Jump to content

KUR'AN ARAP KAVMİNEMİ GELMİŞ yoksa TÜM insanlığamı?


Recommended Posts

 
 
İşte böyleee,
                     Kuran Evrenselmi Yoksa Kavimselmi

Gönderen manve, 15 Temmuz , 2013 - İslam ve Şeriat

Önerilen İletiler

manve    0

 

manve    0

  • Yeni Üye
  •  
  •  
  • Φ Üyeler
  • 0
  • 28 ileti

Kuran hiç bir yerde ben bütün kavimlere geldim demiyor.

Kuran kendisini sadece Arap kavmine gelmiş,sadece Arap kavmi için düzenlenmiş
sayar.Bu konuda çok nettir.Ama Emeviler döneminden beri İslamın Mollaları bunu
görmezden gelmekte hatta üstünü örtmeye çalışmaktadırlar.Kuranı kavimsel
değilde evrensel göstermek için çeşitli hilelere baş vurmaktadırlar.Bu
durum onların Kuranın evrensel olmadığını iyi anladıklarını göstermektedir.Çünkü
el birliği yaparak ve büyük bir çabayla hepsi aynı şeye yönelmişlerdir.Hepsinin
aynı hilede ısrar etmesi ve aynı şeyi örtbas etmeye çalışması konuyu gayet iyi
anladıklarını gösteriyor.Zaten Kuran DİL-KAVİM İLİŞKİSİ konusunda çok
nettir.Onun için Kuran’ın tek kavim için düzenlendiğini anlamamaları zaten
imkansızdır.Çünkü bu konudaki ayetler çok net:Bu
Kuran ı bir kavim için Arapça indirdik,bilsinler(fussilet:3-Kuran)

