nogodbutAllah 0 Oluşturuldu: Nisan 6, 2019 Raporla Share Oluşturuldu: Nisan 6, 2019 19. ve 20. yy.’larda oldukça popüler olan ve her türlü metafizik söylemi dışarıda bırakan pozitivist yaklaşımların yirminci yüzyılın sonlarına doğru iyice güç kaybetmesi, Big Bang Teorisi çerçevesinde evrenin varlığıyla ilgili çok daha dikkatli bir dilin tercih ediliyor olması Flew’ün fikirlerini gözden geçirmesi için önemli nedenler olmuştur. Öyle ki; Teizm’in Tanrı inancına karşı çok katı bir tutum sergileyen Flew yarım yüzyılı bulan ateizm savunmasından: "Şimdi evrenin sonsuz bir Zekâ tarafından var edildiğine inanıyorum. Evrenin karışık kanunlarının bilim adamlarının ‘Tanrı’nın Zihni’ dedikleri şeyi ortaya koyduğuna inanıyorum. Hayatın ve çoğalmanın ilahi bir kaynaktan başladığına inanıyorum.”3 sözleriyle o eski tutumundan vazgeçtiğini ilan ediyordu. Link to post Sitelerde Paylaş
nogodbutAllah 0 Nisan 6, 2019 gönderildi Yazar Raporla Share Nisan 6, 2019 gönderildi Flew bu yeni söyleminde bilimin temelde doğanın üç boyutuna ışık tuttuğunu ve bunların aynı zamanda Tanrı’ya da işaret ettiğini dile getiriyordu. O’na göre bilimin ışık tuttuğu üç boyut şu şekilde idi: 1- Doğanın kanunlara uyduğu gerçeği ( ne kadar fizik kimya biyoloji kanunlar var ise hepsi baz alınarak hayat düzen dünya devam etmektedir.kanun varsa kanun koyucuda var demektir .) 2- Hayat boyutu; maddeden oluşan ve zekice ayarlanıp amaca yönelik hareket eden varlık boyutu. 3- Doğanın varlığı.4 Flew doğanın bu üç boyutuna ilave olarak; 1- Doğanın kanunları nasıl oluştu? 2- Evren yani fiziksel olan her şey nasıl oluştu? 3- Bir fenomen olarak hayat hayatın yokluğundan nasıl çıktı?5 şeklinde üç tane soru soruyordu. Ona göre bu soruların cevabı Tanrı ile ilgili sağlıklı bir düşünme biçimi oluşturma bakımından çok önemliydi. Flew’ün evrenin varlığını sorgulama ve Tanrıyı arama biçimi tamamen doğal ve rasyonel temeller üzerinden yürüyen bir süreçti. Hayatının hiçbir döneminde vahye dayalı bir bilgiyi kabul etmemiş, kendi dönüşümünde de böyle bir kaynağa hiçbir şekilde başvurmamıştır. Tanrı’yı keşfi: “Benim Tanrıyı keşfimin bugün bilinen dinlerin herhangi biriyle bir bağlantısı olmadı. Ayrıca kişisel mucizevî türden bir deneyimden de bahsedemem . Kısaca Tanrıyı keşfim aklın yolculuğunun bir sonucudur, inancın değil.”6 ifadesinde olduğu gibi doğal teoloji denen bir uygulamanın neticesiydi. Flew’ün Tanrıya doğru yol alışı doğaüstü fenomenler vasıtasıyla değil, doğadan hareketle meydana gelmiş bir süreçtir. Dolayısıyla onun dönüşümünü klasik anlamda bir hidayet arayışı ve elde etme faaliyeti olarak görmek yanlıştır. *** bir yazımda imam maturidinin Vahiy gelmeden insan Aklı ile Allahı bulabilir iman edebilir demiş tim vahiy nasıl inanması gerektiği ibadet sosyal düzen vb nizamı vaaz eder elbette ama vahiy de zaten aklı muhatab alır. *** Flew benimsemiş olduğu felsefi prensip gereği her iddianın bir temele ihtiyacı olduğunu, bu temelin inşasının da iddia sahibine ait bir sorumluluk getirdiğini vurgulamıştı. Bundan dolayı ateizmi müdafaa ettiği dönem boyunca sürekli bir biçimde Tanrı’nın varlığı ile ilgili kanıt yükümlülüğünün iddia sahibine ait bir görev olduğunda ısrar etmişti. Fakat bazı tutumların tabiatı gereği aşina olduğumuz yollarla ispatlanamayışının inkâr için yeter sebep olmadığını anlamış olmalıydı ki bu katı tutumundan zamanla vazgeçmiştir. Link to post Sitelerde Paylaş
