Jump to content

Daha önce inanıp sonradan ateist olanlar bu süreci ve hikayelerini anlatabilirler mi?


Recommended Posts

Sonsuza kadar yanmaktan korkmuyorum, eminim yana yana alisacagim. Insan zamanla herseye alisiyor. Tanri bana kalirsa cennete ve cehenneme bakmaktan usanip yeniden dünya gibi test ortami yaratacaktir. Cehennemdekileri yeniden bu teste gönderecektir. Herkes ikinci bir sansi hakeder. Zaten test etmeden duramaz, tanri test etmeyi cok seviyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 133
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

32:12:"وَلَوْ تَرٰٓى اِذِ الْمُجْرِمُونَ نَاكِسُوا رُؤُ۫سِهِمْ عِنْدَ رَبِّهِمْۜ رَبَّنَٓا اَبْصَرْنَا وَسَمِعْنَا فَارْجِعْنَا نَعْمَلْ صَالِحًا اِنَّا مُوقِنُونَ "

" Suçlular, Rablerinin huzurunda boyunlarını büküp, “Rabbimiz! (Gerçeği) gördük ve işittik. Artık şimdi bizi (dünyaya) döndür ki, salih amel işleyelim. Biz artık kesin olarak inanmaktayız” dedikleri vakit, (onları) bir görsen!"

 

burda her türlü imkanı vermiş akıl vermiş kitab göndermiş resuller göndermiş

 dersine çalışıp sınavı geçen çalışkan öğrenci sınavın iptalini veya tekrarını istemez

daha çok çalışmayanlar kurtarma yazılısı veya sınav tekrarı ister:)

ancak burda bir çok kurtulma ve tekrar şansı var aslında.

son nefese kadar  tevbe kapısı açık

daha ne olsun.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
9 minutes ago, nogodbutAllah said:

32:12:"وَلَوْ تَرٰٓى اِذِ الْمُجْرِمُونَ نَاكِسُوا رُؤُ۫سِهِمْ عِنْدَ رَبِّهِمْۜ رَبَّنَٓا اَبْصَرْنَا وَسَمِعْنَا فَارْجِعْنَا نَعْمَلْ صَالِحًا اِنَّا مُوقِنُونَ "

" Suçlular, Rablerinin huzurunda boyunlarını büküp, “Rabbimiz! (Gerçeği) gördük ve işittik. Artık şimdi bizi (dünyaya) döndür ki, salih amel işleyelim. Biz artık kesin olarak inanmaktayız” dedikleri vakit, (onları) bir görsen!"

 

burda her türlü imkanı vermiş akıl vermiş kitab göndermiş resuller göndermiş

 dersine çalışıp sınavı geçen çalışkan öğrenci sınavın iptalini veya tekrarını istemez

daha çok çalışmayanlar kurtarma yazılısı veya sınav tekrarı ister:)

ancak burda bir çok kurtulma ve tekrar şansı var aslında.

son nefese kadar  tevbe kapısı açık

daha ne olsun.

 

 

Siz dincilerin göremediği şey şu: Bir tanrı çıkıp da bunları söylememiş, bir arap bedevisinin iddiası bu. Asıl sorman gereken soru şu: Ben neden, hangi mantıkla "Bana inanmayan herkesi Allah adlı bir tanrı sonsuza kadar yakacak." diyen bir adama inanıyorum?

 

Gelelim iddiadaki saçmalığa: Bir tanrı neden yakacağını bile bile insan yaratır? Hiç bir şeye ihtiyacı olmayan, her şeye gücü yeten, her şeyi bilen bir tanrının inanmıyor diye bir insanı sonsuza kadar yakmasındaki amaç nedir? Bu kadar salakça, saçma sapan kurgulanmış akla mantığa ters bir iddiaya bir insan nasıl inanabilir?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sonsuza kadar yakma yok, cehennem bir nevi terapi merkezi, hapishane gibi düşün.Sen çocuğunu odaya kapatmıyor musun, ceza vermiyor musun. Bu onun iyiliğimi kötülüğü içinmi?Tanrı sadist mi böyle bir şey yapsın.Çeviri hatalarından kaynaklanıyor çoğu şey.

İnsanların başına gelenler kendi nefslerinden dolayıdır.İnsan hayata tekamül/gelişim için gelmiştir.Amaç olgun insan yaratmaktır..insanın 20 yaş 30 yaş ile 50 yaş doğruları bir değildir.İnsan sürekli değişiyor.İnsan hiç olduğunda, egosu sıfırlandığında.Alemi daha iyi kavrıyor.Yoksa benlik, herşeyi bileceğini duygusu,kendini yeterli görmesi insanı kötülüğe sürüklüyor..

Link to post
Sitelerde Paylaş
19 minutes ago, M3CSL said:

Sonsuza kadar yakma yok, cehennem bir nevi terapi merkezi, hapishane gibi düşün.Sen çocuğunu odaya kapatmıyor musun, ceza vermiyor musun. Bu onun iyiliğimi kötülüğü içinmi?Tanrı sadist mi böyle bir şey yapsın.Çeviri hatalarından kaynaklanıyor çoğu şey.

İnsanların başına gelenler kendi nefslerinden dolayıdır.İnsan hayata tekamül/gelişim için gelmiştir.Amaç olgun insan yaratmaktır..insanın 20 yaş 30 yaş ile 50 yaş doğruları bir değildir.İnsan sürekli değişiyor.İnsan hiç olduğunda, egosu sıfırlandığında.Alemi daha iyi kavrıyor.Yoksa benlik, herşeyi bileceğini duygusu,kendini yeterli görmesi insanı kötülüğe sürüklüyor..

 

Put kendi tasarladığı insanı yakarak mı, insanlığa ve vicdana sığmayan işkenceler yaparak mı terapi uyguluyor? Yahu bir şeyler söylüyorsun, bari söylediklerinde biraz akıl, mantık, vicdan olsun. Yok sonsuza kadar yakmıyormuş, yok terapi uyguluyormuş, yok olgunlaşmasını istiyormuş, yok çeviri hatasıymış, konu din olunca saçmalamak serbest tabii.

 

Yaz bakalım cehennem ayetlerini şuraya, görelim bakalım arap bedevisinin uydurduğu put nasıl bir karaktermiş.

 

26 minutes ago, M3CSL said:

Çeviri hatalarından kaynaklanıyor çoğu şey. 

 

Sen hangi engin(!) bilginle çeviri hatasından kaynaklandığını iddia ediyorsun? Arapça bilgin ne seviyede? Neden insanlar senden kat be kat daha iyi arapça bilenlere değil de senin gibi ne olduğu belli olmayan birine insansın? İnsan bir şey iddia etmeden önce yahu ben ne söylüyorum diye bir düşünür.

Link to post
Sitelerde Paylaş
35 dakika önce, M3CSL yazdı:

Tanrı sadist mi böyle bir şey yapsın.Çeviri hatalarından kaynaklanıyor çoğu şey.

 

Çeviri hatası falan yok, sadistlik, ilkellik, ırkçılık ve vahşet içeren ayetler buz gibi karşında duruyor.

Sorun bunların çevirisinde falan değil.

Sorun, ilkel ve cahil insanların üretimi bu zırvalıkların tanrı dan geliyor olduğuna ısrarla inanmaya devam edebilmeniz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, Ebu Kafir yazdı:

 

Çeviri hatası falan yok, sadistlik, ilkellik, ırkçılık ve vahşet içeren ayetler buz gibi karşında duruyor.

Sorun bunların çevirisinde falan değil.

Sorun, ilkel ve cahil insanların üretimi bu zırvalıkların tanrı dan geliyor olduğuna ısrarla inanmaya devam edebilmeniz.


Siz iflâh olmaz hastalarsınız. Ateistler rûh hastasıdir.
Sizler kötülüğe bulandığınız için Bakışınız da kanlanmış.
Bir İnsâna Karşıdan baktığın zamân Dikkatini o insânın çeşitli yerlerine teksîf edebilirsin. İlgine bilgine göre o insânı madden ve mânen, kapâsiten ölçüsünce incelersin.
Sizin bakışınızı sürekli yoğunlaştırdığınız yerler,, hijyenik olmayan, salyalı sümüklü, kıllı yerler. 
Bakışınızdaki anormallik ve dengesizlik size insânın pis bir mikrop olduğu sonucunu verebilir. Biz öyle görmüyoruz ve dengesiz hükümler vermiyoruz.
 

 

2 saat önce, M3CSL yazdı:

Sonsuza kadar yakma yok, cehennem bir nevi terapi merkezi, hapishane gibi düşün.Sen çocuğunu odaya kapatmıyor musun, ceza vermiyor musun. Bu onun iyiliğimi kötülüğü içinmi?Tanrı sadist mi böyle bir şey yapsın.Çeviri hatalarından kaynaklanıyor çoğu şey.

İnsanların başına gelenler kendi nefslerinden dolayıdır.İnsan hayata tekamül/gelişim için gelmiştir.Amaç olgun insan yaratmaktır..insanın 20 yaş 30 yaş ile 50 yaş doğruları bir değildir.İnsan sürekli değişiyor.İnsan hiç olduğunda, egosu sıfırlandığında.Alemi daha iyi kavrıyor.Yoksa benlik, herşeyi bileceğini duygusu,kendini yeterli görmesi insanı kötülüğe sürüklüyor..

 
Gâyet doğru şeyler yazmış.

Çeviri hatâları elbette vâr. Çünkü Allah'ın kelâmına meâl vermek kolay  olmaz.
Çeviri hatâları var fakat. Allah'ın kelâmını anlama bozuklukları daha fazla vâr. Allah'ın kelâmı mu'cîze olduğu gibi, Allah'ın kelâmını anlamak da bir mu'cîzedir.
Allah'ın kelâmını anlamak noktasında da sohbet yapmak faydalı olur, sohbet insânlar arasında olur. İnsân ile hayvân arasında sohbet olmaz.

Sayın M3CSL, sen bir Yobaz ile konuşmuyor olsan, bir rûh hastasıyla konuşmuyor olsan, Işidleşmiş bir kafayla konuşmuyor olsan, karşındaki normal bir insân olsa
Sana sorar der ki?
Allah, Sonsuza kadar yakmaz diyorsun, hadi ordan saçmalama, açıkla bakalım, delîlin nedir?
İnsânların başına gelenler kendi nefislerindendir diyorsun, saçmalama biz kendi kendimizi mi yakıyoruz? 
Cehennem bir terapi ve tekâmül yeri diyorsun Bunu Kur'ânda nerden çıkartıyorsun?

Sen ne cevap verirsen ver onlar anlamıyorlar, Cevapları bir obje olarak değerlendirip hırlamaya vesîle arıyorlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
34 dakika önce, HATEM yazdı:

Siz iflâh olmaz hastalarsınız. Ateistler rûh hastasıdir.
Sizler kötülüğe bulandığınız için Bakışınız da kanlanmış.
Bir İnsâna Karşıdan baktığın zamân Dikkatini o insânın çeşitli yerlerine teksîf edebilirsin. İlgine bilgine göre o insânı madden ve mânen, kapâsiten ölçüsünce incelersin.
Sizin bakışınızı sürekli yoğunlaştırdığınız yerler,, hijyenik olmayan, salyalı sümüklü, kıllı yerler. 
Bakışınızdaki anormallik ve dengesizlik size insânın pis bir mikrop olduğu sonucunu verebilir. Biz öyle görmüyoruz ve dengesiz hükümler vermiyoruz.

 

Yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış, seninki de o hesap.

1400 yıldır, arap ve arapçı yağma ile yayılmış, dünya üzerinde insanların %77 'inin umurunda bile olmayan, kin pompalayan, savaş çığırtkanlığı yapan, inanan, inanmayan ayrımı yapan, cinsiyet ayrımcılığı yapan, ilkel bir dinin müdavimisin.

Dininin emirleri açık, 1400 yıllık uygulanışı, pratiği ortada

Ayetlerin anlaşılabilmesi için apaçık indirildiği defalarca yazılmış.

Gerçekte islamı en iyi bilenler, İŞİD 'dir. Siz onları ayet/hadisleri ilk anlamlarıyla anlamakla suçlarsınız.

Öldür,boğazını kes gibi emirleri sev,alnından öp tarzında anlaşılmasını beklersiniz. İşte böylesine bir dangalaklık, soytarılıktır sizinkisi.

Bre gafil! sen ateist lerden önce git din kardeşlerini ikna et, zira geleneksel islam’a göre senin katlin vacib dir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
39 dakika önce, HATEM yazdı:


Siz iflâh olmaz hastalarsınız. Ateistler rûh hastasıdir.
Sizler kötülüğe bulandığınız için Bakışınız da kanlanmış.
Bir İnsâna Karşıdan baktığın zamân Dikkatini o insânın çeşitli yerlerine teksîf edebilirsin. İlgine bilgine göre o insânı madden ve mânen, kapâsiten ölçüsünce incelersin.
Sizin bakışınızı sürekli yoğunlaştırdığınız yerler,, hijyenik olmayan, salyalı sümüklü, kıllı yerler. 
Bakışınızdaki anormallik ve dengesizlik size insânın pis bir mikrop olduğu sonucunu verebilir. Biz öyle görmüyoruz ve dengesiz hükümler vermiyoruz.
 

 

 

Charles Manson:

  • Ben kimseyi öldürmedim, kimseyi öldürtmedim, bıçaklarıyla üzerinize gelen çocuklar, onlar sizin çocuklarınız, onlara ben öğretmedim. Siz öğrettiniz.
  • Bana yukarıdan bakarsanız aptalın tekini görürsünüz. Bana aşağıdan bakarsanız Tanrı'yı görürsünüz. Bana tam karşıdan bakarsanız, kendinizi görürsünüz.
Link to post
Sitelerde Paylaş
55 dakika önce, HATEM yazdı:

Ateistler rûh hastasıdir.

Tam tersi, dinler akıl hastalığıdır.

 

Dinlere inanan kişilerin acilen hastaneye yatırılıp psikoterapi ve antipsikotik tedaviye alınmaları, toplumdan uzaklaştırılmaları gerekir. 

Şizofreninin ayıp olur diye tanımlanmamış bir türünü oluştururlar.

Görmedikleri, tanımadıkları insanların masallarına kanıt olmadan inanır ve bunun için tanımadıkları insanları kesip katliam yaparlar. Ateist olarak bu masallar yaşanmamış, nereden biliyorsun diye itiraz edersen senden şizofreninin kliniğine uygun olarak itiraza kanıt getirmeni isterler.

Kişilik yıkımı olduğu için tek başına hareket edemez, papaz, imamlarından komut beklerler. Onlardan icazet almadan yaptıkları işlerde yanlış yapmalarından çok ama çok korkarlar. 

Şizofrenin kliniğine uygun olarak obsesif ritüelleri fazlasıyla uygularlar.

Şizofrenin doğasına uygun olarak sosyal ilişkileri zayıftır, inançlarının dışındakilerini dışlarlar, iletişime geçmezler, düşmanlık beslerler, hiç tanımadıkları halde onların kendilerine komplo kurduğunu düşünürler.

Şizofrenin beyinde yarattığı pseudo eksitasyonla dünyanın en üstün varlığı olduğuna inanır, aynı dinden de bile olsa düşman bulmakta güçlük çekmezler.

Aksi bir din veya sıkı dindar bulamazsınız.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, M3CSL yazdı:

 

 Cehennemde yakma gibi şeyler pozitif cezaya girer fakat pozitif ceza sistemini terapi merkezlerinde filan görmezsiniz. Neden? İşe yaramazlar. En basit koşullandırma dersinde bile pozitif ceza kullanılmaması gerektiği yazar. En basitinden dayak çocuklarda psikolojik problemlere sebep olur (1). Hatta okullarda sıkıntı çıkaran çocuklara uygulanan cezaların tek pozitif tarafı onların okullardan uzak tutularak okulda, burada "okulda" dememe dikkat edin, problem çıkarmamalarının sağlanmasıdır. Fakat çocuğun yararlı bir birey olmasını sağlamaz, o yüzden böyle tarz cezalar yavaş yavaş daha az uygulanıyor dünyada.  Bu hapishaneler için de geçerli. Hapishaneler  bireyin daha iyi olmasını sağlamaz, sadece toplumdan uzak tutar. Birey Milgram Deneyi'nin de gösterdiği gibi hapishane koşullarına uyum sağlar ve "mahkum" mentalitesine sahip olur. Mahkumlara terapi sağlamazsanız hayatları boyunca mahkum kalırlar. Cehennemin de kişinin yok olma isteğini tehlikeli seviyelere çıkarmaktan  -ayetleri vermeme gerek yok sanırım- ve o kişiye travma yaşatmaktan başka bir etkisi olacağını zannetmem. Ebeveynler de psikoloji uzmanı olmadıklarından ve duygusal olarak hareket ettiklerinden böyle ceza uygularlar.

 

1: https://www.redalyc.org/pdf/727/72715515001.pdf

tarihinde Natüralist Ateist tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
5 saat önce, HATEM yazdı:


Siz iflâh olmaz hastalarsınız. Ateistler rûh hastasıdir.
Sizler kötülüğe bulandığınız için Bakışınız da kanlanmış.
Bir İnsâna Karşıdan baktığın zamân Dikkatini o insânın çeşitli yerlerine teksîf edebilirsin. İlgine bilgine göre o insânı madden ve mânen, kapâsiten ölçüsünce incelersin.
Sizin bakışınızı sürekli yoğunlaştırdığınız yerler,, hijyenik olmayan, salyalı sümüklü, kıllı yerler. 
Bakışınızdaki anormallik ve dengesizlik size insânın pis bir mikrop olduğu sonucunu verebilir. Biz öyle görmüyoruz ve dengesiz hükümler vermiyoruz.
..

..

..

..


Sen ne cevap verirsen ver onlar anlamıyorlar, Cevapları bir obje olarak değerlendirip hırlamaya vesîle arıyorlar.

 

Muhterem


Neden bu kadar atarlanıyorsunuz ?


Sizin inancınıza göre burası bir sınav yeri ve o yere göğe sığdıramadığınız malum tanrı şu dinsiz imansızları ancak bu kadar gri hücreyle donatmış. Dolayısıyla bunlar bu kapasite ile daha fazlasını beceremiyorlarsa, kabahat kimde acep ?
Yoksa her yeni doğan mustakbel dinsiz, zeka seviyesini kendisi mi belirliyordu da, bunlar mı çok bilmişliği istemedi ?
Artı(!) bir şey daha var ki, o daha mühim. Sizler şu dinsiz imansızlara her kızdığınızda, onları her küçümsediğinizde,  aslında dolaylı olarak o taptığınız tanrıyı eleştirdiğinizin farkında mısınız acep ?!

 

Yine atarlamayın...tansiyonunuz yükselir ona göre !

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, kavak yazdı:

 

Muhterem


Neden bu kadar atarlanıyorsunuz ?


Sizin inancınıza göre burası bir sınav yeri ve o yere göğe sığdıramadığınız malum tanrı şu dinsiz imansızları ancak bu kadar gri hücreyle donatmış. Dolayısıyla bunlar bu kapasite ile daha fazlasını beceremiyorlarsa, kabahat kimde acep ?
Yoksa her yeni doğan mustakbel dinsiz, zeka seviyesini kendisi mi belirliyordu da, bunlar mı çok bilmişliği istemedi ?
Artı(!) bir şey daha var ki, o daha mühim. Sizler şu dinsiz imansızlara her kızdığınızda, onları her küçümsediğinizde,  aslında dolaylı olarak o taptığınız tanrıyı eleştirdiğinizin farkında mısınız acep ?!

 

Yine atarlamayın...tansiyonunuz yükselir ona göre !

 

 


Bak yine anlamıyorsun, anlamamanın sebebi zekâ seviyen/seviyeniz değil.
Zekâ; Akl-ı Meâştır.
Dünyevî işlerimizi idâre etmemiz için verilmiş bir nîmettir. Aslında herkesin zekâ seviyesi aynı denecek kadar birbirine çok yakındır.
İnsânların ilgi alanları farklı olduğu için ve farklı düşünce merkezlerine antrenman yaptırdıkları için biz bazı insânları diğerlerinden zekî zannederiz.
Zekâda hastalık derecesinde dengesizlikler gerilikler olabilir. İslâm noktayı nazarından bu gibi ârızalar kınanmaz, kötülenmez bir nimet bilinir çünkü bilakis âhirette kazanç getirir.
Beni hiç anlamıyorsunuz hiç...

Gelelim sizin probleminize.
Akl-ı Meâş ya'nî zekâ, Gri beyin hücreleri dediğin şey, eğer bir üstünlüğü olduğunu da düşünüyorsan Dünyâ içindi Dünyâda kalır... Pek bir önemi yok...
Bir de Akl-ı meâd vardır. Bu Gerçek akıldır. Dünyâ ile sınırlı olmayan akıldır. Doğum öncesi ve ölüm ötesini düşünebilen akıldır. Bu akıl,, zekâ gibi beynin bir fonksiyonu değildir. 
Kalbin bir fonksiyonudur. Akl-ı Meâd şöyle târif edilmiştir: "KALPTE OLAN BİR NÛR"
İşte bu nûr, imânsızlarda ateistlerde olmaz.

Mahşer günü inkârcılar mü'minlere  bize nûrunuzdan verin diyecekler mü'minler, ardınıza dönün diyecekler. Çünkü bu nûrun iktisâb yeri Dünyâdır.
Dünyâ ise âhiretin gerisinde kalmıştır.
İşte asıl akılsızlar,  beyinsizler, asıl anlayış fakirleri bunlardır.
Bu nûr, Mahşer gününde, ba'zı mü'minlerde ayak parmağının ucunda mum alevi kadar, ba'zı mü'minlerde güneş kadar olduğu açığa çıkar.
Mahşer vatanında hiçbir ışık da birbirine karışmaz.
Peygamber Efendimize sordular,, İnsânlar arasında, Gerçek anlamdaki üstünlüğün belirleyicisi nedir?
Peygamberimiz "AKILLARI" diye cevap verdi.
Buradaki akıl, zekâ anlamındaki Akl-ı meâş değil. Kalpteki nûr anlamında akl-ı meâddir.

Gelelim, akılsızlığınız sebebiyle anlamadığınız ikinci mes'eleye.
Bu aklı insânlara kim verir? Elbette senin de tahmîn ettiğin gibi  Fâil-i Muhtâr olan Allah verir.
Fakat Allah hiç kimseye sebebsiz ve bilgisiz rastgele birşey vermez.
Meselâ bir kuluna îmân vermişse O kulun yapmış olduğu iyilikler, niyetinin güzelliği kalbinin saflığı gibi unsurlar Allah'a etki ettiği için o kul tercîh edilmiştir. 
Verilmeyene de mes'elâ insânlara karşı cimri olduğu için verilmemiştir.
Daha doğrusu, Allah'ın vermemek gibi bir özelliği yoktur. Kul cimri olduğu için Allah'ın sınırsız Lütûflarını alma özelliğini bloke  ettiği için mahrûm kalmıştır.
Doğrusu şu ki İrfânî noktada bir anlayış eksikliği bir karanlık varsa kabâhat kuldadır.
Yine doğrusu şu ki kulda İrfânî noktada bir aydınlık, yüksek seviyede bir anlayış kapasitesi varsa sebeb kendisidir fakat Övgü Allah'a âiddir.

Kul sâdece alıcılarını açmış, hadsiz feyizlere kapı açmıştır. Varlığın gerçek sâhibi Allah olduğu için Övgüler Onundur. 

Görüldüğü gibi mes'ele ne üstün zekâlı olup olmamak ne de okur yazar olup olmamaktır. Senin zannettiğin gibi biz burda düşük zekâlıları Ti ye alıyor olsak Okuma yazma bilmeyeni senin mantığına göre câhil kâbul etmemiz gerekirdi. Halbuki Peygamber Efendimiz okur yazar değil, Ümmî dir.
Ümmî olmak ile ârif olmak birbiriyle çelişmediği gibi. Gâvurların çok dil bilmesi çok okumuş olması,, onların beyinsiz ve anlayışsız olmalarına engel değildir.

Burayada dikkat et, onların anlayışsızlığı, beyinsizliği dünyevi veyâ dışsal değildir. Uhrevî veyâ içseldir.
Onlarla nesnel anlaşabilirsin Teorik konuşamazsın Anlamazlar.

Kur'ân, Kördürler sağırdırlar, beyinsizdirler derken objeleri görmezler duymazlar. Objeler arasında ilişki kurâmazlar demiyor.

Zekâ beynin fonksiyonu dedim, Akıl kalbin fonksiyonu dedim.

Kalpte nasıl akıl olur, Kalp nasıl düşünür diye merâk eden olursa, olmaz öyle şey diyen olursa, o muhteşem konuyu da inşAllah anlatırım.

 
 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, HATEM yazdı:

Neden bu kadar atarlanıyorsunuz ?

 

Yine atarlamayın...tansiyonunuz yükselir ona göre !


Atarlanmıyorum. Ders veriyorum. Bana karşı çok yumuşak tonlarla Kin ve ve nefret saçtığmı sayıklıyorsun sürekli.
Senin forumda müslümânlara karşı nasıl bir dil kullandığına dâir hitâblarından bir demet yapayım mı ister misin?
Önce bi otur da Onda bir oranında kendini düzelt. Daha sonra başkalarını tenkit et. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
18 dakika önce, HATEM yazdı:

Bak yine anlamıyorsun, anlamamanın sebebi zekâ seviyen/seviyeniz değil.
Zekâ; Akl-ı Meâştır.
Dünyevî işlerimizi idâre etmemiz için verilmiş bir nîmettir. Aslında herkesin zekâ seviyesi aynı denecek kadar birbirine çok yakındır.

Zeka hem genetik hem de çevresel faktörlere bağlı bir özelliktir, sadece çevreye bağlı değil. İnsanların zeka seviyesi genetik olarak farklıdır. Ortalamaların aynı olduğunu söylemek için elimizde hiçbir şey yok.

 

21 dakika önce, HATEM yazdı:

Akl-ı Meâş ya'nî zekâ, Gri beyin hücreleri dediğin şey, eğer bir üstünlüğü olduğunu da düşünüyorsan Dünyâ içindi Dünyâda kalır... Pek bir önemi yok...
Bir de Akl-ı meâd vardır. Bu Gerçek akıldır. Dünyâ ile sınırlı olmayan akıldır. Doğum öncesi ve ölüm ötesini düşünebilen akıldır. Bu akıl,, zekâ gibi beynin bir fonksiyonu değildir. 
Kalbin bir fonksiyonudur. Akl-ı Meâd şöyle târif edilmiştir: "KALPTE OLAN BİR NÛR"

Aklı Mead beyinden bağımsız mıdır? Yani beyinden hiç etkilenir mi? Etkilenirse ne kadar? Eğer etkilenirse dediğinize bir şey diyemem, ama etkilenmezse olup olmadığını anlamak kolay.

 

Ayrıca merak ettiğim bir husus var: Aklı-Mead neden kişiden kişiye göre değişir? Neden A kişisinde varken B kişisinde yoktur?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Natüralist Ateist yazdı:

Aklı Mead beyinden bağımsız mıdır? Yani beyinden hiç etkilenir mi? Etkilenirse ne kadar? Eğer etkilenirse dediğinize bir şey diyemem, ama etkilenmezse olup olmadığını anlamak kolay.

 

Ayrıca merak ettiğim bir husus var: Aklı-Mead neden kişiden kişiye göre değişir? Neden A kişisinde varken B kişisinde yoktur?


Neden kişiden kişiye farklı olduğunun temel sebebini anlattım. Yazının "Cimrilik" geçen o bölümüne dikkat et.

Akl-ı Meâd, Beyinden tâmm bağımsız değil, Bir yönüyle bağımsız.

Buradaki öncelikli soru, Akl-ı meâd in kalp ile olan ilişkisini sormaktır.
O sorunun temel ve çok özet cevabı da kalbimizde bir ülkenin olmasıdır. 

İnsânlar Kafayı sıyırmasın diye burada bırakalım.

Link to post
Sitelerde Paylaş
9 saat önce, Ebu Kafir yazdı:

Yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış, seninki de o hesap.

1400 yıldır, arap ve arapçı yağma ile yayılmış, dünya üzerinde insanların %77 'inin umurunda bile olmayan, kin pompalayan, savaş çığırtkanlığı yapan, inanan, inanmayan ayrımı yapan, cinsiyet ayrımcılığı yapan, ilkel bir dinin müdavimisin.


Yukarıda da belirttim. Senin bakışın çok bozuk. Bakışında âdâlet yok. Denge yok.
Sen bu bakış ile nereye bakarsan bak hangi kitabı okursan oku faydadan çok zarâr görür ve zarârlı olursun.
İnsânlar Kötülükten uzaklaşmak ve daha iyi bir insân olmak için, daha fedâkâr bir insân olmak için Dîndâr olurlar.
Dîndârlık yolunu seçmek baştan fedâkârlığı kabul etmektir çünkü tercîh zordan yana kullanılmıştır.
Kolay olanı seçmek ise sizin gibi dînsizlerin işidir. Sizin Dîndarlara çamur atmanız da sizin için çok kolaydır. Bu yüzdem bizim cevaplarımız uzun sizin konuşmalarınız kısadır. 

Son iki bin yıllık Dünyâ târihinde hiç hristiyânlar ve müslümânlar olmasaydı sizin gibi dînsizler her yerde hâkim olsaydı. İnan bana İlk çağdan hiç çıkamazdınız.
Hz. Âdem'den bu yana Dünyâda sırf sizinkiler hâkim olsaydı şu ânda hâlâ mağaralarda yaşıyor olurdunuz.
Osmanlının veyâ müslümânların veyâ hristiyânların, artılarının eksilerinden çok fazla olduğunu göremeyecek kadar gözünüz kanlanmış, şuurunuz bozulmuş durumdadır..

 

9 saat önce, Ebu Kafir yazdı:

Dininin emirleri açık, 1400 yıllık uygulanışı, pratiği ortada

Ayetlerin anlaşılabilmesi için apaçık indirildiği defalarca yazılmış.


Bak ben sana aşağıda dînin apaçık olmasının âyetlerin apaçık indirilmesinin ne anlama geldiğini anlatacağım.
Bana bu konu hakkında mantıklı bir i'tirâz da yapamayacaksın ama yine bu cevabı unutup sen bildiğini okuyacaksın emînim

 

Bir Dersi çok açık bir dille ve çok açıklayıcı bir üslûb ile anlatmanın, anlamak isteyene fayda vereceği bir gerçektir fakat Hocanın Dersi ap-açık anlatmasının,  Her tembel ve zayıf öğrencinin o dersi anlamasına yeteceğini düşünmek ve bu düşünceyle en güzel şekilde dersi anlatmış hocayı suçlamak tâmm bir eşşekliktir.

Anlamak Bir çocuktur. Söyleyen ile işitenin bir çocuğu... Söyleyeni işiten yoksa çocuk olmaz. Her söyleyen ve işitenden de anlama çocuğu doğacak diye bir kaide yoktur. 

Hoca dersi çok açık çok güzel anlatabilir,, sen o sınıfa kopya çekerek soru çalarak gelmiş olabilir hocayı anlamayabilirsin, sınıftaki bir öğrencinin misâfiri olarak sınıfta bulunuyor olabilir ve hocayı anlamayabilirsin, konuyu az biliyorsundur temelin zayıftır anlamayabilirsin, uykusuzsundur, hastasındır anlamayabilirsin, gözün bi kıza takılmaktadır hocayı tâkip etmemişsindir anlamayabilirsin. İlâ âhir...

Hoca dersi ap-açık anlattığı zamân herkes konuyu mükemmel anlar-anlamalı diye sürekli iddiâ etmek,
"Ben kendime eşşek diyemiyorum benim eşekliğimi bu verdiğim hükümden anlayın"  Ben ârızanın tekiyim demektir.

Eşşeklik derken de  eşşek ile alay ettiğimizi düşünerek ikinci bir eşeklik yapacaklara  anlayabilirlerse şu açıklamayı yapayım.
Eşşek, İnsân gibi duyu ve uzuv donanımına sâhip olsaydı veyâ ateistlerin donanımına sâhip olsaydı, doğru yazılan kitapları (Hocayı) anlardı eşeklik yapmazdı, yapamazdı.
Fakat bir insân, Doğru bilgiler veren gerçek bir hocayı aynı dilden konuşmasına rağmen aynı duyulara sâhip olmasına rağmen anlamıyorsa ve buna rağmen yüksek sesle hocaya i'tirâz ediyorsa onun sesi eşşek sesinden daha çirkindir. Kendisi de Hayvandan daha aşağıdır. (Bak burda kendisi hayvândan daha aşağıdır dedim, Sesini kötülemedim. Âyet-i kerîmede ise Eşşek Kötülenmiyor, sesinin çirkinliği ifâde ediliyor. Eşşeğin sesi güzel mi?) Hayvândan daha aşağı olmasına sebeb,, İnsânî duyu ve uzuvlarına rağmen Hocayı anlamamış olmasıdır. Eşşeği de sınıfa koysan oda Hocayı anlamaz fakat onun kınanacak bir hâli bir suçu yok. Çünkü onun donanımından anlama kâbiliyeti beklenmez. Bu yüzden Kur'ânda, Hayvânlar gibi anlamazlar belki hayvândan daha aşağıdırlar buyrulur. İnsân donanımında oldukları halde anlayamadıkları için hayvândan aşağıdırlar. Buradaki Belki; Dış yüzleriyle insân İç yüzleriyle hayvândan aşağı olmalarının belirsizliğine vurgudur. Bir de Bu aşağılık mertebelerden kurtulacak olanlar olacağı için bu noktada bir belirsizlik olduğu için "belki" buyrulmuştur.

Kur'ân Hayvanları aşağılıyor diye sürekli sayıklamanıza rağmen, hiçbir müslümân size cevap verirken "Evet , Kur'ân hayvanları aşağılıyor, biz hayvanları sevmeyiz, hayvânlara eziyet ederiz" dediklerine,, sizin  eşşekçe anlayışınızın paralelinde hayvânları hor gören bir savunma yaptıklarına şâhit oldunuz mu? Olmamışsınızdır... Niye? Çünkü müslümânlar  Hem dış yüzden hem de iç yüzden "insân" oldukları için, Kur'ânı eşekce anlamazlar.

Sizin probleminiz inanıp inanmama gibi bir tercîh problemi değildir. Anlayıp anlamama problemidir. Varlık düzeyiniz Allah'ı anlamaya müsâit değil. Mantıksız hırrlamalara müsâittir.
Müslümân ve mü'minlerin çoğunda da anlama problemi vardır. Fakat onlar, Allah'ın ve Peygamberinin güzelliğini ve doğruluğunu  (Veyâ ders anlatan Hocanın gerçek bir hoca olduğunu) sezmiş durumdadırlar: Dersi anlamadıklarını i'tirâf etseler de Hocalarının kadrini kıymetini bilir seslerini yükselterek i'tirâz etme eşekliğini icrâ etmezler.


"Biz sana her şeyi ap-açık beyân eden kitâbı indirdik" (Nahl, 89)
(O peygamberleri) apaçık belgeler ve kitaplarla gönderdik. İnsanlara, kendilerine indirileni 
açıklaman ve onların da (üzerinde) düşünmeleri için sana bu Kur’an’ı indirdik. (Nahl 44)

Demek ki apaçık indirmek herkesin anlamasını sağlamakta yeterli olamayacağı için anlamayanlar da anlayabilsin diye ilâve açıklamalar yapılması gerekiyormuş. Bunu ben söylemiyorum Kur'ân söylüyor.


 

9 saat önce, Ebu Kafir yazdı:

Gerçekte islamı en iyi bilenler, İŞİD 'dir. Siz onları ayet/hadisleri ilk anlamlarıyla anlamakla suçlarsınız.


Ateistlerin Işid ağzıyla konuştuklarına, Bu sitedeki tartışmalarımda çok şâhid olmuşumdur. 
Bek sen burda doğrudan bunu ifâde ettin. Öyle bir ifâde ettin ki, İslâmı bir siz anlıyorsunuz bir de Işid, kaide, vahhâbî kafası...
Ya bu, senin dediğin doğru. Ya da benim dediğim...
Benim dediğim ne?
Siz Gâvur olduğunuz için Kur'ânı anlayamassınız. Kur'ândan anlayacaklarınız sınırlıdır. Hangi işlerin çirkin görüldüğünü hangi işlerin güzel göründüğünü, anlarsınız. Nesnel anlatımları anlarsınız. Işîd selefî kafası da Münâfık değillerse İslâmın en kabuk kısmı oldukları için size komşu oldukları için anlamazlar. Onların ve sizin Kur'ânı anladığınızı düşünmek zâten Allah'ı inkâr etmek anlamına gelir. 