Bütün kavimler için düzenlendim demiyor.Arapça deüzenlenişinin nedenini tek kavim için
düzenlenmiş olmasına bağlıyor.Bu ayetteki Lİ KAVMİN(TEK KAVİM İÇİN) sözü genelde
tercümelerde görmezden gelinir.Üstü örtülmeye çalışılır.”Allah
her kavme sadece o kavmin kendi diliyle seslenir.O kavimden
olan bir peygamberle bunu yapar(İBRAHİM 4 KURAN)
halde Türk Kavminede Türkçe inmeyen bir kitapla seslenmek istemez.Ve Türk
olmayan bir peygamberle seslenmek istemez böyle bir Tanrı.
Bir kavmin peygamberinin kendi içinden olması gerektiği yabancı kavimden ve
yabancı dilden olmaması gerektiği çok açıktır.Kuranın Arap olmayanlara değilde
Araplara indiği çok açıktır;Biz onu
Arap olmayanlara indirseydik(Şuara 198 KURAN)
Gelip onlara okunsaydı ona inanmayacaklardı(Şuara 199 KURAN)
Yani bir kavmin sorumlu olacağı kitabı o kavmin kendi dilinde indirmemek,o
kavimden olmayan birine indirmek sakınca yaratırdı.Kitabı
sana kendi içinde ihtilaf yaşayan tek kavmi aydınlatmanın dışında
hiç bir sebeple indirmedik(Nahl:64-Kuran) bütün
kavimlerin bütün sorunları için geldim demeyi unutmuş galiba.Kendi düzenleniş
amacını bir kavmin sorunlarını çözmekten ibaret saymış kazaraEğer Kuran ı yabancı dilde
indirseydik,neden Arapça değil diye itiraz ederlerdi.Arap
olana Arapça olmayan kitap yollanırmı hiç
derlerdi(fussilet:44-Kuran)
zaman Türklerinde neden dilimizde inmedi,Türke Türkçe inmeyen kitap olurmu deme
hakları vardır.Bütün bunları gören Molla takımı bunları örtbas etmek için
çeşitli hilelere baş vurdular:Bilerek anlamından saptırılan bazı ayetlerle
konuyu hasır altı etmeye çalıştılar.Şimdi onların hilelerine değinelim
birazcık:1-MEKKENİN ÇEVRESİ DEYİMİNİ BÜTÜN DÜNYAYI KAPSAYAN BİR HALE SOKMAK
İSTEDİLER2-KURANDAKİ İNSANLAR KELİMESİNİ YERYÜZÜNDEKİ BÜTÜN İNSANLAR OLARAK
SUNMAYA ÇALIŞTILAR3-KURANDAKİ ALEM KELİMESİNİ BÜTÜN YARATIKLAR ANLAMINDA
KULLANMAYA ÇALIŞTILAR.Şimdi bu hilelerin ayrıntılarına
bakalım:MEKKENİN ÇEVRESİ BÜTÜN DÜNYA ANLAMINA GELİR Mİ?Bu kutsal mubarek kitaptır.Onların ellerindekini
doğrulayandır.Ana şehri(Mekke) ve çevresindekileri uyarman için
indirdik(ENAM 92 KURAN) Kuranı sana Arapça indirdikki ana
kent(mekke) ve çevresini uyarabilesin(ŞURA 7 KURAN) Şimdi
bu ayetlere bakıp mekkenin çevresi bütün dünya ve bütün insanlıktır diyorlar.Bu
elbetteki açık bir saptırmadır.Kuran çevre derken civarı kasteder.Yakın
civarı.Bütün dünyayı kastetmez.Pauçlarını çıkar Musa.Çünkü Kutsal
yerdesin,tuvadasın(TAHA 12 KURAN) Ey musa bu ateş ve çevresindekiler
mubarek kılındı(NEML 8 KURAN)
Eğer çevre demek bütün dünya demekse o zaman ateşin çevresindekiler kutsal
kılındığına göre,bütün dünyadakiler kutsal kılındı mı diyecekler?Ateş ve
çevresi kutsal olduğu için Musa papuçlarını çıkarmak zorundadır.Eğer ateşin
çevresi bütün dünyaysa o zaman bütün dünya kutsal kılınmıştır ve musa dünyanın
her yerinde çıplak ayakla gezmek zorunda kalacaktır.Mescidi
aksa ve çevresi mubarek kılınmıştır(İSRA 1 KURAN)
Çevre demek bütün dünya demekse o zaman;mescidin çevresi kutsal kılındı
derken dünyanın her yeri kıtsal kılındı mı demiş oluyor?Görünen o ki
çevreden kasıt sadece civarıdır.Yani kabenin çevresinde 7 defa
dolaşmak(tavaf) bütün dünyanın etrafını 7 defa dolaşmak olmadığı gibi,mekkenin
çevresi de,kudüsün çevreside,ateşin çevreside yakın çevre anlamına gelir.Civar
anlamında.Bütün dünya anlamında değil.Zaten Kuran Mekkenin Çevresini
ARAPÇA KONUŞANLARLA SINIRLANDIRMIŞTIR:Mollalar,mekke civarı diyen
