tolonbey 0 Oluşturuldu: Nisan 11, 2019 Raporla Share Oluşturuldu: Nisan 11, 2019 (düzenlendi) Iste böyleee, Halka gizlide bize gizli degil. Ama ne yazikki kimsdenin sesi cikmiyor. Deerinden bazi sesler geliyor. Sesler gittikce yükselmekte, yükselen sesi duyan HAL KIPRDAMAYA basladi. Bu uyanisi Istanbul belediye baskaninin engellenmeside bu uyanisi mutlaka TETiKLEYECEKTiR. Gül Öztürk EY OSMANLI OĞLANLARI, - 12 ADALARI KİM VERMİŞ Yunanlilara ,BİR OKUYUN BAKALIM ! Bakınız bu fotoğraf neleri saklıyor neleri. Evet, bilmek zorundayız ne olduğunu. Geçmişi bilmezsek, geleceği kimlerin nasıl şekillendirdiğini asla anlayamayız. Bu sebeple geçmişi yeni nesillere doğru öğretmek vatani bir görevdir. - Bu fotoğrafta ne mi oluyor? Osmanlı Devleti, bugün 12 Adalar olarak bilinen adaları İtalya'ya bırakıyor. Sene 1912, Uşi Anlaşması'dır bu gördüğünüz anlaşma. İtalya'ya bırakıyor fakat geçici olarak. Anlaşma şartlarına uyulduğu takdirde adalar tekrar Osmanlı Devleti'ne geri verilecek. - Fakat şartlara uyum sağlanmıyor. Bu yüzden 3 yıl sonra yani 1915'te Londra'da bu konu gündeme geliyor ve Londra Paktı denilen anlaşmada bu adaların tamamı İtalya'ya bırakılıyor. Bakınız itiraz eden hiçbir padişah yok. Hiç sultan yok. Adaları İtalya'ya bırakmakla kalmıyorlar aynı sene bir de Çanakkale Boğazı'na dayanıyorlar ve Çanakkale Savaşı'nı yapıyoruz. Yani 12 Adalar önce Uşi'de, sonra da 1915 Londra'da İtalya'ya verilmiştir. Bu fotoğrafta gördüğünüz Osmanlı temsilcilerinden biri Rumbeyoğlu Fahreddin Bey'dir. Bu adam kim mi? Türk milleti bir milli mücadele verirken, Kuvayı Milliye'yi kurmuşken, bu adam Kuvayı Milliye'nin karşısına Damat Ferit'in kurduğu Kuvayı İnzibatiye ile çıkan adamdır ve Yunan ordusunun yanında olmuştur. -Yani osmanli torunuyum deyenler Osmanli gibi Yunan ordusunun yanindadirlar. Bunun saklisi,gizlisi yoktur. - Savaş kazanılınca sürgün edilen 150 likler arasında yer almıştır. 12 Adaları İtalya'ya bırakan heyetin içerisinde bu adam vardı. Şimdi asıl olaya gelelim… Uşi Anlaşması'nın ismini aldığı Uşi, Lozan şehrinin bir semtidir. Bu yüzden 1912'de imzalanmış olan Uşi Anlaşması, İtalyan tarihinde Lozan Anlaşması olarak geçer. - Fakat bizim bildiğimiz yani 1923'te imzalanan Lozan Barışı ile bu anlaşma birbirine karıştırılmasın diye bu anlaşmaya Uşi denmiştir. İşte arkadaşlar sahte kiralık tarihçiler, yani Kadir Mısıroğlu, Armağan ve çetesi, bu durumdan faydalanıyor ve 12 Adaların Lozan Anlaşması'nda gittiğini söylüyorlar. - Halbuki o Lozan başka, bu Lozan başka. Ne yazık ki bunu bütün millete yutturdular. ve böylece milletimizi Lozan barışına düşman ettiler. Bizim bildiğimiz Lozan Anlaşması'nda ise bilakis Ege'de birçok ada Türkiye'ye geçmiştir. Türkiye'ye Lozan Anlaşması ile geçen bu adalar ise son 10 yılda Yunanistan'a bırakılmıştırAKP tarafindan. Bugün Yunan papazların mangal yaptığı Ege adaları, uluslararası anlaşmaya göre halen daha Türklerindir. Umulur ki bol bol paylaşılır, gruplara atılır, milletimiz bilgilendirilir. Nisan 11, 2019 tarihinde tolonbey tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Frankton 0 Nisan 11, 2019 gönderildi Raporla Share Nisan 11, 2019 gönderildi Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Ümit Yalım 2017'de yaptığı ve 2018'de yinelediği açıklamasında, yapılan antlaşmalara göre Girit adasının 4'te 3'ünün Türkiye'ye ait olduğu iddiasında bulunmuştu. https://www.sozcu.com.tr/2017/gundem/girit-adasinin-dortte-ucu-turkiyeye-aittir-2121425/ https://www.sozcu.com.tr/2019/gundem/giritin-dortte-ucu-turkiyeye-ait-4013470/ Alıntı Yalım, “30 Mayıs 1913 Londra Antlaşması'na göre Girit, Müttefik Devletler'e (Yunanistan, Bulgaristan, Karadağ, Sırbistan) verilmiş, etrafındaki 14 adacık Osmanlı'da kalmıştır. Bu durum Lozan Antlaşması'nın 12. Maddesi ile teyit edilmiştir. Lozan'dan sonraki süreçte, Bulgaristan, Sırbistan ve Karadağ haklarından feragat etmiş ve anılan haklar aslına rûcu ederek Türk toprağı olmuştur” dedi. Link to post Sitelerde Paylaş
karamsarhuman 0 Nisan 11, 2019 gönderildi Raporla Share Nisan 11, 2019 gönderildi gül öztürk hamfendi kim? Link to post Sitelerde Paylaş
priest of nature 0 Nisan 11, 2019 gönderildi Raporla Share Nisan 11, 2019 gönderildi 1-Adalar bizim ise kurtuluş savaşı sonrası neden gidip sahip çıkmadık?Deniz kuvvetlerimiz yoktu.Basit bir kayığımızda mı yoktu? 2-İkinci dünya savaşında adalar alman ve italyan işgaline uğrayınca neden sesimizi çıkarmadık? Suçlu sesini çıkarmayan yöneticilerimizdir. Link to post Sitelerde Paylaş
malta erigi 0 Nisan 11, 2019 gönderildi Raporla Share Nisan 11, 2019 gönderildi O esnada inönü senin deden boş yere ölmesin diye kıçını yırtıyordu da o yüzden. Adam öyle bir stres altındaymış ki, almanların ruslara saldırdığı haberini aldığında, yaşlı başlı adam göbek atmaya başlamış. Şimdi popon kuru, keyfin yerinde paşaya sallamak kolay. Bizi o savaşın dışında tutarak nasıl bir iyilik yaptığına kafanız basmıyor. Link to post Sitelerde Paylaş
Baris28 0 Nisan 12, 2019 gönderildi Raporla Share Nisan 12, 2019 gönderildi Lozan bir hezimettir. Lozan'a hiç bir diplomatik deneyimi olmayan İsmet İnönü'nün gönderilmeside bu hezimetin sebebidir. Eğer günümüz dış işleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu gibi bir diplomat Türkiye'yi temsil etseydi şu anda belkide sabahın şu saatlerinde Paris'te kahvemizi yudumluyor, öğlen yemeğinide Londra'mom hangi restoranında yiyeceğimizi konuşuyor olurduk. Üzücü... Link to post Sitelerde Paylaş
malta erigi 0 Nisan 12, 2019 gönderildi Raporla Share Nisan 12, 2019 gönderildi 7 hours ago, Baris28 said: Lozan bir hezimettir. Lozan'a hiç bir diplomatik deneyimi olmayan İsmet İnönü'nün gönderilmeside bu hezimetin sebebidir. Eğer günümüz dış işleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu gibi bir diplomat Türkiye'yi temsil etseydi şu anda belkide sabahın şu saatlerinde Paris'te kahvemizi yudumluyor, öğlen yemeğinide Londra'mom hangi restoranında yiyeceğimizi konuşuyor olurduk. Üzücü... Lozan'a mağlup taraf olarak gittik, farkındasın değil mi? Almanya'yı da İsmet mi temsil etti Versailles'da? Link to post Sitelerde Paylaş
sağduyu 0 Nisan 12, 2019 gönderildi Raporla Share Nisan 12, 2019 gönderildi 16 hours ago, Baris28 said: Lozan bir hezimettir. Lozan'a hiç bir diplomatik deneyimi olmayan İsmet İnönü'nün gönderilmeside bu hezimetin sebebidir. Eğer günümüz dış işleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu gibi bir diplomat Türkiye'yi temsil etseydi şu anda belkide sabahın şu saatlerinde Paris'te kahvemizi yudumluyor, öğlen yemeğinide Londra'mom hangi restoranında yiyeceğimizi konuşuyor olurduk. Üzücü... Hadi be hayalperest budala. İşiniz gücünüz boş boş böbürlenmek, başka da bir sikime yaradığınız yok. Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts