Jump to content

dünya ekonomisi 2023 yılında çökücek.


Recommended Posts

Polyana pisikolejisinden kurtulun artık gerçekliklere ve trende odaklanın piyasa her zaman istediğini alır Bunu unutmasın hiç kimse maddenin ana maddeside atomdur o maddeyi yok eden şeyde atom bombasıdır $'daki baskılamanın sonu atom bombası niteliğinde büyük bir kriz yaratır ayakta kalması gereken bankalar ayakta tutulur gerisi yok olur yada yok edilir iyi niyetili gözüken avrupa olsun kanla beslenen amerika olsun sempatik davranmaya çalışan rusya olsun hiç fark etmez türkiye krizi bankalara yansıdığı an türkiye ye kimse destek olmaz İmf ye asla gidilmeyecek Erdoğan kendi ayağına sıkmaz Piyasa ve reel sektör baskılanacak tencereler yarım kaynayacak ama bu borç bu vatandaşa erdoğan tarafından ödetilecek Etkili bir kriz olmayacak Yani krizin etkisi bu demde devam edecek ama bu borç ödenecek ama beş yıl sürer ama on yıl orasını siyasi piyasa politikası belirleyecek Hükümet aklınca ya hep ya hiç piyasa politikası yürütmeye çalışıyor akıllarınca iyimser düzeltici politikalar uyguladıklarını zannediyorlar sadece... Erdoğan ilk başlardaki siyasi liderlik hayatında iyi niyetli ve islamcıl bir siyaset yürütmeye çalışsa da Türkiye hala 2010 yılında amerika ile birlikte verilen kararlarla yürütülmeye çalışılıyor... Amerikana odaklı piyasalar her zaman kriz geçirmeye mahkumdur Tıpkı amerikada yaşanan krizler gibi.. Tüm dünyadaki finansal piyasalarda daralma var Çünkü dünya fazlasıyla işkal edildi ve intikam sırası dünyada finansal piyasalar büyük bir kayba uğrayacak ve parasal sistem değiştirilecek parasal sistem dünya için yeterli değildir artıkPara toplumları köleleştirmek için kullanılan bir silahtır faizde bu silahın mermisidir.. Ülkelerde paralar merkez bankasında üretiliyor gibi gözüksede parayı bankalar üretilir Bankaların kısmi rezerv sistemiyle on beş kat ve fazlası para üretebilir ürettikleri paraları insanlara borç ve faiz adı altında tekrar insanlardan geri almak isterler ve olmayan parayı kimse ödeyemediği için hem insanlar iflas eder hemde bankalar Yani parasal sistemin sonu gelmek üzere... dünya yeni bir sisteme geçmedikçe daha çook krizler yaşanır Piyasadaki mevcut para dünya ülkeleri için zaten yeterli deil Piyasalardaki paradan nemalenmak isteyen insanların %90 ı zarar ederken 10 onu başarılı olsa ne işi yarar olmasa ne işe yarar Parasal sistemden çıkışmadıkça ve bu parasal sistemi belli olan aileler yönettikçe dünyadaki krizlerde bitmez sömürülen insanlarda bitmezzz.. Tüm dünyada parasal sistemde sona gelinmek üzere ...benden uyarması....ekonominin çökmesi anlık olucaktır, bir gece yattıgınızda ansızın uyanıcaksınız..elektrık olmuyacak..int olmuyacak herşey bir anda çökücek, ailen olmuyacak, yalnız olmuyacaksın kalabalık içerisinde telaşla koşturanlar arasında ölüp gidiceksin.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 57
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

2023 yılında, memleketi sikertme operasyonu sonucuna ulaşıp, resmen batacak olduğumuz için, bunlar onun yolunu yapma meselesi sanıyorum. Amanda dünya çöktü, biz değiliz çöken diye nağme yapacaksınız anlaşılan.

 

Eğer sen bir şeyler görüyorsan, merak etme o şeyleri gören başkaları da vardır. Ve herkes senin işi gücü hamuduyla yağmalamak olan, devletin malı deniz, yemeyen enayi modundaki kişiler değil.

 

Hani her fırsatta laf sokulmaya çalışılan kapitalizm var ya. O varken, bu saydıklarının hiç biri olmaz, merak etme. Elektrik olur, olacak, çünkü adam onu satıp para kazanıyor, elbette bunun bir yolunu bulacak, sen hiç merak etme. Kapitalizm bunu getirir. 

 

Komünizm gibi ebleh sistemlerde, "otur yerine işte herkes eşit yağ, işte lamba, onu yakacaksın" denir. Kapitalizmde, biri çıkar, elektriği icat eder, o para kazanır, sen ışığa sahip olursun. 

 

Bu nedenle, kapitalizm denen sistemin olduğu yerlerde, "ama yağ bitti, kalın işte karanlıkta, eşit şekilde" denebilmesi imkanı yoktur. Yağ satanlar batar, olan onlara olur, başka şeyde olmaz. 

 

Ha, yağ satanlarda bazen tarihin piyangosu isabette edebilir. Azeriler gelir, rockfeller'a yalvarır, al bizim petrollerimizi, çıkar işlet diye. Rockfeller, petrolden yağ çıkarıp, sokak lambaları için satan adamdır. Edison ve Westinghouse gibileri, elektriği yaygınlaştırdıkça, azerilerde dahil daha az kazanmaya başlar. Rokfeller'da bir sürü petrolün üstüne çöker, çok bollaştıracam, elektrikle rekabet edecem diye. 

 

Ama ford çıkar, herkes araba sahibi olur, petrol eski olduğundan kat kat değerlenir. Adam da işte bugün herkesin laf soka soka bitiremediği rockfeller olur. 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
9 dakika önce, anibal yazdı:

2023 yılında, memleketi sikertme operasyonu sonucuna ulaşıp, resmen batacak olduğumuz için, bunlar onun yolunu yapma meselesi sanıyorum. Amanda dünya çöktü, biz değiliz çöken diye nağme yapacaksınız anlaşılan.

