ayrıntılı fermanlar var.
RECEP TAYYİP ERDOĞANIN OSMANLI ARŞİVİNDEKİ SOY-KÖKEN KAYDI
Türkiye’de insanların kökenleri hakkındaki resmi bilgiler 19.yüzyıl ortalarından itibaren tutulan Nüfus ve Tapu kayıtların dayanır. Özellikle Osmanlı coğrafyasında ve Anadolu genelinde 1850’li yılardan itibaren Nüfus dairesi komisyonları kurarak yerleşim birimlerinde yaşayan insanların sülale/soy/köken isimleri ve şahıs adları yazılmıştır. 1880-1890-1900’lü yılların başlarında Osmanlı Nüfus İdaresi imparatorluk genelinde kişi kayıtlarını (sicillerini) tutmakta yazmakta başarılı olmuştur. Bu dönemden kalan defterlerin asılları da Arşivlerde titizlikle korunmuştur.


 
RUM+ASILLI+B%C4%B0R+M%C3%9CSL%C3%9CMAN.jpg
Rum asıllı bir Müslüman camide namaz kılarken
 
1835 TARİHLİ NÜFUS DEFTERİNE SAKAL RENGİNE BAKILARAK YAZILDILAR
Osmanlı Arşivinde bulunan 1835 tarihli Rize nüfus defterinde Rize’nin Pulihoz köyü kurucu aile ve bir numaralı hanesine kaydı yapılan Hüseyin oğlu Mehmet Efendi “İslam inanç kimliği” adı altında 45 yaşında ve “Kırca sakallı” olarak yazılmış. Ve çocuklarının ismi de 18 yaşındaki Mustafa ile 11 yaşındaki Yunus olarak yazılmış. Hüseyin oğlu Mehmet Efendi’nin nüfus künyesine bakılarak adı geçen Hüseyin 1700’lü yıların ortalarına kadar kimliği belirlenmiş olur. Adı geçen Yunus, babası Mehmet (veya Memiş) ve onun da babası Hüseyin Efendi Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın atalarıdır.
 
POTAMYA DEFTERİNDE YAZILI OLANLAR
Türkiye’de tartışmalara sebebiyet veren “Potamya” sözcüğü, Pontus-Rum döneminden kalan ve “Dereler bölgesi” anlamında Rize’nin dağlık bölgesinin de antik dönem ismidir. Potamya bölgesinde 20. yüzyıl başlarında 12 köy vardı. Ve birisi de Pulihoz köyü idi. Osmanlı yönetimi Potamya ismini 1913 yılında değiştirdi. Potamya bölgesi Fatih sultan Mehmet’in 1461 yılında Rize yöresini fethettiği tarihten itibaren 1600 yılı başlarına kadar geçen 150 yıl gibi zaman diliminde %-90 oranında Pontus-Rum etnik karakterde idi. Potamya yöresini 3 tımarlı sipahi aile ve Osmanlı yönetiminin özellikle Çukurova ve Maraş yöresi aşiretlerinin yöreye sürgün ve iskan politikası sonucu 1600-1800 yılları arasında hızla etnik kimlik değişimine geçti. 1800’lü yıların başlarında yörede yaşayan İslamların oranı %-90’a çıktı.
 
BAŞBAKAN’A ETNİK KİMLİK DÜZELTMESİ ÇAĞRISI
Sayın Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın aile etnik kimliği olarak uluslar arası Wikipedia ansiklopedisi ve diğer kaynaklarda “Gürcü asıllı” olduğu bilgilerine yer verilmektedir. Elimdeki Osmanlı Arşivi Rize-Pulihoz köyünde yaşayanların etnik kimlik belgelerinde Bakatoğlu ailesinin Gürcü olmadığı ortaya çıkmaktadır. Sayın Başbakan Recep Tayip Erdoğan, tarihi bir hata olan “Gürcü asılı” etnik tanımlanmasının düzeltilmesi için Wikipedia ansiklopedisi nezdinde girişimde bulunmalıdır. Tayip Erdoğan’ın etnik kimliği ile ilgili Osmanlı Arşiv belgelerinin yakın bir zamanda kitabını yayınlayarak kamuoyunun bilgisine de sunacağım.
 
Türkiye’de kökenleri en çok merak edilen, araştırılan ve önyargılarla yorumlanan suçlanan bir kişi vardır: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan…Başbakanın Rum, Ermeni, Gürcü, Yahudi asıllı olduğu hakkındaki görüşler canlı bir düşünce yansıması olarak yer almaktadır basın yayın organlarında.
 
