Jump to content

Dolar ne zaman yükselicek?


Recommended Posts

50 dakika önce, priest of nature yazdı:

Tohumunu kendin yetiştiremiyorsan çiftçiliğe girişmen aptallık.:)

 

Evet katılıyorum. Evinde yiyeceği yumurtayı marketten alıyor köylüler. Hadi diyelim ki tarım kazandırmıyor da kardeşim karnını doyuracak kadarını da mı yapamıyorsun değil mi. Sermaye istemez ki bu iş. Akp nin bedava parasına alınmışlardır iki tavuk yetiştirmek bile zor geliyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

türkiyede tarımcılıgı 2 dölüm yerlemi? kurtarıcaksınız her çiftçi 2 dölüm yer ekse eyvallah anlarımda,

 

bugün hollandada enküçük sulak alan 70 hektardan başlıyor, koskoca ekonomiyi, bahçeye ektiğiniz sebze ve meyveyle kurtarmayı düşünmek mantıklıkmı?

 

üretim yok üretim, arkadaşlar  koskoca türkiyede üretim durduruldu, yüzbinlerce ekim alanı çoraklaştı kurudu, toprak çatladı..

 

neden? çünkü akp artık çiftçiye para vermiyorda ondan angusu dişardan getirirsen, bunu ciddi maliyeti olucaktır. kim ödüyecek? bunun bedelini halk ödüyecek, sen tohumu dışardan alırsan o zaman bunun ciddi maliyetleride olucaktır.. azıcık mantık lütfen..

 

evde beslediğiniz 30-40 tavuk ve horozla olmaz bu işler , dev fabrikalar kapatıldı, mudurnu örnegi

 çarpıcı bir örnektir!

 

 

tarihinde karamsarhuman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
6 dakika önce, karamsarhuman yazdı:

türkiyede tarımcılıgı 2 dölüm yerlemi? kurtarıcaksınız her çiftçi 2 dölüm yer ekse eyvallah anlarımda,

 

bugün hollandada enküçük sulak alan 70 hektardan başlıyor, koskoca ekonomiyi, bahçeye ektiğiniz sebze ve meyveyle kurtarmayı düşünmek mantıklıkmı?

 

üretim yok üretim, arkadaşlar  koskoca türkiyede üretim durduruldu, yüzbinlerce ekim alanı çoraklaştı kurudu, toprak çatladı..

 

neden? çünkü akp artık çiftçiye para vermiyorda ondan angusu dişardan getirirsen, bunu ciddi maliyeti olucaktır. kim ödüyecek? bunun bedelini halk ödüyecek, sen tohumu dışardan alırsan o zaman bunun ciddi maliyetleride olucaktır.. azıcık mantık lütfen..

 

evde beslediğiniz 30-40 tavuk ve horozla olmaz bu işler , dev fabrikalar kapatıldı, mudurnu örnegi

 çarpıcı bir örnektir!

 

 

Turkiyede araziler miras yolu ile bölüne bölüne küçülüyor.

Avrupada en büyük çocuğa veriyorlarmış.Yeni feodalizm deniliyor.

sen en küçük çocuksun diyelim bunu kabul eder misin?:)

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, priest of nature yazdı:

Turkiyede araziler miras yolu ile bölüne bölüne küçülüyor.

Avrupada en büyük çocuğa veriyorlarmış.Yeni feodalizm deniliyor.

sen en küçük çocuksun diyelim bunu kabul eder misin?:)

tabiki etmem, ama burası avrupa değil, bizde türkiyede yaşıyoruz, keşke avrupada yaşasam ama en büyük kardeşime verilse , 

çünkü avrupadaki eonomık türkiyedekı kadar kırılgan değildir, hayat şartları daha iyi ve daha güçlüdür,

 

bunun asıl nedeni ise;
zihinsel bir takım faktörlerdir, önemli olan üretim üretim yoksa sistemde yoktur, yaşamda yoktur, üretimsiz bir ülke yok 

 olmaya mahkumdur, atatürk bu tehlikeyi görerek şöyle demişti;

 

çiftçi milletin efendisdir.

