Jump to content

Recommended Posts

bizler gerçeği nasıl algılarız? bunun için 5 duyu organlarımız yeterlimidir?doğuştan ölüme kadar ki  zaman içinde geçici bir boyutta, sürekli değişkenlik gösteren bir yerde varolduysak, bu gerçek olmadığımız için olabilirmi? 

bizlerin süper mariodan veya programlanmış birer yapay zekadan farkımız nedir? yapay zekada evrenle beraber yok olucak

bizde evren yok olunca sonsuza dek yok olucaz, peki! bu yok oluş bedensel olucak bundan hiiç kimsenin şüphesi yoktur 

sanırım herkes hemfikirdir bu konuda, fakat! fiziksel bir yaşamda gördüğümüz herşey gerçek olmuyabilirmi? görmediğimiz,

 şeylerin asıl gerçeklik olduğunu doğrulanabilirmi?

 

yediğimiz besinler ısındığımız enerji, kalıcı değildir, bu sistematik düzenler evrenle beraber yok olucaksa, biz gerçekten tam olarak 

neyiz? bir canlı türüyüz bedensel olarak fakat bu tez yeterli değildir, bizlerin daha fazlası olduğunu düşündüm her zaman şu an bile 

bu satırları yazarken onu düşünüyorum.

 

diyelimki gerçekçi bir yorum yapalım, öldük ve dirildik, bir bedene hapsolmadığımız için tam olarak neye benzediğimizi

 kestirmek imkansızdır , ama ispatı olan şeylerde var.

 

1: bir şeklimiz olmuyacak.

2.: bir daha asla gülemiyecegiz gülsek bile görsel olarak hiç kimse anlıyamıyacak.

3: uyku ihtiyacımz asla olmuyacak, kısaca biyolojık her türlü ihtiyacımız olmuyacak.

 

 

peki!!! sizce böyle yaşamak mantıklımı? yani mantıklı olucakmı? gülmek yok ateist forum yok tartışmak yok ateist müslüman yok

aile yok sadece ne oldugu belirsiz bir yaşam var ..ölüm sonrası gerçeklik tamda böyle birşey o zaman varsa böyle bir gerçeklik

o zaman yaşamaktan çok ölü birer akıldan ibaret olmazmıyız? 

 

şimdi teist! arkadaşlar sakın bu ölüm sonrasını sahiplenmesinler, çünkü dinsiz peygambersizde bir ölüm sonrası olma ihtimali

inanın bana teizmden daha güçlü ve gerçekçidir, ama olmaması içinde oldukça güçlü nedenlerde yok değildir. 

 

ölüm sonrası yaşamdan zevk alıcagımızı düşünmüyorum, ağlamak yok gülmek yok, kızmak yok aşık olmak yok  o zaman 

yaşamak içinde bir neden olmaz hakzımıyım? ama yaaaa en büyük gerçek buysa .......bu konuda yorumlarınızı bekliyorum.

 

tarihinde karamsarhuman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Adamın biri "Düşünüyorum, öyle ise varım" demiş.

Bir başkası "Ağlıyorum, öyle ise yaşıyorum" demiş.

Bir tanesi "Aklım almıyor, öyle ise beni yaratan var" demiş.

Bir başkası da "Milleti beceriyorsam o halde ben peygamberim" demiş.

 

Gerçekleri algılaman için bu gerçekler yeterli mi, yoksa daha sayayım mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Faraziyeler üzerinde, ancak faraziye yapılır, hiç bir yere varılmaz. Sen öl, diril, o zaman bakalım ne olup bitiyormuş. 

 

Ha, böyle ölen ve dirilen bir sürü insan var. Çeşitli ameliyatlar için mesela, doktorlar adamı öldürür. Hücreleri bozulmasın diye, kanını tuzlusu, soğuk su ile falan değiştiriler vs. hatta. Ameliyat bitince, tekrar diriltirler. Ve ta daaaam... Ölüp dirilen adam, gene o eski adam olur, genel anlamıyla. 

 

Yani, tecrübeyle sabit, ölür, dirilirsen bir şekilde, gene sen, aynı sen olacaksın. Ha, ölünce, beyninin bir yerleri temelli ölebilir, geri dönemeyebilir. O zaman sen değişirsin tahminen. Bunun için ölmende gerekmez, beyninin birazını alıp giden bir kurşunda gayet yeter. böyle olmuş olan da tonla var, tedavi sonrası bambaşka bir adam olup çıkıp, toplama yapmayı zor beceren ama hiç olmadığı şekilde sanat yapan matematik profesörleri vs. vs. 

 

Ve maalesef, en fantastik faraziyen de şu, "dirildin, ama bir bedene hapsolmadın". Tabi tabi, hatta peri kızları seni tutup uçurur, cinler ile selamlaşır, kaf dağını aşıp, seni bekleyen elmas sarayda, zümrüdü anka kuşuna binip, sonsuz şarap akan nehirlerin üzerinde gezintide yaparsın. 

 

Bedenin yoksa, sen yoksun, bunu bir bil. İndirgenebilir en küçük parçan, beynin. Yani, kalp, akciğer vs. vs. olmadan, senin en azından bir kısmın var olmaya devam eder, ama beynin giderse, sende gidersin, hepsi bu. O yüzden de, hukuken ve tıbben, beynin iş göremez olduysa, ölü olarak kabul edilirsin, sadece ve sadece.

 

Ölüm sonrası yaşamayacaksın, yok olacaksın. Ha, özellikle beyni bozulmadan, nöronlar falan parçalanmadan, bir şekilde, yaşam denecek metabolizma tekrar işletilmeye başlanabilirse, ancak o zaman dirilirsin. Ve gene ancak ve ancak, sağken olduğun şey olabilirsin, hepsi bu. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, anibal yazdı:

Faraziyeler üzerinde, ancak faraziye yapılır, hiç bir yere varılmaz. Sen öl, diril, o zaman bakalım ne olup bitiyormuş. 

 

Ha, böyle ölen ve dirilen bir sürü insan var. Çeşitli ameliyatlar için mesela, doktorlar adamı öldürür. Hücreleri bozulmasın diye, kanını tuzlusu, soğuk su ile falan değiştiriler vs. hatta. Ameliyat bitince, tekrar diriltirler. Ve ta daaaam... Ölüp dirilen adam, gene o eski adam olur, genel anlamıyla. 

 

Yani, tecrübeyle sabit, ölür, dirilirsen bir şekilde, gene sen, aynı sen olacaksın. Ha, ölünce, beyninin bir yerleri temelli ölebilir, geri dönemeyebilir. O zaman sen değişirsin tahminen. Bunun için ölmende gerekmez, beyninin birazını alıp giden bir kurşunda gayet yeter. böyle olmuş olan da tonla var, tedavi sonrası bambaşka bir adam olup çıkıp, toplama yapmayı zor beceren ama hiç olmadığı şekilde sanat yapan matematik profesörleri vs. vs. 

 

Ve maalesef, en fantastik faraziyen de şu, "dirildin, ama bir bedene hapsolmadın". Tabi tabi, hatta peri kızları seni tutup uçurur, cinler ile selamlaşır, kaf dağını aşıp, seni bekleyen elmas sarayda, zümrüdü anka kuşuna binip, sonsuz şarap akan nehirlerin üzerinde gezintide yaparsın. 

 

Bedenin yoksa, sen yoksun, bunu bir bil. İndirgenebilir en küçük parçan, beynin. Yani, kalp, akciğer vs. vs. olmadan, senin en azından bir kısmın var olmaya devam eder, ama beynin giderse, sende gidersin, hepsi bu. O yüzden de, hukuken ve tıbben, beynin iş göremez olduysa, ölü olarak kabul edilirsin, sadece ve sadece.

 

Ölüm sonrası yaşamayacaksın, yok olacaksın. Ha, özellikle beyni bozulmadan, nöronlar falan parçalanmadan, bir şekilde, yaşam denecek metabolizma tekrar işletilmeye başlanabilirse, ancak o zaman dirilirsin. Ve gene ancak ve ancak, sağken olduğun şey olabilirsin, hepsi bu. 

 

 

ölüp tekrar dirilen insanlardan bir tane örnek verirmisiniz? ilk defa duyuyorum, kaynak lütfen...benım yok olduğumda yok olduguma 

dair bir ispat nasıl? bir ispat olabilr, önce bunu açıklayınız, verdiğiniz örneklemelerle bu iş olmaz sayın anibal madem biyologsunuz

 sizden daha gerçekçi yorumlar beklerdim,tekrar soruyorum ,ölüm sonrası gerçekten yok ise bunun ispatı olamaz zaten, 

örneklemeler gülünç bedenım yoksa bende yokum gibi çocuksu argümanlarla benı kandıramasınız, ben teistler gibi saf değilim, akıcı ve akılcı yorumlar  bekliyorum sizden.

 

ölüm sonrasının neden? imkansız olduğunu etkili bir yorumla sizden dinlemek isterdim, yoksa bu tartışma kabak tadı vermeye başladı..

 

tarihinde karamsarhuman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

En yakın büyük hastaneye git, anevrizam, pulmoner fibroz, pulmoner emboli falan ameliyatlarından çıkanlarla otur, sana ölüp dirilmek nasıl oluyor, anlatsınlar. 

 

Seni yok olduğunun ispatı ortada, varsan nerdesin? amanda aslında varım da falan gibi edeceğin masallar, laflar vs. vs. 

 

Evet, hepsi laf, hepsi boş laf. Hepsi o. Varsan, var olacaksa, hani, ölmüş birinin o şeyinin getir, görelim, hadi bekliyoruz hep beraber.

 

Verdiğimiz örneklemeler, gayet somut, dilediğin zaman gidip elinle tutup, gözünle görebileceğin şeylerdir. Senin bir taraflarının keyfine uymuyorsa, bu senin sorunun ve gerçekleri bağlamaz. 

 

Bedenin yoksa, sende yoksun. Hatta, beynine basalım asidi, gen yoksun, bedeninin kalanı olsa bile. Hatta, beynine giden kanı keselim, gene gene yoksun. Geride sadece bedenin kalır, hepsi o. 

 

Senin, "ben, ben" deyip durduğun şey, işte o bedeninden ibaret, apaçık, net bir şekilde, hepsi bu, bundan ibaret.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 28.03.2019 at 18:09, anibal yazdı:

En yakın büyük hastaneye git, anevrizam, pulmoner fibroz, pulmoner emboli falan ameliyatlarından çıkanlarla otur, sana ölüp dirilmek nasıl oluyor, anlatsınlar. 

 

Seni yok olduğunun ispatı ortada, varsan nerdesin? amanda aslında varım da falan gibi edeceğin masallar, laflar vs. vs. 

 

Evet, hepsi laf, hepsi boş laf. Hepsi o. Varsan, var olacaksa, hani, ölmüş birinin o şeyinin getir, görelim, hadi bekliyoruz hep beraber.

 

Verdiğimiz örneklemeler, gayet somut, dilediğin zaman gidip elinle tutup, gözünle görebileceğin şeylerdir. Senin bir taraflarının keyfine uymuyorsa, bu senin sorunun ve gerçekleri bağlamaz. 

 

Bedenin yoksa, sende yoksun. Hatta, beynine basalım asidi, gen yoksun, bedeninin kalanı olsa bile. Hatta, beynine giden kanı keselim, gene gene yoksun. Geride sadece bedenin kalır, hepsi o. 

 

Senin, "ben, ben" deyip durduğun şey, işte o bedeninden ibaret, apaçık, net bir şekilde, hepsi bu, bundan ibaret.

sayın anibal! verdiğiniz önermeler bilimseldir, ama ölüm sonrası ise bilmsel değildir, bu konuda anlaştığımızı varsayıyorum

sayın anibal! vericeğiniz örneklemeler ölüm sonras ise; bilimsel bir veri içermez , bu konuda hemfikirmiyiz?

somut deliller ölüm sonrası için geçerli değildir, hele hele bu önermeler aslında bilmsel veri içerdiği için sonuç olarak

ispatıda absürd kaçıcaktır,bana absürd sonuçlar değil sayın anibal bana soyut bir  gerçeklik gerekiyor, sürekli sizinle

 başa dönüp duruyoruz, bir sonuç elde edemiyoruz, biyologsunuz ve bu konuda uzmansınız bu na saygı duyarım 

benimde uzman olduğum konular var örneğin ölmek ve tekrar dirilmek için ölüm sonrasını incelemek gerekir? peki 

 böyle bir cihazınız varmı? 

sayın anibal! ölüm sonrası deyin sizin anladınız ölmek kavramı, gerçek ölüm değildir,bir insanın kalbi durur

hatta bütün hayati fonksiyonları tamamen durur, ve bir kaç dakika sonra tekrar atmaya başlar o esnada şok verilir hastaya ve hasta tekrar hayata döner bu ölüm şekli geçici olduğu için, biz buna ölüm diyemeyiz,

haksızmıyım? gerçek ölüm tğm hayatı fonksiyonlarının tamamaen durması, ve tekrar dönüşü olmuyacak biçimde sonlanmasıdır, bunu sizde biliyorsunuz gelelim, sizin verdiğiniz tıbbi kelimelerin karşılıgına 

tarihinde karamsarhuman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

1.anevrizma : bu hastalık beynındekı damarların basınçtan dolayı patlaması sobucu sonu ölümle veya sakat kalmayla biten bir sinirsel damar hastalıgıdır tıta oldukça nadir görülen bu hastalık ciddi anlamda felçe neden olur. ama bir insanı öldürmüyebilr. 

 

2:pulmoner hipertansiyon bu hastalık insan öldürür ve geri dönüşü yoktur, 

 

3.fibrozda yumusak doku ve sindirim sistemı hastalıgıdır senın anlamadan gereken ise; sayın anibal bu hastalıklardan ölenler asla geri gelmez bana vericeginiz önermeler mantıklı olmalı biyologsanız 

 gerçekten idianızda güçlü olmalıdır bu şekilde iiddaanızı çürütmek istemem.

 

ayrıca ben geri dönüşten  bahsederken soyut olarak ispatınız nedir? diyorum, bakalım sizin jeton

 ne zaman düşücek? diyede bekliyorum saygılar sevgilerr.

tarihinde karamsarhuman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
50 minutes ago, karamsarhuman said:

sayın anibal! verdiğiniz önermeler bilimseldir, ama ölüm sonrası ise bilmsel değildir, bu konuda anlaştığımızı varsayıyorum

sayın anibal! vericeğiniz örneklemeler ölüm sonras ise; bilimsel bir veri içermez , bu konuda hemfikirmiyiz?

somut deliller ölüm sonrası için geçerli değildir, hele hele bu önermeler aslında bilmsel veri içerdiği için sonuç olarak

ispatıda absürd kaçıcaktır,bana absürd sonuçlar değil sayın anibal bana soyut bir  gerçeklik gerekiyor, sürekli sizinle

 başa dönüp duruyoruz, bir sonuç elde edemiyoruz, biyologsunuz ve bu konuda uzmansınız bu na saygı duyarım 

benimde uzman olduğum konular var örneğin ölmek ve tekrar dirilmek için ölüm sonrasını incelemek gerekir? peki 

 böyle bir cihazınız varmı? 

sayın anibal! ölüm sonrası deyin sizin anladınız ölmek kavramı, gerçek ölüm değildir,bir insanın kalbi durur

hatta bütün hayati fonksiyonları tamamen durur, ve bir kaç dakika sonra tekrar atmaya başlar o esnada şok verilir hastaya ve hasta tekrar hayata döner bu ölüm şekli geçici olduğu için, biz buna ölüm diyemeyiz,

haksızmıyım? gerçek ölüm tğm hayatı fonksiyonlarının tamamaen durması, ve tekrar dönüşü olmuyacak biçimde sonlanmasıdır, bunu sizde biliyorsunuz gelelim, sizin verdiğiniz tıbbi kelimelerin karşılıgına 

 

Bak sana şöyle izah edeyim. Sen, olması için hiç bir zaruri sebep olmayan, olduğuna dair de, hiç bir somut gösterge olmayan bir şey iddia ediyorsun. 

 

Diyorsun ki, amanda ölüm sonrası... Yahu, ölüm sonrası belli. Hatta adamlar, bu işi daha doğru dürüst bilelim diye ceset çiftlikleri kuruyor, ölenleri oraya koyup, ne olup bitiyor bakıyor, araştırıyor. Basitçe, börtü böcek yiyor, çürüyor falan filan, bu mide bulandırıcı detaylara girmenin alemi yok şimdi.

 

Sen ise, amanda ondan sonra bilinmez, edilmez... Geç bunu... 

 

Ölüm sonrası içinde, ölüm öncesi için geçerli olan somut deliller birebir, aynı şekilde geçerlidir. Ölüm sonrasına kafana göre bir takım masallar, bir takım üfürmeler, zortlamalar falan uydurunca, hiç bir şey göstermiş etmiş olmuyorsun. 

 

Kalp durunca ölmezsin, öldü falan sayılmazsın. Kaç defa söyleyeceğiz, beyni fonksiyonların, geri dönülemez şekilde bozulmuşsa, ancak o zaman ölmüş sayılırsın ve ölmüşsündür, senden geriye, belki biraz yenmiş, belki yanmış vs. her neyse, o cesetten başka bir şey kalmaz. 

 

O ameliyatlarda da, beyin fonksiyonları, aslen geri dönemez şekilde duracak şekilde, özellikle durdurulur. Zira bunun zaten başka yolu yoktur. Yapılan, dışarıdan müdahale ile, o faaliyetleri tekrar başlatmaktır. Durdurma işlemi planlı, geri dönüdrme işi için en uygun hazırlıkla yapılabildiği için, hastayı öyle öldürüp, sonra diriltmek mümkün olur. Ama aynı hale sen sokakta gelirsen, ölüsün, hiç şansın yok. 

 

Ölüm sonrası için, uzman falan olamazsın. Ha, dersen ki, kriminoloji uzmanıyım, karaiğerin sıvılaşmasından, adamın kaç gün önce öldüğünü bilirim, bak ona saygı duyarım. ama bana ölüm sonrası biliniç, transandatal meditasyona girer, başka boyutta pozitif enereji ile çakra üzerinden astral seyahate çıkar falan gibi, hiç bir kıymeti, hiç bir somut falan tarafı olmayan zırvalar edeceksen, sana bu mevzuyu anlatmanın başka yolları da var. Ama emin ol hiç hoşuna gitmeyecek, cevap bile veremeyecek, ancak beni lanetlemek, rezil herif falan demekle kurtulmaya çalışmak durumunda kalacaksın. 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, karamsarhuman said:

1.anevrizma : bu hastalık beynındekı damarların basınçtan dolayı patlaması sobucu sonu ölümle veya sakat kalmayla biten bir sinirsel damar hastalıgıdır tıta oldukça nadir görülen bu hastalık ciddi anlamda felçe neden olur. ama bir insanı öldürmüyebilr. 

 

2:pulmoner hipertansiyon bu hastalık insan öldürür ve geri dönüşü yoktur, 

 

3.fibrozda yumusak doku ve sindirim sistemı hastalıgıdır senın anlamadan gereken ise; sayın anibal bu hastalıklardan ölenler asla geri gelmez bana vericeginiz önermeler mantıklı olmalı biyologsanız 

 gerçekten idianızda güçlü olmalıdır bu şekilde iiddaanızı çürütmek istemem.

 

ayrıca ben geri dönüşten  bahsederken soyut olarak ispatınız nedir? diyorum, bakalım sizin jeton

 ne zaman düşücek? diyede bekliyorum saygılar sevgilerr.

 

 

Bak işte, biz sana bu hastalıkları saymadık. Bu hastalıklarla mücadele için yapılan ameliyatlarda, hastanın tıbbi olarak ölüdürülüp, sonra da "yeniden canlandırıldığını" söyledik. Doğal süreçten tek fark, öldürülen hastanın, vücudunun fazla tahribat görmesini engelleyecek önlemlerin alınmış olması. 

 

Soyut ispat olmaz. İspat, her zaman somut üzerinden yapılır. Bir şey somut değilse, ispat falan olmaz. Mevzu ile alakalı, iskoç hukuku üzerine biraz araştırabilirsin. 

 

Sana şöyle anlatayım. Evde sen varsın, bir de ali var. Ama ali ölmüş, sırtında kocaman bir bıçak var. Şimdi, aliyi kim öldürdü?

 

Somut olarak, orada olan sensen, demekki katil sensin. Ha, dersen, biri pencereden girip aliyi öldürmüş, o zaman, mesela, pencerede parmak izi, ayak izi falan gibi bir şey olsun, somut olarak göstermen gerekir. Bunu gösteremiyorsan, ama diyorsan, bu pencereden uçan biri girmiş, hiç bir şeye dokunmadan... İşte bu ispat, delil falan kabul edilemez. Zira o uçan adamın oraya girdiğine dair somut bir şey gösteremedin. 

 

Senin özelinde, sen diyorsun ki, "Ali yi elbette ben öldürmedim, bir cin geldi, bıçağı sallayıp gitti. Katil bir cindir." Sonra da diyorsun, "Sen bak allaha inanıyorsun, kurana göre cinler var, yoksa sen cinleri inkar mı ediyorsun". Ben hakim olarak ateistim, ama hakim müslüman olsaydı bile, sana ne derdi?

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, anibal yazdı:

 

Bak sana şöyle izah edeyim. Sen, olması için hiç bir zaruri sebep olmayan, olduğuna dair de, hiç bir somut gösterge olmayan bir şey iddia ediyorsun. 

 

Diyorsun ki, amanda ölüm sonrası... Yahu, ölüm sonrası belli. Hatta adamlar, bu işi daha doğru dürüst bilelim diye ceset çiftlikleri kuruyor, ölenleri oraya koyup, ne olup bitiyor bakıyor, araştırıyor. Basitçe, börtü böcek yiyor, çürüyor falan filan, bu mide bulandırıcı detaylara girmenin alemi yok şimdi.

 

Sen ise, amanda ondan sonra bilinmez, edilmez... Geç bunu... 

 

Ölüm sonrası içinde, ölüm öncesi için geçerli olan somut deliller birebir, aynı şekilde geçerlidir. Ölüm sonrasına kafana göre bir takım masallar, bir takım üfürmeler, zortlamalar falan uydurunca, hiç bir şey göstermiş etmiş olmuyorsun. 

 

Kalp durunca ölmezsin, öldü falan sayılmazsın. Kaç defa söyleyeceğiz, beyni fonksiyonların, geri dönülemez şekilde bozulmuşsa, ancak o zaman ölmüş sayılırsın ve ölmüşsündür, senden geriye, belki biraz yenmiş, belki yanmış vs. her neyse, o cesetten başka bir şey kalmaz. 

 

O ameliyatlarda da, beyin fonksiyonları, aslen geri dönemez şekilde duracak şekilde, özellikle durdurulur. Zira bunun zaten başka yolu yoktur. Yapılan, dışarıdan müdahale ile, o faaliyetleri tekrar başlatmaktır. Durdurma işlemi planlı, geri dönüdrme işi için en uygun hazırlıkla yapılabildiği için, hastayı öyle öldürüp, sonra diriltmek mümkün olur. Ama aynı hale sen sokakta gelirsen, ölüsün, hiç şansın yok. 

 

Ölüm sonrası için, uzman falan olamazsın. Ha, dersen ki, kriminoloji uzmanıyım, karaiğerin sıvılaşmasından, adamın kaç gün önce öldüğünü bilirim, bak ona saygı duyarım. ama bana ölüm sonrası biliniç, transandatal meditasyona girer, başka boyutta pozitif enereji ile çakra üzerinden astral seyahate çıkar falan gibi, hiç bir kıymeti, hiç bir somut falan tarafı olmayan zırvalar edeceksen, sana bu mevzuyu anlatmanın başka yolları da var. Ama emin ol hiç hoşuna gitmeyecek, cevap bile veremeyecek, ancak beni lanetlemek, rezil herif falan demekle kurtulmaya çalışmak durumunda kalacaksın. 

 

sayın anibal, çok merak ettim hiç merak etmeyin,ben teistler gibi sana asla hakaret etmem, haaytımda hiç kimseye hakaret etmedim 

 etmemde , şimdi boş lafları bırakta sadede gelsen çok iyi olur , bir biyologtan duymak isterım evet bakalım bu kadar iddialısın

 iddianı ispatlada görelim, bakalım ptatiktede çenen kadar güçlümüsün? çünkü ispat dediğin olgu tibbi bile olsa somut bile 

 olsa yorumla yapılıcak bir olgu değildir, biyolojı bilimini kullanarak paratık bir deneyle ispatlamayı dene bakalım ama sakın

 kopya çekme , beni kandıramazsın, somut dediğin ölüpte tekrar geri dönmek nasıl? bir şeymiş , ispatı nelermiş? 

anlatmaya başla bakalım,

 

verdiğin bir örneklemede yaptıgın bir hata var istersen ben sana önce bu hatanı ispatlıyayım,demişsinki

 bir adamın sırtında bıcak ve adamın yanında yalnızca  ben varım, iyide bu konuj tamamaen krımonojının 

 işidir. parmak izi diye bir kavram vardır, ne cabukta unuttun..

krimonolojık vakalarda zaten parmak izi varsa bu bir ispattır. her ölünün yanında biri varda o suçlu dersek

 işin içinden çıkamayız, lütfen verdiğiniz saçma sapan örneklemelere dikkat ediniz, tartışmanın

 kalitesini ciddi anlamda düşürüyor.

 

buyrun sayın anibal!  söz sizde sizi dinliyorum bakalım, beni ikna edebilicekmisiniz? iyi şanslar buna ihtiyacınız olucak..

 

ölüp tekrar dirilmenın ispatı neymış görelim.ikna olursam sizi tebrik ederim.

 

son olarak şunu söylemek istiyorum e naz sizin kadar iddialıyım, istersnız bunu hodri meydan platformuna 

 taşıyabiliriz, ama benim tezim ölüm sonrasının ispatı metafizik ögeler içerir, somut sal değildir. madde değildir diyelım fiziksel yasalarla bagımlı olmuyan bir soyutluktur benım düşüncem ..

 

tarihinde karamsarhuman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 minutes ago, karamsarhuman said:

sayın anibal, çok merak ettim hiç merak etmeyin,ben teistler gibi sana asla hakaret etmem, haaytımda hiç kimseye hakaret etmedim 

 etmemde , şimdi boş lafları bırakta sadede gelsen çok iyi olur , bir biyologtan duymak isterım evet bakalım bu kadar iddialısın

 iddianı ispatlada görelim, bakalım ptatiktede çenen kadar güçlümüsün? çünkü ispat dediğin olgu tibbi bile olsa somut bile 

 olsa yorumla yapılıcak bir olgu değildir, biyolojı bilimini kullanarak paratık bir deneyle ispatlamayı dene bakalım ama sakın

 kopya çekme , beni kandıramazsın, somut dediğin ölüpte tekrar geri dönmek nasıl? bir şeymiş , ispatı nelermiş? 

anlatmaya başla bakalım,

 

 

 

Neyin, neyini ispatlayacağız burada? 

 

Şu an arkanda bir ejderha olmadığını ispat edebilir misin? Hemde, görünmez, iz bırakmaz, ses çıkarmaz, devamlı uçan falan bir ejderha?

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 minutes ago, karamsarhuman said:

sayın anibal, çok merak ettim hiç merak etmeyin,ben teistler gibi sana asla hakaret etmem, haaytımda hiç kimseye hakaret etmedim 

 etmemde , şimdi boş lafları bırakta sadede gelsen çok iyi olur , bir biyologtan duymak isterım evet bakalım bu kadar iddialısın

 iddianı ispatlada görelim, bakalım ptatiktede çenen kadar güçlümüsün? çünkü ispat dediğin olgu tibbi bile olsa somut bile 

 olsa yorumla yapılıcak bir olgu değildir, biyolojı bilimini kullanarak paratık bir deneyle ispatlamayı dene bakalım ama sakın

 kopya çekme , beni kandıramazsın, somut dediğin ölüpte tekrar geri dönmek nasıl? bir şeymiş , ispatı nelermiş? 

anlatmaya başla bakalım,

 

 

 

Neyse, şimdi senin bu zımbırtına bakalım.

 

Ölüm denen şey, senin keyfine göre falan "aha öldü, aha ölmedi" denecek bir şey değil elbette. Bak mesela, birileri için şunlar ölü değil:

 

Toraja halkı ölülerini gömmüyor, belirli aralıklarla kıyafetlerini deÄiÅtirip aynı evde yaÅamaya devam ediyor.

 

Evet, adamlar bu ölüp çürüyüp giden cesetleri ölü olarak görmüyor, kabul etmiyor, onlara elbise alıyor, yemek getiriyor falan filan...

 

O halde, ölü denebilmesi için, ölü kabul edilecek bir tanım gerekiyor.

 

Nedir senin ölü tanımın?

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, anibal yazdı:

 

 

Bak işte, biz sana bu hastalıkları saymadık. Bu hastalıklarla mücadele için yapılan ameliyatlarda, hastanın tıbbi olarak ölüdürülüp, sonra da "yeniden canlandırıldığını" söyledik. Doğal süreçten tek fark, öldürülen hastanın, vücudunun fazla tahribat görmesini engelleyecek önlemlerin alınmış olması. 

 

Soyut ispat olmaz. İspat, her zaman somut üzerinden yapılır. Bir şey somut değilse, ispat falan olmaz. Mevzu ile alakalı, iskoç hukuku üzerine biraz araştırabilirsin. 

 

Sana şöyle anlatayım. Evde sen varsın, bir de ali var. Ama ali ölmüş, sırtında kocaman bir bıçak var. Şimdi, aliyi kim öldürdü?

 

Somut olarak, orada olan sensen, demekki katil sensin. Ha, dersen, biri pencereden girip aliyi öldürmüş, o zaman, mesela, pencerede parmak izi, ayak izi falan gibi bir şey olsun, somut olarak göstermen gerekir. Bunu gösteremiyorsan, ama diyorsan, bu pencereden uçan biri girmiş, hiç bir şeye dokunmadan... İşte bu ispat, delil falan kabul edilemez. Zira o uçan adamın oraya girdiğine dair somut bir şey gösteremedin. 

 

Senin özelinde, sen diyorsun ki, "Ali yi elbette ben öldürmedim, bir cin geldi, bıçağı sallayıp gitti. Katil bir cindir." Sonra da diyorsun, "Sen bak allaha inanıyorsun, kurana göre cinler var, yoksa sen cinleri inkar mı ediyorsun". Ben hakim olarak ateistim, ama hakim müslüman olsaydı bile, sana ne derdi?

 

 

sayın anibal, bu hastalıkları saymadınız biliyorum ama ben bu hastalıklardan ölenlerin somutsal olarak geri dönmedigini size hatırlatmak amacıyla yazdım,

şimdiye kadar sizin iddainızı ispatlıyacak bir tez göremedim veya destekleyici hipotezler var ama sonuçsal bazda 

bir etkisi olmadıgını görüyorum,

sayın anibal tam olarak ölen bir canlı ,beyin ölümü gerçekleştiği için , zaten geri dönüşü olmadıgını 

herkes bilir, bunun için doktor olmaya yada biyolojı okumaya gerek yoktur,

sizdiyorsunuzkı; ölp tekrar dirilen insanlar, işte ben bunun ispatını istiyorum görsel olur veya argümanda olur. gerekirse bir deneyle gösterinde görelım.

 

soyut ispat olmaz diyorsunuz ölüm sonrasının ispatı nasıl? somut olucak, bu sizce mantıklımı? somut dediğiniz zaten madde boyutunda değilmidir? yazınızla çelişmeye başladınız

 

ölüm sonrasını nasıl algılıyorsunuz? ben bunu öğrenmek istiyorum, tüm yapmanız gereken minicik minancık bir ispat, bana ölüleri göstermeyinız sayın  anıbal ben sizden ispat istiyorum siz bana ne gösteriyorsunuz?.

 

evet sayın anibal, bekliyorum ...

 

tarihinde karamsarhuman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, anibal yazdı:

 

Neyin, neyini ispatlayacağız burada? 

 

Şu an arkanda bir ejderha olmadığını ispat edebilir misin? Hemde, görünmez, iz bırakmaz, ses çıkarmaz, devamlı uçan falan bir ejderha?

 

 

sayın anibal isterseniz bu konuyu kapatalım, çünkü saçma yerlere gitmeye başladı.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, anibal yazdı:

 

Neyse, şimdi senin bu zımbırtına bakalım.

 

Ölüm denen şey, senin keyfine göre falan "aha öldü, aha ölmedi" denecek bir şey değil elbette. Bak mesela, birileri için şunlar ölü değil:

 

Toraja halkı ölülerini gömmüyor, belirli aralıklarla kıyafetlerini deÄiÅtirip aynı evde yaÅamaya devam ediyor.

 

Evet, adamlar bu ölüp çürüyüp giden cesetleri ölü olarak görmüyor, kabul etmiyor, onlara elbise alıyor, yemek getiriyor falan filan...

 

O halde, ölü denebilmesi için, ölü kabul edilecek bir tanım gerekiyor.

 

Nedir senin ölü tanımın?

hahahaha :lol: sayın anibal anladım demekki ispat böyle birşey şimdi konuyu kapatabiliriz.saygılar sevgiler..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Başlığın sorusuna dönelim: Gerçek nasıl algılanır?

Herşeyden önce tek bir gerçek yoktur. Gerçekler vardır. Onlar da delillerin bir araya gelmesinden oluşmuştur.

Delilleri çeşitli şekillerde bir araya getirerek farklı gerçeklere ulaşmak mümkündür.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Konuya gelirsen, gerçeği gözünle falan algılamazsın. Gerçeği, beynin algılar. Yani, görür, duyar, kokusunu alır vs. vs. bir takım algılar alırsın. Bu lagıların kesişimi senin için gerçektir. Ama genelde böyle olmaz, mesela beyin çok zaman yarım saniye gelecekte yaşar. Yani algın geleceği uydurur. Gördüğün şeylerin çoğu, beynin orada olmasını beklediği şeylerdir. Öyle ki, orada olmasını beklemediğin şeyi de göremezsin falan filan.

 

Soruyorsan, işte gerçek böyle algılanır. 

 

Ama gerçek bu değildir, zira bu senin algına dairdir. Başkasının algısı, senin gördüğün şeyi görmeyebilir. O yüzden, üzerinde anlaşılmış olan gerçek tanımı, ölçülebilir olma ve herkes tarafından her şekilde aynı algılanabilme olarak kabul edilir. 

 

İşte  oy yüzden, senin için ölü olan, başkası için hiç te öyle olmayabilir. Kendi algılarını, mutlakmış, gerçekmiş gibi düşünmek, hatta buna çok emin olmak, insanoğlunun en büyük dertlerinden biridir. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Gerçek, gerçek olmayandan oluşur. 

 

Örneğin ışık hızının matematiksel gösterimi var olmayan bir şeydir bu gerçek dışı durum ışık hızı gerçeğini var kılar. 

 

Bunun terside geçerlidir. Gerçek olmayanda gerçekten oluşur. Örneğin bir elma gördüğünde beyninde "yansıyan" zihinsel düşünce gerçek değildir. 

 

Gerçek ve gerçek olmayan arasında, bir boyut farkı var ise bu yaratma fiiline yol açar. Örneğin Matriks gerçek değil iken ondan bir üst boyutta olan yazılımcı gerçektir, Matriksi yaratmıştır. Örneğin ressamın zihnindeki olgu gerçek değil iken zihinden bir üst boyutta olan ressam gerçektir, resmi yaratmıştır. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, Rhodium said:

Gerçek, gerçek olmayandan oluşur. 

 

Örneğin ışık hızının matematiksel gösterimi var olmayan bir şeydir bu gerçek dışı durum ışık hızı gerçeğini var kılar. 

 

Bunun terside geçerlidir. Gerçek olmayanda gerçekten oluşur. Örneğin bir elma gördüğünde beyninde "yansıyan" zihinsel düşünce gerçek değildir. 

 

Gerçek ve gerçek olmayan arasında, bir boyut farkı var ise bu yaratma fiiline yol açar. Örneğin Matriks gerçek değil iken ondan bir üst boyutta olan yazılımcı gerçektir, Matriksi yaratmıştır. Örneğin ressamın zihnindeki olgu gerçek değil iken zihinden bir üst boyutta olan ressam gerçektir, resmi yaratmıştır. 

 

Niye? 

 

Matrix'te baya baya bir gerçektir. Matrix ile onu yazan arasında da boyut farkı falanda yoktur. 

 

Resimde bir gerçektir, ressam da. 

 

Kendi kafanıza göre, boyutmuş, cartmış curtmuş uydurup uydurup, felsefe yaptım sanarken zırvalıyorsunuz sadece.

 

Milletni pek anlamadığı matematik terimlerinin arkasına saklanmış olmanız, saçmaladığınız gerçeğini değiştirmiyor. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...