Osmanlı Arşiv araştırmacısı ve uzman Muhammed Safi’nin Osmanlı Arşivinde bulduğu 1850 tarihli Rize Tahrir-i Öşür defteri bu konuda ayrıntılı bilgiler vermektedir. Osmanlı yönetimine bağlı memurlar acil askeri ihtiyaçlardan dolayı Rize köylerini dolaşarak mahalle ve köylerde hanelere uğrayarak isimleri deftere yazdılar. Aynı defter içinde “Karye-i Pulihoz Kaluharaf” başlığı altında yazılanlar günümüzde Güneysu ilçesi Dumankaya köyünde yaşayanlardır. Dumankaya köyü de Başbakan Erdoğan’ın atalar köyüdür. Ve aynı defterin sayfaları arasında aynı köyde yaşayanların isim kök künyeleri aşağıdaki şekilde yazılmıştır:
 
Aynı köyden ehli ziraat:
 
Karaalioğlu Osman Bakatoğlu Memiş (not: ERDOĞAN'IN BÜYÜK DEDESİDİR) Delibalta’nın oğlu Memiş … Delibaltaoğlu Ali Dayı …
 
Velinin oğlu Hüseyin … Fındıkçıoğlu Memiş …Kabaosman oğlu Ali … Kabaosman oğlu Ahmet…
 
Kösenin oğlu Memiş… Köseninoğlu Yunus … Yanıkoğlu Ahmet … Mustafa Beşeoğlu Mustafa…
 
Kurunun oğlu Yakup … Mirzi Ali oğlu Karahasan… Yusufoğlu Memiş … Fevzioğlu Memiş …
 
Osmanoğlu Kanbur Memiş …Osmanoğlu Mehmet… Mustafa Beşeoğlu Ahmet… Topaloğlu Hüseyin…
 
Abdurrahmanoğlu Memiş … İsmailoğlu Hasan … Mustafa Beşeoğlu Osman … Vadrioğlu Mahmut…
 
Vadrioğlu Abdullah Yakupoğlu Yakup… İbrahimoğlu Hasan… Yanıkoğlu Ömer…
 
Yanıkoğlu Memiş Dayı… Gürcününoğlu Ali Efendi… Velioğlu Yakup … Yanıkoğlu Fındık…
 
Karaalioğlu Hasan … Gürcüahmetoğlu Ömer …Gürcüahmetoğlu Cevahir … Gürcüahmetoğlu Ahmet…
 
Gürcüahmetoğlu Mustafa … Bıyıkoğlu Çakır … Marzeloğlu Mustafa … Karaalioğlu Ali Dayı…
 
Mandıkanın oğlu Hüseyin… Mandıkanın oğlu Memiş … Yağcıoğlu Hasan … Soytarioğlu Hasan …
 
Karacaoğlu Ali… Karacaoğlu İsmail … Karacaoğlu Yakup… Paskapoğlu Emin Dayı …
 
Beşeoğlu Ahmet … Karacanın Yeğeni Ahmet… Yağcıoğlu Mehmet … Dizdaroğlu Hasan …
 
Yusufoğlu Molla Mehmet … Kuluoğlu İsmail … Kotiloğlu Mustafa… Meşalecioğlu Ahmet…
 
Meşalecioğlu Mustafa… Uzunkuşoğlu Reşit … Kuloğlu Küçükosman … Mandevoğlu Memiş…
 
Abdurrahmanoğlu Memiş … Kotiloğlu Memiş … Ziraatçı Memiş … Süleymanoğlu Mehmet …
 
Öksüzoğlu Memiş… Kazancıoğlu Ali… Abdurrahmanoğlu Topalömer … Yavaşoğlu Hasan …
 
Kalafatoğlu Hasan … Abdurrahmanoğlu Osman …
 
Pulihoz köyünü dolaşan vergi memurları toplamda 2440 kuruş topladılar. Köyde yaşayanlar içinde Bakatoğlu Memiş 86 kuruş vergi ödemesi yaptı. Bakatoğlu’nun verdiği vergi miktarı kendisine en yakın olan Mandıka oğlu Hüseyin’den 8 kuruş daha fazladır. Köylüler genelde 20 ila 30 kuruş arasında vergi vermişlerdir. Vergi defterinden çıkan sonuca göre Pulihoz köyünde en fazla vergiyi Bakatoğlu Memiş vermiştir. Bagatoğlu Köyün en zenginidir. Ağadır. Köylülerin dilinde de “Memiş amuca”dır.
 