 

yıllardır, sebze ve meyveyi ucuz yemenın sebebi ise;

 

üretimin aktif halde oluşudur.. akp dönemınde üretim pasifleşti üretim alanları beton ekonomısıne kurban edildi 2 b araziler yıkıldı.. agaçlar katledildi sonuç:! yeni türkiye domates 10 tl biber 30 tl afiyet olsun..

  

 

 

 

tarihinde karamsarhuman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
19 dakika önce, priest of nature yazdı:

Turkiyede araziler miras yolu ile bölüne bölüne küçülüyor.

Avrupada en büyük çocuğa veriyorlarmış.Yeni feodalizm deniliyor.

sen en küçük çocuksun diyelim bunu kabul eder misin?:)

Tarla miras kaldı mı o araziyi ister eker ister satar ister imara açarsın. Arazi demek çok büyük para demek.

 

Avrupa tüm araziyi tek kişiye zorla veriyorsa onu alan kişiye orayı ekip işlemeye de zorluyordur. Ben çiftçi torunuyum ve çiftçilik yapmak istemem. Tarım yapmak zorunlu olursa o tarlanın bir karışıyla bile ilgilenmem. Kendi payımı satma ihtimalim %100. Zaten ninelerimizin dedelerimizin çoğunun mutlaka sattığı bir tarla vardır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
35 dakika önce, karamsarhuman yazdı:

türkiyede tarımcılıgı 2 dölüm yerlemi? kurtarıcaksınız her çiftçi 2 dölüm yer ekse eyvallah anlarımda,

 

bugün hollandada enküçük sulak alan 70 hektardan başlıyor, koskoca ekonomiyi, bahçeye ektiğiniz sebze ve meyveyle kurtarmayı düşünmek mantıklıkmı?

 

üretim yok üretim, arkadaşlar  koskoca türkiyede üretim durduruldu, yüzbinlerce ekim alanı çoraklaştı kurudu, toprak çatladı..

 

neden? çünkü akp artık çiftçiye para vermiyorda ondan angusu dişardan getirirsen, bunu ciddi maliyeti olucaktır. kim ödüyecek? bunun bedelini halk ödüyecek, sen tohumu dışardan alırsan o zaman bunun ciddi maliyetleride olucaktır.. azıcık mantık lütfen..

 

evde beslediğiniz 30-40 tavuk ve horozla olmaz bu işler , dev fabrikalar kapatıldı, mudurnu örnegi

 çarpıcı bir örnektir!

 

 

 

İki dönüm yere kaldık maalesef öyle. Aile hiçbir şey ekmiyorsa çocuklar tarımı da unutuyorlar giderek. İki dönüm yer ekse en  azından bu bilgi ellerinde kalır. Almanya ikinci dünya savaşından sonra  patates ile kalkınmaya başladı. Yiyecek yemegi bu kadar kucumsemeyin. Türkiye'de 4 market zinciri aynı anda grev yapsa açlık başlar. Yemek bulamayınca pilli mi çalışacağız.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Düşünen Hayvan yazdı:

 

İki dönüm yere kaldık maalesef öyle. Aile hiçbir şey ekmiyorsa çocuklar tarımı da unutuyorlar giderek. İki dönüm yer ekse en  azından bu bilgi ellerinde kalır. Almanya ikinci dünya savaşından sonra  patates ile kalkınmaya başladı. Yiyecek yemegi bu kadar kucumsemeyin. Türkiye'de 4 market zinciri aynı anda grev yapsa açlık başlar. Yemek bulamayınca pilli mi çalışacağız.

 

hayatta herşeyin mutlak olgusu içnde bir çözümü vardır, örneğin miras kalan çocuk belkide tembel değildir, sadece tarımcılıktan

 hoşlanmıyordur, kolayı var, devlet! alır bir tane traktör içinde  32 megabit hızında interneti olan , 10+ 1 subbofeer sistemi olan ses sistemi, gömme 

pioneer kolonlar.. traktörün içinde mini buzdolabı içinde kaynak rakı bira  şarap kola ıce tea dolu,  bak bakalım o zaman herşey nasılda değişiyor. madem teknılojı var devlet niçin var? derin düşün bu iş devletin sen sadece ekıp biç üret.. toprak senın. avrupada özellıkle hollanda ve danimarka ve isveçte  böyle fransadada böyle ama burası türkiye burası evrenden bagımsız bir ülke.. hatta burası  farklı bir galaksı hatta ve hatta burası 99. boyut ..

tarihinde karamsarhuman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
18 hours ago, Rhodium said:
Türkiyenin denklemi biraz zor. Aslında haklısınız ancak dipte yatanları okumak gerek. 15 Temmuz TRT de Atatürkçü bir söylev ile taktik uygulandı. Tabi bu abd istihbaratından Türkiye'ye bakınca böyle taktiğin yada cemaatçiler tarafından Atatürkçülere bakınca böyle bir taktiğin iş yapar olduğunu sandılar. Ancak bu CHP li teyzelerden öteye gidemedi. 
 
Aynı mesele ekonomi için de geçerli. Merkezde bir AKP canavarı ve ona hortumlarla bağlanmış inşaatçı iş adamları. Bunların yediği çok kafalı canavar imajı. Bu bir önceki taktik gibi. Yani ekonomiyi okuyunca bu gemi batıyor. Brezilya hindistan vb. Gibi düşünülebilir. Ancak dipte yatan bazı durumlar var. 
 
Türkiyede tüketim kılçığına kadardır. Örneğin belediye çöpleri toplar ama kağıtçılar da toplar. Örneğin İstanbul'un her köşesinde ikinci el eşya satan yerler vardır. Örneğin BMW son model araba yaygındır ama tofaş modifiye de. Yani mal çıkışına ait her şey pazarda talep halindedir. Bu diğer ülkelerden farklı olarak tüketim kısmında kılçığına kadar fayda sağlar. 
 
Bir başka dip durumda AB nin teknoloji üretmesidir. Türkiye AB teknoloji ürettikçe bunu makine ve sarf malzeme olarak satın alır. Örneğin tekstil gibi. Avrupa sürekli bir arge içinde bunu türkiyeye satmakta. Ancak Türkiyede bunlarla düzenli üretim yapmaktadır. Yani bizim ülke ikinci sınıf olması ile aslında istikrarlı hale gelmektedir. Çünkü teknoloji üretmek inişli çıkışlı iken üretim yapmak düzenlidir. 
 
Eskiden Avrupa üretebiliyordu. Ancak o kadar zenginleşti ki artık üreticinin üreticisi oldu. 
 
Burada üretim derken teknoloji kısmından ziyade seri halden bahsediyoruz. Almanya da Laser kesim makinesi üretecek çok mühendis ve makine bulsanız bile kesimi yapacak adam zor bulursunuz. Bulsanızda maliyeti o kadar çok yüksektir ki pazara satmak istemezsiniz. Ancak Türkiye de Laser kesimi yapacak insan gücü her zaman kapınızda olacaktır. İşten anlamasa bile. 
 
Yani burada üretimden kasıt ihraç edilebilen seri maldır. Teknoloji diğer planda. 
 
Alınan malın dolara endeksli olması. Ticaretini yapan için satış stratejisi. Başarılı bir strateji de. Çünkü satılan malın ederini belirleyen husus  maliyet. Satıcı maliyet yerine dövize endexlediğinde bu maliyetinden elde ettiğinden daha fazla kar elde edebiliyor. İyi kar eden kobiler ise zaten ekonominin iyiye gitmesi demektir. Bu turkish uyanıklık. Kayserililik. 
 
Ben şu genel eylemlerle muhalifliğe karşıyım. Bu poliyannacılık değil. 
 

 

Sorun bu değil ki. Mesele, senin yiyeceğin, giyeceğin şeyin dolarla geliyor olması.

 

Laser kesici aldın, aldında ne keseceksin? Gebze'nin en büyük laser kesicisi, bir pazar günü tası tarağı toplayıp kaçtı, alacaklılarına görünmeden. Ha, işi de yok değildi adamın. O bir şey değil, adamın dükkanında bizim parçalarda kaldı, kesim sırasında. Olan bu işte. 

 

Bir PCB yaptıralım diyoruz. Zor bir şey değil aslında. Bir sürü firma var, gidiyoruz, 10 günde alıyoruz. Ne mi oluyor, adamın kendi kocaman PCB tesisi varken, çinde yaptırıp getirtiyor. 

 

Her iş böyle şu anda. 

 

Tekstil makinesi alsan kaç yazacak? H&M satıyor, 15 TL'ye tişört. Bakıyoruz, tunus malı. Columbia satıyor 1.500 TL'ye mont, bakıyoruz cezayir malı. yok mu sanki bizde tekstil makinesi falan? 

 

O dediklerinin hepsinin hali şu:

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 hours ago, karamsarhuman said:

hayatta herşeyin mutlak olgusu içnde bir çözümü vardır, örneğin miras kalan çocuk belkide tembel değildir, sadece tarımcılıktan

 hoşlanmıyordur, kolayı var, devlet! alır bir tane traktör içinde  32 megabit hızında interneti olan , 10+ 1 subbofeer sistemi olan ses sistemi, gömme 

pioneer kolonlar.. traktörün içinde mini buzdolabı içinde kaynak rakı bira  şarap kola ıce tea dolu,  bak bakalım o zaman herşey nasılda değişiyor. madem teknılojı var devlet niçin var? derin düşün bu iş devletin sen sadece ekıp biç üret.. toprak senın. avrupada özellıkle hollanda ve danimarka ve isveçte  böyle fransadada böyle ama burası türkiye burası evrenden bagımsız bir ülke.. hatta burası  farklı bir galaksı hatta ve hatta burası 99. boyut ..

 

Bir sürü kör adam ve bir fil...

 

Sizin anlattıklarınız maalesef, bundan ibaret.

 

Ama gerçek, aslında farklı.

 

Şimdi, amanda ekip biçeceğiz... Güzel... 

 

Siz hep, "ne güzel, çiftçi ekecek, biçecek, yemeğimiz olacak" diye düşünüyorsunuz. Ama baştakiler böyle düşünmüyor. 

 

Hadi teşvik verelim. Kime verilecek bu teşvik? AKP il başkanı bir liste yazacak, onlara. Onlar ne yapacak? Gelip İstanbulda arazi alacak. Eh, arazileri vardı zaten. Öyle değil. sonra işin içine, AKP istanbul il başkanı girecek. O arazi, olacak "Arsa". Sonra, işin içine bir AKP müteahhidi girecek. Ziraat mi olur, Vakıf mı olur, hangisi olursa, alacak krediyi. Dikecek siteyi, satacak, hem çiftçi kazanacak, hem müteahhit. Bu şu 17*25'e kadar böyle güzel güzel gidiyordu. Ama bu noktada, AKP dedi ki, artık o eski mamalar yok, bu düzenden bize %30 atacaksınız, havuza, atıyorum, Bilal'in vakfına... Fetöcüler buna karşı çıktı, çünkü onlarında kendi havuzu vardı, bank asya falan mesela yoluyla, kendi kazandıklarını himmet miydi, neyid o yolla fetoşa yolluyorlardı, bir %30'da AKP'ye cukkalamaları olası değildi. Özellikle Ankara... Melih başgan koca inceği, çukruambarı falan bu fetöcülere baya baya parsellemişti, ama AKP ve AKP'nin adamlarına giren yoktu, kabul edilemezdi. 

 

İşte bu nokta, FETÖ ile AKP'nin kırılma noktası oldu. Neyse, bu kendi çizgisi, biz tarıma bakalım.

 

Şimdi teşvik alabilen bu tarafa gitti mi? Gitti. Ekip biçmece, kim uğraşır, en son adam o tarlayı da sattı, bmw'yi altına çekti, oğlanları özel üniversiteye yolladı, onlarda, kafelerde yanlarında 17'lik hatunlar, seri köz getir kardeşim diyerek büyük şehrin nimetlerini yaşamaya başladılar mı? Sonra o özel üniversiteler bir şekilde bitti, diplomalar alındı mı? O çocuklar da, artık kendi işlerini kurar oldu, kuramayanlar çeşitli yerlere güzelce yerleştirildi mi? Sen teknoparka müdür ol, sen belediyenin yazı işlerine müdür ol. Sen git şu şu üniversite de argör ol falan. 

 

Kendi işini açanlar oldu ya, asıl bir mesele onlar oldu. Unakıtanın oğlu mesela, şu bardak mısır işine, likit yumurta işine girdi. Aman kazanmasın mı çocuk, mısır ithaline sıfır vergi, likit yumurtaya sıfır kdv... Sonra, amanda mudurnu niye battı. Sonra, mısır eken adam ne yapsın, sat tarlayı gel istanbula...

 

Başka... Diyanet işleri başkanının oğlu iş açıyor. aldığı ilk iş, devletin milyonlarca dolarlık ihalesi. 

 

https://www.sozcu.com.tr/2018/gundem/milyonluk-ihaleden-gormezin-oglu-cikti-2-2360783/

 

Hah, demeyin şimdi, sadece Perpa'da kaç yüz güvenlik kamera işi yapan var. Bunca senedir onlar ucuz, kaliteli falan bulamıyor, bula bula dün şirket kurmuş malum oğlan bulup, ihaleyi kazanıyor. Yediniz mi? Ha, sen olsan bu ülkede kamera üretir misin, bu da başka soru.

 

Neyse.. Gene tarımdan devam edelim. 

 

Eh, şimdi bu oğlanlara falan mama lazım. Çok kolay. Sen getir traktör, satarız çiftçiye. Öyle klimalı, pioneer kolonlu falan. İyi de, nasıl alacak çiftçi? Eh, kolay, ziraat bankası ne işe yarar, verir kredi olur biter. Sonuç, hollanda da 70 hektar araziye giren traktör, bizim 20 dönüm taşlı tarlası olan ilyas efendinin evinin önündedir artık. Sonra, sonra ne olacak, o traktörün taksidi, senin benim alacağımız domatesten çıkacak elbette. 

 

Ama herkes traktör satamıyor. O zaman tohum satsınlar. Yasakla çiftçiye kendi tohumunu. İşi bilmeyen biri demiş ki, "kendi tohumunu yetiştiremeyen biri zaten çiftçilik yapmasın." Bugün, kendi yetiştirdiğin tohumu kullanman yasak zaten fiili olarak, haberi bile yok. Devlet, destekleme kredisi, teşviği veriyor. Eğer ithal tohum kullanmazsan alamıyorsun bir kuruş. Tabi kimsede bunu bilmiyor pek. Ne oldu, sen dolar verip tohum almak zorunda kaldın. Ve o tohumlar kısır, bir kez kullanabiliyorsun. Bir gram etemyen tohum da, 1500 TL en az.

 

Böyle böyle, sula canım, aha sana ithal su motoru.

 

Şu bu derken, en sonunda, tarım bitti tabi. Neden, o traktörün taksidi ödenemedi. Tarla satıldı, savıldı, işe yaramaz kaldı. O su motoru ilaç gibi geldi, derenin suyu tarlaya basıldı, tarlada kurudu, kurudukça tuzu kaldı. Tarlada kurudu elinde kaldı. Öteki tarafta, lan koca traktör, nasıl ödenecek bu taksit derdiyle pancar eken, suya abandı, abandı. Yer altı suyu bitti, her taraf obruk oldu. 

 

İşte böyle, yemek derdinden başka bir derdi olmayan hükümetin yanlış politikaları, tarımı da, sanayiyi de böyle bitirdi. Siz ise etrafında dönüp duruyorsunuz. Siz bir kaç noktadan örnekler veriyorum sadece, çok derine, çok detaya gidemiyorum. Ama olan biten bundan ibaret. 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...