Düşünen Hayvan 0 Nisan 6, 2019 gönderildi Raporla Share Nisan 6, 2019 gönderildi (düzenlendi) Tanrıya inanmış da Arap kıçı yalamaya gidecekmiymis yada arada bir papa beni de üfle diyecekmiymis yada Yahudiler gibi kendinden olmayanı köle yap diyecekmiymis. Aslında bu forum bunu tartışıyor. Evrende büyük bir güç olduğunu herkes biliyor zaten. Biz de biliyoruz da... Evrende güç varmis öyleyse, hadi kafa keselim, kızları 4 er 4er zorla nikahimiza alalım , 13 yaşındayken evlilik adı altında tecavüz edelim , evrendeki güç adına para toplayıp mafyalik yapalım... Nisan 6, 2019 tarihinde Düşünen Hayvan tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
karamsarhuman 0 Nisan 6, 2019 gönderildi Raporla Share Nisan 6, 2019 gönderildi sonsuzluk kavramı algımızda oluşan bir kavramdır, dolayıslede tanrı ve sonsuzluk kavramını aynı alan içinde kullanırsak, mantık hatası yapmış oluruz. sonsuzluk kavranı yerine algı ötemizin dışında varolan sonsuzluk kavramınıvarden dersek , taşlar yerine oturmaya başlar. ayrıca eko düzene ve ekolıjık sisteme baktığımızda, kutsal olan herhangi bir sistem görünmüyor,, örnegin sırtlanların avlarını canlı canlı yemesi, iy ibirşeymidir? kutsal birşeymidir? değildir tabiki,,bu yüzden diyoruzya akli dengesi yerinde olanlar inançsiz kişilerdir. örnekler sayısız biçimde çogaltılabilr. Link to post Sitelerde Paylaş
nogodbutAllah 0 Nisan 6, 2019 gönderildi Yazar Raporla Share Nisan 6, 2019 gönderildi antony flew ingilizce orjinal kitabında: " 2- Hayat boyutu; maddeden oluşan ve zekice ayarlanıp amaca yönelik hareket eden varlık boyutu" "fact that nature obeys laws. The second is the dimension of life, of intelligently organized and purpose-driven beings, which arose from matter. The third is the very existence of nature. But it is not science alone that has guided me. I have also been helped by a renewed study of the classical philosophical arguments. " *** zekice organize edilmiş amaç odaklı veya hedef odaklı maddeden yaratılmış varlıklar hedef odaklı da diyebiliriz. şu ifadesi de harikadır:nature obeys laws malum obey arapçada itaat etmek demektir. Kur'anda : 13:15:"Göklerde ve yerde kim varsa, ister istemez kendileri de gölgeleri de sabah akşam Allah’a boyun eğer." 41:11"Sonra duman hâlinde bulunan göğe yöneldi; ona ve yeryüzüne, “İsteyerek veya istemeyerek gelin” dedi. İkisi de, “İsteyerek geldik” dediler." 31:29:"Görmedin mi ki, Allah, geceyi gündüzün içine ve gündüzü de gecenin içine sokuyor. Güneşi ve ayı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Her biri (kendi yörüngesinde) belli bir zamana kadar akar gider. Şüphesiz Allah, işlediklerinizden hakkıyla haberdardır. " 22:18:"Görmedin mi ki şüphesiz, göklerde ve yerde olanlar, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların birçoğu Allah’a secde etmektedir. Birçoğunun üzerine de azap hak olmuştur. Allah, kimi alçaltırsa ona saygınlık kazandıracak hiçbir kimse yoktur. Şüphesiz Allah, dilediğini yapar. " obey kelimesi türkçe de itaat demektir Kur'an -ı Kerimde itaat manasında d-v-a s-c-d s-h-r manasında üç kelime geçer. güneş ay ve yıldızların secde etmesi yani boyun eğmesi başka yerde musahhar etme boyun eğdirme olarak geçmektedir. ilginçtir arapça kadim sözlüklerde sahhara yelkenli için kullanılır yelken rüzgara boyun eğdi yani rüzgar hangi yönde esti ise yelken ona uyar demektir yani güneş ay dünya Allahın kudretine iradesine mutlak boyun eğmiştir.veya ağaç