Ne sizin ne onların ilk anlamı doğru anladıkları falan yok. 
Teymiyeci Müslümânlar, Ancak bir Peygamber veyâ bir Evliyânın emri altına girerlerse kıymetli bir insân olabilirler.
Kendi basmayan kafacıklarına uyarlarsa zâlim olurlar kendilerine yazık ederler.
 

 

9 saat önce, Ebu Kafir yazdı:

Öldür,boğazını kes gibi emirleri sev,alnından öp tarzında anlaşılmasını beklersiniz. İşte böylesine bir dangalaklık, soytarılıktır sizinkisi.


Öldürmek, boğaz kesmek her zamân kötü değil ki, beslenmek için öldürmeyi herkes kabul eder.
Bir câninin öldürülmesini herkes kâbul eder. Bir savaşta Düşmân askerini öldürmek suç değil ki...
Ben niye, öldür emirinden veyâ nerden bulduysan boğazını kes emrinden sev veyâ alnından öp gibi bir anlam çıkarayım ki.
Kim bunu yapıyorsa git onlarla bunu tartış, ben böyle bir şey yapmam. 
Kur'ânda hangi sınırlar içersinde kâfirleri öldürün diyorsa ben tutup ta kâfirleri okşayın anlamı çıkarmam. 
Beni kendi yazdıklarımla eleştir. Başkasının çıkarımlarıyla beni eleştirmen, dangalaklık, soytarılık olur.
Işid'in İlk anlam diye anladıklarını veyâ sizin ilk bakışta anladığınız anlamın doğru olduğu, Allah'ın yokluğu iddiânızda ancak geçerli olur.
Allah vârdır ve sizler de Allah'ın açıklamasıyla beyinsiz olduğunuz için ilk anlamı bile doğru dürüst anlayamıyorsunuz.
 

 

9 saat önce, Ebu Kafir yazdı:

Bre gafil! sen ateist lerden önce git din kardeşlerini ikna et, zira geleneksel islam’a göre senin katlin vacib dir.


Ne oldu korktun mu tartışmaktan. Benim seni iknâ etmek gibi bir derdim yok ki. Lâyık olduğunuz konumdasınız. Sonsuza kadar da lâyık olduğunuz konumlarda kalın. 
Ben Bu tartışmaları okuyan saf (temiz) beyinlere ve gerçeği arayanlara sizin seviyenizi gösteriyorum. Sizin gibi câhillere, yobazlara aldanmasın gençler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 saat önce, Natüralist Ateist yazdı:

 Cehennemde yakma gibi şeyler pozitif cezaya girer fakat pozitif ceza sistemini terapi merkezlerinde filan görmezsiniz. Neden? İşe yaramazlar. En basit koşullandırma dersinde bile pozitif ceza kullanılmaması gerektiği yazar. En basitinden dayak çocuklarda psikolojik problemlere sebep olur (1). Hatta okullarda sıkıntı çıkaran çocuklara uygulanan cezaların tek pozitif tarafı onların okullardan uzak tutularak okulda, burada "okulda" dememe dikkat edin, problem çıkarmamalarının sağlanmasıdır. Fakat çocuğun yararlı bir birey olmasını sağlamaz, o yüzden böyle tarz cezalar yavaş yavaş daha az uygulanıyor dünyada.  Bu hapishaneler için de geçerli. Hapishaneler  bireyin daha iyi olmasını sağlamaz, sadece toplumdan uzak tutar. Birey Milgram Deneyi'nin de gösterdiği gibi hapishane koşullarına uyum sağlar ve "mahkum" mentalitesine sahip olur. Mahkumlara terapi sağlamazsanız hayatları boyunca mahkum kalırlar. Cehennemin de kişinin yok olma isteğini tehlikeli seviyelere çıkarmaktan  -ayetleri vermeme gerek yok sanırım- ve o kişiye travma yaşatmaktan başka bir etkisi olacağını zannetmem. Ebeveynler de psikoloji uzmanı olmadıklarından ve duygusal olarak hareket ettiklerinden böyle ceza uygularlar.

 

1: https://www.redalyc.org/pdf/727/72715515001.pdf


Dünyâ vatanının hâl ve şartları ile âhiret vatanının hâl ve şartları farklıdır.

Dayak veyâ şiddetin Dünyâ hayâtında faydalı netîceler vereceğini savunmuyoruz.

Cehennemde şiddet veyâ yakma, derilerin değişimini hızlandırır
Deriler değiştikçe beyinde inkılap ve evrimleşme olur
Böylece Cehennem vatanına uyum, azâba  adaptasyon gerçekleşir
En nihâyetinde Ehl-i cehennem, azâbtan lezzet almaya başlarlar.
Cennet ile Cehennem arasındaki kapılar açılır.
Cehennemlikler isteseler Cennet'e girebilirler
Fakat aslâ istemezler ve aslâ girmezler
Çünkü Cennetin kokusuna bile tahammül edemezler.
Cennet ile Cehennem arasında tek bir kapı ebediyen açılmaz.
 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...