Jump to content

Daha önce inanıp sonradan ateist olanlar bu süreci ve hikayelerini anlatabilirler mi?


Recommended Posts

3 saat önce, teflon yazdı:

 

 Ve işte kuran tam da bu yüzden ilahi bir kaynaktan gelmiş olamaz. Kadiri ve alimi mutlak bir kaynaktan. 

 

 

Kuran insan bilgisine edilgen..

Kuran zamana edilgen..

Kuran insanların -hangi nedenle olursa olun- kendisini yanlış anlamasına mahal veren bir kitap,

Yanlış tefsirlere ve tartışmalı durumlara, çatışmalara yol açan bir kitap

Anlamı kişilere ve tarihlere göre, ve hatta kimilerine göre, siyah-beyaz farkı kadar değişebilen bir kitap..

 

Kaynağı sözde alim-i ve kadiri mutlakken hemi de.

Ve siz de bunu kalkıp bir marifetmiş gibi getirip buraya sunuyorsunuz.

Aferin.

 

Ha bir de; benim kapı gibi aklım ve hür vicdanım varken, sizin de kabul ettiğiniz üzere, elin 1400 yıllık arap saçını neden yol gösterici olarak seçeyim? Bi deyiverin hele.

Bunu deyiverirken, hazır eliniz değmişken; "ne olsa inanmazdınız" onu da bi yazıverin hele..

 

kardeşim Kur'anın özünde değişme yok ki

insan bilgisi artıkça daha yakınlaşıyor

bu bir nevi dünyanın yuvarlak olması hakikatti yani hep öyle idi zatı değişmedi

ama insanlar bir zaman düz dediler bir zaman başka dediler

şimdi yuvarlak olduğu hakikati teknoloji ile artık belli oldu 

yani hakikat asla değişmez hep nasılsa öyledir

insan zaman zemine bilgisine göre ona yaklaşır

 

Kur'an da göğü bina ettik onu genişletmekteyiz demek te

bu ilk başlarda başka tefsir edildi

ancak şimdi ilimde evrenin genişlemesinden bahsediyor

yeni tefsirlerde bu da açıklanabilir

yani insan adım adım öğrendikçe adeta dağa tırmanır gibi görüş sahası genişliyor

 

aynı su kışın kar olarak dolu olarak iner baharda yağmur su olarak iner

buharlaşıp bulut olduğunda tamamen farklıdır

özü aynıdır şekli formu farklıdır.

form değişikliği öz değişikliği getirmez

Kur'an hakikat öz olarak aynıdır

zaman ve zemin değiştiğinde tecellisi yani formu değişir.

 

yani Kur'an bütün nefisler ölümü tadar der

ama her zamanda ölüm sebebleri farklıdır

 

belki eski zamanda şimdiki hastalıklar yoktu başka ölüm şekilleri vardı

misal elektrik çarpması değilde yıldırım çarpmasından gider

veya uçak düşmezde dağdan düşer deveden düşer filan

yani araç ile amaçı karıştırmamak lazım.

gerçi yıldırım çarpması hala vardır da.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 133
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

27 dakika önce, nogodbutAllah yazdı:

 

kardeşim Kur'anın özünde değişme yok ki

insan bilgisi artıkça daha yakınlaşıyor

bu bir nevi dünyanın yuvarlak olması hakikatti yani hep öyle idi zatı değişmedi

ama insanlar bir zaman düz dediler bir zaman başka dediler

şimdi yuvarlak olduğu hakikati teknoloji ile artık belli oldu 

yani hakikat asla değişmez hep nasılsa öyledir

insan zaman zemine bilgisine göre ona yaklaşır

 

Kur'an da göğü bina ettik onu genişletmekteyiz demek te

bu ilk başlarda başka tefsir edildi

ancak şimdi ilimde evrenin genişlemesinden bahsediyor

yeni tefsirlerde bu da açıklanabilir

yani insan adım adım öğrendikçe adeta dağa tırmanır gibi görüş sahası genişliyor

 

aynı su kışın kar olarak dolu olarak iner baharda yağmur su olarak iner

buharlaşıp bulut olduğunda tamamen farklıdır

özü aynıdır şekli formu farklıdır.

form değişikliği öz değişikliği getirmez

Kur'an hakikat öz olarak aynıdır

zaman ve zemin değiştiğinde tecellisi yani formu değişir.

 

yani Kur'an bütün nefisler ölümü tadar der

ama her zamanda ölüm sebebleri farklıdır

 

belki eski zamanda şimdiki hastalıklar yoktu başka ölüm şekilleri vardı

misal elektrik çarpması değilde yıldırım çarpmasından gider

veya uçak düşmezde dağdan düşer deveden düşer filan

yani araç ile amaçı karıştırmamak lazım.

gerçi yıldırım çarpması hala vardır da.

 

 

Şimdi siz bize, şu ana kadar savunduğunuz şeylerin yalnızca kendi düşünceleriniz olduğunu mu söylemek istiyorsunuz?

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 saat önce, nogodbutAllah yazdı:

misal:bir kişiyi ilk defa görmektesin tanımıyorsun

 

konuşmuşluğun yok. fikrini zikrini bilmiyorsun

 

ama sana öyle bir kötü bakar ki tedirgin olursun

 

ondan sana bir kötülük gelir hissine kapılıyorsun

güvenmiyorsun

ona sırtını dönemiyorsun sürekli kontrol ediyorsun

 

içind eşüpheler doğar acaba hırsızmı katilmi  v.s

 

ama yine aynı minvalde başka kişi görürsün

 

güzel bakıyor

 

o bakıştan bundan kötülük gelmez diyorsun

güveniyorsun

 

bir bakıştan bu kadar mana nasıl çıkar

 

aklen deneyle tecrübe ile bir şey bilmeden

sadece hissle belli şeyler iletiliyor anlaşılıyor

 

demek ki o saydğımız hiss kalb vicdan sır vb  şeyler ile de sinyal alıyoruz

Bu yanlış bir bilgi. Ne sinyaller alıyorsunuz -eğer beyinde işlenenleri saymazsanız- ne de bu dediğiniz her zaman doğru çıkan bir şey. Belli bir bakışı yapan insanı kötü bulmamızın sebebi o bakışı kötü insanlarla özdeşleştirmemizdir, tam tersi de öyledir. Kadınsı hareket yapan bir erkeğin eşcinsel olduğun hisseden kişinin hissettiği ile sizin bahsettiğiniz durumunuzdaki kişinin hissettiği aynı şeydir.

 

5 saat önce, nogodbutAllah yazdı:

güneşi direk görmen gerekmez

bulutlar arasından sızan bir ışık demeti ondan haber verir

zira ışık onun sıfatıdır

ısı da onun sıfatıdır.ısı da ondan haber verir

 

ayı görmende ondan haber verir zira ayın nuru onun nurudur yansımadır

karanlıkta gece de ondan haber verir zira karanlık gölgedir gölge de güneşten haber verir

yani nereye baksan onu görürsün

Veya basitçe Deneysel Olasılık'ı kullanırız. Gündüzden sonra gece kesinlikle gelir ve ay ortaya çıkar. O yüzden havanın yavaşça kararmasını gece ile eşleştiririz. Bunun mantıksal kanıtı ise havanın öyle kararmasının başka bir şey ile açıklanamayacağıdır. Bu da bizi en eski tanrı lehine argümanlardan olan "Tasarım Argümanı"na getiriyor. İlginç olarak hemen önce şunu söylemiştiniz:

 

5 saat önce, nogodbutAllah yazdı:

bence ateistlerin argümanlarıda zamana göre gelişmeli değişmeli.

hiç bir şey durağan değil her şey değişiyor akıyor gelişiyor.

Sizin dediğinizin Tasarım Argümanı'ndan farkı nedir?

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, nogodbutAllah said:

kardeşim Kur'anın özünde değişme yok ki

 

Birincisi Kuran'ın özünün ne olduğunu biliyor musun da değişme yoktur diyorsun? Araplar eline aha bu kitap Allah adlı bir tanrıdan geldi deyip bir kitap vermişler, hiç düşünmeden iman etmişsin. Daha kafadan araplara iman etmiş birisi neyi hangi akılla değerlendirecek?

 

Diyelim özü değişmemiş, bu tüm insanlığa ulaşmadıktan sonra ne değeri var bu özün değişip değişmemesinin? Bin yıldan fazla bir süre insanlığın ulaşamadığı, bizzat okuyamadığı bir kitap var ortada. Hala insanlar ulaşamıyor, okuyamıyor, çünkü özü değişmemiştir dediğinin kitap arapça ancak birilerinin kendi anlayışına göre çevirdiği bir takım çeviriler var ortada.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 30.03.2019 at 20:07, nogodbutAllah said:

Merak etmekteyim.

inancıma göre insan doğuştan masum temiz ve fıtraten inanmaya meyli daha fazladır diye biliyorum.

inanmama sanki fıtrata ve akla zorla giyidirilen bir gömlek midir bir sunni şablonmudur

yoksa aklın düşünmemin doğal sonucu mudur?

yoksa inanmama sureci fıtri ve kendiliğinden gelen gayet kolay bir şey midir?

 

bu konuda ateist olup ailesinde inanan aile fertleri ile ilişkileri nedir?

zormu dur kolay mıdır ailelerini terk mi ediyorlar

veya evlilikte iman inkar durumları var mıdır

düşüncelerini serbestçe yazsalar memnun olurum.

 

 

 

 

Çocukken bana anlatılan şeyleri yutardım. Her fırsatta dua ederdim.

Pek çok duayı ezbere bilir, düzenli namaz kılardım. 

Bir gün ilkokulda fen dersinde kütle ve ağırlıktan bahsedildi.

Bir sonraki derste de öğretmen omuzlarımda meleklerin oturduğunu söyledi.

Ben de onların kaç kilo olduğunu sordum.

 

Yediğim tokat beni kendime getirdi.

Düşünen bir insana dönüştüm. 

 

Dua etme fetişimden hemen kurtulmadım. Orada burada dua ederken yavaş yavaş kendi kendime konuştuğumu farkettim. Yaş 9. 

 

tarihinde bayşapka tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
16 hours ago, nogodbutAllah said:

 

kardeşim Kur'anın özünde değişme yok ki

insan bilgisi artıkça daha yakınlaşıyor

bu bir nevi dünyanın yuvarlak olması hakikatti yani hep öyle idi zatı değişmedi

ama insanlar bir zaman düz dediler bir zaman başka dediler

şimdi yuvarlak olduğu hakikati teknoloji ile artık belli oldu 

yani hakikat asla değişmez hep nasılsa öyledir

insan zaman zemine bilgisine göre ona yaklaşır

 

Kur'an da göğü bina ettik onu genişletmekteyiz demek te

bu ilk başlarda başka tefsir edildi

ancak şimdi ilimde evrenin genişlemesinden bahsediyor

yeni tefsirlerde bu da açıklanabilir

yani insan adım adım öğrendikçe adeta dağa tırmanır gibi görüş sahası genişliyor

 

aynı su kışın kar olarak dolu olarak iner baharda yağmur su olarak iner

buharlaşıp bulut olduğunda tamamen farklıdır

özü aynıdır şekli formu farklıdır.

form değişikliği öz değişikliği getirmez

Kur'an hakikat öz olarak aynıdır

zaman ve zemin değiştiğinde tecellisi yani formu değişir.

 

yani Kur'an bütün nefisler ölümü tadar der

ama her zamanda ölüm sebebleri farklıdır

 

belki eski zamanda şimdiki hastalıklar yoktu başka ölüm şekilleri vardı

misal elektrik çarpması değilde yıldırım çarpmasından gider

veya uçak düşmezde dağdan düşer deveden düşer filan

yani araç ile amaçı karıştırmamak lazım.

gerçi yıldırım çarpması hala vardır da.

 

 

Düşünen insan tefsire ihtiyaç duyan birşeyin mutlak doğru olmadığını, tefsiri yazanın amacı neyse o yöne çekileceğini bilir. 

Hele ki o tefsirciler sürekli fikir değiştiriyorsa. 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

insan duygusal bir varlık.ilk yaşlarda kötü travmalar kalıcı izler bırakabiliyor

darwinin kızının ölümünden sonra isyan ettiği inkar ettiği söylenir

misal bir hastalık veya kaza geçirir veya deprem yangın yakınlarının ölümü ile insan neden ben demeye başlar

psikyatri de çok sevdiği birin ölümünü sırasında belli aşamaları verir

inkar öfke pazarlık aşaması çaresizlik kabullenme  gibi

açık söylemeliyim ki

 

ilk başlarda meal dönemi dini bakışım da

Allah algısı daha çok cezalandıran cehennem ateş gibi idi

cübbeli tarzı kabir azabında demir tokmakla dövmeler yılanlar çıyanlar vb saçmalıklar ne yazık ki bizide etkilemişti

sonra Allaha karşı yapılan hatalar eksiklikler insan gözünde büyümeye başlar korku ile artık ne yapsam boş battı balık yan gider

ateş bizi bekliyor gibi son derece korku ümitsizlik dolu girdaplara girdik

bu aşamadan sonra adeta sevdiğinin ölümü gibi insan içinde cehennemin ahiretin dirilmenin olmamasını diliyor

en sonda Allah korusun tamamen inkara isyana gidiyor

 

fakat sonraki bizzat Kur'an okumalarım beni tamamen değiştirdi

evet cehennem var fakat cennette var tevbe de var  samimi yapılan her iyilikte Allahın günahları silmesi var

yetmez bazı günahları örtüyor gizliyor bazı kötülükleri iyiliğe dönüştürüyor

zaten tevbe ile anneden doğma yeni doğmuş gibi masum temiz hale geliyor

yetmez bazı ayetlerde Allah tüm günahları bağışlar deyip tevbe şartı dahi yok

yani nerede ise aff çıkarıyor

günah hata insanın fıtratında var

daha ilk insan hata işliyor tevbe ile affediliyor

daha ilk insanlar hz ademin çocukları birbirini öldürür

islama giren sahabeler islam önce içki zina puta tapma öldürme hırsızlık ne kadar kebair var ise işlemişler

tevbe ile islama giriş ile hepsi tertemiz anneden doğma masum hale gelmişler

 

şunu anladım ki cehenneme gitmek çok zor

cennet ise bedava derecesinde kolay

 

bazı hadislerde günahın deniz köpükleri kadar çokta olsa ümitsiz olma tevbe ile Allaha sığın affeder

adeta köpük nasıl zahiren çok olup denizi suyu örtsede kalıcı değil uçucudur gider su açılır

bulut ne kadar çok olsa da rüzgar onları süpürür güneş meydana çıkar

 

rahmet kelimesi yağmur içinde kullanılır

Allahın rahmeti o kadar geniş ki bardakndan boşanırcasına yağmur yağsa nasıl ıslanmamak imkansız ise o geniş rahmetten nasib almamak ta o kadar zor

yeter ki inkar şemsiyesini açma

 

Kur'anın en çok üzerinde durduğu şey Allahın rahmetinden ümidini asla kesme olayıdır

en zor anda dahi bir ip atar seni kurtarır

ümitsizliği adeta yasaklar ve inkar edenlerin hasleti sayar

 

şundan kati ve kesin eminim ki ne günah olursa olsun samimi ihlaslı dönüş ile siler uçar gider üstüne tertemiz temelde yeni iyilikler binası yükselir

maturide amel imandan bir cüz değildir

yani büyük günah kebair işlese dahi iman gitmez

günahkar olur sadece

imanın zerresi dahi cennete götürür.

ancak hanbeli eşari mezhebi ameli imandan cüz sayar  günah ile iman eksilir der

arabistan mezhebi böyledir.

hanefi maturidi çizgisi gerçekten Kur'anı anlamada yorumlamada en iyi olandır.

 

 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
48 minutes ago, nogodbutAllah said:

Allahın rahmeti o kadar geniş ki bardakndan boşanırcasına yağmur yağsa nasıl ıslanmamak imkansız ise o geniş rahmetten nasib almamak ta o kadar zor

yeter ki inkar şemsiyesini açma

 

İnanmıyor diye sonsuza kadar insan yakan bir puttan bahsediyoruz, sen hala putum şöyle merhametli, böyle merhametli diye sayıklıyorsun. Bir insan nasıl bu kadar mantıktan yoksun olabilir, anlamak mümkün değil. Bak kalın kafalarınıza girmesi için tekrar edeyim, sizin put inanmıyor diye sonsuza kadar insan yakıyor. Böyle hastalıklı, iğrenç, sapık bir düşüncenin neresini, nasıl savunuyorsunuz?

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, nogodbutAllah yazdı:

darwinin kızının ölümünden sonra isyan ettiği inkar ettiği söylenir

 

 

Bak yine çirkeflik yapmaya, ona buna çamur atıp kendi dinine mal etmeye çalışıyorsun.

Yahuu, "Darwin´in ağırlığı kadar kafanıza taş düşsün" diyeceğim ama sizin her halükărda kör horuzu oynayacağınızı adım gibi biliyorum.

Neyse...

Numunelik ve umutsuz bir vaka olduğunuz tescillenmiştir.

Artı bu Darwin gavuru sizin zihniyettekilerin korkulu rüyası haline geldiği, nasıl da belli. Adama atmadığınız iftira kalmadı neredeyse.

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 13.04.2019 at 19:38, nogodbutAllah said:

ne alaka yaw

dünya aynı dünya güneş aynı güneş

yörünge aynı yörünge ama 4 mevsim var

her mevsim diğerine zıt ilkbaharda meyveler çiçek açar sonbahrada dökülür yazın olgunlaşır kışın adeta kurur ölür donar

 

değişme hatta zıtlaşma hayati ilahi bir kanundur

gece gündüz sıcak soğuk gibi

Kur'an aynıdır tektir tek  ilahi güneşten gelen bir nurdur

ama zaman mevsimine göre etkisi tesiri tecellisi değişir

 

Kur'an merkez de sabit duran güneştir

insan onun yörüngesinde gezerken zaman zemine göre tesiri değişir

kim yaklaşırsa ısınır kim uzaklaşırsa donar

kimine cennet gibi bahar meyveleri çiçekleri verir

kimine sonbahar kış gibi sarartır dondurur 

nasıl bakarsan öyle görürsün

aynen nasıl tek renk beyaz güneş ışığı prizma ile yağmur ile yedi renge ayrılır

Kur'an nuru da her değişik frekansta her farklı açı da her farklı zamanda farklı renk nur gösterir tecelli eder.

 

Güneşi dünyayı mevsimi şunu bunu geç. Asıl bunlar ne alaka? Hangi hak ve hukukla sahiplenip de elin 1400 sene önceki bedevisinin "aha da bu metin tanrıdan geldi" diye buyurduğu bir kitaba şahit gösterebiliyorsun?

 

Değişme zıtlaşma aman da yok efendim ilahi kanundur vb. diyerek topu taca atma çaban da takdire şayan..

Ama sen adeta, tüm zamanlara ve tüm insanlığa ve hatta "son bir" ilahi kullanım kılavuzu yazacan, ama bunu her okuyan ayrı, ayrı tarihlerde okuyan ayrı, ayrı coğrafyadan okuyan ayrı vb. vb..anlayacak, bu algı ve anlayışların önemli bir bölümü de öyle masum farklılıklar falan değil, adeta uğruna kan dökülen, gruplaşıp mezhepleşilen, ikilik yaratan farklılıklar olacak..! Yok böyle bir dünya. Yok böyle bir savunu, bahane. 

 

Biriniz kölelik var derken, öteki yok diyor mu? Biri dayak var derken, öbürkisi yok diyor mu? Biri çok eşlilik var derken, öbürkisi yok diyor mu? Biri tomurcuk memeler derken, öbürkisi kalkıp, eşit büyüklükteki üzümler diyor mu? Biri çocuk yaşta evlilik, yani sübyancılık var derken, öbürkisi yok diyor mu? Biri kesmek biçmek müşriğe ölüm var derken, öbürkisi yok diyor mu? Bu kitap IŞID yorumu ve beraberinde IŞID gibi bir oluşum çıkıyor mu? Bugün ortadoğu ve islam coğrafyasında bu ve buna benzer türlü farklı, kimi vahşi, kimi daha medeni ama velhasılan farklı uyugulamalar zuhur ediyor mu? Bunların bir kısmı art niyet, bir kısmı gerçekten masumane de olsa, yanlış ve sehven yapılmış yorum+tefsirlere dayalı mı? Bunlar mezhepleşip de, kendi aralarında bile kan döküyor mu?...Peki bu liste uzar gider mi? ..Evet!

 

E o vakit sen bana daha hangi çiçekten böcekten, değişimden yörüngeden falan, güneşten aydan bahsetmektesin?

Bu kitap yanlış anlaşılmaya mahal veriyor mu? Evet veriyor. Bitti. Nokta!

 

İlahi, kadiri ve alimi mutlaktan gelen bir metin; bir amacı, öğretisi olan metin, hem de "son" metin, son mesaj, nasıl olur da yanlış anlaşılmaya mahal verip de, daha kendi içinde arap saçına çevirir işi? Bugün ortak bir kuran metni üzerinde hem fikir olabilir mi? Onu bırak, 1400 senedir olabilmiş mi? 1400 senelik avansın neticesi ortada işte..Daha ana dili arapça olanlar kendi arasında bir konsensüs sağlayamaz iken, sonradan okuyacak olanlar nasıl doğru anlasın bu kitabı?

 

Arkadaş daha elinizdeki kitabın orijinal nüshası bile yok ki? @HATEM'in kulakları çınlasın, çok tırmaladı bu mevzuyu :) Harekeli harekesiz hali nasıldı, tevbe suresinin son iki ayeti sonradan mı eklendi, bir kısmını keçiler mi yedi..vb.. bunu ölçüp biçecek bir referans noktanız dahi yok.

 

Quote

içtihad zaten onun için vardır

ama belli merkezi muhkem ayetleri kanunları değişmez onlar her an geçerli

değişiklik muamelattadır imanla alakalı olanlarda değildir

yani deve ile gidilirdi

şimdi araba ile gidilir

araç değişir amaç değişmez

amaç vasıta olup bir yerden diğer yere gitmektir

iman zaten bireyseldir yani kişinin Kur'andan anladığıdır

meal başkasının imanıdır bir nevi

ama ibadet veya şeriat toplumsaldır orda bile mezheplerde farklar var bir  nevi mezhep imamını taklid etmektedir

ancak imanda taklid olmaz.peygamber den kitaptan alınır kendi dünyasında kalbinde aklında ona has bir iman oluşur.

hz peygamber inen bazı ayetlerde saçının beyazladığı söylenir

bizler aynı sure veya ayeti yıllarca okusak aynı şeyi hissedemeyiz

her kes çapına ilmine derecesine göre alır öyle iman eder.

 

Bir yerde içtihad varsa, bilki o iş .oka sarmıştır. Açık olanın, apaçık olanın olduğu yerde içtihat falan olmaz. Ne diyor kitabın kendisi: Biz onu anlayasınız diye "apaçık" indirdik. E bu kitabı kadiri mutlak indirdiğine göre hesapta, o vakit eksik ya da yanlış anlaşılmaya mahal verecek muğlak durumlar da olmamalı..Allah herşeyi "su"dan yarattık derken suyu mu kast etti, yoksa bazılarının kendi işkembelerinden uydurduğu gibi, hidrojeni mi?!..Öyle ya, suyu kast etti ise eğer, poku yedi. Çünkü öyle bir hadise yok. 

 

Gelelim muhkem-müteşabih meselesine. Bunların bir kısmı muhkem, bir kısmı müteşabih ya, o vakit versene bakalım bana muhkem-müteşabih ayetlerin ayrı ayrı listesini, dökümünü..!

O dökümü bize veremiyorsan eğer, tüm kitap töhmet altında kalmış, apaçıklığı bir kez daha hokka altına gitmiş demektir. Sen bir kitap yazacaksın, ona apaçık diyeceksin, sonra bunun bir kısmı açık, bir kısmı değil diyeceksin, sonra da neresinin açık, neresinin kapalı olduğunu yazmayacan!! Adama gülerler, o kitabı da ciddiye falan almaz, yayından kaldırırlar.

 

Kadiri mutlağın mesajı kişiye, çapına, ilmine göre değişir mi? Bunlara edilgen olabilir mi? Kaldı ki bu masumane bir değişiklik de değil. Elin adamı o yorumdan sübyancılığı da çıkarıyor, vahşeti de, dayağı da, dehşeti de. Aç kendi imamlarınızın söylemlerine bak bakalım, cübbeli mübbeli ahmetler şunlar bunlar..

 

Quote

yine tekrar edeyim muhkem ayetlerde temel imanı noktalarda değişme olmaz

Allahın birliği sıfatları ahiret dirilme  hz peygamberin peygamberliği Kur'anın temel mesajları değişmez

ancak kişi kendine göre anlar

ilmi aklı hissi kalbi vicdanı ne ise ona göre alır

 

Böylesine kaypak bir yorum olabilir mi?

Ne demek kişi kendine göre anlar..İlmi, hissi kalbi, "vicdanına" göre alır?

O adam vicdansızsa ne yapacaz peki? Kuran bunlara edilgen olabilir mi?

Hayır bu kitaba göre sübyancılığın, tecavüzün cezası nedir acaba..? Cezayı bırak, tanımı var mı bunların?

Şimdi bana kalkıp talak 4'ü falan getirme. Talak 4'ün becerebildiği ortada. 8-9 yaşında kızlarla halvet olup evlenen ve bunu talak 4 üzerinden meşru kılan hacı hocalar da..

 

Quote

yani aynı yemeği veya suyu yiyen içen kişiler dahi farklı tatlar alır

biri sever biri sevmez 

bu farklılık yemeğin farkından değil

 

 

Tattır yemektir falan bu tatlısu soslu savunu ayaklarını geç. Koskoca bir ilahi kitaptan, insanlık için gelmiş son mesajdan bahsediyoruz burada, şaka mı bu?!

Kuran iki eliyle bir şeyi doğrultamamış da, onu yok tattır yemektir diyerek savunmak sana mı düşmüş?

Kalan geyikler için üstte yazılanları tekrar okuyabilirsin.

 

22 hours ago, nogodbutAllah said:

kardeşim Kur'anın özünde değişme yok ki

 

Kardeşim daha kuranın özü nedir, onda hem fikir olabildiniz mi?

Nedir, nerdedir? Neresidir? Nerede başlar, nerede biter?

Özünü teşkil eden kısımları, bir de özünden gayrı, ona teğet geçen kısımları mı vardır?

Tüm bunlar için otak bir referans noktası, onun da genel bir referans çatısı var mıdır?

Varsa nedir kimdir? Peygamber ödü gitti. 

Size açıklananlardan sonra sormayınız, üzülür, pişman olursunuz şeklinde ayetler neden vardır?

 

Şu olsaydı eğer: Biz geçmiş ve şu tarih itibari ile islam coğrafyalarına baktığımızda her anlamda bir bütünlük, tefsir ve meallerin tamamında satır sekmeksizin teklik ve birlik, başka dillere yapılmış çevrilerde bile akla ziyan şaşmaz bir ortaklık görse idik, o vakit derdik ki, bu ne iş, bu nasıl iş..

 

Şu olsaydı eğer: Biz geçmiş ve şu tarih itibari ile islam coğrafyalarına baktığımızda; her anlamda bir "şiddetsizlik", vahşetsizlik, medenilik, ilerilik, uygarlık...O vakit derdik ki, vay anasını..

 

Ama naçar, böyle bir şey yok. Ve hiç olamamış. Ne demişler: "Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz." Kuranın ve onu uygulayanların hal-i pürmelali ortada işte. Geçmiş olsun. Laf ebeliğinin zerre bir faydası yok. Yok güneşmiş aymış, kuranın özüymüş... Biz neyin ne olduğunu çok net görüyoruz merak etmeyin İslam tarihi ve coğrafyası çok güzel anlatıyor bunu bize.

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
9 saat önce, nogodbutAllah yazdı:

sonra Allaha karşı yapılan hatalar eksiklikler insan gözünde büyümeye başlar korku ile artık ne yapsam boş battı balık yan gider

ateş bizi bekliyor gibi son derece korku ümitsizlik dolu girdaplara girdik

bu aşamadan sonra adeta sevdiğinin ölümü gibi insan içinde cehennemin ahiretin dirilmenin olmamasını diliyor

en sonda Allah korusun tamamen inkara isyana gidiyor

Tamam, şimdi bunu psikolojik bir açıdan düşünelim-dinden bağımsız olarak. Elimizde bir kişi var, bu kişi duygusal olarak bağlı olduğu -bu duygusal bağlantı metafiziksel veya normal bir duygusal bağlantı olabilir, önemli olan güçlülügü- bir canlıya (?) karşı affedilemez olarak gördüğü bir yanlış yapıyor -yanlış olarak gördüğü bir şey, önemli olan o-. Bunun getirdiği duygusal yüke karşı bir tepki olarak bu durumu kabûl etmemek için tanrıyı inkâr ediyor. Bu durumun cehennem gerektirmemesi ve cehennemin herhangi bir faydası olmaması bir yana, İnkâr mekanizması genellikle ruhsal problemlerle birlikte olur ve iyi bir psikolog bunu kolaylıkla gözlemleyebilir. Zirâ duygusal bağ hâlâ oradadır ve kendini gösterir. Eğer böyle bir durum ateistlerin inkârının temeliyse ateistlerde ruhsal problemlerin çok daha yüksek bir düzeyde olması gerekir. O zaman anahtar soru şu: Öyle mi? Eğer öyle değilse bilimsel yöntem gereği hipotezimizde değişiklikler yapmalı ya da tümden değiştirmeliyiz. Soruyu siz yanıtlayabilirsiniz, zirâ benim görüşüm kesinlikle öyle olmadığı yönünde.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 13.04.2019 at 16:35, nogodbutAllah yazdı:

yani Kur'anı arapçasından okudunuz mu bilmiyorum

 

kendim bizzat hem çok önceleri mealden Kur'anı okuduğum dönemlerimi bilirim

hemde namazda okuduğum sürelerin sadece arapçalarını okuyup manalarını bilmeden papağan gibi ezbere okuduğum dönemlerimi bilirim

birde gerçekten belağatı mantığı sarf nahivi tefsiri arapçayı tam anladıktan sonraki okuma anlarınıda bizzat yaşadım

 

açıkça söylemeliyim ki meal dönemim tam bir cehalet karanlık dönemi imiş

neden?

zira o mealler meali veren kişinin aklı dil bilgisi donanımı meşrebi görüşü bilgisi ile sınırlıdır

yani o meal onun bir nevi sınırlı bakışıdır

ben olaya onun gözü aklı penceresi ile sınırlı görüp bakmaktayım

ama bizzat anlayıp  Kur'anı okuduğumda baktığımda bambaşka bir alem görüyorum

adeta teleskop gibi bazı ayetleri yakınlaştırıp daha detayını görebiliyoruz

mikroskop gibi bazılarını da derinini görebilir  hale geliyor insan

 

arapça tefsirleride çok okudum

yine kendi zamanı ilmi mekanı ile sınırlı tefsirler

yani o adamlar bu gün yaşasa tefsir yapsa bambaşka tefsirler yazarlar

o yüzden her keşif edici kendi zamanın mekanın çocuğudur

o asırda o zamanda neyi bilirse onunla sınırlanıyor olay

 

tavsiyem arapçasın dan da okuyun olacaktır.

 

mümkünse bir kaç dil ile araştırma yapın

daha çok şey göreceksiniz.

***

hala dini reddetme sebeblerinizi yazmadınız

çok sebeb var dediniz ama birini yazmadınız.

yani klasik argümanlardan yorulduk

 

bence ateistlerin argümanlarıda zamana göre gelişmeli değişmeli.

hiç bir şey durağan değil her şey değişiyor akıyor gelişiyor.

 

 

 

 

Sen diyorsunki arapcasini anlayarak okudunmu.

Egerki sen kiytirik arapcanla elmali handi yazirdan / seyit kutupdan / ömer nasiyubilmenden, diyanetin hoca gurubundan vs. daha iyi oldugunu düsünüyorsan akil tutulmasi yasiyorsun demektir. Bu alimlerin tirnagi olamassin tirnagi.

 

Neymis? O dönem meal yazanlarin durumu cehalet ve karanlik dönemi imis. Bukadarda budala olmaniza gerek yokki. Nihayetinde size göre ilahi bir mesac söz konusu. HERKEZ ANLAYABILMELI bu ILAHI mesaci ama kimse ayni ANLAMIYOR?

 

O dönem bu dönemde nedir. Sözde allahin merami her dönemi kapsiyorsa iddia göre tek mana cikmakli. Birde belirtmissin o kisinin bilgisi, donanimi, mesrebi, görüsü diye. Sanki sizin okuyup anladiginiz allahin bilgisi, donanimi, mesrebi, görüsü? Kime göre, neye göre? Varmi test etme imakani, elbetde yok. Herkez isine geldigi gibi anliyorya bu yüzden. Hakikatende akil tutulmasi yasiyorsunuz. Iman aklinizi kör etmis.

 

Demezlermi insan olana; Bre gafil, ben veya bir baskasi onca alimin mealini bir kenera itip hanki akla ziyan sizin kiytirik arapcanizla görüsünüzü esas alsin? Veya kendi arapcasini dogru kabul etsin. Size normal seviyede yazmak bana zor geliyor. Kas yapayim derken göz cikarmak bu yaptiginiz.

 

Bakin siz 1400 küsür sene geriye gitmeden bugünü yorumluyorsunuz. Daha 100 sene öncesi okuma, yazma oranlarindan habersiniz yokmu. Birakin tercümeleri daha arap olan bile kitabini OKUYAMiYORDU. Bugün translater sayesinde bir cok dili cevirebiliyoruz. Sonuc yinede degismiyor cünki bu defada; Efendim, arapcada bir kelimenin bir cok manasi var, öyle kolay degil bu isler. Bilmece cözer gibi 1400 senedir cözülemeyen bir kitap var ortada. Aslinda hersey yerli yerince bellide, caga ayak uyduramayan bir kitabi ancak böyle takla attirarak cahil beyinlere yutturma gayretinden baskasi degil yapilan dalavereler.

 

1947 yilina kadar ortalikta türkce bir mealmi vardi. Diger dillerde keza daha sonra cevirldi. Kurani arapca okumak ve okudugunu anlamak öylemi?  Araplar bile kurani bir bütün olarak okuyup anlayabilselerdi ortalikda bir tane islam olurdu. Malesef akildan uzak imanla dini konulari harman yapip bir mezraya otutturmaya calismaniz sadece nekadar aciz kaldiginizi gösteriyor.

 

Kuran yazarlari bile islerine gelince mantik yürütmeye calismislar. Araplara yabanci dilde kitapmi olur diye savunmaya gecmisler. Araba yabanci dilde kitap olmuyorsa,ki dogru bir cikarimdir bu görüs, ozaman arap olmayana arapca kitapda OLMAZ / OLMAMALI. Inanisa göre bal gibide olur ve bu yabanci dildeki kitapdan herkez sorumlu tutulacakmis, öyle az buzda degil neticesi yani. Bir yanda ebedi cennet bir yanda ebedi cehennem. Niye? kem, küm masal, hikaye anlatirsiniz ancak.

 

Ortada bir sinav varsa herkeze esit sartlarda olmali. Örnegin; türklere kendi dilleri haricinde dil bilgisi olmamasina ragmen arapcadan sinava cekmek gibi. Hadi canim öyle davami olur diyenleride siz kafirsiniz deyip cehenneme atmak gibi. Adinada ilahi adaletin parcasi / imtihani diyeceksiniz bu sacmaliga.

 

Bu isin neresinden tutarsaniz tutun akla / mantiga ve adalete olabildigince ters. Ilahi kitabi savunmak zorunda hissedenler sizin gibi kücük tanriciklara kalmis bu is. Yazik allahi samar oglanina cevirdiginizin farkinda bile degilsiniz. Allah kitabini anlatmaktan aciz kaliyor ama sizler bu kitabi her biriniz farkli mana vererek cözdügünüzü utanmadan her ortamda dile getiriyorsunuz. Tanri tanri dile anilali böyle zülüm yasamadi.

 

Kuranin eksik ve anlami hakkinda süpeli olan bölümlerin farkina varan eski alimler aciklamalarini yaptiktan sonra en dogrusunu yine allah bilir demeyi bu yüzden hep ilave ettiler. Sizin gibileri görende vahiyi bizzat allahdan aciklamali aldi sanir. Az biraz iman ettiginiz allaha sayginiz ve utanmaniz varsa kurani ikidebir isinize geldigi gibi yorumlamaya kalmayin. Yoksa ebedi cehnnem sizi allaha yalan isnat etmekten bekliyor olacak eger samimi inaniyorsaniz.

 

Birde hanki nedenlerden dolayi islami reddetigimi sormussun. Okadar ateist sitelerde gezip bu soruyu sorman pek fena olmus. Yukardaki aciklamam bile tek basina yeterli olmali.

 

Buraya yüzlercesini yazip senin bos vaazlarini dinlemek degil yazma amacim. Bu yüzden bana islami kendi kafandaki kaliba göre anlatmana gerek yok. Zerre faydali seyler yazmiyorsun, yaptigin sadece kem, küm.

 

Tek örnek yazayim,ki cevap vermedin demeyesin.

 

Müslüman bir ailede degilde baska bir ülkede baska dine mensup bir ailede dogmus o ülkenin halkindan olsaydiniz bu defada hristiyanligi, yahudiligi, budizimi yüzlerce dinden birini gercek sanacaktin. Cünki baska dinlere inananlarda tipki sizin gibi kendi inandiklari dini hak kabul ediyorlar. HIC BIR FARKINIZ YOK. Bizim sizden tek farkimiz bir fazla hepsinin insan ürünü oldugunu bilmemiz.

 

Dinde, imanda akil olmaz, olsaydi herkez akliyla tek dogru dini bulurdu. Sizde ailenizden miras devir alir gibi islam dinini aldiniz ve aklinizi kenara koymakla ömrünüzü kücük yasda verilen asiyla islami savunmakla gececek. Israilde yahudi bir ailede dogsaydiniz müslümanlara düsman olacaktiniz, simdi ise yahudilere düsmansiniz. Akil bunun neresinde. Cahilligin en beter hali. Bu bariz gercegi anlamamak icin akli yok saymak lazim.

 

Öyle okudum, arastirdim masallarina kendinizde inanmazsiniz ama baska savunma imkaniniz olmayinca takiyede yaparsiniz, yeterki kendi inandiginiz dini dogru diye ortalikda teblig edin.

 

Alimler bosuna dememisler islam akil degil nakil dinidir diye. Nakilden baska hic bir deliliniz dahi yokken ulu orta hakikatmis gibi savunmanizda akildan öte imanin göstergesidir. Size ne söylesem zerre anlamayacaksinizya neyse belki bir kirinti olsun zihnizde kalabilir hic umudum olmasada.

Link to post
Sitelerde Paylaş
22 saat önce, cevizkabugu yazdı:

 

 

Sen diyorsunki arapcasini anlayarak okudunmu.

Egerki sen kiytirik arapcanla elmali handi yazirdan / seyit kutupdan / ömer nasiyubilmenden, diyanetin hoca gurubundan vs. daha iyi oldugunu düsünüyorsan akil tutulmasi yasiyorsun demektir. Bu alimlerin tirnagi olamassin tirnagi.

 

Neymis? O dönem meal yazanlarin durumu cehalet ve karanlik dönemi imis. Bukadarda budala olmaniza gerek yokki. Nihayetinde size göre ilahi bir mesac söz konusu. HERKEZ ANLAYABILMELI bu ILAHI mesaci ama kimse ayni ANLAMIYOR?

 

O dönem bu dönemde nedir. Sözde allahin merami her dönemi kapsiyorsa iddia göre tek mana cikmakli. Birde belirtmissin o kisinin bilgisi, donanimi, mesrebi, görüsü diye. Sanki sizin okuyup anladiginiz allahin bilgisi, donanimi, mesrebi, görüsü? Kime göre, neye göre? Varmi test etme imakani, elbetde yok. Herkez isine geldigi gibi anliyorya bu yüzden. Hakikatende akil tutulmasi yasiyorsunuz. Iman aklinizi kör etmis.

 

Demezlermi insan olana; Bre gafil, ben veya bir baskasi onca alimin mealini bir kenera itip hanki akla ziyan sizin kiytirik arapcanizla görüsünüzü esas alsin? Veya kendi arapcasini dogru kabul etsin. Size normal seviyede yazmak bana zor geliyor. Kas yapayim derken göz cikarmak bu yaptiginiz.

 

Bakin siz 1400 küsür sene geriye gitmeden bugünü yorumluyorsunuz. Daha 100 sene öncesi okuma, yazma oranlarindan habersiniz yokmu. Birakin tercümeleri daha arap olan bile kitabini OKUYAMiYORDU. Bugün translater sayesinde bir cok dili cevirebiliyoruz. Sonuc yinede degismiyor cünki bu defada; Efendim, arapcada bir kelimenin bir cok manasi var, öyle kolay degil bu isler. Bilmece cözer gibi 1400 senedir cözülemeyen bir kitap var ortada. Aslinda hersey yerli yerince bellide, caga ayak uyduramayan bir kitabi ancak böyle takla attirarak cahil beyinlere yutturma gayretinden baskasi degil yapilan dalavereler.

 

1947 yilina kadar ortalikta türkce bir mealmi vardi. Diger dillerde keza daha sonra cevirldi. Kurani arapca okumak ve okudugunu anlamak öylemi?  Araplar bile kurani bir bütün olarak okuyup anlayabilselerdi ortalikda bir tane islam olurdu. Malesef akildan uzak imanla dini konulari harman yapip bir mezraya otutturmaya calismaniz sadece nekadar aciz kaldiginizi gösteriyor.

 

Kuran yazarlari bile islerine gelince mantik yürütmeye calismislar. Araplara yabanci dilde kitapmi olur diye savunmaya gecmisler. Araba yabanci dilde kitap olmuyorsa,ki dogru bir cikarimdir bu görüs, ozaman arap olmayana arapca kitapda OLMAZ / OLMAMALI. Inanisa göre bal gibide olur ve bu yabanci dildeki kitapdan herkez sorumlu tutulacakmis, öyle az buzda degil neticesi yani. Bir yanda ebedi cennet bir yanda ebedi cehennem. Niye? kem, küm masal, hikaye anlatirsiniz ancak.

 

Ortada bir sinav varsa herkeze esit sartlarda olmali. Örnegin; türklere kendi dilleri haricinde dil bilgisi olmamasina ragmen arapcadan sinava cekmek gibi. Hadi canim öyle davami olur diyenleride siz kafirsiniz deyip cehenneme atmak gibi. Adinada ilahi adaletin parcasi / imtihani diyeceksiniz bu sacmaliga.

 

Bu isin neresinden tutarsaniz tutun akla / mantiga ve adalete olabildigince ters. Ilahi kitabi savunmak zorunda hissedenler sizin gibi kücük tanriciklara kalmis bu is. Yazik allahi samar oglanina cevirdiginizin farkinda bile degilsiniz. Allah kitabini anlatmaktan aciz kaliyor ama sizler bu kitabi her biriniz farkli mana vererek cözdügünüzü utanmadan her ortamda dile getiriyorsunuz. Tanri tanri dile anilali böyle zülüm yasamadi.

 

Kuranin eksik ve anlami hakkinda süpeli olan bölümlerin farkina varan eski alimler aciklamalarini yaptiktan sonra en dogrusunu yine allah bilir demeyi bu yüzden hep ilave ettiler. Sizin gibileri görende vahiyi bizzat allahdan aciklamali aldi sanir. Az biraz iman ettiginiz allaha sayginiz ve utanmaniz varsa kurani ikidebir isinize geldigi gibi yorumlamaya kalmayin. Yoksa ebedi cehnnem sizi allaha yalan isnat etmekten bekliyor olacak eger samimi inaniyorsaniz.

 

Birde hanki nedenlerden dolayi islami reddetigimi sormussun. Okadar ateist sitelerde gezip bu soruyu sorman pek fena olmus. Yukardaki aciklamam bile tek basina yeterli olmali.

 

Buraya yüzlercesini yazip senin bos vaazlarini dinlemek degil yazma amacim. Bu yüzden bana islami kendi kafandaki kaliba göre anlatmana gerek yok. Zerre faydali seyler yazmiyorsun, yaptigin sadece kem, küm.

 

Tek örnek yazayim,ki cevap vermedin demeyesin.

 

Müslüman bir ailede degilde baska bir ülkede baska dine mensup bir ailede dogmus o ülkenin halkindan olsaydiniz bu defada hristiyanligi, yahudiligi, budizimi yüzlerce dinden birini gercek sanacaktin. Cünki baska dinlere inananlarda tipki sizin gibi kendi inandiklari dini hak kabul ediyorlar. HIC BIR FARKINIZ YOK. Bizim sizden tek farkimiz bir fazla hepsinin insan ürünü oldugunu bilmemiz.

 

Dinde, imanda akil olmaz, olsaydi herkez akliyla tek dogru dini bulurdu. Sizde ailenizden miras devir alir gibi islam dinini aldiniz ve aklinizi kenara koymakla ömrünüzü kücük yasda verilen asiyla islami savunmakla gececek. Israilde yahudi bir ailede dogsaydiniz müslümanlara düsman olacaktiniz, simdi ise yahudilere düsmansiniz. Akil bunun neresinde. Cahilligin en beter hali. Bu bariz gercegi anlamamak icin akli yok saymak lazim.

 

Öyle okudum, arastirdim masallarina kendinizde inanmazsiniz ama baska savunma imkaniniz olmayinca takiyede yaparsiniz, yeterki kendi inandiginiz dini dogru diye ortalikda teblig edin.

 

Alimler bosuna dememisler islam akil degil nakil dinidir diye. Nakilden baska hic bir deliliniz dahi yokken ulu orta hakikatmis gibi savunmanizda akildan öte imanin göstergesidir. Size ne söylesem zerre anlamayacaksinizya neyse belki bir kirinti olsun zihnizde kalabilir hic umudum olmasada.

Çok güzel yazdın kardeşim tebrikler. Tam benim anlatmak istediğim şeyleri özetlemişsin. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 16.04.2019 at 01:07, agresifagnostik yazdı:

Çok güzel yazdın kardeşim tebrikler. Tam benim anlatmak istediğim şeyleri özetlemişsin. 

 

Insan düsünceleri yaziya dökmekde zorlansada hasbelkader disa yansitmaya akil ve mantik yoluyla sunmaya calistim.

 

Ateist sayfalarda okudugum bir cok görüs sayesinde zamanla mantik üzerinden fikir ve görüs sahibi oldum.

 

Dinler konusunda tecrübeli bir cok üyenin bu konuda emegi gecmistir. 

 

Bende edindigim düsünce tarzimi faydali olmak adina elimden geldigi kadar bilgi sahibi oldugum konularda yansitmaya calisiyorum.

 

Yillar sonra gördügüm en belirgin sey hic bir din aklin önünde duramadigi gercegi. Bu yüzden iman ediliyor dinlere. Dinin oldugu yerde akil asla barinamiyor. Bizler akli reddetmektense dini reddediyoruz. Dogrusuda bu olmali.

 

Saygilarimla...

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Nihayetinde size göre ilahi bir mesac söz konusu. HERKEZ ANLAYABILMELI bu ILAHI mesaci ama kimse ayni ANLAMIYOR?"

 

kardeş siz daha türkçe yazamıyorsunuz:)

benim arapçamı sorguluyorsunz

herkez değil o her kes olacak.

siz galiba yabancısınız

asıl milliyetiniz nedir diliniz ve dininiz nedir onu soralım

yahudi veya hristiyan idiniz se Kur'an hakkında ahkam kesmeyiniz

gidin kendi kitaplarınıza bakınız derim tabii ortada kitab kaldı ise.

 

elmalılı seyyid kutub nasuh bilmen benim kriterim değildir

bunlar nakilci rivayet tefsircileridir

zemahşeri maturidi ve daha bir çok tefsirciyi beğenirim

zira Kur'anın belağat mecazi yönlerinede eğilmişler

 

akıl kelimesi arapçadır ve Kur'ani bir kelimedir

şayet zerre arapça bilgin olsa iman akıl işi değil kelamını asla etmezdin

zira Kur'an çok ayeti tezekkür-tedebbür-teakkul-tefakkuh-ve-tefekkür gibi kavramlara vurgu yapar hepsi de  düşünmenin tefekkür etmenin idrak etmenin farklı varyaslonlarıdır

burda açıklasam kitap olur. ve dahi her kes artık Kur'anı sadece akıldan akletmekten bahseder sanmaya başlar o derece akletmeye vurgusu yoğundur

 

kin nefret kibir cehalet haset en büyük düşmanlarımızdır

bunlar basiretimizi aklımızı bağlar bizi kör sağır eder hakikatler burnumuz dibinde dahi olsa görmez hale getirir

 

Kur'an sık sık gözleri var görmezler kulakları var işitmezler demesi buna işarettir.bunlar gözlere perde kulaklara pamuk olu kör sağır eyler

 

hakikat ve iman sadece akli bir şey olmadığı gibi inkar ve küfür de sadece bilgisizlikten değildir kin nefret nefis haset  vb faktörlerinde çok etkisi var.

 

öyle mesac la herkezle anlaşılaca şeyler değil

 

ben bir çok tefsiri kaynağı arapçasından okumuş biriyim

az çok türkçe meal ve tefsirleri  orjinalleri ile karşılaştırıp ne olduklarını biliriz

 

elmalılı derleme yapmıştır yani nakilcidir kendi düşünceleri pek yoktur.rivayet etmiştir.

zemahşeri şöyle der maturidi böyle der ebu hanife şöyle dedi demektedir

ama kendisi ne dedi pek yok.

o yüzden orjinalden okumak daha mühimdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Nihayetinde size göre ilahi bir mesac söz konusu. HERKEZ ANLAYABILMELI bu ILAHI mesaci ama kimse ayni ANLAMIYOR?"

 

ben arapça bilmediğim meal dönemimi

ve arapça sonrası Kur'anı orjinalinden okuma sonrası değişikliği bizzat yaşadım

adam benim yaşadığım nefsimde ruhumda yaşadığım bir şeyi reddediyor

bu ne bağnazlık anlamış değilim

 

hala tekrar soruyorum arapçasından Kur'anı oku dun mu?

veya ondan önce arapçan var mı?

yoksa senin ile neyi niye konuşayım?

 

burda şahit olduğum olay da buna benzer:

Kur'anı mealinden bir ayeti almış yapıştırmış

onun üzerinde tepiniyor güya terslik çelişki görmüş

bu çocukça bir şeydir

nasıl tıpçılar latince terimleri bilir

bir ilmi sahada araştırma yapıp yükselmek isteyen o sahanın önce dilini öğrenir

dini saha da böyledir

dilini terimlerini esasını temelini bilmeden yazmak  ingilizce bilmeyen taksicinin ingiliz tursit ile konuşup adresi öğrenme çabasına benzer

asla anlaşamazlar tabii ingiliz türkçe bilmiyorsa :)

yani Kur'anın geldiği devirde  kullanılan arapça kelimelerin manası ile şimdiki manası bile farklı

veya Kur'an öncesi arap şiirlerinde kullanılan kelimelerin manası ile Kur'an geldiği zaman ki manası dahi farklı idi

Türkçe de dahi böyledir 

misal: adi vaka desek adi sıradan normal alışmış bir olay

adi adam dense burda alçak adam manasındadır mana kaymıştır.

 

Kur'an da ay ışığı nur diye geçer güneş ışığı ziya diye geçer

ama meallerde ikisinde ışık denmiş

 

oysa arapça kadim sözlüklerde manasına bakarsanız

nur akis eden yani yansıyan ışıktır

ziya gerçek ışık kaynağının ışığıdır

yani  yanan bir mumun karşısına ayna konsa

 

mumdan aynaya kadar olan ışık ziyadır zira gerçek ışık kaynağı ışığıdır

aynadan yansıyan ışık nurdur

Kur'an kaç asır evvel ayın yansıma ışık güneşin gerçek ışık yaydığını anlatıyor

bu büyük bir mucizedir

ben buna hayret ettim ve şaştım gerçekten

bazı arap dilciler nuru yani ay ışığını 

ısısı alınmış ışık diyorlar o kadar harika bir tabirdir ki

zira yansıma ışık ay ışığı bir nevi zayıflatılmış ışığı ve ısısı adeta filtrelenmiş ışıktır

gece lambası gibidir adeta

 

güneş Kur'an da sirac da deniliyor ki siraç hem lamba hemde soba gibi ısı ateş anlamı var.

malum güneşte hem aydınlatma lamba özelliği hemde ısıtma soba özelliği var bir nevi.

 

Kur'an-ı Kerim hem ilmen hem icazen hem belağatça hem fesahatça bir mucizi mutlaktır parlak bir güneştir

semavi dinler semasında söndürülmez bir güneştir.

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kendi oğlunu çarmağa geren Allah hepimizi oyar. Varsa da yoksa da fark etmez. En azından fani 70-80 yılımızı heba etmeyelim..

 

tanrı cennet ve cehennemi, veriyorsa, bende onun gibi düşünmek zorundayım, bana cenneti garanti vermek zorunda, aksi halde, onunla onun mantıgında karşılıklı çıkar ilişkisi kuramayız, ben sonsuza dek cennette olucaksam, iman etmeye hazırım, ama bunu ispatlamak zorunda olan tanrı ben sadece son kullanıcıyım..

 

tarihinde karamsarhuman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...