Jump to content

Daha önce inanıp sonradan ateist olanlar bu süreci ve hikayelerini anlatabilirler mi?


Recommended Posts

9 saat önce, HATEM yazdı:

Dünyâ vatanının hâl ve şartları ile âhiret vatanının hâl ve şartları farklıdır.

Dayak veyâ şiddetin Dünyâ hayâtında faydalı netîceler vereceğini savunmuyoruz.

O zaman analoji anlamsız.

 

9 saat önce, HATEM yazdı:

Cehennemde şiddet veyâ yakma, derilerin değişimini hızlandırır
Deriler değiştikçe beyinde inkılap ve evrimleşme olur
Böylece Cehennem vatanına uyum, azâba  adaptasyon gerçekleşir

Allah beyni öyle değiştirmiyorsa -veya hiç görülmemiş bir şekilde baştan beynimizi değiştirmeyecekse- imkansız. Eğer Allah değiştiriyorsa bu adaptasyon filan değil, evrimleşme hiç değil -ki evrimleşebilecek en alt basamak popülasyondur-.

 

9 saat önce, HATEM yazdı:

En nihâyetinde Ehl-i cehennem, azâbtan lezzet almaya başlarlar.

Hangi ayette, hangi hadiste?

 

Ve en önemli soru: Neden? Böyle bir sistemin ne yararı var?

9 saat önce, HATEM yazdı:

Cennet ile Cehennem arasındaki kapılar açılır.
Cehennemlikler isteseler Cennet'e girebilirler
Fakat aslâ istemezler ve aslâ girmezler
Çünkü Cennetin kokusuna bile tahammül edemezler.
Cennet ile Cehennem arasında tek bir kapı ebediyen açılmaz.

Yine soruyorum: Hangi ayette, hangi hadiste?

Direk ayetleri yazayım:

Hac 22: Her ne zaman cehennemden, o ızdıraptan çıkmak isteseler, oraya geri döndürülürler ve onlara, "Tadın yangın azabını" denilir.

Buradaki tek ayetten bile anlayabileceğimiz bazı şeyler var:

1) Cehennemden çıkmak isteyenler olacak.

2) Cehennemden çıkma istekleri reddedilecek.

Başka bir ayet:

Mümin Suresi 49 :Ateşte olanlar cehennem bekçilerine, "Rabbinize yalvarın da (hiç değilse) bir gün bizden azabı hafifletsin" derler.

Demek ki azabı istemiyorlar.

Sizin bu ayetleri yorumlayış şekliniz gereksiz yere karmaşık, doğru olsa ayetlerde kendini belli etmesi gereken bir yorumlama. Böyle bir şeyin olmama ihtimali çok daha yüksek.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 133
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

kuantuma geçilmiş bir dünya da hala zeka  ve aklı beyne hücrelere bağlamakta ilginç

 

yapay zeka çoklu zeka beyinsel zeka kavramları materyalist üretimlerdir

insanı bir robot makine ilan edip akıl ve zeka da  onu yöneten işlemci gibi düşünülmüş

materyalist mantıkta her şey maddeye indirgenir zira görebildiği o kadar

ancak basit bir bilgisayarda dahi yazılımın donanımı yöneten ondan daha üst seviyede daha içkin ve daha latif ince bir şey olduğu muhakaktır

yani yapay zeka denilen şey insan zekasının tecellisidir.

 

insan zekası ise aklın beyin donanımında çalıştırılan yazılımıdır

ancak yazılımında bir aklı ruhu var ki oda akıl sahibi ruh sahibi birinden izafe edilir aktarılır

 

akıl ise ruhtan kalbtendir

 

bu gün animasyonlarda hareket yakalama var

gerçek insan hareketleri 3d karaktere aktarılır 

aynen kuklayı karagözü oynatma gibi

 

biz şuna kati eminiz ki

beden bir kukla bir cansız 3d karakter gibidir

 beyinde bir kukladır

 

ona aklı ruhu hareketi aktaran perde gerisinde  bir kuklacı veya karaktere aktarılan bir hareket ve yapay zeka gibidir

 

sen basit bir robot un yürümesini taklid etmen için insanın iskeletini hareketlerini kaslarını kopya edip taklid ediyorsun

yazılımlada ne hızda hangi yönde ne kadar ayağnı kaldıracağını birebir komut komuta kontrol ediyorsun

robot bir kukladır

 

kuantumda dinlerde felsefe de akıl mantıkta

bize gösterir ki beden atom madde ne kadar görünen zahiri maddi şeyler varsa onları organize eden yöneten kontrol eden bir hedefe göre hareket ettiren şey

maddeden daha yüksek daha içkin daha latif şuurlu akıl sahibi idrak eden bir şeydir bu yerine göre ruhdur akıldır kalbdir

 

ışık bir nevi latiftir hava bir nevi manevidir elektrik enerji bir nevi ruhanidir yani maddenin en incelmiş en hasas  manevi halleri

hava ciğerlerinden kanına geçer nüfuz eder

ışık gözünden içeri girer beynine sinyal olur görüntü verir

elektriksel sinyaller sinirlerden geçer

bulut suya göre buza göre ruhanidir latiftir yükselir 

rüzgar buluta göre daha incedir onun içine işler onu hareket ettirir

 

mevlana hzlerinin çok sevdiğim bir beyti vardır:

aklımda kaldığı kadari ile farsça sı:

ma hemi şiran veli şire        alem

hamleşan ez bad başid dem be dem

 

manası:

biz hepimiz arslanlarız bayrak üstündeki arslanlar

ara sıra (hamle ediyor gibi) hareket etmesi canlı gibi görünmesi rüzgardandır

 

evet arapçada ruh ile rüzgar(rih) aynı köktür

Kur'anda rüzgar şuurludur hz süleymanın emrine verilir istediği yön ve hızda estirilir

Allah c.c.  rüzgarı istediğimiz değişik yönlerde estirdiğini buyurur

ruhun da üflenmesi   rüzgari bir nitelik belirtir diyenler var

surun da 1 üflemede her canlının ölümü 2. üfleme de dirilmesi hadisesi

üflemenin hem hayat hem ölüme sebebiyetini açıkalr

bir  ateş gibi azar azar üflesen zayıf iken canlanır  dirilir

hızlı üflersen söner ölür

 

beden iplikten maddeden dokunmuş arslandır

ama ruh onu hareket canlılık veren rüzgardır 

rüzgar görünmez ruh gibi ama tesirini beden üzerinde gösterir.