 

Eğer sen bir şeyler görüyorsan, merak etme o şeyleri gören başkaları da vardır. Ve herkes senin işi gücü hamuduyla yağmalamak olan, devletin malı deniz, yemeyen enayi modundaki kişiler değil.

 

Hani her fırsatta laf sokulmaya çalışılan kapitalizm var ya. O varken, bu saydıklarının hiç biri olmaz, merak etme. Elektrik olur, olacak, çünkü adam onu satıp para kazanıyor, elbette bunun bir yolunu bulacak, sen hiç merak etme. Kapitalizm bunu getirir. 

 

Komünizm gibi ebleh sistemlerde, "otur yerine işte herkes eşit yağ, işte lamba, onu yakacaksın" denir. Kapitalizmde, biri çıkar, elektriği icat eder, o para kazanır, sen ışığa sahip olursun. 

 

Bu nedenle, kapitalizm denen sistemin olduğu yerlerde, "ama yağ bitti, kalın işte karanlıkta, eşit şekilde" denebilmesi imkanı yoktur. Yağ satanlar batar, olan onlara olur, başka şeyde olmaz. 

 

Ha, yağ satanlarda bazen tarihin piyangosu isabette edebilir. Azeriler gelir, rockfeller'a yalvarır, al bizim petrollerimizi, çıkar işlet diye. Rockfeller, petrolden yağ çıkarıp, sokak lambaları için satan adamdır. Edison ve Westinghouse gibileri, elektriği yaygınlaştırdıkça, azerilerde dahil daha az kazanmaya başlar. Rokfeller'da bir sürü petrolün üstüne çöker, çok bollaştıracam, elektrikle rekabet edecem diye. 

 

Ama ford çıkar, herkes araba sahibi olur, petrol eski olduğundan kat kat değerlenir. Adam da işte bugün herkesin laf soka soka bitiremediği rockfeller olur. 

 

 

 

piyasa analizi yapmak o kadar kolay değildir,  sayın anibal, çok basit bir şey sormak istiyorum, 

sizin öngörünüze göre;(ekonomının içine bile felsefe kattınya bravo)

 

dünya nüfüsü 25 milyar olduğunda, bor rezervleri tükendiğinde, petrol tamamen tükendiğinde, her yer betonlaştığında(fazla uzun sürmez ) (bu sefer çok kısa yazıcam, )

 

bankacılık sistemi likitite problemi yaşadığında, vadeli ve devlet tahlili faizleri çıldırdıgında,

 

etin kilosu  200 tl oldugunda,  biber 50 tl oldugunda.

 

ekmek 5 tl oldugunda,

 

karpuz  150 tl oldugunda,

 

1 litre su  10 tl oldugunda,

 

özel, sektördeki bankaların ve fabrikaların  konkodato yaptıgında,

 

carı açık , kontrol edilemez noktaya geldiğinde,

 

finansal sektörün, bittiginde.

 

borsanın dibe vurdugunda,

 

stagflasyondan çıkıp, çöküşe dönemine girildiğinde hala bu kadar iyimser bir tablo çizen anibal görebilicekmiyiz?

 

 

 

 

 

 

tarihinde karamsarhuman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
9 minutes ago, karamsarhuman said:

piyasa analizi yapmak o kadar kolay değildir,  sayın anibal, çok basit bir şey sormak istiyorum, 

sizin öngörünüze göre;(ekonomının içine bile felsefe kattınya bravo)

 

dünya nüfüsü 25 milyar olduğunda, bor rezervleri tükendiğinde, petrol tamamen tükendiğinde, her yer betonlaştığında(fazla uzun sürmez ) (bu sefer çok kısa yazıcam, )

 

bankacılık sistemi likitite problemi yaşadığında, vadeli ve devlet tahlili faizleri çıldırdıgında,

 

etin kilosu  200 tl oldugunda,  biber 50 tl oldugunda.

 

ekmek 5 tl oldugunda,

 

karpuz  150 tl oldugunda,

 

1 litre su  10 tl oldugunda,

 

özel, sektördeki bankaların ve fabrikaların  konkodato yaptıgında,

 

carı açık , kontrol edilemez noktaya geldiğinde,

 

finansal sektörün, bittiginde.

 

borsanın dibe vurdugunda,

 

stagflasyondan çıkıp, çöküşe dönemine girildiğinde hala bu kadar iyimser bir tablo çizen anibal görebilicekmiyiz?

 

 

 

 

 

 

 

Bir şeyleri anlamamakta ısrar ediyorsun.

 

Sorun bu mu, çözülür, çok çok basit. Biraz bomba, biraz gaz, biraz yamyam. Düşürürsün en asalak olandan başlayarak dünya nüfusunu, ki onlar bugün müslümanlar oluyor, olur biter. Ne dert, ne gam... Takıldığın şeye bak, rahat ol.

 

Ötekiler zaten bize mahsus. O da, açlıktan ölecek göt kılı nüfusunun azalması ile gene çözülür kendi kendine, gene rahat ol. 

 

Her sorun, çözümünü kendi göbeğinde taşır, merak etme.

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 minutes ago, Düşünen Hayvan said:

Dünya şu anki iş gücünü 400 milyon kişiyle de yapar ama işte asıl o zaman piyasa durur. Kime satacak ?

 

25 milyar insan olduğunda herşey de o oranda değişecek. Örneğin yönetmek daha zor olacak. Rekabet artacak savaşlar da artacak..