Pulihoz köyünde yaşayanların isimleri Türkçedir. Gürcü Ahmetoğulları en kalabalık sülaledir. Ve hepsi de inanç olarak İslamdır. Yalnız köyde yaşayan Vadrioğulları olarak adı geçen aile “İslama dönen” bir ailedir. Adı geçen kişinin adının Abdullah olması önemlidir. Pulihoz köyünde yüzyılların hatırası “Veledi Abdullah, nev Müslim ve acar Müslüman” olarak İslama dönüş hareketinin son temsilcisidir. Osmanlı yönetiminde geçen yüzyıllar içinde çok sayıda aile islama geçerek yeni bir inanç ve kültür kimliği kimliği almıştır.
 
BAKAT SÜLALESİ İSMİ “İSYANCI” ANLAMINDADIR!
 
Pulihoz köyünde yaşayanlar içinde yer alan “Bakat” lakablı Memiş’in kimliği ve kökenleri hakkındaki bilgiler ise tarihi bir sır olarak karşımıza çıkmaktadır. “Bakat” sözcüğünün Türkçe ve Osmanlıca lügatlerde bir anlamı bulunmamaktadır. Aynı aileden gelen ve Dumankaya köyünde bir dönem muhtarlık da yapan İsmail Erdoğan’a göre “Erzurum tarafından gelen ve celepçilik yapan bir kişinin aldığı lakabıdır”. 1850 tarihli Rize öşür defteri üzerinde araştırmalarda bulunan Muhammet Safi’ye göre ise Oğuz/Türkmenlerin “Bayat” boyundan gelmedir. Ve Bayat sözcüğü Rize yöresinde “Bakat” olarak değişime uğramıştır. Bütün bu açıklamalar şahsi yorumlardır. Ama Bakat sözcüğünün Osmanlı dönemi tarihi terimler içindeki anlamları ise:
 
1- Tapu Tahrir defterlerinde yazıldığı şekliyle “Bagat” sözcüğünden gelebilir. Bu sözcüğün anlamı da Bağcılar demektir.
 
2-Osmanlı döneminde sık sık rastlanan devlete karşı gelen isyan edenlerle ilgili olarak en ağır suçlamaların yer aldığı “Bagi” sözcüğünden gelmiş olabilir. Osmanlı yönetimine isyan edenlere karşı resmi söylem olarak kullanılan ve yazılı belgelere de geçen “ karşı gelen” , “isyan edenlere” karşı kullanılan “eşkıya, haydut, isyancı” anlamlarına gelen “BAGİ” sözcüğünden anlam alan “BAGAT” veya “BAKAT” sözcükleri halk desteği ile gerçekleşen onurlu bir mücadeleye dönüştüğünde “ Kahraman”, “isyancı”, “direnişci” anlamlarına da gelmektedir. Bu düşüncenin yansıması olarak aynı aile 1934 yılında “Erdoğan” soy ismini almıştır. Kurulu düzene karşı gelenler, isyan edenler, silahlı çatışmaya girenler halk nezdinde kahraman olarak görülür, ama yönetim onlar için “eşkıya ve hain” sözcüklerini kullanır. Rize yöresinde 1810’lu yılarda Vali Süleyman paşa’ya isyan eden ve bu uğurda idam edilerek kellesi kesilen Tuzcuoğlu Memiş’in destekçileri arasında bulunanlar içinde şüphesiz ki Polihoz köyünden Bakatlı ailesi de vardı. Ve de onlar isyancılar anlamına gelen “BAKAT” sülale ismini almışlardı.
 
İSLAMA DÖNÜŞ HAREKETLERİ VEYA VELEDİ ABDULLAHLAR
 
K%C3%96KLER.jpg
 
Tayyip Erdoğan'ın atalarının 1830 lu yıllarda tutulan nüfus defterinden pulihoz köyü
“Veledi Abdullah” sözleri “Abdullah oğlu” anlamına gelir. Ki bu sözcüklerden İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in isminin verilmesi de bu şekilde açıklanır. Muhammed sözcüğü yerine Veledi Abdullah veya Abdullahoğulları sözcükleri Trabzon yöresinde “İslam’a dönüşü” de ifade etmektedir. Tarihci Heath W. Luwry ve 16. Yüzyılda Trabzon Sancağı üzerinde araştırmalar yapan Hanifi Bostan da çalışmalarında Veledi Abdullah kavramına açıklık getirmeye çalışmışlardır. 16. Yüzyıla ait Trabzon eyaleti ile ilgili Osmanlı Tapu defterlerinde “Veledi Abdullah” veya bir başka tanımlamayla “Nev Müslim” olanlara yer verilmiştir. “Nev Müslim” sözcükleri “Yeni İslam” veya “İslama dönerek yeni kimlik kazananlar” anlamlarına da gelir.
 
Hanifi Bostan’ın Rize kazasındaki nüfus durumları ile ilgili araştırma sonuçları: (1 )
 
-1486 yılında : 79 hane İslam, 5378 hane Hristiyan
 
-1515 yılında :421 hane İslam,4714 hane hristiyan
 
-1520 yılında:500 hane İslam, 6706 hane hristiyan
 
-1554 yılında: 859 hane İslam,4860 hane hristiyan
 
-1583 yılında: 2363 hane İslam, 5276 hane hristiyan vardır.
 
Sayın Bostan’ın verdiği bu rakamların ışığında 1550 yılı Rize’nin sosyal kimliğinin değişiminde dönüm noktasıdır. Ve bu tarihten sonra Rize’nin etnik kimliği İslamlar lehine hızla değişmektedir.
 
“YENİ MÜSLÜMAN VEYA DÖNMELER”…
 
16. yüzyıla ait Osmanlı Arşivi Trabzon Tahrir Tahrir Defterleri üzerinde araştırmalar yapan Bostan, şehir merkezi mahallelerinde yaşayan “Veledi Abdullah” adı verilenlerin sayısal çoğalması hakkında rakamlar da vermektedir. Trabzon şehir merkezinde “Veledi Abdullah” adına taşıyanların sayısı 142’dir. 1583 yılında ise 181’e çıkmıştır. Trabzon şehrindeki Veledi Abdullah adını taşıyanların sayılarının giderek çoğalmasının Hristiyan inancına bağlı olanların İslama geçmesi veya bir başta tanımlamayla Rum ve Pontuslu Hristiyanların İslamlaşıp Türkleşmesi olarak da açıklanabilmektedir. “Abdulah ve oğulları” İslam ile şereflenmiş insanlardır. Ve Veledi Abdullah sözcüğü inanç kimliğidir. Yine Trabzon Tahrir defterlerinde “Nev Müslim” sözcükleri de “Yeni İslam olan, İslama giren” anlamına gelmektedir.
 
Osmanlı ülkesinde “Veledi Abdullah” adını alanların Hristiyan iken İslam’a girenler oldukları görüşleri hayli tartışmalıdır. Ve bu hususta bir genelleme yapmanın doğru olamıyacağı görüşleri vardır. Ama Osmanlının sosyal tarihi üzerine Arşiv araştırmaları ile tanınan Ömer Lütfi Barkan’ın” Veledi Abdullahların çoğunun Hristiyan asıllı devşirmelerden veya azadlı kölelerden geldiklerinin veyahut serbest bir şekilde Müslümanlığı kabul etmiş eski Hristiyanlar oldukları kabul edilebileceği” görüşlerini açıklaması da manidardır(2).
 
Bu gelişmeler üzerine “İslama Geçiş nasıl gerçekleşti” Sorusuna cevap aramak gerekmektedir.
 
Dipnotları:
1.M. Hanefi BOSTAN,XV. Ve XVI. Asırlarda Trabzon Sancağında Sosyal ve İktisadi Hayat, TTK Yayını, 1999, s. 213; Trabzon şehrindeki inanç ve kimlik değişimi hakkında bak. Heath W. Lowry,Trabzon Şehrinin İslamlaşması ve Türkleşmesi 1461-1583,Boğaziçi yayınları, 2005
 
2.Bostan, Aynı eser, s. 321
 
Link to post
Sitelerde Paylaş

Olsun işte bizim millet sever böyle şeyleri . 

 

Yol yaptı mı ? Yaptı..

 

Makarna kömür dağıttı mı ? Dağıttı

 

Dış güçlere küfür edip milletin gazını aldı mı? Aldı..

 

Gerisi 10 numara fazla gelir zaten. Ha Erdoğan olmuş ha Baykal ne farkeder.

 

Osmanlıda padişah değişmiş. İki adam kayıkla karşıya geçerken bunun tartışmasını yapıyorlarmış. Adamlar bir ara durup kayıkçıya ''Sen ne düşünüyorsun Efendi'' diye sormuşlar.

 

Adam demişki ; Eskiden de kayıkçıydım şimdi de kayıkçıyım benim için farketmiyor..

 

 

tarihinde Düşünen Hayvan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...