 

zeka parıltı demektir ateşin harlanması alevlenmesi canlanması demektir

ancak o ateş kontrolsuz ise yangın olur felaket olur

kontrol altındaki ateş pişirir doyurur ısıtır

 

z-k-y keskinlik manasında da gelir bıçak gibi

 bıcakta katilde can alır tabib te cana getirir

 

burnun koku almada keskinliğini de belirtir

ama kötü koduda keskinlik insanı rahatsız eder

güzel kokuda ferahlatır

 

güzel misk gibi ortamlarda o keskinlik cennet olur

kötü yerde cehennem olur

akıl ise kalbdendir

oda vahiy ile beslenirse iman olur

maddeye saparsa kipre kapılırsa atom olur tepene yağar küfür olur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

klasik akıl tanımında akıl insanı hayvandan ayıran temyiz eden ana kuvvedir derler

misal hayvan acıkmış  yem  ot mera bulduğunda hemen yemeye başlar

ama insan vahiy kontorlünde akıl, akıl kontrolünde irade verilmiş

misal 30 gün oruç tutuğu halde her şekilde yiyeceği her an ulaşabildiği halde yiyecek içeceklerden kendini kendi akıl ve iradesi ile alıkoyar frenler 

Akıl kelimesi bağ ,bağlama durdurma yavaşlatma manasına gelen arapça bir kelimedir.

nehirlerin kıvrımlı suyu yavaşlatan kısımlarınada denir

arapların başlarındaki örtünün kaymasını engelleyen çift halkalı başın tepesine geçirilen yapıyada agil denir akıl ile aynı köktür

yani kaymayı önleyen frenleyen yavaşlatan şeydir

nefis acelecidir hızı sever hazırı sever hemen olmasını ister

akıl frenleyecidir  hızı sevmez düşünme yavaşlatıcıdır 

hızda zevk vardır hazda lezzet vardır

ancak ikisinde de öldürücü darbeler vardır

akıl sahibi durup dinlenen düşünen yavaşlayandır sonucu düşünür fikreder

öfke de nefsanidir ateştendir hemen parlar 

acelecidir düşmanını nefret ettiğini hemen öldürmek yok etmek kendini tatmin etmek ister ama sonu felakettir

ruh kalb akil  hepsi bağlantılıdır

amacı hakikate saadete cennete huzura götürmektir

bir ara pc ekranına bir sinek kondu

netten et resimleri gösterdim hemen sinek  resme konmaya başladı

et imajını hareket ettirdikçe oda peşinden koşmaya başladı

durduğunda üzerine konup  yemeye uğraşıyordu

et olmadığı halde öyle sanıyordu

Kur'an da sihirbazların ipleri ile hz musanın asası adeta bu imaj ile gerçek et kadar farklıdır

orda onların ipleri hayali olarak geçiyor hz musanın gerçek yılan olduğu açıklanıyor

bir nevi gerçek  peynir ile ekrandaki peynir gibi

bir monitör reklamında görüntünün gerçekliğini ekrandaki peynire farenin gitmesi gösteriliyordu

gözü aldatmak kolay

ama akleden kalbi yanıltmak zordur

bir ayette gözünün gördüğünü kalbi yalanlamadı der.

başka ayette kafadaki gözler kör olmaz sine deki kalbler kör olur der.

 

kalbin nasıl bakarsa öyle görürsün

 

yere düşen bayılan birine  kalbinde insaf şefkat merhametle baksan alır kaldırırsın ambulans doktor çağırırsın hastaneye kaldırırsın

 

hırsızlık nazarı ile bakan da bir fırsat olarak bakar ceplerini çantasını araştırır kolunda altın bilezik varmı diye bakar diğeri umrunda değildir.

kişi aynı kişidir ancak ona bakan kalbi bakışlar davranışları değiştirdi

 

Allaha peygambere Kur'ana kalbi bakış  kalbi akıl ile bakan daha başka şeyler görür.

sırf madde ile bakanda cüzdan araştırır:)

.

  
 

tarihinde nogodbutAllah tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
16 saat önce, HATEM yazdı:

Son iki bin yıllık Dünyâ târihinde hiç hristiyânlar ve müslümânlar olmasaydı sizin gibi dînsizler her yerde hâkim olsaydı. İnan bana İlk çağdan hiç çıkamazdınız.
Hz. Âdem'den bu yana Dünyâda sırf sizinkiler hâkim olsaydı şu ânda hâlâ mağaralarda yaşıyor olurdunuz.

 

:D Sen gibi açık gerçekleri çarpıtıp eğip büken, kafayı yemiş bir meczupla tartışmak tam bir zaman kaybı, tabiki bunun farkındayım.

Sırf meydanı boş bulma atıp tutarken kendine biraz çüş de diye yazıyorum ama nerdee..

 

16 saat önce, HATEM yazdı:

Bak ben sana aşağıda dînin apaçık olmasının âyetlerin apaçık indirilmesinin ne anlama geldiğini anlatacağım.
Bana bu konu hakkında mantıklı bir i'tirâz da yapamayacaksın ama yine bu cevabı unutup sen bildiğini okuyacaksın emînim

 

İnsan hakları evrensel beyannamesi diye birşey var bildinmi?

Tamamı aciz insanlar tarafından yazılmış ama her okuyan aynı şeyi anlıyor, birinin ak dediğine diğeri kara, mavi vs. demiyor.

Ama senin kitap sözde kısıtsız ve mükemmel tanrıdan geliyor ama ne hikmetse her okuyan farklı birşey çıkarıyor, misal sen geleneksel islama göre katli vacip bir münafıksın.

Kısıtsız tanrı meramını insanlar üzerinden anlatmaya çalışıyor ama bir gönderiyor olmuyor, birdaha deniyor yine olmuyor yine deniyor ve yine olmuyor, mealciler, tefsirciler araya girip tanrının kıçını toplamaya çalışıyor yine olmuyor, hatta bu dine mensup insanlar kendi aralarında bile anlaşamıyor, tonla mezhebe bölünüp birbirlerini kafir ilan edip kesiyor!!  Sana hiç mi tuhaf gelmiyor bu durum?

Link to post
Sitelerde Paylaş

konu açamıyordum bu konuyu gördüğüm iyi oldu benim süreç şöyle ilerledi ve devam ediyor dini ibadeti allahı bıraktım varmı yokmu bilmiyorum umrumdada değilde şuan hala dini düşüncelerden dini zihniyetten kurtulabilmiş değilim bu konuda bir öneride bulunabilecek varmı allahın varlığını hissetmiyorum ama daha önce yaşadığım dindar hayattan dolayı çok yoğun şekilde dini düşünceler benliğime işlemiş sanki ben nasıl kurtulcam bu zihniyetten hiç bilmiyorum :S

Link to post
Sitelerde Paylaş
10 saat önce, Natüralist Ateist yazdı:

O zaman analoji anlamsız.