 

25 milyar "insan" olursa, bu bir sorun olmaz. Ama 23 milyar insan, 2 milyarda "müslüman" olursa mesela, bu dünyada yaşanmaz. Tabi sadece müslüman değil, cehaleti, ilkelliği falan omuzlara alan diğer öğretiler, dinler vs. de dahil tabi buna. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

 

Aşağıdaki iletiyi yaklaşık 20 yıl önce yazmış ve Alternatiforum'da yayımlamıştım. Bu iletinin başlığı bana onu çağrıştırdı...

 

BİYOTEKNOLOJİ, KIYAMET VE ÖLÜMSÜZLÜK…. 

 


 

Kıyamet ve ölümsüzlük……

 

 

 

Çirkin ve güzel….

Siyah ve beyaz..

Ateş ve buz……

Son ve sonsuzluk…..

 

 

Ne ilginç…… İç içe, el ele, kucak kucağa…

 

Biyoteknoloji bunların katalisti..

İslam bunların kurbanı……

Biyoteknoloji, teknolojinin biyolojiye uygulanmasıdır. Biyoloji çok geniş bir bilim dalıdır ve her türlü canlı varlıkla ilgilenir. Tıp aslında tek başına bir bilim dalı değildir. Biyolojinin bir koludur ve biyoloji gibi, diğer bütün bilimlerden yararlanır. Biyoloji insan dışı canlıların, tıp ise insanların nasıl çoğaldıklarını, büyüyüp geliştiklerini, yaşam döngülerini, cinselliklerini, yaşayış şekillerini, ömürlerini ve onlarla ilgili hemen her konuyu yakından inceler.

İlerde tarih bu örnekler için ilkel teknolojik gelişmeler terimini kullanacaktır. Çünkü ülkeleri birkaç nötron bombası ile, geride radyoaktivite bile bırakmadan, bir anda ortadan kaldırmak mümkün olabilecektir. Hatta bu günümüzde bile mümkündür…. Teknolojik olarak geri ülkeler, halkları belli bir uygarlık ve teknolojik düzeye ulaşamamış çoğu Müslüman fakir ülkeler, bu kategoriye dahildirler. Dünya hızla değişmektedir. Teknoloji geometrik bir hızla ilerlemektedir. Bir süre sonra öyle bir devirden geçilecektir ki, bu hıza ayak uyduramayan ülkelerin elinden yaşama hakları alınabilecektir. Yaşam bir hak olmaktan çıkacak, ayrıcalık olacaktır. O zaman hızla yaklaşmaktadır. Bu gerçekleri yadsımaya olanak yoktur.

 

Teknolojiye geri dönelim ve gelişmeleri yakından inceleyelim… Şu ana kadar önce teknolojinin, sonra onun bir dalı olan biyoteknolojinin insanlığa kazandırdıklarına bir göz atalım.

 

Teknoloji sayesinde dünya 21’nci yüzyılda informasyon çağına girmiştir. Bilgi artımı inanılmaz boyutlara ulaşmıştır. Her yedi yılda bir mevcut bilgi iki ile katlanmaktadır. Son zamanlarda hiç google taraması yaptınız mı bilmiyorum. Günümüzde bilgi enflasyonu vardır. Her hangi bir konuda karşınıza o kadar çok bilgi çıkmaktadır ki, onlardan yararlanmak ayrı bir bilgi birikimini gerektirmektedir. Bilgili olanların dışındakilerin mevcut bilgilerden yararlanması nerdeyse olanaksızdır.

 

Teknoloji sayesinde yapılan ilerlemeleri sıralamaya gerek olduğunu sanmıyorum. Yalnız yaşamın değil, evrenin ortaya çıkış mekanizmasının bile gizeminin çözülmeye başlandığı bir zamanda yaşıyoruz. Teknolojinin insanlığın yararına değil, zararına kullanıldığının sayısız örnekleri olduğunu biliyoruz. Atom ve Hidrojen bombaları bunların sadece ikisidir. Teknoloji sayesinde kütle imha silahları yapmak ve onları başarılı bir şekilde kullanmak bir sorun oluşturmamaktadır.

 

Aynı şeyleri biyoteknolojik ilerlemeler için de ileri sürebilirim. Bu bağlamda biyoteknoloji insanlığa, diğer teknolojik ilerlemelerden daha yararlı veya daha az zararlı değildir. Biyoteknoloji bir yandan bulduğu yöntemlerle insanlara daha çok süt veren inekler, organ transplantasyonu için kullanılacak domuzlar, iri ve kıpkırmızı domatesler, ilaçlar, protezler, yapay kalp makineleri, böbrekler, iri ve besili piliçler kazandırmışsa da, bütün insanlığı yok edebilecek bakteri ve virusların sentezini de kolaylaştırmıştır. Bu bilgilerle donanan sapkın bir diktatör, hatta kendi özel laboratuvarında araştırma yapmakta olan çılgın bir bilim adamı, dünyanın diğer ülkeleri için ciddi bir tehlike oluşturabilmektedir. Biyoteknolojik ilerlemelerin hepsi insanlığa yararlı, masum ve istenilir etkinlikler değillerdir. Biyoteknoloji içinde ayrıca uyumakta olan ve giderek uyanmaya başlayan bir canavarı barındırmaktadır.

 

Bu korkunç canavar birkaç yüz yıl sonra, hatta belki daha da önce, dünyayı bir felakete sürükleyebilecektir. İnsanlık bu canavarı keşfetmek üzeredir. Bu canavar ölümsüzlüktür. Ya çok uzun yaşamaktır...

 

Bilim ölümsüzlük konusunda yoğun araştırmalar yapmaktadır. Ölümsüzlük henüz bulunamamıştır ama, mevcut ilerlemeler yakın bir zamanda bulunabileceğine işaret etmektedir. Bilim ölümsüzlüğü bulmadan önce çeşitli evrelerden geçecektir. Bu süreç başlamıştır. Günümüzde çeşitli genetik olan ve olmayan müdahalelerle laboratuvar hayvanlarının ömrü uzatılmaya çalışılmaktadır. Genetik olmayan manüplasyonlarla farelerin ömrü iki ile katlanmıştır. Sıra genetik manüplasyonlara gelmiştir. İnsan kök hücre deneyleri ve insan genomunun ayrıntıları, insanların doğal ömrünün ne kadar uzun olduğunu kesin olarak ortaya koyabilecek çalışmalardır. Bu çalışmaları ilerde insan genomuna müdahale eden diğerleri izleyecek ve insan ömrü uzatılacaktır.

 

İnsanlar öteden beri ölümden nefret etmektedirler. Firavunlardan tutun, Çin imparatorlarına, Osmanlı padişahlarından çeşitli diktatörlere kadar dünyada sayısız lider ölmemek için ellerinden gelen ne varsa yapmışlardır. Onların hepsi ölmüşlerdir. Bizler de ölümü tadacak ve ölümsüzlüğü göremeyeceğiz. Uzun yaşama bile bizim için bir ütopi olmaktan öteye gidemeyecektir. Ama bir gün gelecek, ölümsüzlük veya çok uzun yaşamak gerçekleşecektir.

 

İslam’ın şiddetle reddettiği evrim kuramı artık moleküler düzeyde tartışılmaktadır. İnsanın genlerini yakından inceleyerek ömrünün ne kadar olacağını saptamak bulunmak üzeredir. Bu konuda bazı gelişmeler vardır. Bu öylesine önemli bir konudur ki, bir süre sonra şeffaflığını yitirecektir. Hatta belki de yitirmek üzeredir. Biyoteknolojik ilerlemeler önce insan ömrünü 150-200 yıla çıkaracaktır. Ardından bu ömür hızla uzayacak ve önce yüzlerce yıla, sonra binlerce yıla ulaşacaktır. Ölümsüzlük bulunmasa bile bu başarı insanlığın geleceği için son derece tehlikeli bir gelişmedir.

 

Önümüzdeki bin yıl içinde dünyaya şeklini verecek olan sosyo-politiko-ekonomik gelişmeler daha çok teknolojik ilerlemelerden etkilenecektir. Dinler bir tür metamorfoza uğrayarak kendilerini yeniden yapılandırmaya çalışırlarken, iklim ılımanlaşacak, kutuplar eriyecek, insan nüfusu artacak ve sosyal yapıda büyük değişiklikler olacaktır. Önlemler alınmazsa, bundan 500 yıl sonra dünya nufusu 500 milyarı aşacaktır.

 

Bu arada Ay ve Mars kolonileri kurulacak ve insanların bir kısmı oralarda yaşamaya başlayacaklardır. Dünyada mevcut kaynaklar bu nüfus için yeterli değildir. Petrol çoktan bitmiş ve kömür reservleri çok azalmış olacak, stratejik önemi olan diğer madenler tükenmeye başlayacaklardır. Teknoloji bütün bu sorunlara çözümler getirecektir. Ama o zaman teknolojinin zararlı etkileri de egzajere edilecek ve dünya daha iyi bir mekan değil, öncekinden çok daha sefil bir yer olacaktır.

 

Kısaca açıklamaya çalıştığım senaryoya göre dünyanın diğer gezegenlerden gelecek ham maddelere olan gereksinimi artacaktır. İklim Myosen çağında olduğu gibi, sıcak ve rutubetli olacak, deniz seviyesi en azından 50 metre yükselecektir. Bütün bu gelişmeler insan ömrünün uzamaya başladığı ve ölümsüzlüğün bulunduğu bir zamana rastlayacaktır.

 

Dünya ikliminde olan değişiklik, nüfus patlaması, kaynakların tükenmeye başlaması ve teknolojik ilerleme, ölümsüzlüğün bulunması ile bir araya gelince ortaya çıkacak patlayıcı karışım, dünyaya korkunç bir felaket sürükleyecektir...

 

İyi günler.. Selamlar..

 

 

 

 

 
 
 
 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

 

Biyoteknoloji, Kıyamet ve Ölümsüzlüğe devam ediyorum.

Bunlar ilerde vuku bulması mümkün fiktif düşüncelerdir. Ciddiye alınmalıdırlar ama, gerçek olarak kabul edilmemelidirler..

 

Öteden beri ölümsüzlük üzerine araştırma yapmakta olan ülkeler bir süre sonra bu konudaki şeffaflıklarını durduracaklar ve araştırmalarını büyük bir gizlilik içinde sürdüreceklerdir. Biyolojik ilerlemelere diğer teknolojik ilerlemeler de eşlik edecektir.

Çeşitli gezegenlerde üsler ve koloniler kurulacaktır. Ölümsüzlük bulunur bulunmaz bu sırra ilk sahip olan ülke teknolojide ilerdeyse, büyük bir avantaj kazanacaktır. Bu öylesine müthiş bir avantajdır ki, ihmal edilemez. Günümüzde bile yüksek olan dünya nüfusu her insanın sonsuza kadar veya binlerce yıl yaşaması için uygun değildir. Teknolojide ileri olan ülke diğer ülkeleri yok mu edecektir? Kimsenin günahını almak istemiyorum. İnsanların ve ülkelerin bazılarından kurtulmak düşüncesi hakim olabilir. Yüzmilyarlarca insan sayısız kültür ve din ortadan kalkabilir. Geride kalan birkaç milyar insan uzun ve refah bir ömür sürdürebilir. Eğer bu senaryo gerçekleşirse, aralarında Türkiye’nin de olduğu Müslüman ülkeler yeryüzünden silinebilir. Dinler ortadan kalkabilir. Allah’ın yerini insan alabilir. İnsan Allah olabilir.