ayetlerin bütün insanlıgı kastettiğini iddia etsede,durum hiç öyle
değildir.Çünkü ayetler Mekke Civarı kelimesine Arapça konuşulan civar olması
gibi bir ön koşulda ekliyorlar.Eğer ARAPÇA kelimesi konulmamış olsa mollalar
paçayı kurtarabilirdi.Ama ayetler açıkça Arapça bilenlerden ve Arapça
konuşanlardan ibaret bir çevreden bahsediyor.Hatta Kuran ın Arapça inmesinin
sebebini de MEKKE VE ÇEVRESİNDEKİLERİN ARAPÇA KONUŞANLARDAN İBARET OLMASINA
BAGLIYORKuranı sana Arapça
indirdik ki,ana kent(mekke) ve çevresini uyarabilesin(ŞURA 7 KURAN)
Bundan önce bir rahmet ve önder olan Musanın
kitabı var.Buda LİSANI ARAPÇA OLAN KİMSELERİ uyarman için indirilen
bir kitaptır(AHKAF 12 KURAN) Aslında
TEK ANA KENT YOK PEK ÇOK ANA KENT VAR.Yani her kavmin bir ana kenti ve çevre
kentleri var.Yahudilerin Kudüs,Arapların Mekke v.b.Bir ana kentin çevresi
diğer ana kentin çevresi başlayınca sona eriyor.Ve her kavmin ana kentine ve
çevresine ayrı bir peygamber gerekiyor:Rabbin memleketlerin ana
kentlerine peygamberler yollamadıkça o memleketleri helak etmez(KASAS
59 KURAN) Sen peygamberlerden birisin.Bütün kavimlerin her
biri için ayrı bir peygamber vardır(RAD 7 KURAN) Aslında
anlatılmak istenen bir kavmin her şehrine değil sadece ana kentine peygamber
yollanacağıdır.Ana kente yollanan peygamberin o kavmin çevre kentlerinede
yollanmış olacağıdır.Dileseydik
elbetteki her beldeye ayrı bir peygamber yollardık(FURKAN 51 KURAN)
Ama hayır bunu yapmıyoruz diyor.Bir kavmin sadece ana kentine peygamber yolluyoruz
diyor.####################KURANDA İNSANLAR KELİMESİ BÜTÜN İNSANLIK
ANLAMINA GELİYOR MU?Deki ey
insanlar topluluğu ben sizleri uyarmak için geldim(ARAF 158 KURAN)
Seni bütün gönderişimiz insanlara
uyarıcı olmandır,başkası şey değil(SEBE 28 KURAN)
Bu ayetleri göstererek bakın insanlara gönderildin diyor,o zaman bütün insanlara
gönderildi anlamı çıkar diyorlar.(Ayrıca bu ayetteki İLLA KAFFATEN kelimesi
bütünü bundan ibaret anlamına gelir.Ama tercüme hileleri yaparak buradaki
kaffeten/bütünü kelimesini insanlar kelimesine ekliyorlar.Böylece bütün insanlar
anlamını suni olarak var göstermeye çalışıyorlar.Oysa kaffaten kelimesinin
başında illa olumsuzluk eki vardır ve bu kelimeyi insanlar kelimesine değil
uyarıcılık kelimesine bağlamayı gerektirir.Yani seni yollayışımızın bütün
hepsi uyarıcı olman içindir/başka şey için değildir anlamını verir bu
kelime.Bütün insanlar anlamını vermez)Buda bilinçli yapılan bir aldatmaca ve
yanıltmadır.Çünkü Kuran insanlar yada insanlar topluluğu(Lİ EN NASİ) derken
PEYGAMBERİN KAVMİNDEN OLAN İNSANLARI kastetediyor.Yani İNSANLAR derken BİR
KAVMİN İNSANLARI kastediliyor.Musa
asayla taşa vurunca sular fışkırdı ve bütün insanlar(kulli en nasi) o
sudan içtiler(BAKARA 60 KURAN)
Şimdi bütün insanların o suyu içmesi ne anlama geliyor?Çinden Brezilyaya kadar
bütün insanlar mı?Yoksa sadece Musa nın kavminden olan bütün insanlar
mı?Açıkça bütün insanlar diyerek tek kavmin bütün insanları
kastediliyor.Musa kavminden olan bütün insanlar.Aynı şey muhammed içinde
geçerlidir.Kuran insanlara gönderdik derken Muhammedin kavminden olan
insanları kastediyor.Allah dedi
ey Musa;seni bütün insanların başı olarak
seçtim.Gönderdiklerimle ve sözlerimle(ARAF 144 KURAN)
Şimdi ne diyelim?Musa bütün yeryüzü insanlarının başınamı getirildi?Elbetteki
hayır.Yine bütün insanlardan kasıt Musa kavminden olan insanların
tamamıdır.Aynı şekilde Muhammedi insanlara yolladık derkende;kendi kavminden
