Jump to content

FİL SÛRESİ, HRİSTİYAN EBREHE, FİL ASHÂBI, FİL, PUT, MÜŞRÎK MEKKE, KÂBE'NİN KORUNMASI - KORUNMAMASI


Recommended Posts

50 dakika önce, akılsızşuursuzatom yazdı:

benim  hakkımda  ahkam  kesmişsiniz.Belli  bir  gruba  dahil  etmişsiniz. Ben  kimseyi  müslüman  da  yapmaya  çalışmıyorum.Sadece  bilgilenecegim  kısımlar  olursa  diye  öğrenme  taraftarıyım. Nickimin  atfı  atomun  cidden  bilinçsiz  olmasına  olduğu  için  kinaye  olarak  koydum. Ben  cekiliyorum  aradan  buyrun  dinin  ve  evrenin  sırlarını  siz  anlatın  ateistlere 


Sağol,
Yanlışım varsa, kalbini kırdıysam kusura bakma.
Dinlemende ve anlamaya çalışmanda fayda var.

tarihinde HATEM tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 119
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Birbirlerini beğenmeyen müslümanlar da var mıy mıııış ?! :D

Muhtemelen bunlar tahtalı köyde de birbirlerini çekiştirirler, çünkü atalarımız ne güzel demiş: "Canı çıkar, huyu çıkmaz"

Taptıkları tanrı o diyarda bunların tümünü falakaya yatırırsa, heeeç şaşmam. :D

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
8 hours ago, HATEM said:


Benim sana hiç bir sözüm yok senin ateist kalman daha iyi olur. Ateistleri çok güzel temsîl ediyorsun. Hep böyle kal...
"Tut tut olum tut" formatıyla güdülenmişsin. Burası fikir platformu, fikrin yoksa git başka mecrâlarda deşarj ol.
Bütün sorulara açığım ve cevap vermek için burdayım. Köpüklü ağzından kimseye fayda yok. Sabrın sonuna geldin.

 

Zaten ateist kalacağım, o kadar aptal mıyım ki deli saçmalarına inanayım? Üsluba takılacağına içeriğe odaklan, ancak verecek cevabı olmayanlar, argüman üretemeyenler üsluba odaklanır özellile de dinciler ama nedense kendi kitaplarındaki üsluba hiç takılmazlar. İkiyüzlüsünüz. Dinciler, inandıkları kitap inanmayanlara her türlü hakareti yaparlar, aynı şekilde karşılık görünce hemen üslup diye zırlayarak mağdur, mazlum rolüne bürünürler.

 

Fikir demişken, ne fikrin var ha? Burada deli saçması yahudi, arap masallarını, palavralarını savunmaktan başka ne yapıyorsun, ne fikir üretiyorsun? Ne zamandan beri bu deli saçması yahudi ve arap masalları fikir sayılıyor? Hayatında bir kere bile olsun yahu ben neye neden inanıyorum diye düşündün mü, sorguladın mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, sağduyu yazdı:

 

Zaten ateist kalacağım, o kadar aptal mıyım ki deli saçmalarına inanayım? Üsluba takılacağına içeriğe odaklan, ancak verecek cevabı olmayanlar, argüman üretemeyenler üsluba odaklanır özellile de dinciler ama nedense kendi kitaplarındaki üsluba hiç takılmazlar. İkiyüzlüsünüz. Dinciler, inandıkları kitap inanmayanlara her türlü hakareti yaparlar, aynı şekilde karşılık görünce hemen üslup diye zırlayarak mağdur, mazlum rolüne bürünürler.

 

Fikir demişken, ne fikrin var ha? Burada deli saçması yahudi, arap masallarını, palavralarını savunmaktan başka ne yapıyorsun, ne fikir üretiyorsun? Ne zamandan beri bu deli saçması yahudi ve arap masalları fikir sayılıyor? Hayatında bir kere bile olsun yahu ben neye neden inanıyorum diye düşündün mü, sorguladın mı?

bu arada  bir  başlığınızı  okudum  dün  helal  haram  olan  kadınlar  diye (nene  ve  torunlar  neden  yazılmamış  ayete  demişsiniz) Kuranda  baba  soy  anlamına  gelen  bir  kelime  yani  dede  zaten  geçmez. Ibrahim  için  babaniz  der.Adem  de  aslında  dede  dir  ama  babanız  der.

Link to post
Sitelerde Paylaş
13 saat önce, HATEM yazdı:

Sen şimdi Roma'lı târihçi Diodorus'a inanmıyor musun?

Diodorus’a niye inanmayayım?

Ama Diodorus Kabe’den bahsetmiyor ki,

Thamud bölgesinin kuzeyinde, Akabe körfezinin yakınında, muhtemelen Petra veya yakınında bir yerden bahsediyor. Mekke ve Kabe’den bahsetmiyor.

Dikkatlice araştırırsan anlarsın.

Diğer yazdıklarına cevap vermedim, demagojik laf salatası.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, akılsızşuursuzatom said:

bu arada  bir  başlığınızı  okudum  dün  helal  haram  olan  kadınlar  diye (nene  ve  torunlar  neden  yazılmamış  ayete  demişsiniz) Kuranda  baba  soy  anlamına  gelen  bir  kelime  yani  dede  zaten  geçmez. Ibrahim  için  babaniz  der.Adem  de  aslında  dede  dir  ama  babanız  der.

 

Konuyla ne alakası var bunun? İlle bir açıklama yapmak istiyorsan bir kadınla evlenip sonra da onunla zifafa girmeden kızıyla evlenebilme iznini, evlatlığın karısı ile evlenmeye izin varken süt kardeşlerle evlenme yasağını açıkla. Nerede önemsiz bir detay var, ona takılıp asıl üzerinde durulması gereken kısımlarla hiç değinmemek tipik dinci davranışı.

Link to post
Sitelerde Paylaş
32 dakika önce, sağduyu yazdı:

 

Konuyla ne alakası var bunun? İlle bir açıklama yapmak istiyorsan bir kadınla evlenip sonra da onunla zifafa girmeden kızıyla evlenebilme iznini, evlatlığın karısı ile evlenmeye izin varken süt kardeşlerle evlenme yasağını açıkla. Nerede önemsiz bir detay var, ona takılıp asıl üzerinde durulması gereken kısımlarla hiç değinmemek tipik dinci davranışı.

zifaf  meselesi; annesine  ilgi  duymayla  alakalı  bir şey  illaki  gerdek  anlamına  gelmiyor. Aynı  eve  girip  annesine  ilgi  gösterir  ona  yaklaşırken üvey  kızlarınıza  ilgi  duymayın  sapıtmayın  diyor.Tabi  annesine  ilginiz  başından  beri  yoksa  o  kız  size  helal  olur  diyor.Burada  demek  ki  çocuk  yaşta  olabilir  diyeceksiniz.Evlilik yaşını  sağlayan  bir  kız  olursa  annesinede  ilginiz  yoksa  yani  onunla  tanışma  kaynaşma  durumunuz  olmadiýsa  normal  demiş. 2.si  süt  annelik  kurumu  biylojik  değil  tamamen  manevî  nedenlerle  hürmet  maksadiyla  şükür  maksadiyla  aynı  memeden  emdiği  için  yasaklanmıştır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

@HATEM

 

Ben hadisin yüzlerce bağımsız kaynak tarafından doğrulanmadığını, aksine tek kaynak tabanlı olduğunu söylüyorum.

O da islamiyeti yaymaya çalışan insanların duydukları şeyleri kendi işlerine geldiği için doğrulamalarından ibaret.

 

Sen de inatla öyle olmadığını ve yine aynı inatla benim neden bahsettiğini anlamadığımı savunuyorsun. Kuşlar taş attı çünkü hadiste yazıyor. Yüzlerce kişi görmüş. Kendini tekrar ediyorsun. İsa göğe yükselmedi çünkü kuran'da yazıyor. Ben askerlerin yakalamasından değil,  isa'nın ölmesi ve 3 gün sonra dirilip göğe yükselmesi inancından bahsediyorum. Hani aziz petrus'un hristiyanlığın temel inancı olduğunu iddia ettiği, yüzlerce kişinin göz tanıklığı ettiği inanç. Hani senin tamamen tarafsızca bakış açınla yalanladığın.   

 

Daha da basit olması için tek soruya indirgeyeceğim:

Akılcı düşünce mi, ebabil kuşları rivayetleri mi? Hangisi değerli?

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 saat önce, sağduyu yazdı:

 

Konuyla ne alakası var bunun? İlle bir açıklama yapmak istiyorsan bir kadınla evlenip sonra da onunla zifafa girmeden kızıyla evlenebilme iznini, evlatlığın karısı ile evlenmeye izin varken süt kardeşlerle evlenme yasağını açıkla. Nerede önemsiz bir detay var, ona takılıp asıl üzerinde durulması gereken kısımlarla hiç değinmemek tipik dinci davranışı.

ilk  kez  itiraz  etmediniz  demek  ikna  edici  geldi  maşallah  

Link to post
Sitelerde Paylaş

Çok fecî ortalar yapıyorsun fakat kendi kalene doğru,, gol atmaktan da bıktım.
Sorunlarınızla uğraşmaktan Cevaplara bir türlü geçemiyoruz.
 

2 saat önce, bayşapka yazdı:

İsa göğe yükselmedi çünkü kuran'da yazıyor. Ben askerlerin yakalamasından değil,  isa'nın ölmesi ve 3 gün sonra dirilip göğe yükselmesi inancından bahsediyorum. Hani aziz petrus'un hristiyanlığın temel inancı olduğunu iddia ettiği, yüzlerce kişinin göz tanıklığı ettiği inanç. Hani senin tamamen tarafsızca bakış açınla yalanladığın.  


Buradaki ateistlere sürekli bunu tekrârlıyorum; "Benimle tartışırken ezberlerinizle gelmeyin, ezberlerinizi bozarım. Banttan yayınlarla olmaz, canlı canlı düşünmeniz gerekiyor. Yazdıklarımı anlamıyorsan benimle tartışma, ben senin yazdıklarını anlıyorum ve seninle zevkle tartışıyorum.

Bak son hakkın, dördüncü kez yazmayacağım. Bu üç oluyor.

Ben hristiyânların tevâtürle elde ettikleri haberleri yalanlayacak kadar akılsız değilim.
İncîllerde anlatılan bütün hâdiselerin genel anlamda doğruluğuna inanıyorum. (İncîllerden gâvur-hristiyânların çıkarttıkları yorumların çoğu saçma sapandır, tartışmalıdır, tartışırım)
Çarmıh öncesi sorgulama, eziyet, çarmıh, Çarmıh sonrası oyuk mezardan "gayb" olma... Bunların hepsi doğrudur.
Daha nasıl anlatayım önceki iki sefer de bunu anlatmıştım.
Askerlerin Çarmıh öncesinde Hz. îsâ'yı tutuklamaya geldiklerinde, "göğe yükseltilmesi" iddiâsının ise uydurma olduğunu söylüyorum.
Detaylı anlattığım zamân anlamadığın için daha fazla detâya girmeyeyim. Fakat şunu bir daha söyleyeyim. Hristiyânların Çarmıh sonrası yükselme inancı tevâtür olduğu için inanıyorum.
Birkısım müslümânların bir iddiâsı olarak,, Hz. Îsâ'nın Sorgu ve Çarmıh öncesi göğe yükselmesi, tevâtür olmadığı için, ahad hadis bile olmadığı için tâmm bir uydurma olduğu için kabûl etmiyorum,  inanmıyorum.
Sana burda, Göğe yükselme vesîlesiyle,  tevâtürün ()mütevâtir bilginin)  önemini anlatmaya çalışıyorum.
 

 

2 saat önce, bayşapka yazdı:

Ben hadisin yüzlerce bağımsız kaynak tarafından doğrulanmadığını, aksine tek kaynak tabanlı olduğunu söylüyorum.

O da islamiyeti yaymaya çalışan insanların duydukları şeyleri kendi işlerine geldiği için doğrulamalarından ibaret.


Peygamberliğin ilk yıllarında en başlarda inmiş bir sûreden bahsediyoruz.
Peygamberliğin altıncı yılında hz. Ömer Müslümân oldu.
Altı yılda toplam 40 müslümân îmân etti.
Ey akılcı kişi, müslümânların en zayıf olduğu yıllarda, Fil sûresinde anlatılanlarda en ufak bir yanlış olsa, Peygambere 40 kişi değil 4 kişi bile inanmazdı.
 

 

2 saat önce, bayşapka yazdı:

Daha da basit olması için tek soruya indirgeyeceğim:

Akılcı düşünce mi, ebabil kuşları rivayetleri mi? Hangisi değerli?


Sana daha önce işâret ettim. Bizim hadîs ilmimiz eşsizdir. Târih ilmiyle uğraşanların verdiği bilgilerden çok daha sıhatli ve detaylı bilgilere sâhibiz.

Akılcı olma, akıllı ol.
 

Kâfirlerde ateistlerde akıl olmaz.
Akıl, kalpte olan bir nûrdur. Doğru ile yanlışı ayırır, İbret alır, geleceği düşünür.
Sizde ve bizde müşterek olan akıl değil zekâdır. Bu, Dünyevî işleri görmeye yarar.

Kalpte bir nûr olan, ve sâdece mü'minlerde bulunan ve insânların birbirlerine göre üstünlüğünü belirleyen en önemli ölçüt olan akıl (ışık),, mahşer gününde, kiminin ayak ucunda bir nokta kadar kimininde güneş kadar olacak.
Gerçek bir ışık olan bu akıl bile, Allah yolunda bir müddet sonra yol kesici olur.
Cebrâil âleyhisselâm, En yüce aklın somutlaşmış şeklidir. En yüce akıl bile, Mi'râcta Peygamberimize eşlik edememiş, ancak Sidreyi müntehâya kadar refâkat edebilmiş.

İnsânların ihtilâflarının kaynağı hep akıldır.
Duyu organlarında (hissetme, işitme, görme, tad alma, koklama) ihtilâf olmaz ittifâk vardır her zamân. Fakat bu verileri işleyen ve farklı tecrübelere sâhip olan akıllar çoğunlukla ihtilâf ederler.


 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 13.03.2019 at 08:16, HATEM said:

Dünyâdaki imtihân düzeni,, Allah'a zulmeden,, Kâfir, münâfık, putçu, ateist bilimum aşağılık mahlûklara fazlasıyla hayât hakkı verîr. Hattâ koruyucuları bile vardır. Ölüm vakti geldiğinde koruyucular çekilir.

Allah'a değil, mahlûkâtına zulüm yapanlara ise Dünyâ vatanında fazla tahammül edilmez. Cezâsını vermekte acele edilebilir.
 

Bu ne ofke! Bu ne hakaretler! Suriye'ye gitsen, IŞİD de kendine yarasir bir mevki bulursun. Senin gibi insanlar, ancak Islamiyetten nefret ettirir. 

Link to post
Sitelerde Paylaş


Hz. Mûsâ ve Hz. Îsâ',, Ulu'l-aziym peygamberlerden olsa da Şerîat kurucu büyük peygamberlerden olsalar da, Dînleri cihân şumûl bir dîn değildir. Ya'nî, önceki peygamberlerin kitaplarında Kâbe'den bahsedilmesi, Kâbe'yi ziyâretin bir ibâdet kılınması gerekmiyor.
 

 

10 saat önce, Abdülmalik yazdı:

Diğer yazdıklarına cevap vermedim, demagojik laf salatası.


Salâtam âfiyet olsun. Sindirebildiğine sevindim...
Sindiremediğin  Diodorus konusuna gelelim, buyrun sodayla ve bamya çorbasıyla servis ediyorum. Âfiyet olsun...
 

 

10 saat önce, Abdülmalik yazdı:

Diodorus Kabe’den bahsetmiyor ki,

 

Tarihte Ka'be ve Mekke


Edward Gibbon kitabinda Hristiyanlik’tan önce Ka'be ve varligi hakkinda sunlari yazar;

..... barbarlarin kör mitlerinde-yerel ilahlarin, yildizlarin, hava ve topragin, cinsiyet ve ya ünvanlarinin, onlarin vasiflarinin ve ya baglarinin bulundugu yillarda. Her kabile, her aile, hatta bagimsiz her savasçi,kendi fantastik inançlarini yaratip degistiriyordu;ama biri hariç, her çagda,dinine oldugu kadar diline de sadik olan,Araplar. Ka’be’nin tarihi Hristiyanligin dogusundan çok öncelere dayanir: Kizildeniz’in kiyisini tarif ederken Yunanli tarihçi Diodorus bildirir ki,

Thamudi’lerin(Semudlular) ve Sebeli’lerin arasinda, üstün kutsalligi tüm Arabistanlilarca kabul edilen meshur bir tapinak bulunur.
Ipek kumasli, Türk Hanlarinca belirli araliklarla onarimi yapilan, ilk defa Hz. Muhammed’den 700 yil önce tarihçi Homerce bahsedilmistir.
[1]

Diodorus Sisulus(Sicilyali Diodorus),M.Ö.1.y.y.’da Bibliotheca Historica (Tarih Kitabi) adli kesfedilmis dünyanin farkli yerlerini tarif eden kitabi yazmistir. Iste bunlar Gibbon’un Ingilzce çevrisinden alintidir.

“Ve orada bir tapinak var ki tüm Araplarca çok kutsal sayilip saygi görür.” [2]

Iskenderiyeli Klaudius Batlamyus , matematikçiye bir astronom oldugu halde eski Arap sehirlerini tarihçi Pliny’den bir asir sonra haritaya dökmüstür.M.Ö.500 lü yillardan Teyma ,Dumaetha, Hicr, Medayin Salih adli sehirler bunlardan bazilaridar. [3]

Bunlardan en önemlisi Makoraba (Mekke) ‘de haritada kayitlidir. G.E. von Grunebaum der ki:

"Mekke Batlamyus tarafindan saptanmis ve ona verdigi Makoraba ismiyle oranin bir tapinagin etrafinda kurulu oldugu anlasiliyor. [4]

Kutsal Metinlerde Mekke

Kur’an-i Kerîm: Âl-i Imran ,96-97

96. Süphesiz ki âlemlere bereket ve hidayet kaynagi olarak insanlar için kurulan ilk ev (mâbet), Bekke'deki (Kâbe)dir.
97. Orada apaçik nisâneler, (ayrica) Ibrahim'in makami vardir. Oraya giren emniyette olur. Yoluna gücü yetenlerin o evi haccetmesi, Allah'in insanlar üzerinde bir hakkidir. Kim inkâr ederse bilmelidir ki, Allah bütün âlemlerden müstagnîdir.

Mezmurlar, (Eski Ahit’in içindeki Zebur Kitabi) 84’üncü Bapta (Incil’in Yeni Çeviri versiyonu, NIV) da Hacc’dan Ibranice "Higga" diye ; Mekke’den de Kur’andaki gibi Bek’a (Bekke) diye bahsedilir.Yaratilis 28, 12-19'da bahsi geçen Hz.Ibrahim'in torunu Hz.Yakub'un Padon-Aram'a giderken rüyasinda bir merdiven gördügü ve üzerinde yattigi tasi yagla kutsayip adini Beyt-el koydugu ayrica kayin pederi Laban ile Gal'ead adi verilen ve Yaradilis'taki adiyla Misfa (üzerinde tas bulunan yer, Hacer'ül-Esvet'in özdesi) denen tas yiginlari üzerine bir anit dikilmis oldugu ve önemli toplantilarin burada yapildigi (Hakimler XX,XXI; 1Samuel, X) ilgi çekicidir. Ayrica Israil'de bulunan iki tepe, Sion ve Moria Mekke'deki Sefa ve Merve tepelerinin hem anlamca hem görevce ikizleridir.


Mezmurlar 84
1 .Senin evin ne yücedir Ey Kadir Rabb’im!
2 .Ruhum özlem duyar,bayilir, Rabb’in Saraylari için; kalbim ve bedenim Hayy olan Tanri için haykirir.
3 .Serçe bile kendine ev, kirlangiç bile yavrulari ve kendi için bir yuva buldu-kurban tasinin yaninda, Ey Kadir Rab, Kral’im,Tanrim!
4 .Mukaddes olan senin evinde ikamet edendir; onlar hep seni anarlar.
5. Mukaddes olanlar kalplerini hacca vermis ,gücünü senden alanlardir.
6.Bekke Vadisinden geçerken ,orayi pinarlarla doldururlar;Güz yagmurlari da havuzlari doldurur.
7 .Onlar Sion’daki Tanri’nin önünde yer almadan güçten güce sahip olurlar.
8 .Duami isit , Ey yüce Kadir Tanrim;Beni dinle Yakup’un Tanrisi.
9 .Zirhimiza bak Ey Yüce Tanrim; seçtigin kisiye iyilikle bak.
10. Senin saraylarinda bir gün digerleri gibi binlerden iyi; Ey Allah’im senin evinde kapici olsam günahkarlarin çadirinda ikamet etmekten iyidir 11. Çünkü Rab bir günes, bir zirhtir; Rab iyilik ve onur ihsan eder; hiçbir iyi seyi o masumlardan esirgemez.
12 .Ey Kadir Rab, sana dayanan kisi mukaddestir.

 

Eski Ahit; Isaya 60 ,6-18:
6. Medyen ve Efah’in kervanlari, çok sayida deve sana gelecektir; Tüm Sebeliler gelecektir: Altin ve tütsü getirecekler; ve onlar iste böyle Rabb’i övecekler.
7.Kedar’in taslari senin için toplanacak, Nebaioth’un sahmerdanlari seni yönetecek:onlar sana biat edip ana mabede gelecekler ve Ben izzetimin evini yüceltecegim.
10. Ve yabancilar duvarlarini yükseltecek ve krallari sana sahip olacak: öfkemde gazap ve iyiligimde sana merhamet etttim.
11. Böylece kapilarin sürekli açik olacak;gündüz ve ya gece kapanmayacak; ki insanlar sana Yahudî olamayanlarin güçlerini getirsin, onlarin krallari getirilsin.
12. Sana hizmet etmeyen ulus ve krallik harab olur; evet, o uluslar tamamen helak olur.
18 .Ne vahset, ne talan ne de yikim artik sinirlarinda duyulmayacak; Ancak sen duvarlarini magfiret , kapilarini hamd diye çagiracaksin.


Bekke’nin ,The Jewish Encylopedia(Yahudî Ansiklopedisi)’ne göre anlami Arapçadaki “Baka'a” yani kurak yerdir. Buna kanit, (Tevrat, Sayilar XIV:14) da bahsedilen kurak yerlerde yetisen Balsam agaci türü bir agaçtir. Bu bitki çok kurak yerlerde yasar. [5]

Kuraklik ise Zem Zem’in çikis sebebidir. (Tevrat’a göre) Jewish Encyclopedia ‘da yine kelime açiklanirken [Ibranice 'emeq habakka'], Zebur’da bahsedildigi üzere derin hüzünden geçerken” ifadesinden yararlanilir. Yunanca çeviride de “Aglama vadisi” diye çevrilmistir.

Bir hadis her iki anlami da açiklamistir.Ibn-i Abbâs'dan söyle rivâyet olunmustur:

"Ibrâhim Hâcer'le evlenip Ismâil dogduktan sonra emzirmekte oldugu bu ogliyle berâber (Sâre'nin taarruzundan korunmak için Sam'dan çikip Mekke'ye) geldi. Nihâyet Hâcer'le Ismâil'i Mescid-i Harâm'in (bugün bulundugu) yerin, ve Mescidin yüksek bir mahallindeki Zemzem kuyusunun yukarisinda büyük bir agacin yanina birakti. O târihte Mekke'den hiç bir kimse yoktu. Hattâ içecek su da yoktu. Iste Ibrâhîm bu ana ve ogulu buraya birakti. Yanlarina içi hurma dolu (mesin) bir dagarcik, içi su dolu bir kirba birakti. Sonra Ibrâhîm kendi (Sam'a) gitmek üzere döndü. Artik Ismâil'in anasi, oglu Ismâil'i emziriyor ve (kendisi) kirbadaki sudan içiyordu. Nihâyet kirbadaki su bitince hem Hâcer, hem de çocugu susadi. Hâcer çocugun susuzluktan toprak üstünde sizlanarak yuvarlandigina bakmaga basladi. Fakat çocugun bu elîm hâline bakmaktan fenâlasarak onun yanindan kalkip biraz öteye gitti. Ve o mintakada Kâ'be'ye en yakin dag olarak Safâ tepesini buldu. Ve bunun üstüne çikti. Sonra vâdîye karsi durup bir kimse görebilir miyim? diye bakmaga basladi. Fakat hiçbir kimse göremiyordu. Bu defa Safâ tepesinden indi. Vâdîye varinca (ayagina dokunmamak için) entârisinin etegini topladi. Sonra müskül bir isle karsilasan bir insan azmiyle kostu. Nihâyet vâdîyi geçti. Sonra Merve mevkiine geldi. Orada da biraz durdu. Ve bir kimse görebilir miyim? diye bakti. Fakat hiçbir kimse göremedi. Hâcer bu sûretle (Safâ ile Merve arasinda) yedi def'a gitti, geldi. Nebî : bunun için nâs (hacilar) Safâ ile Merve arasinda sa'yederler, buyurmustur. Son def'a Merve üzerine çiktiginda bir ses isitti. Ve kendisi nefsine hitâb ederek: sus, iyice dinle! dedi. Sonra dikkatle dinledi. Bu sesi evvelki gibi bir daha isitti. Bunun üzerine Hâcer: ey ses sâhibi, sesini duyurdun!. Eger sen bize yardim etmek kudretine mâlik isen, bize yardim et! dedi. Ve böyle der demez hemen Zemzem kuyusunun yerinde bir melek göründü. O Melek ayaginin topugiyle, yâhut kanadiyle yeri kaziyordu. Nihâyet su göründü."

Hindu Kutsal Metinleri'nde

Atharva Veda (10-28)

aved10228.gif

"Ister yüksekçe insaa edilmis olsun ister olmasin,ister duvarlari güçlü olsun ister olmasin ister duvarlari düzgün olsun ister olmasin , Tanri onun her kösesinden görülür.Tanri'nin evini bilen,Tanri'yi bilir çünkü O evinde anilir.
"

Kabe asiri güzel ve estetik degildir.Küp bile degildir.Ama Allah orada anilir.
      
             
Atharva Veda (10-2-31)


aved10231.gif
"Bu melek yurdunun 8 dolasim mekani ve 9 kapisi vardir.Orasi isgal edilemez
.. Orada ebedî isik ve ebedî hayat vardir.

Kabe'nin 8 dolasim mekani ve 9 kapisi vardir.Orasi isgal edilemez çünkü Allah tarafindan korunmaktadir.Habes krali Ebrehe'nin girisimi Allah tarafindan engellenistir. (Bkz.Fîl Suresi.)

Atharva Veda (10-2-33)


aved10233.gif
"Brahma (Hz.Ibrahim) ilahî isikla aydinlatilan ve ilahî mukaddesatla örtülü bu mekanda oturdu.Burasi insanliga ruhî yasam verir.Asla isgal edilemez.


Hindu kutsal metinlerinde geçen isimlerin karsiliklari ise sunlardir:
Brahma = Hz.Ibrahim
Saraswati = Hz.Ibrahim'in karisi Sara (Sâre)
Hanuh (Tufan peygamberi
ve yari tanri) = Hz.Nuh (as)
Earnst Rennan'a göre tarihte büyük insanlarin tanrilastirilmasi sikça görülür. Saygi görülen kisilerin bir süre sonra tanrilastirilmasina örnek Hz. Yunus (as), Hz. Isa (as), Buda, Nuh (as) vs.. Ayni görüsleri Fahruddin Razi ve Ibn-i Kesir de paylasir.


Referanslar:
[1] Edward Gibbon (Christopher Daws
on tarafindan tanitm), Gibbon’un Düsüsü ve Latin imparatorlugunun yikilisi: cilt V, Everyman's Library, London, pp. 223-224.
[2] C H Oldfather tarafindan çeviridir, Diodorus Of Sicily: cilt II, William Heinemann Ltd., London & Harvard University Press, Ca
mbridge, Massachusetts, MCMXXXV, pp. 217.
[3] D G Hogarth,Arabistan’a Giris: Alston Rivers Limited, London, 1905, pp. 18.
[4] G E Von Grunebaum, Klasi Islam: A History 600-1258: George Allen & Unwin Limited, 1970, pp. 19.
[5] The Jewish Encylopedia: cilt I
I, Funk & Wagnalls Company, MDCCCCII, pp. 415.
[6] David Noel Freedman (Editor-in-Chief), The Anchor Bible Dictionary: cilt I, Doubleday, pp. 566.


Kabe Hz.Ibrahim tarafindan dikilmistir.

1-) Her seyden önce bir milletin tarihinden habersiz olmasi beklenemez. Böylece Arap’larin da tarih bilgileri kesinlikle güvenilirdir. Çünkü Araplar her seyden önce soylarina önem verirler idi. Bir kabilenin en çok övündügü sey nesebi yani soyuydu.

2-) Hz.Ibrahim ile soy akrabaligi’ni Tevrat da tasdik eder. Örnegin;Tevrat’in Yaradilis kisminda (Yaradilis,21;17-21) Hz.Ismail’in annesi Hacer’le Faran (Mekke) Çölünde birakilisi ayrintili bir biçimde anlatilir. Dahasi yine (Yaradilis, 25;12’nci ayetten 15’nci ayete dek) bize verilen Hz.Ismail’in soy zinciri bizlere çok güzel ipuçlari verir. Hz.Ismail’in ilk oglu Nebayot, sonrakiler, Kedar, Adbîl, Mibsam, Misma, Dumah, Messa, Hazar, Tema, Yetur, Nefis, ve Kedemah’dir ki bunlar dagildiklari çevrelere kendi isimlerini vermislerdir. Su an Ibranice’de aktif bir sekilde Mekke civarindaki sehirleri belirtmek için kullanilirlar.

3-)Yine Tevrat'in Yaradilis kisminda Hz.Yakup'un tastan bir mabet insaa ettirip burada Hagag denen ibadeti gerçeklestirdigini biliyoruz. Hz. Davut' a atfedilen Hac ilahileri de meshurdur. (Bkz. Mezmurlar)
Hz.Ibrahim’in ülke ülke dolasip ilahî mesaji insanlara bildirdigini Tevrat söylüyor. Iste böyle bir gezide Hz.Ibrahim Kabe’yi ogluyla insaa etmistir.

tarihinde HATEM tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
19 hours ago, akılsızşuursuzatom said:

zifaf  meselesi; annesine  ilgi  duymayla  alakalı  bir şey  illaki  gerdek  anlamına  gelmiyor. Aynı  eve  girip  annesine  ilgi  gösterir  ona  yaklaşırken üvey  kızlarınıza  ilgi  duymayın  sapıtmayın  diyor.Tabi  annesine  ilginiz  başından  beri  yoksa  o  kız  size  helal  olur  diyor.Burada  demek  ki  çocuk  yaşta  olabilir  diyeceksiniz.Evlilik yaşını  sağlayan  bir  kız  olursa  annesinede  ilginiz  yoksa  yani  onunla  tanışma  kaynaşma  durumunuz  olmadiýsa  normal  demiş. 2.si  süt  annelik  kurumu  biylojik  değil  tamamen  manevî  nedenlerle  hürmet  maksadiyla  şükür  maksadiyla  aynı  memeden  emdiği  için  yasaklanmıştır.

 

14 hours ago, akılsızşuursuzatom said:

ilk  kez  itiraz  etmediniz  demek  ikna  edici  geldi  maşallah  

 

Bu kadar aptalca bir mantık karşısında nutkum tutulmuştur.

 

Bir kadınla evleniyorsun, tam zifafa gireceksin, bir bakıyorsun kadının 9 yaşındaki kızı sana daha çekici geliyor, kadını postalayıp kızını yatağa atıyorsun. Bunun neresi doğru?

 

Bir de zifaf gerdek değil derken zırcahilliğini göstermişsin.

 

Evlatlığının karısını yatağa atarken gösterilmeyen hürmet süt kızkardeşe gösteriliyor demek ki.

Link to post
Sitelerde Paylaş
20 saat önce, akılsızşuursuzatom yazdı:

süt  annelik  kurumu  biylojik  değil  tamamen  manevî  nedenlerle  hürmet  maksadiyla  şükür  maksadiyla  aynı  memeden  emdiği  için  yasaklanmıştır.

 

Süt kardeşle evlilik yasağı Sümerlere kadar gider.

Tevrat’ta da sütanne, sütnine geçer ama süt kardeşliği yasağı yoktur.

Araplara bu adetin Nebatilerden geçmesi olası. Sütün kana geçtiği ve kanın 1./2. derece akrabalık oluşturduğu sanılıyordu.

 

İmam Malik’in Muvatta'de der ki;  (Peygamberin ölümünden sonra) Ayşe,  erkekleri, kız kardeşi Ümmü Kulsum’a ve erkek kardeşinin kızlarına  gönderir, onlardan süt emzirir, böylece onlarla görüşmeyi kendine helal bilirdi. Süt emen erkekler artık Ayşe'ye namahrem olmuyorlardı.
Yani Ayşe annen, kocaman erkekleri, kendi kız kardeşine ve erkek kardeşinin kızlarına emzirtir bu sayede, o erkeklerle akraba olduğunu düşünürmüş!!

 

Nisa 23:
Size şunlarla evlenmek haram kılındı: Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeş kızları, kız kardeş kızları, sizi emziren sütanneleriniz, süt kız kardeşleriniz, karılarınızın anneleri, kendileriyle zifafa girdiğiniz karılarınızdan olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız, -eğer anneleri ile zifafa girmemişseniz onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur- öz oğullarınızın karıları, iki kız kardeşi (nikâh altında) bir araya getirmeniz. Ancak geçenler (önceden yapılan bu tür evlilikler) başka. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.

 

İslama göre üvey kardeşle evlenebilir ama süt  kardeşiyle evlenemezsiniz.

Bunlar 7.yy arap toplumunun ahlakıdır,  Kur'an'a da girmiştir. İslam, aynı ana sütünün insanları öz kardeş  yaptığını sanır. Kutsal kitaplardaki ahlak,zaman/mekanının ortalama ahlakıdır.

 

https://panteidar.wordpress.com/2012/01/12/islamda-sut-kardesligi/

Link to post
Sitelerde Paylaş

@HATEM

 

Diodorus Siculus , M.Ö 2. Yüzyıl’da yaşamış Agatharcides’in “On the Red Sea” adlı eserinden esinlenerek çıkarımlarda bulunmuştur.

Agatharchides’e göre Akabe körfezinin çevresinde yaşayan Batmizomaneis  veya Banizomeneis denen insanları anlatır ve burada Arapların saygı duyduğu bir tapınak vardır, der. Müslümanların Kabe dedikleri yer burası değildir.

Edward Gibbon burada hata yapmaktadır. Bu tapınağı kuzeybatıda Thamud ve Güney’de sabeanların yaşadığı yer arasında tarif eder, halbuki bu yer Agatharcides’ e göre Thamud yerleşiminin kuzeyinde yer alır.

 

Ptolemy,  Macoraba’yı Yathrib’in ( Medine) güneydoğusunda olarak tarif eder. Mekke ise güneybatıdadır.

 

Mekke’ye Bekke denmez , hiçbir tarihi kayıtta yok, Psalm 84’de belirrtiğin üzere Bekke İsrail’dedir. Tin suresine bakabilirsin. Mekke’de incir ve zeytin yetişmez. Zion dağına yemin edilir.

 

Bu saçma hint metinlerinden Mekke’deki Kabe çıkarılamaz.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Abdülmalik yazdı:

@HATEM

 

Diodorus Siculus , M.Ö 2. Yüzyıl’da yaşamış Agatharcides’in “On the Red Sea” adlı eserinden esinlenerek çıkarımlarda bulunmuştur.

Agatharchides’e göre Akabe körfezinin çevresinde yaşayan Batmizomaneis  veya Banizomeneis denen insanları anlatır ve burada Arapların saygı duyduğu bir tapınak vardır, der. Müslümanların Kabe dedikleri yer burası değildir.

Edward Gibbon burada hata yapmaktadır. Bu tapınağı kuzeybatıda Thamud ve Güney’de sabeanların yaşadığı yer arasında tarif eder, halbuki bu yer Agatharcides’ e göre Thamud yerleşiminin kuzeyinde yer alır.

 

Ptolemy,  Macoraba’yı Yathrib’in ( Medine) güneydoğusunda olarak tarif eder. Mekke ise güneybatıdadır.

 

Mekke’ye Bekke denmez , hiçbir tarihi kayıtta yok, Psalm 84’de belirrtiğin üzere Bekke İsrail’dedir. Tin suresine bakabilirsin. Mekke’de incir ve zeytin yetişmez. Zion dağına yemin edilir.

 

Bu saçma hint metinlerinden Mekke’deki Kabe çıkarılamaz.

 


Verdiğin cevap senin vicdânını tatmîn ediyorsa Ya'nî, verdiğin cevâbın doğru ve yeterli olduğuna kendin inanıyorsan,, @HATEM diyerek değil,, benim yazdıklarımı alıntılayıp onun altına cevap vermen gerekir. Böylece herkes, verdiğin cevâbın yeterliliğini kendine göre test etme imkânı bulur.
Sen/siz neden böyle yapmıyorsunuz? Sorusunun cevâbını vereyim:
1- Yazdığın cevabı kendinde yeterli görmüyor, inanmıyorsun.
2- "HATEM'i yakında sayfadan attırırız, yazılarını da uçururuz, Gerçeklerin üstünü bu yöntemle örteriz. Gargaralarımıza devâm ederiz" diye düşünüyorsunuz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 saat önce, bir_akil_insan yazdı:

 

:D yazı kalabalığında, büyük harf nedeni ile  ilk göze çarpan satır zırvadan oluşuyorken, gerisi de farklı değildir sanıyorum.


Sana cevap bile verilmez de, âkil olmaman vesîlesiyle yaptığın i'tirâzlardan bizde yeni ilimler tecellî ediyor.
 

17 saat önce, HATEM yazdı:

1-) Her seyden önce bir milletin tarihinden habersiz olmasi beklenemez. Böylece Arap’larin da tarih bilgileri kesinlikle güvenilirdir. Çünkü Araplar her seyden önce soylarina önem verirler idi. Bir kabilenin en çok övündügü sey nesebi yani soyuydu.


O kadar ilkel bir beyne sâhipsin ki, Ya da nâmertçe tartışmak kanında var. Yaptığın alıntı,, (büyük harf değil) büyük boyutlarla sergilenmeyi hakediyor. Ama sen paragrafın yarısını kopyalıyorsun.

Kâbe'yi inkâr etmenin akılsızlığı ve senin akılsızlığın, sansürlediğin cümlede gizli.

"Çünkü Araplar her seyden önce soylarina önem verirler idi. Bir kabilenin en çok övündügü sey nesebi yani soyuydu."

İYİ BAK

 

ADNAN'ın iki oğlu olmuştur. Onlar: MAAD ve Âk'tır. MAAD’ın dört oğlu vardır:
NİZAR, Kudâa, Kunus ve İyâd. NİZAR’ın da üç oğlu olmuştur. İsimleri:
MUDAR, Rabia ve Enmâr'dır. MUDAR'ın iki oğlu vardır. Bunlar:
İLYAS ve Aylân'dır. İLYAS’ın üç oğlu dünyaya gelmiştir. İsimleri:
MÜDRİKE, Tabîha ve Kamaa'dır. MÜDRİKE’nin iki oğiu olmuştur. Adları:
HUZEYME ve Hüzeyl'dir. HÜZEYME’NİN de dört oğlu olmuştur: Onlar:
KİNANE, Esed, Esede ve Hûn'dur. KİNANE isimli dedesinin dört oğlu vardır:
NADR, Mâlik, Abdi Menâf ve Milkân. NADR'ın iki oğlu olmuştur. İsimleri:
MÂLİK ve Yahlud'tur. MÂLİK’in tek oğlu vardır. O da
FİHR'dir. Bu zâtın dört oğlu dünyaya gelmiştir. İsimleri:
GÂLİB, Muhârib, Hâris ve Esed'tir. GÂLİB'in iki oğlu olmuştur. Onlar:
LÜEYY ve Teym'dir. LÜEYY’in dört oğlu bulunmaktadır. Adları:
KA'B, Âmir, Sâme ve Avf'tır. KA'B’ın da üç oğlu dünyaya gelmiştir. Onlar:
MÜRRE, Adiy, Husayn'dır. MÜRRE'nin üç oğlu bulunmaktadır. İsimleri:
KİLÂB, Teym ve Yakaza'dır. KİLÂB’ın da iki oğlu vardır:
KUSAY, Zühre: KUSAY’ın dört oğlu iki kızı vardır. İsimleri:
ABDİ MENÂF, Abdüddâr, Abdüluzzâ, Abdi Kusay. Kızları: Tahmür, Berre'dir. ABDİ MENÂF'ın'dört oğlu dünyaya gelmiştir. Adları:
HÂŞİM, Abdüşşems, Muttalib ve Nevfel'dir. HÂŞİM'in dört oğlu ve beş tane kızı vardır. İsimleri:
ABDÜLMUTTALİB (ŞEYBE), Esed, Ebû Sayfî. Kızları: Şifâ, Hâlide, Zaife, Rukayye ve Hayye'dir. Peygamberimizin dedesi Abdül-Muttalib'in on oğlu ve altı kızı bulunmaktadır. Bu çocukların hepsi bir anneden olmadığı için onları annelerine göre sıralandırmak istiyoruz:
ABDULLAH, Ebû Tâlib, Zübeyr; Ümmü Hakim Beyzâ, Atika, Ervâ, Berre. Bunların anneleri Fâtıma'dır. Abbâs, Dırâr. Bu iki oğlunun annesi Nüteyle'dir. Hamza, Mukavvim, Hacı adlı oğulları ile Safiyye adındaki kızlarının annesi ise Hâle'dir. Hâris adındaki oğlunun annesi Semrâ'dır. Ebû Leheb (Abdüluzza). Bunun annesi Lübni'dir.
Hz. Âmine'nin annesi Berre, onun annesi ise Ümmü Habib'tiba tarafına gelince, Hz. Âmine'nin babası Vehb, onun babası Abdi Menâf, onun babası da Zühre'dir. Hz. Abdullah'ın baba şeceresi açıklanmış bulunmaktadır. Annesi Fâtıma, onun vâlidesi Sahre, onun annesi Tahmür'dür. Her ikisinin soyu KİLAB'da birleşmektedir.



BU İNSÂNLARIN KÂBESİNİN GERÇEKLİĞİNİ SORGULAYAN KİM VARSA HEPSİ RÛH HASTASIDIR.

Sen Dedenin Dedesinin ismini bile bilmezsin.
Adını yaz desem, buraya kendi adını bile yazamazssın.

Link to post
Sitelerde Paylaş
34 minutes ago, HATEM said:

ADNAN'ın iki oğlu olmuştur. Onlar: MAAD ve Âk'tır. MAAD’ın dört oğlu vardır:
NİZAR, Kudâa, Kunus ve İyâd. NİZAR’ın da üç oğlu olmuştur. İsimleri:
MUDAR, Rabia ve Enmâr'dır. MUDAR'ın iki oğlu vardır. Bunlar:
İLYAS ve Aylân'dır. İLYAS’ın üç oğlu dünyaya gelmiştir. İsimleri:
MÜDRİKE, Tabîha ve Kamaa'dır. MÜDRİKE’nin iki oğiu olmuştur. Adları:
HUZEYME ve Hüzeyl'dir. HÜZEYME’NİN de dört oğlu olmuştur: Onlar:
KİNANE, Esed, Esede ve Hûn'dur. KİNANE isimli dedesinin dört oğlu vardır:
NADR, Mâlik, Abdi Menâf ve Milkân. NADR'ın iki oğlu olmuştur. İsimleri:
MÂLİK ve Yahlud'tur. MÂLİK’in tek oğlu vardır. O da
FİHR'dir. Bu zâtın dört oğlu dünyaya gelmiştir. İsimleri:
GÂLİB, Muhârib, Hâris ve Esed'tir. GÂLİB'in iki oğlu olmuştur. Onlar:
LÜEYY ve Teym'dir. LÜEYY’in dört oğlu bulunmaktadır. Adları:
KA'B, Âmir, Sâme ve Avf'tır. KA'B’ın da üç oğlu dünyaya gelmiştir. Onlar:
MÜRRE, Adiy, Husayn'dır. MÜRRE'nin üç oğlu bulunmaktadır. İsimleri:
KİLÂB, Teym ve Yakaza'dır. KİLÂB’ın da iki oğlu vardır:
KUSAY, Zühre: KUSAY’ın dört oğlu iki kızı vardır. İsimleri:
ABDİ MENÂF, Abdüddâr, Abdüluzzâ, Abdi Kusay. Kızları: Tahmür, Berre'dir. ABDİ MENÂF'ın'dört oğlu dünyaya gelmiştir. Adları:
HÂŞİM, Abdüşşems, Muttalib ve Nevfel'dir. HÂŞİM'in dört oğlu ve beş tane kızı vardır. İsimleri:
ABDÜLMUTTALİB (ŞEYBE), Esed, Ebû Sayfî. Kızları: Şifâ, Hâlide, Zaife, Rukayye ve Hayye'dir. Peygamberimizin dedesi Abdül-Muttalib'in on oğlu ve altı kızı bulunmaktadır. Bu çocukların hepsi bir anneden olmadığı için onları annelerine göre sıralandırmak istiyoruz:
ABDULLAH, Ebû Tâlib, Zübeyr; Ümmü Hakim Beyzâ, Atika, Ervâ, Berre. Bunların anneleri Fâtıma'dır. Abbâs, Dırâr. Bu iki oğlunun annesi Nüteyle'dir. Hamza, Mukavvim, Hacı adlı oğulları ile Safiyye adındaki kızlarının annesi ise Hâle'dir. Hâris adındaki oğlunun annesi Semrâ'dır. Ebû Leheb (Abdüluzza). Bunun annesi Lübni'dir.
Hz. Âmine'nin annesi Berre, onun annesi ise Ümmü Habib'tiba tarafına gelince, Hz. Âmine'nin babası Vehb, onun babası Abdi Menâf, onun babası da Zühre'dir. Hz. Abdullah'ın baba şeceresi açıklanmış bulunmaktadır. Annesi Fâtıma, onun vâlidesi Sahre, onun annesi Tahmür'dür. Her ikisinin soyu KİLAB'da birleşmektedir.

 

Herif ciddi ciddi bunların doğru olduğunu sanıyor, bu kadar aptal, cahil, körü körüne araba tapan bir kuklaya ne anlatılır ki? Tıpkı yahudilerin peygamberleri, Yunan tanrıları, Mısır tanrıları gibi bu soyağacı da kurgudan ibaret. Senin gibi malları, cahilleri, safları keklemek için uydurulmuş bir masal bu. Gerçekle alakası bile yok.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
35 dakika önce, sağduyu yazdı:

 

Herif ciddi ciddi bunların doğru olduğunu sanıyor, bu kadar aptal, cahil, körü körüne araba tapan bir kuklaya ne anlatılır ki? Tıpkı yahudilerin peygamberleri, Yunan tanrıları, Mısır tanrıları gibi bu soyağacı da kurgudan ibaret. Senin gibi malları, cahilleri, safları keklemek için uydurulmuş bir masal bu. Gerçekle alakası bile yok.

 

 

arap palavraları yani kısaca ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...