Geleceği bilmeye olanak yoktur ama, bu senaryoyu kurgubilimsel olarak nitelendirip, ihmal etmek de doğru değildir. Bugün bile bir ülkenin diğerlerini yok etmesi mümkündür. Amerikan prezidentinin Kuzey Kore’ya karşı yaptığı tehdit hala kulaklarımda.. Kuzey Kore’nin Güney Kore’ye veya Japonya’ya atom bombası ile saldırması olasalığı üzerine konuşan Clinton, böyle bir durumda Kuzey Kore’nin dünya haritasından silineceğini söylemişti…  

 

Yukardaki fiktif senaryo yazıldığı gibi değil ama, bir tür gerçekleşebilir. Şimdiden bazı önlemler alınmalıdır. Bu önlemler arasında teknolojik ve biyoteknolojik ilerlemelere limit konulması olmalıdır. Bunun nasıl başarılacağını bilemem. Bazı ülkelerin gizli biyoteknolojik araştırma yapmaları nasıl önlenebilir?

Atom ve Hidrojen bombaları ile ilgili teknolojilerden farklı olarak, biyoteknoloji geniş kaynak ve olanaklara gereksinim göstermeyebilir. İyi bir laboratuvarı orta büyüklükteki bir binaya sığdırmak mümkündür. Bu binayı yer altında inşa etmek ve araştırmaları büyük bir gizlilik içinde yapmak bir sorun değildir.

 

Biyoteknoloji korkunç bir canavardır ve bir süre sonra durdurulmalıdır. İnsanlar doğmalı, gelişmeli, aile kurmalı, sağlıklı bir şekilde yaşamaları, hasta olmalı, dertleri ve sorunları tedavi edilmeli, acı ve ızdırap çekmeleri önlenmeli ama, belli bir yaştan sonra yaşlanmalarına ve nihayet ölmelerine izin ve olanak verilmelidir. Bu ölümlerin çoğu ötenazi ya da intihar şeklinde olabilmelidir.  

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 dakika önce, Sütlü Kase yazdı:

Bu kadar saçma sapan bir yazı olamaz. Önermeler sebepleri ile örtüşmüyor. 

 

Sabah kalkacakmışız elektrik olmayacakmış. 

 

Ağzı olan konuşuyor işte ne kadar doğru söylenmiş. 

 

Hacı ve anibal şu ilk iletiyi okudu mu acaba ? Yoksa başlıktan bakarak mı salladı.

Bu konuda sizin beklediğiniz kadar mantıklı ve az çok doğru yorumlar yapmak mümkün değil. Her düşünür spekülasyon yapmak zorunda.

Link to post
Sitelerde Paylaş
36 minutes ago, haci said:

Biyoteknoloji, Kıyamet ve Ölümsüzlüğe devam ediyorum.

Bunlar ilerde vuku bulması mümkün fiktif düşüncelerdir. Ciddiye alınmalıdırlar ama, gerçek olarak kabul edilmemelidirler..

Öteden beri ölümsüzlük üzerine araştırma yapmakta olan ülkeler bir süre sonra bu konudaki şeffaflıklarını durduracaklar ve araştırmalarını büyük bir gizlilik içinde sürdüreceklerdir. Biyolojik ilerlemelere diğer teknolojik ilerlemeler de eşlik edecektir.

 

Çeşitli gezegenlerde üsler ve koloniler kurulacaktır. Ölümsüzlük bulunur bulunmaz bu sırra ilk sahip olan ülke teknolojide ilerdeyse, büyük bir avantaj kazanacaktır. Bu öylesine müthiş bir avantajdır ki, ihmal edilemez. Günümüzde bile yüksek olan dünya nüfusu her insanın sonsuza kadar veya binlerce yıl yaşaması için uygun değildir. Teknolojide ileri olan ülke diğer ülkeleri yok mu edecektir? Kimsenin günahını almak istemiyorum. İnsanların ve ülkelerin bazılarından kurtulmak düşüncesi hakim olabilir. Yüzmilyarlarca insan sayısız kültür ve din ortadan kalkabilir. Geride kalan birkaç milyar insan uzun ve refah bir ömür sürdürebilir. Eğer bu senaryo gerçekleşirse, aralarında Türkiye’nin de olduğu Müslüman ülkeler yeryüzünden silinebilir. Dinler ortadan kalkabilir. Allah’ın yerini insan alabilir. İnsan Allah olabilir.

 

Geleceği bilmeye olanak yoktur ama, bu senaryoyu kurgubilimsel olarak nitelendirip, ihmal etmek de doğru değildir. Bugün bile bir ülkenin diğerlerini yok etmesi mümkündür. Amerikan prezidentinin Kuzey Kore’ya karşı yaptığı tehdit hala kulaklarımda.. Kuzey Kore’nin Güney Kore’ye veya Japonya’ya atom bombası ile saldırması olasalığı üzerine konuşan Clinton, böyle bir durumda Kuzey Kore’nin dünya haritasından silineceğini söylemişti…  

 

Yukardaki fiktif senaryo yazıldığı gibi değil ama, bir tür gerçekleşebilir. Şimdiden bazı önlemler alınmalıdır. Bu önlemler arasında teknolojik ve biyoteknolojik ilerlemelere limit konulması olmalıdır. Bunun nasıl başarılacağını bilemem. Bazı ülkelerin gizli biyoteknolojik araştırma yapmaları nasıl önlenebilir?

 

Atom ve Hidrojen bombaları ile ilgili teknolojilerden farklı olarak, biyoteknoloji geniş kaynak ve olanaklara gereksinim göstermeyebilir. İyi bir laboratuvarı orta büyüklükteki bir binaya sığdırmak mümkündür. Bu binayı yer altında inşa etmek ve araştırmaları büyük bir gizlilik içinde yapmak bir sorun değildir.

 

 

Biyoteknoloji korkunç bir canavardır ve bir süre sonra durdurulmalıdır. İnsanlar doğmalı, gelişmeli, aile kurmalı, sağlıklı bir şekilde yaşamaları, hasta olmalı, dertleri ve sorunları tedavi edilmeli, acı ve ızdırap çekmeleri önlenmeli ama, belli bir yaştan sonra yaşlanmalarına ve nihayet ölmelerine izin ve olanak verilmelidir. Bu ölümlerin çoğu ötenazi ya da intihar şeklinde olabilmelidir.  
 

 

 

 

Teknik olarak, bakarsak, uzayda şu kadar madde ve hacim var, bu da, teknik olarak belli bir adetten fazla olamayacağımız anlamına gelir. Bu da, bir limit olarak nesli orada durdurur. Ama insan neslinin bu limite ulaşmasından önce, kainatın sonunun gelmesi çok çok daha büyük bir ihtimal bence. 

 

Ölmek, bir seçenek olarak herkesin sahip olması gereken bir hak olabilir. Fakat, insanlar ölmek zorunda değil. Ölmeden de olur o işler ve ölümsüzlük sadece bir zaman meselesi artık. İnsanı da küçümsememek gerekiyor. İnsan, başka gezegenleri kolonileştirebilir. Hatta kendisi başka gezegenlerde yapabilir. Hatta, güneş sistemleri, galaksiler falan. Yok artıkta diyebiliriz, evet, yapamayadabilir, basitçe yok olur gider, doğanın da umurunda olmaz, işine bakar. 

 

Genelde ölümsüzlüğün götüreceklerine bakılır, lan nassı beslenecek o kadar adam? Ama getireceklerini pek düşünen yok, belki ölümsüzlük, beslenmesi, doyması gerekmeyen insanlarla gelecek, bu akıl edilmez pek. 

 

Ama bunlar, belki bir sene 1 milyon tartışmasının konusu olabilir. Tartışma, sene 2023 ise, bunları tartışmak için çok erken.

Link to post
Sitelerde Paylaş

neden 2020 değilde 2023  yılı?

 

Bu  yılın özelliği ne?

 

Türkiye cumhuriyeti 100 yaşına girecek ama diğer dünya ülkeleri için önemsiz bir yıl.

 

2023 yılında uzaya gideceğiz ilk yerli otomobili yapacağız.Süper güç olacağız.Falan filan.:0_80cbc_37a71a73_L:

 

tarihinde priest of nature tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

sayın hacı  yazı gerçekten çok etkileyici ve mantıklı, yalnız bir konuda size katılmıyorum,  dünya nüfüsü 500 mlyar olunca demişsiniz,,,

 

ve güzelim yazının içine azıcık etmişsiniz,

 

dünya nüfüsü 500 milyar olmaz içiniz rahat olsun, 

 

anibal iyi bilicektir, dünyanın bir eko dengesi vardır.

 

neydiiiii ??? sanırım  bir çokbilim adamına göre 9-10 milyar civarında, eğer bu rakan aşılırsa, 

 

korkunç şeyler olucaktır, hem cografi hemde ,biyolojık olarak, 

 

örneğin ağaçların yok olmasıyla,

 

fotosentez üretimi biticek, oksijen üretimi durucak, 

 

ve insan nesli yok olmak tehlikesiyle karşılaşıcaktır, umarım yanılırım

 

bazı bilimciler okyanusların oksijen ürettiğini hatta yosunların fotosentez yaptıgını anlatırlar, fakat denizlerde öyle bir hale gelicekki

canlı forumları,artık olmuyacaktır.. kısaca:

 

dünyanın sonu gerçekten gelmiştir, bu yylın sonunu görüceğimizden oldukça şüpheliiym

 

piyasa analizi yerine farklı bir analiz yaptık ama epey realist , bir analiz oldu sanırım..

 

dipnot düşelim;

 

ölümsüzlük olmazda insan ömrünü uzatıcak, ilaçlar keşfedilebilr, bağışıklık sistemi öyle bir hale gelirki;

 

zehire karşı bağışıklık kazanır insanoğlu hücreler anlık yenilenir, böylece insan ömrü binlerce yıl yaşlanmadan 

 kalabilir, ölümsüzlük garantisi asla olmaz % 100 eminim, örneğin 1400 yaşına geldiniz, ve  trafikte

 

bir tırın altında kalarak feci şekilde can verdiniz, olasıkları saymak istemıyorum, sadece bu örneğin yeterli oldugunu düşünüyorum saygılar.

 

 

tarihinde karamsarhuman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, priest of nature yazdı:

neden 2020 değilde 2023  yılı?

 

Bu  yılın özelliği ne?

 

Türkiye cumhuriyeti 100 yaşına girecek ama diğer dünya ülkeleri için önemsiz bir yıl.

 

2023 yılında uzaya gideceğiz ilk yerli otomobili yapacağız.Süper güç olacağız.Falan filan.:0_80cbc_37a71a73_L:

 

sayın priest benim düşüncem, 2023 yılında 3. dünya savaşı olucagı yönündedir,bu savaşı tetikleyen faktörler yerine

sadece 1 etken  bu savaşı başlatmaya yeterli olucaktır.

 

oda ekonomik veriler, 2023 yılındaki ekonomık veriler, şimdiki verilerden farklı olarak,

 

kü,resel çapta isyanların başladıgı yıl olucaktır, fransadakı sarı yelekliler sadece ufak bir başlangıçtır.

 

ufak bir başlangıç diyorum, gerisini siz yorumlayın, savaşların asıl nedeni şimdiye kadar hammedde olmuştur.

 

veya imparatorluk kurmak isteyenler olmuştur, ama artık devir değişti.. savaşlar ekonomık olarak ,

yön değiştirdi.

 

ülkeler arası, ekonomık savaşlar şimdiden başlamış durumda,

 

bu durum 2023 te  gücü elinde bulunduran dünya devlerinin lehine değişebilir.

örnegın hidrojen bombası ürete ndev tesisleri düşünün.

bu tesisler boşuna yapılmıyor.. dünyada üretim piyasası gittikçe daralıyor.

 

bu ekonomıyı çökme noktasına taşımaktadır.

 

size çarpıcı bir örnek vericem,,

 

abd de yerin kmlerce altına inşaa edilen dev sıgınaklar (zırh delici bombalara karşı etkili ) 

 

51. bölgede seri üretimi devam eden, yapa zeka askerleri..

 

aynı şekilde rusya ve çindede  gizli olarak üretiliyor. gizli  diyorum

çünkü googlle haritadan bile gözükmeyen heklenemeyen dev tesisler harı lharıl 3. dünya savaşına

 hazırlık yapmaktadır. 

 

dünya vatandaşları , günlük hayatlarıyla uyutula dursun, bazı uyumayan duyarlı düşünürler 

 bu konuda oldukça temkinlidir. 

 

tekrar sıgınaklara geri dönelim bu sıgınaklar 40 milyon kişi alıcak biçmde tasarlanmıştır

 yalnızca evangelist burjuva sınıfı olucaktır. çünkü onlar dünyayı yöneten kapitalizmın 

 

tanrılarıdır sadece onlar yaşamayı hakediyor.

 

hacıda dahil hepimizin 3. dünya savaşında yaşıcagınımı? düşünüyorsunuz.

çıldırmış olmalısınız...

 

tarihinde karamsarhuman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

500 milyar fantezi ama aşırı bir abartı değil. Bence insan nufusu sürekli olarak artacak. Artmak zorunda... Çünkü insanların doğal davranışı o yönde. Çoğalmak yönünde!

İnsanlar için bunun anlamı ne olabilir?

Bu dünyada rahat yaşanacak yer kalmayınca ayda ve marsda ve diğer gezegenlerde koloniler kurulacak, yapay uydular şeklinde yerleşme yerleri oluşturulacak demektir.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

sayın hacı

, bü yüzden diyoruzya savaş çıkmak zorunda milyarlarca insan ölmek zorunda, bu oldukça mantıklı.

 

500 milyar bu rakam fantezi kelimesi yetmez, resmen hayalcilik olur, 

 

afrika kıtası  coğrafi koşullar bakımından zaten yaşanabilicek  bir yer değildir..

 

çölleride düşünürsek,,geriye ne kaldı?

 

amerika kıtası avrupa kıtası ve asya kıtası avustralya var birde.

 

çin nüfüsü 3 milyar rusya  700 milyon

abd 450 milyon..

 

zaten dünyada çok az yer kaldı,

 

amazonlar ve avustralya diğer kitalar doldu taştı.. ve siz 500 milyardan bahsediyorsunuz.

 

ben diyorumkı bırakın hayalcılıgıde birazcık realist olmaya calışınız, sayın hacı.

 

25 mlyar lı kbir nüfüsun bile ihtiyacın karşılamaktan aciz bir dünyada yaşıyoruz

 

25 milyar nüfüsü taşımak için dev gökdelenler inşaa edilicek.

 

500 -1000 katlı devvvv gökdelenler düşünün.

 

önsezilerim çok güçlüdür.

 

bu esnada bilim adamları bir çözüm bulamaz ise.sular kırlenıcek

okyanuslar kirlenicek.

 

balıklar ölücek.

 

eko denge yok olucak,

 

bunu görmemek için aptal olmak gerekir.

 

bilim adamları sadece suda yetişen sebze üretmek zorunda kalıcak çünkü

toprak artık kimysalların kurbanı olucak..bu öngörü değil. resmen

 

geleceği görmektir.

belli bir süre sonra bunlarda yeterli olmuyacaktır.

 

siiznde belirttiginiz gibi marsa ve ya aya kolonıler kurulmaya başlanıcaktır..

 

ama yaaa başaramazlarsa ne olucak? polyannacılık oynamaya devammı? edicez!

ek odenge denilen bir zımbırtı var.. belkide bir zamanlar afrikada tıpkı avrupa gibi yemyeşildi.

 

belkide kimysal bir savaşta annukıler ve septiyanlıların kurbanı oldu.. peki yaaa biz ya bizlerr.

 

bu barbar! ıırkın dnlarını taşıyorsak .. bu korkunç bir şey değilmidir?

 

artık uyanalım ve mantıklı düşünelim,  beylerrr itiraf etmek insanı huzurlu yapar.

itiraf edin dünyanın sonu çok yakın..

 

artık hepimiz uyanalım ve subjektif yorumlar yerine objektif olmaya çalışalım

çünkü insanlık söz konusu ve asıl suçluyu bulalım. saygılarımla.

 

 

 

,

tarihinde karamsarhuman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
11 minutes ago, karamsarhuman said:

sayın priest benim düşüncem, 2023 yılında 3. dünya savaşı olucagı yönündedir,bu savaşı tetikleyen faktörler yerine

sadece 1 etken  bu savaşı başlatmaya yeterli olucaktır.

 

oda ekonomik veriler, 2023 yılındaki ekonomık veriler, şimdiki verilerden farklı olarak,

 

kü,resel çapta isyanların başladıgı yıl olucaktır, fransadakı sarı yelekliler sadece ufak bir başlangıçtır.

 

ufak bir başlangıç diyorum, gerisini siz yorumlayın, savaşların asıl nedeni şimdiye kadar hammedde olmuştur.

 

veya imparatorluk kurmak isteyenler olmuştur, ama artık devir değişti.. savaşlar ekonomık olarak ,

yön değiştirdi.

 

ülkeler arası, ekonomık savaşlar şimdiden başlamış durumda,

 

bu durum 2023 te  gücü elinde bulunduran dünya devlerinin lehine değişebilir.

örnegın hidrojen bombası ürete ndev tesisleri düşünün.

bu tesisler boşuna yapılmıyor.. dünyada üretim piyasası gittikçe daralıyor.

 

bu ekonomıyı çökme noktasına taşımaktadır.

 

size çarpıcı bir örnek vericem,,

 

abd de yerin kmlerce altına inşaa edilen dev sıgınaklar (zırh delici bombalara karşı etkili ) 

 

51. bölgede seri üretimi devam eden, yapa zeka askerleri..

 

aynı şekilde rusya ve çindede  gizli olarak üretiliyor. gizli  diyorum

çünkü googlle haritadan bile gözükmeyen heklenemeyen dev tesisler harı lharıl 3. dünya savaşına

 hazırlık yapmaktadır. 

 

dünya vatandaşları , günlük hayatlarıyla uyutula dursun, bazı uyumayan duyarlı düşünürler 

 bu konuda oldukça temkinlidir. 

 

tekrar sıgınaklara geri dönelim bu sıgınaklar 40 milyon kişi alıcak biçmde tasarlanmıştır

 yalnızca evangelist burjuva sınıfı olucaktır. çünkü onlar dünyayı yöneten kapitalizmın 

 

tanrılarıdır sadece onlar yaşamayı hakediyor.

 

hacıda dahil hepimizin 3. dünya savaşında yaşıcagınımı? düşünüyorsunuz.

çıldırmış olmalısınız...

 

 

Çok fantazi aleminde yaşıyorsunuz. 

 

2023'te, geçen seneden, evvelki seneden farklı bir şey olmayacak, hiç merak etmeyin.

 

Ruslar, sıkıntı hisseden, bu nedenle de sıkıntı yaratmaya müsait tek ülke görünüyor şu anda. Çin'de dahil, kimsenin Ruslar ile kendi başına başetmesi mümkün değil, buna ABD'de dahil hatta. 

 

Bahsedilen 3. Dünya savaşı, ancak ABD'nin tamamen yalnız kalması ile gerçekleşebilir. Ruslar yürür ABD'ye, olaylar gelişir. Ama bunu gören çok tabi, sıranın sonra kendine geleceğini bilen Avrupa falan. O yüzden, ABD yalnız falanda kalmaz. 

 

Mesela, Tayyip ve şürekası, kendi şahsi emelleri uğruna, NATO'dan çıkmak, ABD'ye car car etmek gibi bir şey yaparlarsa bu sene, 2023'te Rus çizmesinin bizi nasıl çiğnediğini tecrübe ederiz. Gerçi, votka fiyatları düşebilir, hoşta olur belki. Hem siyasal islamcı çizmesine yeğ bile olabilir bu. Ama şu vatan millet hamasetinden başka bir şey bilmeyenler, her pisliği ABD yapıyor diye rus yalakalığı yapmaya çıkanlar falan, olayların umdukları gibi olmayacağını bilmeli. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 minute ago, karamsarhuman said:

sayın hacı

, bü yüzden diyoruzya savaş çıkmak zorunda milyarlarca insan ölmek zorunda, bu oldukça mantıklı.

 

500 milyar bu rakam fantezi kelimesi yetmez, resmen hayalcilik olur, 

 

afrika kıtası  coğrafi koşullar bakımından zaten yaşanabilicek  bir yer değildir..

 

çölleride düşünürsek,,geriye ne kaldı?

 

amerika kıtası avrupa kıtası ve asya kıtası avustralya var birde.

 

çin nüfüsü 3 milyar rusya  700 milyon

abd 450 milyon..

 

zaten dünyada çok az yer kaldı,

 

amazonlar ve avustralya diğer kitalar doldu taştı.. ve siz 500 milyardan bahsediyorsunuz.

 

ben diyorumkı bırakın hayalcılıgıde birazcık realist olmaya calışınız, sayın hacı.

 

25 mlyar lı kbir nüfüsun bile ihtiyacın karşılamaktan aciz bir dünyada yaşıyoruz

 

,

 

Bu kadar insan için pazarı küçültmeye değmez.

 

Ama bir 30 yıl sonra falan düşünürsek, üreme hızlarını falan da dikkate alırsak, müslümanlar yok edilerek, nüfusun rahatlatılacağı bir dönem olacaktır. Bu kaçınılmaz görünüyor. Müslümanları bilhassa gıda olarak değerlendirip neşelenecek, Afrikalılarda büyüyor malum.

 

Ondan sonra, zaten bir toparlanma dönemi geçer, millet ağzını göğe açmaktansa, okyanuslar gerçeğini farketmiş olur, mevzu en az bir 500 yıl ötelenir. 

 

30 yıl derken, neden 30 yıl, zira petrol, doğalgaz falan, ömrü takriben bu kadar. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 dakika önce, anibal yazdı:

 

Bu kadar insan için pazarı küçültmeye değmez.

 

Ama bir 30 yıl sonra falan düşünürsek, üreme hızlarını falan da dikkate alırsak, müslümanlar yok edilerek, nüfusun rahatlatılacağı bir dönem olacaktır. Bu kaçınılmaz görünüyor. Müslümanları bilhassa gıda olarak değerlendirip neşelenecek, Afrikalılarda büyüyor malum.

 

Ondan sonra, zaten bir toparlanma dönemi geçer, millet ağzını göğe açmaktansa, okyanuslar gerçeğini farketmiş olur, mevzu en az bir 500 yıl ötelenir. 

 

30 yıl derken, neden 30 yıl, zira petrol, doğalgaz falan, ömrü takriben bu kadar. 

sayın anibal, son olarak merak ediyorum senin yorumunu kısaca;

500 milyar konusunda ne düşünüyorsunuz? mantıklımı? bana göre mantığın bile bir onuru vardır..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...