olan bütün insanlara gönderdik demiş oluyor.Bütün kavimlerin bütün
insanlarına değil.Nasılki Musa sadece kendi kavmi olan insanlara
gelmişse,Muhammed de sadece lisanı Arapça olan insanlara gelmiştir:Bundan önce bir rahmet ve önder olan Musanın
kitabı var.Buda LİSANI ARAPÇA OLAN KİMSELERİ uyarman için indirilen
bir kitaptır(AHKAF 12 KURAN)
Musa nın kitabı Arapça olmadığı için,Araplar ondan sorumlu değiller.Zaten
Kuran anlayışında bir peygamber milyonlarca kişiye gönderilmez.Onu(Yunus’u),
yüz bin yahut daha fazla kişiye peygamber olarak gönderdik.(SAFFAT
147 KURAN) ALEM(BİLEN)
KELİMESİNİN SAPTIRILMASI VE İSTİSMARI:Ve
mâ erselnâke illâ rahmeten lil âlemîn(âlemîne)Merhametimizle
seni alemlerden başkasına göndermedik(ENBİYA 107 KURAN)Tefsirin
babası denilen en eski ve en büyük tefsirci sayılan İBN-İ ABBAS,alem kelimesinin
sadece şuurlanmış olanları kapsadığını söylemiştir.Bir kavim yada bir zümre
içindeki şuurlanmışları.Yani günümüz tabiri ile aydınları,cahil
olmayanları.İbni Abbas Ankebut Suresi 15 nolu ayetini ve Kamer Suresi 15 nolu ayetini referans
göstermiştir buna.O ayetlerde;geminin alemlerin düşünmesi ve ibret alması
için geriye bırakıldığı söyleniyor.Gerekli ibreti almak sadece aklını iyi
kullananlara özel olduğu için,alemler ibret alır demek aklını iyi kullananlar
ibret alır demektir.Yani alem ile aklını iyi kullanan aynı anlamdadır.Zira
akılsızlar ve cahiller ibret alamayacağı için cahiller alem(ibret alan
akıllılar) sayılamazlar.Fe enceynâhu ve ashâbes sefîneti ve cealnâ hââyeten
lil âlemîn(âlemîne)Gemiyi
bilenlerin(alemine) ibret alması için geriye bıraktık(ANKEBUT 15
KURAN)Onu bir işaret olarak geride
bıraktık.Düşünüp ibret alınsın diye(KAMER 15 KURAN)İlk
ayet alemler ibret alsın diyor.İkinci ayet düşünüp ibret alınsın diyor.Yani alem
demek düşünüp ibret alan demektir.Bu çok yerinde bir çıkarımdır.Alemler
ibret almalıdır(KAMER 15) denildiğine göre,şuursuzlar ibret alamayacağına
göre:demek ki alem demek şuurlu olan demektir.Zaten ilginç
olan,tercümanların diğer ayetlerde ALEM kelimesini Türkçeye çevirmeleri ve BİLEN
anlamında çeviriye almalarıdır.Ama enbiya suresinde nedense ALEM kelimesini
BİLEN olarak çevirmemişler ve olduğu gibi Arapça bırakmışlar.Neden?Bu size hiç
ilginç gelmiyormu?Örneğin Yusuf suresi 77 nolu ayette ALEM kelimesini
BİLEN(ALEMU) olarak çevirmişler.Ama enbiya suresinde olduğu gibi Arapça
bırakmışlar.vallâhu (ve allâhu) : ve
Allaha’lemu : iyice bilir/bilmektedir(YUSUF 77 KURAN) Ve Allah iyice bilmektedir(YUSUF 77 KURAN)
Mollaların yaklaşım bütünlüğü yoktur.Yani bir yerde ALEM kelimesini BİLEN olarak
çevirmişler ama başka yerde ALEM kelimesini olduğu gibi Arapça bırakmışlar.Bu
bir çelişkidir ve her çelişki bir operasyondur.Örtbas etme operasyonu.O
halde ayeti yeniden yazalım:Seni
merhametimizle BİLENLERDEN(ALEMU) başkasına yollamadık(ENBİYA 107
KURAN)
Yani BİR KAVMİN BİLENLERİNE YOLLADIK anlamındadır bu ayet.Kuran da ALEMU(BİLMEK)
fiilide tek kavimle ilişkilendirilmiştir zaten:Bunda
bir kavmin bilmesi(YA-ALEMUNE) için ayetler vardır(NEML 52 KURAN)
Sıkıysa bu ayetteki alem kelimesinide olduğu gibi Arapça bıraksınlarda görelim
boylarını.O zaman şu anlama gelir ayet:SİZ ÇOK ALEM BİR
KAVİMSİNİZKuran bir
kavim için Arapçadır,bilsinler(YA ALEMUNE)-FUSSİLET 3 KURAN Bir
kavmin bilmesi için yada bir kavmin bilenlerine(ya alemune) diyor
açıkça.Alem kelimesindede kavmi aşan bir şey yok yani.Bir kavmin alem/bilen
olması için Arapçadır.