Anlamsız değil. Dünyâ ile âhiret Birbirinden bağımsız değil. Dünyâ âhiretin tarlası. Dünyâ Tohum. Âhiret ağaç.

 

10 saat önce, Natüralist Ateist yazdı:

Allah beyni öyle değiştirmiyorsa -veya hiç görülmemiş bir şekilde baştan beynimizi değiştirmeyecekse- imkansız. Eğer Allah değiştiriyorsa bu adaptasyon filan değil, evrimleşme hiç değil -ki evrimleşebilecek en alt basamak popülasyondur-.


Konu çok basit çok,
Anlamaya çalışırsan anlayabilirsin.
Herşeye atlama hemen, karşıdakinin merâmını anladıysan cevap ver, anlamadıysan cevap vermek zorunda değilsin.
Bak örnek veriyorun, umarım şimdi anlayacaksın.
Ringe çıkıp dayak yemek, Normal insânların isteyebileceği bir şey değildir. Yüzüne darbe alan acı çeker.
Fakat ringe çıkmaktan zevk alan boksörler vardır. Önceki devirlerde Kılıçla savaşmaktan bile zevk alanlar vardı.
Mazoşistler var, eziyetten acıdan zevk alırlar.
Ya da bir insân zor bir meslek seçmiştir, işini çok seviyordur. Sana o adamın işini yapmak acı verir veyâ rûhunu daraltır.. O ise işini zevkle veyâ kolaylıkla yapar.
Yine anlamadıysan şu örneği verim.
Tavernacı bir ayyaşı câmiye götürsen mevlîd dinletsen bunalır sıkılır, ortamdan çıkmak ister.
Bir Dindârı da en güzel müziklerin çalındığı, en lezzetli mezelerin servis edildiği içki kokulu yere götürsen, cehenneme girdiğini zanneder.
Çünkü herkes kendi ortamına, vatanına adapte olmuş uyum sağlamıştır. Azâb dediğimiz şey, vatandan ayrılıktır, vatan ise alışkanlıklarımızdır.
Artık, Sonsuza kadar cehennemde kalanların o ortama uyum sağlayacağını anlayabilecek zekâ düzeyinin olduğunu düşünüyorum.
Zâten her sâniye bu uyum ve adaptasyon için binlerce kez yeniden yaratılıyoruz. Bu durum Dünyâdada geçerli âhirette de geçerli.
 

 

10 saat önce, Natüralist Ateist yazdı:

Hangi ayette, hangi hadiste?

  
Allah-u Teâlâ, "Azâbımı tadın"
Buyuruyor.
Tatlı veyâ sonu tatlı olan şeyler tadılır.
 

 

10 saat önce, Natüralist Ateist yazdı:

Ve en önemli soru: Neden? Böyle bir sistemin ne yararı var?

 

Sistem Rahmet üzerine kurulmuştur. Rahmet bütün varlığı kuşatmıştır.
Gazab, Öfke biter, İntikam ve azâb biter. Ama Rahmet bitmez. Allah'ın Rahmetinin herşeyi kuşattığı Kur'ân âyetidir.
Cennetlikler Cennete girdiklerinde Elhamdülillah derler.
Cehennemlikler de Azâbtan lezzet almaya başladıklarında Elhamdülillah derler.

 

10 saat önce, Natüralist Ateist yazdı:

Yine soruyorum: Hangi ayette, hangi hadiste?

Direk ayetleri yazayım:

Hac 22: Her ne zaman cehennemden, o ızdıraptan çıkmak isteseler, oraya geri döndürülürler ve onlara, "Tadın yangın azabını" denilir.

Buradaki tek ayetten bile anlayabileceğimiz bazı şeyler var:

1) Cehennemden çıkmak isteyenler olacak.

2) Cehennemden çıkma istekleri reddedilecek.

Başka bir ayet:

Mümin Suresi 49 :Ateşte olanlar cehennem bekçilerine, "Rabbinize yalvarın da (hiç değilse) bir gün bizden azabı hafifletsin" derler.

Demek ki azabı istemiyorlar.

Sizin bu ayetleri yorumlayış şekliniz gereksiz yere karmaşık, doğru olsa ayetlerde kendini belli etmesi gereken bir yorumlama. Böyle bir şeyin olmama ihtimali çok daha yüksek.


Ateistler için münâfıklar için Cehennem vatanı ebedîdir.
Elbette girdikleri zamân çıkmak isterler.
Fakat Çıkamazlar. Buna izin verilmez.
Elbette onlar azâbı istemezler, kim yanmak ister. Onlar ilk olarak azâbı gördüklerinde toprak olmak, hiç olmak isterler. 
Elbette Azâbları da hafifletilmez. Âyet böyle bildiriyor.
Ya'nî uygulayıcılar tarafından aldıkları emir doğrultusunda yaptıkları azâbın şiddeti, onların yalvarmalarına bakılarak, onlara acınarak hafifletilmez.
Çünkü onlara acımak, gelmiş oldukları bu varlık seviyesinden sonra onlara haksızlık yapmak, onlara zarâr vermek olur.
Eğer azâb etme noktasında onlara acınsa, onların tedâvîsi aksatılmış olur.
Tedâvîlerinin aksamaması lâzım ki, çok uzun müddet sonra azâba alışsınlar  ve hattâ çok uzun müddet sonra azâbtan zevk alsınlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 hours ago, Psilocybin said:

konu açamıyordum bu konuyu gördüğüm iyi oldu benim süreç şöyle ilerledi ve devam ediyor dini ibadeti allahı bıraktım varmı yokmu bilmiyorum umrumdada değilde şuan hala dini düşüncelerden dini zihniyetten kurtulabilmiş değilim bu konuda bir öneride bulunabilecek varmı allahın varlığını hissetmiyorum ama daha önce yaşadığım dindar hayattan dolayı çok yoğun şekilde dini düşünceler benliğime işlemiş sanki ben nasıl kurtulcam bu zihniyetten hiç bilmiyorum :S

 

Yaşadığın süreç son derece doğal. Gerçeği sonradan öğrenen çoğu ateist bu süreçten geçmiştir. Var mı yok mu bilmiyorum dediğin sürece bu zihniyetten kurtulamazsın. Kesinlikle olmadığını, olamayacağını nedenleriyle birlikte tam olarak kavramalısın. Bunun için de bol bol bilimsel makaleler okumalısın. Evrim ağacı sitesinde bol bol gez mesela. Evrim konusunu çok iyi öğren. Bu konuyu öğrendikten sonra ilk insan diye bir şeyin olamayacağını anlayabilirsin mesela. Bunu anlayınca da her şey çorap söküğü gibi gelir. Son olarak bilimin açıklayamadığı bir konuda hemen teizme yönelme. Zira bilimden öğreneceğin en uçuk kaçık fikrin bile doğru olması dinlerinkinden binlerce kat olasıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 saat önce, Ebu Kafir yazdı:

 

:D Sen gibi açık gerçekleri çarpıtıp eğip büken, kafayı yemiş bir meczupla tartışmak tam bir zaman kaybı, tabiki bunun farkındayım.

Sırf meydanı boş bulma atıp tutarken kendine biraz çüş de diye yazıyorum ama nerdee..


E iyi de yazmak,, hem de kısa yazmak, hayvânî refleksler ve duygusal tepkiler vermek,,  cevap vermek  olmuyor ki, sen istersen hiç vaktini öldürme. 
Kendini de rezil ettirme. Sen her konuştuğunda ben yanlışlar görüyorum çünkü...

Sen Cevap falan vermiyorsun ki ya hırlıyon ya da zevzeklik yapıyon. Zâten sürekli inkâr hâlinde olan sizsiniz. Cevap vermek sizin neyinize...
Sen cevap verebilseydin,, "mağaralarda yaşardınız" iddiâma karşılık şöyle demen gerekirdi: 
İnsânlığın Bilim ve teknolojide ulaştığı seviye var ya,, Heee
İşte biz ateistlerin bilimum gâvur kardeşlerimin eseridir. Hristiyânlar, Müslümânlar ibâdet ederken biz bilim yapıyorduk.
Ve hemen ardından gâvur bilim adamlarını sıralaman gerekirdi...

Çarpıklık sende,,
Seni yaratan Allah'a hâinlik yaptığın gibi Bilimdeki patent sâhiplerinin de hakkını yiyorsun, yobazlıkla suçluyorsun, iftirâ atıyorsun.
Sana Newton iyi bir hristiyândı desek hemen Engizisyonu muteber görüp Engizisyona sığınıcı yorumlar yaparsın,
Işid Ahmak desek, Işid giller Kurânı çok iyi anlıyor dersin.
İşte Engizisyoncular, Işid, Sionistler ateistler, hepinizi toplasak bir ülkeye yerleştirsek, Mağra devrine tekrâr geri dönmek zorunda kalırsınız.

 

5 saat önce, Ebu Kafir yazdı:

İnsan hakları evrensel beyannamesi diye birşey var bildinmi?

Tamamı aciz insanlar tarafından yazılmış ama her okuyan aynı şeyi anlıyor, birinin ak dediğine diğeri kara, mavi vs. demiyor.

Ama senin kitap sözde kısıtsız ve mükemmel tanrıdan geliyor ama ne hikmetse her okuyan farklı birşey çıkarıyor,


Ey Allah'ın Danası,, İnsân kelâmı elbette daha yüzeysel olacaktır. 
Allah kelâmı olan bir metinde herkesin Allah'a yakınlığı nisbetinde kelâmın derinliklerine vâkıf olmasından,
Allah'a muhatab olmaya lâyık olmayanların da Kur'ândan yüzeysel bir algıdan fazlasına ulaşamamalarının ne kadar doğal olduğunu anlayamıyor musun.
Kur'ânın insân kelâmı olmadığını kendin i'tirâf etmiş oluyorsun böylece...
Kur'ân, İnsân Hakları beyânnamesi gibi ağırlıkla ittifâk edilen bir metin olsaydı (ki olmaz), Bu sefer diyecektin ki; "Bu nasıl ilâhî metin?
 

 

5 saat önce, Ebu Kafir yazdı:

misal sen geleneksel islama göre katli vacip bir münafıksın.

Kısıtsız tanrı meramını insanlar üzerinden anlatmaya çalışıyor ama bir gönderiyor olmuyor, birdaha deniyor yine olmuyor yine deniyor ve yine olmuyor, mealciler, tefsirciler araya girip tanrının kıçını toplamaya çalışıyor yine olmuyor, hatta bu dine mensup insanlar kendi aralarında bile anlaşamıyor, tonla mezhebe bölünüp birbirlerini kafir ilan edip kesiyor!!  Sana hiç mi tuhaf gelmiyor bu durum?


Hiç Tuhaf gelmiyor.
Tuhaflık sende, Hayvânat bahçesindeki her hayvâna aynı gıda verilir mi?
Kafanızda Bir İslâm kurgulamışsınız, bir tanrı kurgulamışsınız evlere şenlik. Ne Allah'a bir yol bulabiliyorsunuz ne de Bir Tanrının nasıl olması gerektiği hakkında doğru bir düşünceye sâhipsiniz. Saldım çayıra mevlâm kayıra... 

Geleneksel İslâma göre veya İşid İslâmı doğru anlıyor diyorsun ya,, benim bunların gözünde katlim vâcipse
İslâma göre ben de senin gibi gâvursam sen niye bana tepki veriyorsun? Bak burda cevap veresin diye bunu sormuyorum.
Anla diye bu tesbiti yapıyorum. Anlayış bozukluğunu gör işte...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, HATEM yazdı:

Konu çok basit çok,
Anlamaya çalışırsan anlayabilirsin.
Herşeye atlama hemen, karşıdakinin merâmını anladıysan cevap ver, anlamadıysan cevap vermek zorunda değilsin.
Bak örnek veriyorun, umarım şimdi anlayacaksın.
Ringe çıkıp dayak yemek, Normal insânların isteyebileceği bir şey değildir. Yüzüne darbe alan acı çeker.
Fakat ringe çıkmaktan zevk alan boksörler vardır. Önceki devirlerde Kılıçla savaşmaktan bile zevk alanlar vardı.
Mazoşistler var, eziyetten acıdan zevk alırlar.
Ya da bir insân zor bir meslek seçmiştir, işini çok seviyordur. Sana o adamın işini yapmak acı verir veyâ rûhunu daraltır.. O ise işini zevkle veyâ kolaylıkla yapar.
Yine anlamadıysan şu örneği verim.
Tavernacı bir ayyaşı câmiye götürsen mevlîd dinletsen bunalır sıkılır, ortamdan çıkmak ister.
Bir Dindârı da en güzel müziklerin çalındığı, en lezzetli mezelerin servis edildiği içki kokulu yere götürsen, cehenneme girdiğini zanneder.
Çünkü herkes kendi ortamına, vatanına adapte olmuş uyum sağlamıştır. Azâb dediğimiz şey, vatandan ayrılıktır, vatan ise alışkanlıklarımızdır.
Artık, Sonsuza kadar cehennemde kalanların o ortama uyum sağlayacağını anlayabilecek zekâ düzeyinin olduğunu düşünüyorum.
Zâten her sâniye bu uyum ve adaptasyon için binlerce kez yeniden yaratılıyoruz. Bu durum Dünyâdada geçerli âhirette de geçerli.
 

Ondan bahsettiğinizi biliyorum. Ama acıdan tat alanlar olsa da bu ancak fetiş seviyesinde olur, o derece azaptan aklı bozuk olmayan en ağır mazoşistler bile tat almazlar. Ondan tat almak için ya bozukluğunuzun olması -Seksüel Mazoşizm, o da ancak seksüel seviyede olur- ya da ancak 1984'te gördüğüm derece bir duygusal manipülasyon gerekir.

Bu koşullar olmasa acıdan tat alma gerçekleşmez. Uzun süre eziyet edilen kişiler eziyetten zevk almaya başlamazlar, sadece bu durumu kabullenirler-eğer ruh hastası değillerse.

 

Bir saat önce, HATEM yazdı:

Allah-u Teâlâ, "Azâbımı tadın"
Buyuruyor.
Tatlı veyâ sonu tatlı olan şeyler tadılır.

Çeviri bir yana, Arapça'da o fiil hangi anlamlarda kullanıyor ve tefsirciler bunu nasıl anlamış? Öyle bir kullanım varsa böyle bir şey olduğunu söyleyen olmalı.

 

Bir saat önce, HATEM yazdı:

Ateistler için münâfıklar için Cehennem vatanı ebedîdir.
Elbette girdikleri zamân çıkmak isterler.
Fakat Çıkamazlar. Buna izin verilmez.
Elbette onlar azâbı istemezler, kim yanmak ister. Onlar ilk olarak azâbı gördüklerinde toprak olmak, hiç olmak isterler. 
Elbette Azâbları da hafifletilmez. Âyet böyle bildiriyor.
Ya'nî uygulayıcılar tarafından aldıkları emir doğrultusunda yaptıkları azâbın şiddeti, onların yalvarmalarına bakılarak, onlara acınarak hafifletilmez.
Çünkü onlara acımak, gelmiş oldukları bu varlık seviyesinden sonra onlara haksızlık yapmak, onlara zarâr vermek olur.
Eğer azâb etme noktasında onlara acınsa, onların tedâvîsi aksatılmış olur.
Tedâvîlerinin aksamaması lâzım ki, çok uzun müddet sonra azâba alışsınlar  ve hattâ çok uzun müddet sonra azâbtan zevk alsınlar.

Böyle bir tedaviye ne gerek var? Hangi ahlaki ilkeye göre oynuyoruz? İnsani ilkeleri düşünmüyoruz, çünkü böyle bir tedavi metodu insani ilkelerin tümünü yok eden ve ancak distopya romanlarında görülecek tarza bir ahlaksızlık. İnsani ilkeleri ve duyguları gözardı ederek insanlığı iyi yapmayı düşünmüyoruz, çünkü böyle bir şeyin bu amaç altında anlamlandırılması mümkün değil. O zaman tek bir amaç kalıyor: Birbirleriyle çelişmekten geri kalmayan, böyle karmaşık şeyleri düşünmek için gelişmemiş ve en basit memelilerde bile görülen sisteme yakın olan ve en zeki filozoflar dahil neredeyse herkesin ahlaki açıdan tam doğruya ulaşmasını engelleyen insani duygulara harfiyen uymak.

Böyle bir amaç da ancak insanın ürünü olan şeylerde görülür. Veya insanın ürünü olmayan fakat kendi duygularına tepki veren canlılarda.

Böyle bir şeyi öyle bir konsept ile temellendiremezsiniz. Ancak duygularına en az bizim kadar teslim olmuş canlılar olabilir. Ancak böyle bir tanrıyı savunmak rasyoneldir.

tarihinde Natüralist Ateist tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Natüralist Ateist yazdı:

Ondan bahsettiğinizi biliyorum. Ama acıdan tat alanlar olsa da bu ancak fetiş seviyesinde olur, o derece azaptan aklı bozuk olmayan en ağır mazoşistler bile tat almazlar.


Elbette almazlar. İlk başlarda lezzet alsalar, intikâm almanın cezâ vermenin ne anlamı kalır. 
Tad almak, lezzet almak Çok uzun müddet sonra gerçekleşecek bir hâdise.
 

Nitekim cehennemlikler  cehemnnemden çıkamayacak, çok uzun müddet  kalacaklar, geniş düşün.

 

Bir saat önce, Natüralist Ateist yazdı:

Ondan tat almak için ya bozukluğunuzun olması -Seksüel Mazoşizm, o da ancak seksüel seviyede olur- ya da ancak 1984'te gördüğüm derece bir duygusal manipülasyon gerekir.

Bu koşullar olmasa acıdan tat alma gerçekleşmez. Uzun süre eziyet edilen kişiler eziyetten zevk almaya başlamazlar, sadece bu durumu kabullenirler-eğer ruh hastası değillerse.


Geniş Düşün, Cennet ve Cehennem ebedîdir mantığına uygun düşün, Dünyâ hayâtı ölçeğinde düşünme.
Burada psikolojik etmenlerden bahsedilmiyor.
Hadîs: Cehennemde bir kâfirin dişi uhud dağı kadar olacak
Sürekli bir değiştirme yenilenme olacak, acıyı hissetme merkezi adaptasyonla evrimleşecek.

 

 

Bir saat önce, Natüralist Ateist yazdı:

Çeviri bir yana, Arapça'da o fiil hangi anlamlarda kullanıyor ve tefsirciler bunu nasıl anlamış? Öyle bir kullanım varsa böyle bir şey olduğunu söyleyen olmalı.


Elbette, bu yazdıklarımın patenti bana âid değil.
Fakat bunun gibi irfânî bilgileri zâhir âlimler ve genelde tefsîrciler bilmez, göremezler.
Ba'zı evliyâullah tarafından biz bilgilendirildik. Allah onlardan râzı olsun. 

 

Bir saat önce, Natüralist Ateist yazdı:

"tedavi" demek istemem buna. Modern etik açısından bakarsak insanlık dışı bir uygulama olduğu kesin. Kendisinden olmayanlara karşı nefret duygusundan oluşmuş bir kurgu, insanın ruhsal zayıflığından ortaya çıkan, rasyonellikten uzak ve hatta mide bulandırıcı bir "tedavi" anlayışı.

Böyle bir tedaviye ne gerek var? Hangi ahlaki ilkeye göre oynuyoruz? İnsani ilkeleri düşünmüyoruz, çünkü böyle bir tedavimetodu 


İlkeli olmayanların kendi etiği bu...
Cehenneme girenler de 
Cennete girenler de
Kendi içine girer.
İnsânın başına ne gelirse kendindedendir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 dakika önce, HATEM yazdı:

Geniş Düşün, Cennet ve Cehennem ebedîdir mantığına uygun düşün, Dünyâ hayâtı ölçeğinde düşünme.
Burada psikolojik etmenlerden bahsedilmiyor.
Hadîs: Cehennemde bir kâfirin dişi uhud dağı kadar olacak
Sürekli bir değiştirme yenilenme olacak, acıyı hissetme merkezi adaptasyonla evrimleşecek.

O zaman Allah direk bizi değiştiriyor olacak, yani kendisi değiştirecek.

5 dakika önce, HATEM yazdı:

Elbette, bu yazdıklarımın patenti bana âid değil.
Fakat bunun gibi irfânî bilgileri zâhir âlimler ve genelde tefsîrciler bilmez, göremezler.
Ba'zı evliyâullah tarafından biz bilgilendirildik. Allah onlardan râzı olsun. 

Diyecek bir şeyim yok, zira diyebilecek bir şeyim yok. En iyisi bunun kanıtını aramamak.

6 dakika önce, HATEM yazdı:

İlkeli olmayanların kendi etiği bu...
Cehenneme girenler de 
Cennete girenler de
Kendi içine girer.
İnsânın başına ne gelirse kendindedendir.

 

İnsanın yapacakları Allah tarafından Big Bang zamanında belirlenmiştir -veya evrenin yaratılışında-. Çünkü bir şeyin nedeni kendisi olamaz -Kozmolojik Argüman'ın 3. öncülü- ve kendisinden öncedir, bu mantıkla bir şeyin nedeni Big Bang zamanına kadar dayanır. Burada bizi durdurabilecek tek şey bir şeyin nedeninin nedenlerini o şeyin nedeni olarak olarak almamak olacaktır, ki bu daha çok anlambilim ile alakalıdır.

Ancak ahlaki anlamda dediğiniz geçerli olabilir, o da ilkel "ceza" sistemi altında.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Natüralist Ateist yazdı:

O zaman Allah direk bizi değiştiriyor olacak, yani kendisi değiştirecek.


Her ân Bedenimiz değişiyor.
Değiştiriyor ama kendisi değişmiyor.Değişimden Münezzeh tek varlık ise O.
Fakat Bize de şah damarımızdan daha yakın.
Ya'nî Mekândan münezzeh ama O, mekânın da kendisi.

 

Bir saat önce, Natüralist Ateist yazdı:

Diyecek bir şeyim yok, zira diyebilecek bir şeyim yok. En iyisi bunun kanıtını aramamak.


Bunlar sırr değil. Azâbın lezzete dönüşmesi, 2+2=4 gibi zorunlu gerçek.
Google'dan arattırdığında kimlerin bu konudan bahsettiğine dâir bolca döküman bulursun sanırım.

 

 

Bir saat önce, Natüralist Ateist yazdı:

Çünkü bir şeyin nedeni kendisi olamaz -Kozmolojik Argüman'ın 3. öncülü-


Evet, diğer varlıklar için bu geçerli
Fakat Hakk Teâlânın nedeni Yine Hakk Teâlâdır, kendisidir. Çünkü Varlık dediğimiz kavram. Hakk Teâlânın ta kendisidir.
Hakk Teâlâ sırf varlık olduğu için, Bütün gölge varlıkların, hayâlî ve zamânlı ve îzâfî varlıkların sebebidir.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 20.04.2019 at 17:06, nogodbutAllah yazdı:

"Nihayetinde size göre ilahi bir mesac söz konusu. HERKEZ ANLAYABILMELI bu ILAHI mesaci ama kimse ayni ANLAMIYOR?"

 

kardeş siz daha türkçe yazamıyorsunuz:)

benim arapçamı sorguluyorsunz

herkez değil o her kes olacak.

siz galiba yabancısınız

asıl milliyetiniz nedir diliniz ve dininiz nedir onu soralım

yahudi veya hristiyan idiniz se Kur'an hakkında ahkam kesmeyiniz

gidin kendi kitaplarınıza bakınız derim tabii ortada kitab kaldı ise.

 

elmalılı seyyid kutub nasuh bilmen benim kriterim değildir

bunlar nakilci rivayet tefsircileridir

zemahşeri maturidi ve daha bir çok tefsirciyi beğenirim

zira Kur'anın belağat mecazi yönlerinede eğilmişler

 

akıl kelimesi arapçadır ve Kur'ani bir kelimedir

şayet zerre arapça bilgin olsa iman akıl işi değil kelamını asla etmezdin

zira Kur'an çok ayeti tezekkür-tedebbür-teakkul-tefakkuh-ve-tefekkür gibi kavramlara vurgu yapar hepsi de  düşünmenin tefekkür etmenin idrak etmenin farklı varyaslonlarıdır

burda açıklasam kitap olur. ve dahi her kes artık Kur'anı sadece akıldan akletmekten bahseder sanmaya başlar o derece akletmeye vurgusu yoğundur

 

kin nefret kibir cehalet haset en büyük düşmanlarımızdır

bunlar basiretimizi aklımızı bağlar bizi kör sağır eder hakikatler burnumuz dibinde dahi olsa görmez hale getirir

 

Kur'an sık sık gözleri var görmezler kulakları var işitmezler demesi buna işarettir.bunlar gözlere perde kulaklara pamuk olu kör sağır eyler

 

hakikat ve iman sadece akli bir şey olmadığı gibi inkar ve küfür de sadece bilgisizlikten değildir kin nefret nefis haset  vb faktörlerinde çok etkisi var.

 

öyle mesac la herkezle anlaşılaca şeyler değil

 

ben bir çok tefsiri kaynağı arapçasından okumuş biriyim

az çok türkçe meal ve tefsirleri  orjinalleri ile karşılaştırıp ne olduklarını biliriz

 

elmalılı derleme yapmıştır yani nakilcidir kendi düşünceleri pek yoktur.rivayet etmiştir.

zemahşeri şöyle der maturidi böyle der ebu hanife şöyle dedi demektedir

ama kendisi ne dedi pek yok.

o yüzden orjinalden okumak daha mühimdir.

 

Nerden kardesin oluyorum? Müslümanlar ancak kardestir.

 

Sen benim türkceme takilmissin ama senin arapcan saydigim alimlerin yaninda kekeme kalir. Aklin sira burada arapca dil dersi vermeye kalkiyorsun, yetmedi birde türkceden ahkam kesiyorsun. Bukadarda budala olmana gerek yokki. Senin arapcan ancak gurbetcilerin almancasina benzer, ötesine erisemez.

 

En azindan benim nedemek istegim anlasiliyor. Senin iman ettigin kitabi anlayan cikmadi henüz. Ben anladim diyen sahtekarlari saymaz isek.

 

Sen ve senin gibiler kücük tanriciklarsiniz. Kendini arapca dil bilgisinde cag atlamis sanan bicare zavallisin.

 

Sen önce yazilanlari okuyup anlamaktan acizsin. Sana önceleri hanki dine inandigimi hikayemde yazdim, sen nerenle okudun, okuyup anlama kapasiten bukadarsa arapcanda ötesine gecmez. Cok gördüm senin gibileri bos tenekeden farkin yok. Anca gürültü cikarirsin anlamsiz, icerigi belirsiz sacma sapan argümanlarla.

 

Yaz bir mealde millet kuran alimi görsün. Utanmadan / SIKILMADAN islam aleminin alim diye tastikladigi adamlari begenmez olmus bizim sonradan görme arap sevicisi. Banane senin okuyup anladigin arapcadan? Cokmu önemlisin? Ben okudugumda farkli anlayacaksam, bir baskasi farkli anlayacaksa neyin mücadelesini veriyorsun. Birde tutturmussun elmali kendi fikrini yazmamis diye. Iyiya iste adam ne okuduysa onu cevirmis. Sen benim anladigimi anlasaydin böyle düsünmezdin diyorsunda, senin hicbir seyin beni igilendirmiyor. Senin düsüncenle kurana iman edeceksek bu din zaten cöplük olmus demektir. Akil tutulmasi yasiyorsun ve en kötüsüde bu durumdan bi habersin.

 

Senin akildan anladigin arabin kitabinda yazan ise, sen zaten iman batakliginda akil aramaya koyulmussun demektir. Birde SIKILMADAN aklin kaynagi kuran diyorsun. Yuh sana biraz yavas el.

 

Birinizde dürüs olun disimi kiracagim.     "Kur'an sık sık gözleri var görmezler kulakları var işitmezler demesi buna işarettir.bunlar gözlere perde kulaklara pamuk olu kör sağır eyler"  Devamini niye yazmaktan cekindin? Kalpleri var? Nerede akil? Nerede aklin kaynagi olan organ"beyin"? Isiniz gücünüz sahtekarlik. Siz tanriya bile papucu ters giydirme gayretine olan birer düzenbazlarsiniz.

 

Birak maval okumayi / vaaz vermeyi. Kendini hoca gibi sansitmaya calisman anca cahilleri etkiler. Yok o alimi begenirmis, yok ötekini begenmezmis. Kime göre, neye göre. Kavunmu bu kicini koklayip karar veriyorsun. Sen anlamazsin ben anlarim, o anlamaz su anlar. Öyle bir kaptirmissinki kendini kurani en iyi ben anlarim demeye etiriyorsun. Hadi ordan. Sen elmalinin tirnagi olamassin. O insanlar sizin gibi yeni yetme düzenbazlarin yaptigi gibi gayri müslümanlara sirin gözükme ibi dertleri / misyonlari yoktu. Sizler neredeyse yeni din icaat etme cüretine soyunmussunuz.

 

Sen benimle neyi kounusabilirsin akil ve mantik cercevesinde. Kuranda nur ayriymis, günes ayriymis? Ne oldu simdi kuranin tanridan geldigini ispatmi etmis oldun. Ruhunda yasiyormus!? Senin ruhundan banane, kime ne. Konu sen degilsin akildan yoksun mümin, kimsenin umrunda dahi deilsin, konu kitabin verdigi / vermek istedigi mesac / iceriktir.

 

Ilahi bir kitapda sana göre bana göresi OLMAZ bunu iyice o körelmis zihnine yerlestir.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 21.04.2019 at 11:46, nogodbutAllah yazdı:

32:12:"وَلَوْ تَرٰٓى اِذِ الْمُجْرِمُونَ نَاكِسُوا رُؤُ۫سِهِمْ عِنْدَ رَبِّهِمْۜ رَبَّنَٓا اَبْصَرْنَا وَسَمِعْنَا فَارْجِعْنَا نَعْمَلْ صَالِحًا اِنَّا مُوقِنُونَ "

" Suçlular, Rablerinin huzurunda boyunlarını büküp, “Rabbimiz! (Gerçeği) gördük ve işittik. Artık şimdi bizi (dünyaya) döndür ki, salih amel işleyelim. Biz artık kesin olarak inanmaktayız” dedikleri vakit, (onları) bir görsen!"

 

burda her türlü imkanı vermiş akıl vermiş kitab göndermiş resuller göndermiş

 dersine çalışıp sınavı geçen çalışkan öğrenci sınavın iptalini veya tekrarını istemez

daha çok çalışmayanlar kurtarma yazılısı veya sınav tekrarı ister:)

ancak burda bir çok kurtulma ve tekrar şansı var aslında.

son nefese kadar  tevbe kapısı açık

daha ne olsun.

 

 

Senin o aklinin almadigi sey herkez akilla islamin allahini bulamadigi gercegini göremiyor olman. Bunu anlamayacak kadar körelmis zihnin. Sirf inanan müslümanlarin aklinin calistigini söylemek bile gerceklere olabildigince ters bir iddia. Dünya üzerinde en akilsiz / vasifsiz toplum müslümanlar. Zerre insanliga faydali bir buluslari / gayretleri yok.  Bu iddialariniza anca budalalik denir.

 

Sinav dedigin adil sekilde sinava girmek isteyenler icin gecerli olur. Herkez sinava girecek diye bir mecburiyetin oldugunu nerden cikartiyorsun.

 

Hanki sinavda basaramayanlar ebedi yaniyor islamin sinavi haricinde? Örnek verirken bile sacmaliyorsun. Aklinca mevcut sinav sisteminden allahin varligini ve merhametini ispatlamaya calisiyorsun. Oysa tam tersini söylüyorsun. Zorla sinav, zorla basarisizlikta ebedi cehennem, bunu ya bilerek veya bilmeden cahilliliginle yapiyorsun. 

 

Hakikatenden cevap vermeye degmeyen bir kisiliksin

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Verilen cevaplari okudugumda akil ve mantigin nasil bukadar farkli isledigine saskinlik icinde sahit oluyorum. Bu farkliligi sadece iman sagliyabiliyor. Herhanki baska bir konuda bu denli farkliligin olusmasi imkansiz.

 

Dindar olmak gercekten cok zor. Neresinden tutayimda olayi örtbas edeyim piskolocisi fena birsey. Ortada tanri yok, test etme mercisi yok, ver babam ver, salla babam salla ?

 

Su acizlige bakarmisiniz. Iddia edilen herseyin yaraticisi sözde gönderdigi kitabi bu bi carelerin eline mahküm birakmis kendisi ortalikta yok. Hepside baska baska islami savunuyor. Sakasi bile cok kötü. 

 

Cehennem bile yalan olduya ? Daha neler görecegiz bu yeni yetme reformcu islamcilardan.

 

Ben ateist sitelerin yönetimlerine hayranim. Bukadar sacmaliga, aleni yalana, yanlisa, kivirmalara göz yumulmasi nekadar saglikli bilemiyorum. Delinin biri kuyuya bir tas atiyor onca akilli cikaracagim diye zaman harciyor. Yalan / kivirtma / sallama / uydurma hepsi girla mevcut.  Biri gidiyor digeri geliyor. Yok öyle degil böyle, sen bilmiyorsun ben biliyorum. O bilmiyor, su daha iyi biliyor. Ahada ben yillar sonra kurani cözdüm ? Iyice arastirdim, arapcayi orcinalinden okudum megerse bambaskaymis kuranin manalari. Eski mealler dikkatsizce yazilmis. O kisinin görüsünü yansitmis, sanki senin görüsün tanrinin görüsü.

 

Insanlarin akillariyla bukadarda aleni dalga gecilmezki. 1001 gece masallarina tas cikartacak fantazi hikayeleri bunlarda mevcut.

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hatem ve diğer arkadaş, kişi olayları kendi algısında gördüğü için, kalbi katılaşmış birine ne anlatırsanız anlatın olumsuz görür..Kişi kendinde olmayan bir şeyi göremez, Sizi çok seviyorum diyin, beni sevip napıcaksın der:) sevince noluyor der vs vs:)

Ama şu da var

 

"Siz  haddi aşan bir toplum oldunuz diye sizi Kuran ile uyarmaktan vazmıgeçelim"Zuhruf 5

 

İnsan yeterli bir varlık mıdır?

Deprem oldu toprağın altında kaldık ne yapıcaz,Anne baban eşin öldü ne yaparsın?Benim tahminim yaşça küçük insanlar herşeyi başarabileceğini zannediyor.

"Küçüktüm dünyayı değiştirmek isterdim,büyüdüm kendimi değiştiriyorum"Mevlana..

 

tarihinde M3CSL tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 minutes ago, M3CSL said:

Hatem ve diğer arkadaş, kişi olayları kendi algısında gördüğü için, kalbi katılaşmış birine ne anlatırsanız anlatın olumsuz görür..Kişi kendinde olmayan bir şeyi göremez, Sizi çok seviyorum diyin, beni sevip napıcaksın der:) sevince noluyor der vs vs:)

Ama şu da var

 

"Siz  haddi aşan bir toplum oldunuz diye sizi Kuran ile uyarmaktan vazmıgeçelim"Zuhruf 5

 

 

Ama put başka bir yerde de "Ben dilediğimi saptırır, dilediğimi doğru yola iletirim", "Ben onların kalbini mühürledim.", "Biz onların gözlerini perdeledik. Artık onları uyarsan da bir uyarmasan da." diyor. Put daha kafadan kendi kendine yemin etmiş cehennemi cinler ve insanlarla dolduracağım diye. Siz ne diye debelenip duruyorsunuz?

 

Hadi bu kitap denen müsvedde gerçekle çelişiyor, hiç olmazsa kendi içinde tutarlı olsun desek o bile yok, kendi içinde bile çelişiyor. Böyle salakça yazılmış saçma sapan bir kitap işte. Bu saçmalığa nasıl inanabiliyorsunuz, işte kendinize sormanız gereken soru bu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

O zaman iradenin anlamı kalmıyor, istediğini atsın istediği yere o zaman dünyaya ne gerek var, bu baştan mantığa ters.

Orada bahsedilen mesela kötülük yapan birinin kötülüğe alışması ve olayları normal görmemesi, eylemsizlik kuralı ve adaptasyon. yani yaptıkları o insanlara normal gelir.Bu kanunları koyanda o olduğu için ondan öyle bahsediyor, yani pisliğe bulaşmış biri için ondan çıkmak zor olur, ve normalleşirya yaptığı o hesap.

Ama Allah adaleti gereği o insanlara da ölmeden önce merhamet eder ve başına bir musibet verir doğru yola girmeleri için. O Şekilde ayet vardı bulamadım.

Etki tepki prensibi gereği her insan ettiğinin karşılığını buluyor, bazıları ders almıyor hayatta aynı dersi vermeye devam ediyor. İşte kalpleri katılaşanlar o dersleri alamayanlar...

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 minute ago, M3CSL said:

O zaman iradenin anlamı kalmıyor, istediğini atsın istediği yere o zaman dünyaya ne gerek var, bu baştan mantığa ters.

Orada bahsedilen mesela kötülük yapan birinin kötülüğe alışması ve olayları normal görmemesi, eylemsizlik kuralı ve adaptasyon. yani yaptıkları o insanlara normal gelir.Bu kanunları koyanda o olduğu için ondan öyle bahsediyor, yani pisliğe bulaşmış biri için ondan çıkmak zor olur, ve normalleşirya yaptığı o hesap.

Ama Allah adaleti gereği o insanlara da ölmeden önce merhamet eder ve başına bir musibet verir doğru yola girmeleri için. O Şekilde ayet vardı bulamadım.

Etki tepki prensibi gereği her insan ettiğinin karşılığını buluyor, bazıları ders almıyor hayatta aynı dersi vermeye devam ediyor. İşte kalpleri katılaşanlar o dersleri alamayanlar...

 

 

Din bu, tabii ki mantığa ters olacak, mantığa uygun olsa adına neden din diyelim ki, bilim deriz. Senin daha farkına varamadığın apaçık gerçek bu işte.

 

Bak ne demişim, put daha insanları yaratmadan önce ben cehennemi insanlarla dolduracağım diye yemin etmiş. Ayrıca put her şeyi biliyormuş. Bu ne demek, put daha insanı yaratmadan onu cehennmede sonsuza kadar kebap yapacağını biliyor, bunu bile bile yine de yaratıyor. Şimdi burada nasıl bir mantık var?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...