rüzgarda sallandı eğildi secde ile ifade edilir. yani rüzgar hangi tarafa esse ağaçta oraya boyunu eğer eğilir manasındadır ki buda mutlak itaat demektir. yani rüzgar aktif ağaç pasiftir.bir nevi gassalın elindeki meyit gibi. antony flew in :"fact that nature obeys laws." yani tabiat kanunlara itaat ediyor demesi bu noktada Kur'an a tam mutabıktır.yani taşı atsan yer çekimine itaat edip yere düşer. kanun boyun eğdiriyorsa bu cahil kör şuursuz kanundan ileri gelmez tam tersi kadir alim şuur irade sahibi kanun koyucuya itaat demektir. hiç kimse kırmızıda keyfinden durmaz.veya aman da kırmızı ışık bizi çarpar geçmeyelim demez. bu kuru kanunu koyan akıllı kudretli iradenin kendisine ceza keseceğini bilmesindendir. Link to post Sitelerde Paylaş
karamsarhuman 0 Nisan 6, 2019 gönderildi Raporla Share Nisan 6, 2019 gönderildi sonsuzluk kavramı algımızda oluşan bir kavramdır, dolayıslede tanrı ve sonsuzluk kavramını aynı alan içinde kullanırsak, mantık hatası yapmış oluruz. sonsuzluk kavranı yerine algı ötemizin dışında varolan sonsuzluk kavramınıvarden dersek , taşlar yerine oturmaya başlar. ayrıca eko düzene ve ekolıjık sisteme baktığımızda, kutsal olan herhangi bir sistem görünmüyor,, örnegin sırtlanların avlarını canlı canlı yemesi, iy ibirşeymidir? kutsal birşeymidir? değildir tabiki,,bu yüzden diyoruzya akli dengesi yerinde olanlar inançsiz kişilerdir. örnekler sayısız biçimde çogaltılabilr. hayatın ve çogalmanın ilahi olduğunu düşünmek kadar anlamsız bir mantık yürütülemez, nüfüsün sürekli çogalması, çogalmayla başlıyan bitmek bilmeyen savaşlar, insna oğlu öyle bir türki, hayvanlardan ve bitkilerden öğrenmeleri gereken çok şey var, örnegin, insanlar çogalıp aşırı üreyip, dünayyı kirletmemeli, eko dengeye yardımcı olmalı, boş alan bulduklarında orayı betonlaştırıpta, orda yaşıyan hayvan ve bitkileri katletmemelidir. yaşam ve üreme , aslında korkunç birşeydir, tüm bunları bile bile yaratan ilahta adaletsiz vurdumduymaz, tanrı egosu tatminiyle belkide zevk alan , yarattıgı canlıları kobay olarak kullanan bir ilahtır bu ilah daha mantıklıdır..sonsuzluk kavramı algımızda oluşan bir kavramdır, dolayıslede tanrı ve sonsuzluk kavramını aynı alan içinde kullanırsak, mantık hatası yapmış oluruz. sonsuzluk kavranı yerine algı ötemizin dışında varolan sonsuzluk kavramınıvarden dersek , taşlar yerine oturmaya başlar. ayrıca eko düzene ve ekolıjık sisteme baktığımızda, kutsal olan herhangi bir sistem görünmüyor,, örnegin sırtlanların avlarını canlı canlı yemesi, iy ibirşeymidir? kutsal birşeymidir? değildir tabiki,,bu yüzden diyoruzya akli dengesi yerinde olanlar inançsiz kişilerdir. örnekler sayısız biçimde çogaltılabilr. bir ateist sonradan müslüman veya hristiyan olmaz, bunların hepsi ucuz birer propagandadan ibarettir. akli dengesi yerinde olan bir atheist, bir mucize olmadıkça asla inançlı olmaz, tanrıda asla mucizeler göstermiyecegine göre; imkansız olasılıktır.. , Link to post Sitelerde Paylaş