 
tarihinde tolonbey tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte böyleee,

                    

 
 
StandartKuran evrenselmi yoksa kavimselmi?

İbrahim suresi 4.ayet ve Zuhruf 44.ayetin karşılaştırılması bile pek çok şeyi açığa çıkarmaya yetecektir.
-
Biz her peygamberi başka değil,sadece kendi kavminin diliyle kendi kavmi için göndeririz.Böylece onlara anlatabilmesini mümkün kılarız-İBRAHİM 4 KURAN.
-
Muhammed hangi kavmin diliyle hangi kavme gitmiştir?
Japon kavminin diliyle Japon kavminemi?
Arap kavminin diliyle Arap kavminemi?
-
Bunu aklımızda tutalım ve şimdi aşağıdaki ayeti iyi okuyalım:
Kuran senin için ve kavmin için bir öğüttür.Sen ve Kavmin ondan sorumlu tutulacaksınız-ZUHRUF 44 KURAN
Bütün kavimler içindir demiyor.Bütün kavimler ondan sorumludur demiyor.
-
Kuranı anlayabilmeniz için Arapça indirdik-Yusuf 2 KURAN
Demekki Arapça olmasa anlayamayacaklardı.
Arapça hangi kavmin dilidir?
Arapça olmasaydı hangi kavim anlayamayacaktı?
Arap olmayanların anlamasını neden gündeme almıyor?
-
Kuranı senin lisanınla(Arap lisanıyla) kolaylaştırdıkki onunla inatçı bir kavmi uyarabilesin-Meryem 97 KURAN
Bütün kavimleri uyarman için dememiş.
İnatçı olan o bir kavmi uyarman için demiş.
Kolaylaştırılmış Arap lisanıyla anlatılanı zar zor anlayan bir kavimden söz edildiği açık.
Bu kavim hangi kavimdir?
Japon kavmimi?
Alman kavmimi?
Arap kavmimi?
Meryem oğlu İsa, bir misal olarak anlatılınca,senin kavmin hemen bağrışmaya başladılar-Zuhruf 57-Kuran
Şimdi burada Muhammed Arapça İsa'dan bahsedince bağrışan kavim hangi kavimdir?
Alman kavmimi?
Japon kavmimi?
Arap kavmimi?
Burada bağrışmakla suçlanan kavim hangi kavimdir?
-
De ki: "Ey kavmim! Bulunduğunuz mekânda elinizden geleni yapın!
Muhakkak ki ben de yapacağım.
Öyleyse yakında bileceksiniz."-Zumer 39-Kuran
-
Ey kavmim diye Muhammed'in Arapça seslendiği bu kavim hangi kavimdir?
Alman kavmimi?
Arap kavmimi?
-
Muhammed bu ayetle hangi kavme meydan okumuş oluyor?
-
Yine biz (Mûsâ’ya) seslendiğimiz zaman Tûr’un yan tarafında da değildin.
Fakat senden önce kendilerine hiçbir uyarıcı gelmeyen o bir kavmi uyarman için o haberleri sana bildiriyoruz.(Kasas 46 KURAN)
-
Senide ataları uyarılmamış olan ve bu sebeple gaflet içinde kalmış o bir kavmi uyarman için gönderdik-Yasin 6 KURAN
-
Evet yine bütün kavimleri uyarmak için demeyi unutmuş.
Ve Muhammed ‘mahşer günü’ sadece kendi kavminden şikayetçi olacakmış:

