Jump to content

Bilinç


Recommended Posts

1 hour ago, karamsarhuman said:

yanlış yazmadım değilmi? anibal isminiz, efendim!  verdiğiniz şahsi basitçe önermelerle bilncin kaynağını ispatlıyamazsınız

ben bilncin biyolojik bir görsel olduğunu kabul ediyorum fakat sizin anlamadınız şey bilncin bir kaynagı yok ise biyolojı 

bilimi bir işe yaramaz, bir bebek anne karnında 9 ay şçinde biyolojık olarak evrelerden geçerken, gözlemlenen devirler

döl yumurtla cenin  vesaire vesaire, tüm bu aşamalarda kaydedilen görsellik biyolojıktır, buna itirazım yok fakat

 sıfır başlangıç noktasından itibaren yoktan var olan aşamayı biyolojı bilimi heniz çözmüş değildir,

 

avm örneği ne alaka? hiç anlıyamadım, her neyse devam edelim.:lol:

aşk nefret sevgi kin utanma gurur kibir zeka aptallık hatta ve hatta müslüman ateist olmakla eşdegerdir.

size bakınca ateist olduğunuzu neden göremiyorum? peki herşeyin belirgin olduğunu iddia etmeniz dışında

 mantıklı birşeyler yazmayı deneyebilirsiniz.

 

sayın anibal konuyu tparlıyalım, ben gözlemlerden bahsetmiyorum aslında, gözlemlerin oluşmasını sağlıyanlar

 nelerdir? tartışılır,bunu anlatmaya çalışıyorum,bir hidroelektrik santrali düşünün aldığı enerjiyi nereden saglıyor dersiniz tabiki nüükleeer veya su enerjisinden demekki her belirgin enerjininde mutlak bir kaynagı vardır, bende bu kaynagı sorguluyorum,

size bakınca yorumlarken aldığınız enerjinin kaynağını sorguluyorum, biyolojık bir kaynak yoktur sayın anibal

 biyolojı bize kaynak sunmaz sadece sistematik görseller sunar biyolojlarda bu görselleri inceler ve sonuca ulaşırlar.

 

benimde size tavsiyem, beynimizde oluşan biyolojık her türlü vakayı,inceleyip sonuca varmak farklı birşeydir,

 

beynimizin karar vermeden önceki oluşan düşünce yapısı farklı birşeydir, biri biyolojık ve göreceli 

diğeride  belirsiz bir kaynaktan yoktan varolan anlık bir süstemdir, biz buna bilmde görecesiz

ama metafizik güzçler diyoruz. saygılarımla, size göre aklımdakıleri size karşı düüşncelerimi okuyabilcek

 bir cihaz olmadıgı için ne düşündüğümü asla tahmın edemez ve gözlemliyemezsiniz, demekki herşey

bir kaynaga baglıdır.

 

 

 

Sizin laflarınız, bilim için hiç bir anlam ifade etmiyor. O laflarınız, elmaların düşmesini sağlayan meleklerin kanadı teranelerinden ibaret. Önce bunu bir bilin.

 

Ve bilim, o dediğiniz aşamaları, şunları bunları falan yeterince biliyor, bunu bilmeyen sadece sizsiniz. 

 

Alınan enerjini kaynağını mı soruyorsun, basitçe şeker ve oksijen deniyor onlara. Ve o da  Bilinen bir kimyasal süreç, detaylarını sağda solda bulursun, azıcık kafanı kullanmn yeter. Bunu da sana, bilimin, bioyoloji disiplininin, tıp dalının, nöroloji bölümü sana gayet güzel izahta eder, ediyor da zaten. 

 

https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4661798/

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 51
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bir saat önce, anibal yazdı:

 

İşte anlamadığın, bilmediğin şey de bu. O "bir hasta", beyni çalışıyorsa, bilincide sapına kadar vardır, oradadır. Sana biyolog lazımsa, ben zaten yeterince yeterli bir biyologum, hiç kaygın olmasın. O "görüyor", "ediyor" dediğin her şeyde, beynin faaliyetinden ibarettir ve öyle sen gibi oturduğu yerden ve oturduğu yeriyle sayıklanarak değil, EEG, MRI falan gibi gayet bilinen şeylerle izlenir. 