kavak 0 Nisan 6, 2019 gönderildi Raporla Share Nisan 6, 2019 gönderildi Konu sahibi safkan müslüman, garibim, aklınca böyle bu diyarda puan toplayacağını zannediyor. Soru şu: Antony Flew müslüman mı olmuş ? Evet mi, hayır mı ? Daha doğrusu teist mi olmuş ? Bana hiç uzun uzadıya gazel okumadan tez elden cevap verile... Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Nisan 6, 2019 gönderildi Raporla Share Nisan 6, 2019 gönderildi Fizik yasaları yalnız teistleri değil ateistleri de yanıltır ve yanlış sonuçlar çıkarmaya yöneltir. Madde ve enerjiye hükmeden fizik kanunları yoktur. Kendini madde ve enerjinin davranışları şeklinde manifest eden fizik kanunları vardır. Fizik kanunları evrenin düzenli olmasını sağlayacak bir otoriteye sahip değillerdir. Fizik kanunları olarak nitelendirdiğimiz yasalar maddenin davranış şekillerinden başka birşey değillerdir. https://haci-haci.typepad.com/maddenin_canli_davrani_se/10-fi̇zi̇k-kanunlari/ Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Nisan 6, 2019 gönderildi Raporla Share Nisan 6, 2019 gönderildi 1- Doğanın kanunlara uyduğu gerçeği ( ne kadar fizik kimya biyoloji kanunlar var ise hepsi baz alınarak hayat düzen dünya devam etmektedir.kanun varsa kanun koyucuda var demektir .) 2- Hayat boyutu; maddeden oluşan ve zekice ayarlanıp amaca yönelik hareket eden varlık boyutu. 3- Doğanın varlığı.4 Flew doğanın bu üç boyutuna ilave olarak; 1- Doğanın kanunları nasıl oluştu? 2- Evren yani fiziksel olan her şey nasıl oluştu? 3- Bir fenomen olarak hayat hayatın yokluğundan nasıl çıktı?5 şeklinde üç tane soru soruyordu. Ona göre bu soruların cevabı Tanrı ile ilgili sağlıklı bir düşünme biçimi oluşturma bakımından çok önemliydi. Bu soruları yanıtlayalım: 1-Doğa kanunlara uymaz. Maddeye ve canlılığa hükmeden fizik, kimya ve biyoloji kanunları yoktur. Madde ve enerjinin kompleks davranış şekilleri vardır. Kanunlar olmayınca da kanun koyucu yoktur. 2-Hayat boyutu diye bir kavram yoktur. 3- Doğanın varlığı ile bir Tanrı'nın varlığı arasında bir ilişki yoktur. Evren enerjinin maddeye dönüşmesi ile oluşmuştur. Bu konuda ayrıntılı ve çok net teoriler ortaya atılmıştır. Canlılık cansız maddenin davranış şekillerinden başka bir şey değildir. Bunları bilen bir ateistin Tanrı'nın varlığını tartışmalara dahil etmesi çok saçma... Link to post Sitelerde Paylaş
Abdülmalik 0 Nisan 6, 2019 gönderildi Raporla Share Nisan 6, 2019 gönderildi Şimdiye kadar yapılmış tüm bilimsel icat ve buluşlar doğaya meydan okumak ve karşısında galip gelmektir. Yelken rüzgara secde etmez, rüzgar da yelkene secde etmez. Geminin motoru hiçbirşeye secde etmez. Basar gider. Link to post Sitelerde Paylaş
teflon 0 Nisan 6, 2019 gönderildi Raporla Share Nisan 6, 2019 gönderildi (düzenlendi) 4 hours ago, nogodbutAllah said: Flew bu yeni söyleminde bilimin temelde doğanın üç boyutuna ışık tuttuğunu ve bunların aynı zamanda Tanrı’ya da işaret ettiğini dile getiriyordu. O’na göre bilimin ışık tuttuğu üç boyut şu şekilde idi: 1- Doğanın kanunlara uyduğu gerçeği ( ne kadar fizik kimya biyoloji kanunlar var ise hepsi baz alınarak hayat düzen dünya devam etmektedir.kanun varsa kanun koyucuda var demektir .) 2- Hayat boyutu; maddeden oluşan ve zekice ayarlanıp amaca yönelik hareket eden varlık boyutu. 3- Doğanın varlığı.4 Flew doğanın bu üç boyutuna ilave olarak; 1- Doğanın kanunları nasıl oluştu? 2- Evren yani fiziksel olan her şey nasıl oluştu? 