Peygamber der ki: Ey Rabbim!
Benim KAVMİM bu Kur’an’ı terk etti.
-Furkan 30 Kuran
Görüldüğü gibi diğer kavimler Muhammed'in gündeminde yoklar.
Bu kavim Arapça inmeyen bir mesaja,neden dilimizde inmedi diyecek olan bir kavimdir.
Bu kavim hangi kavim olabilir?Ayet aşağıda:

Eğer onu Arapça bir Kuran kılmasaydık;'neden dilimizde inmedi,
Arap olana Arapça olmayan bir Kuran olurmu hiç' diyeceklerdi-Fussilet 44 KURAN
O zaman Japon kavmininde,
Japonca inmeyen bir kitap için''neden dilimizde inmedi''deme hakları vardır.
Japon olana Japonca inmeyen kitap olurmu deme hakları vardır.
-
Kuranı başka değil,pürüzsüz Arapça yaptık ki korunabilsinler-Zumer 28 KURAN
-
Demekki pürüzsüz Arapça olmasaydı Arap Kavmi korunamayacaktı.
Arapların korunabilmesi için pürüzsüz Arapça bir kitap gerekiyorsa,
-
Japonların korunması içinde pürüzsüz Japonca bir kitap gerekiyordur.

Kuranı ona bir insan öğretiyor dediklerini biliyoruz.
Oysa bahsettikleri o kişi ve onun dili Arap'a yabancıdır.
Bu ise dili apaçık Arapça olan bir kitaptır-Nahl 103-KURAN
Arap olmayanların kendileri ve dilleri yabancı olarak görülüyor açıkça.
Ötekileştirme var burada.
Arapçadan başka bir dile tahammül olmadığını gösteriyor Nahl 103 ayeti.

######################################
Birde asla doğru çevirmeyecekleri iki tane çok keskin kavimsel ayet var:
Fussilet 3.ayet
ve Nahl 64.ayet.
Bu iki ayettede TEK KAVİM İÇİNDİR.

Bu ayetin Arapçasında Lİ KAVMİN(bir kavim için,bir kavme özel) kelimesinin olup olmadığını kontrol edin lütfen.Ve ayetin neden BÜTÜN KAVİMLER İÇİNDİR demediğini,neden BİR KAVİM İÇİN ARAPÇADIR dediğini merak edin.

Biz bu ayetin Arapça metninde tek kavim içindir, ***1604;***1617;***1616;***1602;***1614;***1608;***1618;***1605;***1613;) kelimesi vardır dediğimizde dinciler şu savunmayı yaparlar:
-
''Evet bir kavim için sözü ayette var ama burada belirsizlik(nekre) var,hangi kavmi kastettiği belli değildir.Burada bilen bir kavim demek istiyor,bilen bir kavim için Arapçadır diyor,hangi kavim olduğu belli değildir''.Yani onlara göre ayet hem bir kavim içindir diyor hemde hiç bir kavmi kastetmemiş oluyor.
1-)Hiç bir kavmi kastetmek istemeseydi tek kavim içindir ***1604;***1617;***1616;***1602;***1614;***1608;***1618;***1605;***1613;)sözünü kullanmazdı.2-)Bilen bir kavim için Arapçadır deseniz bile,bu bilen kavmin Arap kavmi olmadığını söyleyemezsiniz.
-
Çünkü ayette bir kavim içindir sözü,Arapça sözüyle birlikte kullanılmış.
Ve Arapça Arap kavminin dilidir.
Ve o kavmin bilmesi Arapçaya bağlı kılınmış.
Demekki Arapça olmasaydı o kavim bilemeyecekti.
O halde o bir kavim Japon kavmi değil Arap kavmidir.
-
Artı henüz bilen kavim değil,ataları uyarılmadığı için gaflet(bilgisizlik) içinde olan bir kavim:
-
Senide ataları uyarılmamış olan ve bu sebeple gaflet(bilgisizlik) içinde kalmış o bir kavmi uyarman için gönderdik-Yasin 6 KURAN

*******************************

***1608;***1614;***1605;***1614;***1575; ***1571;***1614;***1606;***1586;***1614;***1604;***1618;***1606;***1614;***1575; ***1593;***1614;***1604;***1614;***1610;***1618;***1603;***1614; ***1575;***1604;***1618;***1603;***1616;***1578;***1614;***1575;***1576;***1614; ***1573;***1616;***1604;***1575;***1617;***1614; ***1604;***1616;***1578;***1615;***1576;***1614;***1610;***1617;***1616;***1606;***1614; ***1604;***1614;***1607;***1615;***1605;***1615; ***1575;***1604;***1617;***1614;***1584;***1616;***1610; ***1575;***1582;***1618;***1578;***1614;***1604;***1614;***1601;***1615;***1608;***1575;***1618; ***1601;***1616;***1610;***1607;***1616; ***1608;***1614;***1607;***1615;***1583;***1611;***1609; ***1608;***1614;***1585;***1614;***1581;***1618;***1605;***1614;***1577;***1611; ***1604;***1617;***1616;***1602;***1614;***1608;***1618;***1605;***1613; ***1610;***1615;***1572;***1618;***1605;***1616;***1606;***1615;***1608;***1606;***1614;
ve mâ enzelnâ=ve biz indirmedik,aleyke el kitâbe=sana kitabı,illâ=den başka,li tubeyyine=açıklaman için,lehum=onlara,ellezî ihtelefû=ihtilafa düşmüş/düştükleri,fî-hi=ona dair/onun hakkında,ve huden=ve hidayet,ve rahmeten=ve rahmet,li kavmin=tek kavim için,yu'minûne=iman etmeleri/müminlik
Kitabı sana başka şey için değil,sadece kendi arasında ihtilaf yaşayan tek kavim için(li kavmin-***1604;***1617;***1616;***1602;***1614;***1608;***1618;***1605;***1613;) uyarı yapasın diye indirdik.Hidayet ve rahmet olarak,iman etsinler-NAHL 64 KURAN
-
Bu ayeti aynen böyle çevirmeleri gerekiyor,
ama bunu yapmıyorlar.
Aynı hileye yine başvuruyorlar.
Ayetin Arapça metninde Lİ KAVMİN(TEK KAVİM İÇİNDİR-***1604;***1617;***1616;***1602;***1614;***1608;***1618;***1605;***1613;) sözü var ama ayetin Türkçe tercümelerinde yok,
özenle üstü örtülmüş.
Üstelik ayet sadece tek kavim içindir(li kavmin) demiyor,kavmin özelliğinide veriyor:kendi içinde bölünmüş bir kavim,
kendi içinde ihtilaf yaşayan bir kavim.
Üstelik Muhammed'in Arapça uyarı yapabildiği bir kavim.
-
(İbrahim suresi 4.ayeti hatırlayın;her kavmin kendi dili var,her peygamber kendi kavminin diliyle kendi kavmine gönderilir)Tercümelerde sanki bir kavim için değilmiş gibi bir hava vermeye çalışıyorlar.Yani Lİ KAVMİN(***1604;***1617;***1616;***1602;***1614;***1608;***1618;***1605;***1613;) kelimesinin hiç bir anlamı yokmuş gibi davranıyorlar.Kuran'ın bu kelimeyi sürekli kullanmasının hiç bir amacı yokmuş gibi davranıyorlar.
 

 
esser isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alıntı ile Cevapla
 
Cevapla
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...