 

Bilincin ikiye falan ayrılmaz. Zira bilinç, beynin fonksiyonundan ibaret, soyut bir kavramdır. Yürümek neyse, aynen ondan ibarettir. Senin ettiğin laflarda, "Amanda yürümek diye bir şey vardır, insanı bir yerden ötekine götürür. Ayaklar, yürümenin hedesidir, zart, zurt, falan..." laflarından ibarettir. Bilinç dediğin şey, sadece ve sadece, beynin yürümesinden ibarettir, hepsi o.

 

Uyurken gördüğün rüyaların falanda kaynağı, şusu busu bilinen şeylerdir. Ameliyat olurken rüya falan görmezsin mesela. Gene basitçe anlatayım, madem merak ettin. Rüya dediğin şey, beynin algı merkezlerinin, beynin bir takım tamir fonksiyonlarını yerine getirirken, başı boş kalmasından ibarettir. Beyin, uykuya, bir takım tamir, bakım işleri için ihtiyaç duyar. Sen uyurken, kendini tamir edip, gün içi bilgileri falan sınıflandırırken, algı merkezlerini başı boş bırakır. Onlarda o şekilde bir şeyler görür, duyar vs. sende buna rüya dersin. Beyin normal halde, bu çöp bilgileri siler, ancak, o silemeden uyanırsan, o gördüklerini hatırlarsın. Ki, gene çok sürmez, beyin gene siler onları, ama hatırladığını hatırlıyor olursun sadece. 

 

Yani, senin örnek diye salladığın şey, hiç bir biyolojik, fiziksel falan gözleme falan dayanmayan, sallamasyondan ibaret. Eğer merak ediyorsan, beynin nasıl çalışıtğına dair nöroloji bilimi sana gereken bir sürü cevabı verecektir. 

 

 

sayın anibal eğer sizin tabirinizle bilinç gözlemlenebiliyorsa o zaman bilinç soyut değil somut olması gerekmiyormu? eğer soyut

 kelimesini bilnçli olarak yazdıysanızki bundan eminim o zaman sayın anibal böyle birşeyin ne tıbben nede? biyolojık olarak mümkün olmadığını , dahada önemlisi verdiğiniz soyut örneklemesi ile benim tezimi desteklemiş olmuyormusunuz? 

 

gelelim aklı akıl ölçen biyolojık cihazlara eege mrı zart zurt her neyse bu cihazlarla beyindeki bilnci 

nasıl? ve ne şekilde değil nasıl? oluştuğunu nasıl gözlemlediniz siz beni anlamıyorsunuz sayın anibal ben 

gözlemlenen şeylerin kaynagını gösteren bir cihazdan bahsetmiştim bu cihazlar tıpkı röntgen cihazı gibi kemikleri ve organları gösterebilir fakat  döl anından itibaren kemiklerin oluşumunu gösterebilirmi? 

dahada önemlisi asıl sormak istediğim soru bu değil bunun bilnçle alaksı yok ben bilncin nerde oluştuğunu

gösteren bir cihz olduğunu düşüünmüyorum, sizin gördüğünüz biyolojık her türlü sistematık kurulum ve düzen

somut gerçekleşen bilncin kaynagını göstermiyor ne yazıkkı..

 

sayın anibal verdiğiniz rüya le ilgili tüm örneklemelerin temel bir dayanagı yoktur, siz zaten bilincin soyut  olduğunu düşünerek kendi içsel yanılgınızı gösterdiniz, aynı anda somut ve soyut kavramlarla tartışamayız bu mantıksız bir kısır döngüye götürür bizleri,

bilnci gösteren cihazların bilinci gösterdiğine eminmisiniz? mrı  gördüğünüz dalga boyları bilincin kaynagı değildir. bu konuda farkl ıbir yorumda yapabilirm

 dalga boyları ver frekanslar bize bilncin somut kaynagını göstermez sayın anıbal.

 

tarihinde karamsarhuman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
1 minute ago, karamsarhuman said:

sayın anibal eğer sizin tabirinizle bilinç gözlemlenebiliyorsa o zaman bilinç soyut değil somut olması gerekmiyormu? eğer soyut

 kelimesini bilnçli olarak yazdıysanızki bundan eminim o zaman sayın anibal böyle birşeyin ne tıbben nede? biyolojık olarak mümkün olmadığını , dahada önemlisi verdiğiniz soyut örneklemesi ile benim tezimi desteklemiş olmuyormusunuz? 

 

 

 

Şöyle izah edeyim sana, yürümek, soyut mu, somut mudur?

 

Biyolojik olarak yürümek mevzusu işlenebilir mi, işlenemez mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, anibal yazdı:

 

Şöyle izah edeyim sana, yürümek, soyut mu, somut mudur?

 

Biyolojik olarak yürümek mevzusu işlenebilir mi, işlenemez mi?

sayın anibal yorum yaparken çok az kaynak kullanırım bunun nedeni her konuda yeterince bilgimin olmasıdır, yürümek 2 aşamalıdır,

1. aşama  görsellıktır biz  buna somut kavramlar diyoruz.  nedeni ise; göreceli olmasıdır.

 

2. aşama ise;

yürümeden önceki komut aşaması yani bilnç aşamasıdır tamda burda yanıldıgınız görebiliyorum. bu aşama soyuttur ve gözlemlenemez. saygılarımla.

,bunun sonucundada biyolojik olarak yürüme mevzusunu 2 aşamalı olarak sizinle tartışabilirim.

yürümek fiizksel olarak işlenirse zaten biyolojıktir. ama metafızık olarak işlersek soyuttur bu kadar basittir.

tarihinde karamsarhuman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
5 minutes ago, karamsarhuman said:

sayın anibal yorum yaparken çok az kaynak kullanırım bunun nedeni her konuda yeterince bilgimin olmasıdır, yürümek 2 aşamalıdır,

1. aşama  görsellıktır biz  buna somut kavramlar diyoruz.  nedeni ise; göreceli olmasıdır.

 

2. aşama ise;

yürümeden önceki komut aşaması yani bilnç aşamasıdır tamda burda yanıldıgınız görebiliyorum. bu aşama soyuttur ve gözlemlenemez. saygılarımla.

,bunun sonucundada biyolojik olarak yürüme mevzusunu 2 aşamalı olarak sizinle tartışabilirim.

yürümek fiizksel olarak işlenirse zaten biyolojıktir. ama metafızık olarak işlersek soyuttur bu kadar basittir.

 

Bir şeyin göreceli olması, somut veya soyut olmasını ifade etmez. Komut aşaması falan da yok, o da bir sanrından ibaret. 

 

Yürüme mevzusu tek bir aşama. Önce bunu bir anla, beynin, sinirlerin ve bir takım kaslarının birlikte yaptığı bir faaliyetten ibaret. Öyle ki, sana takma bacak taksak, beyninin yürümeyi tekrar öğrenmesi gerekiyor. Hatta, bir şey olsa, bir kaç ay yürümesen, beyninin gene tekrar yürümeyi öğrenmesi gerekiyor olacak. 

 

Şimdi, bu faaliyet, soyut mu, somut mu?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, anibal yazdı:

 

Bir şeyin göreceli olması, somut veya soyut olmasını ifade etmez. Komut aşaması falan da yok, o da bir sanrından ibaret. 

 

Yürüme mevzusu tek bir aşama. Önce bunu bir anla, beynin, sinirlerin ve bir takım kaslarının birlikte yaptığı bir faaliyetten ibaret. Öyle ki, sana takma bacak taksak, beyninin yürümeyi tekrar öğrenmesi gerekiyor. Hatta, bir şey olsa, bir kaç ay yürümesen, beyninin gene tekrar yürümeyi öğrenmesi gerekiyor olacak. 

 

Şimdi, bu faaliyet, soyut mu, somut mu?

sayın anibal, verdiğiniz örneklemeler, daha öncede izah ettiğim gibi  hem soyutsal irdelenir hemde somutsal irdelenir,komut olayını

 hafife almayınız, komutsal bir takım fonksiyonların soyut olduğunu izah etmeye çalışıyorum,

örneğin bu örnekleme görüldüğü gibi;

beynin daha önce öğrendiği bir şeyi tekrar öğrenmesine gerek yoktur, beynimiz aynı zamanda rom bellegidir , ramlar gibi uçugu belleklerden  değildir ,protez bir bacak anında tepki ile yürümez zaten daha önceden programlanan bellegın calışması için zamana 

 ihtiyaç vardır. 

bir örnekle bagdaştıralım yeni dogan bir dana yavrusu anında yürümeyi ögrenır bunun nedenı sizce soyutmudur? somutmudur? sizi biraz yoralım bakalım soruya soruyla karşılık olarak ne düşünüyorsunuz. 

tarihinde karamsarhuman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Just now, karamsarhuman said:

sayın anibal, verdiğiniz örneklemeler, daha öncede izah ettiğim gibi  hem soyutsal irdelenir hemde somutsal irdelenir,komut olayını

 hafife almayınız, komutsal bir takım fonksiyonların soyut olduğunu izah etmeye çalışıyorum,

örneğin bu örnekleme görüldüğü gibi;

beynin daha önce öğrendiği bir şeyi tekrar öğrenmesine gerek yoktur, beynimiz aynı zamanda rom bellegidir , ramlar gigi uçugu belleklerden  değildir ,protez bir bacak anında tepki ile yürümez zaten daha önceden programlanan bellegın calışması için zamana 

 ihtiyaç vardır. 

bir örnekle bagdaştıralım yeni dogan bir dana yavrusu anında yürümeyi ögrenır bunun nedenı sizce soyutmudur? somutmudur? sizi biraz yoralım bakalım soruya soruyla karşılık olarak ne düşünüyorsunuz. 

 

O senin fikrin, git, en yakın ortopedi uzmanına, şöyle ayağını aksatıp yürü, aman buna soyutsal bakarsak şöyle, somutsal bakarsak böyle mi diyecek, gör bakalım. 

 

Bak sana olacağını da söyleyeyim. Kaslarında falan bir şey var mı diye, röntgen vs. isteyecek. Bir şey çıkmayacak tabi. Sonra omurilik vs. sinirlerine bakacak, gene bir şey çıkmayacak. Sonra beynine bakacak, gene bir şey çıkmayacak, seni bir psikoloğa yollayacak. Hepsi bu. 

 

Yeni doğan bir dana yavrusu, beyninde ilgili programlama var olduğu için hemen yürür. Ama daha ilginci nedir, biliyor musun? Yeni doğan bir insan yavrusu da doğar doğmaz yürür, yürümeyi bilir, ama bacak kas ve kemikleri yeterince gelişmemiş olduğu için, vücudunu taşıyamaz. Ve bu yüzden de, daha önce dediğimiz gibi yürümeyi unutur. Taaa ki, o kaslar gelişince tekrar öğrenmek zorunda kalır. İstersen, yeni doğmuş bir bebeği, suya sok, basbaya yürüdüğünü görürsün, ağırlığı su tarafından kaldırıldığı için. 

 

Beynin rom bellek, ram bellek falan değildir. Beynin pek çok şeyi tekrar öğrenmek zorunda kalır, bundan da emin olabilirsin. Hatta en çok baştan öğrenmek zorunda kaldığı şey, konuşma olmuştur, tarihte. 

 

Komutsal bir takım fonksiyonlar falan yok. Beyninde bu işi öğrenen bir bölge var. Ölürse, bozulursa, yürüyemezsin. Hoş, çok çok daha şeyi de idare ettiğinden genelde başka şeyleri de yapamaz olursun. Adıda bilinir: Felç. "Cerebral Palsy" olarak bakarsan, bunları da öğrenirsin.

 

Evet, hala "Amanda bir komut veren var, o komutu alınca, bacak yürüyor" mu diyorsun?

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, karamsarhuman yazdı:

komut olayını hafife almayınız, komutsal bir takım fonksiyonların soyut olduğunu izah etmeye çalışıyorum

Merkezi sinir sisteminin, emri gerçekleştirecek organa emir vermesi gibi bir şey vardır. Bu elektriksel ve kimyasal yollarla iletilir. Bunu kabaca nöronlar yaparlar.

 

3 dakika önce, karamsarhuman yazdı:

beynin daha önce öğrendiği bir şeyi tekrar öğrenmesine gerek yoktur, beynimiz aynı zamanda rom bellegidir , ramlar gigi uçugu belleklerden  değildir ,protez bir bacak anında tepki ile yürümez zaten daha önceden programlanan bellegın calışması için zamana 

 ihtiyaç vardır. 

Beyin kas fiberleriyle sürekli iletişim halinde

Bir uyartı ortaya çıkıyor, sonra bu uyartının sonucunda ortaya bir eylem çıkıyor, mesela kolun kasılıyor, ama kasılmasından daha önemli bir şey var, onun hangi hızda, hangi açıda kasıldığı.

Bunu da sürekli iletişim halinde olduğu için, yine kasta bulunan birtakım hücre çeşitlerinden öğreniyor, ve kendini buna göre şekillendiriyor, bir dahaki sefere şu güçte uygulayacaz diyor.

 

E haliyle donanım değişirse, beyin de buna ayak uydurmayı öğrenmek zorunda kalıyor, öğrenince de yine hassas motor davranışları yerine getirebiliyor hale geliyor.

 

Bardağı çok mu sert tuttu, ayak baş parmağını çok mu kasarak yürüdü gibi örnekler sunulabilir.

 

Yani bir uyarı çıkıyor, bu uyarı hücrenin içerisinde elektriksel, hücreden hücreye kimyasal bir yolla taşınır ve aktarılır.

 

Hücreye girip çıkan Sodyum, Potasyum gibi iyonlar uyartının oluşmasını sağlarlar. Sihirli bir şey yoktur, maddeler etkileşirler, sonra ortaya daha karmaşık şeyler çıkar, bu böyle devam eder, sen de dersin ki,

"Bu kadar karmaşık bir şey fiziksel olarak izah edilemez."

Temelini söylüyor sana bilim, karmaşıklığa geçiş sürecinde açıklayamayıp, emin olmadığımız şeyleri ise şimdilik boş bırakıyor.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, anibal yazdı:

 

O senin fikrin, git, en yakın ortopedi uzmanına, şöyle ayağını aksatıp yürü, aman buna soyutsal bakarsak şöyle, somutsal bakarsak böyle mi diyecek, gör bakalım. 

 

Bak sana olacağını da söyleyeyim. Kaslarında falan bir şey var mı diye, röntgen vs. isteyecek. Bir şey çıkmayacak tabi. Sonra omurilik vs. sinirlerine bakacak, gene bir şey çıkmayacak. Sonra beynine bakacak, gene bir şey çıkmayacak, seni bir psikoloğa yollayacak. Hepsi bu. 

 

Yeni doğan bir dana yavrusu, beyninde ilgili programlama var olduğu için hemen yürür. Ama daha ilginci nedir, biliyor musun? Yeni doğan bir insan yavrusu da doğar doğmaz yürür, yürümeyi bilir, ama bacak kas ve kemikleri yeterince gelişmemiş olduğu için, vücudunu taşıyamaz. Ve bu yüzden de, daha önce dediğimiz gibi yürümeyi unutur. Taaa ki, o kaslar gelişince tekrar öğrenmek zorunda kalır. İstersen, yeni doğmuş bir bebeği, suya sok, basbaya yürüdüğünü görürsün, ağırlığı su tarafından kaldırıldığı için. 

 

Beynin rom bellek, ram bellek falan değildir. Beynin pek çok şeyi tekrar öğrenmek zorunda kalır, bundan da emin olabilirsin. Hatta en çok baştan öğrenmek zorunda kaldığı şey, konuşma olmuştur, tarihte. 

 

Komutsal bir takım fonksiyonlar falan yok. Beyninde bu işi öğrenen bir bölge var. Ölürse, bozulursa, yürüyemezsin. Hoş, çok çok daha şeyi de idare ettiğinden genelde başka şeyleri de yapamaz olursun. Adıda bilinir: Felç. "Cerebral Palsy" olarak bakarsan, bunları da öğrenirsin.

 

Evet, hala "Amanda bir komut veren var, o komutu alınca, bacak yürüyor" mu diyorsun?

 

 

 

bu yorumun iyiydi sayın anibal, işte böyle yorumlar bekliyorum,yalnız bir konuda yine mantık hatası yaptınız düzeltelim, birazda  komık olmuş hatta çok komık olmuş.:lol:bir ateistten böyle bir itiraf duymak çok komık,

 

yeni doğan bir dana yavrusununun  beynınle ilgi bir programlama var, demenizdir, bende onu diyorum zaten  akıl ve mantık yoksunu danada nasıl? bir program olabilir ki  hemde biyolojık bir sistem ,yapay zekamı? bu dana yavruları anından yürümeleri için 

komut gerekmiyormu? bir deli bile komutsuz deli olamaz haksızmıyım? sayın anibal..

siz şuna itiraf edinde kurtulalım soyut bir komut deyinde olsun bitsin bu iş komık önermelerle işin içinden çıkamayız..

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, CinleriGorenAdam yazdı:

Merkezi sinir sisteminin, emri gerçekleştirecek organa emir vermesi gibi bir şey vardır. Bu elektriksel ve kimyasal yollarla iletilir. Bunu kabaca nöronlar yaparlar.

 

Beyin kas fiberleriyle sürekli iletişim halinde

Bir uyartı ortaya çıkıyor, sonra bu uyartının sonucunda ortaya bir eylem çıkıyor, mesela kolun kasılıyor, ama kasılmasından daha önemli bir şey var, onun hangi hızda, hangi açıda kasıldığı.

Bunu da sürekli iletişim halinde olduğu için, yine kasta bulunan birtakım hücre çeşitlerinden öğreniyor, ve kendini buna göre şekillendiriyor, bir dahaki sefere şu güçte uygulayacaz diyor.

 

E haliyle donanım değişirse, beyin de buna ayak uydurmayı öğrenmek zorunda kalıyor, öğrenince de yine hassas motor davranışları yerine getirebiliyor hale geliyor.

 

Bardağı çok mu sert tuttu, ayak baş parmağını çok mu kasarak yürüdü gibi örnekler sunulabilir.

 

Yani bir uyarı çıkıyor, bu uyarı hücrenin içerisinde elektriksel, hücreden hücreye kimyasal bir yolla taşınır ve aktarılır.

 

Hücreye girip çıkan Sodyum, Potasyum gibi iyonlar uyartının oluşmasını sağlarlar. Sihirli bir şey yoktur, maddeler etkileşirler, sonra ortaya daha karmaşık şeyler çıkar, bu böyle devam eder, sen de dersin ki,

"Bu kadar karmaşık bir şey fiziksel olarak izah edilemez."

Temelini söylüyor sana bilim, karmaşıklığa geçiş sürecinde açıklayamayıp, emin olmadığımız şeyleri ise şimdilik boş bırakıyor.

 

 

sayın cinleri gören adam yazınıza aynen katılıyorum, zaten bende aynı mantıga sahibim, fakat sen ve anıbal bilinci yorumlarken

sadece biyolojı bilimini kulalnıyorsunuz işte burda ayrışıyoruz, buraya kadar kemfikiriz, ben diyorumki bazı tepkimeler ve komutlar

 sayesinde soyutsal bir takım görsellıkler ile başlar bilncin asıl kaynagını hiç kimse bilmiyor.verdiğiniz örneklemeler

tamamen biyoljı biliminin konularıdır, buna kimse itiraz etmez sanırım oldukça etkileyici, fakat olayın birde metafizik boyutu varkı

 hiç bir deney hiç bir önerme bunun aksini ispatlıyamadı bu güne kadar,

nöronlarla ilgili şunu açıklamak istiyorum elektriksel ve kimysal tepkimelerın bir kaynagı oldugu gerçeğini

 ssavunmam size itici gelebilr ama buz gibi gerçektir, soyutsal kavramlar bana göre somutsal kavramların

 nedenidir,hücrelerin görevleri kana oksijen taşımak ama bu hücreler o kadra yolu  biyolojık etkenlerle 

aşamaz aşması için komutlar gerekmektedir,bu komutlarda soyuttur somut komut diye bir kavram yoktur 

 somutsal veriler biyolojıktır soyutsal komutlardan kastım, enerjını kaynaktan aldıgı komutlarla 

haraket etmesidir. 

 

 ozaman diyebilirizki  kasları hareket ettiren beyinde beyni yönlendiren biyolojık etkenlerse o zaman bu biyolojık

 etkenleride yönlendiren bir soyutluk vardır, bu mantıktan çıkıcak sonuçta bu olmalıdır. herşeyin bir nedeni varsa eğer o zaman biyoljınınde bir nedeni vardır, bu nedende soyutsal komutlardır. 

 

ewrimleşme bile tesadüfen oluşan bir kavram değil  iken, biyolojının 2 ye ayrıldıgını neden kabul etmiyorsunuz.

1. si göreceli fiziksel tepkimeler.

 2. side metafizi ksoyutsal tepkimeler yaniiiii komutlar...aksini ispatlayın o zaman yoksa haklı çıkarım.

tarihinde karamsarhuman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
5 minutes ago, karamsarhuman said:

bu yorumun iyiydi sayın anibal, işte böyle yorumlar bekliyorum,yalnız bir konuda yine mantık hatası yaptınız düzeltelim, birazda  komık olmuş hatta çok komık olmuş.:lol:bir ateistten böyle bir itiraf duymak çok komık,

 

yeni doğan bir dana yavrusununun  beynınle ilgi bir programlama var, demenizdir, bende onu diyorum zaten  akıl ve mantık yoksunu danada nasıl? bir program olabilir ki  hemde biyolojık bir sistem ,yapay zekamı? bu dana yavruları anından yürümeleri için 

komut gerekmiyormu? bir deli bile komutsuz deli olamaz haksızmıyım? sayın anibal..

siz şuna itiraf edinde kurtulalım soyut bir komut deyinde olsun bitsin bu iş komık önermelerle işin içinden çıkamayız..

 

 

Dana akıl ve mantık yoksunu değil ki? bunu nerden çıkardın ki? 

 

Yani kendi sanrılarını, sallamalarını, sayıklamarını şüphesiz hakikatler sanıyorsun, hepsi bu.

 

Evet, bir program var, nasıl olduğunu da çok iyi biliyoruz. O program, nöronlar arası bağlarla oluşuyor ve doğuştan da geliyor zaten hepsi. Öğrenme dediğin şeyde, o bağların düzenlenmesi. Sen bunu bile bilmeden ahkam kesiyorsun sadece. 

 

Bir deli, komutsuz falan olur, adına şizofreni denir. Ve bakınca da görülür, beynin yapısı bozuk, o nöronlar, o bağlar doğru dürüst çalışmıyor. Hatta, seni bir süreliğine deli bile yaparız istersen, gereken komut falan değil, bir şişe rakı sadece. dilersen sana biraz tiner çektirelim, bakalım ne delilikler yapacaksın? Hepsi beyin fizyolojisi, hepsi bundan ibaret. 

 

O dana yavruları da, insan yavrusu da yürümesi için komut falan gerekmiyor, refleks olarak doğuştan mevcut zaten, ne komutu, ne şeysi?

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 minutes ago, karamsarhuman said:

sayın cinleri gören adam yazınıza aynen katılıyorum, zaten bende aynı mantıga sahibim, fakat sen ve anıbal bilinci yorumlarken

sadece biyolojı bilimini kulalnıyorsunuz işte burda ayrışıyoruz, buraya kadar kemfikiriz, ben diyorumki bazı tepkimeler ve komutlar

 sayesinde soyutsal bir takım görsellıkler ile başlar bilncin asıl kaynagını hiç kimse bilmiyor.verdiğiniz örneklemeler

tamamen biyoljı biliminin konularıdır, buna kimse itiraz etmez sanırım oldukça etkileyici, fakat olayın birde metafizik boyutu varkı

 hiç bir deney hiç bir önerme bunun aksini ispatlıyamadı bu güne kadar,

 

Haal aynı yerde sayıklıyorsun asıl kaynak dediğin şey, işte o tepkimeler zaten. Yok başka kaynak falan. O tepkimeler durdu mu, sende öldün işte. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...