3- Bir fenomen olarak hayat hayatın yokluğundan nasıl çıktı?5 şeklinde üç tane soru soruyordu. Ona göre bu soruların cevabı Tanrı ile ilgili sağlıklı bir düşünme biçimi oluşturma bakımından çok önemliydi. Flew’ün evrenin varlığını sorgulama ve Tanrıyı arama biçimi tamamen doğal ve rasyonel temeller üzerinden yürüyen bir süreçti. Hayatının hiçbir döneminde vahye dayalı bir bilgiyi kabul etmemiş, kendi dönüşümünde de böyle bir kaynağa hiçbir şekilde başvurmamıştır. Tanrı’yı keşfi: “Benim Tanrıyı keşfimin bugün bilinen dinlerin herhangi biriyle bir bağlantısı olmadı. Ayrıca kişisel mucizevî türden bir deneyimden de bahsedemem . Kısaca Tanrıyı keşfim aklın yolculuğunun bir sonucudur, inancın değil.”6 ifadesinde olduğu gibi doğal teoloji denen bir uygulamanın neticesiydi. Flew’ün Tanrıya doğru yol alışı doğaüstü fenomenler vasıtasıyla değil, doğadan hareketle meydana gelmiş bir süreçtir. Dolayısıyla onun dönüşümünü klasik anlamda bir hidayet arayışı ve elde etme faaliyeti olarak görmek yanlıştır. *** bir yazımda imam maturidinin Vahiy gelmeden insan Aklı ile Allahı bulabilir iman edebilir demiş tim vahiy nasıl inanması gerektiği ibadet sosyal düzen vb nizamı vaaz eder elbette ama vahiy de zaten aklı muhatab alır. *** Flew benimsemiş olduğu felsefi prensip gereği her iddianın bir temele ihtiyacı olduğunu, bu temelin inşasının da iddia sahibine ait bir sorumluluk getirdiğini vurgulamıştı. Bundan dolayı ateizmi müdafaa ettiği dönem boyunca sürekli bir biçimde Tanrı’nın varlığı ile ilgili kanıt yükümlülüğünün iddia sahibine ait bir görev olduğunda ısrar etmişti. Fakat bazı tutumların tabiatı gereği aşina olduğumuz yollarla ispatlanamayışının inkâr için yeter sebep olmadığını anlamış olmalıydı ki bu katı tutumundan zamanla vazgeçmiştir. Hep bilgi eksiği, hep bilinmeyene tapınma, hep boşlukların tanrısı. Böylesine ezik bir yordamı mütemadiyen nasıl sindiriyorsunuz hiç anlamıyorum zaten. "Benim kafa basmadı, hülooğğ o zaman tanrı" yöntemi. Flew'le ilgili seksen tane yazılmış şey var bu forumda, temcit pilavı gibi tekrar tekrar getirmenin alemi yok ki..?! Otur onlardan birini altına yaz bari. Yazmışken, Flew'ün özellikle müslümanlıkla ilgili görüşlerini yazmayı da ihmal etme ama(!). Ki son dönem düşünceleri ve yazınları spekülatifdir de..Son dönemlerinde bunadı mı, bunları kendi mi yazdı, yoksa başkası mı onun adına...şeklinde.. Yazdığın o 3-4 madde safi cahillik-bilgi eksikliği ve @Hacı'nın verdiği yanıtlara özellikle dikkat et. Senelerdir verdiği yanıtlar, yazdığı şeylerdir bunlar. İçerik olarak benzer tipte bir çok türevi de yapılmıştır burada. Merak ettiğim; bunları kendiniz oturup araştırıp öğrenmek, literatürde bunlara karşılık ne varmış diye bakmak yerine, neden hep böyle armut piş ağzıma düş şeklinde, üstü örtülü bir şekilde laf sokma kabilinden buralara gelip gelip sorduğunuzdur.. Flew'e sorsak, desek ki: ula sen bunları daha büyük bir güce yaslıyorsun da, sözde açıklanamazlıklarına binaen, o vakit o daha da büyük ve bu bağlamda daha da açıklanamaz gücü/şeyi nasıl açıklıyorsun? Mal mal bakardı suratımıza herhalde. Birşeyi aklın sıra mantıksız bulduğun için, ona yine aklın sıra bir açıklama düzüyorsun ama, o açıklamanın ucu daha da büyük bir mantıksızlığa gelip patlıyor..Şaka gibi. Hatta ayıp. Tanrıyı keşfin aklın yolculuğu bir sonucu(!) olmak yerine, resmen akıl dışılığın, akılsızlığın bir ürünü velhasılı. Bir insan kendi aklına böylesine hakaret etmemeli. Yazdığın hiçbirşey sandığın gibi değil. Nisan 6, 2019 tarihinde teflon tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
anibal 0 Nisan 6, 2019 gönderildi Raporla Share Nisan 6, 2019 gönderildi Eee, ondan sonra? Salak olmak parayla falan mı ki, bu adamda salak kalmayı tercih etmiş olamasın? Link to post Sitelerde Paylaş
Tengrizm18 0 Nisan 6, 2019 gönderildi Raporla Share Nisan 6, 2019 gönderildi Adam deist ya da hristiyan olmuştur.Arabın allahına inanmamış. Link to post Sitelerde Paylaş
kavak 0 Nisan 6, 2019 gönderildi Raporla Share Nisan 6, 2019 gönderildi (düzenlendi) Buraya damlayan bazı müslümanlar kendilerini bulunmaz hint kumaşı zannedip, internetten arakladıkları yarım yamalak bilgilerle akılları sıra Arap patentli dinlerini allayıp pullayacaklar. Bu forumdaki sayısız konuları araştırmak, nedense hiç akıllarına gelmiyor. Halbuki buna biraz tennezzül etseler, böyle baştan kaybetmeye mahkum siktiri boktan bir konu açmanın mantıksızlığını hem görmüş olurlar hem de böyle sap gibi ortada kalıvermezler. İlginçtir; harbiden bazılarının dinsiz imansızlar hakkındaki bilgileri yok denecek kadar az. Artı bu kendini akıllı zanneden aklı evveller, sürekli insan ürünü malum kitaptaki pasajları neyine tekrarlayıp dururlar, bunu da anlamış değilim. Nisan 6, 2019 tarihinde kavak tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
sağduyu 0 Nisan 6, 2019 gönderildi Raporla Share Nisan 6, 2019 gönderildi Adam İslam'a göre müşrik olmuş. İslam'a göre bir müşriği övmenin cezası vardır herhalde. Link to post Sitelerde Paylaş
anibal 0 Nisan 6, 2019 gönderildi Raporla Share Nisan 6, 2019 gönderildi 1 hour ago, sağduyu said: Adam İslam'a göre müşrik olmuş. İslam'a göre bir müşriği övmenin cezası vardır herhalde. Yok, nedense orası eksik kalmış, yani müşriği övmek falan. Link to post Sitelerde Paylaş
akılsızşuursuzatom 0 Nisan 7, 2019 gönderildi Raporla Share Nisan 7, 2019 gönderildi 10 saat önce, sağduyu yazdı: Adam İslam'a göre müşrik olmuş. İslam'a göre bir müşriği övmenin cezası vardır herhalde. deist olmuş anlamış bir yaratıcı bilinç olduğunu en azından buradakiler diretiyorda diretiyor. Link to post Sitelerde Paylaş
sağduyu 0 Nisan 7, 2019 gönderildi Raporla Share Nisan 7, 2019 gönderildi 1 hour ago, akılsızşuursuzatom said: deist olmuş anlamış bir yaratıcı bilinç olduğunu en azından buradakiler diretiyorda diretiyor. Bir bok anladığı yok, sadece kafasında kuruyor. Gelelim asıl soruya deistler İslam'a göre müşrik, kafir değil mi? Bir müslümanın bir müşriği, bir kafiri övmesi olacak şey mi? Link to post Sitelerde Paylaş
akılsızşuursuzatom 0 Nisan 7, 2019 gönderildi Raporla Share Nisan 7, 2019 gönderildi 24 dakika önce, sağduyu yazdı: Bir bok anladığı yok, sadece kafasında kuruyor. Gelelim asıl soruya deistler İslam'a göre müşrik, kafir değil mi? Bir müslümanın bir müşriği, bir kafiri övmesi olacak şey mi? evet yanlış ama deistler pekala övebilir, evrene müdahale etmeyen bir yaratıcı mantıklı elbette yoksa bunca şey nasıl olur? Link to post Sitelerde Paylaş
Abdülmalik 0 Nisan 7, 2019 gönderildi Raporla Share Nisan 7, 2019 gönderildi 2 saat önce, akılsızşuursuzatom yazdı: deist olmuş anlamış bir yaratıcı bilinç olduğunu en azından buradakiler diretiyorda diretiyor. Flew bilim adamı değil, Felsefik çıkarımlarla Tanrı’nın varlığı ispatlanamaz, Bilimsel olarak ispatlanır. Ne yazık ki şimdiye kadar Tanrı’nın varlığına dair hiçbir bilimsel kanıt yoktur. Flew, o deizm Tanrı’sının kendiliğinden nasıl oluştuğunu, en azından felsefi mantıksızlıklarını düşünmeden nasıl böyle bir iddiada bulunabilir? Üstelik müslümanların bu adamı sahiplenmesi de ayrı bir ironi, adam niteliği belli olmayan bir Tanrı tarif edip yani şirk koşarken ( en büyük günah), müslümanlarında bu şirki kabul edip ortak olması tam bir trajik komedi örneği. Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts